Herkese ‘terörist’ denilince sıfatın değeri ucuzluyor.. İktidarlar muhalefete düşme ihtimalini unutmamalı…

24
Reklam

Yakınım bir süre haberleri izledikten sonra “Terör sözcüğü ne kadar ucuzladı” dedi.

Ortada muhalif bilinen kim varsa belli çevreler gözünde -ve dilinde- derhal ‘terörist’ damgası yiyor. Bazıları -mesela HDP- diğerlerinden -mesela CHP’den ve İYİ Parti’den- daha fazla o damgaya muhatap ediliyor.

Fakat yine de her muhalif bir gün ‘terörist’ diye anılmaya mahkum ülkemizde.

En son atamayla gelmiş rektörlerini beğenmeyen ve bunu itiraza dönüştüren üniversite öğrencileri ve onlarla dayanışmaya giren öğretim üyeleri için kullanıldı ‘terörist’ sıfatı.

Hapiste gazeteciler, sivil toplum kuruluşları mensupları var, birileri bu konuyu gündeme getirince derhal aynı sıfat devreye sokuluyor ve “Onlar gazeteci ve sivil toplum lideri değil, onlar terörist” deniliyor.

Eskiden bir tek PKK ile özdeş bir sözcüktü ‘terör’ ve zihinlere de öyle kazındı; şimdi kolayca herkes o sıfata muhatap edilebiliyor.

“Kolay kullanılan sıfatlar bir süre sonra gücünü kaybeder” kuralı şimdilerde işlemeye başladı.

ABD’nin Suriye politikası kimlerin elinde

Reklam

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ABD ile ilişkileri yumuşatmak için bir hamle yapma ihtiyacı duydu. Aradaki en büyük sorun gibi görünen Rusya’dan 2,5 milyar dolar ödenerek satın alınmış S-400 füze savunma sistemi için “Girit formülü uygulanabilir” dedi.

Kıbrıs Rum kesiminin Rusya’dan aldığı S-300 sistemi Avrupa Birliği üyesi olunca sorun teşkil etmeye başlamıştı; Yunanistan onu Kıbrıs’tan Girit adasına taşıdı ve bir depoya kilitledi.

‘Girit formülü’ bu.

“Biz de S-400 bataryalarını depoya kilitleriz” demek istiyor milli savunma bakanı.

Ancak bunu bir şarta bağlıyor. ABD’nin Suriye’de işbirliği yaptığı PYD/YPG yapılanmasını Türkiye gibi ‘terörist örgüt’ ilan etmesi şartına…

Oysa ABD’de yönetime yeni gelen kadrolar böyle bir konum değişikliğine pek uygun değil.

Gereksiz yerde de kullanıldığı için ‘terör’ ve ‘terörist’ sözcükleri, esas kullanım yeri çıktığında karşı taraf üzerinde fazlaca bir etki uyandırmayabiliyor.

Böyle bir tehlike şimdi de var.

Reklam

ABD’de başkan değişimiyle birlikte ülke adına politika üretip uygulayan kadrolar da değişti. ABD’nin Donald Trump tarafından belirlenmiş Ortadoğu politikasının yürütücüsü olan ve Ankara’da tutumları beğenilmeyen biri general iki kişi yeni başkan Joe Biden tarafından kilit görevlere getirildiler.

Ordudan CENTCOM komutanı iken emekli olan Gen. Lloyd J. Austin III Biden hükümetinde savunma bakanlığı görevini üstlendi.

Son iki başkan dönemlerinde ABD’nin İŞİD (DAEŞ) ile mücadele sorumlusu olarak görev yapmış ​Brett H. McGurk de, Biden tarafından Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Ortadoğu ve Afrika’dan sorumlu danışman yapıldı.

Her ikisinin yönlendireceği ABD’nin bu bölgeye dönük politikaları Türkiye’nin lehine olmayabilir.

Neden mi?

Herhangi bir arama motoruna girip bu iki ismi ve Türkiye sözcüğünü yan yana yazıp sonuca bir göz atın neden olduğunu göreceksiniz. Bizim ‘terör’ ve ‘terörist’ dediklerimizle ülkeleri adına işbirliği kuran, PYD/YPG yapılanmasına Amerika’nın bölgesel stratejik ortağı gibi davranan kişiler bunlar.

Böyle oldukları için vaktiyle Ankara’dan sert eleştirilere maruz kaldılar.

Libya’da dengeyi değiştirmekle BM görevlendirildi

‘Terörist’ sözcüğünün ucuzlatılmasının mahzuru yalnızca Suriye için değil, Türkiye’nin Libya politikası için de geçerli.

Libya’da çarpışan iki taraf vardı ve Türkiye onlardan birini ‘seçilmiş meşru hükümet’ olduğu gerekçesiyle destekliyordu. Geçen hafta Birleşmiş Milletler (BM) birbirine muhalif grupları Cenevre’de bir araya getirdi ve cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanları onların oylarıyla belirledi.

Yeni yönetim ülkede askerleriyle bulunan bütün yabancı devletlerin Libya’yı terk etmesini istedi.

Eski durumda Türkiye Trablus hükümetini destekliyor, ona karşı çıkanları meşru hükümete baş kaldırmış ‘teröristler’ olarak tanımladığı için Libya’daki varlığını gerekçelendirebiliyordu.

Şimdi durum farklı. Karşıda adı ‘milli mutabakat hükümeti’ konulmuş BM destekli bir hükümet var.

Araya BM sokuldu ve bütün denge değiştirildi.

Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliği gibi, Türkiye de, gelişmeyi olumlu karşılayan cephede yer alıyor.

Ankara’dan en son yapılan açıklama “Diğer ülkeler çekilsin, biz de çekiliriz” oldu.

BM’nin kurduğu denge uzun süreli olabilirse muhtemelen yakın zamana kadar ‘terörist’ damgası ile anılmış olanlar ülkenin meşru silahlı kuvvetleri haline dönüşebilir. [Cenevre’deki oylamaya 73 temsilci katıldı; bir kişinin çekimser kaldığı oylama 36 oyla, yani ‘yüzde 50+1’ ile, sonuçlandı. Kılpayı. Onun için süreklilik konusunda tereddüt belirttim.]

Gelişmeler iktidarı içeride yumuşamaya zorluyor

Dışarıda meydana gelen gelişmeler ‘terör’ ve ‘terörist’ sözcüklerini ucuzlatmanın yanlışlığını ülke siyaseti için de düşündürtmeli.

Türkiye demokratik bir ülke; ülkeyi kimin yöneteceği sandık sonucuyla belirleniyor. Demokrasilerde hiçbir iktidar ilanihaye varlığını sürdüremiyor, gün geliyor yerini farklı bir iktidara bırakmak zorunda kalabiliyor.

Zaten bu bilindiği için de, demokrasilerde, rakip siyasi partiler ve o partilerin politikacıları, devranın değişebileceği düşüncesiyle, siyasi rekabeti belli sınırlar içinde tutma ihtiyacı duyuyorlar.

Gereksiz sertlik, ucuzlatılmış sıfatların fütursuzca kullanılması bu yüzden mahzurlu.

Yakınımın haberleri izledikten sonra yaptığı “​Terör sözcüğü ne kadar ucuzladı” tespiti boşuna değil.

ΩΩΩΩ

Reklam

24 YORUMLAR

  1. Trump ikinci defa yargılanıyor senatoda bu hafta. Bu sefer darbeye kalkışmaktan. Darısı ülkemizin darbe severlerinin başına!

  2. Herkese bağırdık, yakın yerde dostumuz kalmadı ne Araplar ne Avrupalılar ne güney komşularımız ne kuzey komşularımız. Covid-19 aşısını bile Çin’den alıyoruz. Artık yeni bir dost arıyoruz onu da uzayda bulacağız inşallah, canımızı sıkmaya değmez, uzaylılarla iyi diyalog kurarız inşallah.

  3. Hırsızın birisi bir yerden bir at çalmış .Ertesi günü de oğluna ,
    – Oğlum , beni görenlerden tanıyan olabilir , sen bu atı al götür pazarda sat !
    Çocuk atı almış pazara gitmiş ; ”satılık at ,satılık at ” diye bağırırken bir müşteri yanaşmış ,
    – Evladım senin satlık atın bir ayağı sakat ama !
    Çocuk itiraz etmiş ,
    – Hayır ,atım sapasağlam , bir şeyi yok !
    Adam ,
    – O zaman bir bineyim bakalım, hangimizin dediği doğru ?
    Çocuk razı olmuş , adam da ata atladığı gibi dörtnala basmış gitmiş !
    Çocuk , saatlerce beklediği halde adam geri gelmemiş ! Artık atın çalınmış olduğuna kesinlikle inanan çocuk evin yolunu tutmuş. Eve varınca merakla bekleyen babası sorar,
    – Oğlum atı satabildin mi , kaça sattın bakayım ?
    Çocuk cevap verir,
    – Baba merak etme , geldiği fiyata gitti !
    NOT: Bu gün konu çok , herkes her yöne çekebilir
    Selamlar , saygılar

  4. Hdp, Mlkp, Dhkp li göstericiler polis bize aşağıya bak dedi yalanın görüntülerinin ortaya çıkmasıyla.

    Muhalif medya “147 yazardan Boğaziçi öğrencilerine destek” başlığı ön planda. Öğrencileri gazlamaya devam ediyorlar.147 yazarın bildirisinin merkezine “aşağı bak” yalanı oturtulmuş. Aşağı bak” yalanı, tamamen bir kitle yönlendirme operasyonuydu. Profesyonel bir çalışmanın ürünüydü. Bu yalan deşifre edilmiş ve gözler önüne serilmişken; sevgili yazarlarımız neden hâlâ “polis, öğrencilerimize aşağı bak diyor” yalanını sürdürüyor? Bildiler imzalarken yalanlara ihtiyacınız mı var?
     
    1500 ögretim üyesinden 50 kişi, 15000 bin ögrenciden 300 kişi ortalığı karıştırmıştı. Dün, Uzay Ajansının hedefleri ortaya konuldu. Onlara şu hedefi koymuş. “Bıraķın bu boş işleri Yukarıya bak ne görüyorsun. İstikbal göklerdedir” Tabi anlayabilirlerse bilim yerine kargaşa üretmeyi bırakabilirlerse.
    Çok şükür Bogaziçinde onlardan az var. Gerisi halleder bu hedefleri.

  5. Muharrem İnce Chp den istifa ederken söylediği ” Atatürk’ün İstanbul işgal altındayken Samsun’a çıktığını anımsatttı. İnce, “Ben de bu işgal altında olan Atatürk’ün emanetini, işgalden kurtarmak için terk ediyorum.”” Muharrem İnce nin derdi Türkiye’yi yönetmek değil, CHP’yi yönetmek herhalde.       

    Atatürk ün emaneti olan Chp kimin işgali altındaymış onu da sıraladı 42 yıllık Chp li Muharrem. İstifa ederken de o biçim giydirdi CHP’ye.
    “ABD’den demokrasi dilenenlerle yolumu ayırıyorum”  Hedef Zeki Çeliköz.
    “Atatürk’e kefere diyenleri yönetici yapanlarla yolumu ayırıyorum”.Hedef Mehmet Bekaroğlu.
    ” Mustafa Kemal deyip Mustafa Kemal Atatürk diyemeyenlerle yolumu ayırıyorum”. Hedef Canan Kaftancıoğlu
    “Ben askeri değilim, yoldaşıyım diyenlerle yolumu ayırıyorum”.
    Hedef: Yine Kaftancıoğlu.

    “Grup başkanvekilliği seçimini bile kaldırıp atamaya getiren bu yönetimle yolumu ayırıyorum”.
    Hedef: Kemal Kılıçdaroğlu.
    “FETÖ’cüleri Sorosçuları koruyanlarla yolumu ayırıyorum.”
    Hedef: Kılıçdaroğlu ve yönetime getirdiği CHP eliti.

    “Ne işimiz var Libya’da diyerek ‘Mavi Vatan’ı kavrayamayanlarla yolumu ayırıyorum”.
    Hedef: Yine Kemal Kılıçdaroğlu

    CHP aday yapmayınca başka partiden aday olup bugün CHP’yi yönetenlerle yolumu ayırıyorum.”
    Hedef tam 12’den: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.

    18 Nisan 1999 seçiminde DSP’den aday olmak için SSK’daki görevinden istifa etti ama Ecevit tarafından aday gösterilmeyince Baykal’ın inisiyatifiyle CHP’ye geldi. 2002’de CHP’den vekil seçildi ve FETÖ’nün 2010’da Baykal’a düzenlediği kaset operasyonu sonrasında Baykal’ın koltuğuna oturdu. Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olmasıyla beraber, İnce’nin deyimiyle “işgal” başladı.
    Ne diyelim, Allah gazasını mübarek etsin.

  6. Demirel korkaktı Tayyip söke söke alır.Demirel şapkası ni alır gider.Tayyip kes ulan paşa der ve demiştir

  7. Elhamdülillah ay ve uzay kelimeleri gündeme geldi.neydi başörtüsü laiklik tartışmaları.org.bilmem kim başörtüsü şöyle bağlanmalıdır diyordu.memleket iyiye gidiyor.Elhamdulillah.

  8. Sayın Koru ,

    House of Cards ın 6 . sezonunda Suriye de işlerin nasıl yürütüldüğüne dair anlatımĺarı tekrar izlemenizi öneririm. Tabi herkes görmek istediğini görecektir.

  9. “Terör sözcüğü ne kadar ucuzladı”  demiş Fehmi Koru nun yakını. Dogru demiş.Sen terör estirene terörist deme, görmezden gel. “Sırtımızı YPJ’ye YPG’ye ve PYD’ye yaslıyoruz” diyen Figen Yüksekdağ ın partisiyle ittifak yap,
    Ypg ye özgürlük savaşçısı de, Pkk lılara hendek kazan arkadaşlar de Bogaziçi de eyleme katılan Dhkp ve Mlkp lilere ısrarla üniversite ögrencisi de,  Azerbaycana yardım eden Türkiyeyi eleştiren cihatçı gönderen diye yaygara yap, Devlete millete kumpas kuran, ergenekon, balyoz,mit tırları,7 şubat mit olaýı, 17-25 aralik, 15 temmuz u yapan 250 vatandaşı şehit edenleri savun,olaylara  ısrarla tiyatro de. Twitter çagrisi üzerine 50 vatandaşı katledilmesine sebep olan Demirtaşı savun. Sonra da terör kelimesi ne kadar ucuzlamış diye üzül.

  10. Terör

    Terör estirmek diye bir laf vardı. Trafik terörü diye bir deyim var. Yani bu terörist sıfatı ile kargaşa huzursuzluk çıkarmak anlamındaki terör kelimeleri farklı.
    Anlaşılmayan beyaz saraya yürüyen ve seçimde hile yapıldığını iddia eden kalabalıklar- ki görenler onbinlerce diyor- terörist oluyordu gezi de boğaziçinde polis arabası yakıp rektörlük basanlar niye cici çocuk oluyor.
    Şunu da unutmamak lazımki dünyanın en aşağılık hainleri bizden çıkıyor. Yurtdışına kapağı attıktan sonra Türkiye düşmanları ile kol kola kendi ülkesine saldıranları terörist değil hiçbir sıfat tarif edemez.

  11. NABZA UYGUN ŞERBET.
    Halk makul gördüğü ne varsa önüne dökmek.
    Sanat halkı eğitmek için mi yoksa halkı eğlendirmek için mi yapılmalı.
    Hiçbir şey zamanı gelmeden kabul görmez.
    Bütün taraflar yeni duruma hazır edilmeli.
    Güç elinde iken karşı tarafı fikren ikna etmen gerekmez onu gücü elinde bulunduranların cüzzamlı kabul ettiklerinin saflarına katman yeterli.
    Bir gün şartlar değişince ne yaparızın da çaresi düşünülmüş.
    O zamanın şartları vatanin bekası için öyle gerektiriyordu.
    Yanı her şey vatan için yapılmış.
    Yerseniz.
    Ayni uygulamalar vesayet in başka ellerde olduğu zamanlarda da tekrarlanmış.(aslında vesayet değişmemiş belki renk değiştirmiş sadece)
    Yanlışlardan bahis edenler ya kominist,ya faşist yada irticaci diye yaftalanıp cezalandırılmış.
    Şimdi moda terörist.
    Yabancılar bununla iş görür de ,yerliler iş göremez mi.
    Yabanclar işlerine gelmeyen devleti,biz işimize gelmeyen grupları bununla saf dışı etmeye çalışıyoruz.
    Bugün kendini muktedir görenler yarın başkalarının düdüğü öttüğünde zaten birçoğu kılık değiştirip yeni yerde çoktan saf tutacaklar.
    Bu işte yine yanlışta olsa samimi olanlar dip dızlak ortada kalacak.
    Yeniden eski rotaya dönüş sinyalleri.
    Cambaza bak ile uyutma.
    Araba ,uçak kesmedi uzay yolculuğuyla dertlere merhem olmak.
    En büyük yapmak mı en karlı olanı yapmak mı akıllıca.
    Araba yapmak mı satabilmek mi önemli.
    Satılamayan yada ihraç edilemeyen bir ürün üretmek ne kadar akıl işi.
    Elan Musk, bir Türkü uzayda uçurmak bizi mutlu edecekse başka.
    Belki de bu yolla ABD ile yeni işbirliği yolları arıyoruz.
    İsrail e aramızı bul ihalesini çoktan vermişiz.
    Her şey Büyük üst aklın istediği gibi şekilleniyor.
    Para ya sıkışmış ama faize karşı tefecilere celallenenler sonunda tefecilerin tam istediği yola girer diz çökerler.
    Hesabi nı bilmezsen hesabi nı dürerler.
    Dengesiz yöntemlerle ,çok büyük haksız kazançlara yol açar haksız kayıplara neden olursun.
    Halkını tatmin edecek gelire kavuşturamazsan mutlaka birileri tarafından edilgen olursun.
    Halkın tencereden başka kaygısı var mı acaba.
    Olmaz dediklerini daha önceden yaptırdıkları gibi sonradan da yaptırırlar.
    Önemli olan o kerteye gelmemek.
    Kuzey Irak için izlediğimiz tarihi yol haritasina bakmak gerek.
    Dünyada en iyi ve en uygun fiyata neyi üretip satabiliyorsak önce onları yapıp satalım.
    Zenginleşince daha büyük projeler borçsuz girelim.
    Vatandaş akşam yatıp sabah kalkınca ev sahibi olamayacağını bilir.
    Devlet zamanı gelmeyince fuzuli yerlere para harcar sa,
    Devrim arabasi nin hikayesini yaşar.
    Neyse her şey birbiri ile ilintili belirleyici olan ekonomidir.
    Yanı her şey ekonominin başının altından çıkıyor.

  12. Dua edin ABD değilsiniz.
    O zaman neye terörist denir iy anlardınız.Bir yürüyüş ile anında iç terörist olurdunuz.
    Terörü kınamıyor(İspanya da terör örgütü dedikleri en son ne zaman can almış belli değil.Bizdeki ) diye kapatılan.Bizdeki giibi onbinlerce can alan örgütlere aklayıp paklasalar bırak terörist demeyi asit kazanlarında yok ederler.
    Bir tarikat Beyaz sarayı bombalasa Rusya dan emir alsa düşünemiyorum ona sahip çıkacak adamın başına gelecekleri

    Ortadoğuda oturup İsviçre ağzıyla konuşanlar aynı Sultanbeyli de oturup Etiler’e örnek veren kötü yola düşmek üzere olan gençler geliyor aklıma.
    Bizimkiler cahillikten değil sadece 5. kol faaliyetleri nedeniyle hinliğine örnek veriyorlar

    Yani dua edin ABD de değilsiniz.

  13. Fıkrayı uyarlıyorum.

    Terörizm belirlemesini yapan merciice terörist sayılan farklı farklı grupların temsilcilerine büyük ve sarp bir dağ gösterilerek “dağın zirvesine şu kadar sürede ulaşanlar artık terörist sayılmayacak,normal insan sınıfına girecekler!” hedefi konulmuş.Bu imkan üzerine terörist sayılanlar normal insan olabilmek için bütün güçleriyle zirveye yönelmişler.Bunlardan birisi belirlenen sürede kan ter içinde zirveye ulaşmış ve normal insan olmanın mutluluğuyla sevinç içinde haykırmış.Onun hemen arkasından zirveye ulaşmak üzere olan altındaki ise tükenmiş sesiyle güç bela ona seslenmiş:”Kardeşim gücüm kalmadı.Eline uzatsan da ben de oraya çıksam.teröristlikten kurtulsam.”
    Beriki artık normal insan sınıfına girmiş olmanın güvenciyle alttakine tekmeyi indirmiş:”Hadi oradan pis terörist!Sen de kim oluyorsun,haddini bil!Hemen de şımarıyorsun!”

    Bu fıkra da anayasa değişikliği münasebetiyle:

    İsmi Abuzittin Kesekâğıdı olan adam isim değiştirme talebiyle hakimin karşısına çıkmış:
    “Hakim Bey,ismimden çok rahatsız oluyorum,çok gerilerde kaldı ve bana hitap etmiyor,artık ismimi zamana uyarlamak istiyorum.”
    Hakim adamın isminin tuhaflığı karşısında talebi haklı bulmuş ve konuşmuş: “Makul bir talep,peki isminizi ne olarak değiştirmek istiyorsunuz?”
    Adam cevap vermiş:”Abuzittin Naylonpoşet!”

  14. Boğaziçi mi dışımı Edirneden bakınca herbişeyi görmek görebilmek için bir hayli zorlanmak gerek herhalde. sandalyenin üzerine çıkıp uzakları görmeye çalışmak gibi olabilirmi?
    biz aslında üniversitelerin bulundukları konumu değilde coğrafi konumunu mu kıskanıyoruz acaba?
    Ne güzel boğaz manzarali bir okuldun sen robi amca..
    uzay çalışmalarının tanıtıldığı bu hafta içinde (dünden beri tüm hükümet üyeleri tüm tv lerde anlatıyorlar),
    fakat benim aradığım Boğaziçili öğrencilerin koşarak Atatürk’e gösterebilmek için heyecan içinde ellerinde içatları ile yüzlerindeki o heyecan, gururu 2021’de yine devlet büyüklerine koşmaları!.. (eline bir dron yada uzay mekiği almış ANKARA’ya koşan bir genç öğrenci getirin gözünüzün önüne).
    amaan boşver yaa..
    (öğrencinin terorsti, hocasınını kocası, güvenlik güçlerinin aracına tekme atan birileri, üniversitenin kapısına kilit (yada başka bişey), birgece ansızın geleceğini söyleyen!..
    aman yarabbi sen aklımı koru.).

  15. 9, Kasım 2005 Şemdinli olayları.
    17 ay sonra! 27 Nisan 2007’de e muhturasi! Bir hafta sönra, Dolmabahçe’de sır görüşme.

    2007 erken seçiminde aday olmayan Abdullatif Şenerin, 11. C Başkani Gül adaylık parasıni yatırarak 22 Temmuz 2007deki erken seçimde tekrar millet vekili seçilmesini sağladı, fakat Şener, Erdoğan ile değil çalışmak ayni ortamda dahi bulunmamak için AKP’den istifa etti. İstifadan sonra, Erdoğan
    “Trenden inenler başarılı olamazlar” demiştı.
    Şener, 13 sene önce söyledikleri ve bildiği halde tıpkı sonradan ona katılanlar gibi şimdiye kadar devlete zarar vermemek için söyliyemedikleri’ni maalesef Dünya bizden daha önce öğrendi.

    Bu aralar, Şemdinli olayları ve Sırları ile gümüldü diye bildiğimiz o meşhur Dolmabaçe görüşmesının’de 27 Nisan e-muhturasını’da millete yansıtılanın tam tersi oldüğunu birileri bildiği hatta o konuşma kayıt edildığı dedikuduları ortalıkta dolaşiyor.

    E- muhtura verildiğin’de zamanın Başbakan yardımcısı ve Diş işleri Bakanı 11.C Başkanı Abdullah Gül aninda tepki vermiş ve o muhturaya karşılık askerlere daha ağır bir muhtura ile cevap vermişti,fakat ne hikmetse bir hafta sonra, zamanın Başbakanı muhturacılar ile başabaş görüşmüştü.Neden acaba?
    Bizdeki gazetecilerin
    eli kolu bağlı olduğu için sağ olsun yabancı gazeteciler arşivleri didik didik ediyorlar.

    Boğaiçi! Anayasa! Adalet! Damat! Bunlar gibi ninnilerle aç millet uyuyamiyor…!!! Bakalım aç kurtlar 18 yılda tirenden indirdiklerine’mi hesap soracak yoksa firenini patlatan makinistemi hesap soracak.

    yerlerde mufasa ederler.tarafından tüzağa

    yapacaklarına kara

    ister Her zsman Şemdinli olayları ve 2007, Dolmabahçe göeüşmesi.

  16. Pes pes pess !
    Kainatın en aşağılık yarattığına Anadolu’da rastlandı.
    ” Ben işsizim beş param yok, bizim paramızla bazılarının saraylarda yaşamasına hiçbir itirazım yok. Demekki ben buna bazıları da saraylara layık” diyor
    Başlıktaki sözlerden başka aklıma bir şey gelmiyor.
    Bir de bir dua: Allah’ım aklıma mukayyet ol.

  17. 83.5 milyon insanın içinde bulunduğu Türkiye gemisi uluslararası fırtınalı sularda kaptansız yüzüyor. objektif bir gözle etrafa bakan herkesin hissettiği bir duygu bu sanırım. bunu artık milletimizin anlaması lazım.

  18. Soru şu; sırf siyasi çıkarımız onu gerektiriyor diye rakiplerimizi terörist olarak adlandırabilir miyiz? Buna hangi hukuk sistemi, hangi ideoloji, hangi ahlak cevaz verir? Mesela “Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.” (Ahzâb: 58) diyen İslam buna ne der?

  19. Tarih boyunca kötülük asla melek gibi görülenlere yapılmamıştır. İnsanlar rakiplerini önce şeytanlaştırmış, insan kategorisinden çıkarmış ve ancak ondan sonra onların haklarını ihlal etmeye başlamışlardır. Bazı durumlarda bu muhaliflerin tamamen ortadan kaldırılmasına kadar varmıştır. Hitler, milyonlarca Yahudi ve Çingeneyi önce şeytanlaştırmış, ondan sonra da gaz odalarında öldürtmüştür.

    Bölgemizdeki Suriye olayında da hayatını kaybedenlerin sayısının yarım milyonu geçmesi, 13 milyon insanın yaşadığı yerleri terk etmek zorun kalmaları muhaliflerin terörist olarak tanımlanması neticesinde gerçekleşmiştir. Esad rejiminin destekçisi ülkeler de Suriye muhalefetini terörist olarak adlandırmaları sayesinde bu desteği sağlamışlardır.

    Dolayısı ile muhaliflerin terörist olarak adlandırılmaları basit bir şekilde geçiştirilebilecek bir olay değildir. Sonu çok tehlikeli olabilecek bir tanımlamadır. Acilen bundan vazgeçilmelidir.

    • Sen hala böyle palavra inanıyormusun?

      Sen önce Fakir Halkını doyur. sonra Milyonlarca parayı, Başkalarına özenti olarak parayı israf etme.
      Madem uzaya harcayacağınız para var. şu pandemide herkese 1000tl verinde bir bakıyım bu devlet uzaya çıkarmı diye?

      Daha aşı konusunu halledemediniz, bir aşıyı bile alamadınız bana neden bahsediyorsunuz.

    • istiaf eden yok affedilen eski maliye bakanı damat berat buyurmuştu.
      aya dört şeritli otoban yapacağız desek inanacak bir kitle var.
      ellerinde o kadar imkan olan abd yıllardır neden aya mekik indirmiyor acaba.
      buna dense dense ayranı yok içmeye tahtı revanla gider nokta nokta bir nokta daha.

    • Evet, evet. Umarım dört şerit yaparlar ya!

      IBAN numarası verdiler mi? Yavaş yavaş toplamaya başlayalım.

      Herhalde yine yap-işlet-devret yapacaklardır. Öde öde bitmez artık. Onlar yapar, biz işletiliriz, kime devrederler artık bilinmez.

      Akılsız millete az bile. İşletmek bedava nasılsa.

Yoruma kapalı.