İsrail durgunlaştı.. Dünyada hava aleyhlerine döndüğü için olabilir mi?

15
Gazze dün.. (Foto: Guardian gazetesinden)
Reklam

Gazze cephesinde bir durgunluk seziliyor. İsrail kara harekatını hala başlatmadı. Sebep ne olabilir? 

Bir ihtimal, Gazze’de yaşayanlara yönelik ‘topyekün savaş’ tehdidinin beklediği hareketlenmeyi henüz tam anlamıyla yerine getiremediği içindir.

Mısır, Hamas’ın Gazze’de daha önce görülmemiş çapta bir eyleme hazırlandığını üç gün önceden haber verdiği halde, İsrail yönetiminin -bunu siz Netanyahu olarak anlayınız- uyarıya kulak asmamasını farklı yorumlamışa benziyor. Bu sebeple de, Gazze’nin kuzeyinde yaşayanların güneye doğru hareketlenmesi ancak Sinai’deki Rafah kapısının açık tutulmasıyla olabileceği halde, Mısır yönetimi buna yanaşmaz görünüyor.

ABD dışişleri bakanı Blinken bu yönde baskı yapmak ve Rafah’ın açılmasını sağlamak üzere Mısır’a gitti.

Kapı hiç değilse Gazze’de yaşayan Batılı ülke vatandaşları için açık tutulacaktı, Mısır o konuda bile isteksiz davranıyor.

İsrail’in ilk tepki olarak başlatacağını duyurduğu Gazze’ye yönelik kara harekatını geciktirmesinin muhtemel bir başka sebebi daha olabilir: Yalnızca İsrail’deki bütün imkanlarla yetinmeyip dünyanın dört bir tarafında kendisine sempati duyan uluslararası medya gruplarının, geçen Cumartesi günü ve sonrasında yaşananları İsrail bakış açısından duyurmalarını sağlamasına rağmen, ilk gün geçtikten ve özellikle ‘intikamcı’ yaklaşım iyice belli olduktan sonra, global algıda değişimler yaşanıyor.

Hamas’a olan soğukluk yine devamda, ancak Gazze’de zaten zor şartlarda hayatlarını sürdüren Filistinlilere yönelik toptancı yaklaşım tutmadı. İsrailli politikacılar ile askeri sorumluların, çocuk-yaşlı, erkek-kadın ayırt etmeksizin Gazze’de yaşayan herkesin ölümüyle sonuçlanacak bir topyekün saldırıyı arzuladıklarını belli etmeleri ve ordunun da bu yolda davranışlar sergilemesi havayı değiştirdi.

[Dün, İsrail gazetesi Jerusalem Post’ta, görüntüsünü yanda sunduğum bir yardım çağrısında görüntüsüyle yer alan bir komutanın, ‘‘Şifa hastanesi bombalanmalı ve Gazze halkı açlığa makum edilmeli’’ sözleri İsrail yönetiminin genel havasını yansıtıyor.]

Reklam

Gazze’nin on gündür karanlığa gömülmesi, her türlü uygar imkanlardan mahrum bırakılması, halkın üzerine bombaların hedef gösterilmeksizin yağdırılması, hastanelerin işlevsiz kalması, bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan gelişmeler…

İsrail geçen Cumartesi günkü olayın algısı üzerindeki hakimiyetini her geçen gün kaybediyor.

Beklenti, Hamas militanlarının kan dökmeleri ve rehin almaları sonrasında, 11 Eylül (2001) uğursuz eylemleri ardından dünyada yaygınlaşan İslam’a ve Müslümanlara olumsuz bakışın, bu son olayla birlikte daha da koyulaşmasıydı. ‘İslamofobi’ daha da artabilir beklentisiydi bu.

Galiba ilk kertede böyle bir yükseliş fark edildi de, ancak zaten o olumsuz bakışı benimsemiş kitleler dışında, olayın Filistinlilere ve genel olarak bütün Müslümanlara düşmanca bir tavra dönüşmesi eğiliminin ömrü uzun sürmedi.

Tersi de mümkün.

Jerusalem Post’un bugünkü (16 Ekim) nüshasında yayımlanan Zvika Klein imzalı haberin giriş paragrafını birlikte okuyalım:

‘‘Yeni bir raporda, sosyal medya kullanıcılarında, İsrail, Siyonistler ve Yahudilere karşı şiddet kullanmaya davet çağrılarının, İsrail ordusunun Hamas’a başlattığı ‘Demir kılıçlar operasyonu’ sonrasında yüzde 1.200 arttığı belirtiliyor.’’

Anti-semitizm Siber İzleme Sistemi (ACMS) adıyla faaliyet gösteren bir kurum 7-10 Ekim tarihleri arasında yaptığı taramada bu sonucu tespit etmiş: Yüzde 1.200 artış…

Reklam

Hamas eylemi ve sonrasını genel hatlarıyla Netanyahu hükümeti çizgisinde bir yaklaşımla sayfalarında değerlendiren Jerusalem Post’un bir gün önceki (15 Ekim) nüshasında da, uyarı niteliğinde iki ayrı haber yer alıyordu.

İkinci sayfasında ‘‘Dünya çapında gösterilerde onbinlerce insan Filistinliler lehinde gösteri yapıyor’’ haberini paylaşan gazete, yorum sayfasında da, ABD’nin Harvard ve diğer itibarlı eğitim kurumlarında, Hamas saldırıları yüzünden İsrail’i suçlayıcı gösteriler yapıldığını, kampüslerde konunun İsrail aleyhinde ele alınıp tartışıldığını haberleştirmiş…

Görülüyor ki, İsrail’in, kendisini masum ve mazlum göstererek Gazze’yi haritadan silmeye global destek alabileceği hesabı tutmamış…

Netanyahu ve onu sonuna kadar desteklemeye hazır görünen iç ve dış işbirlikçileri şu sıralarda hesaplarını yeniden gözden geçiriyor olabilirler. 

‘‘Fırsat bu fırsat deyip’’ cezasız kalacakları umuduyla topyekün savaşın kara harekatını başlatabilirler…

Ya da… Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısı Karim Khan’ın dün yaptığı, Filistin’de sınırı aşanlarla ilgili dava açmakta tereddüt etmeyeceği yolundaki açıklamasını dikkate alırlar…

Bakalım hangisi tercih edilecek?

ΩΩΩΩ

Reklam

15 YORUMLAR

  1. Siyonistler Benî Kaynuka’yı, Benî Nadr’ı, Benî Kureyza’yı ve Hayber’i iyi bilirler. Huyey bin Ahtab’ı da iyi bilirler. Mehrab’ı leşe çeviren Hz.Ali’yi de iyi bilirler. İç içe 7 kaleden oluşan, erzak ve silah stokları ile dolu Hayber’de yalın kılıç Müslümanların önünde nasıl zillete düçar olduklarını da bilirler. Uyeyne bin Hısn ve Gatafan’ın yerinde bugün ABD varsa da Allah’tan başka galip yoktur.

    • Devir degisti sen cok eskilerde kalmıssın. O devirleri geri getiremezsin ve sen de o devirlere gidemezsin abd ve israili o devirlete goturemezssin. Bu kafayla abdnin gittigi gunleri sittin sene goremezsin. Seninki hayal aleminde sayıklamak….

  2. Stegflasyon.
    şu anda dünyada yaşanan ekonomik durgunluk ve enflasyon.
    Abd ve batı bu sarmaldan çıkış yolu olarak; İsrail’ i koçbaşı olarak kullanıp, Ortadoğu ülkelerini işgal etmek, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürmek olarak görüyor.
    Bunu Irak’ da denediler; Irak Merkez Bankası rezervlerine, uluslararası finans kuruluşlarındaki servetlerine el koydular. yaklaşık 20 yıldır petrolünü para ödemeden alıyor.
    Suriyenin kuzeyini işgal ettiler ve Deyrizor bölgesinde petrole el koydular.
    Libya’ da aynı şekilde girdiler.
    Afganistan’ da yıllarca madenlerine el koydular.
    Şu anda asıl hedefleri Suudi Arabistan ve çevresindeki körfez ülkeleri, İran, Mısır ve belki de Türkiye hedefinde.
    Müslüman ülkelerin tek kurtuluşu var; NÜKLEER SİLAHLANMA.
    Eğer nükleer silaha sahip değilsen, ABD nin ürettiği silahlarla ABD’ ye karşı savaşamazsın.

    • mr. Caylak sende kendine gel. Hangi dunyadasin. Dunyadan haberin olsa bu yazdiklarinin 100de birini yazmazsin. Tanimadigin dusmanini yenmekten dem vuruyon. Abd ekonomisiyle dunya disina cikti. Seni ve butun ortadoguyu 50 yil once uzak kumanda evlere kadar girerek isgal etmis durumda. Niye yanina gelip elini kirletsin. Dunya her an degiserek bu gunleere geldi. Petrolun devri gecti gececek. Sona kalan dona kalir. Senin adina uzgunum.

  3. İsraili derin derin düşündüren ve hazırlığını yapıyor göründüğü kara harekatını başlatamamasının nedeni alan darlığı. 350 kilometrekare alanın kenar uzunlukları 70km*5km veya 50 km * 7 km veya 10 km*35 km. Veya 17,5km*20km.

    Kara harekatına hazırlanan ordunun asker sayısı 300.000 tank sayısı yüzlerce ve çok sayıda diğer askeri araç gereçler.

    Bu kadar küçük bir alanda bu kadar büyük bir orduyla yapılacak bir harekat Gazze’de taş üstünde taş bırakmayacağı için İsrailliler diyorki, sadece hava harekatı yaptığınızda tepkiler böyleyken bir de o küçücük alanda devasa orduyla yapacağınız harekatın sonunda yanınızda kimi bulacaksınız acaba diye soruyorlar haliyle.

    *

    Bir diğer mesele de Amerika’nın planlarının deşifre olduğu. Trump’ın başkanlığındayken kuvvetli vurgulanan Çin ile mücadele vurgusu Biden başkanlığında Amerika’nın düşmanı çin mi Müslüman toplumlar mı şeklinde sorgulanıyor.

    İsraillilerin “büyük israil devleti hayalinin tüm Ortadoğu’yu kapsadığı herkesçe biliniyor.

    Amerikanın düşmanı Çin ise Çin’i yenebilmesi için Müslüman toplumları yanına alması gerekmez mi, neden tam tersini yapıp Müslüman toplumları Çin’in yanına itiyor?

    Trump başkan iken sorduğum bu soruyu şimdilerde asker kökenli akademisyenlerin de sorduğunu görüyorum.

    Amerika Müslüman toplumlara yardım etmesi gerekirken tam tersini yapıp Müslüman toplumlarla savaşıyor.

    Bu Amerikalılar gerçekten çok aptallar!

    • Savaşın kuralları var mı? Rüşvetin belgesi olur mu? gibi oldu biraz ama, olsun😊.
      (Gerçi belge de çıkarsan gözüne gözüne de soksan, sen suçlusun😡).
      İsrailin arkasında başta ABD ve batı var deniyor. Filistin lilere de İran bugün arkanızdayım mesajı verebildi☹️. İslam alemi neye merhem şeytmişki mazluma destek çıksın?
      İsrail’in hedefi işgal ettiği toprakları GARANTİLEMEK!!!
      Batının ise (ABD haricindekiler; bizde yarın bir yeri işemiğimizle işaretleriz icabında evelallah 😡) türlü hesapları var!!!
      İran zaten bu bölge benden sorulur!…
      (Aslında da!.. kimse inanmıyor)diyor!
      Bizim TR insanını ise,
      Aslında bu Amerikan ile çin rus düşmanlaarrr!!… eeeee!…
      Biz ortada yolumuzu buluruz nasıl olsa😯☹️ kafasında aynen devam.
      Yaa.. ABD ile Çin bugün İngiltere ile kankiliğinden de öte üvey kardeş gibiler😴
      İyi uykular cümlenize.

  4. kötüler sadece kötü değil, kurnazdırlar.
    hamas eyleminden sonra mudedil bir dil kullanarak mağdur ve mazlum rolünde ilerleyebilirdi israil ama öyle üst perdeden bir nefret dili kullandı ki ölünün bile tepki vermesi gerekirdi bana kalırsa. neden böyle bir dil kullandılar? şöyle asacağız böyle keseceğiz açıklamalarının % 1200 bir sonucu olduğunu hesaplamadılar mı? öte yandan mymarda korkunç katliamlar yapılırken, suriyede insanlar gaz bombalarıyla boğulurken, afrikada açlıktan ölürken, boko haram ve diğer örgütler küçük çocukları kaçırırken, taliban kadınların parka gitmesini bile yasaklarken ve daha binlerce olay karşısında sadece susan, yeterli tepki vermeyen dünya bu olaya yeterli tepki verir mi? öyle umalım.
    bir kırılma noktası oluşturmasını umalım.
    bir bilinç değişimi yaşanmasını umalım.
    bir diğer konu israilin gazzeye girmesi meselesine gelirsek, siyasilerin konuşması başka şey, askerlerin stratejisi başka. kara harekatı bombalayıp geçmek gibi bir şey değil, her ordu da meskun mahal çatışmalarında türk ordusu gibi üstün yetenekli ve tecrübeli değil. israilin geçmişte aldığı dersler de var. dolayısıyla gazze sokaklarına muhtemelen zaten dalmayacaktır. askeri stratejistler neler olabileceğini tartışıyor ekranlarda.
    natanyahu ülkesinde ve dünyada saldırganlığıyla ama en çok yolsuzluklarıyla bilinen bir lider ve hala yerinde. seçimle geldi yine ve yeniden. bugün dünyada pek çok liderin durumu farklı değil ve pek çoğu seçimlerle geliyor iktidara. bu liderler dünyaya ne verebilirler? yoksulluk, yolsuzluk ve cehaletten başka.
    yaşadıklarımız kader değil.
    seçimlerimizin sonuçları büyük oranda…

  5. Hep derim, madalyon ikiyüzlü değildir! Madalyonun derinlere inen çok değişik yüzleri olsa da ha Hamas’ın başı Netanyahu, ha İsrail’in başı Netanyahu! Saman altından su yürütmesi muhtemel birkaç sinsi gücün dışında dünyaca saf insan grupları çoğukez seyirci. Veya, hayat mücadelesinden başını kaldıramayan ve ilaveten zevk-u-sevdasından pek aldırmayan dünyaca insan, olayları saf saf seyretmekte.

    Bir arada kardeş-kardeş yaşam düzeni kurmak varken iki karış nasyonalist toprak uğruna güç sövenizmi ve intikam için masum insanların canını/kanını hiçe sayanların vay haline! Bunlarınki dünyanın başına bela olan etnik nasyonalizm bile değil! Bunlar tarihten aynı boydan gelen sözde amca çocukları!

    “Akıl*İman Sentezi”inden bir nebze olsun nasibini alamamış, nefsini kontrol edemeyen insan, etnisitesi n’olursa olsun huzur veren değil, huzur bozan insandır. İnsanın insana ettiğini insan insana etmezmiş. Kuran’da boşuna mı “Nefs” konusuna o kadar vurgu yapılmış. İnsan olarak anılsa da bir türü var ki şeytanın gölgesinde hayvanlığı aşamamıştır! Gelişmiş Batı dünyası bu esasta, Darvinist teoriyi benimseyerek, hayvanlıkla insanlık arasında gidip gelmektedir! İçimizdeki bazıları da gelişememiş olmamıza rağmen onlardan aşağı kalmamaktadırlar!

    *******
    Nefsini yenebilmiş,
    İnsanlık kaç yaşında?
    Habil-Kabil’den beri
    Binbir bela başında…

    “Akıl*İman Sentezi”
    Yegane mihenk taşı!
    Hazreti İbrahimle,
    Bu mihenkle uzlaşı!

    Hak ve adalet elzem,
    Ne ki o etnik kibir?
    Kötülük iblisten yem,
    Hesabı var, Allah bir!

    Öfkeler tahrik oldu,
    Hamas ve Netanyahu!
    Tam zamanını buldu,
    Nedendir!…. neden yahu?

    Bir yandan Putin derken,
    Nerden çıktı yenisi?
    Başa çorap örerken,
    Kim bu işin banisi?

    Çapan oğlu kim bilir?
    Hesaba katmayandır!
    Hesap soran Allah bir,
    Haberi olmayandır!

    Ah şu Adem’in soyu!,
    Çürük elmalar yok mu!?
    Değişmez huyu suyu,
    Huzur yahu! bu çok mu?
    *******

  6. Yazının doğru yolda olduğunun belirtecidir
    Savaş önce sırp gencinin eline paslı bir tüfenk verilip salınarak çayıra başlar!
    Sivastopol limanına iki gemi gönderip😂..
    Vay beee.. tarih deyince bize neler öğretmişler🤗. Amma ve lakin,
    12 adalardaki haklarımızı…
    Akdeniz’de Karadeniz de denizin dibini..
    Akbelen ormanında…
    Ohhoooo. Hoh hoh hoOO!..
    Onlarda ne ola ki???🤔☹️😯
    Daha düne kadar;
    Devlet garantili ev araba yazlık!.. pardon
    Köprü tünel yol (duble!) hastane pastane..
    neyin deyince,
    Annardık ki, eğer mütahit batarsa devlet öder!!! ÖYLE DEĞİL MİŞ MEĞER😯😯
    Geçmeyenden de!… gibi birşey🤔😡😡
    Yazarın yazısı’na bağlarsak,..
    Osmanlı asya Avrupa nın yarısına hakimdi.
    Sonra (Kudüs’te dahil) elden gitti.
    Ankara bile nerdeyse dar geldi, sonradan acıdı tanrı galiba..
    Her neyse, tam da SONUÇ/GERİLEME dönemine girilmiş gibi sanki;
    ŞİMDİKİ HALİYLE KUDÜS ‘te🤔.

  7. Bu olaylarda binlerce insan hayatını kaybetti, ama asıl batı kurumları ölüm fermanlarini ilan etti.
    Her türlü savaş suçu islenmisken bunu görmeyerek İsrail’e destek vermeleri BATİ nin kurumlarını bitirdi.İnsan hakları, demokrasi , basın ozgurlugu, hak adalet hepsi göz ardı edildi.
    Bundan sonra hiç kimse savaş suçundan bahsedemez.
    Kimyasâl silah yalanıyla saddami gönderenler in bugün tek söz söyleme hakkı
    kalmadı.

    • Ahmet sende kendine gel. Uyuma filistin devlet baskani bile durduk yere hamasin saldirilarinin cok yanlis oldugunu ve filistin halkini temsil etmedigini duyurdu. Empati denen sey sende yokmu.Zurnanin cok deligi var ama sen bir delikten ufuruyon.

  8. İsrail, Avrupa devletlerinin ve özelde de İngiltere’nin İslam coğrafyasına yönelik yeni bir kolonyal projesiydi. Bu proje kısmî olarak başarıya ulaşmıştır fakat Filistin davası da yerde kalmamıştır. Geride kalan yüz yıllık zamanı göz önünde bulundurduğumuzda iki büyük savaştan birinde büyük kayıp yaşamamıza rağmen İslam dünyasının fikrî açıdan teslim olmadığını görmek zorundayız. Eğer fikrî teslimiyet yaşansaydı özellikle 1991’in başından itibaren ABD öncülüğündeki yeni istilanın İslam coğrafyasında büyük bir çözülmeye yol açması gerekirdi. Milyonlarca insan öldü, yerlerinden sürüldü, mülksüzleşti fakat o büyük coğrafî çözülme meydana gelmedi. Eğer emperyalistler gibi coğrafya genelini göz önünde bulundurursak üçüncü büyük gücün de Afganistan’da mağlup olması sıradan bir olay değildir. İslam coğrafyasının genelinde hedeflerine ulaşamadılar. Bu durum İsrail projesi için de geçerlidir.
    Dünyanın farklı bölgelerinden Yahudi topluluklarının ezici bir çoğunluğunun İsrail projesine destek verdiği bilinmektedir. Fakat bu durum İsrail’i dinî bir proje olarak görmemiz için yeterli değildir. Theodor Herzl de İsrail’i bir müstemleke projesi olarak tasarlamıştı. On dokuzuncu yüzyıl emperyal bir dönem olduğu için bu yeni tasarı döneme uygundu. Herzl’in İsrail projesini tasarlarken umumî olarak Doğu Avrupa Yahudileri üzerine hesap yapmasında da şaşılacak bir şey yoktur. Onları Filistin’de toplayarak medenîleştireceklerini düşünüyorlardı. Filistin onlar için bir ıslah yeri olacaktı. Fakat Herzl bu projeyi tasarlarken bir “Alman” olarak hareket etmişti. “Old New Land” adlı kitapta başkahramanın bir Alman burjuvası ile yola çıkması anlamlıdır. Bu yeni ülkenin dili de Almanca olacaktı. Aradan yıllar geçtikten sonra Alman vahşeti yerine Hitler zulmünden bahsedilmesi de sıradan bir hadise değildir. Açıkça ifade etmek gerekirse Yahudilerin de uyanışa ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
    Doğu Avrupa Yahudileri ile Batı’da yaşayanlar arasındaki fark elbette onların bir sorunudur. Fakat İslam coğrafyasında Batı adına büyük bir yıkıma sebep oldukları da çok açıktır. Göç, topraksızlaşma ve mülksüzleşme gibi kavramlar kolonyal çağları hatırlatmaktadır. Kuşkusuz bu kavramlar çok büyük olayları göstermektedir ve bunların ne tür sonuçlar doğuracağı da çok belli değil. Bunun gibi geride kalan yüz yıllık zamanda İsrail’i tasarlayanlar ya da bu projeye yatırım yapanlar hedeflerine ne kadar ulaştı sorusunu da cevapsız bırakabiliriz. Fakat Yahudiler için farklı cümleler kurulabilir. İsrail, Batı Avrupa ülkelerinin ve özelde de İngiltere’nin müstemleke projesiydi ve Yahudiler bu projede araç olarak kullanıldı.

  9. Ben ilk andan itibaren, bunun Netanyahu’yu kurtarma operasyonu olduğunu tahmin etmıştım. 1 saat önce 60 dakika proğramını izleyınce buna yüzde yüz emin odum.
    O programda İsrailli emekli genaralın oğlu ve babası o gün israilli hiç bir yetkili yardıma gitmediğini ve yaralılara mudahale edilmediğini genaral oğlunun ailesini kurtarmak için yola çıkmış ona o tarafa geçmeye izin vermemişler o dinlememış ve zorla geçmış, 1 hamas militanını öldürmüş, yaralı askerleri hastahaneye götümüş 8 saat sonra oğlunun ailesini kurtarmış. 2 tane küçük kiz torunu 8 saat gizli odada aç susuz beklemışler. Dedeleri olmasa onlarda orda ölürlermış.
    Başka bir kari kocada konuştu. Onlarda aynısını anlattılar.
    Ne telefonlara cevap verilmiş nede yardım gitmiş.
    Bu hafta veya önümüzdeki hafta Netanyahunun Anayasa mahkemesinde duruşmasi varmış. Ertelenmesi için uğraşiyorlar. Adamlar şeytan. Hamas hizbullah, İran, Netanyahu birlikte çalışiyorlar.
    Olan gariban filistin ve israil halkına oluyor.
    O emekli general, oğlu, ve diğer kari koca hep birlikte Netenyahu’nun hakkindan geleceğe benziyorlar.

    • Birde kelle koltukta! Var. Netan yahu nun kellesi. Saçları kurtarabilirse, sıra kelleye gelecek nasıl olsa oda kurtulur bir ara.😡
      Kullanışlı kişileri harcamazlar batıda, deliğe süpürürler sadece. Kendini bulursun b.k çukurunda (saklanırken fotonu çekerler) özellikle🤗.
      Ne yaparlarsa yapsınlar, Filistin bitmedi! Kudüs işgal edile medi!
      Yani demem o ki,
      Kudüs eskisinden de daha iyi günler görecek,
      Bu günkü yaraları açanlar bedenen yargılana msalar bile,
      Tarih onları en acımasız şekilde yargılayacak! (Örnek:Hitler ve malum halk!).

  10. Bugün ABD gibi bir zalime Türkiye’den başka kimse “Ne işin var Ortadoğu’da” diyemiyor. Küresel adalet için mücadele veren tek ülke konumundayız. Mazlumların sesiyiz.
    Ve tüm yeryüzünde Osmanlı’nın torunlarını bekleyen mazlumların sayısı çığ gibi büyüyor.
    Yüce Allah “Zalimin hasmı benim. Ahirete bırakmam. Cezasını bu dünyada veririm” diyor. İsrailli 95 yaşındaki asker “Çocukları ve kadınları öldürün” diye gençlere talimat verirken ABD’de çok sayıda stratejist “İsrail 100. yılını göremeyecek” diye son birkaç yıldır adeta nara atıyor. İsrail zulmünün yanında duran Batı da batağa sürükleniyor. AB’nin başındaki Alman “Rusya, Ukrayna’nın elektriğini ve suyunu keserek savaş suçu işliyor” derken, İsrail’in aynı zulmü yapmasına alkış tutacak kadar iki yüzlü alçaklığa imza atıyor. Bir zamanların Ortadoğu ve Afrika’daki en büyük güçleri Almanya ve Fransa dünya siyasetinden siliniyor. İsrail’in en büyük dostu olarak bilinen Güney Afrika Cumhurbaşkanından bile “Tel Aviv soykırım yapıyor” açıklaması geliyor. Kartopu çığa dönüşecek. Zulüm, zalimleri tüm yeryüzünde bumerang gibi vuracak. Göreceksiniz…

Yoruma kapalı.