İYİ Parti ya da lideri Meral Akşener adaylık konusunda nasıl bir yol tutturacak?

33
Reklam

Ali Bayramoğlu (Karar) bugünkü yazısının başlığından “İYİ Parti ne yapacak?” hayati sorusunu soruyor ve değişik senaryolar üzerinde durduktan sonra, Meral Akşener’in partisinin önündeki seçenekleri ikiye indirgiyor.

Ona göre, ya kurucularından olduğu masanın diğer üyeleriyle birlikte Kemal Kılıçdaroğlu ismine onay verecek İYİ Parti ya da çoklu aday tezi üzerinde ısrar ederek ayrı bir aday çıkaracak… Yazısını, “Umarız 2018’de olduğu gibi, olmayan bir gücü varsayarak hareket etmezler. Parti çıkarı ile demokratik fayda arasında ikinciyi tercih ederler” temennisiyle bitirmiş Karar gazetesi yazarı.

Günümüz siyasi ortamında, muhalefet çevrelerinin, İYİ Parti ile ilgili olarak, sonunda nasıl bir tavır belirleyeceğini merak ettiği en önemli konu bu.

Sanıyorum, iktidar cephesi de aynı meraktadır.

Bir adım daha ileri giderek şunu da söyleyebilirim: İYİ Parti’de yönetim kademelerinde yer alanlar bile, partilerinin aday belirlemede alacağı nihai tavrı, en az diğerleri kadar merak ediyorlarsa hiç şaşırmam.

Sebebi belli: Millet İttifakı’nda buluşan diğer partilerin liderlerinin biraz zorlansalar da sonunda adaylığını kabul edebilecek görüntüsü verdikleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun arzusuna, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in ‘seçilemeyeceği’ gerekçesini öne sürerek olumlu bakmadığı yaygın bir kanaat. Ancak o kanaati esas alarak yaptıkları açıklamalarla kamuoyu önüne çıkan parti yetkilileri, ya sözlerini geri almak ya da partideki görevlerinden ayrılmak zorunda bırakılıyor.

Orada kafalar karışık.

Kafaları karıştıran bir başka nokta, henüz partisi siyasi hayata yeni girmişken önüne gelen benzer bir olayda Meral Akşener’in takındığı tavır. 2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde, muhalefetin diğer unsurları bir çatı aday arayışına girişmiş ve uygun bir formül üzerinde buluşmuşken, kendisi başta taraf göründüğü halde, seçilebileceği iddiasıyla sonradan “Ben adayım” diye ortaya atılmış ve ittifak arayışını boşa çıkartmıştı.

Reklam

Yine öyle davranacakmış gibi yorumlanmaya müsait bir tavır içerisinde şimdi de Akşener

Önceki seçimde -2018 cumhurbaşkanlığı seçimi- aday oldu ve seçilebileceği iddiası sandıkta doğrulanmadı ama İYİ Parti o günden bugüne bayağı yol aldı. Birlikten ayrılması İYİ Parti’nin aleyhine olmadığı gibi Akşener’in liderlik gücünü de olumlu etkiledi.

Dışarıdan bakanlar, Akşener’in bu defa da partisinin ve kendisinin kısa dönem menfaatini gözeterek benzer bir tavır alabileceğini düşünebilir.

Ben de Ali Bayramoğlu gibi o düşüncenin doğru olduğunu sanmıyorum.

İki seçim arasında ciddi farklar var ve bu defa ittifaktan ayrılması İYİ Parti’ye ve Akşener’e yaramayabilir.

Yaramayacaktır.

İttifak dışına düşenin halkın muhalif kesiminin gözünden düşmesi ve bunun sandığa yansıması ihtimali büyük.

“İYİ Parti ne yapacak?” sorusunu “Meral Akşener ne yapacak?” haline çevirip cevap aramak bana daha doğru görünüyor.

Reklam

Aramaya başlayalım.

Meral Akşener sürecin en başında, kendisinin cumhurbaşkanlığında gözü olmadığını, nihai amaç parlamenter sisteme geçmek olduğuna göre, o amaç gerçekleştiğinde başbakanlık görevini üstlenmeye talip olduğunu açıkladı.

Bu bir veri.

Akşener’in partisinin bu seçimde Meclis’te şimdikinden daha güçlü temsil hakkı elde edeceğine inandığı da bir diğer veri. Sandıktan İYİ Parti’nin diğer partilerin -CHP’nin de- önünde çıkacağı beklentisi var Akşener’de.

Kendisinin bu inancını destekleyen kamuoyu yoklamaları da yok değil ve galiba Akşener onlara partisini önde göstermeyen araştırmalardan daha fazla güveniyor.

Dışa verdiği izlenim bu.

Partisini bugünkü gücünden daha ileride gördüğü gibi, Millet İttifakı’nın CHP dışındaki paydaşlarının seçmen üzerindeki ağırlıklarını fazla önemsemediğini de belli ediyor İYİ Parti lideri. Kendisi bu açıklıkta söylemese de partisinden bazı isimler zaman zaman o görüşü seslendiriyorlar.

İçlerinden birinin aday olarak belirlenmesi ve diğer liderlerin de seçim sonrasında yeni cumhurbaşkanı tarafından cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanmaları formülüne, Akşener’in sıcak yaklaşmadığı da sır değil.

Cumhurbaşkanı, seçildikten sonra, tek bir yardımcı atamalı ve o da kendisi olmalı; beklentisi bu.

Baktığım pencereden gördüğüm, diğerlerine uygun bir başka görev alanı bulunarak masayı bu formüle razı edebilirse, Meral Akşener için, masanın cumhurbaşkanı adayının kimliği fazla önemli değil. Kemal Kılıçdaroğlu’na o zaman onay verebilir.

Ya diğer liderler buna razı olmazlar ve adayları seçildiği takdirde kendilerini yardımcıları olarak atamasında ısrarcı olur ve bunu yazılı mutabakatla sağlama almaya kalkarlarsa ne olacak?

Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul mü edecek Akşener?

Ayrı aday çıkarma yoluna mı gidecek?

CHP içerisinden Kılıçdaroğlu dışında birinin ismini mi telaffuz edecek?

Görüldüğü gibi, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in önünde ikiden daha fazla seçenek bulunuyor.

En az dört seçenek: Kendisinin tek cumhurbaşkanı yardımcısı olduğu durumda Kılıçdaroğlu… Ayrı aday çıkarma… CHP içerisinden ismini bizzat öne süreceği bir başkası… Sonuncusu da, kayıtsız şartsız Kılıçdaroğlu

Seçenekler bunlar…

Tabii, masada birlikte bulunduğu liderlerin karşı isim teklifleri de olabilir; o da hepsinin önünde beşinci bir seçenek… 

Muhalefetin önüne bugünkünden de daha ciddi bir iktidara erişme ve cumhurbaşkanını belirleme fırsatı 2018 seçiminde geçmişti; Meral Akşener o fırsatı partisinin ve lider olarak kendisinin gücünü artırmayı yeğleyecek biçimde değerlendirmişti. 

Diğerlerinden ayrı bir yol izleyerek…

Her ne kadar Ali Bayramoğlu bugünkü yazısında bu defa ayrı bir yol tutturmalarının İYİ Parti aleyhine olacağı ihtimalini hatırlatmış olsa da, Meral Akşener şimdi de aynı yolu tutabilir.

İktidar cephesi de ondan bunu bekliyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

33 YORUMLAR

  1. Ülkemizde maalesef kartvizitinde “siyasetçi” yazan, başka hiç bir işi, yeteneği, mesleği ve becerisi olmayan çok geniş bir sınıf var. Ülke adına utanılacak bir durum. Bu sınıfın tek hedefi var. Siyasetin bir ucundan ranta hortum bağlamak. Buradan geçinen geniş bir insan topluluğu bu ve de geniş çevreleri. Siyasetin yolsuzluktan geçilmemesinin sebebi de bu. Yiyenlerin yanına kar kalıyor. Aşağı doğru kimisi de çocuğunu bir devlet dairesine memur yada bekçi yapıyor. İhaleler gırla.

    Bu pis işin artık bitmesi lazım ki siyaset de ülkeye hizmetin bir aracı olsun. Bunun tek çaresi ve acı ilacı var. Yolsuzluk görüldüğü her yerde deşifre edilmeli, ama fakat mutlaka hukuki kovuşturma ve ceza almalı.

    Evet ey millet. Bu siyasi muhafazakar yiyicileri bitirecek misiniz, yoksa böyle yola devam mı, biz de bir ucundan iki kuruş yürütürüz diye. Eğer yola devam diyorsanız, aynen bunları ve daha rezil halleri hakediyorsunuz.

  2. Meral Hanım tereddütünde haklı ancak imamoglu sevdasından da vaz geçmeli ve 6 li masa iki aday ile seçime gitmeli….
    Teoride cumhur ittifaki %40 civarı muhalefet % 60 olabilir ancak kilicdaroglu yada imamoglu nun adaylığında pratikde bu sonuç çıkmaz.
    çünkü Ak parti ve mhp seçmeni ve geçmişte bu partilere oy vermiş şimdinin karasızları olası bu iki adaya yada chp den başka bir adaya oy vermeleri mümkün değil.
    Zaten Erdoğan olası bu adaylar çıkarsa bunların üzenlerine partilerinden chp ve geçmiş sicili üzerinden yürüyecektir.
    Dolayısı ile Kilicdaroglu Adaylıktan ısrar eder ise yapılması gereken iki aday çıkarmak olacaktır.
    Kilicdaroglu ile birlikte benim önerim Meral hanım in Davutoğlu nu aday çıkarmasıdır…
    Meral hanım Davutoglunu iyi partinin adayı olarak sürer ise
    kilicdaroglu zaten %25 in üzerinde bir oyu mevcut
    Davutoglu İyi parti ve diğer sağ seçmenin oyu ile birlikte Ak partili olup da mutsuz seçmeni Davutoglu na çekebilir sonuç olarak idda ediyorum İyi partinin yükselen grafiği ile birlikte Ak partiden hatırı sayılır bir kayma Davutoglu na gelecektir. Buda en az %25 ve üzeri olacaktır (iyi partinin oyu ile birlikte)
    dolayısı ile ikinci turda En çok oy alan iki lider kalacaktır
    Buda Erdoğan ile birlikte en çok oy alan ikinci aday Kimse davutoglu yada kilicdaroglu ikisinden biri
    ikinci tura çıkınca diğer aday onu desteklenmelidir.
    şöyleki bu durumda izlenecek kampanyaya göre ilk turda Davutoglu yada kilicdaroglu birinci bile çıkabilirler dolayısı ile ikinci gelen Erdoğan ile ikinci turda kapışma olsada
    ikinci turda muhalefet En çok oy alan muhalefet lideri etrafında blok olunursa bu durumda Erdoğan in seçimi alması mümkün değil.
    kısacası yıllarca Ak partiye oy vermiş ve seçimlerde çalışmış biri olarak ifade ediyorum chp nin sicilinden dolayi ve Ak parti medyasi chp yi öcu olarak gösterdigi müddetce Muhafazakar tabaınn, chp kökenli birine oy vermesi çok zor
    çözüm Davutoglu
    burda anlaşılmaz ise Gül yada babacan da olabilir anca en sıcak isim Davutoglu.

    Tek aday ile gidilecek olsa bile Aday chp li olmamalı yine yukardaki isimlerden biri olmalı
    eger chp ısrar edip aday cikardigi takdirde kazanan Erdoğan olacaktır

    • Demokrasi böyle işlemiyor. Hep bana hep bana yok. İstanbul’da ve büyük 5 metropolde halk CHP’ye oy verdi belediyelerde pekala. CHP’li diye ortak adaya oy verilmeyecekse o zaman ortak masanın da anlamı yok. Herkes yoluna gitsin.

      Ayrıca ortak masayı kuran Kılıçdaroğlu. Kaç seçimdir aynı şekilde ortak hareket edilmesi için gayret ediyor ve başarı da elde etti. Son derece uzlaşmacı, demokrat, önyargısı yok, her kesime açık, gerektiğinde kendi partisini de karşısına alabiliyor. Diğer partiler burada sadece izleme modunda. Kılıçdaroğlu kadar özverili olmadılar ve çalışmadılar. Sadece Babacan ve partisi en fazla çalışmayı yaptı.

      Ayrıca Davutoğlu’nun son derece kötü bir performansı var. Seçilmiş başbakanlığı mücadele etmeden teslim etti. Halka karşı yapılmış en kötü hakaret bu ve özür de dilemedi.

      Demokratım diyen herkes durumunu bir daha tartsın ve samimiyet ölçüsünden kendisini geçirsin. CHP bu ülkenin kurucu partisi. Demokraside onlara yer yoksa bu kör döğüşü de sürsün gitsin o zaman.

      Ortak masada olanlar ortaklığın sorumluluğu ile hareket etmeli. Akşener de aynı şekilde şimdiye kadar çok kötü bir performans sergiledi. Partisinin ve kendisinin çıkarları öncelikli davranıyor ve altılı masaya yeterince samimi bir şekilde katkı vermiyor görüntüsü var. Bunu yine yenilediği takdirde siyaseten çıkışı da bitmiş demektir. Halk hepsini ölçüp biçiyor. Kim samimi demokrat ortak akıla inanmış görüyor. Değerlendirmeyi en iyi şekilde yapacaktır.

    • Şu şöyle olursa bu böyle olur tam bir palavra!
      en hakiki gerçek, şöyle:
      -RTErdoğan aday olursa (ysk okey derse) 50+1 ile CB olur.
      -Masa siyaset dehası ile bir plan kurabilir ve ikinci tura bırakmayı başarabilirse..
      adayın şansı olabilir, (vekil sayısı etkisine bağlı olarak!)
      -Masa “kazanacak!” adayı bulabilecek mi? meçhul! (bulur ve seçmen şans verirse neden mümkün olmasın?).
      Son tahlilde,
      Masanın adayının açıklandığı günün ertesinde;
      “CB kim seçilecek!” kesinleşir!!!
      (seçmenin sağduyusuna güvenin!)

  3. İyi parti ne yapacak ben size söyleyim, 2018 seçimlerini millet ittifakının kaybetmesinin sorumluluğu iyi parti ve lideri Meral akşenerde.

    Bu seçimlerde ise iyi parti seçim kaybetmenin sorumluluğu çok ağır ben bu sorumluluğu üstlenmek istemiyorum deyip sorumsuzluğu tercih edecek.bu seçimlerde sorumluluk tamamen CHP’de diyecek ve sorumsuzluğun geniş imkanlarından yararlanmak isteyecek. Bu seçimlerde sorumsuz davranışlar sergileyen bir iyi parti ve Maral Akşener göreceğiz.

    Seçimler CHP’nin sorumluluğunda kaybedilmiş olacak ve böylece CHP tekrar statükonun eline geçmiş olacak. Statükonun dışında bir parti mi varki diyebilirsiniz, bu doğru ama sonuçta yarış statüko içinde yürütülüyor partiler arasındaki fark da statükonun derece farkından ibaret zaten.

    CHP tamamen statükonun eline geçince küskünler dağıldığında en karlı çıkacak parti gene iyi parti olur diye düşünülmesi muhtemeldir. CHPden çok fazla kopuş olmasa da cumhur ittifakının 5 senelik yeni iktidar döneminden müthiş kopuşlar olacağını öngörebiliriz.

    İyi parti zaten statükonun bir devlet partisi olarak 2028 seçimlerini iktidar partisi olarak seçilmeyi planlıyor olabilir.

    Amerika’nın Çin ile yaşadığı sözlü gerilimin İngiltere ve Amerika liderlikleri Erdoğan’la bir dönem daha devam edeceklerini düşündürüyor çünkü. Putin’in Ukrayna’ya gitmesinde Erdoğan’ın rolü ne ise Amerika’nın Çin’le geriliminde de rolü aynı olduğunu zannediyorum. Eğer Amerika Çin’in Tayvan’a girmesini bekliyorsa burda Çin’i cesaretlendireceklerden biri de Erdoğan çünkü.

  4. EKONOMİ “İYİ” OLSA
    Ekonomi iyi olsa 6’lı masanın akibeti çoktan Dolmabahçe masasına dönecekti.
    Yani tekmeyi yiyecekti.
    İyi derken bir-iki verinin elle tutulur hali olsaydı.
    Tekmeyi atacak olan kim?
    İyice anlaşıldı ki İYİ parti.
    Lideri iyi de çeveresi iyi değil.
    La fonten’den masallar.
    Kılıçdaroğlu dışındaki iki(2) ihtimal var:
    1–Ekrem İmamoğlu:
    Henüz kesinleşmese de, her an kesinleşme ihtimali olan bir mahkûmiyetle iktidar önünü kesmedi mi?
    Yani seçim sürecinde mahkûmiyet kararı kesinleşince muhalefet adaysız kalacak mı, kalmayacak mı?
    Tabii ki kalacak.
    Bu ihtimali dayatmak demek muhalefetin adaysız kalmasını istemek, en insaflı ifadesiyle “göze almak” değil mi?
    Niye böyle bir risk göze alınsın?
    Bir de şu var özellikle anahtar rolü olan Kürt vatandaşlarımızın gözünde artık İmamoğlu İYİ partinin adayı haline gelmiştir. Yani Kılıçdaroğlu artık bu seçmenlerimizden İmamoğlu’na göre daha fazla oy alacaktır.
    2–Mansur Yavaş:
    “İnşaallah” vukuatıyla bizzat kendisi yani Mansur Yavaş kilit rolde olan Kürt vatandaşlarımızın gözünde kendisini bitirdi. Adeta bu vatandaşlarımıza “kesinlikle bana oy vermeyin” demiş oldu.
    İnşaallah vukuatını bilmeyen yada unutanlara açıklayayım:
    CHP’li belediye başkanları Van toplantısı için Van’da esnaf ziyaretleri esnasında bir vatandaş Mansur Yavaş’a
    “–Başkanım biz Selahattin Demirtaş’ı da sizin gibi hür-özgür görmek istiyoruz” dedi
    Bunun üzerine Mansur Yavaş
    “–İnşallah” demiş.
    Bu cevapta ne var ki?
    Yandaş basın vay sen nasıl böyle dersin yayını üzerine Mansur Yavaş’ı basın sözcüsü:
    “–Mansur Yavaş İnşallah demedi, böyle bir ifade kullanmadı” şeklinde açıklama yaptı.
    Bunun üzerine HDP yetkilileri Mansur Yavaş için şu açıklamayı yaptılar:
    “–Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğüne inşallah demiyorsanız, iktidarın tüm hukuk dışı uygulamalarına maşallah diyorsunuz demektir”
    HDP belki bir düzeltme gelir diye birkaç gün daha bekleyip bir açıklama daha yaptı:
    “–Şayet muhalefetin ortak adayı Mansur Yavaş olursa biz de bir aday çıkartacağız”
    Mansur Yavaş efsanesi de bu şekilde tarih oldu.
    Şu anda 6’lı masanın tek seçeneği Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
    Muhalefetin tamamı değil, bir kısmı bile arkasında dursa bu seçimi rahatlıkla kazanabilir.

  5. Masayı dağıtma ihtimalinden bahsedilen ve 2018″de masayı dağıtıp daha da güçlenen Akşener’e biri şunu hatırlatmalı: “Keşiş her zaman kete yiyemez” Akşener’in tespit ettiği gerçek de şu ki Kılıçdaroğlu tüm topluma hitap eden bir aday değil. Bir seçmen olarak benim görüşlerim bunlar. Dürüst, adil, gelecek ufku geniş, milletinin menfaatini şahsi menfaatine tercih eden bir lider… Aradığımız bu ..

    • Yunan Türkolog Profesör ABD eski Başkanı Barak Obama’nın 2016’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı öldürmek istediğini ve yerine İYİ Parti Lideri Meral Akşener’i getirme gibi kirli bir plan yaptığını söyledi.

  6. İnsan kelli felli adamların u kadar dar görüşlü olduğunu görünce hayret ediyor. Bu kişiler ne hayatı ne insanları hiç tanımamışlar, önce menfaat birliği ederek İstanbul ve Ankara gibi erleri alıp 17 bin kişi atıp 45 bin kişi alarak, üstelik yeteneksizliğini örtmek için propaganda ödeneğini yatırımlardan fazla yaparak İstanbul pastasını %25 CHP li, %15 İyi partili, %15 diğer (diğer dediği tabii ki HDP) kalanı da İmamoğlu takdiri diyerek gayet güzel bölüştüler, ancak insanlar aç gözlü olduğundan bu pasta yetmedi bu defa Devleti bölüşelim diye plan kurdular ancak bu defa lokma büyük olduğu için ne yutabiliyorlar ne de ağızlarından çıkarabiliyorlar, neticede ya ölecekler, ya da hastaneye kaldırılacaklar. Onları bu yola itenler de çaresizlikten ne yapacağını şaşırıp hayaller kurarak seçmeni aldatmaya çalışıyorlar. Allah bu memleketi böyle aç gözlülerden, yalancılardan, sömürgeci ABD ve AB nin kölesi olup evde çalıştırılan köleler gibi kendi vatandaşlarının mağduriyetini görmeden sahiplerinin başlarını okşayıp aferin iyi hizmet ettin diye söylemlerine “aferini hak ettim” diyerek kedi gibi bir köşeye sıvışıp zevkle mırıldanmaya başlayacaklardan korusun.

  7. 6’lı masa son derece zor işlerin altından kalktı,
    her şeyden önce bir arada son derece uyumlu çalışılan
    çok başarılı bir mutabakat hazırladılar, kimseden bir itiraz duymadım. bize, hak ve özgürlüklerden, devletin nasıl yönetileceğine dair her noktaya kadar ince, detaylı, iyi bir metin sundular.
    bana kalırsa işin en önemli kısmı bu metin yani ülkenin yol haritası idi,
    gerisi teferruat.
    aday konusunda anlaşmazlıkların olduğu yazılıp, çiziliyor. normaldir. süper güçlerle donatılmış bir makamdan söz ediyoruz. iyi parti kurulduğundan beri büyük başarı göstermiş, her zorluğu yenerek iyi bir başlangıç yapmış, oyunu sürekli arttırmış ve bence bu seçimde de büyük bir sıçrama yapması muhtemel, ülkenin geleceğinde çok önemli yeri olan bir parti. çok değerli kadroları var. chp ise ana muhalefet partisi. gelecekte chp bugün olduğundan çok daha fazla etkili olacak dolayısıyla adaylık konusunda bazı anlaşmazlıkların olması doğal değil mi?
    sonuçta bir ortak payda bulacaklar.
    aylardır yandaşlar konuşuyorlar, yok bir araya gelemeyecekler, yok bir arada kalamayacaklar, yok dağılacaklar, yok anlaşamayacaklar. N’oldu???
    boşa yoruldular.
    hevesleri boşa çıktı.
    hala umutları yeşersin diye bekliyorlar.
    iyi parti, kemal beyin adaylığını istemiyor olabilir, toplumda da böyle bir karşılık var. çünkü kemal beyin zayıf tarafları var. bir kere çok seçim kaybetti, gerçi büyük şehirleri alarak bu kayıplarını büyük oranda telafi etti ama bir dezavantaj olduğunu kabul edelim, bir diğer dezavantaj muhatabına karşı biraz dilini değiştirse de fazla kibar ve nazik biri ve en önemlisi popüler ve meydanlarda heyecan uyandıracak biri değil, öte yandan chp yi dönüştüren, sevilen, dürüst bulunan ve en önemlisi gençleri önemseyen üstelik hdp seçmeninden oy alabilecek biri. iyi parti, farklı bir skor istiyor, yerel seçimlerden arada az fark olduğu zaman hangi sorunların çıkacağını biliyor, hepimiz biliyoruz.
    lakin sonuçta anlaşacaklar, uzlaşacaklar, ve son olarak bir aday ortaya çıkaracaklar.
    önemli kararlar öncesi anlaşmazlık normaldir ve sağlıklıdır.
    aday kim olursa olsun, karar verildikten sonra artık muhalefet blok olarak destekleyecek, arkasında duracak,
    şimdi dağınık duran ne varsa bütün olacak, saf tutacak.
    önemli olan budur.
    bence sıkıntı yok,
    asayiş berkemal.

    • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Meral Akşener için:
      “Doğru Yol’da onunla siyaset yaptım. Biz ona hiç güvenmezdik. Doğru Yol’da Tansu Çiller’i sattı. AK Parti’nin kuruluşunda AK Parti’ye geldi, orada da Tayyip Erdoğan’ı sattı 1 günde. Sonra MHP’ye gitti Devlet Bahçeli’ye. Bir günde Milliyetçi Hareket Partisi’ni sattı. Şimdi de altılı masayı devir devir döndürüyor. Hangi gün satacağım diye bekliyor.” dedi.

      • sayın soylu, bir tv programında 80 milyonun karşısında bin dolarlar rüşvet alan milletvekili olduğunu açıkladı çıkışta savcılığa gideceğini söylemişti ama gitmedi hala kim/kimler rüşvet aldı/alıyor bilmiyoruz. ülke boşuna içler acısı hale gelmedi.
        kendisinin sayın akşener hakkında ne düşündüğü ya da söylediğini buna göre değerlendiriyorum ve aldırmıyorum
        ve inanmıyorum.
        bi sakıncası var mı?

  8. Partiler ve vekil/v.adayları önce kendilerini düşünürler! Milletin devletin aalii menfaatleri sözdedir sadece!
    10 yerine 8 vekil alacağını bilsin, masayı kırarlar! emin olabilirsiniz!
    Kimse kimsenin ela gözüne kara kaşına aşık değil!
    Millet te bu bir kısım! partilere prim; hiç vermiş değil!!
    Öyleyse…
    Piskevit formülü konacak masa üstüne:
    40 vekil bana bir baş soğan sana! (o kaa)
    yani 20 bana 160 sana + 20 de bonus !..
    Geç bunları!
    Eeee… yol suzluk kasalar. paralel evrenn …
    valla milletin yol dan sudan annadığı birşeu olsaydı,
    20 yıldır derlerdi sana/size!!!🤔.

    • Vicdanım el vermiyor yardımcı olayım yinede size:
      Şu şehri filan etnik grup.. fiştan dini cemaat.. “bunlar hikaye”!
      “birileri derse hep bana, hep bize!!!”
      işte düşersin bu hale!
      Ankara da oy alacak biri var, hem alır ondan hem alır bundan!
      İstanbulda biri var hem kayak biliyor hem nerde var restoran!
      Kabuğuna çekilmiş izleyen biri var hem keskin bakışlı hem de gül kokan!
      Daha kimler vaar kimler. En iyiyi bulabilmek önemli olan! YETMEEZZ!!
      ÖYLE BİR PLAN ve PROĞRAM İLE GELECEKSİN Kİ;
      KAZANACAK “odunu koysan!”🤔

  9. Altmışlı masanın handikapı, (ları) bir değil bin.!. geçmişte yapılan hatalar!.. hatalar.
    CHS’ ne geçişteki taraf!(sızlıkları)!
    CB seçimindeki bir önceki) bazılarının ben onu istemem! tutumu
    Biz güccücük partiyiz! ne yapabiliriz ki!
    Erdoğan ve ekibi çookk iyi vallaa!
    Bizim de anamız babamız şöyle yapar böyle yaşardı!..
    Bize şurdan iki vekillik kapsak yeter!
    Biz daha önce bakan hatta başbakandık! eeee!.. biz hep birilerinin neferiyiz!..
    Biz gelsek no’cek ki! arkamızda batı! yok!
    (bizim bir amacımız ideolojimiz yok!)
    Ama fakat!….
    kefere boş durmadı!!!
    Aşağıdan çevirdi batıdan dolandı doğuya baktın olmadı!..
    Birde baktın ki;
    GIPTEŞTİKÇE ACITIYOR!😂😂😂

  10. Bir zamanlar ‘ Sarışın hoş ve boş bir
    başbakanın ‘ devri saadetlerinde , içişleri bakanı iken değiştirdiği bir genel müdürü yerinden kaldıramamıştı!
    Eee.. 2018 den de bir hayli tecrübesi vardır, bence tekrar aday olması münasiptir !
    Kendisi olmazsa sevdalısı olsun canım!

  11. Adaylık tartışmaları yanlış zeminde tartışılıyor. Aslolan nasıl bir yönetime maruz kalacağız o önemli.

    Tartışma aslında çok eski. İş Bağdat’ı işgal eden Moğolların yöneticisinin sorusunda düğümleniyor. “Dindar ama zalim bir yönetici mi yoksa dindar olmayan ama adil olan bir yönetici mi tercih edilir?” sorusuna verilen cevapta gizli. O dönemde bu soruya Bağdat’ta bulunan bir İslam alimi “dindar bir yöneticinin dindarlığı kendine zulmü ise halkınadır, aynı şekilde dinsiz ama adil bir yöneticinin dinsizliği kendine adaleti ise halkınadır. Dolayısı ile dinsiz ama adaletli bir yönetici halk için daha iyidir.” diyerek binlerce Bağdat’lıyı ölümden kurtarıyor, idarecileri de adil olmaya zorluyor.

    Ekonomi konusunda birkaç kişi olmasına rağmen, İyi Parti içinde adalet anlayışı ileri gitmiş, insan haklarını temel alan bir anlayışa sahip yorumcular duymuyorum. Kendi zihniyetleri dışındakilere güven vermeyen, daha çok popüler konuların dışına çıkmayan bir anlayış hakim gibi gözüküyor partide.

    Bir iddia var ki o da yenilir, yutulur gibi değil:

    Meral hanımın önceki kampanya döneminde bilerek kampanyasını düşük tempoda sürdürerek Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanması için çalıştığı yönünde Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın yakın zamanda bir iddiası oldu. Ona göre Akşener basın danışmanına kapalı kapılar arkasında “bir dönem daha Erdoğan kazanmalı” demiş ve kampanyasını son bir ayda neredeyse bırakmış. Ondan dolayı da partisinden daha düşük bir oy almış. Böylelikle seçim ikinci tura kalmadan bitmiş. Bu iddialara Akşener ne cevap verdi ben duyamadım şahsen. Benzer bir durumla karşı karşıya mıyız onu da bilemiyorum.

    Tekrar işin özüne dönecek olursak, bizim için hukuk devletini geri getirecek, şeffaf hesap verebilen, kendi çıkarlarını öne çıkarmayacak bir idare oluşturacak bir yönetim lazım. Onun başında olan kimsenin kimliğinin çok da önemi yok.

    Bireysel eğitim, zeka, tecrübe düzeyleri itibariyle Babacan, Karamollaoğlu ve Davutoğlu yabana atılacak insanlar değil. Onları yadsımak ancak başka türlü açıklanabilir gibime geliyor.

    • Dünyaya Washington’dan değil, Türkiye’den bakan bir siyasetçinin sorması gereken soru: “Kur’an’a Batılılar hakaret ettiyse, bunun bedelini neden Batı değil de Türkiye gibi bir İslam ülkesi ödeyecek” olmalı değil miydi? Elbette bu soruyu sorabilmek için DEAŞ ve benzeri terör örgütlerinin sahibinin Batı olduğunu idrak etmeleri gerekirdi. Onlardan “aferin” aldıkları için mutluluktan havaya uçanlar bu soruyu nasıl sorsun?

  12. SEÇİMDEN SONRA AÇIKLA BARİ
    “13 Şubat’ta adayı belirlesek bile o gün açıklamayız.” Kemal Kılıçdaroğlu

  13. Çok uyumlu, çok iyi niyetli görünmeye çalışan ittifakta da kıyametler kopuyor.
    Saadet Partisi ve Demokrat Parti beşer milletvekilliği istiyorlarmış…
    Ama Davutoğlu 20 istiyormuş!
    Hayatta grup kuramayacak adam böylece grup kuracak.
    Meral Hanım bakın neler istiyormuş…
    Cumhurbaşkanı yardımcılığı…
    Hükümet sözcülüğü… İçişleri Bakanlığı…
    Kılıçdaroğlu seçilirse CHP’den istifa edecek, “sembolik” olacak, yürütme Meral Hanım’a bırakılacakmış!
    Arslan solcular buna oy verecekler yani.
    Hayırlı olsun.

    • partilerin milletvekilliği istemesi, mecliste temsil edilmek için pazarlıklarının olması sıradan ve normal bir şey değil mi?
      5 te ister, 20 de…
      bazen azlar kıymetli olur değil mi?
      özgül ağırlık diye bir şey var.

      akp, mhp ile ve bbp ve vatan ve diğerleri ile böyle pazarlıklar yapmıyor diye düşünüyorsunuz herhalde,
      iktidara gelmek ve iktidarda kalmak için kapalı kapılar ardında kıyamet kopmamıştır sanıyorsunuz yani.
      onun için mi falan tarikat yargıda filan tarikat eğitimde, bazıları köşe başında yuvalanıyorlar?
      daha dün bütün makamları fetöcülere peşkeş çeken,
      onları devletin kılcal damarlarına yerleştiren kadro pazarlığını yapan kimdi?
      arslan dinciler buna oy verirken pek sesiniz soluğunuz çıkmamıştı sanki.

  14. Kılıçdaroğlu’nun, “Seçimin ertesi gününde onların telefonları acı acı çalacak. Açtıkları telefonların ucunda bir ses duyacaklar, Ben Kemal, geliyorum…” demesi adaylık ilanı değil mi?
    Eh hani adayı 6’lı masa belirleyecekti?
    Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…
    Kılıçdaroğlu resmen adaylığını dayatıyor. Şürekâsına da baskı yapıyor, “bana mahkûmsunuz” diyor.
    Davutoğlu, Karamollaoğlu, Babacan ve Uysal, milletvekilliği kapmak için mahkûmlar. Ama Akşener değil…
    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale’nin “Biz onay makamı değiliz” çıkışı, 6’lı masada çıngar çıkmasının yakın olduğunun işareti.

  15. Akşener mızıkcılık yaparsa birinci kendisi ikincide Türkiye kayip edeceğini herhalde tahmin edebiliyordur.

    Ortaklarına değilde Kemal beye bu ihaneti yapabileceğine pek ihtimal vermiyorum.
    Eyer bunu yaparsa hiç şüphesız, hatta %100 AKP ve erdoğan için çalıştığına sadece muhalefet değil kendi partisindekilerde anlar
    ve yaptığını’de ihanet olarak kabul ederler.

    • Muhalif Gazeteci Levent Gültekin, ”Temel Bey’in 83 yaşında milletvekilliği pazarlığı yapmasından utanıyorum. 83 yaşındasın git torununu sev kardeşim. Milletvekilliği pazarlığı yapıyor bizim kaderimiz üzerinden. CHP bana 5 milletvekili mi, 7 milletvekili mi verecek. Ben de adaylığına destek vereceğim. Üzülerek söylüyorum. Türkiye’de ikinci Güneş Motel pazarlığı yapılıyor şu anda. Çünkü Saadet bu seçimde meclise giremezse Erbakan’ın oğlunun kurduğu parti Saadet’i bitirecek. Gelecek Partisi ben şu kadar milletvekili istiyorum. Yeni bir partiyim varlık göstermem lazım. Bizim kaderimizle oynuyorlar.” dedi.

      • Bişey istemek için masaya da bişey koyman gerekmez mi?
        (KK ‘ na onay vermen! sana 20 vekil kazandırmaya yeter mi?
        doğru olan sen bana ver kontenjan ben sana verem vize mi?)

Yoruma kapalı.