Liderler bazen şaka da yaparlar… Kemal Kılıçdaroğlu yapmamıştır herhalde…

38
Turgut Özal ve bir zamanlar bizler...
Reklam

Dün de özel gündü bizler için bugün de öyle oldu.

“Bizler” dediğim ‘Ocakmedya Ailesi’, ama siz bunu daha geniş tutarak ‘İnternet haber siteleri’ olarak da kabul edebilirsiniz.

Veysi Dündar’ın atlatma haberi

CHP’de cumhurbaşkanı adaylığı için öne çıkan birkaç isim günlerdir konuşuluyordu; ancak o isimler içerisinden Muharrem İnce’nin tercih edildiği haberini, Türkiye, ilk kez, Ocakmedya sitemizin yazarı Veysi Dündar’dan öğrendi.

Her zaman olduğu gibi sabahın erken saatlerinde girdiğimiz yazısını günün tam ortasında (saat 12.00) gönderdiği “CHP’nin adayını açıklıyorum” haber-yazısı ile yeniledi Veysi Dündar.

Akşama doğru ocakmedya haberini diğer medya siteleri de izledi, bugün de gazeteler…

Hepsi Veysi Dündar’ın yolundan gidip, onun “Görüştüm” dediği kişilerle görüşerek aynı sonuca varmış…

Tabii hiçbiri “Bunu ilk Ocakmedya’dan öğrendik” demedi.

Demesinler…

Reklam
Mehmet Tekelioğlu’nun önemli yazısı

Bugün de baktım, Hürriyet, yine yazarlarımızdan Prof. Mehmet Tekelioğlu’nun  dün yenilediği Ocakmedya yazısından öğrendiği bilgiyi “Eniştesi konuştu: ‘Çatı’ değil, bağımsız aday olacaktı” başlığıyla okurlarına yansıtıyor…

‘Enişte’ denilen Mehmet Tekelioğlu, “Konuştu” diye yansıtılan da onun Ocakmedya için kaleme aldığı ve dün yayına verdiğimiz “Abdullah Gül’ün söylemleri etrafında” başlıklı yazısında aktardığı bilgiler…

Biz sevinmeyelim de kim sevinsin?

Veysi Dündar’ın araştırmasının sonucunu henüz öğrenmemişken, ben de, bir meslektaş dostuma, “Kemal Kılıçdaroğlu adaylık için Muharrem İnce’yi düşünürse hiç şaşırmam” görüşümü aktarmıştım.

O isme beni götüren, kendimi Kılıçdaroğlu yerine koyarak yaptığım muhakemeydi.

Cengiz Tuncer diye biri ve 18 Büyük Türk Büyüğü

Kılıçdaroğlu değil de, karar verecek Turgut Özal olsaydı, muhakeme sonucu vardığım isim konusunda ihtiyatlı olma ihtiyacı hissederdim.

Umarım, Kemal Bey şakacılığıyla maruf Turgut Bey kadar şakacı değildir.

Turgut Özal cumhurbaşkanlığa adaylığını koyduğunda (1989), kendisinin boşaltacağı Anavatan Partisi genel başkanlığı ile başbakanlık koltuklarına kimin oturacağına karar vermek amacıyla ilginç bir yöntem belirlemişti.

Reklam

Parti grubuna bizzat tespit ettiği 18 ismin listesini sunmuş ve her milletvekilinin istediği ve istemediği dörder kişiyi işaretlemesini istemişti. En sevilen ile en sevilmeyeni böyle anlayacaktı.

Herkes, hepimiz, yeni başbakanın o 18 isimden biri olmasını beklemeye başlamıştık.

Listedeki isimler, o günlerin basınında “Büyük Türk Büyükleri” diye anılmaya başlamıştı.

İsimleri de vereyim: Ali BozerCemil ÇiçekOrhan DemirtaşHüsnü DoğanKaya ErdemSafa GirayHasan Celal GüzelKamran İnanLütfü KayalarMehmet Keçecilerİbrahim ÖzdemirEkrem PakdemirliOltan SungurluMükerrem TaşçıoğluGüneş TanerCengiz TuncerMesut Yılmaz ve Namık Kemal Zeybek

Özal’ın seçilip Çankaya Köşkü’ne çıktığı gün, yeni cumhurbaşkanının başbakanlık için Cengiz Tuncer’i tercih ettiği kulaklara erişmiş, Köşk’te o gün verilen resmi kabulde, davetliler Tuncer’i tebrik kuyruğuna girmişti.

Cengiz Tuncer tebrikleri kabul ederken, Özal Köşk’ün makam odasında, yeni hükümeti kurma görevini Yıldırım Akbulut’a veren kararnameyi imzalıyordu.

Dikkat ettiyseniz, yeni başbakanın ismi 18 kişilik ‘Büyük Türk Büyükleri’ listesinde yer almıyor.

Kamuoyunu listedeki isimlerle meşgul eden Turgut Bey, tercihini milletvekilleri ve basının önüne atmadığı gerçek adayını çoktan belirlemiş olmalıydı.

Olayı Çankaya Köşkü’nde yaşanan o günkü kargaşayı bizzat gözlemiş biri olarak, benzer durumlarda hep ihtiyatlı olmayı yeğlemişimdir.

Politikacıların sağı-solu belli olmaz çünkü.

2007’de de benzer bir durum yaşandı

Tam benzetilebilir mi, bilmiyorum, ama 2007’de de cumhurbaşkanının kim olacağı konusunda medya bir kez daha ters köşeye yattı.

Çankaya Köşkü’nde yine bir kabul vardı ve seçimden başarıyla çıkmış olan AK Parti’nin daha önce ismi deklare edilmiş Abdullah Gül yerine bir başkasını aday göstereceği davetliler arasında konuşulur olmuştu.

Kabule katılan askerler, bir diğer AK Partiliyi işaret ettikleri için, dönemin gözde muhabiri Taki Doğan, kanala bağlanarak, “İşte aday” diye o ismi Türkiye ile paylaşmış, ertesi gün de bütün gazeteler “Abdullah Gül olmayacak” başlığıyla çıkmışlardı.

Hepsi yanıldılar. O gün yapılan grup toplantısında, Başbakan Tayyip Erdoğan, “Adayımız kardeşim Abdullah Gül” dediğinde de yanıldıklarını anladılar.

Kemal Kılıçdaroğlu böyle bir yanıltmacaya başvurur mu dersiniz?

Siz bu yazıyı okuduğunuzda, eğer saatler sabahın 10.00’ını gösteriyorsa, sorunun cevabını zaten biliyorsunuz demektir.

Erken okurlardansanız.. eh biraz bekleyeceksiniz…

“Ocakmedya’yı sıkı takip edin” derim.

ΩΩΩΩ

Reklam

38 YORUMLAR

  1. Özer bey “maskeler ve makyaj hakikatler karşısında berbat olurlar” Aynen katıliyorum! Siz bana sorduğunuz o soruyu bir zahmet reisinize sorun.Eminim onlar hakkında en iyi cevabı size o verir.Herkes bir işe başlarken Bismillah ile başlar reisiniz parti kurarken Hoca Efendi ile başlamış. Peki Sebebi ne olabilir? gerçi siz de bilirsiniz ama ben genede yazayım oy ve makam..
    Bir de benim Cammatlar ve tarikatlar ilgimi çekmezler. (sizin anlayacağınız bir dille yazayım) Benim ilgimi çekmediği gibi onlar da benim gibi birisini içlerine almazlar.
    Nedenine gelince ben Kuranı okuyunca muhakak İngilizce ve Túrkce tefsirini de okuyup anlamaya çalışırım onun için onlar benim gibi birini aralarına almazlar ,yanlişlarını ortaya çíkarmamdan çekinirler. Bir de ben kõrü körüne kimseye deyil biat etmek inanmam ve dinlemem.
    Siz isterseniz Retoculari RT Erdoğan ve arkadaşlarına sorun çünkü onun ve AKPli iş adamlarının,millet vekillerinin çocukları yurt dışında okurken hep onları kullaniyorlardi.
    Zaten KARİZMATİK lideriniz olan reisiniz onları tepe tepe kullanırken onlara karşılık olarak milletin malını peşkeş çekiyordu.
    üstelik onların saviciliğını de ústlenmiştı ta ki 17/25 Aralıkta Hayırsever iş adamina ve onun rüşvet verdiği bakanlar ve çocuklara ucu dokununcuya kadar.
    Aslında onları en iyi bilenlerden birisi Damat bey. Ondan da sorabilirsiniz, çünkü onların okullarında okuyan oydu benim çocuklar değil.
    Ha soruları nasıl çaldıklarını da sormayı unutmayın.
    Eğer bu cevaplardan tatmin olmadi iseniz gene yazın bu sefer daha açık bilgileri tarihleri ve mekanları ile birlikte size yazarım.
    Esenlikle kalın.

  2. …….
    Pek heyecan kalmadı, konuşunca partiler,
    Yavaş yavaş ortaya çıktı, “Tekir kedi”ler!
    Acep uzun uzun yazacak konu mu kaldı ?
    Kediler tekir! önlerinde birer parça ciğer!

    Nefs! hep bu “nefsin” tezahürü, olayın adı,
    Dönüp dolaşıp hep o “tekerleğin icadı”!
    Miyavlayıp, yalanıp durun, ey tekir kediler!,
    Seçimlerle dolacak herbirinizin miyadı !

    Nefs, nefs nefs! bizim Erdogan da bundan müzdarip
    Ve bittabi, çocuklara el atan, bir yığın rahip….,
    Hep nefs kurbanı insan; ağlayan da Gülen de,
    Çünkü, nefsine oturmuş iblis; insana rakip!

    Onunla şekillenir tavırlar, insanın hırsı…,
    Yönetir insanı hefs, bu bazen «para tanrısı»
    Çeşit çeşit «şirk», her biri bilmem ne bataklık,
    Anlayana sazdır şu «sivri sinek» vızıltısı !

    Öyle temel bir nokta ki «şirk», bu konu bitmez…,
    Örneklere burası dar gelir, sayfalar yetmez,
    Ezbere müslümanlık, ve farkında olmadan şirk!
    Milyonlarca insan, bir eşref-i mahlukat etmez!
    ……….

  3. yorumlarımda zaman zaman (hatta çoğunlukla) fehmi beyin yazısının dışında gibi görünüyor. fakat aslında değiller.
    Fehmi beyin yazdıklarından sonra muharrem incenin açıklanması ve sonraki durum ile ilgili pekçok düşünce ve yorum var. aslında kimin aday olduğunun oy verme anlamında çok önemli olmadığını önceki yorumumda (ekonominin durumu hakkındaki yorumumda) belirtmiştim ama yine de direk olarak bu adaylık ve sonrası hakkında yazmak hasıl oldu.
    Bir okur incenin adaylığı ile birlikte erdoğanın seçilmesinin kesin olduğu düşüncesini beirttikten sonra “öyle görünüyor ama Allahın da bir hesabı vardır”mealinde yorum yazmış. nitekim pekçok okur da incenin adaylığının erdoğanın kazanmasını garantilediğini yazmış. yani nerdeyse herkesin görüşü (nerdeyse diyorum): inci ve akşenerin adaylığının erdoğanın seçilmesini garanti yaptığı yönünde. Fehmi bey de bu doğrultuda düşündüğünü zaten daha önceki yorumlarında belirtmişti. gülün adaylığını bu çerçevede önemsemişti. Buna “aklın yolu birdir” de denilebilir. Ben de, birilerinin bir araya gelip çatı aday belirlemesi yöntemine karşı çıksam da (gerekçelerini daha önceki yorumlarımda anlattım), kılıçdaroğlu, akşener ve sp liderinin erdoğan karşısında şansının düşük olduğunu kabul ettiğimi de belirtmiştim. (bunların gerekçelerini de belirterek.)
    Fakat buna rağmen, ben, muhalefetin hiçbir şansının olmadığı düşüncesine katılmıyorum. belki gülün çatı aday olmasına göre şansının biraz daha düşük olduğu söylenebilir, değerlendirilebilir. Fakat erdoğan kesin kazanır demek biraz abartılı.
    Öncelikle bu değerlendirmeler verili bilgiler ve olgulara göre yapılan değerlendirmeler. (benim değerlendirmem de bu kıstaslara göre). Yani yarın ne olacağını kimse bilemiyor. Seçime kadar olan sürede epey şey değişebilir. Neler değişebilire baktığımızda 1: Herşeyden önce akpnin yarattığı canavar, yani enflasyon, işsizlik, döviz kuru (yani seçimleri erkene almalarının nedeni olan ekonomik durum) gibi paremetrelerin seyri.Yani erdoğanın en büyük rakibi ince yada akşener olmayacak. erdoğanın en büyük rakibi ekonomi olacak. ya da daha sadeleştirip söylersek, erdoğan ile dolar kuru arasında bir seçim olacak. Dolar yükseldikçe erdoğanın oyu düşecek, dolar düştükçe erdoğanın oyu yükselecek. bunun için de doların düşmesi için özel çaba harcanacağını da düşünüyorum (nitekim merkez bankasının 50 baz puan faiz artırımı yapılacağını fısıldayıp 75 baz puan faiz artırması da bu düşüncenin eseri. MB dövizi ters köşeye yatırmak istemiş fakat ters köşeye kendisi yattı). Bu çaba işe yarar mı kuşkulu, çünkü işler kontrol edilebilir noktasından çıkmaya başladı.
    2: Seçim süresince olacak olaylar seçim sonuçlarını etkiler. Olaylar seçim sonuçlarını nasıl etkiler bilemiyorum. ama etkileyeceğini tahmin ediyorum. bazı olaylar bir önceki seçimde bir parti lehine etkilerken, yine aynı olay, bir sonrakinde aleyhine etkileyebilir. Dünyada savaştan galip çıkan birçok devlet başkanının, seçimlerden mağlup ayrılabildiğine ilişkin fehmi pey epey örnek vermişti. tam tersine örnekler de var. Mesela “kim ne veriyorsa 5 lira fazlasını veririm” sözü demirele oy kazandırmıştı ama akp bu şekilde ülkenin batırıldığını söyleyerek seçim kazandı. (kuşkusuz seçim kazanmasının nedeni sadece bu değil. ama bunu söylemesine rağmen oy aldı demek istiyorum. Amacım bir olayın bir zaman olumsuz ya da olumlu etkisi olurken, başka bir zamanda aynı olay tam tersi sonuç da çıkarabiliyoru vurgulamak istedim. )
    3: Seçim süresince, adayların performansları, adayların toplumdaki algıları da sonuçlar üzerinde etkili olacaktır. Ben siyaseti yakından takip etmiyorum. yani incenin hiçbir konuşmasını dinlemedim. ama incenin hatipliğinin iyi olduğu söyleniyor. özellikle ahmet hakanın bu konudaki değerlendirmesine güveniyorum (yanlış ifade oldu. doğrusu: ahmet hakanın sapla samanı ayırma yeteneğine genelde güvenirim.) bu konudaki değerlendirmelerine de güveniyorum. Yani seçim süresince iyi bir performans ortaya koyacağını tahmin ediyorum. Bu durum akşener için de geçerli. yani akşenerin de seçim süresince en az erdoğan kadar iyi performans göstereceğini düşünüyorum. Bizim gibi, mantıkla değil de duygu ile hareket edilen bir ülkede bu önemli bir özellik. Yani bizim gibi ülkelerde insanların mantığına değil, duygularına hitap çok çok önemli ki hem akşener hem de ince bu konularda erdoığan ile yarışabilirler. (ayrıca bütün dünyadaki trend populizm iken bu daha da önemli. yani insanların duygularına hitap bütün dünyada şu anda revaçta)
    4: Biz hepimiz değerlendirme yaparken yanılabiliriz. bütün anketler yanılabilir. Nitekim dalanın istanbulu kaybettiği seçim ile en son amerikadaki seçim, herkesin yanılma ihtimalinin çok da düşük olmadığını net olarak gösterdi. Bu nedenle enseyi karartmaya hiç gerek olmadığı gibi, akp cenahının da “gene kazandık” havasına girmesini gerektiren bir durum yok. nitekim 24 milyarlık havuç da zaten benim uyarıma gerek kalmadan bu gerçeğin görüldüğünü gösteriyor. Ancak tekrar ediyorum papazın her zaman pilav yemediği söylenir. bir menemen seçimleri hatırlıyorum da o dönem epey seçim rüşveti dağıtılmıştı da “yiyelim, içelim, satılmayalım” o ilçede slogan olmuştu.
    Ayrıca da hem dalan örneğinde hem de trump örneğinde neden anketlerin yanıldığının çözümü henüz yapılmadı. Yani yanılmanın mekanizmaları bilinmiyor. Bu konuda bir takım tezler ileri sürüldü ama ileri sürülen tezler henüz durumu açıklamaktan çok uzak. bu nedenle %50 alır denilen aday, bir bakmışınız %30’da kalabilir ya da daha farklı bir sonuç çıkabilir.

  4. sayın Erdoğan’ın sertliğinin nedeni tespitimce bir fıtrat dan(Kasım paşalı) iki haksızlığa kadirşinaslığa, vefasızlığa (nankörlüğe) tahammül edemeyişinden. sayın Erdoğan Menderes, Erbakan gibi nazik olsa emin olun iki gün iktidarda tutmazlardı al aşağı ederlerdi. nitekim merhum Erbakan’ı al aşağı ettiler malüm çevreler FETÖ de ”beceremedin git” dedi ve Erbakan iktidarı bir yılda yıkıldı neden kendisine yapılanları milletle paylaşmadı d ama bugün iktidarda olanlar kendilerine engel olanları millete şikayet ediyor millet de bütün seçimlerde engelleri tek tek sandık da kaldırdı(En büyük güç sandık milli egemenlik beşeri anlamda ) inşeallah yine millet gereğini yapacak

  5. sayın cumhurbaşkanının uslubunu sert bulanlardanım ama bu ülkede neler gördük neler merhum menderesler neden asıldı suçları neydi? yine merhum demirel’e neler yapmadılar nelerle suçladılar(28 şubat sürecinde kankaları oldu başka ), yine merhum Özal’a neler yaptılar neler cumhurbaşkanı seçilince Takunyalı Cumhurbaşkanı dediler. yine merhum Erbakan’a her türlü kötülüğü, hakareti, aşağılamayı zulmü reva gördüler bu devlet adamlarının kutsal değerlerini aşağıladılar.Millet tarafından meccanen sevilen bu isimler horlandılar itildiler kakıldılar ama milletin kalbinde yer ettiler. Şimdide sayın Erdoğan’a aynı suçlamalar yapılıyor, bir fark var Erdoğan’ın dışındakiler genelde solcular tarafından suçlanırken Erdoğan ise cemaat kisvesinde bir grup (FETÖ) tarafından da suçlanıyor maalesef,( zaten millet 15 temmuz da cemaat olmadığını bir terör örgütü olduğunu gördü) bu iktidar muhafazakarların bütün özlemini giderdi artık başörtü, dindarlık, islâmi yaşam biçimleri horlanan itilen kakılan olmaktan cıktı onun için sayın Erdoğan ”ne istediler de vermedik, yapmadık” dedi ama FETÖ’ nün amacı hizmet değil devleti ele geçirmekmiş eğer hizmet olsaydı gayeleri bu olanlar olmazdı demekki buda mukadderattan demektir ümmetin imtihanı olarak görüyorum. ama emin olun isimlerini zikrettiğim devlet adamlarına bu millet hep duacı oldu olmaya da devam edecek Allah devletimize milletimize hizmet edenleri, hizmete devam edenleri korusun yar ve yardımcıları olsun âmiin âmiin

  6. 1 dolar = 4,2613 TL. istenirse yazıyla da yazılabilir. ama nasıl yazıldığı farketmiyor. yarıının daha iyi olması için de bir neden yok. ben kemerlerimi bağlamaya çalışıyorum ama yandaşlar da bağlasınlar. Çünkü geliyorum diyen durum onları da vuracak. uçuştan herkes nasibini alacak.
    Muhalefetin adayı kazansa da olacak. akp kazansa da olacak. ama akp kazanırsa boyutu hem daha fazla olacak hem de çıkışımız daha zor olacak.
    Dolar belki muharrem incenin adaylığına sevinmiş, o nedenle biraz daha serpilip gelişmiştir ya da bizim hükümet üyelerinden daha fazla standart & poors’un sözüne güveniyordur. Birincisi ise, muharrem incenin kazanma ihtimali düşük olduğu için erdoğanın seçilmesini kutluyordur. ikincisi ise, standart& poorsa bizim yöneticilerimizden fazla güveniyordur. standart & poors hep yalan söylediği için olabilir mi?
    yaklaşık olarak 1.5 sene önce türkiyenin akpyi çok fazla taşıyamacağını yazmıştım. durum artık yavaş yavaş kontrolden çıkıyor.
    Herkesin, sorunun kimin seçileceği sorunu olmadığını kavraması lazım.
    Biliyorum, akşener de muharrem ince de, kişisel hırslarını ülke menfaatinin önüne koydular. Normal bir şeçimde ne akşenere ne de muharrem inceye günahımı vermem. Ülke yangın yeriyken koltuk hırsı peşinde koşan insanlar ülkeye ne verebilir. (koltuk hırsı olmayanı görmedim)
    fakat şu an içinde bulunduğumuz ortamda bunların bile bir önemi yok. bunların hesabının yapılacağı şartlar değil. Herkesin, ama gerçekten herkesin, akplisi, mhplisi, chplisi, iyi partilisi, splisi, hdplisi, bu ülkede yaşayan bir parti taraftarı olan veya olmayan, hatta türkiye vatandaşı bile olması şart değil, bu ülkede yaşayıp da bu ülkedeki gelişmelerden bir şekilde etkilenecek herkesin durumu ciddi ciddi düşünüp, yaptıklarını, ettiklerini, yapacaklarını yeniden değerlendirmesi gerekiyor. Çünkü bu ülkenin kaderini bizim yaptıklarımızın, ettiklerimizin, yazdıklarımızın, konuştuklarımızın vs. bileşkesi oluşturuyor. İbrahim kahveci, bir köşe yazısında, “hükümet hiçbirşey yapmasa durum daha iyi olurdu” mealinde yazmıştı. Ülke şu an gerçekten bu durumda.
    Peşin olarak söylediklerimin yanlış olduğunu iddia edenler olacaktır. ben sadece bu sonuca varmadan önce herkesin ciddi bir şekilde düşünmesini talep ediyorum. inanıyorum ki, ciddi şekilde düşündüğünde, bugün benim yanlış olduğumu söylese bile, çok uzak olmayan bir gelecekte, haklı olduğum kabul edecektir. çünkü gelişmeler herkesin kavrayabileceği hızda ortaya çıkıyor artık.

  7. INCE SEÇİLDİ.
    INCE RTE İLE SİNİR “HARBİ” İLE YAKLAŞACAK.
    AMAÇLARİ, GÜCÜN KONROLUNU KESKİN VİRAJ OLAN SEÇİM SÜRECİNDE AZALTIP KAZA OLMASINI HEDEFLIYORLAR.

  8. 23 Nisan günü Karamollaoğlu ile Kılıçdaroğlu görüşmesinde Akşener’in adaylıktan vazgeçmeyeceği ve Gül’ün de Başkanlığı altın tepside istediği konusu tartışılır. Bu görüşmeden sonra Kılıçdaroğlu, hemen aynı gün Muharrem İnce’nin adaylığına karar verir.

    Her ne kadar Karamollaoğlu ve Kılıçdaroğlu görüşme çıkışı “Ortak aday belirleme konusu hafta sonuna kadar netleşecek” dese de Kılıçdaroğlu için o defterin kapandığı belli olmuştu.

    O gün Ankara’da yaşanan bu görüşme ve istişare trafiğinin içinde bulunan dostum beni aradı ve “Gül defteri kapandı; partimizin adayı da Muharrem İnce” dedi.

    Ben de bu görüşme üzerine aşağıdaki paylaşımı yaptım. İlginç olan, ben bu haberi aldıktan yarım saat sonra Melih Gökçek de twıtter hesabından “CHP aday olarak İnce’yi açıklayacak ilk benden duyun” paylaşımı yapmıştı.

    Hasılı bu Gökçek de ilişkileri de çok ilginç vesselam:-)

    23 Nisan akşamı saat 22:42’de facebook hesabımdan yaptığım paylaşım:

    “BUNLARDAN BİR HALT OLMAYACAK GİBİ
    Aldığım bir bilgiye göre CHP, Cumhurbaşkanı adayı olarak Muharrem İnce’yi açıklayacak. Yarın bu hatadan dönerler mi bilmem ama döneceklerini pek sanmıyorum. Çünkü 2. kez doğruyu gösterme (bozuk saat) haklarını dün kullanmışlardı”

  9. Şu şartlarda Erdoğan ikinci turda Cumhurbaşkanı seçilir ancak Meclis’te çoğunluğu elde edecek rakama ulaşamaz.Sistem kilitlenir ve Erdoğan ülkeyi tekrar erken seçime götürür. Bence finansal piyasalar bunu fiyatlıyor. Yani AKP ve Erdoğan kazanana kadar bu seçim tekrarlanır ama ülke nice krizlere girer ve o krizlerden çıkamaz. Güzel günler bizi beklemiyor

  10. İktidarın verdiği seçim rüşvetleri ve medya gücü yanında toplumdaki ön yargıları aşabilecek güçlü bir lider profilinin de aday gösterilmeyişinden dolayı zahirde sonuç ortada gibi duruyor..LAKİN herkesin bir hesabı varsa ben Rabbimin de bir hesabı olduğuna inanıyorum. TMSF’ye aktarılan şirketler,yurt içinde endişe eden iş adamlarının yatırımlarını yurt dışına çıkarmak zorunda kalmaları,KHK ile ihraç edilen,göz altına alınan ve yurt dışına çıkış yasağı olan ayrıca yurt içinde de çalışma imkanı olmayan FETÖ ile ilgisi olmayan binlerce mağdurun – mazlumun hakkı bir şekilde alınacak diye düşünüyorum..Sadece adı adalet olan ama nasibi olmayanların artık vedalaşmak zorunda kaldıklarını hissediyorum..Sanki mana aleminde onlara “haydi elinden geleni yap bütün kozlarını oyna ” demişler bunlarda onu yapıyor gibi.. AMA, Sonrasında Rabbim “ol” der oluverir..Onun için hiç bir şekilde ümitsizliğe kapılmanın anlamı yok.hem Üstad demedi mi ” biz kışta geldik onlar baharda gelecek” diye..

  11. CHP, 80 milyonu kucaklayacak kavgacı olmayacak bir aday bulacak diye endişe ediyordum doğrusu. Parti içinden, parti kimliklerini temsil edebilecek en doğru aday olan ince nin adaylığı bizi son derece mutlu etmiştir. Durup durup bu kadar beklediklerine değdi gerçekten. CHP yi ve ince yi tebrik eder hayatta başarılar dilerim…

    • Aynı İnce’den bahsediyorsak yanılıyorsunuz demektir.Muharrem İnce sol seçmen haricinde destek bulamayacaktır.Bu da kemikleşmiş oyları alır demektir.İbre bu kez Akşener’e döndü.Ancak o da İnce’yi geçecek oy alır mı tartışılır.Benim öngörüm alamaz.2.tura kalır seçim ve Erdoğan İnce’ye fark atıp kazanır.

        • Yahu, uzun uzun yazardınız n’oldu size?
          Yorum anlaşılmaz gelmiş Hasan ağbimize,
          Geçende başkası da “biraz açın” demişti,
          Rehavet mi kilitlendi acep klavyenize ?!
          …….

  12. CHP adayı
    Ekmeleddin İhsanoğlu’yla da böyle şaka yapıldı. Sonuç vermedi. CHP adayı da başarılı olmayacak, aday seçilemeyecek bu sayede Kılıçdaroğlu’nun yeri sağlamlaşacaktır. Bütün bunlar Erdoğan’ın lehine çalışıyor.
    Seçimin nasıl biteceği hemen hemen kesindir. Başkan birinci turda Recep Tayyip Erdoğan’dır. Mecliste ise çok parti temsil edilecektir. Baraj kalkmıştır. AK Parti’nin mutlak ekseriyet sağlaması artık imkânsızdır. Ondan sonra ne olacaktır?
    Sermaye Meclis’i yönetmeye kalkacak ama Ordu buna izin vermeyecektir. Türkiye’nin kaderi budur. Ya Sermaye yönetir ya da Ordu. Ben Ordu’nun yanındayım.

  13. Sn. Koru, ”Umarım, Kemal Bey şakacılığıyla maruf Turgut Bey kadar şakacı değildir.” demekle ve Veysi Dündar’ın yazdıklarına rağmen, hala ihtiyatı elden bırakmamışsınız..olur ki Kılıçtaroğlu ter köşe yapar diye…
    Doğrusu artık bu bir sürpriz olmaktan çıktı; CHP dışından bir adayla gelecek olasaydı Kılıçtaroğlu, belki o zaman bunu merak ederdik, lakin partili bir aday Kılıçtaroğluna rağmen Cumhur-başkanlık seçiminde nasıl bir etki ortaya koyabilir ki? Buna rağmen ben de hala, sağı solu belli olmayan siyaset erbabının yapacaklarına karşın sizin kadar ihtiyatlı olmayı tercih ederim. Fakat bu bile Gül’ün olmadığı bir tabloda etkili sonuç doğuramayacaktır..’sonucu önceden belli olan bir seçime yol alıyoruz’ fikrimi yineliyorum.

    Benim daha çok merak ettiğim; Akar ve Kalının, Gül’ü ziyaretlerinden ziyade Akşener’e ikinci bir ”yağlı kazık” brifingi (!) verilip verilmediğidir. Merak işte…

    Evet, Fehmi bey; ”Kemal Bey şakacılığıyla maruf Turgut Bey kadar şakacı” değildir.

  14. Şu an HDP nin başına gelenler Türkiye’de değil de ABD de olsaidi, AKP iktidari seçimi kazanabilmek için soykırım yapar gibi HDPlilere yaptíkkarí adaletsizlığıne muhalefet de oy kaygısından dolayı onları dışlayarak başarı sağlamak peşinde.
    Bu haksızlıklara karşı ABD halkı ne yapardı biliyor musunuz?
    HDP ye yapílan zülümlere karşı çíkar ve oylarını HDPye verir, ittifak edenleri meclise dahı sokmazdılar.
    Türkiye!ye dışardan baktığımız zaman insanı içi yaniyor.
    İnsanlíğı kör kuyuya atip yerine kini ve düşmanlığın adı vatanseverlik olmuş, Adalet yerini Hakarete bırakmış,benden olmayan vatan haini, terörist diyerek.
    İnsanlara kölelik dönemınde dahi yapılmayan zülúmleri yapanların yeri neresi olur? Bizde saraylar olur.
    Batılılarda neresi olur?
    herhalde zındanlar olur.
    Şu anki C Başkanı adaylarından en Tecrübeli Temel bey.
    Temel bey díşarida okumuş ve oralarıda iyi tanıyor olmasí ve lisan bilmesi çok õnamli.
    Bakalım oylar Muharrem İnce’ye mi yoksa Meral Akşenere mi.

    • Nurdan Hanım, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın aklı ve kalbi bulanmamış seçmenler bizim Reis gibi karizmatik, özverili, gözükara ve gönüllere girebilen, hem vizyoner hem aktivist bir lider bulduklarında ne yaparsa biz de öyle yapageldik. Yine öyle yapacağız biiznillah.

      • Õnce Hayır sever sonra beni aldattilar.
        Hayır sever iş adami. Sonra sahteker.
        Evet tuvist in hizi onun dõnmesine yetişemez.
        Once meydan okuyup daha sonra özúr dileyip, içerde ve dışarda kavga etmedíğí kimse kalmayan kendinden olmiyan terörist ve vatan haini damgası vuran 250 şehid verilen olaya Allahın Lütfü diye vb vb birisi siz ve sizin gibilerine göre karizmatik ola bilir ben ve bizim gibilerine gõre ona verecek bir sifat mualesef terbiye sínırlarımızı aşar ve bu siteye yakıştıramadığım için yazmama gerek yok zaten siz anlarsınız.

        • Aslinda sizinkarizmatik bana gõre kavgaci liderinizi ve ekibibini en gúzel şehit polisin babasí anlatiyor.
          Hangi şehit polis babası TRT de konuşurken yayını sözleri kesilen şehit babasí.
          o parmağa yúzük takilmaz fetvasi verip daha sonra yerinde yok dediten bakani arka taraftan kaçarken yuhalatan şehit babası.

        • Makyaj ve maskeler hakikat karşısında berbat olur. Bir insanın dışarıya hayırsever görünürken aslında sahtekar olmasını anlamakta zorlanıyorsanız, FETÖ’nün bütün olumlu görüntüsüne rağmen aslında bir ihanet şebekesi olmasını da anlamanız zor olacaktır. Merak ediyorum, seccadeyi ayakkabılarıyla çiğnerken ABD medyasına poz veren malum zatın bu davranışını nasıl izah ediyorsunuz?

          • siz ve sizin reisinizin uydurduğu terör örgütünün ben baş harfını değiştirdim
            Retoculari o şehidin babasi çok güzel tarif ediyor. isterseniz bir dinleyin onu ben de onunla ayni fikirdeyim.
            YORUMSUZ.
            “Eeeey Bahçeli ben Türkiye nin her yerine gidiyorum seninde gücün yetiyorsa güneydoğuya git, gidemessin benim Kürt kardeşlerim sana haddini bildirir.”
            Karizmatik lider RT Erdoğan.2014 seçim konuşması.

    • Nurdan Hanım
      Amerikan halkını ya hiç tanımıyorsunuz yada gözünüzde fazla abartıyorsunuz. İnsan her yerde aynı insan çok fazla fark yok.

      • Himmm doğrudur…..
        Yoksa Dúnya lideri úlke değiştide benimi haberim yok?
        Trump gibi birine haddini bildiren halki tanimamişim…
        Evet Fehmi Koruyu ne kadar tanimiyorsam US halkinida o kadar tanimiyorum.
        Ústelik her gün yüzlerce si ile beraber olduğum halki tanımam mümkün değil.?

      • ahmet bey, bir doğal afetde bile emniyet şeridini ihlal etmeyenlerle, normal trafikte bile emniyet şeridini ihlal edenleri aynı kabul ederseniz, haklısınız.
        Size başka bir olay anlatayım. mhp kökenli bir yazarın (ismini hatırlamıyorum) bir kitabevinde söyleşisi vardı (yıllar önce). Amerikaya epey atıp tuttu. o sırada üniversiteden bir öğretim görevlisi (kendisi islamcı idi. şimdi nerdedir ne yapıyordur bilmiyorum) “siz amerikalılara atıp tutuyorsunuz ama hiç de durum sizin anlattığınız gibi değil. Ben amerikaya gittim, ev kiraladım. ben müslümanım, adam hristiyan ve beni hiç tanımıyor. Benden 3 ay kira almadı. ‘işlerini ayarladıktan sonra verirsin’ dedi” şeklinde açıklama yapmıştı. Şimdi hepimiz bizim de benzer davranışı göstereceğimizi iddia edeceğiz.

    • nurdan hanım ABD’de El-Kaide sempatizanları ve üyeleri parti kuracak seçimlere girecek sonra temsilciler meclisine falan girecekler….Allahını seversen bunu bi amerikan vatandaşına sorar mısın? Sana ne cevap verecek çok merak ediyorum..

      • Ben Amerikan vatandaşiyim. Siz eğer HDP den bahsediyorsanız. Ben Seçimin ilk Turunda inadına onlara vereceğim( şu an ben iyi partiyi desdekliyorum) İkinci turda da Muharrem inciye vereceğim.
        Akpli bayan milletvekilleri hacdan geldikten sonra meclise başörtüsü ile girecekleri zaman M incenin ne dediğini bir hatırlayın.
        Esas onun ailesi ve kendisi dindar onların sizlerden bir farkı
        Dini politikaya alet etmemeleri.
        İstersen oğlunun düğününu nerde yaptığínı bir araştír.
        Õyle otoyolları saatlerce kapattirip gelin arabasi geçecek diye daha sonra gösterişli düğúnler yapanlara Ocak yazarlarından Sinan Esgicioğlunun dediği gibi”Satılik müslumanlik” isterseniz bu vasıflarí taşiyanlari Yüce kitabımızdaki Ayetleri bir zahmet okuyun. milletin hakkını yiyin yalansöyleyin daha sonra kalkip onu da Din adina yaptik deyiverin.
        Bence Muharrem İnce Şimdiki C B’dan daha bilgili.
        Parti rozetini çıkaranla kanunlarda tarafsız olmasi gereken makama geldikten sonra parti genel merkezine çevirenle M İnce’nin arasındaki fark bu.

  15. Bu gün, bir demokrasi muhibbi olarak sizin, Sayın Bahçeli’nin dünkü açıklamasını manşete çekeceğinizi düşünmüştüm ama beni yanılttınız. Sadece siyasetçiler değil yazarlar da ters köşe yapıyor. 🙂

  16. Ocakmedya yazarlari şu an marka yazarlar.
    Ocakmedyada Türkiye’yi geride bıraktı “DÜNYA” markasi olma yolunda hızla yol aliyir.
    Veysi Dündarın raportajlari sayesinde Türkiye’nin daha önce hiç haberimiz olmadığí bilinmeyen ilginç mozaiklerini tanıyip öğreniyoruz.
    Yazarımıza karşı bencillik olacak ama gene de içimden geçenı yazmayi istedim.
    Ocakmedyanın kurucusu iyiki 9 kõyden kovulmuş.
    Gerçı onlar kovmasada şu anki tek sesli medyadan Fehmi bey kendisi arkasına bakmadan uzaklaşírdı.
    Fehmi Koru’nun gunluğu sayfasíndan hem yazılarindan faydalaniyoruz hem de siteye yapılan yorumlardan günümüz Türk insanlarínı yakından tanıma fırsatımız oluyor.
    Tarafsız yayınlarından dolayı sizlerin okurunuz olarak teşekürler.
    Allah razı olsun.

  17. Fehmi Koru: Göreceksiniz; OHAL’in hâlâ geçerli olduğu bir ortamda seçime ya da referanduma gideceğiz (28.11.2016) bunu da bilmiştiniz

Yoruma kapalı.