Medya iyice kısırlaştı.. Okurlarla paylaşmaya değer -iyi/kötü değil- ilginç yazı bulmakta zorlanıyorum…

21
Reklam

Hayli zamandır Ocak Medya haber sitemizde kendi elimle derlediğim ‘Seçilmiş Yazılar’ bölümü öksüz bir görüntüye sahip. Her gün çeşitli gazeteler ve haber sitelerinden seçtiğim 10 yazıya yer verilen ‘Seçilmiş Yazılar’ bölümünde, gün geliyor tek bir yazı olmuyor. Bazı günler üç-beş yazıyla idare etmek zorunda kalıyor okurlar.

‘Seçilmiş Yazılar’ bölümünün halis okurları haklı olarak “Neden?” sorusunu yöneltiyorlar. 

Kimi benim tembelliğime veriyor, kimi işlerimin yoğunluğundan gazetelerde ve sitelerde çıkan yazıları okuyamama…

Oysa sebep ne benim tembelliğim, ne de yoğunluğum… Ben yine her gün daha önce de yaptığım gibi gazetelerin köşelerine sabahın erken saatlerinden itibaren göz atmaya başlıyorum; gün boyu da köşelere ilgim devam ediyor. Haber sitelerinde çıkan yazıları da tek tek okuyorum.

E, öyleyse?

Üzülerek söyleyeceğim: Paylaşmaya değer yazı bulmakta zorlanıyorum.

Bir-iki ay önce de bazı günler mutlaka okunmasını arzu ettiğim yazı bulamadığım oluyordu; ancak şu yakınlarda işim iyice kesatlaştı.

[Unutmadan pek çok okurun zaten bildiği bir konuyu biraz açayım: ‘Seçilmiş Yazılar’ için ille karşıma sevdiğim/beğendiğim bir yazı çıkması gerekmiyor; beğenmediğim/hoşlanmadığım ama bilinmesinde veya okunmasında yarar gördüğüm yazıları da o bölümde değerlendirdiğim çok oldu. Hatta bazı günler daha çok “Bakın, böyle yazanlar da var” notu düşülmesi gerekebilecek yazıları özellikle seçtim.]

Reklam

Son zamanlarda ilginç pek az yazı çıkıyor gazelerde. Her gün her gün o bölümü 10 yazıyla dolduracak olsam, bir süre sonra, okurlardan bu defa “Bula bula bu yazıları mı buluyorsun” teessüfüne muhatap kalacağıma eminim.

Ya gazetelerde yazanlar artık yazmaktan bıkmış durumdalar ve öylesine bir şeyler karalıyorlar; ya da yazılar bana sanki her gün birbirinin tekrarıymış gibi geliyor.

Medyayı yakından takip edenlerin benimle aynı kanaate varacaklarına eminim.

Nitekim, medya eleştirisi yapan yazarların da benden farklı düşünmedikleri yazılarından belli oluyor. (O yazıları özellikle seçiyorum.)

Örnek mi istiyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler Zirvesi için ABD’ye gitti. Kendisiyle birlikte kalabalık bir gazeteci grubu da New York’taydı. Çoğu gazetelerde köşesi olan yazarlardı geziyi izleyenler. Erdoğan’ın düzenlediği basın toplantılarında hazır bulundular. Giderken ve dönüş yolunda uçaktaki konuşmalarına tanıklık ettiler.

Peki bu kadar kişi oradan neler yazdı?

Katılanların toplu fotoğraflarını bulup bu yazının başına koyacağım; hepsini tanıyorsunuz. Neler yazdıklarına kolayca ulaşabilirsiniz.

Reklam

Meraklılarınız her yıl bu zamanlarda yapılan BM Zirvesi’ne cumhurbaşkanları veya başbakanlar yanında katılan gazeteci gruplarının son 20 küsur yıllık hasılatına bakabilir. 1990’lı yıllardan başlayarak 5-6 yıl öncesine kadarki zirveler sırasında New York’ta tanık olunanlar, ziyaretlerin perde arkasında yaşananlar, Türkiye’nin tezleri, o tezler istikametinde temaslar… Yalnızca bizim heyetten değil, görüşülen ülkelerin heyetlerinden de alınan bilgilerle kotarılan yazı ve haberlere ulaşabileceksiniz…

Bu ziyaret etrafında yazılanlar sadece bir örnek. Yetkililerden alınan bilgilerin aktarılmasından ibaret haberler ve o haberlerin sınırları içerisinde kalmayı seçen köşeler ile hemen her konu düz biçimde ele alınıyor artık gazetelerde.

Galiba merak öldü medyada.

Yabancılar ‘merak kediyi öldürdü’ derler; bizde merak öldü, kedi sağ…

Bugün yine birazdan gazetelerde sizlerin ilgi duyabileceğinizi düşündüğüm yazı avına çıkacağım; bakalım kaçını paylaşabileceğim…

ΩΩΩΩ

Reklam

21 YORUMLAR

  1. Medyamizin halipurmelalini burda defalarca yazmis ozetlemisizdir. Nihayet bes para etmez besleme basin serum siseleriyle hayata tutunmaya calismaktadir. Beter olsunlar insallah! Gasteci dedigin sahibinin sesi, karahalkin ise dusmanidir. Birakin kisirligini, kokleri kurusun diyorum. Basili ve gorsel medyanin tumuyle yok olup gittigini gormek en buyuk dilegimdir. Yayinladiklari coplerden/iceriklerden ogrenecegimiz hicbir sey yoktur…

  2. sayın yazar ,size ilginç bir konu tiyo vereyim.erdoğan gelecek seçimleri kaybedeceğini anladı.chp nin iktidar olmasını ;kürt-türk ayırımcılığı ve terör destekçiliği ile suçlayıp ve sıkıştırp iktidara gelmesini engelleyici saldırgan politika uyguluyor.chp yerine ,babaca nın kuracağı partiye akp ve sağ oyların akması için çalışıyor.çünkü chp ,erdoğan ve akp nin yakasına yapışacak.işleri bitik o zaman.babacan iktidar veya akp nin ortağı olursa yırtacağını hesap ediyor.babacan, erdoğan nın can simidi.saygılar.

  3. Sayın FKT !
    AKP başörtüsü yasağını kaldırmamış, kaldırmak zorunda kalmıştır.Yasak devam etsin bundan oy devşireyim derdinde idi.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Leyla ŞAHİN/TÜRKİYE davasındaki hükümet(AKP hükümeti) savunmasını (90. parağraf vd)Dünyada en din karşıtı hiç bir hükümet yapamaz
    İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesinin üniversitedeki başörtü olayındaki ve davasında Anayasanın 14 ve 153. maddesi birlikte değerlendirildiğinde temel hak ve özgürlüklerin sadece kanun ile sınırlandırılabileceği,”Anayasa Mahkemesi kararı ile dahi sınırlandırılamayacağı” kararı üzerine hükümet bir tercih yapmak zorunda kalmıştır.
    Ya başta Devlet Memurları Kanunu ve diğer kanunlara başörtüsü yasağı getirecekti.Zira bu karara göre kanun dışında yönetmelik, tüzük genelge ve mahkeme kararı ile yasak getirilemezdi.Kanun ile yasak getirmesi halinde tüm foyası ortaya çıkacaktı.
    Ya da yönetmelik, tüzük ve genelge ile yapılan yasağı kaldıracaktı.Açıkladığım gerekçe ile mecburiyetten ikinci şık tercih edildi.

  4. H Gayret! Sizin diğer erdoğan hayranlarindan 2 farkiniz var.
    1- herkese sataşiyorsunuz, fakat yazara karşı insani yöyönünüz ar, yani diğerleri gibi tehdit ve hakaret etmiyorsunuz.
    2- saat nasil günde iki kez doğruyu gösteriyorsa, sizde bazen doğru yaziyorsunuz.
    Diğer konularda,(0) siniz.
    ERDOĞAN bizim menurumuz yani biz Erdoğanın maaşini öldüyoruz..ve onun yanindaki Y…. oluşan gazeteci musveteleride gene bizim vergilerimizle alınmiş makam ucaklari TC VATANDAŞLARINA AIT. Onlar o uçaklarda bedavadan yolculuk yapiyorlar. Onlarda bizim cebimizden çıkiyor!

    Dünde benim Deprem olmadan önce köpeklerin haber verdığine dair paylaşimimada gene cahil diye yorum yazmişsin. Kula tapanlara göre Cahil olmam Normaldir.

    ABD TV lerinde gösterilen ve hayat tecrübelerıni bu tip ortamlarda paylaşmak.
    Size saçma gelebilir fakat ALLAH korusun herhangi bir depremden önce teknoloji haber veriyor fakat tam zamanıni bilemiyorlar. Köpekler his ettikleri için o gece benim gibi tecrübeli insanlar tedbirlerini alabiliyorlar.aramizda 60 metire mesafe olan komşu köpeklerın ulumasina uyandim ve dişarı çiktim komşu köpeklerini susturmak icin dişarı çikardiğinda onda söyledim.
    Komşumda biyormuş, iki köpek bir kedisi var, ve bazı konukardada bilmediklerimi bana anlattı.
    Umarim ne demek istedigimi anlarsin.

    • Nurdan abla iyi guzel de simdi benim sadece sayin yazara karsi degil size karsi da insani bi yonum var diyebilirim ama sn.Bernar olacak hinzir elinde bir demet cicekle hemen balkonunuzun altina kosup; sevecenliginin tum yapmacikligiyla “ben sizin kardesinizim, lutfen onu almayin beni alin” diyerek ya kendini ortalara atarsa diye de urkuyorum. Hatirlarsaniz kayiplara karismadan once kendisi burada secim tahminleri veya aday toto yapmadigi gunlerde bayan yorumcularimiza imzali fotograflarini dagitirdi. Tabii sizin gibi “bilgisayar faresi” olarak nitelendirdigi birisine cicek sunacak da degildi..! Ama siz yine de benim sevgimden emin olabilirsiniz; cunku bu sizin engin cehaletinizden de bir sey eksiltmez… Sevgilerimle…

      • H Gayret! Gerçekten size hiç kızmiyorum! Neden biliyormusunuz? Beni güldürdüğünüz ve
        “Engin Cahelitime” katkida bulunduğunuz için.
        Neyise! sizi günde bazen 10, bazen 20, kez sitesinde misafir eden yazara karşı saygınızı, her zaman taktir ediyorum… vesselam:))
        Hoşca kalin

  5. Uygarlıklar
    Tarihte ilk tartışmalı uygarlık Grek uygarlığıdır. Socrates’i öldürecek kadar baskılı bir düzen vardır ama halk direnmektedir. Ondan sonraki tartışmalı uygarlık İslam uygarlığıdır. Çeşitli mezhepler oluşmuş, baskılar olmuş ama insanlar susmamış. Üçüncü tartışmalı uygarlık Avrupa uygarlığıdır. Kanla bugüne gelinmiştir.
    Bugün Altan ve Ilıcak hapisteler. Bunlar ne yapmışlar? Biraz bağımsız yazmışlar. Sermaye’nin söylediklerine tam kulak vermemişler. AK Parti’nin en büyük ayıbı, İslamiyet’e vurulan leke, komutanların hapse atılması, yazarların hapse atılmasıdır. Türk Milleti sabrediyor. Sabrın sonunda zafer Türkiye’nin olacaktır.
    Bunları AK Parti yapmıyor. Sermaye yapıyor. Sermaye’nin borusu yakında ötmeyecektir. Yansız, bağımsız, etkin ve saygın yargı olmadıkça bu böyle devam edecektir. Bizim ilk çözmemiz gereken yargıdır. Yargıçlar değil, yargılama sistemidir. 50 sene mahkemelerde geçti. Rüşvet alan bir hâkime rastlamadım. Zulmeden hakime de rastlamadım. Hiç mahkûm olmadık. Her gün mahkemede idik. Bu zulüm yetmez mi?
    Hakemlerden oluşsan, serbest soruşturmacılardan oluşan bir yargı sistemini kurmalıyız. Kıymetli ve insaflı yargıçlarımız vardır. Sermaye; sömürüyü ve anarşiyi sürdürmek için, basını silah olarak kullanmak için adil yargılama sistemini istemiyor. Başaracağız inşallah yakında. Belki AK Parti ile belki de AK Partisiz.
    Semt kooperatiflerini kuracağız. Yazarlarımız artık Sermaye’nin ihsanları ile karınlarını doyurmayacaklar. Okurlar onları yaşatacak.

  6. Sayın KORU!
    Bir yazınızı Trollere ayırmanızı talep ediyorum.
    Bu vesile ile bana göre trollerin özellikleri şunlar;
    1-Sahte hesap yazıyorlar.
    Bir soruşturmada kendilerine ulaşılamaması, dolayısı ile hesap sorulamaması için.Zaten Trollerden hesap soracak bir yargı da yok.Bu nedenle saldırıları insafsızca.
    2-Bir merkezden yönlendiriliyorlar.
    Verilen mesajlar aynı yerden gönderildiğin gösterecek şekilde aynı.Bazen kelimeleri de aynı.Ancak her zaman emir beklemiyorlar.Kendini geliştirenlerin “durumdan vazife çıkarma” özellikleri de var.
    3-Aynı merkezden finanse ediliyorlar.
    4-Dinleri ” güç” ve “para”dır.
    Güç ve para sahibi değişince kıbleleri derhal değişir.
    5-İbadetleri genel olarak “gerçek dışı” her şeydir. Özelde ise yalan ve iftiradır.
    1. madde de saydığım dışında gerçek kimliğini kullanan Troller de var.Sizce medyamızda bunlardan var mı? Ya da olmayan kaç kişi?
    Trollerden ilginç ve farklı yazı, haber yada yorum duyamazsınız.
    Sadece ilginç ve farklı, küfür ve linç duyabilirsiniz.

  7. 10 yıl önce gazete okumayı bıraktım. Bunun nedeni, hangi yazarın hangi konuda ne yazacağını önceden tahmin edebilir hale gelmemdi. Gazete okuduğum yıllarda da çok beğendiğim bir köşe yazarı hatırlamıyorum. Sadece kimi yazarların kalemini ustaca kullanması dikkatimi çekerdi.

    Siyasette seküler/laik düzeni savunmama rağmen 2002-2011 arasında AKP’ye oy verdim. Bunun nedeni vesayet rejimine ve ‘laikçilere’ karşı olmamdı. Daha sonra yaşayarak gördüklerimle hüsrana uğradım. Şimdi ‘laikçi’ arkadaşlar, bana laf sokuşturup kendilerinin tehlikeyi önceden gördüklerini söylüyorlar. Ben de onlara “siz ideolojik davrandığınız için karşı çıkıyordunuz, tehlikeyi önceden görmüş değilsiniz” falan diyorum.

    Sonunda şu kanaate vardım. Sürekli sonuçları tartışıyoruz ve onlar üzerinden kutuplara ayrılıyoruz. Kaynak sorunlara eğilinmeden işin içinden çıkamayacağız. Örnek mi istiyorsunuz :

    2007 yılındaki 367 krizi : TBMM ve dolayısıyla Hükümeti halk seçiyordu. Cumhurbaşkanı ise asker-sivil Devlet yapılanmasının rızası ile mecliste seçiliyordu. AKP 2007 yılında ben bu teamüle uymayacağım, Başbakan da Cumhurbaşkanı da bizden olacak dedi ve malum kriz çıktı. Gerisi siyasi ve sosyal ayrıntılardan ibarettir, işin aslı buydu.

    Başörtüsü sorunu : Laikçiler başörtülü kızların Üniversite’de okuyabilmesini laikliğe aykırı diye yorumladılar. Muhafazakarlar ise “Başörtüsü dinimizin emridir, biz buna uymak zorundayız” diye karşı çıktılar. Oysa her iki taraf da yanlış düşünüyordu. Zira ; başörtülü kadınların üniversitede okumasının laiklikle bir alakası yoktur, bu konu temel insan hakları ile ilgilidir. Devlet ancak kendi memurlarına makul bir kılık-kıyafet yönetmeliği uygulayabilirdi. Diğer yandan başörtüsü İslam dininin (Kuran’ın) açık bir hükmü değildir, kuvvetli bir gelenektir. Başörtüsü dinimizin emridir demek –açıkça söylenmese de- başörtüsü takmayan kadınlar dinin emrine karşı geliyorlar demektir. Bunun toplumsal bir çatışmaya yol açması kaçınılmazdır.

    Görüldüğü gibi iki taraf da tam haklı ve doğru değildir. Fakat bir gazeteci ancak taraflardan birisini memnun edecek şekilde yazarsa çok okuyucusu olur. Sadece doğruları yazarsa çok az bir okuyucu kitlesi olur ve işini kaybeder.

    Toplumsal bir devrime ihtiyacımız var. Geleneksel ve modern dincileri alt etmemiz gerekiyor.

    • Bir hadis veriyim:
      “Kişinin namazı, orucu sizi aldatmasın. Dileyen oruç tutar, dileyen namaz kılar. Fakat güvenilir olmayanın dini de olmaz.” (a.g.e., h. No: 8436)

      Arkadaş, başımızdakilere bakarak gerçek dindar insalara zarar verirsiniz.
      Hadiste Belirtildiği gibi Doğru olmayan insanın Hiç bir dine mensup değildirler.
      Başımızdaki insanlara “Din Tüccarı” desen daha doğru olur.

      Tosun vardı bilirmisin Bu kişide Eski videolarına bakarsan Allah , peygamber diyordu.
      Yani dini Kullanarak bu kişi dürüst diye bir görüntüye bürünüyorlar Milleti dolandırıp kaçıyorlar.

  8. Yahu el insaf Hocam ; medyayı boşverin , her gün yazılarınıza bir çok okurun yaptığı gerçekten enteresan yorumlar var , bunlardan da türlü türlü konular çıkarılabilir , değil mi ! Bunlara diğer yazarların yazılarındaki yorumlar da eklenebilir . Yukarıdaki fotoğrafa da baktım ; maruf ve de mutat yalakalar takımı yine arzı endam etmiş ! Bir zamanlar da meşhur Papatyalar takımı vardı sahi, ne oldu acaba !!!

  9. Gasteci dediğimiz kimilerinin ozelliklerini buralarda eni konu yazmisimdir; besleme basinin acar muhabir ve yazarlari dun neydiyse bugun de odur..! Her firsatta halkimizin degerlerine saldirmayi gorev edinmis bir medyadan dogru durust bir yayincilik beklemek de neyin nesidir allaaskina? Bizim fkt yorumculari ortalikta yazar diye dolasan ensest mahsulu bicok elemandan cok daha faydalidir benim icin; en azindan gayretleri sahici; absurtluk bile olsa…

  10. Gazete okumaya ne gerek var ki. Derinlik içeren bir yazı bile bulamazsınız. Öte yandan zaten gazetelerde ki bir çok köşe yazarı onlarca televizyon kanalında da arzı endam ediyor. Orada da içerik ve derinlik yok tabi ki. Bir kitabın bilmem kaç bin satabildiği bir ülkede daha fazlasını beklemekte abes zannımca. Yüz bölüm oynayıp ta halen ilk başladığı noktada bulunan onlarca dizi izlenme rekoru kırıyor oysa.

  11. Merhaba Fehmi Bey,
    Ocakmedya adresindeki yazıların güncellenmesi 3-4 haftadır neredeyse haftada bir yazı ile ilerliyordu. Ama bugün bir anda 10 yazar da güncellenmiş. Bir aydır bir-iki güncelleme giden köşe, bugün nasıl olur da 10’da 10 güncelleme olur? Bu işte başka bir iş var. Takibime göre ne zaman ki Veysi Dündar Bey, Mehmet Tekelioğlu Bey’in Sayın Ali Babacan’ın ekibinde yer alacağını, ve başka bir kaç ismi daha TV5 te açıkladığı için bir özür yazısı paylaştı, o zaman tüm güncellemeler ve ocakmedya nın performansında bir gerileme, düşüş hissedildi. Okur, iyi okur. Bilginize. Saygı ve selamlarımla.

    • Düzeltiyorum – TV5 değil Artı TV olacak. İlave yapıyorum – ocakmedyanın malesef siber saldırıya uğramasının da yazıların güncellenme zamanıyla ilgili bir demotivasyon payı olduğunu da düşünüyorum.

  12. Eskiden gazeteler “Topyekun savaş”, “Gerekirse silah kullanırız”,”412 el
    kaosa kalktı”şeklinde manşetler atardı.
    Burada bahsedilen savaş,irticaya karşı verilecek savaş,kullanılacak silah da irticaya karşı kullanılacak olan silahtı.
    Kaosa kalkan 411 el de başörtüsüne özgürlük için kalkan ellerden başkası değildi.

    Gazeteler okullarda merdiven altlarında
    namaz kılan öğrenci avına çıkar,başörtülü
    doktor yakaladıklarında da “Testis Faciası”
    şeklinde manşet atma maharetini gösterirlerdi.Aslında yaşanan facia, “Ertuğrul Faciası”ndan başka bir şey olmazdı.

    Beş yazar bir araya gelir silah üzerine yemin eder,bir kulis yazarı da “Yakışıyor
    Haspaya”başlıklı yazılar çıkarırdı bundan.

    Tabii ki köşe yazıları da atılan manşetlerle
    paralellik arzederdi.İrticadan geçilmezdi
    köşe yazılarında.

    Köprünün altından çok sular aktı.
    İrtica elden gitti.Başörtülü memurlara
    dönüp bakan yok.Namaz kılan lise öğrencileri tehlike olmaktan çıktı.

    Amerika ne der acaba?şeklinde kulis yazısı yazanlar da kalmadı. Çünkü ABD ve İsrail’i,ABD’nin kalbinde bütün dünyanın gözü önünde eleştiren bir lider tarafından yönetiliyor ülkemiz.

    Hülasa Fehmi Bey haklı.Çook değişti medya,çok.

  13. Aynı görüşteyim. Son cümlenize kadar. Ben,açıkçası teknik bir sorun var zannıyla yorum yapmıştım.
    Doğru söylüyorsunuz. Tıpkı sizin gibi sabah başlayarak gün boyunca yazıları ve haberleri takip eden biri olarak, bir iki yazı dışında herkesin ne yazacağını başlıktan çıkartabiliyorum..

    • Nurdan abla, resmi gaste calisanlari bizim vergilerimizle geciniyo olabilir ama diger cemisleri siz mi finanse ediyorsunuz demek..! Yav yillik ne kadar oduyorsunuz ki sormasi ayip olmasin..?

Yoruma kapalı.