Galiba iktidar cephesi kendi zorlamalarıyla mecburen oluşmuş rakip cephenin yeni unsurlarla daha da genişleyerek güçleneceğini ve hele seçimler henüz ufukta görünmezken altı partinin liderlerinin aynı sofrada buluşup ortak bir metnin altına imza atabileceklerini hiç düşünmemiş…
Cumartesi akşamı buluşmasına iktidar cephesi sözcüleri ile destekçilerinden gelen tepkiler bunu gösteriyor.
Bugün yapılacak grup toplantılarında dinleyeceğimiz konuşmalara da aynı türden tepkilerin yansıması kaçınılmaz.
Sürpriz yaşanıyor.
“Göreceksiniz bir araya gelmezler” iddiasının yerini “Göreceksiniz, birliktelikleri uzun sürmeyecek” iddiası aldı.
Beklenen, ‘Millet İttifakı’ içerisinde mızıkçılık çıkması ve ittifakın çatlaması…
Haksız da sayılmazlar; farklı eğilimlerin temsilcilerini aynı hedef etrafında birleştirmek ve bir arada hareket etmelerini sağlamak göründüğünden çok daha zordur. İki parti neyse, AK Parti-MHP ortaklığında olduğu gibi, ilkinin diğerinin rengine bürünmesiyle çıkar birliği sağlanabilir; fakat altı değişik eğilimin partilerini bir araya getirmek deveye hendek atlatmaktan zor bir iş…
Altı parti bunu başardı.
Verdikleri fotoğrafa bakılırsa, seçimden sonraya ve iktidarın el değiştirmesi gerçekleşirse hükümet kurup ülkeyi yönetmeye kadar varacak bir ittifak gerçekleşmiş gibi.
Olmayacak sanılan olmuş sayılabilir.
İktidar cephesi adına konuşup yazanlar, muhalefeti bir araya getiren amacın “AK Parti’yi ve Tayyip Erdoğan’ı yönetimden uzaklaştırmak” olduğu ısrarındalar.
Doğru bir tespit bu.
Muhalefetin farklı renklerini bir arada tutan gerçekten de o amaç.
Ülkenin AK Parti tarafından son yıllarda kötü yönetildiği, bunun en önemli sebebinin de Tayyip Erdoğan’a dünyada pek az ülke başkanına tanınmış olağanüstü geniş yetkileri sağlayan ‘Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ olduğu düşüncesi farklı partileri bu durumu değiştirme amacında birleştirdi.
Aslında küçümsenecek bir amaç değil bu.
Benzer bir durum bir başka ülkede çok daha derin ayrılıkların söz konusu olduğu partiler arasında yaşandı; orada da, tam sekiz farklı partiyi, uzun yıllardır iş başında olan hükümeti ve iddialı başbakanı yerinden etme amacı bir araya getirdi ve kurulan ortaklık işe de yaradı.
İsrail’de yaşandı bu durum.
Likud Partisi ve lideri başbakan Benjamin Netanyahu’yu iktidardan etmek için, birbirlerine hiç de olumlu gözle bakmadıkları bilinen -bir kaçı aşırı dinci- yedi Yahudi partisi, yanlarına İsrail meclisi Knesset’te dört milletvekiliyle temsil edilen Arap Birliği blokunu da alarak, hükümet kurdu.
Netanyahu “Göreceksiniz, olmayacak, kuramayacaklar” beklentisi içerisindeydi. Hükümeti kurdu sekiz parti. Sonrasında, yine Netanyahu “Göreceksiniz, karşılarına çıkacak ilk sorunda tökezleyip dağılacaklar” iddiasını seslendirirken, en kritik çetrefilli siyasi sorunları bile sühuletle çözmeyi başardı sekiz aydır süren çok partili koalisyon.
Üstteki fotoğrafa bir kez daha yakından bakın.
Meretz adlı laik-solcu Yahudi partisinin milletvekili Tamar Zandberg ile Ra’am diye de bilinen Arap Birliği partisinden İman Khatib-Yassin milletvekili olarak yer aldıkları Knesset’te görülüyor o fotoğrafta.
Ülkeyi Netanyahu’nun temsil ettiği bir anlayıştan uzaklaştırma amacı onları yan yana getiren…
Yolsuzlukların hesabı görülürken, geçmiş dönemin yanlışlıklarına da sünger çekiliyor…
[Uzunca sürmüş bir çatışmacı ortamı takiben Türkiye ile İsrail arasındaki buzları eritme çabaları da sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u Türkiye’ye davet etti. Herzog davete icabet edeceğe benziyor. İsrail basınında son on yıla damgasını vuran Türkiye karşıtı havanın yerini, şu yakınlarda yakınlaşmayı kolaylaştırıcı haberler ve yorumlar almaya başladı. Gün geçmiyor ki, gazetelerinde, “AK Parti döneminde sinagoglar elden geçirilip ihya ediliyor” veya “İsrailli iş insanlarına suikast girişimleri Türk güvenlik güçleri tarafından önlendi” türü haberler çıkmasın. Köşelerde de yakınlaşma benimsenmiş durumda.]
Koalisyonlarda sorunlar çıkması doğaldır. İsrail’deki sekiz benzemezli koalisyonda da sorunlar çıkıyor. Ancak, liderler bir araya geliyor ve sorunlar aşılıyor.
İki cephe arasındaki oy farkı çok az olduğu halde bütçe Meclis’ten geçebildi. Yasa teklifleri gündeme geldiğinde koalisyon ortağı partilerin milletvekilleri birlikte hareket edebiliyor. Dikenli konularda bile soruna çözüm bulunabiliyor.
Geçen hafta, Netanyahu, koalisyonun bozulması sonucunu getireceği hesabıyla dikenli bir konuda yasa teklifini Meclis gündemine taşıdı. Koalisyonu oluşturan Yahudi partilerinden Meretz ile Arap Birliği’nin itiraz etmesi beklenen unsurlar bulunan yasa, Knesset’ten geçti.
Meretz ile Arap Birliği milletvekilleri oylamaya katılmadı, muhalefetin teklifi iktidarın içinde yer alan altı partinin de desteğiyle yasalaştı.
Buna karşılık, koalisyon içerisinde yer alan aşırı partilerin karşı çıkması beklenen, her yerde pıtrak gibi bitmiş çoğu yasal olmayan yerleşim merkezlerinin enerji ağına bağlanmasını öngören Likud girişimi yasa teklifi, büyük bir çoğunluğun oyuyla reddedildi.
Geçinmeyi ve uzlaşmayı da öğretiyor koalisyonlar.
Cumartesi akşamı geç saatlere kadar ülke sorunlarını konuşup bir ortak metin üzerinde uzlaşan Türkiye’nin her eğiliminden liderler, aslında seçim zamanı için düşünülmüş ittifakı daha önceden yoluna koydular. Seçim de hesapladıkları gibi sonuçlanırsa, bu, kurulacak yeni hükümetin de sorunların üstesinden gelebileceği umutlarını artırabilir.
İktidar cephesinin tepkilerini anlayışla karşılamak gerek.
ΩΩΩΩ