You are currently viewing Seçimlerine az kala Amerika’da durum 

Seçimlerine az kala Amerika’da durum 

Türkiye’de günde birkaç önemli konu birden eskitiliyor bugünlerde ama ben bir gözümle uzaklardaki bir gelişmeyi de yakından izlemeye çalışıyorum.

Amerikan seçimlerini…

İki adayın –Donald Trump ve Kamala Harris’in- şansları, seçime az bir zaman kala, başa baş görünüyor.

Seçim 5 Kasım günü yapılacağına göre, önümüzde iki hafta var.

Herkes her şeyi televizyonlardan öğreniyor, yazılı medyaya hacet kalmadı iddiası var gerçi ama, ABD’de yerleşik gazeteler hala etkili olmayı sürdürüyorlar. Kapanan gazeteler daha çok yerelde yayın yapanlar.

Dünyanın en bilinen haber ajansı Associated Press (AP) ABD seçimlerini o gece beş bin kişilik bir kadroyla izleyecekmiş. AP topladığı verileri ve uzman görüşlerini dünya medyasına servis edecek. 

Beş bin kişi ha…

Amerikan medyasında bizde alışılmadık bir anlayış var ve bu da siyasileri ürkütüyor. Siyasiler konuşuyor, gazeteler ve televizyonlarda bu iş için yetişmiş uzman gazeteciler onların sağda-solda sarf ettikleri cümlelere bir dedektif gibi yaklaşıp doğru-yanlış tahlili yapıyorlar.

Doğru olmayan sözler sarf etmekte Trump’ın üzerine yok… Başkanlığı döneminde, dört yıl boyunca, Trump’ın yalan veya yanıltıcı cümlelerinin toplamı tam 30.573’tü.

Rekorunu her gün ileriye doğru zorluyor Trump

En kıdemli siyasi TV programlardan biri olan CBS’in ‘60 Minutes’ (60 Dakika), etraflıca bir mülakat için adaylara müracaat ettiğinde, ülkeyi fellik fellik dolaşıp herkese ulaşmaya çalışan Trump, ülkenin en çok izlenen siyasi programının davetine olumsuz cevap vermiş…

Sebep?

Programın ‘doğru-yanlış tahlili’ yapma alışkanlığı…

Konuşması sırasında söyleyeceği gerçeklere aykırı cümleler izleyenlerin dikkatine sunulacağı için bu çekingenlik…

Geçen Eylül ayında kendisiyle yaptıkları mülakatta, Kamala Harris’i doğru-yanlış tahlili uygulamasına tabi tutmuş ‘60 Minutes’. Trump bunu biliyor tabii.

Her gün göz atmadan duramadığım Amerikan gazetelerinde, yalnız başkanlığa aday olan Harris ile Trump’ın değil, Senato’ya ve Temsilciler Meclisi’ne girmek için çaba gösteren adayların da yaptıkları konuşmaların tahlil edildiğini görünce, her gün, “Acaba bizde de medyanın böyle bir adeti olsa mı?” diye düşünmeden edemiyorum.

Siyasiler de o sayede saçlarının ak mı kara mı olduğunu öğrenebilirler.

Halk da kandırılıp kandırılmadığını anlar…

Ben de ne tuhaf şeyler düşünüyorum, değil mi?

Amerikan kamuoyu araştırma kurumu PEW, bu yılın ilk üç ayında, kapsamlı bir Türkiye araştırması yapmış. 1049 kişiyle görüşülerek yapılmış bu araştırmayı yeni yayınladı kurum.

Araştırmanın siyasete dönük ayrıntıları gazetelerimizde kendisine yer buldu. PEW, Türkiye’de kurumlara güveni de araştırmış. Daha doğrusu deneklere “Hangi kurumlar ülkede olumlu bir etkiye sahip?” sorusu yöneltilmiş.

En az olumlu görülen, bankalar ile yabancı şirketler çıkmış. Onların olumsuzlukta bir üstlerinde ise medyamız bulunuyor…

Halkın yalnızca %33’ü medyayı ülke için olumlu bulmuş…

Amerikan kamuoyu araştırma kurumu PEW, bu yılın ilk üç ayında, kapsamlı bir Türkiye araştırması yapmış. 1049 kişiyle görüşülerek yapılmış bu araştırmayı yeni yayınladı kurum.

Araştırmanın siyasete dönük ayrıntıları gazetelerimizde kendisine yer buldu. PEW, Türkiye’de kurumlara güveni de araştırmış. Daha doğrusu, deneklere, “Hangi kurumlar ülkede olumlu bir etkiye sahip?” sorusu yöneltilmiş.

En az olumlu görülen, bankalar ile yabancı şirketler çıkmış. Onların olumsuzlukta bir üstlerinde ise medyamız yer alıyor…

Halkın yalnızca %33’ü medyayı ülke için olumlu bulmuş… Şaşırdım. Oran bana yüksek geldi çünkü.

Trump mı, Harris mi seçimi kazanır?

Bizim için sonucun fark edeceğini sanmıyorum.

Ne diyelim, demek ki, dünyamızın böyle bir dönemden geçeceği varmış…

ΩΩΩΩ