Sinan Ateş suikastı hala iddianameye kavuşturulamadı; oysa olayın önünde arkasında olanların çoğu biliniyor…

15
Reklam

Yılların hızla birbirini takip ettiğini olayların yıldönümlerinden de hatırlıyoruz.

İki gün önce -30 Aralık-, Ülkü Ocakları eski başkanlarından Sinan Ateş’in suikasta uğramasının yıldönümüydü. Ateş’in eşi, aradan geçen 365 güne rağmen halen iddianamenin yazılmayışını şikayet konusu yapan bir açıklamayla olayı hatırlattı.

Bu arada T-24 haber sitesi de suikastla ilgili önemli bilgiler ihtiva eden bilirkişi raporunu yayımladı.

Dün de, biri, kapalı bir sohbet ağında, sohbete katılanlara, duyulduğunda ailenin tepkilerine yol açan, Ateş’in öldürülmesinin gerekçesine dair bir bilgiyi aktardı.  

Sahi ne oldu, meydana geldiği günlerde Türkiye’yi derinden sarsmış olan Sinan Ateş suikastının akıbeti?

Yazıya başlamadan önce var olan bilgilerimi teyit için kısa bir araştırma yaptım.

Özeti şu: Cinayetin göz göre göre geldiği anlaşılıyor. Olayın üstünün örtüldüğü söylenemez; ancak siyasi bağlantılar gölgesinde yürütülen bir soruşturma olduğu için, her türlü ayrıntı bilindiği halde, soruşturmanın hız kazanamadığı belli. 

Yoksa öldürücü silahı çeken, onu bu işle görevlendiren, katili İstanbul’dan cinayet mahalli olan Ankara’ya taşıyan, cinayet sonrasında katili ve öteki suçluları evinde saklayan, yurtdışına çıkmak üzere sınıra kadar götüren kimlerse, hepsi hepsi biliniyor…

Reklam

Dahası, suikastın görünen yüzünde yer alanların hemen hepsi tutuklu da…

Eksik olan ne?

Suikastın planlayıcıları ortada görünmüyor.

Onlar ortada görünmediği için de, cinayetin hangi sebeple işlendiği konusu müphem kalıyor.

Savcıların iddianamesinin henüz mahkemeye sunulmamasının sebebi de sanıyorum bu. 

Peki de, suikastın planlayıcılarına neden ulaşılamıyor?

Hımm…

Aslına bakılırsa eksik kalan unsur, olayın ilk gününden beri çeşitli söylentilerin konusu… Ağzı olan konuşuyor. Ortalık senaryolardan geçilmiyor ve senaryolar da genellikle hep aynı köşeyi suçluyor.

Reklam

Herhalde merhumun ailesi ile sevenlerini rahatsız eden de bu.

Kaybettiklerine mi yansınlar, uğradığı suikastın künhüne erişilmemesine mi?

Yargı bu suikastın gerisinde neler yattığını ortaya çıkarmazsa adalet yerine getirilmemiş olacak.

Sinan Ateş sıradan bir Ülkü Ocaklı değil. Bir dönem genel başkanlığını yapmış bir Ülkü Ocaklı. Daha sonra MHP’de de görevler üstlenmiş, TBMM’de MHP grubunda da görevliymiş.

Hacettepe Üniversitesi’nde doçentmiş ve derslere de giriyormuş.

Dikkat çeken nokta, Ülkü Ocakları ile MHP çevrelerinin, suikastın failleri yanında neden işlendiğinin de ortaya çıkması için görünür bir çaba sarf etmedikleri…

Halbuki, suikasttan hemen sonra, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Sinan Ateş’in eşini aramış, suikastın üzerine gidileceği ve olayın aydınlatılacağı sözünü vermişti. Dönemin adalet bakanı da, olayın karanlıkta kalan hiçbir yönünün kalmayacağını kesin ifadelerle söylemişti.

Onların yerine, çekirdek kadrosu vaktiyle MHP’de siyaset yapmış olan İYİ Parti suikastın üzerine gidiyor.

Yıldönümünde de, yine İYİ Parti, suikast konusunu unutturmayacaklarını bir kez daha tekrarladı.

İYİ Parti’nin de içerisinde yer aldığı ‘6’lı masa’yı oluşturan muhalefet partileri genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden başarıyla çıkmış olsalardı, öyle sanıyorum ki, iktidarlarında ele alacakları ilk konulardan biri Sinan Ateş suikastı olacaktı.

Böyle mi olmalıydı?

Adalet partiden partiye, iktidardan iktidara değişkenlik kabul eder mi?

Savcılar daha fazla beklememeli, iddianameyi mahkemeye vakit kaybetmeden sunmalı.

ΩΩΩΩ

Reklam

15 YORUMLAR

  1. “Sinan Ateş suikastı hala iddianameye kavuşturulamadı; oysa olayın önünde arkasında olanların çoğu biliniyor…” Yazı başlığımız ve konumuz bu. “Siz hala annenizin margarinini mi kullanıyorsunuz?” diye bir reklamımız vardı. Kronolojik sıra gözetilmeksizin 1- Deniz Feneri rezaleti 2- Çiftlikbank rezaleti 3- Reza Zarrab rezaleti 4- Sezgin Baran Korkmaz rezaleti 5- Son 25 yılda çıkarılan af yasaları 6- Son içişleri bakanı döneminde peşpeşe yakalanan yasa dışı kişi ve örgütler 7- Yıllarca ne istediler de vermedik diye özetlenen örgüt için öncesi ve sonrasında yapılanlar, hala yapılamayanlar… OYSA OLAYIN ÖNÜNDE VE ARKASINDA OLANLARIN ÇOĞU BİLİNİYOR

  2. SEKÜLER HİLÂFET
    Son günlerde Filistin mitinginden akademisyen titri kullanana kadar bir “Hilafet” rüzgarı estirmeye başladılar.
    En absürt olanı da “Seküler Hilafet” tabiri.
    Zaten İİÖ yok mu?
    Fiziken var, faaliyet olarak olmadığını mı ima etmek istiyorlar?
    Tabbi ki sayelerinde.
    Bir taraftan Gazze mitingi, diğer tarafta
    “gemiciklerin sefer-i hümayunları”
    Bu otamda İİÖ’ nün bir işlevi olabilir mi?
    Birileri hilafetten bahsediyorsa bunun anlamı nedir?
    “–Biz ülkemizin ekonomiden eğitime, hukuktan diplomasiye devasa problemlerinin zerresini çözemeyiz. Sadece ve sadece yapay gündem oluşturabiliriz” demek değil mi?
    Anlaşılan, Sinan Ateş cinayetini de hilâfet gelmeden çözemiyecekler.

  3. Bazı insanlar yanlışta olduklarını, yanlış insanı desteklediklerini neden kabul edemiyorlar? demiş yazar dünki yazısının başlığında. Dünyadan örneklerle yola çıkmış. Halbuki önce erken seçim olacak diye okur kitlesinin gereksiz beklentiye soktu, sonra Erdoğan aday olmayacak diye akallara şüphe düşürdü.

  4. SUÇ İŞLEMEYİ TEŞVİK–PARTİ KAPATMA
    “Suç işlemeyi teşvik etmek” Anayasanın 68/4. maddesi ve bu madde ile uyumlu Siyasi Partiler kanununa göre siyasi partiler için
    “temelli kapatma” nedeni.
    Ceza hukukunda “teşvik”, suç işlemeyi düşünen birini bu düşüncesini hayata geçirecek, suç işleme düşüncesini kesin karar haline getirecek söz ve davranışlardır.
    Teşvik edilen birinde, daha önce suç işleme düşüncesi vardır.
    “Azmettirme” ise daha önce hiçbir suç işleme düşüncesi olmayan birine suç işlettirmektir.
    Anayasa bırakın suç işlemeye azmettirmeyi, suça teşvik etmeyi “bile” temelli kapatma nedeni olarak sayıyor ki, bu düzenleme evrensel normlara da uygundur.
    Ülkemizdeki bir çok siyasi parti bırakın suç işlenmesini teşvik etmeyi, alenen ve fütursuzca “azmetiriyorlar”.
    Rakip partililere karşı yandaşı suç işlemiş olduğu bir ortamda çıkıp “bu daha sizin iyi günleriniz” demek, suç işlemeye teşvik mi? Yoksa azmettirmek mi!
    Bu Anayasa hükmü tam olarak uygulandığında ülkemizde çok az parti kalır.

    • Evet, HDP terör örgütünün siyasi uzantısıdır, mutlaka gereken ceza verilmelidir AYM de artık bu davayı sonlandırmalıdır.

  5. *******
    …..
    Bir klişe değil ki laf olsun, torba dolsun!..
    Hangi kesimden, her kim olursa olsun,

    Eften püften sebepler ne kadar öldürücü!
    İnsan ziyanlığı hüsran, iç acıtıcı, çok üzücü!

    Öldürülen her cins insan, milli birer kayıp,
    Allah indinde ne büyük günah, ne kadar ayıp!

    Yanık yanık nağmeler alaturka her türküde,
    Allah’ı tanıyan pek kalmadımı bu ülküde?

    İster koyun ol, ister perde arkasındaki tilki,
    Kürkçü dükkanında Hak-Hukuk var, hakiki!
    …..
    Temelde birşeyler eksik, bir hatadır gidiyor,
    Herkes oturulan çınarın bir dalını kesiyor,

    Galiba o güçlü ağacın köklerine geldi sıra,
    Önlenmeli bu hastalık, çok ağır bu fatura!

    Ey karacehalet, hırs, ihtiras, hep şerdesin,
    Temelde NEFS bu, ey Diyanet nerdesin?

    Cuma hutbelerin partizan NEFSi anlatsın,
    Taraflı hukuk çöksün, yerin dibine batsın!

    Ancak bu, “Akıl*İman Sentezi”ne göre böyle,
    Kuran çarpar, HAK çarpar, haksızmıyım söyle!
    ….
    *******

  6. Bu olaylar dejavu halde temcit pilavı gibi niye geliyor aynen önümüze?
    Cevap:kulağının üstüne yatan! Yatırılan birileri var demekki ne..
    Bir söz var eskiden bu güne: üç beş tanesini sallandıracaksın s.ahmet meydanında!..
    Bunu yapmayız belki ama,
    Faili bulun katili bilinsin amaç neymiş herkes öğrensin!
    (-bir katil 2 kişiyi öldürür, 10 yıl geçer bakar hala yakalayan yok! 😯
    Öldürmeye devam eder!
    -Bir iki elebaşı yakalar ve idam eder diktatör! Tüm toplum hatta ülke siner! Kendi saltanatı süreerr gider.
    Hangisi doğru nedir diğer örnekler?)

  7. Yıllar öncesinde bir yıldızlı polis, bir general ve siyasetçi helikopterde, birden fazlada gasteci öldürüldü geçmişte. Hangisinin katili şudur diye çıktı? Ağca birtek hatırda kalan!
    SEBEP? Sonuç? Netice??? Kimin eline geçen NE???? Bilinmiyor! Yeni nesil bilmiyor!
    -yani bu bir hesaplaşma! Mı?
    -TR’yi dizayn etmenin kolay bir yolumu?
    -Biz aslında vahşi doğuda yaşıyoruz da!..
    biz bizi mi tanımıyor bilmiyoruz?
    Maraş Sivas Çorum katliamları neydi?
    Başbağlar? 33 asker şehit edilmesi ve benzeri birçok olay!!!
    Galiba bizi balık yerine koyan bir çete var😡. Hemde yağlı somon cinsi😡.

    • Cinayetle azmettirme var ,azmettirenler belli. cinayete teşvik var , koruma kolla var ama dava acilamiyor. olmayan adalet de yok ediliyor. cinayetle öldüğü yok edildiği sanılan kişi ayağa kalkıp büyüdükçe büyüyor. Halka mal oluyor,cinayet işleyenler panikleyip korkuyorlar.Sonuc ne olur sizce. Ölen bir kere öldü. Öldürenler, oldurtenler, azmetirenler vijdanen her gün ölüyorlar. Halk dan ,haktan korkuyorlar. Tabiki birde ilahi adalet var. Hesap etmedikleri sonuç bu olsa gerek.

  8. Yahya Özal’a (1 Ocak 2024 De 18:06) özel!
    Sn Yahya Özal, İyi oku. ilgili o yazıda sizi din-imandan bihabersiz olarak nitelemedim. İki fakülte bitirdiğini yazmıştın bir zamanlar. Önce dindarken sonradan ateist veya deist olabilir insan. “Dönme”den önce müezzinlik yapmış olduğunuzu da şimdi ilave etmişsiniz. Yaptığım yorumu (31 Aralık 2023 de 13:37) lütfen çarpıtmayın. İnsan olarak genelleme yapmayın herkes sizin gibi değil dedim. İnsan’ın bu konularda kendini konumlandırması DiN’den ne anladığına bağlı. Dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına dönüş hesabıyla (ateist-deist veya daha önce ne olmuşsa olmuş) tekrardan Allah’ına ve DiN’ine de dönebilir insan. Yaşamda bunun birçok örnekleri vardır. DiN’e ve aslında hayattaki herşeye bakış konusunda sağlam bir temelden yoksunsa, böylesine oynak bir yaratıktır insan. Onu oynatan da NEFS’ine, aklına, kalbine/vicdanına hitabeden etkenlerdir.

    “Dindaş olmadıklarını yok sayma, yok etmeye çalışma, ötekileştirme de bencilliktir” diyorsun, Ben diyorum ki Osman’lı bunu yapmadı, ama dünyanın gözü önünde Netanyahu yahudisi bunu yapıyor. Akrabalıkları olduğu bilinen şeyler. Dindarlıkta ortak paydaları var tabi. Ötekeleştiren etkinin/mekanizmanın ne olduğunu da yazdım zaten (H.B. 31 Aralık 2023 De 12:37).

    Tesla’ya gelince: Osmanlı döneminde Balkan’larda Sırp/Hırvat bir papazın oğlu. Babası Tesla’yı çocukluktaki becerileriyle Hanedanın Balkanlardaki mensuplarını etkilemek/teşhir için saray’a getirirmiş. Sonra, Avusturya/Çekoslavakya’ya temel bilimlerde eğitim için gidiyor, daha sonra da ABD’ye çalışmak üzere… NEFS ve İHTİRASI ağır basan Tomas Edison’la birlikte çalıştığı dönemler oluyor. Edison, daha derin bilgi sahibi Tesla’ya, epeyce bir kazık atıyor. Tesla, çok sayıda keşfi/patenti olmasına rağmen, pul-parasız kalıyor. Kimsesiz olarak son dönemi bir otel odasında yalnızca geçiyor. Penceresine konan bir güvercin ile arkadaşlık ediyor. Hatta, onu özlemindeki sevgili olarak görüyor. Pejmurde bir şekilde ölüyor. Yukarda sağlam bir temelden yoksunsa insan oynak bir yaratıktır derken Tesla da bunun ilginç bir örneğidir (keşke, temel eğitiminden sonra Balkanlara dönseydi!). Kafasındaki dinin, BiLiM’le çelişmesi de ayrı bir oynaklık tezahürüdür, bence. Netanyahu Yahudisinin yaptığı ne DiN-İMANa ne de BiLiM’e işaretle normalleştirilemez. Solucan’ınki de can, balık’ınki de… Bu canları farklı görmüyorsan Tesla gibi arkadaşlık edebilirsin, hatta sevgili de edinebilirsin….

    • Sayın H.B. Sizi şimdilerde ortalıkta gözükmeyen veya gizleyen H.GAYRET rumuzlu, adıyla sanıyla yorum yapamayan (TOGG konusunda kaybettiği savından olabilir) kişi ile eşdeğer buluyorum. İsrail ve Netanyahu’yu savunduğum yok. Amiyane şekilde sizinle s.dik te yarıştırmıyorum. Kendini solucandan farklı görmeyen biri için bunca zahmete gitmeniz benim gibi bencil olduğunuzun bir göstergesi. Sizi ve düşüncelerinizi hiç bir şekilde suçlayıp yaftalamıyorum. Galileo Galilei “Dünya Dönüyor” dediği için olmadık işkencelere tutulmuştu. Sizin anlatımızla TESLA gibi pejmürde ölmek isterim.

      • …..
        Ey Yahya! doğrulukta israr!
        İnsanlık adına istikrar!
        Bencillikse bu, müslümanca,
        Sende bunun negatifi var!
        …..

        Babası papazdı dedim. TESLA’nın kafasındaki dinin Kilisenin kafasındaki dinden bir farkı olmadığını anlamadan Galile örneğini verdiniz. Bu oynak halinizle nasıl rekabet edebilirsin ki? “Akıl*İman Sentezi Endeksi” yerinde bir müslümanla hiçbir “dönme” rekabet edemez. Umarım Allah’ına ve DiN’ine bir gün geri dönersiniz Sizler kaosa kaos katıyor olsanız da, Allah’ın merhameti ne kadar büyük! Dönüş kapısı her zaman açık.

  9. cumhur ittifakının yönettiği ülkede bir akademisyen bile ankaranın göbeğinde gündüz gözü devletin polislerinin yardımı ile cinayet işleniyorsa hiç kimsenin can güvenliği yok demektir.
    sayın erdoğan da sayın bahçelide kusura bakmasın kendi eserleri bu işte bir cinayet bir yılda çözülemiyorsa kimse konuşmasın her geçen gün daha fazla sorumlu tutulacaklardır.
    bahçeli olayın her yerinde adı geçen birini kanuna teslim etmiyor birde danışman yaparak ona kalkan oluyor.

  10. Bu aslında bir devlet için utanılacak bir durumdur , hatta bu değil herhangi bir faili meçhul cinayetin var olduğu bir devlet bile bence gerçek anlamda bir devlet değildir !

Yoruma kapalı.