You are currently viewing Trump "Suriye'den çekiliyoruz" dedi; Kürtler bir kez daha ihanete uğrayacak gibi…

Trump "Suriye'den çekiliyoruz" dedi; Kürtler bir kez daha ihanete uğrayacak gibi…

ABD başkanı Donald Trump‘ın açıkladığı Suriye’deki kara askeri gücünü çekme kararı hem şaşkınlık yarattı, hem de inanamazlık… Twitter üzerinden gelen açıklama kuşkulara da yol açtı. Trump‘ın bu âni kararını, ülkesinin karar alma mekanizması içerisinde yer alan önemli kişiler ve kurumlarla görüşmeden aldığı, Pentagon’un buna tepki verdiği, hükümette yer alan savaşkan isimlerin kararı tasvip etmeyeceği türlü yorumlar da yapılıyor.
Karardan memnun kalması beklenecek ülkeler arasında Türkiye de var; ama bizde de konuya ‘uzman’ düzeyinde vakıf olanlar tarafından kuşkuyla karşılandı Trump‘ın kararı. [Konuya kuşkucu yaklaşanlar arasına beni de ekleyebilirsiniz.]
Trump‘ın kararını duyurduğu videolu Twit aşağıda:

İki şey söylüyor: IŞİD’e (buna DEAŞ veya DAİŞ diyenler de var) karşı verilen savaşta ‘tarihi zaferler’ elde edildi; bu bir. Artık gençlerimizi eve döndürmenin zamanı geldi; bu da iki…
Kuşkucu olmak için bu iki gerekçe yeterli sebep.
Uluslararası bir muhabirin hatırlattığı üzere, Birleşmiş Milletler’in, ABD’deki itibarlı düşünce üreten örgüt CSIS’in ve daha da önemlisi Pentagon adına konuyu raporlaştıran müfettişin taze açıklamalarına göre, IŞİD Irak ve Suriye’de varlığını sürdürüyor, hem de en az 20 bin militanıyla…
AP‘den New York Times‘a geçmiş ve IŞİD konusunu yöreden izleyen muhabir Rukmini Callimachi‘nin attığı tepki Twiti:

Trump karar verdi, ama…

Türkiye’nin sınırının hemen karşısındaki bölgede ABD’nin 20’den fazla askeri üssü bulunuyor; Amerikan askerleri bu bölgeye iyice yerleşmiş durumdalar.
Peki nasıl olacak da, sayılarının 2 bin olduğu söylenen Amerikalı askerler başkan talimatıyla 60 gün içerisinde Suriye’den çekilecek?
ABD’nin bölgeye gelirken tek hedefi gerçekten IŞİD miydi, yoksa esas amaç İsrail’in güvenliğini tehdit eden en önemli unsur olarak görülen İran’ın etkisinin sınırlandırılması mıydı?
Çekilen ABD Suriye’yi İran’a bırakmış olmayacak mı?
Konuya İran’ı sınırlama boyutuyla yaklaşan Trump‘ın yakın bir zamanda göreve atadığı ulusal güvenlik danışmanı John Bolton ile CIA’nin başından alarak hükümetine aldığı dışişleri bakanı Mike Pompeo bu karardan sonra nasıl bir tavır sergileyecekler?
Cumhuriyetçi Parti’nin ağır toplarının da konuya aynı boyuttan yaklaştığı biliniyor; onlar ne tepki verecek?
“Ben yaptım, oldu” denilebilecek bir makam ABD’de başkanlık, Trump da elindeki yetkiyi kullanmaya eğilimli bir başkan; ancak yine de etrafının tavırlarını düşünmek zorunda olduğunu hatırlatacak bir sistem de var o ülkede.
“Emret başkanım” mı denilecek, yoksa Trump‘a gücünün yine de sınırlı olduğu mu hatırlatılacak?
Cevabı fazla vakit geçmeden alınacak sorular bunlar…
Ancak kararın uygulamaya konulması müdahalelerle geciktirilse bile, ABD başkanının dışa vurduğu niyet, yine de Suriye’deki dengeleri değiştirmeye yarayabilecek.
Özellikle de, kendilerini ABD’nin daha uzun bir süre bu bölgede askeri varlığını sürdüreceği kabulüne şartlamış ve o kabul üzerine politikalar üretmiş savaşan unsurlar açısından ortada yeni bir durumun varlığı aşikar.
PYD/YPG unsurları ve onların destekçileri için önümüzdeki dönem hiç kuşkusuz sıkıntılı geçecektir.

Kürtler yarım yüzyılda tam üç kez…

Trump‘ın Twiti üzerine yakın geçmişte yazdığım konuya ilişkin yazılara bu yeni durum açısından bir kez daha baktım. 2017 yılının ikinci yarısında Irak’ta Mesut Barzani‘nin durduk yerde ve Türkiye’nin itirazlarına rağmen ‘bağımsızlık’ için harekete geçtiğini görünce, birkaç yazıyla [biri şu:], Kürtler’in güçlü saydıkları devletlere güvenerek başlattıkları benzer girişimlerin geçmişte nasıl hayal kırıklığıyla bittiğini hatırlatmıştım.
İkinci Dünya Savaşı sonlarına doğru Mustafa Barzani komutasında başgösteren hareketlenme Rusya gözetiminde bir devlet yapılanmasıyla sonuçlanmıştı. Mahabad Cumhuriyeti adıyla öyle bir oluşum İran’da kuruldu. Ancak Rusya, İngiltere ve ABD liderlerinin Yalta’daki buluşması ilk hayal kırıklığına sebep oldu. 1945 yılı Aralık ayında ilan edilen Mahabad Kürt Cumhuriyeti 1946 yılı Mayıs ayında tarihe karıştı.

[Mahabad’ı ele geçiren İran ordusu, KDP-İran’ın lideri Kadı Muhammed’i idam etti.]

Sonraki hayal kırıklığını, ABD’nin İsrail ile birlikte, Saddam‘la sorunu olan Şah dönemi İran’ını kullanarak Mustafa Barzani‘yi Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kurma hayaliyle isyana teşvik etmesi sonrasında yaşadı Kürtler. Saddam Hüseyin ile İran Şahı Cezayir’de anlaşınca (1975) o hayali suya düşürecek süreç başladı. İran devreden çıkınca ABD ile İsrail de Kürtler’den desteklerini çekiverdiler.

[Molla Mustafa Barzani o hayal kırıklığıyla uğradığı menhus hastalık yüzünden gittiği ABD’de vefat etti.]

Üçüncü hayal kırıklığı bu defa Mesut Barzani‘nin arzusunun kursağında kalmasıyla yakın dönemde yaşandı.

[Niyetini gerçekleştiremeyeceğini anlayan Mesut Barzani bölgesel yönetim liderliğinden çekilmek (Ekim 2017) zorunda kaldı.]

PYD/YPG Irak’ın kuzeyinde yaşanan bu üç hayal kırıklığının Suriye’de kendi başlarına gelmeyeceğini düşünüyordu. Fakat işte görüldü; bugün olmasa, 60 gün içerisinde gerçekleşmese bile, ABD bu bölgede ilâ nihaye kalacak değil. Trump‘ın âni “Askerleri çekeceğim” açıklaması ile açılan bu yeni süreç bölge dengelerini herhalde değiştirecektir.
Ne dersiniz, sevinelim mi?
Sevindirik olmak yerine, bu âni gelişmeden sonra Türkiye olarak daha da dikkatli davranmakta yarar var derim.
ΩΩΩΩ