Yunanistan’da İngilizce ve Fransızca’dan daha fazla Türkçe bilen insan yaşıyor…

41
Kapadokyalı Festivali ilanları..
Reklam

Bugün de size siyasi bir konuda ne düşündüğümü açıklayabilirdim, fakat öyle yapmayacağım; onun yerine şu sıralarda elimin altında duran bir kitaptan öğrendiklerimi paylaşacağım.

Kitap bir doktora çalışması. Osmanlı’nın son döneminde farklı etnik veya dini kimliğe sahip kitlelerle nüfusun ana gövdesini oluşturan Türkler arasında birlikte yaşama çabasını araştıran Gülen Göktürk imzalı bir çalışma bu. 

Daha girişinden dikkatimi çeken ayrıntılar var.

Girişte kendilerinden ‘Karamanlı’ veya ‘Kapadokyalı’ (Cappadocian) olarak söz edilen, çoğu günlük hayatlarında Türkçe konuşan Yunan asıllı bir kitleden söz ediliyor. 1923’te ‘mübadele’ ile uzun asırlar boyu mesken tuttukları Türkiye’den Yunanistan’a taşınmak zorunda kalmış bu insanlar, gittikleri Yunanistan’da, bir asır sonra bile, Türkçe ile ilgilerini bütünüyle koparmamışlar.

Yazar onların yaşadığı ‘Neo-Kaisaria’ (Yeni Kayseri) köyüne gitmiş, orada bir süre yaşamış. ‘Gavoustima’ adıyla yaptıkları bir festivale de denk gelmiş. ‘Gavoustima’ sözcüğü Türkçe ‘kavuşma’dan geliyor. Yunanistan’daki bütün Kapadokyalıları bir araya getiren bir festival bu. Festival, değişik köylerdeki Kapadokya bölgesi kökenli Rumların örgütleri tarafından on yıllardır münavebeli olarak her yıl farklı bölgelerde düzenleniyormuş. Bir araya gelenler müzik, yemek, dans, lisan ile meşgul olup ecdatlarının vaktiyle yaşadıkları ülkeyle ilgili eski anıları paylaşıyorlarmış.

Nostalji 

Orta Anadolu kökenli bu insanlar zaman zaman Türkiye’ye turist olarak geliyor, kendinden önceki nesillerin yaşadığı yerleri de geziyorlarmış. Paydaşı oldukları diğer Yunan vatandaşlarından farklılıklarını köklerine bağlıyorlarmış. Hepsi bu kadar. ‘‘Gel, köyüne geri dön’’ dense bu davete olumlu cevap verecek kimse çıkmazmış ama.

Kendileri için 18. yüzyıldan beri kullanılan ‘Karamanlı’ sıfatını tercih etmeyen bu insanlar, daha çok ‘Anadolu kökenli Hristiyanlar’, ‘Anadolulu Ortodokslar’ veya yalnızca ‘Anadolulular’ diye anılmak istiyorlarmış. 

Reklam
19. yüzyıl sonu Sille/Konya’dan bir Rum aile..

19. yüzyılda Kapadokya bölgesindeki 82 köyde yaşayan Ortodoks Rumların sadece 20’sinde yalnız Yunanca konuşuluyormuş. Diğer köylerde yaşayan Ortodoksların Yunanca bilseler de günlük konuşma dilleri Türkçeymiş. Yazı dili olarak da Türkçe metinleri Grek harfleriyle yazmaktaymışlar ve buna ‘Karamanlıca’ denilmekteymiş. 

Yazar, ‘‘Karamanlıca yalnızca Kapadokya bölgesinde değil, Karadeniz kıyılarındaki Rumlar tarafından da kullanılıyordu’’ demekte. 

‘‘Erkekler çarşı-pazarlarda ticaretle meşgul oldukları için Türkçe konuşurken, Türklerin de yaşadığı bir köyde değillerse kadınlar Türkçeyi az biliyorlardı’’ diyor yazar.

Türkiye’de yaşadıkları son yüzyılda (19. yüzyıl) bu durum değişmiş. Erkek nüfus büyük kentlere göçünce fakir köylerdeki Ortodoks kadınlar Türklere ait tarlalar ve evlerde çalışmaya ve böylece Türkçeyi daha yaygın konuşmaya başlamışlar. Yüzyılın sonuna doğru sayıları azalmış olan Rumca konuşulan Ortodoks köylerde bile Türkçe hakim hale gelmiş.

Kendilerine Kapadokyalı demelerinin sebebi Osmanlı il yapısıyla ilgili. 1864’te çıkan Teşkil-i Vilayet Nizamnamesi’ne göre, Karaman eyaleti Konya, Niğde, Akşehir, Beyşehir, Aksaray, Kayseri ve Kırşehir’i içine alıyormuş. Ankara, Yozgat, Antalya’nın güneyi, Adana, Kayseri’nin doğusu, Sivas ve Aydın’da Türkçe konuşulan Ortodoksların yaşadığı yerler ‘Kapadokya’ olarak geçmekteymiş.

Neo-Smyrna ve rembetiko

Eşimle tarihi ve turistik yerlerini gezme amacıyla birkaç yıl önce gittiğimiz Yunanistan’da, başkent Atina’da bulunduğumuz sırada, daha önceki gelişlerimden bildiğim ‘Neo Smyrna’ya da uğramıştık.

‘Neo-Kaisaria’ yani Yeni Kayseri gibi ‘Neo-Smyrna’ da Yeni İzmir anlamına geliyor. Mübadelede İzmir’den Yunanistan’a taşınan Ortodokslar genellikle oraya yerleşmişler ve geldikleri kentin ismini yeni yerleştikleri yöreye vermişler.

Reklam

Yeni İzmir’dekilerin çoğu da halen Türkçe konuşan Rumlar…

Nedense bizde fazla önemsenmemiş 1983’te çevrilmiş ‘Rembetiko’ adlı bir Yunan filmi var. ‘Rembetiko’ veya ‘Rebetiko’ bir müzik türü. Vaktiyle İzmir’de yaşamakta olan keyif ehli sanatçı Rumların icadı bir müzik türü. Costas Ferris imzalı film, hayatlarını İzmir’de geçirmekte olan Rum kökenli sanatçıların, eller üstünde tutuldukları bu kentten ayrılmak zorunda kalınca, yeni yerleştikleri Atina’da  çektikleri zorlukları anlatmakta.

Atina’daki politikacıların İngilizlerin teşvikiyle Anadolu’yu fethe kalkışmaları ve ağır bir yenilgi tatmaları sonrası kendilerine dayatılan ‘mübadele’ zorunluluğunu kabul zorunda kalmaları, Türkiye’de yaşayan Ortodoksları köklerinden koparma sonucunu doğurmuştu.

Hırsları akıllarından ileri politikacıların ayak oyunlarının sonucu ‘Neo-Kaisaria’lar ve ‘Neo-Smyrna’lar…

Türkiye’nin Türkçe konuşulan bir coğrafyası var: Orta Asya’daki Türk cumhuriyetleri…

Geçen akşam ‘TRT Müzik’ kanalını izlerken Azeri bir kadın sanatçıyla yapılan bir mülakata denk geldim. Bütün Türk dünyasının Türkiye’nin yanında olduğuna dair bir türkü de söyledi o sanatçı.

Son zamanlarda farklı konularda ihtilaflar yaşanan Yunanistan’da da Türkçe konuşan Türkiye kökenli insanların çocukları ve torunları olduğu genellikle unutuluyor.

1928 yılında Yunanistan’da yapılan nüfus sayımına göre, o sırada Türkçe konuşan 103.647 Yunan vatandaşı olduğu görülüyor. Bunlardan 50 bin kadarı ‘Kapadokyalı’ bilinenler.

Acaba şimdi nüfusları ne durumda…

Türkiye o insanlarla yeterince ilgileniyor mu, sanmıyorum.

Oysa ilgilenmeli.  

Gülen Göktürk’ün kitabı bu konuda bir ilk rehber olarak değerlendirilebilir.

ΩΩΩΩ

Gülen Göktürk’ün kitabının kapağı..
Rembetiko filminin afişi..
Reklam

41 YORUMLAR

  1. Karamanlılar Rum asıllı değildir Fehmi bey.ortodoks inancını benimsemiş peçenek Türklerdir.6.yy dan başlayarak Bizans ın emrine girmiş askerlik yapmış görevleri sonrası Kapadokya bölgesinde iskan edilmişlerdir.Lozan kayıtlarına 193 bin karamanlı mübadil olmuştur.Lozan ın din esaslı yapılması çok yanlıştır.Lozana müşavir olarak katılan rahmetli Celal Bayar hem gaziyi hemde İsmet paşayı ikaz etmiş ama sonuç alamamıştır.Kurtuluş savaşı esnasında milli kuvvetleri desteklemişlerdir.Bunlardan kalma salnameler var.Salnamelerde Tüm Türk coğrafyasında anlatılan dede korkut ve hoca nasrettin hikayeleri var.Eski Yunan başbakanı karamanis de karamanlıydı.

  2. DÜNDEN KALMIŞ KAPAKÇIK!
    “H. Gayret
    30 Ekim 2021 At 16:08
    “Ali Namlı
    30 Ekim 2021 At 11:53
    Ahlaksızlıkta Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü tarafından , çeşitli kriterlere göre 2006 yılından itibaren yapılan Dünya Basın Özgürlüğü endeksinde Türkiye’nin 180 ülke arasındaki sıralamasında Arkasında kaldığımız ülkeler ; insanı , yerin dibine sokuyor !”
    Ne kadar yerin dibine geçseniz azdır;
    Geçiniz efendim !
    Herkese selamlar, saygılar”

  3. “Baran
    31 Ekim 2021 At 13:36
    sen israil misin, türksün sen türk gibi davran, türkiye ol, dünyaya insanlık dersi ver. israile arka çıkıyormuş gibi davranma. insan haklarını dünya senden öğrensin.

    israilin yaptığını yaparsan onlardan ne farkın kalır.”

    “Ender
    31 Ekim 2021 At 18:51
    Türkiye’nin en batısından en doğusuna her yer Yunan ve Rum eserleri ile dolu. Türkler göçebelikten şehirleşmeye onlar sayesinde geçti (geçti denirse buna ? Rumlar’a ve Ermenilere yapılana nankörlük diyorum kısaca ?”

    “Safa
    31 Ekim 2021 At 15:53
    Anladığım kadarıyla yazıları hiç okumuyorsun. Sürekli bir feto muhabbeti çevirip duruyorsun. Burayı işgal edeceğine aç kendine blok orada paylaş fikirlerini.
    Yaptığın yorumlarla yazının hiçbir ilgisi bulunmuyor. Değişik bir kafa yapısı. ?”

    Safa bey bu yukardaki arkadaşların kafa yapısıyla ilgili de bir görüşünüz var mı acaba?
    Birisi diyor; sen türksün dünyaya örnek ol, öbürü de nankörüz diyor iyi mi?

    • Sorarak öğrenmeniz zor görünüyor. Otoriteye biat etmeye devam! Düşünmek gerekmiyor hiç. Kafa konforu diyor tek adamcılar, cemaatçiler, vd.

  4. Fatih’e cevap verirken eksik kaldı:

    Biz Türkler şehirleşmeyi bilmiyoruz. Yaptığımız şehirlerden belli. Bilenlerden de öğrenmiyoruz. O da ayrı bir handikap. Söz Gezi’ye AVM’den başladı 3. havaalanına geldi. Oradan devam.

    Yani bu kadar akılsız bir yatırım olamaz. Öde öde bitmez. Ama bu kadar bol mu kaynağımız. Nedir bu savurganlık. Atatürk havaalananın çevresine bir dolu otel yapılmıştı. Bir kısmı boğaz manzarasını da kapatarak illegal bir şekilde. Bunların hepsi çöpe gitti. Gitmez elbette. Ama o otellerin yerinde olsam hükümeti mahkemeye veriririm. Yatırım yapıyorsun boşa çıkarıyorlar. Yeni havaalanı tarafında ise ne otel ne metro ne bir halt. Kuş uçmaz bir yer. Tam bir yolsuzluklar silsilesi. Pandemide gidip Atatürk havaalanı pisti üzerine hastane yaptılar bir de, o da pislik üzerine pislik.

    • Hadi iyisiniz yine Chp çalışıyor. Ankara ya dünyanın en büyük heykeli yapılacakmış. Hayırlı olsun Endercim

    • Ender arkadaş türk inşaat sektörü ve mühendislik hizmeti veren firmalarımızın dünyanın dört tarafında avrupadan amerikaya kadar yaptığı devasa prestij projelerinden ve kurduğu modern şehirlerden haberin yok galiba?
      Moskowaya, astanaya, polonyaya, katara şöyle bir dolaş bak istersen, en büyük ve gözde eserleri hangi firmalar yapılmış:)
      Sonra da semerkanda, buhara ve hive taraflarına gidip ortaçağ türk şehirciliğini biraz tanımaya çalış bakalım, çünkü hala tüm mimarimiz dimdik ayakta bugün!
      Sonra da praga ile bi karşılaştır, hangisi daha büyüleyici, elbette semerkand…
      O da yetmezse çık büyükçamlıcaya, gözün cami görsün!
      Sosyal medyada muz yalayan maymun fotoğraflarına bakmaktan vakit bulursan newyorka diktiğimiz türkevinin siluetini de bir incele istersen, çok daha etkileyici duruyor…

      • Ben demiyorum, İstanbul’u 25 yıldır çöpe dönüştüren adam “ihanet ettik” diyor. Şehirlerimizin hepsi çöp. Trafik berbat, üst üste binalar, yeşil alan yok. Hele Ankara’da sarayın dibinde çöplük bir disneyland var ki görme gitsin. Sen yine ejder suyunu fazla kaçırdın anlaşıldı.

  5. İnsanlık tarihi boyunca bu güne kadar yaklaşık olarak 7 milyara yakın insan , savaşlarda hayatını kaybetmiştir.
    Bunun dışında ayrıca , etnik ve dinsel nedenler başta olmak üzere çeşitli sebeplerden dolayı nice cinayetler, nice katliamlar da yaşanmıştır .
    Bütün bu olup bitenlerden ders al(a)mayan insanoğlu hala aynı didişmeyi, kini, husumeti maalesef devam ettirmektedir.
    Dünyada hiç bir millet saf bir ırktan meydana gelmemiştir ve bu çağda da bu zaten mümkün de değildir .
    O halde birbirimizden farklı olan yönlerimizi birer ayrıcalık, birer güzellik , birer zenginlik olarak görüp birlikte huzur ve sükûn içinde neden yaşayamıyoruz!
    Her zaman örnek verdiğim Avrupalı bunu başarmış ; nihayet elele vermiş, işbirliği, elbirliği yapmış doğruyu ve gerçeği yakalamış .
    Keza ABD de öylesine etnik ve dini/mezhebi , dil ve kültürel bir karmaşa içinde olmasına rağmen bir arada huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamayı sağlayabilmişitr !
    Bizler de tarih boyunca özellikle Osmanlı döneminde bu birlik ve beraberliği çok güzel bir şekilde sağlayabilmişiz ; ancak ne var ki bu gün siyasal yönden kendi halkımızı ‘seninki benimki ‘ diye bölüp parçalamaya muvaffak olmuşuz !
    Herkese selamlar , saygılar

  6. 15-20 yıl önce Gökçeada’da karşılaştığımız, bizim çay, onların da bize neskafe ikram ettiği, 1974 Kıbrıs Harekatı’na kadar, yaklaşık 15 yaşına kadar, Gökçeada’da yaşamış, sonra Yunanistan’a göç etmiş Rum bir kadın ile Türkiye Yunanistan ilişkilerini konuşur iken şunu demişti:
    “İki ülke ve milletin arasını;
    1- Politikacılar iktidara gelmek ve iktidarda kalabilmek için milliyetçi söylemler kullanarak,
    2- Silah şirketleri, silah satmak için,
    tahrik edip bozuyorlar”
    10 numara, şapka çıkartılacak bir tespit.

    • Bugün yasananlardan belli değil mi?Yunanistan a kaç milyar dolarlık silah sattılar bir yıl içersinde.

    • Politikacılar bu milletin aynası. En ufak gürültüde mültecileri karga tulumba mahallelerden gönderiyorlar. Muz yiyen mülteci kızın üstüne yürüyorlar. Politikacılar da seçmenin bu kötü duygularına oynayarak ateşe körükle gidiyorlar. Milletin suçu çok. Kendinizi aklamayın. 1.5 milyon Ermeni, 2.5 milyon Rum yok edilirken hepiniz mallarına çullandınız. Suçunuz çok büyük.

  7. Onlar Rum değil Ortodoks Türklerdir. Paralı asker olarak gerek Oğuz boylarından gerekse Oğuz dışı Türk unsurlarından çok sayıda insan 1071 den önce Balkanlar üzerinden gelip Anadoluya yerleşmişlerdir. Karadeniz Rumlarının ise Helen kökenli olma ihtimali yüksektir. Kıpçaklardan da çok sayıda paralı asker M.S 5.yüzyıldan itibaren Gürcü devleti çatısı altında Kafkaslar, Karadeniz bölgesi ve Anadoluya yerleşmişler ve Hristiyanlığı benimsemişlerdir. İlk Bulgar kralı bile meşhur Türk İvan Şişman’dır. Burada da yine Atatürk’ün tarih tezi doğrulanmaktadır. Türkler Anadolu’yu 1071 den çok daha önceden beri yurt tutmuşlardır

    • Türkler 1071’den sonra Anadolu’yu istilaya başlamışlardır. Burası boş bir yer değildi. Bir çok medeniyetin beşiğiydi. Hepsinin izini sildiğinizi zannediyorsunuz. Biraz gerçeklerle yüzleşin. İnkar politikaları ile sadece kendinizi kandırır ve geleceğe güvenle bakamazsınız. Arkanızı kollamaktan. İki de bir beka beka diye vıyaklamalardan belli zaten. Biz Türkler burada kök saldığımızı düşünüyorsak gerçeği görmeli, kabul etmeli ve bir daha yapmayacağımıza yemin etmeliyiz.

  8. Son Alperen Muhsin Yazıcıoğlu” kitabı çıkmış
    Gelecek partisi başkan yardımcısı Selçuk Özdağ ve gazeteci Veli Toprak ın. Hayırlı olsun.

    O zamanlar.
    Yazıcıoğlu’nun ölümünden sadece 3 gün sonra, 30 Mart 2009’da Fethullah Gülen’in “herkul.org” isimli kendi internet sitesinde çok ilginç bir konuşması yayınlanmıştı. Konuşma “Alperen ve Liyakat” başlığını taşıyordu. BBP’lilere “Alperenler” dendiği hatırlanırsa konuşma daha da ilginç hale geliyordu.

    Gülen’e bir kişi şöyle bir soru soruyor.
    Mizansene bak.

    “Adet-i ilahiye açısından, iman hizmetinin bir neferi olma liyakatini ortaya koymayanların dairenin dışına itilmeye müstahak olacakları ifade ediliyor. Bu itibarla, irtidat kavramının gönül erlerine bakan yanları var mıdır? Bir ilâhi tokatla kenara atılmamak için liyakat mutlaka şart mıdır; bu konuda, fazl-ı ilahiye ne ölçüde bel bağlanmalıdır?”

    Sorudaki “iman hizmetinin liyakatini ortaya koyamayıp dairenin dışına itilen” ve “bir ilahi tokatla dışarı atılan”  ifadesi baya ilginç.
     
    Gülen, satır aralarında şöyle diyordu.
    ****Aldansanız bile kimseyi aldatmayın. Çünkü aldatma günahtır. Aldanırsanız böyle kurban gidersiniz. Bir Perşembe akşamı vefat edersiniz, bir Cuma günü cenazenize ulaşırlar.”

    ***Bir kere bu cephe, bu meseleyi büyütmemek lazım. Hançerlenmek için sırtını da dönmemelisin. Hançerleyebilir. Siyasi istismara meydan vermemek lazım. Hiç kimse meydan vermemeli. Herkes elinden geldiğince bence bu havayı yumuşatmaya çalışmalı.

    ***Asker vazifesini yapmadı dediler, ben yaptığına kâniyim yani. Hakikaten herkes seferber olmuş. Sivil inisiyatif bu mevzuda bir şey yapmadı, ben o kanaatte değilim, herkes elinden geleni yaptı.”
     

    BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünde Yazıcıoğlu ailesi avukatı Selami Ekici, helikopterin düşüş nedenini ortaya çıkaracak cihazları söken ve kaybeden ekipten 2 kişinin Cemaat’in darbe girişimi sonrası tutuklandığına dikkat çekmişti.

    Tevilin kralını yapmakla ünlü olan Gülen  Herkes elinden geleni yaptı derken kimi kastettiği mechul.
     

    • Anladığım kadarıyla yazıları hiç okumuyorsun. Sürekli bir feto muhabbeti çevirip duruyorsun. Burayı işgal edeceğine aç kendine blok orada paylaş fikirlerini.
      Yaptığın yorumlarla yazının hiçbir ilgisi bulunmuyor. Değişik bir kafa yapısı. 🙂

    • Yazıcıoğlu soruşturmasına takipsizlik(KYOK) veren savcıyı kim başsavcı yaptı?
      Takipsizlik kararını kaldıran ACM başkanını kim neden tutuklayıp ihraç etti?
      Bilgisizliğiniz ve bilmediğiniz bir konudaki cüretinizi tebrik ederim.
      Vatan millet vs referanlarınızda gerçekten samimi iseniz, gerçekleri öğrendiğinizde akıl sağlığınızı muhafaza etmiş olur iseniz, tanışıp konuşmak isterim.

      • Hay hay Y.K. bey. Buralardamısınız, yurtdışında mı.
        Sizin gibi herşeyi bilen bir arkadaşla en yakın zamanda konuşup muhabbet etmek isterim. Cüretimi af buyurun. Anladığım kadarıyla okumuş bir abiye benziyorsunuz. Yanlız sizin bildikleriniz Fuat Avni muhabbetiyse onları çok okuduk. Nasıl iletişime geçelim.

  9. Ender 30 Ekim 2021 At 22:45

    Gezi olmasa bir değil bir kaç AVM yapacaklardı. Ama gözleri korktu. Hadi yapsınlar, bir daha denesinler … Bir Kavala gider, 1000 Kavala gelir. Millet ne diyorsa o olacak. Müteahhit kafalıların dediği değil.

    Ender den masallar.
    Gezi olaylarında
    Yeni havalimanınıda yaptırmayacağız diyorlardı. YAPILDI.
    Geziciler mutlu şekilde uçuyor.
    Taksime camii yaptırtmayız diyorlardı.BiTTi.
    Geziciler saolsun.
    3. Köprüyü de istemiyorlardı. AÇILDI.
    Gezicilerden Allah razı olsun.
    AKM yıktırtmayacağız diyorlardı, yıkıldı YAPILDI.
    Ender e göre Geziciler olmasaydı bunlar yapılmayacaktı.

    Ender peşinen söylim. Yerli elektrikli otomobil e de karşı çıkmıştınız. Aslanım bak o da geliyor. Sonra demeyesin biz olmasaydık yapamazlardı.
    Sizin familya ne ile kafayı buluyor. Verin bizde bulalım.
      Bak Endercim AKM nin yanında boş bir alan var. Söyleyin Chp ye oraya bir heykel dikiversinler. Sizinde bir katkınız olsun. Sonra Akm yi tarif ederken şöyle dersiniz. ” Taksim de bir heykel var hah işte onun yanındaki muhteşem bina” Hadi koçum.

    • Karıştırma. Gezi’deki ağaçları kesip AVM yapacaklardı. Sonuç, ağaçlar duruyor. Gezi protestoları sayesinde. Hadi deneyin bi daha. Bekliyorum birisi kazma kürek gitsin 🙂

      Havaalanı yıkıp havaalanı yapmak gibi boş bir iş yaptınız. Boş değil, birilerinin cebini doldurdunuz. Dünyanın bir ucunda, ulaşmak bin zahmet. Gittiniz, içinde bir yerden bir yere gideceksiniz bin bir zahmet. Dünyanın en gereksiz ve en kullanışsız havaalanı. Yaptığınız bir sürü kullanılmayan ama bitmeyen ödemeleri için cebimizden sürekli çaldığınız havaalanları da cabası. Bu yapılan boş yatırımların sonucu da dolar 9.6, gelir 8000 dolar (3 te bir azaldı), enflasyon yüzde 40. Hala utanmadan da çalıyo ama yapıyo diyorsunuz. Siz akıllanmazsınız gerçekten.

      • Ender  yine olayları eksik hatırlıyorsun. O zamanların Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci bak nasıl bir açıklama yapmış:
        *Gezi olaylarında oluşturulan Taksim Platformunu eylemleri  bitirmek için hükümetten Üçüncü Havalimanı projesinin, nükleer santrallerin, tüp geçit projesinin, Üçüncü Köprünün, Kanal İstanbul’un ve İstanbul-İzmir otoyolunun durdurulmasını istediğini dolayısıyla, Taksim Platformunun bizzat kendi ağzıyla meselenin ağaç olmadığını itiraf ettiğini dile getirdi.*
        Geçen sen yazmıştın hatırlatayım. Mesele ağaç değildi diye. Karıştırmaymış.

    • Yerli otomobile karşı değiliz elbette. Ancak oturup devletin otomobil yapmasına karşıyız. Devletin neyi yok neyi var satan bir iktidarın bunu yapması akılsızlık en başta. Devlet otomobil yapmaz, otomobil yapmanın yolunu açar. Daha çok imam-hatip açarak da olmuyor o işler. Neyse kafası basan bir iktidar gösterecek size nasıl olduğunu. Gümbür gümbür geliyor.

      • Ender, yerli otomobili 5 büyük babayiğitler yapıyor, devlet teşvik ediyor. Biraz araştır be kardeşim.
        Bunu öğrendiğine göre neye karşısın değilsin bir daha gözden geçir. Şimdi devletini sevebilirsin.

  10. Mimarlar odası o günlerde AKM için: 
    yıktırmayacağız dediler. Yıkıldı.
    Burası Avm olacak dediler. Olmadı.
    Bu sefer Yaptırtmayacağız dediler. Yapıldı.
    Şimdi de utanmadan şöyle diyorlar, biz olmasaydık, burası avm olacaktı. Buranın gerçek sahibi biziz.

    Bunlar hiç değişmemiş aslında. Tarihi eser olarak korunmaya alınmaları gerek:
    50 sene önce de Boğaziçi köprüsü yapılırkende Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 1968 yılında 1. Boğaz Köprüsü’nün yapılmaması için dava açmış, “Boğaz Köprüsü, Türkiye ve İstanbul’un başına gelen en büyük felakettir” açıklaması yapmış.
        Ecevit’in mitinglerde dahi “Köprüden zenginler geçecek. Hiç gereği yokken İstanbul’a asma köprü yapıyorlar. Bu köprüden mutlu azınlık, zenginler geçecektir”  sözleri gazete manşetlerini  süslemiş.
    Çeşitli Chp milletvekilkeri, “Boğazın güzelliğini bozar”  “Köprü akıl ve hesap işi değildir”  “Boğaz Köprüsü yerine Zap Suyu’na köprü yapalım” gibi laflar etmişler .
    Bunlar bir gram ilerlememişler.
    Rumlar, Romalılar bile heykelleri Chp den daha iyi yapıyordu

  11. Kavala‘da yol sorduğum bir Yunanlı, kısa sohbetimizde ismimi duyunca bir karadeniz türküsü söylemeye başlamıştı.

    Büyükannem Selanik yakınlarındaki evini ve bahçesindeki meyve ağaçlarını hiç unutmadı.

    Almanya’da en çabuk arkadaş olduğumuz insanlar genellikle Yunanlılar. Türkiye ve Yunanistan‘daki siyasetçiler durumu karıştırmasa iki ülke insanları birbirlerini çok daha iyi anlarlar sanırım.

    • Türkiye’nin en batısından en doğusuna her yer Yunan ve Rum eserleri ile dolu. Türkler göçebelikten şehirleşmeye onlar sayesinde geçti (geçti denirse buna 🙂 Rumlar’a ve Ermenilere yapılana nankörlük diyorum kısaca 🙂

  12. İsrail’in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Gilad Erdan BM oturumunda, İnsan Hakları Konseyi’nin, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği suçları kınayan raporunu yırttı.

    Şu büyükelçiler nerede yahu şunlara da hatırlatsa insan hakları bla bla

    Bu fondaşlar hala bu masallarla insanları uyutabikeceklerini sanıyorlar
    Bu açık toplum sloganları sadece bize işlemeli değil mi sorıs on çeşitli şubeleri

    • sen israil misin, türksün sen türk gibi davran, türkiye ol, dünyaya insanlık dersi ver. israile arka çıkıyormuş gibi davranma. insan haklarını dünya senden öğrensin.

      israilin yaptığını yaparsan onlardan ne farkın kalır.

      • Biz Türk gibi davranıyoruz merak etme
        Hatta atalarının bu tür edepsiz elçilere ne yaptığını öğrenmek istiyorsan dünkü Afyoncubun yazısını oku

        Bu paragrafta anlatılmak istenen beyaz emperyal efendileri ve onların elçilerini çok ciddiye almayın
        Ams “yağmur yağıyor “ desek “bize ördek dediniz” algısı yaparsınız

        • Erhan Afyoncu da Bulgaristan ve Yunanistan’ı örnek göstermiş yazısına. Adam haklı; Osmanlı akınlarını batıya yaparak büyüdü, siz de seferlerinizi batıya doğru yapın silah yığınağı yapan Yunanistan’dan başlayın. Bize saldıracak diye söylentiler var, onlardan önce hamle yapıp tehlikeyi bertaraf edin. ama siz bütün hamleleri Doğuda tüketiyorsunuz:)

          • son 150 yıllık tarihe bakarsan Yunanistan saldırganlığı söylenti değildir.Bunu bile aklınca sulandıryorsun.
            Doğu Akdenize e Libya ya bakarsan tüm enerji Doğuda tüketilmiyor.
            Ah bir de enerjimizi dışarıdn fonlanan ,ABD de beslenen emperyallerin beslediği içerdeki emperyaller gönüllüleri ile harcamasak

        • daha geçenlerde dışardan fonlanan, amerikanın avrupanın fonladığı yayıncıların listesini yayınlamadınız mı, listeleri elinizde işte, kapatın sahiplerini de tutuklayın gücünüz mü yetmiyor?

  13. Sayın Koru ,
    Yazınız bende , Sayın Akşenerin muhatabının burası Kürdistan burada ne arıyorsunuz yani siz kafatası milliyetçiliği yapan bir partisiniz dediği olayla ilinti oluşturdu.
    Kürdistan yani Kürtlerin yaşadığı yer , tamam da o isimde bir ülke kuruldu kimseler tanımasa da . Orada yaşayanlar , Türkiye de yaşayanlardan çok mu farklı bir hayat yaşıyorlar ? Dil sadece bir iletişim aracı ve aidiyet unsurlarından bir tanesi. Öncelikli olan fiziksel ihtiyaçların giderilmesi ve sonrasında güvenlik ihtiyaçlarının giderilmesi. Türkiye de 63 etnik grup olduğu söylenir. Bunların her biri alt kültür olarak kendi dilini koruyabilir . 19. Yüzyıl sonlarında ortaya çıkan ulus devlet anlayışlarımın şekillendirdiği bir dünya da yaşıyoruz. Yavaş yavaş da dünya vatandaşlığına giden bir ortam var. Bu noktada önemli olan insanların refah ve huzurunun tesis edilebiliyor olması. Devlet müessesi bunun için var olmalı. Siyasiler bunun için çalışmalı . Bir tarihte , Bulgaristan ın güneyinde Rodop dağlarında Maden kasabasını ziyaret etmiştim. Karşı tepeler Yunanistan tarafı idi. Orada tanıdığım bir Pomak köylü çocuğu daha sonra Türkiye de ilahiyat fakültesi okudu ve bugün Sofya din ateşeliğinde görev yapıyor güzel İstanbul Türkçesi ile.
    Bulgaristan’da ki Türk azınlığın çocuklarına kuran kursları düzenliyor. İmamhatip okullarında okumaları için çalışıyor. Hayatımızın belirleyici unsuru sünnet-i seniyye dir. Irkçılık değil din kardeşliği düsturu üzerine yaşatmaktır .

    • Din kardeşi değilsek ne olacak. Artık bu zamanı geçmiş söylemleri unutun. Türkiye demokratik ve laik bir hukuk devleti olmak zorunda. Herkese eşit davranmak zorunda. Bunu sağlayamıyorsa elbette güvenlik problemi olacak, insanlar da bir arada yaşamak istemeyecekler. Bunları sağlasanız bile bir arada yaşamak istemeyebilirler. Bu onların kendi tercihleri. Buna da saygı duymak zorundasınız. Zorbalıkla çözemediniz, daha ne zorluyorsunuz.

  14. HDP, Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamıyor.
    Atatürk’ün adını ağzına almıyor.
    HDP’nin yönetimi, Cumhuriyet ortak paydasında buluşmak istemiyor.
    Amaaaa ne diyor Chp biz Hdp ile tezkereye hayır diyerek Cumhuriyete sahip çıktık.
      İşin garibi buna inanan bir kitle var.

  15. Gecmiste yunanistani koç başı olarak kullanıp üzerimize salanlar bugünde aynı senaryoyu tekrar oynamaya çalışıyorlar.Maalesef bunun gibi olaylar Anadolu’nun çok sesli çok kültürlü yapısını bozmuştur.Oysa bır Rum komşumuz olsaydı ondan bugün bile öğreneceğimiz çok şey olurdu.Ulkelerini vezirde eden rezilde eden politikacılar bilmem ki ne yapmalı bunları.
    L

  16. Sayın Koru, günlük siyasetten uzak, böyle bir konuyu ele almanız çok iyi olmuş.

  17. Yanlış kararlar, Anadolu’yu fakirleştirdi. Ne Ermeni kaldı, ne Rum, ne Yahudi. Çorak ve fakir şimdi. Yazık ettiler.

    Konyalı Mevlana’nın da ismi Rumi. Çünkü Rum diyarı Konya’da yaşamış. Batıda da Rumi olarak biliniyor. O da Afganistan göçmeni.

    Anadolu’nun tamamı böyle. Ama ne bilen var, ne ilgilenen. Devletimiz de köylerin kasabaların adlarını bir yüzyılda tamamen sildi. Tarihi yok etmek böyle oluyormuş demek ki.

    • Ender seni baya dertli gördüm. Abi sen kimlerdensin ya. Bizim ecdadımız senin bildiğin gibi değil. Seni kim dolduruşa getirmiş böyle. Vah ki vah.

Yoruma kapalı.