Ne zaman Amerikan gazetelerinde Gazze ile ilgili haberleri okusam, aklıma hep aynı soru geliyor: “Acaba Joe Biden benimle aynı gazeteleri okumuyor mu?”
Washington Post’u, New York Times’ı?
Her iki gazete de aslında İsrail’e ters bakacak yayın organları değil; ancak yine de Gazze’den ve İsrail’den verdikleri haberleri okuyan herkes, Filistinlilere yapılanların bir vahşet olduğunu biliyor.
‘Soykırım’ sözcüğü kullanılmıyor haberler ve yazılarda ama okuyan o hisse kapılmadan edemiyor.
Zaten bu sebeple, ABD’de -ve Batı’da- İsrail karşıtlığı, anti-Semitizm kıyılarında dolaşıyor.
Peki de, Joe Biden neden bu yapılanı sona erdirmek için devreye girmiyor?
Ah-vah etmeye başladı ama bunun bir yararı yok. İsrail-yanlısı görüntüsü kendisine Kasım seçimini kaybettirebilir bile.
İsrail söz konusu olduğu için kendisini güçlü mü hissetmiyor, yoksa ABD başkanı olarak İsrail üzerinde gücü olduğunun farkında mı değil?
1990’da Baker ile yaşanan
ABD’nin, geçmişte, İsrail ile Filistin arasındaki ihtilafta, Tel Aviv’in aşırılığına müsaade etmekten kaçındığını unutmuş olanlar ya da o konuda bilgi sahibi olmayanlar bulunabilir.
Oysa, her fırsatta hatırlatmaya çalıştığım bir olayı bir daha tekrarlayayım: Dönemin ABD dışişleri bakanı James Baker, İsrail başbakanı Yitzhak Shamir’in, ABD’nin gönderdiği yüklü bağışı yeni yerleşim yerleri inşasında kullanmaya kalkması ve Filistinliler ile barış arayışlarına kulak tıkaması halinde buna izin verilmeyeceğini basın önünde söyledikten sonra, “Telefon numaramız 1-202-456-1414; barış konusunda samimi olan beni arasın” meydan okumasında bulunmuştu. [Baker’ın o gün Shamir için küfür sözcükleri sarf ettiği de söylenir.]
Bu olay 1990 yılında yaşandı.
Daha öncesi de var.
1982’de Reagan’la yaşanan
Yıl 1982. Dönemin İsrail savunma bakanı Ariel Sharon, Lübnan’ın başkenti Beyrut’u bir ay sürecek bir abluka altına almış, ülkenin güneyindeki Filistin kamplarına saldırılar başlatmıştı. Abluka sırasında Beyrut’a gıda ve suyun girmesini engellemiş, kentin elektriğini de kesmişti İsrail.
O zaman Hamas yoktu, ‘düşman’ Filistin Kurtuluş Ordusu’ydu (PLO).
İsrail PLO’yu yok etmek amacıyla topyekün bir savaş başlatmıştı.
Saldırılar sırasında binlerce Filistinli hayatını kaybetmişti.
12 Ağustos 1982 tarihinde, İsrail jetleri, tam 11 saat boyunca Beyrut’u bombalayarak 100’den fazla kişinin ölümüne yol açtı.
Pek çok yönden o ‘kara gün/ler’ son birkaç aydır Gazze’de yaşananları andırıyor…
Beyaz Saray’da oturan Başkan Ronald Reagan, 12 Ağustos akşamı, TV ekranlarında izlediği fecaattan ve yaralanmış bir çocuğun kucakta taşınır halini görmekten etkilenerek, İsrail başbakanı Menachem Begin’i aradı ve ona yapılanı şiddetle kınadığını bildirdi.
“Menachem, bu bir soykırım” da dedi o telefon konuşmasında Reagan Begin’e…
‘Soykırım’ sözcüğü İsrail’in Filistinlilere yaptığı kıyım için 1982 yılında ABD başkanı İsrail başbakanıyla konuşurken kullanıldı. [Reagan’ın o sözcüğü kullandığını işiten Begin’in, “O sözcüğün ne anlama geldiğini ben de herhalde biliyorum” dediği söylenir.]
İsrail yönetimi, Netanyahu ve destekçileri, şimdilerde aynı sözcüğü kullananlara karşı savaş açmış durumdalar.
Artistler, şarkıcılar o sözcüğü kullanmaları durumunda iş bulamıyor, üniversite hocaları kovuluyor ABD’de…
Reagan’ın araması sonrasında ne mi oldu?
Telefonu kapatmasından 20 dakika sonra, Begin ABD başkanı Reagan’ı aradı ve Sharon’a saldırıyı sonlandırma talimatı verdiğini duyurdu.
Hafif şaşırmış Reagan, o bilgiyi aldıktan sonra, telefonun ahizesini yerine koyarken, yanındakilere, “Doğrusu öyle bir gücüm olduğunu bilmiyordum” demişti.
Saldırı bıçak kesilmiş gibi durdu.
2024’te ne oluyor?
Ronald Reagan’ın Menachem Begin’e 1982 yılında, James Baker’in Yitzhak Shamir’e 1990 yılında verdikleri güçlü tepkiler, karşılarındakilere geri adım attırmaya yetmişti.
Yıl 2024, Beyaz Saray’da, 1973-2009 arasını senatör olarak iktidarı yakından gözlemleyerek, sonraki sekiz yılı başkan yardımcısı olarak iktidarı paylaşarak geçirmiş, dört yıllık başkan Joe Biden var ve İsrail karşısında çok çaresiz bir görüntü veriyor, hayret…
Dahası, Amerikan televizyonlarını izlemiyor, gazetelerini de okumuyor gibi…
ABD dışişleri bakanı Antony Blinken, dün Arjantin’deymiş, orada bir soru üzerine, “İsrail’in Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri inşası yasal değil, Gazze’yle ilgili planı da bizi hayal kırıklığına uğrattı” demiş…
Güldüm. Biden ve etrafındakiler gerçekten ah-vah etmeyi biliyorlar ama güç kullanmayı unutmuşlar…
[Bu yazıda, Reagan’ın Begin ile görüşerek Beyrut saldırısını durdurduğu bilgisi için, Guardian’da yeni yazmaya başlayan Mehdi Hasan’ın konuya ilişkin yazısından yararlandım.]
ΩΩΩΩ