ABD başkanı Donald Trump kendisine, çevresine, ülkesine, hatta dünyaya zarar verebilecek biri mi? Akıl sağlığı yerinde değil mi? Yoksa deli mi ABD başkanı?
Bu soruları ben sormuyorum, geçen yıl ABD’de çıkan ‘The Dangerous Case of Donald Trump’ adlı kısa sürede çok satanlar listesine giren kitaba imzalarını veren tam 28 psikiyatrist ve akıl sağlığı uzmanının gündeme taşıdığı bir iddia bu.
Kitabın raflarda yerini almasının ardından günümüze kadar geçen sürede, çeşitli Amerikan gazeteleri, dergileri, internet üzerinden yayın yapan siyasi haber ve yorum siteleriyle TV’lere çıkan yorumcular, her seferinde daha da ciddi biçimde, aynı iddiayı gündemde tutuyorlar…
Şu yayınlar onlardan bir demet: Vox, the New York Review of Books, CNN, The Intercept, CNBC, The Nation, Bill Moyers, Salon ve New York Times.
“Bizim başkan deli, bu sebeple başkanlık yapamaz, derhal görevden gönderilmeli” diye özetlenebilecek bir siyasi hareket de var ABD. ABD Anayasası’nın 25. ek maddesinde yer alan “Başkan görevini yapamaz hale gelirse görevi yardımcısı üstlenir” cümlesinin bu amaçla kullanılabileceği görüşü savunuluyor.
Açık açık. Yazılıyor da, televizyonlarda tartışılıyor da.
Vatana ihanet iddiası
Trump son olarak vaktiyle CIA direktörü görevini yürütmüş John Brennan‘ın en üst düzeyde bulunan güvenlik iznini iptal etti; sebebini biliyor musunuz?
Sebebi şu: Brennan’ın, çıktığı bir TV programında, Trump-Putin arasında gerçekleşmiş Helsinki buluşması sonrasında düzenlenen basın toplantısında sergilediği tuhaf görüntü ve sarf ettiği sözler sebebiyle, “Bizim başkan neredeyse vatana ihanet içerisinde” eleştirisinde bulunması…
‘Vatana ihanet’…
New York Times‘ın kıdemli yazarı Thomas Friedman da aynı basın toplantısı sonrasında yazdığı yazıda, “Trump ya Rus istihbaratı namına çalışan biri, ya da o rolü oynamaktan hoşlanıyor” cümlesi eşliğinde ‘vatana ihanet’ iddiasını dile getirdi.
Prof. Stephen M. Walt bu konuyu işlediği ‘Foreign Policy’ makalesinde, Trump‘ın davranışlarının sebebini araştırırken, onun ‘başkanlık görevini yerine getiremeyeceğinin’ artık aşikar hale geldiğini belirttiği uzun cümlesinde, Trump için şu sıfatları kullanıyor: Cahil, yeteneksiz, sabırsız, sürekli hata yapan, dikkatsiz, sürekli yalan söyleyen, kendi imajı için her şeyi feda edebilen biri…
Amerikan basını, Türkiye’yi hedef alan son çıkışlarının ardından da Trump‘a yönelik eleştirilerine hız verdi. Washington Post ve New Yorker‘da çıkan yazılara CNN-International da yayınlarla destek çıktı.
Bunları uzun uzun aktarmanın sebep/lerini herhalde anladınız: Trump kendi ülkesinde de pek makbul bir insan değil; bazıları hakkında yürütülen hukuki soruşturmanın bile sonucu beklenmeksizin, akıl sağlığı konusundaki kuşkulardan hareketle onun yerinden edilmesi gerektiğini ileri sürenler çok.
Doktorlar o gerekçeyi savunan kitaplar yazıyor, gazeteciler, yazarlar, yorumcular Trump hakkında en aşırı ifadeleri kullanmaktan, vaktiyle onunla birlikte çalışmış bürokratlar ‘vatana ihanet’ suçlamasını halkın seçtiği başkanlarına yöneltebiliyorlar.
350 gazete aynı manşetle çıktı: “Medya halkın düşmanı değildir”
Trump‘ın, ABD başkanının, bütün bunlara karşı yapabileceği hiçbir şey yok…
Bütün yapabildiği Twitter’dan “Medya Amerikan halkının bir numaralı düşmanıdır” temasını işleyen mesajlar atmak, eski istihbarat bürokratının güvenlik iznini kaldırmak…
Medyada ‘Trump-aşığı’ diye bilinen kanallar, kalemler ve yorumcular yok mu? Var. Ancak onlar arasından tek bir kişi bile, “Trump karşıtları susturulsun, aleyhte yayın yapanlar hizaya getirilsin, muhalifler cezaevlerine doldurulsun, medya bütünüyle bize kalsın” diye yayın yapmıyorlar.
Son haberi de vereyim: Geçen hafta ABD’nin çeşitli kentlerinde yayın yapan saygın gazetelerin tamamı “Gazeteciler düşman değildir” manşetiyle ve bu konuyu işleyen birer başyazıyla çıktı. Bu çıkışta başı çeken Boston Globe gazetesinin başyazısında, “Bugün ülkemizde kendi politikalarını desteklemeyen medya mensuplarını ‘halkın düşmanı’ olarak yaftalayan bir anlayışa sahip biri başkan. Medyanın halkın düşmanı olduğu yalan; tıpkı kalabalığın üzerine sihirli toz veya su atan eski zaman şarlatanlarının palavralarından biri gibi” ifadeleri yer alıyor.
Medya ABD’de özgür varlığını feda etmemek için çaba gösteriyor.
İyi ki de öyle yapıyor.
ΩΩΩΩ
Sayın koru ve değerli okurlarının kurban bayramını en içten duygularımla kutlar, sağlık ve huzur dolu nice mutlu bayramlar dilerim! Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden, yaşıtlarımın yanaklarından öperim:) bayramımız tüm insanlık için barış ve dayanışmaya vesile olur inşallah…
Türkiye’yi ABD ve İngiltere ile kıyaslamak doğru değil. Demokrasi, düşününce, inanç ve ifade hürriyeti onların genlerinde var. Biz de ise Mehmet Akif’in ifadesi ile “leşten daha hissiz daha kokmuş can var!” Adamlar ağızlarını bir açıyorlar o ağızlardan sadece kazurat boşalıyor. Gece Kulübü’nde 50 insan ölüyor “Oh iyi olmuş umarım leş çoktur” diye tweet atan bunlar. Fransa’da terör saldırısı oluyor, 85 kişi ölüyor, “Üzüldük mü! Nah üzüldük!” diyen bunlar. Müslüman olmayan cennete giremez diyen bunlar. Misyonerin kafasını kesen, kafası kesilen Misyoner için “Ne işi varmış Malatya’da” diyen de bunlar… Kemal Tahir’in, Tarih Notları’nda kullandığı “alçak oğlu alçak, satılmış oğlu satılmıştırlar” ifadesinden ilham alarak “yarma oğlu yarma, yobaz oğlu yobaz, cahil oğlu cahildirler” diyebiliriz bunlar için… Harikulade bir gavur icadı olan İnternet olduğu sürece dert değil. İstediğimiz yazarı okuruz. Fikir namusu olmayan, yalakalığı kendine meslek ittihaz etmiş yazar ve gazeteleri ise üste para verseler okumayız.
Devlet başkanını rus bilgisayar korsanlarının seçtiği ve daha az oy alanın kazandığı amerikan sisteminin genlerinde mi demokrasi mi demokrasi var:)))
Beyaz saraydan bir yetkili durup dururken bunu bugün neden söyledi?
Yazıni devami kopi.
‘Erdoğan’ın Brunson karşılığında Halkbank’ı istedi , Trump reddetti’
Wall Street Journal (WSJ) gazetesine konuşan Beyaz Saray’dan üst düzey bir yetkili, ABD’nin Halkbank hakkındaki soruşturmayı ve para cezasını düşürmesi karşılığı Brunson’ın serbest bırakılması teklifinin Trump tarafından reddedildiğini söyledi.
Türkiye’de 2 yıl tutukluluktan sonra evhapsine çıkarılan ABD’li rahip Andrew Brunson’ın serbest bırakılmaması gerekçesiyle yaptırım uygulamaya başlayan ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ankara’nın bu konudaki pazarlıklara Halkbank’ı karıştırmasına karşı çıktığına dair yeni bir haber geldi.
WSJ’ye konuşan Beyaz Saray’dan üst düzey bir yetkili, Ankara’dan ”Halkbank hakkındaki soruşturmayı düşürün, rahibi serbest bıralım” teklifi geldiğini söyledi.
Buna göre teklif, ‘Brunson hakkındaki terör suçlamalarının düşürülmesi karşılığı ABD Hazine Bakanlığı’nın Halkbank’a getirdiği milyarlarca dolarlık cezanının geri çekilmesi’ talebini içeriyordu.
TÜRKİYE GERÇEK MÜTTEFİK DEĞİL’
Teklifin reddedildiğini aktaran Beyaz Saray’dan üst düzey yetkili, ”Gerçek bir NATO müttefiki, zaten Brunson’ı tutuklamazdı” dedi.
Trump yönetimi teklifi reddederek Türkiye’ye karşı yeni yaptırımların da önünü açtı.
Ucu Türkiye’ye kadar uzanan İran’a yeni yaptırımlar getiren Trump’ın Türkiye ile ilgili son açıklamalarından birinde ”Masum bir adam olan rahip Brunson’ın serbest bırakılması için hiçbir şey ödemeyeceğiz, Türkiye’den kesintiye gideceğiz” demesi dikkat çekti.
Öncesinde Trump, Türkiye’nin içişleri ve adalet bakanlarına yaptırım getirmesinin ardından Türkiye’den ithal edilen alüminyum ve çelik için de gümrük vergilerini ikiye katlamıştı.
WSJ’den evvel İngiliz gazetesi Financial Times bu pazarlığı aktarırken “Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, İran’ın yaptırımlarından kaçınmak için düzenlenen bir komplodaki rolü nedeniyle ABD’de mayıs ayında 32 ay hapis cezasına çarptırıldı. Devlet bankası olan Halkbank, ABD üzerinden İran petrol gelirlerine 1 milyar dolarlık para aklama suçlamasıyla karşı karşıya kaldı” hatırlatması yapmıştı.
Halkbank konusunda olası cezaya ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Dış (Yabancı) Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC) karar veriyor.
Trump’ın Türkiyenin dışında İranda dahıl hiç bir Ülkeye ve liderine zarar verebilecek vede onlarllada başa çıkabilecek kadar zekali değil…
Trump için halk arasında ve medyadada ona karşı tepkilerde neler yazılıp söylendiğini Fehmi bey gene kibar ve yumuşak olanlarini aktariyor.
Buranin halki onun konuştuğu lafları duyduğu an nerde olursa olsunlar öğle lafla ediyirlarki (Küfür hariç) insanin kani doniyor.
Birde Trump ihtidara geldi geleli önceden sayıları çok az olmasina rağmen şu an bayağı fazla) burdaki sporcular Milli marşta saygı duruşunda durmiyorlar ve onu protesto ediyorlar.Trump çılgına doniyor o saldirdikca onların sayisı artiyor.
Tıpk eski CIA başkanina yaptığına diyer arkadasları tepki vererek acık mektup yazarak bizide o listeye al dedikleri gibi.
Trump şu an çok caresiz.
Öğle bizdeki gibi ona tapan taraftar ve trolleride yok çünkü burdakiler GAVUR ya genede Trump için kimselere iftira atip hakaret edecek kadar imanli değiller.
Gene bizdekiler gibi her biri dört beş kiliğa giecek kadarda küçülüp alçalmiyorlar…
Hatta millete açık alanlari de kendi tapıl mali gibi ordakilerden rahasız olduklarini yazarak milleti biktiracaklarini, zannedecek kadarda gözlerini kör etmemişler.
24 Haziran seçim MASRAFLAR için hazineyey maliyeti 1 miliya 80 miliyon 52 bin liraya mal olmasına neden hiç sesleri çıkmiyor?
Bir yılda iki seçim yapılan hatta 6 ayda iki seçim yapılan bir ülkeyi batirmak için diş düsmanlara veya teröre gerek yok.
Sadece ben bu sistemi beğenmedim, millet vekile sayisi çok az bunlar gibi bahanelerle böl parçala yönetilen bir ülke düşünün!
Gene BİR ülke düşününki O ülkenin Devletin de en üst makamlarda görev yapmiş Dünyaca sevilen, sayilan saygın bir insana şu an onun ve ailesinin ne içerde nede dışarda en ufak bir yolsuzluğunu hatta ağzından insanları kirip incitecek tek kelime dahi çıkmayan bir insana Karşı o kadar gözleri dönmüşkü ağizlarindan çıkan lafları kulaklari dahi duymiyanlar tarafından idare ediliyouz.
Efendim AKP ona tepki göstermişş mişşşş.
Türkiyenin menfaatı için sıradan vatandaşlar dişarda olsun içerde olsun bir toplulukta en ufak bir fikir dahi söylese.
Bir bakmışsinız bunlar çıkdırmış.
BM bir dönem başkanlığını bir Müslümanın yapması fikri ortaya atılmış ve bunun için herkes tarafından sevilen ve saygı gorulen Turkiyeli birisi olması içinde birkaç cıliz ses çıkınca bu sesler bıraz ilgi gordümü hemen bizim kendini bilmezler o insani bitirecek planlar yapiyorlar.
Fehmi bey Trump bizdeki AKP lilerden biraz daha kaliteli çünkü kendi partisinden olan önceki Başkanlara tek kelime etmiyor.
?: 11.Cumuh Başkanı BM Başkani olursa! Bundan AKP nin ne gibi zarari olur?
Sahi bu AKP neden Türkiyenin dişardakı degerlerini yok etmek için milketin vergileri ve dişardan faizle borç aldiği dolarlari geri kalmış ülkelerin idarecilerine vererk Türk okullarinı yok etmek istiyor?
Şu an burada sabah ve haberlerde ordaki ABD elçiliğine silahli saldiriyi verdile ve nedenini Erdoğanın Trump bizim ekonomimizi çökerti dediğinin olbileceğini söyliyorlar.
Galiba onun için buğun Beyaz saraydan heme Türkiye bizden hak bankasinin cezasıni simemizi istedi diye gazeteye demeç vermişler.
Iki cambazin bir ipte oynaması???????
Eger rahibe karsi halbank pazarligi var ise bu ,
ulkede hukugun son katli olacaktir.Burada tarafsiz turk yargiclarina guvenmek istiyoruz .Eger emir komuta ile bu karari verecekler ise vebali bu karari aldirtandan cok karari veren suclu olur.Umarim onurlarini , ikballerini satmazlar.Bekleyip gorelim .
“”Trump’ın Türkiyenin dışında İranda dahıl hiç bir Ülkeye ve liderine zarar verebilecek vede onlarllada başa çıkabilecek kadar zekali değil…””
Neden Turkiye disin da aciklarmisiniz.!!!!Tamam cok hata yapiyor lakin bukadar da degil .Sizce erdogan olmasa turkiye dikensiz gul bahcesi mi olacak ti . Libya suriye irak tek tek giderken biz mureffeh bir ulke olarak mi kalacaktik.
Biraz insaf .Kizmak elestirmek konusunda sizden daha fazla yaparim ancak devir o devir degil bunu bilelim.
“””Fehmi bey Trump bizdeki AKP lilerden biraz daha kaliteli çünkü kendi partisinden olan önceki Başkanlara tek kelime etmiyor.”””
Olmadi bu olmadi.
Ahmet bey doğrular Acide olsa yalanlardan daha hayirlidir.
Zaten Erdoğani bu hale getirenlerde, onun yalnişlarıni kapatıp kendisinede şirin gözükmek için kirk takla atanlar değlmi.
“Trump’ın Türkiyenin dışında İranda dahıl hiç bir Ülkeye ve liderine zarar verebilecek vede onlarllada başa çıkabilecek kadar zekali değil…””
Neden Turkiye disin da aciklarmisiniz.!!!!Tamam cok hata yapiyor lakin bukadar da degil .”
Bunun cevabi hemen hemen benim bütün yorumlarımda var.
Danışıkli dövüş!!!! Ayrıcada Trump Erdoğani çok seviyor.
Açıkca da son olay Trump ve Erdiğan için can simidi oldu.
Türkiyenin çökmüş olanan ekonomisi Trumpun yardımı ile Muhalafetle birlikte bütün Türkiye de Erdoğanın yanina yer aldı.
Ben şahsen kim ne derse desin Trump Erdoğan ve Putine Ülkeleri hariç kendilerine asla zara vermez.
AKPlilerin dediikleri de aşağıdaki linkte.
https://www.artigercek.com/abdullah-gul-e-ihanet-suclamasi
Dünde Dişisleri bakani ne dedi ? Bir hatirlayin bakalım.
Trump çözüme yanaşmamasının sebebi bu olayi seçim malzemesi olarak kullaniyor diyerek Türkiye tatafıni değil sadece ABD tarafıni söyledi.
Doların hükmü
Yalnız insanlarda miktarların yanında değerli varlıklar da vardır. Para dediğimiz varlık insan beyninde vardır. Gerçek alemde yoktur. Dolar veya TL insanların beyninde değerlidir. Dışarıda hiçbir işe yaramaz. Ne var ki bu değer insanların beyinlerine hükmediyor, kalemlerine hükmediyor, emeklerine hükmediyor.
Sermaye Dolar’ı ele geçirmiştir. Şimdi onunla bütün basını istediği gibi konuşturuyor. Deli olan bir adam o serveti nasıl kazandı? Deli olan adam nasıl başkan oldu? Deli olan adam nasıl hain olur? Bir adam hem deli hem de hain olabilir mi? Dünyanın bütün yasalarında deliler cezai mesuliyete tabi tutulmaz.
Trump suçlu ise deli değildir. Deli ise suçlu değildir.
Bu saldırılara karşı İslam şeriatı ne yapmalıdır?
1) Bir kimsenin deli olup olmadığını, yazarlar değil basın değil, hakemlerden oluşan yargının atadığı soruşturmacıların başvurduğu uzmanlar raporları ile tespit ederler.
2) Raporlar gizlidir ancak hakemler görebilirer.
3) Hakemlerin kararı ile kişi ya hain ya da deli olur.
4) Bunun dışında hakem kararı olmadan birine deli diyen veya hain diyen hakaret veya iftira etmiş olur, onun cezası ne ise hakemler ona hükmederler.
ABD’de başkanı savunan gazeteler bile karşı tarafın susturulmasını istemez. Doğrudur. Gazete kapatılmaz. Televizyon susturulamaz çünkü onların ceza ehliyetleri yoktur. Suç işleyen yazar veya konuşmacı suçun cezası ne ise ona mahkûm edilir.
Türkiye’de birçok gazete kapatılmış, suç işleyen yazarlar ise hep dışarda. Yazılarında suç olmayan da zindanda.
Önce insanlık karşılıksız para sorununu çözmelidir.
Bir ülkenin basını özgürse o ülkede yaşayan insanların ve diğer canlıların haklarının korunmasında faydalı işler yapabilir. Ülkemizde ise Malumatcı Baba Tahir’in mirascısı olan basından bunu beklemek ham hayaldir. Bugünkü basınımız eskiden de olduğu gibi parayı verenin düdüğünü çalmaya devam etmektedir. İyi ki internet medyası var diye teselli bulmaya çalışıyorum ancak orası da kafa karıştırmaya çalışıyor. Kime inanacağımı şaşırdım.
Evet, medya halkın düşmanıdır, hem de can düşmanıdır, özellikle de türkiyede! Trumpın durumunu, türkiyede olsaydı diyerek başbakanlardan ya da cumhurbaşkanlarından hangisi için ordumuz siyasi mülahazalarla seferber olup onlara kol kanat germiş? Hangi orduyla ne zaman yapılmış o işler? Bizim bildiğimiz; halkın seçtiği siyasetçileri askerler devirmiş, hapse atmış ve idam etmiştir! En olmadı e-muhtıra falan derken çıkarlar köprü başlarını tutup, devlet başkanını korumaya çalışan halkı bombalayıp tararlar!
Bende bu yazının sonu nereye gidecek derken Sn. Koru beni utandırmadı. Sona doğru lafı basına getirmiş. Ne yapalım eski bir okuyucusu olarak üzülmekten başka.
Tüm hata ve kusuruna, ” berberliği başımızda öğrenmesine rağmen ” Trump’u ve
Partisini iktidar’dan edecek Dünya Lideri de gene Tayyip görünüyor, galiba. Diğer Liderler
de ondan medet umacağa benziyor.
Evet, ” MEDYA HALKIN DÜŞMANIDIR “. Koru, meslekdaşlarını ve mesleğini, hatta,
ABD’yi koruma kaygısı taşıyorsa da, GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ. Medya, Milletin
AHLAKININ, DİNİNİN, NAMUSUNUN, “OY”unun düşmanı olduğu gibi, Hazinesinin de
KEMİRGENİ ve YAĞMACISI ve rüşvet mekanıdır. YALAN Üretme ve İFTİRA atmakta
da bir numaradır.
Dini, imanı menfaat ve öne çıkmaktır. Koru’ya tavsiyem, bu konunun vakıfı ve
Uzmanlarından M.BARLAS, D.Bilgin, A.Doğan ….. ile bu konuda röportaj yapsın. Şu
anda, canlı Medyada boy gösteren ve iktidar yanlısı geçinen kişilerin bile, çok çok
yakınlardaki yazı ve konuşmalarına baksın. Burhan Özfatura – biraz da saflığından,
husumetinden, kindarlığından … dolayı karşı safta yer alması sebebiyle, beraber
kalem oynattığı kimselerin bilhassa geçmişini bilmiyebilir, Fakat, Koru’nun
bilmemesi düşünülemez. (Zaten, Özal döneminin Prensleriyle inip, kalkmıştır).
O da bilmiyorsa, Taha Kıvanç’a bir soruversin ki, bu ısrarcılıktan vazgeçebilsin.
Sizin bahs ettiğiniz şu andaki bizdeki HAVUZ ve önceden bildikleri halde milletden sakladikları hirsizlikları duyurmayan Cemaat medyası.
Buranın medyası öğke değıl Trumpin kızı İvanka bile gecen gün babasinin tam tersini soykedi, babasida “kizim ben yalanci medyayi diyiyorum” diye twit yazdi.
Hani bizimkiler Her zaman dinden imandan bahs ederlede yazdiklari ve söyledikleri kendilerini İmandan çıkardiğının farkina bile varamiyacaklar kadarda bilgisiz olanlar gibi
“Bal tutan parmağını yalar” anlayışının hakim olduğu bir memlekette rüşveti yazmanın bir manası var mı?
Hem 17-25 Aralık’ta yazmaya kalktida ne oldu?
Şimdi hepsi çocuklarının katilleri ile aynı koğuşta yatıyorlar.
Cok manasi vardi o gune kadar can ciger olucan dersanen kapatilmaya baslayinca bagirip cagirican adamlik , durustluk insanlik bu degil.4 bakana ayni gun operasyon yapmak adalet degil .Adam olsalardi o pislikleri duyduklari an operasyon yapacaklardi.Yoksa bu operasyona baska ad verilir!!!!
Hirsizlara ayri ayri gunlerde operasyon yapilir diye bir kanunmi var?
Galiba siz ya okumadiniz yada unuttunuz.
MIT bu hirsizlk ve yolsuzluktan ayni zamanda hem basbakani hemde emniyeti bilgilendiriyor.
Yani Emniyet ile Erdogan ayni zamanda haberdar ediliyor.
Zamanide ne zaman biliyormusunuz?
Darsanelerin kapatilmasi gundeme gelmeden bir kac ay once.
Hirsizlik buyuk olunca bu olayin kapanamiyacagi anlasilinca, ortaya dershane olayi atilarak 17/25 Aralik kapatilmasi icin kullanildi.
Maalesef TCde kapandi bu sefer hayir sever is adami itiraf ederek Dunyaya duyurdu.
Bence siz herseyi savunmadan once biraz havuzdan cikip baska taraflara bakin her ne kadar havasi souk olsada usutmez, cunku sizi gercege ulastirir.
ABD de yaşananların, devlet deyince tek kişinin anlaşıldığı, herşeyin bir kişinin iki dudağı arasında olduğu ülkelerde yaşanması imkansızdır.
Azıcık demokrasimiz vardı. Onu da son referandumda ellerimizle yok ettik.
Geçmiş olsun.
Tabi tabi, oralar dediğin yerlerde direkt yargıtay savcıları parti kapatma davası açar ya da gen.kur.bşk. tarafından e-muhtıra verilir:))) öyle medya yoluyla devlet başkanına ayar vermeye çalışmak bizim buralarda acizlik bile sayılabilir! Demokrasiymiş……
korunun yazısı ile ilgili ise, şunlar söylenebilir:
– Olayın 2 boyutu var.
-1- sistem boyutu
-2- insan boyutu ya da daha doğru deyimle kültür boyutu.
kültür boyutunun birey olup olmamak ya da tebadan vatandaşlığa geçip geçmemek olduğunu daha önce defalarca yazdım. bu nedenle tekrar aynı şeyi yazmıyacağım. fakat kültürlerin üretebildiği genel insan karakterleri hakkında yazacağım:
– Özgül ağırlık düzeyi “0” (sıfır) ile “0,0001 promil” arasında olan insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda böyle gazeteler ve gazeteciler bulamazsınız.
– Ya da başka ifade ile; ümüt gibilerinin çoğunlukta olduğu yerde böyle gazeteler ve gazeteciler bulamazsınız.
– ya da yine başka bir ifade ile; “iyi adam”ların, internetle ilgili yasakları eleştirdikten sonra, o yasakların altına kalın kalın imza ülkede böyle gazeteler de gazeteciler de olamaz.
– Yukardaki adamların toplumda makbul kabul edildiği ülkede amerikadaki gibi gazeteler de, gazeteciler de olmaz.
reis, “ekonomimize saldırının bayrağımıza yapılan saldırıdan farkı yok” demiş.
– reis, herkesi necip güven, h.gayret, ümüt vb. zannediyor ama birsüre sonra h.gayretin bile bunlara inanmıyacağının farkında değil.
Hamza bey, bırak mevcut siyaseti sorgulamayı; eğer milli çizgimizden zerre sapma ya da geri çekilme olursa asıl o zaman destek kaybı yaşanır! Devlet başkanımız milli reflekslerle istikamet tayin ediyor ve sonuna kadar da yanındayız…
hayret trumpa deli diyenlere dava açılmamış mı ya da gazeteden kovulmamışlar mı.
Sa Koru geçenlerde iki veya üç yazınızda Abd basınında nerdeyse hergun yoğunluklu olarak Türkiye ye yönelik yazılar çıkıyor olumsuz anlamda. sanki hepsi elbirliği etmişcesine yazılar kaleme alınıyor demiştiniz.
Bu basın madem Turump un akıl sağlığı yerinde deyil diyorlar neden onun ortaya koyduğu politikaları destekliyor bu bir çelişki degilmi basın sadece kendilerine gelince mi bazı şeyleri hatırlıyorlar bu malesef dünyada böyle basının hali bu siyasetçilerden farksız.
Herkeze şimdiden hayırlı bayramlar.
ABD basını politikalara karşı cikmiyor, politikaların uygulama şekline karşı çıkıyor.
TOPLUMUN KÜLTÜREL DÜZEYİNİN REFLEKSLERİ.
Zaman zaman bazı yerlerde bu tip arızalar doğabilir.
Önemli olan vücudun sağlıklı olmasıdır.
Her bünyede fırsat kollayan mikroplar ve virüslerin bulunması doğaldır.
Olumsuz şartların oluştuğu zamanda bağışiklik sistemi tepki verir.
Bağışıklık sistemi ülkenin yerleşik kurumları,iş dünyası,medyası,üniversiteleri,sivil toplum örgütleri,çevreciler,yazarlar,aydınlar yanı toplumun herkesimin ortak tavırları.
O ülkedeki bağışıklık kurumları bazı zamanlarda herhangi bir sebepten yönetime gelmiş yöneticilerin ölümcül hatalar yapmasını önleyen sigorta görevini görürler.
Bu işin en başta gelenleri adalet kurumudur.
Medyanın çok sesliliğinin korunması kişi hak ve özgürlüklerinin dokunulmazlığıdır.
Akıl sağlığı bozuk veya seçildikten sonra bozulmuş liderlerin geri dönülmez hatalarını önlemek için bu gereklidir.
Liderlerler yukarıda saydığımız yapıların, engelleri ile karşılaşmamak için bağışıklık sistemini hedef alır.
Birinci hedefi medya ve gazeteciler olur.Arkasından adalet kurumlarını kendi aleyhinde etkisizleştirmeye çalışır.
Dünyanın her yerinde karşılaştığımız benzer durumlarda adeta aynı yol güzergahın takıp edilmesi bir tesadüf olabilir mı?
TOPLUMLAR ARIZALI HALLERİNİN DOĞMASI DURUMUNDA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ÇALIŞTIRARAK KENDİNİ KORUR VE RÜŞTÜNÜ İSPATLAR .
EĞER TOPLUMUN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FELÇ EDİLİRSE, TOPLUMDA BUNU KABULLENİRSE küçük görülen hastalıklar ölümcül hastalıklara dönüşebilir.
BÖYLE BAŞA BÖYLE TARAK DEMİŞLER.
HAK EDİLEN YÖNETİM VATANDAŞIN HAK ETTİĞI YÖNETİMDİR.
NASILSANIZ ÖYLE İDARE EDİLİRSİNİZ SÖZÜNÜN DEĞİŞİK VERSİYONLARI.
Sorunlarimizi Trump in deliliğini konuşarak halledebilirmiyiz?
S-400, Suriyeli muhalif savaşçılara yardim, ABD nin YPG ye yardımına itiraz ve İran ambargosuna katılmama ve ABD li pastörunde aralarında bulunduğu 50 bin sivilin tutuklanması olarak ozetlenen Türkiye-ABD ilişkilerini olumsuz etkileyen problemlere ve başka sorunlara geçmişe dönük bakıldığında bizi meşgul eden sorunların altında yatan asıl sebebin rota değişikliği olduğunu bu milletin en cahili olarak ben anladıysam herhalde herkes anlamıştır.
Böyle düşünüyorum çünkü rota değişikliği hesaba katılmadan yapılan analizlerin hepsi eksik kalıyor.
İçinde bulunduğumuz sorunlar yumağına ve bundan sonra bizi bekleyen çetrefilli problemlere değer mi? Benim sorum da bu olsun; değişen “milli rota”miz, tüm yaşadıklarımıza ve yasayacaklarimiza değecek mi?
Yada asıl soru şu; Türkiye rotasını değiştirmeden hedeflerine ulaşmak için daha salim yollar bulamazmiydi?
Amerika işte böyle bir yer! Ordusu dünyanın süper güçü, ona şüphe yok. Ancak, devletçilik anlayışları tamamen sivillerin etkisinde dengelerine kavuşmuş. Siviller kendi aralarında tartışır/cebelleşirken devlet başkanının düştüğü durumlar askeriyeyi hiç ırgalamıyor. Tamamen bu alanın dışında işlerine konsantre olmağa devam ediyorlar. Askeriye kimseleri korumak kollamak kaygısında değil. Bizde Cumhurbaşkanı bu hale düşecek, durum hemen devlet onuru meselesi haline getirilir ve iş kaba kuvvete döner, misal, muhtıralar verilir, tanklar sokaklara çıkar siviller susturulur.. Özgüveni olan olgun bir sistem bir türlü geliştirilemediği için sırtını askeriyeye dayayanlar bir taraf, hoşnut olmayanlar karşı taraf paranoya halinde birbirini hedef alıp sindirmeğe, burnunu sürtmeğe çalışıyor…..
ABD anayasasının yazılması bundan 242 yıl önce, 13 eyalet ve teretöri ortaklığında hazirlanmasina başlanmış
10 yılda tamlanabilen ve geçen 2 asrı aşkn zamandada ilk maddelerınin noktasi ve virgülüne dahi dokunulmadan gereksinme duyulan yeni maddeler eklenerek devam ederlerken… Trump gibileride gelse hatta mafya babasıda gelse kimse kimsenin kılına dokunamz, bu konularda medyada
haksısizlik yaparsa başkana verilen tepkilerin aynısı halk tarafından onlarada verilir.
Öğle Bizdeki gibi kendilerinden ve onlara biat edenlerin haricindekileri adam yerine koymayarak 2 kişi tarafindan 2 saat içerisinde hazirlanan Anayasayıda milletin çoğunluğuna kabul ettirerek bir yilda iki seçim ve diktatörlük rejimi gelen bir ülkenin esas sorunu o ülkenin halkinin CAHIL ve GÜNLÜK menfaatlarinin dışında ileriye dönük bir proje ve plan yapacak kadar düşünceye sahip olmamalarindan dolayida…
Trump ve onun gibilerinin ortak DANIŞIKLI DÖVÜŞ PLANLARINIDE aynen bu günlerde gene Trumpın ve bizdekilerin dünyaya ne zara verirse versin seçim kazanabilmelerini arantilemek için seçmenlere yutturacak kompilo teorilrrini işlerini ğüçlerini bırakarak bu konuda aşıri derecede mesayi yapiyorlar ve her gün yeni yalanlar medyaya servis yapiyorlar.
Yalnız bu servislerin hangisi hangi ülke tarafından hazırlandıği kabak gibi ortada, tabiiki bu düşünenler için.
Amerikan medyası bunu hep yapıyor.
Darısı bizim medyanın başına!..
Yoruma kapalı.