Yaşlanmak, hemen bütün kültürlerde, daha deneyimli olmak anlamına gelir. “Gençler bilebilse, ihtiyarlar yapabilse” deyişi bu gerçeği bizim dille anlatır.
Deneyim, insanları, geçmişte yapılan yanlışların tekrarından kurtarmaya yarar.
Her yerde geçerli bu kural nedense bizim ülkemizde siyaset alanında fazla bir anlam taşımıyor.
Bugün siyasi hayat içerisinde lider düzeyinde yer alan kişiler geçmişte içinde bulundukları partilerinin kapatıldığı gerçeğini bizzat yaşamışlardı.
Şimdi Cumhurbaşkanı olan Tayyip Erdoğan’ın henüz çok gençken Milli Nizam Partisi ile başlayan siyasi serüveni Milli Selamet, Refah ve Fazilet partilerinin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasıyla kesintiye uğramıştı.
Kendisi de bir mahkeme tarafından siyasi yasaklı haline getirilmişti.
Az kalsın AK Parti de kapatılacaktı, son anda köşeden dönüldü (2008).
İktidarın küçük ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli ile siyaset arkadaşları, partilerinin 12 Eylül (1980) askeri müdahalesini yapanlar tarafından kapatıldığına tanıklık ettiler. Çoğu tutuklu olarak yargılandı da.
Demokrat Parti iktidarı CHP’nin mal varlığına el koydu; 27 Mayısçılar (1960) karizmatik lideri İsmet İnönü yüzünden CHP’ye dokunamadılar, fakat onların izini sürdüren 12 Eylül kadrosu CHP’yi kapatmada tereddüt göstermedi.
Günümüz liderleri arasında geçmişte ilgi duyduğu veya içinde yer aldığı partisi kapatılmamış hiç kimse yoktur herhalde.
O halde nasıl oluyor da, içlerinden bazısı, son seçimde altı milyona yakın oy alarak TBMM’de en kalabalık üçüncü gruba sahip olmuş HDP’nin kapatılmasıyla sonuç alınabileceğini düşünüyor?
MHP kapatıldı da ne oldu? MNP, MSP, Refah ve Fazilet kapatıldı da o partilerin temsil ettiği çizgi yok oldu mu?
HDP’nin kendisi daha önce yedi kez kapısına kilit vurulmuş partilerin bir devamı; şimdi kapatılsa HDP’ye oy vermiş kitleler sahipsiz mi kalacak? Siyasi yasaklı olmaktan kurtulmuş, cezaevinde bulunmayan HDP kadrosu dokuzuncu partilerini kurmakta herhalde hiç zorlanmayacaktır.
Seçmen tabanı olan partiler önlerine engel çıkartılırsa onları aşmayı, kapatılırlarsa yenisini kurmayı bilir.
Gözleme dayalı deneyimlerim bana HDP’nin kapatılmasının siyasette kalıcı bir iz bırakmayacağını söylüyor.
Bana bunu söyleyen geçmiş olayların, kapatılan partiler içerisinde yer almış günümüzün liderlerinde daha derin duygulara yol açmış olması gerekir. Bırakın parti kapatmayı bizzat ve ısrarla istemeyi, onların deneyimine sahip olmayan gençten birileri “HDP kapatılsın” diye ortaya atıldığında, derhal onların ağızlarını kapatmak üzere devreye girmeleri beklenir.
Hayır, öyle olmuyor, HDP’nin kapatılmasını daha önce partilerinin kapatıldığı hüzünlü gerçeğini bizzat yaşamış deneyimli isimler arzu ediyor.
İşte ben de bunu anlamakta zorlanıyorum.
Vaktiyle ülkeyi yönetme misyonunu üstlenecek siyasi başarılar göstermiş partilerin bazısı zaman içerisinde tasfiye oldu. Çoğunun isimleri unutuldu, hala varlıklarını sürdürenler olsa da, seçmen kitlelerini yitirdikleri için onlara artık şans tanıyan yok.
Acaba ne oldu da Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi, Demokratik Sol Parti iktidarın uzağında kaldı?
Siyasi tarihimiz onların düştükleri durumun röntgenini çekmekle meşgul. Tarihin yazması için olayların üzerinden biraz daha zaman geçmesi gerekiyor.
Ancak şu kadarını biliyoruz: Partilerin izmihlali yaptıkları hataların sonucudur.
‘Ülkeye çağ atlattığı’ iddiasının sahibi Anavatan Partisi (ANAP) cumhurbaşkanlığına kadar çıkardığı kurucu lideri Turgut Özal’ı kendisine küstürecek ve ona Cumhurbaşkanlığını yeni bir parti kurmak için terk etmeyi düşündürecek kadar çizgisinden sapmıştı.
Küçüldü, küçüldü ve sonunda tarihe karıştı ANAP…
Partilerin kurumsal hafızalarında bu gerçeğin de yeri mutlaka vardır.
Liderlerin hafızasında da…
Uzun yıllarını siyasetin bizzat içinde yer alarak geçirmiş yaşını başını almış insanların deneyimsiz tıfıl gençler gibi davranmasına anlam vermek zor. Yıllar ve yılların yüzlere yansıyan izleri bilgelik göstergesidir. Bilgelik deneyimle oluşuyor. Bilge insan, yalnız geleceği daha doğru okuyan değil geçmişin hatalarını tekrarlamayan ve tekrarlatmayandır da…
Bizde iktidarların izlediği bir döngü var ve bu döngü kolay kolay değişmiyor.
(1) Kuruluştan iktidarı elde etmeye kadar geçen ve kitlelerin kendilerine güven duymasını sağlayarak siyasilerin iktidara uzandıkları süre.
(2) İcraatlarıyla göz doldurarak iktidarı elde etmelerini sağlamış kitleleri konsolide edebildikleri başlangıç evresi.
(3) İktidardan uzaklaşmalarına yol açacak yanlışlıkları, öyle davrandıklarını bile fark etmeden birbiri ardına yapmaya başladıkları ve bir süre sonra bitiş çizgisine varmalarını getirecek son dönem.
Döngü orada tamamlanıyor.
Tamamlanmasın isteyenler aynı döngüyü geçmişte yaşamış bugünlerde esamileri okunmayan partilerin yaptıkları yanlışları tekrardan kaçınmalılar.
Parti kapatılmasını istemek öyle bir yanlış.
İstemekle kalmayıp bunun gerçekleşmesi için ortalığı velveleye vermek yanlışın en büyüğü.
Toplumda karşılığı bulunan partilerin kapatılması, zorla sakal kesmeye benzer; kesilen sakal daha gür çıkar.
Yol yakınken yanlıştan dönülmeli.
Kapatmak yerine, kapatılmasını isteyecek kadar sizi sinirlendiren partilerle dişe diş siyasi mücadele etmek, -hatta bir adım daha ileri gideyim- var olan sorunlara onlarla birlikte çözüm aramak daha doğrudur.
“Akıl yaşta değil baştadır” diye bir söz var, biliyorum; benim sözüm zaten yaşını akılla taçlandırmış olanlara.
ΩΩΩΩ
MKYK sı Kandil olup yönetimi PKK tarafından yapılan uzaktan kumandalı örgüte parti mi diyorsunuz.Karayılanın ve CİA_MOSSAD ın kontrölündeki terör örgütünü amerikada ve avrupada yaşatmazlar.
MKYK Kandilden iddiası bir varsayım. Bunun somut delillerle ispat edilmesi gerekir. Parti hangi kararları örgütten direktif alarak yapmıştır, telefon görüşmeleri, vb gibi delillerle ispat edilmesi gerekir. Türkiye’de ise hukuk böyle işlemiyor. Oldukça uzun iddianameler, hukuki olmayan değerlendirmelerle ortaya atılıyor, sadece partiler değil kişiler de uzun süre yargılanmadan sorgulanmadan içeri kapatılıyorlar. Bu hukuk faciasının on yıllarca durdurulmaması Türkiye’nin insan hakları, özgürlükler ve buna bağlı olarak hemen her alanda geri kalmasının tek sebebi. Hukuk bizde maalesef siyasi iktidarın bir maşası. Amaç hakkı hukuku teslim etmek değil. Kim iktidar koltuğuna oturursa onun borusu ötüyor. Hepsi bu. Düne kadar bu iktidar hukukla terbiye ediliyordu, edilemediği belli, şimdi onlar keyiflerine göre aynı işi yapıyorlar. Bu kadar geri kalmış bir hukuk sisteminin (buna hukuk denirse) olduğu bir ülkede yaşamak ise herkes için bir işkence. Kimse yok ben iyiyim demiyor, diyemez. Yarın kime toslayacağı belli olmayan bir kamyon bu.
Eğer hukuk işliyor olsaydı, örneğin şöyle bir şey olabilirdi. Terör örgütlerine ne istedilerse veren, parsel parsel dağıtan, onlarla müzakere yapıp saraylarda mutabakat imzalayan, olmadı onlara devlet tv’sinden parti propagandası yaptıran bir parti bulunur, bu açık açık yapılan (deliller tamamen ortada) suçlardan savcılar tarafından iddianame yazılıp hesap sorulurdu. Hangi parti bilemediniz biliyorum. Ama o da savcıların işi (olması gerekirdi). Neyse artık o perdeyi bir sonraki iktidar döneminde, artık her kimse, izleyeceğiz hep beraber, patlamış mısır ve kola eşliğinde. Bizim de eğlencemiz bu işte. O zaman da bir kısım siyasiler çıkıp ben bu davanın savcısıyım diye parmak sallayacaklar. Bizim ülkenin hikayesi de bu işte. Eğlenceniz bol olsun.
Türkiyede kapatılacak bir parti var onuda millet kapatacak.
Yalnız bu parti MHP değil onun ortağı.
Şu an 62 yaşında olan bir yakınım 13 yaşında partiye üye olmak yasak olmasına rağmen her ay ûye gibi partiye aidat veriyordu,açıkcası ırkcı değin fakat fanatık bir ülkücü 13 yaşından bu tarafa hayaran olduğu parti MHP ve kendiside Bahçeliye hayran.
Dün kendisi ile telefonla görüştüm! HDP ye oy vereceğini söyledi, ben şaka yapiyor zannetim.
Şaka yapmiyormuş gerçekmiş kendisi esnaf ve kirasını dahi ödiyemiyor.
Pendemideki olaylar gözlerini açmış! Gergerlioğluna yapılanlarda fanatik MHP’lileri bile çileden çıkarmış.
Gıdaları savaş olan İhtidar partileri her zaman vatan millet sakarya edalari ile genelde milliyetçi gençleri kandıriyorlar.
Onların işleri bu sefer çok zor.
Bencil ve dar görüşlü milletti ancak ahiller değil cahiler idare eder.
Hemde dini alet ederek.
Önce PKK yi kurdular sonrada sözüm ona bütün yabancı dilleri yasakladılar, fakat kafayi Kürtçeye daktılar.
Yaho bir devlet düşûnü insanların ana dilini yasaklasın. Her devlet dil öğrenmeleri içın vatandaşlarına yardım eder biz yasaklarız.
Hirsizlar ve destekçileri için yaşası dünya cehennemi.
ABD ile bizdeki benzerlikler…!!!
$20 kurbani George Floyd’ın mahsunluğu. Katil eski polis, Dere Chauvin, sıyrılmayı başardığı ve ukalaca işlediği cinayetten yeniden yargılanmaya başlanılalı
Bu günü 5.gün oladu.
ABD ye maddi zarari miliyarlarca dolara,
ve yerine getirilecek her hangi bir alternetifi olmayan ve tarih boyunca lanetlenecek yeri doldurulmayacak manevi zarara ve can kayıp’larına sebep olan: sadece ve sadece sahte 20 dolar’ın alameti, veya değeri, açıkcası paranın ve gücü’ün esiri olmuş şeytana rahmet okutacak insan kılıklı mahlukların sayesinde insanlığa ve çevreye tamir edilemeyeçek zararlar’a yol açmış olan ve bitmiş davada’ki
güç olayi benzerliğimizi keşf etmeme vesile oldu….!!!!!.
Sahte para basan onu millete dağıtan bile bile onu kullanan en son onun zararına muhatap olanların hepsi güya insan.
5 gündür zamanın katil polisi şimdinin sanığı Dere Chauvin 9 dakika 34 saniye George Floyd’ın bûtün gücü ile boynuna basraken ne Floyd’un nede etrafdaki aralarında sağlıkcı olduklarını söleyen ve
sıradan vatandaşların yapma öldüriyorsun diye attılklar çığlık lari
Hatta ellleri arkadan bağlı
floyd ‘un
çırpınmasına rağmen inadına var gücü ile boynuna basması, hatta ilk yardım ekiplerinin nabzına bakmaları esnasında dahi o çanavarlığına devam eden Katil dere chauvin o videosu’na her baktığımda şu ankı bizdeki gücü ele geçirmışler ile bire bir benzerliklerine göriyor ve şahit oluyorum.
Haklar hukukları gasp edilmiş mahsunların ahi
hıç bir zaman yerde kalmayacak.iftiralar ile hayatlarını maf edenler’de.
Çok yakında: Dere Chauvin savunma ordusu gibi ordular eşleğinde sanık sandelyesinde Dere gibi yüzlerce değil miliyonlarca gerçek kanun adamları’ın şahitlikleri eşliğinde yargılanacaklar.
%98 sakat gazi polise ve işgence yaptıkları ve hayatlarını karartıkları yüzbinlerce mahsunların ahi yerde kalacağını ancak zalimler zanneder.
Floyd’la cemaatin darbecilerini bir tuttun ya helal olsun. Cemaatin içindekiler, darbeci imamlarına inamaya nezamana kadar devam edecekler. Bak seni de kandırmışlar yüzbinler işgence görüyor diye
Allah bana akıl vermış en önemlisi Vijdan vermiş aklım ile yalanci ve iftıracılar! LA demeden LO diyeceklerini anlarım vijdanım ilede güçlü babam dahi olsa gücünü kullanarak hayatlarını karartıklarıde düşmanın olsa o yalancıları her yerde, her ortamda ve her zaman rezil ve kepaza etmek için Uğraşırım… biliyormusunuz? Bu konuda 6 yaşımdan bu tarafa yani 64 senedir, Allahı izni ile! Her zaman galip gelen taraf olmuşumdur. Çünkü ben
Sizin gibi yarm ağizdan duyduğum yalnış ve yalanları yazip çizmem. arti zalimlerin savunucusu değil yargılayıcısı olurum.
Daha dün Türkeş hakkında yalnış bilgi kirliliğinizi burada sergılemiştınız.
Yalanlarınız’dan değilde yalnışlarınızdan! Sadece birtanesini yazayım Türkeş ABD de
1955 ve 58 arası değil, 1955 ve 57 arası görev yapmış Türkeş 1957 ve 59 arasında Türkiyede kalmış.
Diğer yazdıklarınızda tamamen yalnış ve bilgi kirliliği ile dolu.
Türkeş ile bir miting harıç hiç karşılaşmadım fakat abim onun yanından hiç ayrilmazdı, erkek kardeşiminde Ölünceye kadar ailece müşterisiydiler, ve
kardeşimide evladı gibide severdi.
Açıkcası Rahmetli Türkeş ile tanışmama’ma rağmen kendisini çok yakından taniyorudum.
Gelelim teröristlerin kimler oldüğuna!
2009 görevi başında %98 sakatlan’an nasıl darbe yapar? telefon dahi kullanamiyan ve olmayan telefona nasıl boylak indirir?
Darbe olmada aylar önce PKK tarafından kaçırımış ve elinde rehin olarak tutulan
(Dana yeni şehit olmuş) rahmetli polis nasıl darbe yapar, ve KHK ile işinde atılır?
Sizlerde zerre kadar vijdan olsa gözü kör kulağı sağır bebek gibi birileri yemek vermese aç kalan tuvalete dahı yardımsız gidemiyen birisni darbeci diye hapise atanlara hesap sorar savunmaz. Doğru ya bende kime laf anlatmaya çalışiyorum 2016 dan 4 sene sonra doğan bebekleri dahi darbeci diye hapise tıkanları savunan ve alkışlıyanlardan vijdan soruyorum. Oysaki asıl darbey hem millete hende ülkeye yapanlar olduklarını unutmuş gibi.
Siz bırakın onu bunuda kula kulluk ederken biraz utanın ve Kendi kendinize bir bakın.
Gülen cemaatinin Genel Kurmay’dan emniyete, yargıdan MİT’e kadar sızmasıyla. Nice general, nice istihbarat görevlisi nice emniyet mensubu, nice avukat ve hakim meczup bir şahsın kulu kölesi olmuş, emir komutasına girmiş; resmen akıllara ziyan! İşte rezilliğim daniskası budur!
Yalanlara devam edin, bakalım. Ya da yaşlılık mı diyelim. Türkeş haķķında benim söylediğimi idda ettiğin şeyler neymiş. Yalanın da bu kadarı olur.
Nurdan abla “Allah bana akıl vermış en önemlisi Vijdan vermiş aklım ile yalanci ve iftıracılar!” demişsin de; elhak öyledir! Ama yine de rabbimizin rahmeti sonsuzdur, siz yine de istemeye devam edin hani:)
Maşallah, sübhanallah…
Cemaatin darbeci babaları tıpış tıpış kaçtılar göz göre göre, iktidar ıslık çalarken. Onlara kanan ama kaçma imkanı olmayan saftirik cemaatçiler de işkence görüyorlar evet. Bu rezaletin bir tane sorumlusu var, o da iktidar. Darbe mi yatırdı, darbeye göz mü yumdu, darbeyi hadi hadi diye zorladı mı bilmiyoruz, ama bu işe Allah’ın lütfu payesi verdiğine göre mutlaka bir bildiği var. Bu işten yırttığını zannedebilir, atı alan Üsküdar’ı geçti diye düşünebilir, ama o kazın ayağı öyle değil. İlla iktidarlar gidicidir, ama bütün kayıtlar arşivler orada duruyor, hesap zamanı illa gelecektir. Siz, darbe paldır küldür gelirken istihbaratınız emniyetinizle ne halt yiyordunuz sorulacak. Meclisteki soruşturma komisyonu gibi göstermelik tiyatrolara bile gelme gereği duymadınız, ama yarın mahkemeler ve savcılar neden görevinizi yapmadığınızı, sokağa sürdüğünüz insanlardan binlerce yaralı ve 250 ölünün hesabını soracaklar. O ölenler için toplanmış yardımların bile üstüne yattınız. Bunlar da sorulacak elbette. Uzak olmayan bir zamanda.
“Yol yakınken” yazar burada, yanlış yolun çıkışının, hedef noktasının yakın olduğunu kastediyor.
Bu kadar yanlıştan sonra, bu kadar birbirini yanlışa sevkeden ekiple ve kadroyla yanlıştan dönebilen var mı?
Tarihte tek bir örneği var mı?
Geçmiş zaman içinde, kalbur saman içinde hangi partiler kapatılmış, sahibi mi suçluymuş, seçmenimi hata yapmış? ben bilemem.
Hatta şimdiki zaman içinde, hangi partiler daha masum, hangi partiye oy veren seçmen-seçilen sütten çıkmış ak kaşık?
hele ki sahibinin sesi yada eskinin kısmetsizi, şimdinin gözdesi hiç anlamam.
-bir partiyi kapatırsın, o partiye oy veren seçmen neticede gidecek yine herhangi bir partiye oy verecek mi? verecek.
-kapattığın partinin kapatılma sebebini ortadan kaldırdın mı? yanlış olanı doğru yola getirdinmi? bu kimin işi?
-bir partiyi kim kapatır? meclis? başkan? yargı?
-kapansın diye şikayet edenin bu görevi mi? görevi.
İşteşimdi geriye dön ve bak: gizli emeller, dış güçlerle gizli sırlı işler, moneyli civcivli işler, alengirli alışverişler..
tanklar toplar roketler silahlar pıçaklar bak bahsetmedim bile.
SON SÖZ:80 milyon
NE İSTİYOR? Aş, iş, huzur, refah..
NE İSTEMİYOR? Hır gür, kavga dövüş, entrikalı işler, hesap verilmeyen alışverişler, elin gavurunun gelip benim vekilimin kurumunun tepesine tünemeler, meclisimin yargımın işine dışardan karışmalar, buna benzer şeyler.
Yapma denilen şeyimi yapmış? yargı kapatır, hapsemi atılacak atar? yine mi yapmış? yine kapatır, onu da atar.
Yeterki sen doğru olanı yap, iyi olanı iste.
Fehmi bey, iktidara değişik açılardan ama sürekli olarak vurmanın tarif edilemez zevkini yaşıyormuş hissini veriyorsunuz yazılarınızı okurken…
Bana hep ilginç gelmiştir. Sürekli yazılarıyla siyasi birikimlerini paylaşarak iktidara en doğruyu gösterenler siyasete neden resmen girmezler de yıllarca bir türlü anlatamadıklarını göstermezler… tabii ki siz de..
Koca 20 yıl bir iktidar hem de seçimle…. bu millet herkesi iyi tanıyor….
Siyasi partiler , özel değil tüzel kişiliği olan kuruluşlardır . Bu kuruluşta görev yapan ve suç işleyen kişiler gayet tabii ki gerektiği şekilde cezalandırılır ; tüzel kişiliği olan parti neden cezalandırılır !
Bizim bir komutan ; şehir içinde merkez komutanlığınca , herhangi bir hatası nedeniyle hakkında işlem yapılan araçların hem sahiplerine veya sürücüsüne ve hem de araca , onu özel bir park yerine hapsederek ceza verirdi .Bu parti kapatmak adeta buna benziyor !
Başka bir ifadeyle parti kapatmak, Don Kişot’un yel değirmenleriyle savaşmasından farksızdır . Ne yazık ki devekuşu misali asıl sorun görmemezlikten geliniyor .Öyle olunca da işler aç/kapaya dönüyor .
Herkese selamlar , saygılar
ali bey, kendi işlerini rahat halletmek için asıl sorunu, asıl sorunluyu gölgelemek, görünmesini engellemek için filin hortumuyla su alması yerine, koca filin kafasını suya gömüyor olamazlar mı?
Bu gün Edison’la ilgili bir anekdot var.
Edison , herkesin zannettiği gibi ampulü değil , onun içindeki flamanı keşfetmiştir ; ampul ile ilgili çalışmalar çok daha önce başlamıştır.
Edison, bir kaç saat ancak dayanabilen flaman yerine çok daha uzun dayanacak bir flaman için ekibiyle birlikte aylarca belki de yıllarca , 2000 veya 3000 -3500 ( rakamlar muhtelif ) deney yapmış en son , düğmesi kopan ceketinden sarkan iplikle yaptığı deneyden olumlu netice alabilmiştir.
Bu bitmez tükenmez ve hep hüsranla biten deneylerin birinde , Edison’un ekibi nihayet isyan eder ve hocalarına çıkışacak olurlar ,
– Hocam , yeter artık , bize gına geldi! Bu işten bıktık , hiç bir netice elde edemiyoruz !
Edison hiç istifini bozmaz ve gayet sakin bir şekilde ,
– Netice elde edemedik de ne demek ! Her deneyin sonunda o deneyin de bir işe yaramadığını öğreniyoruz ya , bu yetmez mi!
Siyasi tarihimiz boyunca tam 71 parti kapatılmıştır ; Edison her deneyin sonunda , o deneyin de bir işe yaramadığını öğreniyor ama bizimkiler maalesef hiç bir şey öğrenemiyorlar , yazık çok yazık !
hdp nin kapatılması haklı ve yerinde olmakla beraber sorun olmak dışında bir şeye hizmet edeceği yok.
Her şeyden önce milletin ali çıkarı gözetilmiyor, düşen oylar üzerine biraz ideolojik rant elde eder miyim, bir kaç oy tırtıklar mıyım, muhalefet bloğuna zarar verebilir miyim derdi ve telaşı ile yapılan işlerin niyet hayır akibet hayır düsturu itibariyla sonucu zaten güdüktür bir de üstüne mağdur ivmesi ile kapatılan bir siyasi figürü güçlendirmekten başka, içeride ayrı dışarıda ayrı sorunlar çıkarmaktan başka, milletin enerjisini soğurmaktan başka ne işe yarar???
bir ülkenin terörle mücadelesi
güçlü bir ekonomi, adil bir paylaşım, tolere edilebilir işsizlik oranları, güçlü bir kardeşlik beraberlik duygusu ile başarılı olur.
parası pul edilmiş,
ekonomisi zayıflatılmış,
kaynakları israfa harcanmış,
adalet duygusu zarar görmüş,
işsizlik rekor kırmış,
yolsuzluk almış başını gitmiş
üstüne milletin bir yarısı hain, ajan, düşman ilan edilmis,
kutuplastırılmış,
din bölücü bir unsur haline getirilmiş
biz bütün enerjimizi parti kapatmaya harcıyoruz iyidir kötüdür tartışıyoruz.
Bu ahval ve şeriat içinde biri gider biri gelir, uğraşır dururuz. ne biçim demokratız amma da milliyetçiyiz değil mi?
Yorumunuzun sonuna doğru yaptığınız liste çok şey ifade ediyor. Listenizin sonundaki şu sorunuza kendi deneyimlerimle bir cevap vermek isterim.
„… ne biçim demokratız amma da milliyetçiyiz değil mi?“
50 yıla yakın bir zamadır yurt dışında yaşıyorum. Son 10 yıldan fazla bir zamadır yaşadığım ülkede ve Türkiye’de olanları hergün medyadan takibediyorum. Türkiye’nin büyük bir kısmını aracımla gezdim.
Türkiye’deki demokrasi anlayışında çoğunluk kendisine demokrat. Arka camlarında Türk bayrağı olan araçlardan yola atılan boşaltılmış cola kutuları (veya benzer şeyler) milliyetçilik anlayışımız için de ilginç bir örnek.
açıklamasız, nedensiz, amaçsız bir şekilde, bir gecede dolar 7,20 den 8,40 a çıkarılıyor, millet maddi ve manevi tarifsiz zarar ettiriliyor, gıkı çıkmayan-lar konu hdp olunca vatan millet sakarya diyor,
şartlanmış refleks milliyetçiliği.
ne anlamı varsa…
gelişmeleri endişe ile izliyoruz. siz oradan, biz buradan.
Didem hanım yakın geçmişte “açıklamasız, nedensiz, amaçsız bir şekilde, bir gecede dolar” tl karşısında yüzde kaç değerlenmiş hiç duydunuz mu? Bkz. Akparti iktidarından önceki dönemlere; konomi profesörü bayan başbakanımızın marifetlerine! Sonrasında yapılmış olan “açıklamaları” da siz bulursunuz zaten; bizimle de paylaşırsınız hem…
“7,20 den 8,40 a” ymış:))))
Yani bu aklı AB ve İspanya HDP nin 1/10000 kadar terör ile ilişkisi olan partiyi kaptırken düşünmemişler.
Herhalde hırsız,teacvüzcü,katil sayısı azalmıyor diye bu suçlara niye ceza veriyoruz diyen de çıkmaz inşallah.
Halen Hdp ile diger partileri ayni kefeye koyuyorsunuz.Daha once hdp ve hdp nin anasi niteliginde olan partiler haricinde kapatilan partilerin hic birinin amaci vatani parcalamak uzerine degildi .Diyelim ki biri hirsizlik yapti 6 ay hapis yatti. Çıkti icerden bir daha hirsizlik yapti yine 6 ay yatti.Yine yapti yine yatti.Şimdi hakim dese ki “biz daha once bu adami kac kere iceri attik, iceri atmak cozum degil buna artik ceza vermeyelim” bu ne kadar mantiksiz ve hukuksuz ise Hdp yi daha once kapattik cozum olmadi demek de o kadar mantiksiz. 20 defa terore destek verse 20 defa kapatilsa ve 21. de yine terore destek verse 21. kez yine kapatilmali. Ayrica cozum surecinde bunlar insan yerine fazlasiyla konuldu.Denenecekler denendi.Kurt sorunu diye bir sorun kalmadi.Demogoji yaparak demokrasi dersi vermeye calisanlar dönsün avrupa da hdp gibi bir partiye ne yapilirdi ona baksin.Demokrasi kisvesi altinda teroristlik ve vatan hainligi yapilamaz
Tecrübe kötü bir öğretmendir.
Sürekli aynı hatalara düşülmesinin sebebi önceki tecrübelerdir.
Yani kapatılan bir partinin başka bir kılıfla yeniden açılmasına göz yummaktan söz ediyorum.
Hdp de öyle bir kapatılmalıdır ki tekrar kurmak bir daha tek kişinin bile aklından geçemesin!
Bu kadarını görebilmek ve söyleyebilmek için filozaf olmaya gerek var mı?
HDP kapatılırsa parti tabanı İstanbul seçimlerinde olduğu gibi seçimi iptal edenlere oy verir ve kazanırlar mı zannediyorlarsa tarih tekerrür eder ve iktidarın sonu gelir diye düşünenler var
Daha dünkü yorumunda belirttiğim gibi yeni sistemde bağımsız özerk diye bir kurum kalmadı fiilen bağımsız özer gibi görünse de bir şekilde yolunu bulup istenilen istikametine yönlendiriliyor. Parlamenter sistemde mevcut olan üç ayak beş ayak diye adlandırılan kurumlar yeni sistemde etkisiz hale geliyor.
Üç ayak beş ayak olması fark etmiyor
Kullanma şekli önemli evet yine üç ayak beş ayak var ama ters çevrilmiş haliyle
Yani duruşu değiştiriyorlar
Üç beş ayaklar havada yere basan yine tek ayak
Siz istediğiniz kadar üç beş ayaklı olarak gösterseniz de etkileri ve sonuç bakımından tek ayaklı olduğu gizlenemiyor.
En son örneği mecliste yaşandı bir oylama yapılıyor istenilen sonuç olmayınca tekrar oylama yapılıyor.
Bazı kurumlar siyasi partiler kapatılmak isteniyor. Bunlar kapatılacaksa sadece maddi yönden yük olduğu için kapatılmalı bacakları havada olan ayakların ne zararı olabilir ki.
Ama bir geçeği de görmekte yarar var
Her zaman söylediğim sözü yine söylemeye devam edeyim
Ayarıyla Oynadığın Kantar Bir gün Olur Seni Tartar.
Yine tehditler, yine gözboyamalar, bugün de kokmuş ayaklar ahmet…
Siz bir partiden bahsediyorsunuz, adam anayasa mahkemesine bile takmış, kapatalım diyor. Anayasa mahkemesi ne iş yapar, kapatılırsa ne olur, niye kapatılır, bu soruların bir önemi var mı? Son zamanlarda kendisi ile çelişen onlarca karar verse de, bazı üyeleri teamüllere aykırı atansa da anayasa mahkemesini kapatmak hayırlı olmaz. Kapatma ve yıkma dönemini yaşıyoruz. Birileri iyi ve yararlı ile mücadele dönemindeler.
Cemilbey “Son zamanlarda kendisi ile çelişen onlarca karar verse de, bazı üyeleri teamüllere aykırı atansa da anayasa mahkemesini kapatmak hayırlı olmaz.” dese de kıyamamış aym ye; eh, hinihacette lazım olur tabii!
Ama unutmayın, aynı kafa yüzünden aym bugünlere gelebildi …
Yoruma kapalı.