Olmasa herhalde daha iyi olur, ama yine de kaçınılmaz bir şeydir: Ülkeler de, bireyler arasında yaşandığı gibi, birbirleriyle didişebilir, dalaşabilir, birbirine küsebilir de…
Savaşlar oluyor da, didişmeler niye olmasın?
Ancak yine de doğru olan, ihtilâfların çok fazla büyümeden yatışması, yatıştırılmasıdır.
Bunun için de ‘diplomasi’ diye bir sanat ve o sanatın erbabı olarak bilinen diplomatlar var.
Pek çok uluslararası ihtilâf, bir gün geliyor, kıvrak bir hamleyle çözülme aşamasına giriyor; bizler gibi olaylara dışarıdan bakanlar, “Bu nasıl oldu da oldu?” hayretimizi çokça belli de ediyoruz…
Genellikle uluslararası ihtilâflar diplomatlar sayesinde o noktaya geliyor.
Rusya ile yaşananlar
Rusya ile bir askeri jetlerinin Türkiye sınırına tecavüz ettiği için düşürülmesi (24 Kasım 2015) sonrasında ciddi bir sıkıntılı dönem yaşandı. İki taraf adına konuşanlar haklı oldukları iddiası üzerine oturan söylemlerle birbirlerini yaralayıcı sözler sarf ettiler; Rusya tuttu, bir dizi yaptırım da uygulamaya başladı.
Sonra birdenbire yumuşama yaşandı.
O zaman yaşananları ayrıntılı olarak yazmıştım: Araya iki tarafı iyi tanıyan kişilerin girmesi diplomatlar tarafından sağlandı; mektuplar teati edildi ve Rusya yumuşama sürecine girmeyi kabul etti.
Tabii, arada, daha önce yıpratıcı sözlerini işittiğimiz sözcülerin yumuşamaya yarayan farklı açıklamaları duyuldu.
İki ülke (Rusya ve Türkiye) ilişkileri hâlâ Kasım 2015 öncesindeki kadar yakın olmasa bile.. jetin düşürülmesi ardından meydana gelen soğukluk da bugün yok…
Diplomasi sayesinde…
Şimdi de Almanya
Konu üzerinde düşünmemin sebebi, şu günlerde yaşanan yeni sorun: Bu defa, Almanya ile Türkiye, sözcüleri aracılığıyla, birbirlerini suçlayan açıklamalar yüzünden yakın tarihlerinin en kıyıcı ihtilâflarından birini yaşıyorlar.
Hiçbir ülke haksız olduğunu bile bile bir başka ülkeyle dalaşmaz; üstelik yakın tarihinde hain bir darbe girişimine uğramış Türkiye’nin daha işin başında kendisini haklı görmesi için yeterli sebebi var.
Almanlar da inatçı; kendilerinin haklı olduğunu düşünüyorlar…
Ne olacak şimdi?
Mutlaka bir yolu bulunacak ve bir süre sonra bu ihtilâf da bir biçimde tarihe karışacaktır.
Yine aynı yöntemle: İki ülkeyi iyi tanıyan birileri ve diplomasi devreye girecektir.
İyi de, bunu bildiğim halde neden konuyu ele alma ihtiyacı hissediyorum?
Medyamız da sınavda
Şundan: İhtilâf dönemlerinde yaşananlardan iki taraf da zarar görüyor, ama kendine özel şartları yüzünden Türkiye daha fazla zararlı çıkıyor ve her ihtilâfta medyamız iyi bir sınav vermiyor. Sonunda ciddi biçimde hırpalanan medyamız oluyor.
Pek fark da etmiyor medya hırpalandığını…
Almanya ile ihtilâf çıkar çıkmaz Türkiye’nin kavgada haklılığını savunan kimbilir kaç yazıya yer verdi gazetelerimiz; televizyon kanalları ekranlara taşıdığı tartışma programlarında çok ileri sözlerin sarf edilmesini sağladı.
Haklılığımız vurgulanacak elbet, buna bir itirazım yok. Ancak bunu yaparken ihtilâfı derinleştirecek kışkırtıcı bir üslup sergilemekten kaçınmak şartıyla…
“Alman medyası da aynısını yapıyor” mazereti geçersiz bence. Onlar da öyle yapıyorsa, yanlıştalar.
Hem karşı tarafın bir oyun oynadığından söz ediyoruz, buna medyalarını da alet ettiklerini ileri sürüyoruz; hem de resmen oyuna geliyoruz.
Rusya ile jet ihtilâfında aynen böyle olmadı mı?
Şimdilerde bizim gazetelerde Almanya ile ilgili yazılmış yazıların büyük bir bölümüne, yazıda söz konusu edilen ülke olan Almanya yerine Rusya’nın ismini yazarak yaklaşın, bakın bakalım ne göreceksiniz?
İhtilâf konusu farklı olduğu için kullanılan argümanlar değişik olsa da, aynı hiddet, aynı celâl hali değil mi?
Oysa bugün Rusya ile yeniden dostuz ve yarın Almanya ile de aramız iyileşecektir.
Devletler adına konuşanların birbirleri hakkında söyledikleri karşılıklı olarak unutuluyor, ancak gazetelerde yazılanlar ve ekranlarda söylenenleri devletler unutmuyor.
Rusya hâlâ domatesimizi almıyor, gönderdiğimiz ihraç ürünü üzümleri sandığını bile açmadan iade ediyorsa, bunda hiç payımız olmadığını mı sanıyorsunuz?
En fazla betime giden de, uluslararası ihtilâflar üzerine kalem oynatanların, hiç değilse bazılarının, konulara serinkanlı yaklaşmaya çalışanları suçlamaları… Rusya ile aramız kötüleşirken de bunu yapmışlardı, şimdi yine aynı üslup yazı ve yorumlara hâkim…
Okurlar anlamaz sanılıyor, fakat okur hafiye gibidir, anlar. Ülkesinin çıkarı için politikacıların en ileri ithamlardan zamanı geldiğinde çark etmesini anlayışla karşılar vatandaş; ancak başlarda galeyana gelen okur sürecin sonunda kendisinin aldatıldığını hisseder.
Hissediyor da.
Ülkemizin çıkarları aynı zamanda hepimizin de çıkarıdır; ancak ihtilâf zamanlarında kavgayı körüklemenin ülke çıkarına olduğunu kim söylüyor?
ΩΩΩΩ