Gençler ve sermaye sahipleri gözlerini yurtdışına dikmiş olabilirler mi sahiden?
Her ülke için vazgeçilmez iki temel unsuru teşkil eder bu iki kesim: Gençler geleceğini temsil eder ülkenin, paralılar da refahın habercisidir.
Eğer gerçekten bu iki kesim ülkeye küsme durumuna gelmiş ve gemisini kurtaran kaptan anlayışına savrulmuşsa, konu üzerinde düşünmek gerekir.
Kaçanlar olduğunu Cumhurbaşkanı’ndan öğrendik
Dün, ‘23 Nisan’ kutlamaları devam ederken, bu konu üzerinde kafa yordum.
Kulağıma geliyordu, ancak bu eğilimin yaygınlaşmaya yüz tuttuğunu bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gündeme taşıması benim için ikna edici oldu.
Cumhurbaşkanı, kısa süre önce, bir ilçe kongresinde şu sözleri sarf etti:
“Bazılarının burayı yaşanmaz bulup yurtdışına gitmeyi istediğini duyuyorum. Eğer Türkiye’de yaşamayı kendine yük sayanlar varsa aradıkları dünya burası da değil; Türkiye’de yaşayamayan hele hele İstanbul’da yaşayamayan biri hiçbir yerde yaşayamaz. Türkiye’de, İstanbul’da yaşayamam diyenler ülkemize değil hayata küsmüş demektir. Bunların bilet paralarını verip göndermek lazım. Çünkü bunlar ülkemize yük.”
Dikkat ederseniz, içinde ‘küsmek’ fiili de geçen cümleler bunlar ve Cumhurbaşkanı, gelişmeyle ilgili rahatsızlığını, “Bilet paralarını verip göndermek” tepkisiyle belli ediyor.
İşadamları arasında yurtdışına gözünü dikmiş olanlar bulunduğunu da yine Cumhurbaşkanı Erdoğan aylar önce haber vermişti.
Önce, Muş il kongresinde yaptığı konuşmada ve şu keskin sözlerle:
“Sinyaller alıyorum. Bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretleri olduğunu duyuyorum. Bunların hiçbirine kabinedeki arkadaşlarımız çıkış için asla izin vermemelisiniz. Çünkü bu adımlar ihanet-i vataniyedir. Bu ülkede kazanıp ülke dışına kaçıranlara iyi nazarla bakmayız.”
Ardından, yalnızca bir gün sonra, ‘engelleri aşanlar buluşması’ sırasında, yanlış anlamalara karşı sözlerine açıklık getirdi Cumhurbaşkanı; ancak cümleleri içerisinde ‘hain’ sözcüğünü yine geçirerek…
Neden, neden, neden…
Türkiye genç bir nüfusa sahip ve gençlerine gerçekten büyük yatırımlar yapan bir ülke. Pek çok başka ülkenin nüfuslarından daha kalabalık gencimiz eğitim çağında ve büyük çoğunluğu devlet okullarında eğitim görüyor.
Eğitim için yurtdışına gönderilen öğrencilerimiz de var.
Özel okullarda çocuk okutan gelir düzeyi yetersiz ailelere bile eğitim desteği veriyor devlet.
İyi yetişen gençlerimizin sayısı hiç de az değil.
Yurtdışına bunlar gidiyorsa yazık.
Ülkemizin kaybı, başka ülkelerin kazancı demektir. Yetişmelerinde zerre kadar katkıları bulunmayan bu gençleri istihdam eden ülkeler bayram etseler yeridir.
Herhalde ediyorlardır da.
Benzer bir durum sermaye sahipleri için de söz konusu. Sonuçta ülkemizde kazanılan servetler yurtdışına hazır sermaye olarak gidiyor. Bazı ülkelerin Türkiye’den kaçan sermayeye cazip hale getirecek tedbirlerle kendilerini donatma çabası içine girdikleri duyuluyor.
Kimseyi kınamak gibi bir niyetim yok; bir insanın, bir ailenin doğup büyünülen ülkeyi terk etme kararı almasının hiç de kolay olmadığını bilirim. Para kazanmak için bizimkinden daha fazla fırsat sağlayan pek az ülke vardır zaten.
İnsanlar gidiyorlarsa bir sebebi olmalı.
Üzerinde düşünülmesi gereken de budur işte: Sebep…
İki büyük dalga
Türkiye, fazla uzak olmayan geçmişinde, tersine göçü başlatabilmiş bir ülkeydi.
Bu yolda iki büyük dalga yaşandığını hatırlamakta zorlanmayız.
İlki, Turgut Özal’ın başbakanlığı dönemindeydi bu dalgaların; çok sayıda gencimiz, yerleşip hayat kurdukları gelişmiş ülkeleri terk ederek kitleler halinde Türkiye’ye dönmüşlerdi; Özal onların içerisinden bazılarını devlette görevlere de getirmişti.
Diğer dalga ise, Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu AK Parti iktidarı sayesinde sahillerimize vurmuştu. Gençler, iyi imkanlara sahip oldukları yurtdışı bağlantılarını koparıp ülkeye dönmeyi tercih ettiler.
Şimdi ise çoğunun geri gittiği, arkada kalanların da ilk fırsatta gitmeyi düşündüğü anlaşılıyor.
Ülkeye küsenlere küsüp “Biletlerini de biz verelim, defolsunlar” tepkisi ve servetlerini alıp yurtdışına gidenler için ‘vatan hainliği’ ithamı aşırı kaçıyor. Doğru olan, ülkemizi gençlerimiz ve ele güne muhtaç olmayanlarımız için yaşanılabilir hale getirmektir.
Seçimlere gidilen şu günlerde herkes bu yolda verilecek müjdelere muhtaç.
ΩΩΩΩ
Turkiye’deki kutuplasma, nefret, keyfilik ve haksizliklar o kadar ayyuka ciktiki insan nefes alamaz gibi hissediyor. Komsusu 40 yildir tanidigi, cocuklarina ornek aldigi, durustlugunden overek bahsettigi kisiyi bir sabah kalktiktan sonra vatan haini diyerek ortalikta dolastigina sahit olduktan sonra megerse ne igrenc insanlarla birlikte yasadiginizi farkettiginizde o insanlarin arasinda kalmaya devam etmeniz icin bir sebebiniz de kalmiyor. Hele hele, yillarca calisip didinip, el emeginiz goz nurunuz sirketlerinize akbabalar gibi cokuldugunde, maliniz mulkunuz yagmalandiginda “ben bu zamana kadar bu insanlar icin mi kendimi paraladim??” sorularinin beyninizde simsek cakar gibi cakmamasi icin hic bir neden yok. Vel hasil, birakin boyle insanlarla her gun karsilasmayi veya yuz yuze gelmeyi, ayni havayi bile teneffus etmek zul.
Rüzgar dindi mi, döndü mü bilemiyorum ama sanki birşeyler var. Neyse yarın Fehmi beyin yazısından koklarız durumu. Bugün toparlamıştır sunacak birşeyler. Ne de olsa tatil yazısı yazmıştı.
Kılıçdaroğlu ne yaptı öğle? Acaba büyümü yapti?
Onu bunu bilmemem ama MHP lideri bugün tam bir erdoğan olmuş. Üzüm üzüme baka baka kararır diye keyf için şoylenmemiş.
CHP ye helal olsun. Birileri şoka girdi etrafa saldırıp duruyorlar. Onlar saldıra dursun hiç değilse bu arada millet biraz nefes aldı.
Düne kadar damadını ve şehrini terörist ilan ettiklerinden medet ummaya başladılar.
Ah aaaah tah nelere kadırsın. tahtini ve tacını kayip etmemek için.
Eline değil silah, taş dahi almamış insanlari terörist ilan ederken üşkağatcıları de hayirsever iş adami ilan ettiler.
Allah büyüktür
Keşke, her vatandaşımızın yurt dışına kaçabilmesi/kaçamak yapabilmesi mümkün olabilse. Bu mümkün degil, büyük paralarla birlikte gelemeyecek olanları zaten alan da olmaz. Kapitalist ve sümürgeci zihniyetleri bunu gerektiriyor. Son yıllarda ülkemizden kapital kaçısının artmış olması mümkündür. Dünya standardında meşru bir devlet isen bunu kısıtlaman da epeyce zordur. Sn. C.B.’na beyanatında ikinci bir açıklamayla dönüş yapması için bu konu hatırlatılmış olmalı, herhalde.
Bizimkilerin, özellikle genclerin yurtdışına kaçamak yapabilmesi muazzam bir tecrübe olur. Kapıdan alınmadıgında bacadan girenler ancak gençler arasından cıkar. En yaygın usul ögrenci olarak çıkışlardır. Lisan dışında bu da ancak notların epeyce yüksek olmasına bağlıdır. Ülkelerinde torpilsiz iş bulamayanlar, mezuniyetten sonra ortada kalanlar ayrılmak istiyorsa haklıdırlar (bu arada, ben de bu gruba dahilim). Ulkenin iyi yönetilememesi nedeniyle kalkınmışlıktaki düşük seviyesi herkese tatminkar iş imkanı sunmağa elverişli degildir. Bu durumun en çarpıcı kanıtı, siyasi ileri-gelenlerin (Sn. C.B. dahil) kendi yakınlarını iş sahibi yapmış olabilmesidir. Ülkede kalite standardının düştüğü düşüncesiyle ve siyasi hoşnutsuzluk-huzursuzlukla ayrılanların artması sürpriz değildir.
Ülkeyi terkedenler arasında suçlu olarak kaçanların oranının çok büyük olduguna şahsen pek inanmıyorum. Suçlular hariç, her ne sebeple olursa olsun ayrılanlar ayrıldıgı ulkesine bir aidiyet hissi taşıyorlarsa durum ciddi bir kayıp sayılmaz. Bunlar, özellikle manevi duyguları sağlamsa temellerinden kopmazlar, çünkü o temeller ülkelerinde atılmiş ve adeta genlerine katılmıştır. Bunlardan ülkeye zarar gelmez. Bunların dünya tecrübesi Turkiyeyi de dünya standardı bir ülke haline getirmeye yardımcı olur.
Henüz lise çağında olan ve uçaklara büyük ilgi duyan oğlumun Baba pilot olmak istiyorum ama bu ülkede değil deyişi kaç gündür aklımdan çıkmıyor. Çocuklarımızın ülkenin geleceğinde yer almak konusundaki isteksizlikleri daha küçük yaşlarda buralardan uzaklaşmak istemeleri beni derinden endişelendiriyor. Ama onlar iyi bir gözlemci bu tür kararları bir günde alıp söylemiyorlar. Bu ülkeyi ekonomisi, hukuku ve yaşanabilirliği açısından ileri götürmek burada yaşayan her kesin sorumluluğu. Bu konularda yapmamız gereken çok iş var. Aksi halde bizleri bekleyen gelecek pek de parlak gözükmüyor.
*****
Güzeldir uçmak, masmavi göklerde ne büyük haz!
Yerçekimine karşı meydan okur o büyük hız…
Söyleyin oğlunuza, uçarken ülkesine uğrasın
Hasret gidersin o topraklarda, yerinde alsın gaz!
Aziz anadolu! bize yorgan oldu o toz topraklar,
Al bayrağa saygıyla selam durdu, nice bayraklar
Söyleyin delikanlıya pire için yorgan yakmasın!
Elbet bir gün tertemiz olacaktır o yataklar…..
*****
Metal firtinanin sonunda bir kurt pilot vardi abd ordusunda: civan! Anitkabiri vurmak icin havalanmisti, sonra gidip kendi ucakgemisine kamikaze yapmisti:)))
Abidik gubidik isler,yalan dolan var dogru, ama cami yapiyor,yol yapiyor diyorsun,bi nevi caliyor ama calisiyor kalenderligi.
Erdogan ve Bahcelinin cebinden yaptirdigi metroya binmem,havaalanindan ucmam,iyi mi mutlu oldun mu.Sen bulursan bin o metroya,bulursan
o havaalanindan hic cikma, hakkindir.Hem Camlica camisinde 5 vakte 5 daha katip namaxini da kilarsin,simdi Erdogan cebinden yaptigi icin benim kilmam uygun kacmaz.Eskiden yoktu tabii bogaz manzaralisi,buyuk hizmet.Ama dikkat et namaz kilarken bogazi seyretme,aralarda bakarsin.Gitmisken kulenin tepesine cikip cikmamakta tercihine kalmis.
Allah ne muradın varsa versin emi ? ? ?
Bugune kadar yoktu demek ki,secimden sonra Yerli ve Milli para da geliyormus.Adi,kuru falan ne olacak ,tuvakete gitmek kac yerli ve milli oara olacak acaba.Ama ne de olsa Yerli ve milli olacak,bu herseyi degistirir tabii.Tabii gidenler de ekonomiden dolayi gittiginden hepsi geri donerler,donmeyen zaten hain.
“Milli ve yerli para ile kur üzerinde oynanan oyunu bozacağız” Erdogan.
sayın koru bir de biz bu akp li trollerden onun cu köye kaçtık burada da fink atıyorlar bi çözüm bulun bune ya biz onların o mükemmel fikirlerini okumak zorun damıyız zaten yeterince duymadık mı…
İzzet bey, akpli trolleri biraz zor önlerler.
Bildiğiniz gibi ben bu sitenin abonesi gibiyim onun için küfür hakaret ve milleti rahatsız edenleri bir súre sonra onaylamiyorlar faka onlara kendilerini çok akılli olduğunu zanettikleri için isim değiştirip tekrar atağa geçiyorlar.
en iyisi onları okuyup ta çevap yazmamak.
İnsan karşıt görüşlü de olsa bir birinin bilgilerinden faydalaniyor.
Fakat bu troller kendi yazdíklarínı ayni yazida kendileri yalanladıklarınín farkinda dahi varmiyorlar, çünkü onlar hazırlanmış yazilarín altina sadece bire isim yaziyorlar.
Õrnek erkek kadın ismi ile yaziyor.
Birde o tip yazılar baris bir şekilde sırıttiklarindada dahi haberleri yok.
Esen kalín.
Nurdan gene başlamışsın muhalif görüş istemezük diye…
bir de dün akp li bir araştırma şirketi anket yapmış sayın abdullah gül ve erdoğan ı karşılaştırıyor diyor ki sayın abdullah gül aday olsa akp den sadece yüzde üç olıyor…yahu kardeşim zaten sayın erdoğan da yüzde 51 le bu başkanlık sistemini getirmedimi-ozaman kısa bir hesap 51 – 3 eşittir(yazıyla eşettir yazdım çünkü bazı ları eşittir i dahi bilemiyecek kadar matematik bilmediği anlaşılıyor)48 eder yani sayın cumhurbaşkanı seçilemiyor demek bunu akp li ler söylüyor ama işin daha da komik tarafı sonra ne diyorlar biliyormusunuz gördünüz mü korkulacak bir şey yok ……gülmekten yazamıyorum neyse….
sayın koru yeni bir günde yine yeniden diyerek yazınızı okudum…sayın abdullah gül den ve sayın babacandan o kadar korkuyorlar ki sizin gündemiz olmamasına rağmen akpli troll ler açıyor konuyu..sonrada aman efendim zaten olsa ne olacak ki diyorlar…mızrak çuvala sığmıyor..evet sayın cumhurbaşkanı erdoğan bu ülke için çok güzel şeyler yaptı..zaten bizim ülkemizde öyle bir algı var şu insan artık miladını doldurdu yeni insanlar yeni fikirler lazım dedik mi vay efendim sen ne diyorsun oluyor bu sanırın orta asya coğrafyasına ait bir özellik…YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM ,,YENİ ŞEYLER YAPMAK LAZIM ….bunun için çoğulcu parlementer sistem lazım beyin fırtınalarının can hıraş yaşandığı bir kişinin bence şöyle yapalım deyip sabah yapması değil böyle ülkeler kalmadı kalmadı kalmadı
15 Temmuz hain darbe teşebbüsü sonrası Türkıyede gelecekleri olmadığını anlayan FETÖ mensuplarından
15 000 kadarı batı ülkelerine sığındılar,kalanlarda yurt dışına kaçmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Elbette sığındıkları ülkelere sermayelerini ve devlet sırlarını aktarıyorlar.Batı medyasında Türkiye aleyhinde
kara propoganda yaparak efendilerine yaranmaya çalışıyorlar.
Devletimizin 40 yıllık hain bir örgütten kurtulması Allahın büyük bir lutfudur.
Son fetocu de temizlenene dunyanin her yerinde turkun nefesini hissedeceklerdir!
Yusuf İslam “İslamı tanımadan önce müslümanları tanısaydım müslüman olmazdım” demiş.
Eğer akplileri tanısa şimdi geri dinden çıkar.
Müslümanların çocukları bile akpyi göndükçe ya ülkeyi terkediyor ya da deist oluyorlar. işin özü bu.
editör! Yorumumu yayınlayıp yayınlamama konusunda kararsız kaldınız galiba.
bir başka yorumda, bir okur, yorumunun yayınlanmadığından şikayet etmişti. AKP’li bir okurdu tahmin ediyorum. Aslında o zaman yazacaktım: Bir yorumun yayınlanıp yayınlanmamasında karar, editörün keyfiyetine değil, önceden açıklanmış kıstaslara göre verilmeli. Yasal kıstaslar olabilir. “hakaret içermemesi” kıstası olabilir. “Yorumda verilen bilgilerin doğruluğu” kıstası olabilir. Ancak herne kıstas olursa olsun, bunların okurlar tarafından önceden bilinmesi gerekir. Önceden belirtilmemiş kıstaslara göre değerlendirmenin yapılmaması gerekir. Bu hem ahlaken böyle, hem de yararı-zararı değerlendirmesinde böyle olmalı.
Belki, bütün yorumlarda, yukarda bahsettiğim çerçevede karar verilemiyor olabilir ve ülkenin içinde bulunduğu hassas dönem nedeniyle de, bu sınırlar oldukça muğlak olabilir. Bunu da anlarım. Nitekim benim yorumumu yayınlamazsanız, durum nedeniyle çok takılmam. Ancak yorumun yayınlanmama gerekçesi belirtilir ise ve kıstaslara göre karar verme ilkesi gözetilmeye çalışılırsa iyi olur diye düşünüyorum.
Karar gazetesi, yorumlarda keyfiyet ve sınırlama nedeniyle, bir treni kaçırdı diye düşünüyorum. İnsanlara da, kurumlara da böylesine imkanlar çok fazla gelmiyor. Mesela hdp, türkiye partisi olma imkanını, bir canlı bombanın cenazesine giderek geri tepmişti.
Yani, kararlarınız ile, bu şansı kullanıp, türkiye için çok önemli bir site haline de gelebilirsiniz, sıradan bir gazetecinin web sitesi konumunda da kalabilirsiniz. Tabii ki bu kolay verilecek bir karar değil.Bu nedenle “niye şöyle karar vermediniz?” diye sizi suçlayamam. Pekçok şeyi göze almanın yanında, pek az hata yapmayı da gerektirir. Herkesin yapabileceği birşey değil.
Şuan yazdığım yorumu da ister yayınlayın, isterseniz size yönelik yazılmış özel bir mektip olarak, sadece okuyun ve yayınlamayın. kararı size bırakıyorum. İyi çalışmalar diliyorum.
Seklen karar verirseniz sekilde kalirsiniz, sonra da bi bakmissiniz sekilden donuvermissiniz…
H.Gayret! hem bana yazdığın yorumlara hem de başkalarının yorumlarının altına yazdıklarına bakıyorum. Mantık dersini “Partidendir” kartı ile geçtiğin sonucuna varıyorum.
reisçiler yapınca milli yerli muhalefet yapınca hainlik abidik gubidik teröre ortak bu millet bıktı bu ağızlardan cevabı 24 haziranda verecek
aaa bugünün konusu Abdullah gül değil, neden acaba??? bayram molası değil gibi…
meral hanımın adaylık açıklamaları – sonra bir haller olup değişmezse ki değişirse de şaşırmam bazı ikna taktikleri işin içine girebilir – çatı aday işini biraz zorlayacağa benziyor. dün akşam haber kanallarındaki tartışmalarda sitemli açıklamalar vardı hafiften. mealen 15 vekil verdik bir de çatı adaylığı verecek değiliz ya. o halde çekilmeli. diyordu birileri. önce 367 sıkıntı olmuştu şimdi 15 olur mu dersiniz???…neysem konu bu değildi hemen esas meseleye geçeyim…
günün konusu önemli bir sosyolojik mesele aslında keşke kahve de konuşulur gibi öylesine yazılmasa ve bir maksatta taşımasaydı.
türkiyenin genç nüfusu yaklaşık 13 milyon, 7milyondan fazlası üniversitede okuyor. yurt dışında okuyan öğrenci sayımız 100.000 civarında. gidenlerin ve gitmek isteyenlerin büyük kısmı ise yabancı okullardan mezun olanlar. istatistikler de onlara dayanıyor zaten. ama tamamının yurt dışına gitmek istemesinde bir sakınca olduğunu sanmıyorum. hatta gitmiş okumuş biri olarak destekliyorum. yurt dışına gitmek istemek bir konu yurt dışına kaçmak istemek başka bir konu. burada bakılması gereken nokta gidenler dönüyor mu??? benim çevremde gidenlerin önemli kısmı döndü ama kahve işi olmasın diye rakamlara şöyle bi bakayım dedim fazla rakam yok bir hürriyet haberi var satıştan önceye ait bir uzman şöyle diyor
Akare Yurtdışı Eğitim Fuarları Yönetim Kurulu Üyesi Rahmi Mesud Yılmaz konuyla ilgili, “İstatistikler incelendiğinde öğrenci vizeleriyle yurtdışına giden Türk vatandaşlarının büyük çoğunluğunun eğitimleri sonrası geri geldikleri görülüyor. Öte yandan; Amerika, İngiltere, Kanada, Hollanda ve İrlanda’nın da aralarında bulunduğu ülkeler, üniversitelerinde yükseköğrenim gören öğrencilere eğitim sonrası koşulsuz olarak 1 ile 3 yıl arası değişen sürelerde oturma ve çalışma izni veriyor.
işte burada dikkatli olmak gerekir yurtdışına -kaçmak değil tabii- okumak gezmek görmek yaşamak ve belki kısa bir süre çalışmak için GİTMENİN hiç bir sakıncası yok, olamaz. ama bu gençlere sahip çıkılmalı, geri dönmeleri için programlar geliştirilmelidir. bütün ülkelerin sorunlu zamanları iniş çıkışlı ekonomileri olur, bu zamanlar gençlerin azmi, şevki, çalışkanlığı ile aşılır, vatan sevgisi ile geçilir. gençlerimizin büyük çoğunluğunun vatan sevgisinden kuşku duymaya mahal yok. döneceklerdir ve el vereceklerdir. ama onları teşvik etmek te gerekir. basit bir siyasi malzeme olarak kullanmak yerine iktidar kadar aydınlara da gençlere el uzatmak, yol göstermek düşer diye düşünüyorum…
“benim çevremde gidenlerin önemli kısmı döndu”,
“bütün ülkelerin sorunlu zamanları iniş çıkışlı ekonomileri olur” demissiniz.
Cevrenizin neresi oldugunu tam bilemiyorum,yorumlariniza bakilirsa bir fikrim var ancak isnatta bulunmak istemiyorum.
O donenler dedikleriniz,ozellikle Ingiltere ve Maltaya biraz da Almanyadaki belirli universite ve dil okullarina,belediyeler ve bazi Stk.!larca burs verilerek,gittikleri yerde kayit,konaklama v.s. butun sartlari hazirlanarak gonderilen,kadrolara yerlestirilirken dil ya da diploma problemi ile karsilasmasin diye gonderilen secilmis milli ve yerli kisiler olmasin.Ki İngilterede bunlardan cok kisi ile tanistim.Calismadan,okula gitmeden,orada Turklerin islettigi belli yerler ve ozellikle nargile kafelerde siyasi irsat calismalari ile gecen 1 yilin ardindan donup devlet kadrolarina yerlestiklerini de biliyorum.
Ayrica,meselenin sadece ekonomik sorunlar olmadigini herkes biliyor.Ama nedense sizler de bilmenize ragmen israrla demagoji yapiyor,gercekleri carpitiyor,gizlemeye calisiyorsunuz.Bu ulkede,iktidara ilismis olanlarin disindakiler,yine iktidarin ve iktidara ilisiklerin soyleyip, yapip ettiklerinin sonuci olarak,kendini madden ve manen guvende hissedemiyor.Ne bugununu ne yarinini guvende goremiyor.Bunun icin de gitmek istiyor.Gidebilen gidiyor,kalan korku ve umutsuzluk icinde.Artik mizrak cuvala sigmiyor.Sizler hala yalan yalan,disguclerin ust aklin,onlarin isbirlikcilerinin soylemleri bunlar diye yaygara kopartip gercekleri ortmeye calisiyorsunuz.Ozelestiri hic yok,herseyi en iyi sizler biliyor ve yapiyorsunuz,en dogru sizlersiniz,zaten en yerli ve milli olan da sizsiniz,ummeti de siz temsil ediyorsunuz, ahirette nerdeyse garanti,geri kalanlar tahammul edilmesi gereken zamana kadar tamammul edilmesi gereken mahluklar edasi icindesiniz,kibir ise kafdagi mubarek.Siz belki aralarindaki en nazik sayilabileceklerdensiniz,ancak en nazikleriniz bile alay etme,kucuk gorme,had bildirmeden bir an geri kalmiyorsunuz.Yani sizce bu ahval ve serait,herseyin olmasi gerektigi gibi bir hal mi?
siz beni demogoji ile mi suçluyorsunuz, ben de sizi demogoji yapmakla suçluyorum. alay etme küçük görme had bildirmeyle mi suçluyorsunuz, ben de sizi alay etme küçük görme had bildirmeyle suçluyorum. en iyiyi sizler biliyor ve yapıyor mu diyorsunuz bana, ben de yok canım asıl sizler en iyiyi biliyor ve yapıyorsunuz diyorum…
anladığınız dilden, anladığınız gibi fazla uzatmaya gerek görmeden cevap verdim. soru sordunuz madem aldınız mı cevabınızı. aydınlatıcı olmuştur umarım…özeleştiri meselesini zatıalinize bırakıyorum, kendinize saklarsınız.
Murat Bey kendi üslubunuza dikkat etmeden, zan üzere eleştiride bulunmuşsunuz, hoş olmamış. Siz-biz kısır çekişmesini bir kenara bırakabilsek herşey daha güzel olmaya başlar. Benim kendi tecrübem Didem Hanım’ı doğrular nitelikte ama eğitim sonrası yurtdışında yaşamayı tercih eden az sayılamayacak tanıdığım da var. Neredeyse hepsinin ortak noktası ise oraların benzeri bir yaşam standardı burada da söz konusu olduğunda burayı tercih edecekleridir. Tabii bunlar terör örgütleri ile ilişkisi olmayan, talimat ile hareket etmeyen insanlar!
özer bey,
ben bir polemik konusu olmasın diye kaçak fetöcülere hiç değinmedim, bir aklı selim arkadaşımız o açığı kapamış.
iyi bir iş fırsatı her zaman ve her yerde ele geçen bir şey değil, üstelik büyük bir tecrübe demek. insanda vatanına hizmet düşüncesi olduktan sonra bilgi birikiminin yanına bir de tecrübe birikimini de alır getirir, ama önce ama sonra. bir de nasip meselesi var tabii.
ve teşekkürler
ve selamlar…
Birilerine ofkelenip Didem Hanım a saymıssınız onca laf. Bu söylediklerinizin hangisini yaptı, pes yani. “Siz, siz, siz. ….”
Bu ne öfke böyle. Sadece ne düşünürse onu yazıyor. Kimin ne yaptığının suçunu atacak bir yer mi bulamadınız?Haa bir de lutfedip eklemişsiniz “en naziklerindensiniz “diye.
Ne yapsa acaba, bana hiç değilse nazik dedi diye trsk
İstemeden yarım kalan yorumumun devamı :yani Didem Hanım size teşekkür mü etsin nazik ilan edildiği için.
Üslup yorumu bozar.
Burdan yorumu okumaya çalışıyorum. Karşı olunabilir ama böyle üstü kapalı hakaret ve suçlamalar beni rahatsız ediyor.
Sözde mağdur olmuş gibi veryansın edip, alttan gizli gizli kibrini sezdirmek sizin gibilerin stili olmuş.
Siz de naziklerindensiniz.
?
aynı fikir de değilseniz nazik olmak bile sıkıntı olabiliyor maalesef sevgili ayteacher
benzer cevap vermeye çalıştım amacım onun bana yaptığı kabalıkla karşılık vermek değildi, konuşulabilir düzeyde tutulmayan yorumlar ne amaca hizmet ediyor, koca bir hiçe değil mi onu göstermekti. bilmem faydası olmuş mudur???
teşekkürler
selamlar
1dolarlik banknotlarla gecinilebilecek bicok ulke var, onlardan birine gidebilmek icin iyi egitimli bi yigin f16 pilotu da vardir:) su bahsettigin kafelerde nargile keyfi yapabilmek icin meric nehri kiyisinda sisme botlarla dolanip duruyorlar!
Boyle saldirgan,imali,laf sokmali yorumlar senin alameti farikan gibi.O yukarda bahsettigim zihniyet var ya , iste onun militan ama en bos kismi icine giriyorsun.Ergen birisi olabilecegini dusunduruyorsun.Eline palayi versinler salaya sallaya sokaklarda dolas,o moddasin.Ayrica cok cirkin ve saldirgan ifadelerin var.Kime soylenirse soylensin bunlar suctur,insanlik disidir.Bunu da bilmis ol.
Meric etrafinda dolananlarin,bogulanlarin kim oldugunu,Don artik,bu hasret bitsin,gok ne verdi de yer kabul etmedi diye seslenenlere,en basindan en sonuna tum Akp teskilat mensuplarina sor onlar benden de herkesten de iyi bilirler,baba da imada bulunma.Ortada suc varsa istirak eden herkes sucludur,oyle birinin ustune atip kurtulmak yok.
Sen Meric,bot falan deyince bir hafizani tazeleyeyim dedim ;Ege denizinden botlarla Yunanistan’a kacmaya calisan Suriyelileri,bogulanlari,cesedi kiyiya vuran Aylan bebegi hatirlarsin herhalde.Onlar zulumden kaciyorlardi, ama Esede sorsan hain olduklarindan kaciyor der.Hatta Suriyede de,Suriyeli multeciler denizde boguldular diye senin gibi sevinen,son hain temizleninceye kadar
dunyanin her yerinde Baasin nefesini hissedeceklerdir! falan diyenler de mutlaka vardir.Insaniyet dusmani duygularin dili ortak cunku. Mesela Ruanda da oldurulen 800.000 Tutsi ve insaniyet sahibi Hutu’nun katillerine sorsan verecekleri cevap,Yahudileri firinlarda yakanlarin verecegi cevaptan farkli olmayacak,onlar hain,isbirlikci,seytan,herseyin suclusu,cocuklarina kadar yok etmek lazim bunlari falan diyeceklerdir.Yani insaniyete dusmanligin dili,tavri ortak.Ha ne olacak,neticede zaman hukmunu icra edecek,gun gelip geri donup bakinca,nelerin gaziyla bu kadar insanliktan cikmisim diye sasacaksin,kutsal kinler tukenmis olacak cunku.Ama yaptiklarini degistiremeyeceksin,onlar senin sirtinda olacak.
Bicok budala gibi gokten ne yagar ki yer kabul etmez istihzasini yanlis anlamissin! Anadilimizi bilmiyorsan daha da calismalisin…
Demek suriye halki suriye ordusunu f16larla tanklarla vurmus sonra da yunanistana mi kacmislar!?
??⭐⭐⭐⭐⭐
yukardaki değerlendirme Murat beyin yorumuna.
Bu sitede neler oluyor? kimin yorumuna yorum yapsam tamami h gayrete gidiyor.
Sayin editor lútfen bu problemi giderirseniz memnun oluruz.
Yoksa siteyi birilerimi ele geçirdi?
Yitirilen değerin bile farkında olmayan bir anlayış hakim genelde. Ülkem uyuşturucu almış bu yalancı ve ucunda acı olan mutluluğu ballandıra ballandıra anlatan anlık yaşayan birisine benzedi.
Boşuna mı açtık Abidik Gubidik Milletvekil Borsası’nı…
Abidik Gubidik İttifakı Türkiye’yi ele geçirebilirse bu kötü gidişe bir son verecek…
Hatta hızını alamayıp; amerikan askerlerini bile ithal eder kendilerine body guard olarak…
Hashas tarimi yasaklansin o zaman!
Ne yitirilmesi, herkes kendi siperinde, pensilvanyada mukim oturuyor iste. Enseyi karartma hashasa devam!
Küsen varsa beyim, küstüren de var,
Belli ki bunlar, bugün egemen olanlar!
Bunlar var ya kafası farklı çalışanlar,
Kafayı yemiş diyorlar o kaçıranlar…
“Para kazanmak için bizimkinden daha fazla fırsat sağlayan pek az ülke vardır zaten” nasıl yani? Bu fırsatları kimler kullanabiliyor? fırsatlar hep torpil gerektiren, partizanlarca paylaşılmış, bloke edilmiş durumda değil mi? Siz niye bu fırsatlardan yararlanamadınız Fehmi Bey? Ha şu fakir yanılıyorsa, yazın şu fırsatları gösterin kaynakları, faizi düşük kredi bulalım felan, niyetine girelim yani heman…
Bakarız yani, elbet geliriz memlekete,
Omuz veririz, bereket katarız berekete
O kadar kolaysa iştahlıyız, buna talibiz,
Bunu niye beceremedi ki Fehmi abimiz?
Ama o yolsuzluklar, ya o atıl bürokrasi,
Nerede hukuk, ve nerede demokrasi?
İşin düşse kime anlatacaksın ki derdini,
Durup dururken boşver, üzeceksin kendini
Yahu, daha neler neler; hep negatiflikler,
Ancak canlanıverdi hayalimdeki o çiftlikler!
“Öyleyse tatile git” derken bir düşünce,
“Ezer geçerler seni” diyen de var düşünce!
Atma yahu, bunlar müslüman filan değil mi?
O kadar da mı yani, bunlar insan değil mi?
“Bahane olmasın bu”, var bu işte yanlışlık
İki arada bir derede, kahrolası kalmışlık!…
Türkiye gidilecek vatan, hemen her Türk’e,
Emekli olana, tam bir filler mezarlığı ülke!
********
Yanılmıyorsam Eşek Öldüren Vezni idi bu değil mi?
:)))
(((:
Ey şafak! vezin analizini falan bırak. Burada şiir yarışması mı var zannettin? Sen beğenesin, not veresin diye yazilmadi o. Sen de yaz becerini görelim ! istersen “Katır Anırtan” vezniyle yaz. Yazacakların bana, yukardakinin sana battığı kadar batmaz!
Sn. Karagülle diyor ki: “Akevler’e karşı girişilen kapalı karşıtlık gençlerin önem vermemesi ile sonuçlanmıştır. Torunlarımdan biri bile ilgilenmiyor. Herkes Dolar putunun peşinde koşuyor.” 24 Nisan 2018 at 10:16
Ha şimdi işi ele verdiniz hocam. Siz şu sermaye meselesini torununuza bile anlatamamışsınız. Kapalı konuşuyorsunuz. Anlatırken işi matematiğe vurmadığnız sürece biraz zor bu iş…
Ülkemiz havası, suyu ve toprağıyla mükemmel bir yer. İnsanlarımız da fert bazında kaliteli insanlar. İnsanlığın henüz ölmediği bir toplumsal yapımız var. Eskiden hep un var, yağ var, şeker var, su var, ateş var ancak helva yapacak usta yok derlerdi. Ustamız helva yapmak için gayret sarfediyor ancak işi sabote etmek isteyenler o kadar fazla ki şeytan kovalamaktan ibadet etmeye vakit kalmıyor.
Istedikleri kadar takoz olsunlar, dunyanin en guzel ulkesinde dunyanin en civanmert milleti turkler yasiyor. Ingilizler dahil hic esareti tatmamis, esir yasamamis tek millet turklerdir ve dunyaya da efendilik yapmislar, efendilik ogretmislerdir. Temizlik anlayisi, yeme icme kulturu ve insaniyeti essizdir. Turk insani kadar yabanciyi kollayan, garibani el ustunde tutan baska bi halk yoktur. Inanmayan olursa bi dunya turuna ciksin donuste konusuruz:) Ayrica irkcilikla suclayacaklar icin de sunu pesinen soyliim: irkimiza ait ne varsa ve bunlardan zerre kadarina bile sempati duyan kim varsa hepsi turktur nazarimizda!
“ancak cümleleri içerisinde ‘hain’ sözcüğünü yine geçirerek…”
Linkiniz cumlenizi desteklemiyo , yok oyle bir sozcugu
” Doğru olan, ülkemizi gençlerimiz ve ele güne muhtaç olmayanlarımız için yaşanılabilir hale getirmektir”
bence sozu egip bukmeden konusmaktir dogru olan ,erdoganin konusmasinda “gencler” tabiri hic gecmiyor
Ilk konusmasinda aynen;
“Bazı haberler, sinyaller alıyorum bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğunu duyuyorum. Buradan sesleniyorum, önce kabinemize sesleniyorum, bunların hiçbirine çıkış için asla izin vermemelisiniz. Çünkü bu adımlar ihanet-i vataniyedir.”
diyor. 2.konusmasinda sermaye kisitlamasi korkusu digar diye uyarildigi icin,bu sefer duzeltiyor ama “Milli ve yerli”olun diyor isadamlarina,tersi yine hain demek,ne farki var.Iki lafta ayni yere cikiyor sonucta.
Genckere dair bir kasti yok diyorsun. Hain ,ajan v.s. ilan etmedigi bir muhalif kesim kaldi mi?Ve bunlarin hepsini gercekleri carpitarak yapti ve yapiyor.Sonra oyle demedim soyle dedim diye ya kendisi ceviriyor,ya da aslinda sunu soylemek istedi diye yandaslarinca tevil ediliyor.Yani gercekleri egip buken bizzat Erdogan.
Hakaretlerinden,usnatkarindan nasibini alnayan kaldi mi? Soylediklerinin bazilari sunlar ki kat kat fazlasi var,internette ara cikar;
“Yurtdisinda okuyanlar gonullu ajan oluyor”
“İstanbul’da bir üniversitede, adını söylemeyeyim zaten anlarsınız. Çıktılar orada imanlı, milli, yerli gençlik Afrin’le ilgili lokum dağıtıyor. Bu gençlik orada lokum dağıtırken o komünist, vatan haini gençler onların bu masalarını dağıtmaya yelteniyorlar. Bunlar terörist gençler. Bu terörist gençlerle her türlü çalışmayı yapıyoruz, onu söyleyeyim. Onların eşgallerini belirlemek suretiyle bu üniversitede okuma hakkını vermeyeceğiz.”
“Profesör olmak, doçent olmak, sanatçı olmak size artı değer mi katıyor? Hainler. Vicdansızlar. Ahlaksızlar. ”
“Bunlar ne cins adamlar. Sen sanatçı olsan ne olur, profesör olsan ne olur, doçent olsan ne olur?
“‘Hayır’ diyenlerin konumu 15 Temmuz’un yanında yer almaktır..”
“Hayır Diyenlere Bakıyoruz; Hdp, Pkk, Fetö…”
“şu anda Kandil’de olanlarla beraber hareket edenler, uzantılarıyla beraber hareket edenler ‘hayır’ diyor”
“Benim başörtülü kardeşlerime saldırdılar. Dolmabahçe Cami’ne bira şişeleriyle girdiler. ”
daha neler,neler.Gencleri kastetmemismis hain dememismis… yorumun tam bir tevilcilik.
Siyasilerin anlamadığı, giden para da, kötülük olsun diye gitmiyor.
Eğer;
1. paran Türkiye’de değerlenmiyor ama kaybediyorsan, doğal olarak bu ortamdan uzak tutarsın.
2. sabah uyandığında çıkabilecek bir kararname ile para transferini yasakladım, kuru sabitledim gibi keyfi kararların çıkabileceğini düşünüyorsan buradan uzak tutarsın
Faiz düşür denerek faizler düşmediği gibi, parayı gönderme diyerek de para gidişi engellenemez.
Önce gerekli güven ortamını tesis etmeli.
Gelenlere izin
Benim doğup büyüdüğüm yerde işçilik ayıp sayılırdı. Komşu koşuya gidip işçi olmazdı. Bedava çalışır, yardım eder ama onun işçisi olmazdı. Köyün en yoksul üç dört kişisi ancak işçi olarak çalışırdı. İstanbul’a göç eden köylüm kısa zamanda kendilerine iş kurmuş ve işçiye işçi olmuştu. Bu olanı Almanya’da da gördüm. İşçi olarak oraya giden kimseler, manavlar açmış tamirhaneler açmış ve kendilerine iş yeri kurmuşlardır. Hatta büyük işveren, patron bile olmuşlardır.
1960’ta beni devlet dairesinden atmışlardı. Avrupa’ya işçi olarak gitmeye hazırlanırken İzmir’e askerlerin görevlisi olarak gittim. Önce bir kooperatif kurarak bana ve çevremdekilere iş bulmaya çalıştım. Köylülerimi getirdim, inşaat yaptırdım. İzmir’deki esnaf ev sahibi oldu. Köylüm de işveren oldu. Sermaye!nin fitnesiyle iş yapamaz hale geldim. Bunu aşmak için de Erbakan’la parti kurduk. Kooperatifimiz yarım asırdır faaliyettedir.
Adil Düzen bunun nasıl sağlandığını ortaya koyan bir düzendir. Turgut Özal da Erdoğan da Akevlerle yakından ilgilenen başbakan ve cumhurbaşkanı idiler. Bugün yapılacak tek şey vardır, o da Adil Düzen’e dönmektir. Bu da Sadece Akevler’de ele alınmaktadır. Akevler’le işbirliği yapmadan sermayenin ve gençlerin yurt dışına kaçmasını düşünmek bir asır geriye gitmektir.
Akevler’e karşı girişilen kapalı karşıtlık gençlerin önem vermemesi ile sonuçlanmıştır. Torunlarımdan biri bile ilgilenmiyor. Herkes Dolar putunun peşinde koşuyor. Günü gelince ülkemizde ortaklık sistemi yaygınlaşacak ve Türkiye’ye yalnız Türkler geri dönmeyecek. Dünya Türkiye’de olacak. Bugün bile Türkiye kapağın ilk atıldığı yer olmaktadır. Vizeler kalkmalı. Herkes ülkemizde iş kurabilmeli.
Sermaye tekeli defolup gitse de bağımsızlığımızı tamamlasak. Bizden Avrupa’ya gidenler varsa dünyadan da Türkiye’ye gelenler vardır.
Sayın etitör, siz bu akp lilere niye ayrıcalík tanımıyorsunuz? Onlar çok hasas olduklarıdan hem çabuk kızıyorla hemde çabuk darílíyorlar.
Size darílíyorlar diğer yorumcularıada kizíyorlar.
İsim benzerliğinden dolayı siteye yorum yazanlara “benim ismimi niye yazmışsın? Birdaha benim ismimnen yorum yazarsanız birdaha ben bu siteye yorum yazmam.”
Bundan böyle yorumlari onaylarken “LÚTFEN” sira ile değil reisi öven yorumları önce yayınlamanız sizden rıca edeceğim am bu seferde benim yorumumu önce yayınladın niye sona siraya koydun diye kiyemeti koparırlar.
Çúnkü yorumlari onaylamaya alttan yukari değlde ústten aşağı başlandığını bilmedikleri için sizin taraf tuttuğunuza zannediyorlar ve sizi suçlu ilan ediyorlar.
Allah kolaylık versin:-):-):-)
Neyin kafasi bu. Kullandiginiz otu, yazin da, ona gore uzak duralim.
Hashas;)
Tüm yorumları okudum lakin kurnaz gazeteci Fehmi Koru’nun bu yazıdaki asıl vermek istediği mesaja dikkat etmemiş. Mesaj gençlerin ve işadamlarının Türkiye’den kaçışını anlatırken ki, bunların çoğu FETÖ’cü yada düşünsel yakınlığı olanlardır. Çok azıda hiç bir dönemde eksilmeyen herşeyi paradan ibaret gören batıya hayranlık besleyenlerden ibaret. Ama Koru’nun asıl mesajı şu son cümlesinde gizli. Bizimkisi zeka ve akıl evriminde çağdaş çizgiyi yakaladığı kodlarla verir mesajı. Son cümle şöyle diyor. “Seçimlere gidilen şu günlerde herkes bu yolda verilecek müjdelere muhtaç.” Nedir bu herkesin verilecek müjdelere muhtaç olması? Ben söyliyeyim size; müjde Abdullah GÜl, Erdoğan’ı devirmek üzere aday olacak ve müjde bütün fetöcüler memlekete dönüp kaldıkları yerden devam edecekler.
Ali Babacan bu gidişatı düzeltir….
Dün medyada “CHP milletvekili, sahte hesaptan yazıyorum sanarak yanlışlıkla kendi hesabından kendine medhiyeler düzünce rezil oldu ” diye bir haber okudum…
Neden rezil olsun ki? dedim kendi kendime…
Demek ki hepsi aynı parti ham maddeden üretilme tek milletmiş demekle yetindim.
Yorumlarımda çok dikkatli bir dil kullanıyorum.Hakaretten uzak duruyorum.
Ancak yorumlarımın zaman zaman onaylanmasında tereddüt edildiğini
görüyorum.Buna da diyeceğim bir şey yok.
Sonuçta burası özel bir site ve ben muhalif
takılıyorum.
Bu yorumu yazmamın sebebi şu:Ben 06.31’de bir yorum yazdım ve şu anda onaylanmayı bekliyor.Halbuki 06.49’da
yazılan yorum onaylanmış durumda. Halbuki o yorumun dili benimkine göre
çok daha agresif.
Şu kanaate vardım:Yerine göre hakaret
sınırına varan,hatta sınırı aşan yorumlar
yayınlanıyor.Ama yazarın tezini zayıflatan
ciddi yorumların yayınlanmasında tereddüt ediliyor.
Söz konusu yorumum belki de yayınlanacak.Ama bekletilmesi bende
bu duyguları uyandırdı.
Tekrar edeyim: Onaylamasanız da canınız
sağ olsun.
Bizim şu an Túrkiye’deki okumuş ve önemli mesleklerde olan gençler zindanlarda.
Önceden hekesi sadece tehdit ediyordu. Şimdi mecliste aşağıda otursaymiş milletin vekillerini de döverek haddini bildirecekmiş….
Bu had bildirmeler dünyanın geri kalmış ülkelerinde devam ediyor.
Fakat o úlkedekiler çocuklarının hayatı ile kumar oynatmıyorlar.
Veliler bizim büyükelçi ile birlikte gelen (velilere göre) “gaspçı ve hırsızları” içeri sokmayınca cam çerçeve kırıp gidiyorlar.
Yakında dış devletler bizim Hollanda’dan kovulan bakan gibi büyükelçilerimizi de kovsalar şaşırmamak lazım.
Büyükelçilerimiz TC devletinin memurlari değil de AKP nin özel komandoları gibi sanki o úlkelere savaşa gitmişçesine hareket ediyorlar.
Galiba bu tip işlerle uğraştıkları için elçilikleri aradığınız zaman telefonlara cevap vermiyorlar, direk Türkiye bağlanıyor.
AKP Kurucuları dut yemiş búlbül gibiler. Allah rızası için birisi çıkıp da Millete saygin yok, bari TC Cumhurbaşkanlığı makamını hirsına ve kinine alet etme diyemiyorlar.
Bunlar iyki milli görüş gomleklerini çıkarmışlar.
Yoksa millet Millilikten de nefret ederdi.
CHP nin demokırasi atağı onları iyce çıldırttı, onların yaptíklarínı çocuklar dahi yapmaya utanır.
Bundan böyle bizim yeni nesil İslama ve Müslümanlara ne gözle bakar acaba?
Evet onemli islerde calisan muhataplariniz birer birer kodesi boyluyor:) sira yurtdisinda dolasan zombilere de geliyor zaten. Ne diyordu ulker reklaminda: intikam zamani!!!
Her devirde yurt dışına giden,orada iş tutan veya tahsilini yurt dışında yapan
bir kısım insanımız olmuştur.Bu normaldir de.Çünkü dünya küçüldü.Ancak ben bu
gidişlerin dün de,bu gün de Türkiye’nin yaşanmaz olmasından kaynakladığını
düşünmüyorum.Giden ya da gitmek isteyenlerin sayısının pek fazla olduğunu
da zannetmiyorum.Çevremde kendimi yurt dışına bir atsam diye yanıp tutuşan
tek kişi görmüş değilim.Ancak dil öğrenmek amacı ile bir kaç yıllığına gitmek isteyen gençler oluyor.Bu da iyi bir şey.Bir dili öğrenmenin en kestirme yolu o dilin konuşulduğu ülkede bir süre bulunmak.
Bir kaç gün önce bir gazetede Azerbaycanlı bir yazar Nazım Hikmet’in
Türkiye’den ayrıldığı için büyük pişmanlık duyduğunu,Rusya’da yaşamaktansa
Türkiye’de 15 yıl hapis yatmayı tercih ederim dediğini anlatıyordu.N.Hikmet
bu yazarın babasının arkadaşıymış ve Azerbaycan’a geldiğinde bunların evinde
kalırmış.
Gene gazetelerde,sınır ve sahil bölgelerimizde kaçma hazırlığı yapan kişiler yakalandığını okuyoruz. Ama bunlar genellikle bir suçtan aranan
ve bir örgütle bağlantılı olan kişiler.
Bunların Türkiye’nin yaşanmaz hale geldiğini söylemeleri doğaldır.Böyle bir
söylemi büyük ölçüde bu tür kişilerin yakınlarının yaydığı kanaatindeyim.
Cumhurbaşkanının değindiği husus da bu olsa gerektir.
Kişisel tercihim şöyledir:Bu ülkenin asgari ücretini dışarının milyon dolarlarına değişmem.Değişirsem namerdim. Gel seni Amerika’ya götürelim,dolar üzerinden dolgun bir maaş bağlayalım deseler gitmem. Dünyaya bir daha mı geleceğim ki ömrümü ezansız diyarlarda tüketeyim?
Bırak Alla’sen, diyar mı kaldı yahu ezansız ?
Lakin neleri var; heryer ezan, yine imansız!
Asgari ücretle her iş arayana var mı iş ?
İşsizler yüzde ondan fazla beyim, işler mafiş!
Sakın ola bu işe seviniyorum sanmayın,
Gemisini kurtaran kaptanlara aldanmayın!
……..
Bırak Alla’sen, ezansız diyar mı var dünyada?
Benim çocuk internetten öğrendi beş yaşında!
……..
*****
Sizin çevrenizden kaynaklanabilir, çünkü benim çevremde çok var. Eğer “geçerli” bir mesleğiniz varsa hiç kimse burada kalmaya gönüllü değil. Çocuğum 10 yaşında ve bütün gün Erdoğan ne yapmış, ne demiş diye takip ediyor. Ne kadar uzak tutmaya çalışsam da mümkün değil, çünkü okulda da herkes siyaset ve ekonomi konuşuyor. Aslında top pelinde koşması gereken zamanda kim çocuğunun bu koşullarda yaşamasını ister ki?
Dediğim gibi, gidebilen gidiyor. Gitmeyenler, gidemeyenler.
Bu da geçer ya Hu!
Bir devri daimdir yaşanan.
İlk tersine dalganın kıyımıza vurduğu dönem, merhum Özal’ın “dört eğilim” diye, aslında siyaseten tarif ettiği “kucaklama”, onun babacanlığı ve halim-selim yapısının sımsıcak etkisiyle de zirveye tırmanıyordu. Belki biz fiili olarak siyasi bir liderin, muhatabını sarmaş dolaş, samimi kucaklamasını, ilk onda görmüş olduk o zamanlar..öyle ki, bu samimiyet, yakın zamanda uğurladığımız mehum H.Celal Güzel’de, “el ense” yapacak kadar ileri bir şekilde tezahür edecek bir hale de büründü.
Şimdiyse toplum, onları, rahmet ve minnetle anıyor..toplumun değerlerine yabancı kalmadıkları ve statükoyla beraber “kendi kurgularını” dayatmadıkları için…
İhtiras ve kuruntular devlet ile milletin birbirine el ense çekecek kadar samimi kucaklaşmasının önüne “dalgakıranlar” inşa etse de, yeni her bir dalga, daha güçlü, daha kuvvetli bir şekilde kıyılarımızı dövecektir. Bu böyle biline..matem olur ama yeise kapılmamak gerekir.
Bizim denizimiz coşkundur, her ihtiyaç duyulduğunda kıyısını temizleyecek dalgaları salıverecek kadar..gönlümüzde öyle…
Çekip gidenler, sermayesini de apar topar aparanlar da; öyle yapın ki, döneceklerinizin yüzü olsun bari..çünkü, bu da geçecek.
Ya Hu!
“ABİDİK GUBİDİK İTTİFAKI” bu işleri düzeltir mi sizce Sayın Koru?
“ABİDİK GUBİDİK İLE GİDİLEN SEÇİM” Yangından mal kaçırmakla belki birilerinin hırsı doyar belkide hızını alamaz memleketin kalanını da tıkar içeri oooooh ne rahat kimse dışarıda değil.muhalette yok çal oynasın vur patlasın ne rahat ederler ama.
hasa pati lderi ak p ye geçmeden içimizde ak pli hainler var dedi 1 ay sonra akp ye geçti dürüst biriysen bunları da söyle daha binlercesini hadi biraz yürekli ol aynaya baka baka ve bunları derken de yüzün rengine dikkat et acaba biraz olsun kızarıyor mu eğer kızarmıyorsa sorun çoooookkk büyük..
Küstüm sağa…
ABİDİK GUBİDİK İTIFAKI”, bir gunu bir gununu tutmayan,dun dedigini bugun kendisi yalanlayan,toplumu algi ve yalan makinesi ile kandiran,itiraz edene hot zot ceken kesmezse karakola cektiren o da yetmezse ezaevlerine tikan ve son olarak da Super baskin secim yapanlarin ittifakidir.
Hot zotu birak da bu kadirde camlica camisi aciliyor, ekimde 3. Havaalani aciliyor, camlicanin anten kulesi de bu yil biter… Sen de utanmadan metroya marmaraya binmeye devam et:) hizli trende hukumete sovun bolbol. Dua edin de ekonomi bozulmasin, yoksa asmayip da besledigimiz mankurtlar telef de olurlar!
24 Nisan 2018 at 20:55
Yorumunuz onay bekliyor
Abidik gubidik isler,yalan dolan var dogru, ama cami yapiyor,yol yapiyor diyorsun,bi nevi caliyor ama calisiyor kalenderligi.
Erdogan ve Bahcelinin cebinden yaptirdigi metroya binmem,havaalanindan ucmam,iyi mi mutlu oldun mu.Sen bulursan bin o metroya,bulursan
o havaalanindan hic cikma, hakkindir.Hem Camlica camisinde 5 vakte 5 daha katip namaxini da kilarsin,simdi Erdogan cebinden yaptigi icin benim kilmam uygun kacmaz.Eskiden yoktu tabii bogaz manzaralisi,buyuk hizmet.Ama dikkat et namaz kilarken bogazi seyretme,aralarda bakarsin.Gitmisken kulenin tepesine cikip cikmamakta tercihine kalmis.
Yoruma kapalı.