You are currently viewing Bugün sizlerle hasbihal yapmaya karar verdim. Zira 3. ayımız dolmak üzere…

Bugün sizlerle hasbihal yapmaya karar verdim. Zira 3. ayımız dolmak üzere…

Üzüleyim mi sevineyim mi bilemedim.

Bir yakınım “Sadece çok okunan değil, yazısının başlığına ismini çekenleri de çok okutan bir yazarsın” dediğinde bu şaşkınlığı yaşadım.

Düşündüm, gerçekten biraz öyle…

Okunma derdi olanlar, benimle ilgili iki satır yazıp yazısının başlığına ismimi çıkarttığında, bakıyorum, o gün çok okunanlar arasına giriyor.

Ne yapalım, bir günün beyliği beyliktir…

Halbuki artık geleneksel medyanın dışındayım ben. Yazılarıma yer verecek bir gazete, ekranına çıkartacak televizyon kanalı yok.

Eskiden olsa, çoktan ‘unutulanlar’ arasına girmem kaçınılmazdı; şimdilerde sesini duyurmak isteyenler için alternatif mecra olarak ‘internet’ var.

Çok şükür böyle bir mecra var.

O mecra sayesinde, ben yazıyorum ve siteme yerleştiriyorum; sizler de, ânında veya müsait olduğunuzda, yazdıklarımı okuyabiliyorsunuz.

Üç aydır buradayım ve yazarlık hayatımın en mutlu dönemini yaşıyorum.

Okur kitlem: İnşallah 1 milyona ulaşacağız

Sadece Twitter ile Facebook takipçilerime her gün duyurarak ulaştığım okur sayısı, gerçekten ülkemin insanlarının ‘ilmi Çin’de de olsa’ arayıp bulma alışkanlığını ortaya koyuyor.

Şu ana kadar herbiri farklı okur olarak fehmikoru.com siteme uğrayanların sayısı 300 bine vardı. Günlük internet okur sayım, gündeme göre, 10 bin ilâ 30 bin ziyaretçi arasında değişiyor.

Günlük ziyaretçi sayısının dörtte biri ilk kez uğrayanlar; geri kalanı siteme uğramayı günlük alışkanlık haline getirmiş olan devamlı okurlar…

Farklı ziyaretçi (unique visitor) sayısı 1 milyona ulaştığında, günlük okur sayısının da 50 bine yaklaşacağını sanıyorum.

Türkiye şartlarında büyük bir rakam bu; bunu en iyi gazetelerin yayın yönetmenleri bilir…

Siteye girip ‘Basında sitemiz haberleri’ başlığı altındaki bizden alıntılara bakarsanız, burada yalnız yorum yapılmadığını, pek çok haber de verildiğini ve haberlerin başkaları tarafından da değerlendirilmeye lâyık bulunduğunu göreceksiniz…

Memnunum kısacası. Bir gazeteci daha ne isteyebilir ki?

Sataşma yok, küfür de…

Ben kimseye sataşmıyorum burada, kimsenin kötülüğünü istemiyorum, ihbarcılık yapmıyorum, akıl almaz yalanları birbiri ardına sıralayarak insanları karalamıyorum.

Günün ‘gazetecilik’ sayılan modası dışında kalmayı yeğliyorum; yıllardan beri hep yaptığım gibi…

Herhangi bir yerden düzenli geliri bulunmayan bir gazeteciye ‘maaş’ takazasında bulunmak sizce de komik kaçmıyor mu?

Kaçıyor, ama elin ağzı torba değil ki, büzemiyorsun.

Geçmişte, birileri fikirleri yüzünden medya-dışı kaldığında, çalıştığım gazete ve televizyon kanalları yöneticilerine “Alalım” baskısı yaparak yan yana durmaya çalıştığım ve alınmasını sağladığım çok meslektaş var.

Şimdilerde, birileri, sevmedikleri kişilere –neden sevmiyorlar, onu da anlamıyorum– bütün kapıların kapanmasını istiyorlar.

İstedikleri oluyor, bu defa o meslektaş hapse düşsün diye peşine takılıyorlar…

Reklâm geliri, harca harca bitmez…

“Yazarlık gelirin herhalde sıfır değildir, sitene reklâm alıyorsun ya” diyecekleri uyarırım. Evet, reklâmları her okurun ilgi alanına göre veriyor Google; sizlerin de ilgi duyacağınız için reklâmlara ‘tıklayacağınız’ varsayılıyor…

Her zaman öyle olmuyor ama…

Reklâm gelirinin raporunu vereyim size: Sitede yayınlanan reklâmlardan Temmuz ayında 380 TL 37 kuruş, dün biten Ağustos ayında ise 439 TL 07 kuruş gelir sağlandı.

Birer kuruş, birer kuruş…

Allah bereket versin.

Sanıyorum, ‘Google’ okurların ilgisini daha fazla çekecek reklâmlarla siteyi beslese, sizler de…

Geçinilebilecek bir reklâm gelirine bile ulaşılabilir.

“Umut fakiri ekmeği, ye Mehmet ye” durumu.

Ülkede ‘yazamaz’ hale gelmiş bir tek ben yokum; aynı durumda olan meslektaşlardan, karşılaştıklarıma, “Sizler de birer site açın” tavsiyesine bulunabilecek hale bir gün geleceğime inancım tam.

Yine de fazla açılmayayım

Bir hasbihal yazısı bu. Yazmayı bana düşündüren, kendilerine güvendikleri halde medya dışında kalmış bir grup muhabir ve yazarı biraraya getiren ‘T24’ün kurucusu Doğan Akın’ın, sitesinin bugün 7. yıldönümü olduğunu hatırlatan yazısı oldu.

7 yıl ve devam ediyor T24.

“Nice yıllara” diyorum.

fehmikoru.com sitesinin de üçüncü ayı 9 Eylül’de dolacak.

Burası benim özel mekânım; iç döksem, hislerimi, özel düşüncelerimi –şimdi yaptığım gibi– sizlerle paylaşsam bana lâf edecek hiç kimse yok; yok ama, ben yine de fazla açılmayayım.

ΩΩΩΩ