Adamın bütün amacı, Suriye’de kimyasal silâh kullanmış olan Beşşar Esad’ı herkesin gözünde küçültmek; bunu kitlelere en iyi biçimde aktarmak üzere dünyanın başına büyük belâ olmuş bir figür aramış…
Bulmuş da: Adolf Hitler…
Dediği şu: “Hitler bile.. kendi halkına karşı kimyasal silâh kullanma çukuruna.. Esad gibi düşmemişti…”
Hitler’in isminden önce ‘iğrenç’ sıfatını da kullanmış adam…
CNN olayı şu başlıkla duyurmakta: “Politikanın ilk kuralını unutmuş görünüyor; ‘hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi Hitler ile mukayese etmeme’ kuralını…”
Trump’ın adamı zorda
‘Adam’ dediğim, ABD Başkanı Donald Trump’ın basın sözcüsü Sean Spicer…
O sözlerden sonra, koltuğunu kaybetmemek için, büyük bir mücadele veriyor Spicer; sadece dün, herbiri öncekinden daha mahçup, tam dört kez açıklama yapmak zorunda kaldı.
Politik arenanın her köşesinden “Spicer istifa” sesleri yükseliyor…
İstifa etmek zorunda kalır mı, bilemem, bildiğim işinin bundan sonra zor olduğudur.
Bill ve Hillary Clinton’un kızları Chelsea de var itiraz edenler arasında; “Umarım, basın sözcüsü (Beyaz Saray’a) birkaç bina uzaklıktaki Holokost Müzesi’ni ziyarete vakit ayırır…” demiş mesajında Chelsea Clinton…
Türkçemizde “Teşbihte hata olmaz” diye bir söz vardır; o sözü en başta söylerseniz, ardından yapacağınız benzetmelere ağır eleştiriler gelmesini önlersiniz… Ne de olsa, yaptığınız benzetmenin hatalı olabileceğini en baştan kabul etmişsinizdir…
İngilizcede de buna benzer bir cümle kurabilirsiniz, ancak hiçbir peşin özür cümlesi bizim “Teşbihte hata olmaz” cümlemiz gibi eleştirileri göğüslemeye yaramaz.
Özellikle de Hitler söz konusu olduğunda.
Hitler algısı
Adolf Hitler Almanya’nın başında bulunduğu yıllarda gözlerini Avrupa kıtasına dikmiş ve teker teker her ülkeyi kendisinin emperyal heveslerine kurban etmek üzere harekete geçmişti.
Bunu sağlamak için ‘iç düşman’ saydığı –başta Yahudiler olmak üzere– değişik ırklardan azınlıklara her türlü muameleyi lâyık görmüş, heveslerini hayata geçirmek için savaşlar çıkarma yöntemine başvurmuştu.
Sonucu tarih kitaplarında okuyoruz: Onun başlattığı İkinci Dünya Savaşı’nda 60 milyonun üzerinde insan hayatını kaybetti. Bunun 6 milyonu, ‘iç düşman’ saydığı Yahudiler’di.
‘Holokost’, yani Yahudi kıyımı…
Bugün dünyanın birçok ülkesinde ‘Holokost’ karşıtı söz söylemek ceza almayı getiren bir suç sayılıyor.
Almanlar için Hitler ve dönemi bir utanç vesilesidir; onlar da çok ağır bedeller ödemeleri sonucunu doğurmuş olan o dönemin kendilerine hatırlatılmasından hoşlanmıyorlar.
Hitler Almanya’sının göz diktiği, işgale kalkıştığı –sözgelimi Hollanda gibi–Avrupa ülkelerinde yaşayan insanlar ise, canları pahasına direndikleri bir dönem olduğu için, ‘Hitler’ ve ‘Nazi’ sözcüklerini işittiklerinde tüyleri diken diken oluyor…
Sean Spicer.. bir anlık gafletle.. çoktandır ‘tabu’ haline dönüşmüş bir sözcüğü.. hiç de kötü niyet taşımadığı her halinden belli olan bir cümle içerisinde kullandığı için.. bugün koltuğunu kaybedebilir hale geldi.
‘İnkâr’ (Denial) filmi
Hitler’i ve Nazi dönemini kabul edilen tarihi anlatım dışında sunan veya Holokost’u inkâr edenlere hiçbir acıma gösterilmiyor. Avukat Sylvia Stolz bu yüzden toplam beş yıla yakın cezaevine düştü; halen 20 aylık son cezasını çekiyor Almanya’da…
Arthur Butz gibi, David Irving gibi öğretim üyeleri bu yüzden itibarlarını yitirdiler…
İngiliz tarihçisi David Irving’in, tezini savunmak amacıyla, hiç üzerine vazife değilken, Amerikalı bir yazar (Deborah Lipstadt) aleyhine açtığı dava, geçen yıl (2016), Rachel Weisz’in başrolünde oynadığı, Mick Jackson’un yönettiği ‘Denial’ (İnkâr) filmine konu olmuştu.
Filmi izleyenler bu konunun ne kadar hassas olduğunu anlar…
Spicer o filmi izlememiş olmalı.
Hitler adı anılacaksa…
Trump’ın sözcüsünün Esad’ı Hitler’e benzetmesi sonrasında çıkan tartışmada, biri, Chuck Klosterman’ın ‘Hitler’ konusundaki uyarısını hatırlattı. ‘I Wear the Black Hat’ (Siyah şapkayı giyiyorum) kitabında, Klosterman, “En iyisi Hitler adını ağza almamak, çünkü insanlar adını duyunca çıldırıyor; o ad mutlaka ağza alınacaksa, bir kez de değil defalarca, ‘Hitler iğrenç biriydi’ demekle yetinmek en doğrusudur” diyor…
Hem o cümle doğru, hem de uyarı.
Donald Trump’a da dokunuyor bu son tartışma. Çevresinde ‘anti-Semitizm’ sınırlarında dolaşan tipler barındırdığı söyleniyordu.. adları geçenlerden olmayan Spicer’in bu gafı.. doğrudan Trump’a da dokunacaktır.
Bakalım Spicer –biraz da Trump— bu vartayı nasıl atlatacak?
ΩΩΩΩ