Şapkadan tavşanlar çıkmaya başladı

24
Reklam

Dün, Türkiye’de siyasetle yakından ilgilenenler olarak, DEM Partisi’nin İstanbul’da aday çıkarıp çıkarmayacağını Başak Demirtaş’ın çıkışı özelinde tartışıyorduk. 

Cezaevindeki Selahattin Demirtaş’ın eşi, aday olmayı beklediği DEM Partisi yöneticilerini de şaşırtarak, partisi uygun görür halktan da destek gelirse İstanbul’da aday olabileceğini açıklamıştı.

Bugünden itibaren neyi tartışacağız? Selahattin Demirtaş’ın sağlık sorunu sebebiyle hastaneye yatırılmış annesini ziyaret edebilmesi için uçakla Diyarbakır’a getirilişi özelinde, yine aynı konuyu konuşup tartışacağız.

İstanbul’da adaylık konusunda tereddüt yaşayan DEM Partisi, bu iki gelişme ve bu arada ortalığa sürülen İstanbul’daki parti tabanının dörtte üçünün aday çıkarılmasını istediğine dair kamuoyu yoklamasının da zorlamasıyla, tereddüdünü geride bırakmaktan kaçamaz hale geliyor.

DEM Partisi’nin İstanbul’daki yarışa adayla katılması, seçimin favorisi Ekrem İmamoğlu için hayırlı olmayan bir gelişme. Aday göstermese bile, gündem, şu sıralarda ortamı iktidar adayı lehine etkileyebilir… 

Şapkadan çıkan ilk tavşan bu.

İkinci tavşan da ekonomide…

Ekonomi birbiri ardına alınan yanlış kararlarla krize sürüklendi. Herkes hayat pahalılığından şikayetçi. Dolar genel seçimin yapıldığı 14 Mayıs 2023 günü 20 TL’nin altındaydı, bugün 30.50 civarında. Yeni yıla girerken ilan edilen asgari ücret ve maaş zamları tatmin edici bulunmadı. Hele memur ile SSK ve Bağkur emeklileri arasında gözetilen ayrımcılık geniş bir kitleyi iktidara küstürdü.

Reklam

Tam bu sırada, önce yüzde 5 ek zamla SSK ve Bağkur emeklilerine bir parmak bal çalındı, onun da tatmin etmediği görülünce, iki emekli kitlesinin zamlarının eşitlendiği haberi duyuruldu.

Yeni karar tatmin eder mi? Etmese bile, küskünlüğü hafifletir.

Bu da şapkadan çıkan ikinci tavşan…

Siyaseti yakından izleyen bir dostum, her seçim öncesinde olduğu gibi bu seçim için de, “Acaba yabancılar ne düşünüyor?” sorusunu ciddiye alıyor.

Merakı, özellikle ABD’den Türkiye’ye bakıp politika belirleyenlerin seçimde kimin kazanmasını istedikleri…

Dostum, İsrail’in Gazze’ye saldırılarına Ankara’dan yükselen ağır eleştirilere kulak verse de, bu konuda belirleyici olanın söylem değil eylem olduğu kanaatinde. Ben ne zaman, “Ama İsrail” desem, o hemen “Gemiler gidiyor ama” deyiveriyor…

İsveç’in NATO üyeliği konusu alel acele komisyondan geçirildi ve genel kurula getirilip oradan da geçirilince, dün, “Ben dememiş miydim?” demek için aradı. 

Gerçekten de “Fazla geciktirilemez, bu hafta olmazsa önümüzdeki hafta iş biter” demişti geçen hafta…

Reklam

F-35 veya F-16 taleplerinden birinin yerine getirilmesi ufukta bile görünmezken alındı İsveç’in NATO’da önünü açma kararı…

Dostuma göre, bu da şapkadan çıkan bir tavşan…

Üçüncü tavşan…

Seçime henüz iki aydan fazla bir zaman var ve iktidar cephesinden birbiri ardına şaşırtıcı girişimler geliyor; şapka sahibi, birbiri ardına, yeni tavşanlar çıkartarak dengeyi adayı lehine değiştirme gayretinde.

Peki ya muhalefet? CHP?

CHP’yi de yakından tanıyan dostuma yönelttiğim sorulara aldığım cevaplar hiç iç açıcı değil. “O dedi, bu dedi” veya “O şunu yaptı, bu bunu yaptı” türünden cümleleri arka arkaya sıralayınca, en az bildiğim parti olan CHP’nin bu seçime yaklaşımını anlamakta zorlandım.

Konuşmamızın bir yerinde, kafam o kadar karıştı ki, CHP’nin eski önemli isimleri ile İmamoğlu’nun yakını gibi görünen yeni yöneticilerin, onun bu seçimi kazanmasını istediklerinden kuşkuya düştüm.

Güldü dostum ama bir şey söylemedi.

CHP’deki bu görüntüyü de şapkadan çıkan dördüncü tavşan olarak burada kayda geçiriyorum.

AK Parti 2002’den bu yana girdiği bütün seçimleri -2015 Haziran ve 2019 yerel seçimleri hariç- kazandı. Bu seçimde de, diğer bütün illeri kaybetse bile İstanbul’u yeniden kazanma stratejisi izliyor ve gösterebileceği en zayıf adayla bunu başarma iddiasıyla şapkadan sürekli tavşanlar çıkarıyor.

Ekrem İmamoğlu’nun morali bozuk gibime geliyor…

ΩΩΩΩ 

Reklam

24 YORUMLAR

  1. Siz sayın yorumcular “Hala annenizin margarinini mi kullanıyorsunuz?” Bırakalım artık şu iktidar muhalefet gevezeliklerini. Tabela partileri dahil TC’de hiç bir partinin, delegeler dahil hiç bir siyasinin bir birinden farkları yoktur. Yalnızca sarayı sözcüğünün önünde kalmış ADALET. 7/24 terörist ilan edilip yerden yere vurulanlardan biri için özel kaldırılan uçaklar. Fethedildi sanılan UZAY. Bir türlü evlere getirilemeyen fışkırtılan DOĞALGAZ, istasyonlara ulaştırılmayan rafine edilmek bile gerekmiyor denilen PETROLümüz. Güpegündüz göz göre göre öldürülen bir genç için 27.000 TL. öldürene verilen çok kişiye verilmeyen ÖZGÜRLÜKLER. “Gel kuçu kuçu” diye çağrılarak önlerine üç beş atılan EMEKLİLER. Verilen yüzlere şehidimizin tek sorumlusu ABD’ye tek laf etmeyen MSB ve adeta tüy diker gibi meclisten geçirtilen ABD kıyağı. Adalet ve özgürlükler ölmüşse ekonomi olsa ne olur olmasa ne olur. Hiç bir şeyin kalmadığı bir ülkede seçim olsa ne yazar, olmasa ne yazar, Kara Hasan kazansa ne yazar, Arap Hasan kazansa ne yazar. Tek teselli yolun 3/4 ün geride kalmış olması. Salası yıllar önce gece yarılarında tüm camilerden okunan TC olsa ne olur, olmasa ne olur asıl buna odaklanalım. Alçak CeHaPe zihniyetinin ülkeyi getirdiği noktaya mı yanalım, gitgide Talibanlaştığımıza mı, yakında Filistin den beter olacağımıza mı???

    • Başkan Erdoğan;
      Son kabine toplantısında, 5 puanlık artışla yüzde 42,6’ya yükseltilen SSK ve Bağkur emekli maaş zammını, önceki gece gelen ilave zamla toplamda 49.25’e çıkardı.
      Başkan Erdoğan tüm şartları zorlayarak atılması gereken adımı attı.
      Geriye; yaşananlara kızıp, “Bir daha oy vermem” diyen emekli amcalarımızın, teyzelerimizin yeminlerini bozup, sandıkları patlatması kaldı.

  2. Hic kusura bakmayin fakat bu millet bu kadar yamulandan sonra daha duzelmez birde medya gücü cok ønemli okuyup arastirmadan saglikli dusunmeden yoksun bir millet varken

  3. İktidar İYİ partiyi muhalefet ittifakından ayırdı. Zaten Truva atı gibi kullanıyordu son seçimde gördüğümüz gibi. Şimdi de DEM’i kullanacak görüyor. Aday göstermeye mahkum edecek. Kazanmak için değil zayıf adayı kazandırmak için elbette. Seçime kadar daha çok tavşan çıkarır. Öcalandan bir mesaj da gelebilir yine. İstanbul’u almaya yemin etmiş bir kere. Muhalefet her zamanki gibi zayıf oyuncu çok parçalı. Oyun kuramıyor. O yüzden yenilmeye mahkum. Görünen köy klavuz istemez demişler. Burada yüzde 50 ye ihtiyacı yok. Böl yönet yapıyor. 35 de yeter.

    • İşte sihirli cümle.
      “Muhalefet her zamanki gibi zayıf oyuncu çok parçalı. Oyun kuramıyor.” (Kaderini yaşıyor)
      Kılıçtaroğlu nun masasına oturdular!; oturduklarına pişman oldular.
      Saray sofrası kurdular sandalyenin ayağını kırık verip oturttular.
      Her neyse.. olacağına varır.
      Kimse filan gelsin demiyor (yada kurum kurum kurulsun inadında da değil)
      İSTANBULLU (X kişi/partisini) İSTEMEDİĞİ KİŞİYİ SÖYLEMEK YERİNE,
      KİMİ/HANGİ PARTİYİ İSTEDİĞİNİ!!!
      söyleyecek!
      Söylemek istiyor belkide🤔🤗

    • Belediye seçimlerinde de kriter yüzde 50+1 olsun. İlk turda yüzde 50+1 alamayan ikinci tura kalsın. CB sistemi uygulansın.

  4. İstanbul yapılması gereken ve yapılmak istenen büyük proje ve değişimler var. Kentsel dönüşüm ve kanal. Kanal şu an için bir saçmalık olarak görünüyor. Amacı hala anlaşılmış ya da açıklanabilmiş değil. Kara bir sevda gibi 🙂 neyse, özellikle kentsel dönüşüm daha büyük bir iş. Mevcut başkan bu konuda işbirliğine yanaşırsa hükümet için (reyyiz) Eko beyin devam etmesinde bir sakınca olmaz. İnsanların hayatında büyük değişimler olacak. Sürecin yönetilmesi ve toplumun ikna edilebilmesi için belediye başkanı kritik konumda.

    Ekrem İmamoğlu bazılarının hayallerini süslediği kapasitede bir adam değil. Genel seçimlerde ki performansı bunu net şekilde ortaya koydu. Kendisi de zaten çok ciddiye almıyor siyaseti. Fakat hala bir sempatisi var toplumda. Ülke İstanbul ve çevresinde 6 şubat depremlerinin benzer bir yıkımını kaldıramaz. Ekrem bey (bey diyorum bakın teklif bu kadar açık artık 🙂 ) işbirliğine hazırsa sonuçlar çok farklı olur.

    • CeHaPe zihniyetinin seçmenini bir kişi! annadı o da yannış annadı:))
      İmamoğlu nu halk CeHaPe yi değiştirmek dönüştürmek (belki) umuduyla sevdi istedi.
      Kılıçtaroğlu na aleviyim ben bile dedirtiler
      İmamoğlu na bir memura hay senin yaptığına .. diye sinirlendirttiler
      Yani, CeHaPe nin zihniyetinin değişmesi GEREKTİĞİNİ söyledilerr.. söylediler.. hatta saz çalıp yeri göğü inlettiler!!!
      I’ııı..hhhh!!!.. kapı mermer duvar.
      Deprem kentsel dönüşüm işi toki kiptaşın işi. İş kalıyor adil dönüşüm! (bölüşüm! Değil!) Hırsız ların evlerine arsalarına ÇÖKMESİNİN ÖNÜNE GEÇİLMESİ İstanbul’lunun isteği!!!
      Kanal manal işi ise bir partinin bir kişinin iki dudağının arasına bırakılamayacak kadar!!!
      Möhim!!!!!….
      Bu seçimler ya ülkenin yeni yolunu çizmesine.. yada
      Tozlu çamurlu yolda itlerin insanları parçaladığı, bazan kapkaççıların yokladığı..
      eski hamam eski tas durumu devam:(((

  5. hangi bir tavşanı yazayım, halka kalan tavşanın suyunun suyunun suyunu yazmak gerekir aslında.
    emekliye bir zam verecekler iş vodvile döndü, sanki milletin emanet parasından değil, kendi ceplerinden ödüyorlar maaşları. % 3 verelim, 5 ekleyelim hadi seçim yakın biri iki puan arttıralım. kabile devletleri gibi. açıklanan rakamlarla hissedilen rakamlar arası da % 100 fark ediyor iyi mi? hem gerçek rakamları böyle makyajla hem de lütfeder gibi kabare oynar gibi açıklama yap.

    yabancılar ne düşünüyor?
    ülkeden çekilen yatırımcılar ve markalara, gelmeyen yatırımlar ve markalara bakarsak pek hayırlı düşünceler olduğu söylenemez. dün başka, bugün başka, yarın muhtemelen bambaşka olacak açıklamalar bir liderin dengesini gösterir.
    bir lider ise güruh ile halk arasındaki farkı belirleyen önemli bir parametredir.

    peki ya muhalefet? chp?
    seçim kazanmamaya odaklı bir inadı var chp’nin. kendini yönetemiyor. iç karışıklığı, birbirini aşağı çekmeye çalışan, bir türlü dengeye, kontrole oturamayan yapısı ülkeye çok şey kaybettirdi gerçi iktidarın iç yapısındaki çatışmalar 15 temmuz benzeri kanlı darbe girişimleri gibi ağır sonuçları olmasa da sadece partiyi değil, muhalefeti de kilitliyorlar. sayın imamoğlunun rakibi iktidar olmaktan çok kendi partisi değil mi?
    genel seçimlerde aday olsaydı rahatlıkla kazanabilirdi,
    kılınçdaroğlu neredeyse ülkede en sevilmeyen siyasi figürlerden biri, o bile seçim sürecindeki bir çok yanlışına rağmen iki oydan birini almayı başardı,
    neredeyse en sevilen siyasilerden biri olan imamoğlu olsaydı kesin kazanılmayacak mıydı ama izin vermediler.
    şimdi imamoğluna düşen önce partisinin sonra muhalefetin başına geçmek ve CB seçimlerine hazırlanmaktır. partisinin başına geçtiğinde eline bir ışın kılıcı alıp, omuz üzerinde baş bırakmasın.(yani 7 den 70 e kim varsa değiştirsin)
    mümkün değilse parti kursun.
    yeni oluşumlar, yeni liderler gelmek zorunda.
    patlak lastikler, külüstür bir otobüs ile ilerleyemeyeceğimiz ortada.

  6. Bazen Sn Erdoğan ı anlamakta zorlanıyorum .Her konuda İKİ ileri bir geri yaparak ilerliyor.
    Örnek mi emekliye verilen 5.000 tl , emekli zamları , siyasi olarak Papazı veririm vermem ,
    İsveç i natoya kabul ederim etmem , Mehmet şimşeki gönderdi getirdi, Sisiyle konuşmam konuşurum daha yüzlerce örnek verilebilir.
    Bu stratejiyi bilerek mi yoksa bilmeyerek mi yapıyor incelemek gerekir.
    Bu ikili eylemler bizlere çok şey kaybettiriyor orası ayrı.
    Yalnız acilen çözmesi gereken iki öncelikli konu var
    1. Adalet sistemi 2. Mutfak yangını
    Hazret Adam öldürüyor bir gün bile içeride yatmadan iyi hal indirimi !!!!(hakim karşısına bile çıkmadan ) alıyor ve sonunda 27.000 tl ödeyerek cezadan kurtuluyor Nasıl bir adalet ?????
    Diğerinde insanlar aç bunun çok ciddi yıkımları oluyor tüm vebal de bu iktidarın olacak .İnsanlar yatağa aç giriyor , okullarını bırakıyorlar , bazen namuslarını iffetlerini terk ediyorlar. Acilen insanların temel ihtiyaçları ile ilgili çalışma başlatılmalı. Bir gecede 3 harfli marketler tüm etiketleri değiştirebiliyor birtane yaptırım yok , adama veriyorsun belki birkaç milyon ceza oda hemen ürünlere yansıtıyor. Kapat bakalım mağazaları 1 hafta ne olacak görsünler .Hükümetinden belediyelerine kadar fiat analizleri yapın Hatayda Mersinde dalında 30 kuruş olan mandalina nasıl İstanbulda ankarada izmirde 20-30 tl den satılıyor araştırın. Şu HAL yasasımı dır nedir çıkartın bu kanunu her ilçede hal kurun tekelciliği kırın .Daha yapılacak okadar basit şeyler varki ama kılını kıpırdatan YOK
    Özetle bu işlerin sarpa sarıp insanına eziyet çektirenlerin ,yaşamları yok edenlerin , İstikballeri karatanların vay hallerine !!!!!

    • Senin çözümün, sallandıracaksın iki tanesini kafası yada elini keseceksin zihniyetine çıkar! Oysaki,
      Önce düzenlemek gerek kural kanunları.
      Sonra:
      TİCARET TEN MEN VE PARA CEZASI!
      (Bunu talep edersen emekli bakmaz %5 fark için iki dudak arası na..
      Bahçede satılan fiyatın üzerine hesaplanır sadece yol kira çalışan parası!🤔
      İşte ürünün GERÇEK FİYATI 🤗).

    • 3 harfli marketler zanedilenin tam aksine bu süreçte en çok haksızlığa uğrayan ama en masum işletmeler oldu. Bütün bunların sebebi Erdoğan’ın kimi zaman doğru kimi zaman yanlış işleri. Çalışanı arkalayarak onların ücretlerini kollaması çok doğruydu. Fakat memura verilen aşırı zamlar oldu. Yapılması gereken geçici desteklemelerle bu sürecin atlatılması idi. Elektirik -gaz sübvansiyonları yapılması gibi kira yardımı da yapılmalıydı. Ki şu an gelirlerin %40 ı kiraya gidiyor. Yanlış işler gereksiz faiz şovları. Faiz indirilerek işsizlik düşürüldü ama aşırıya gidildi anlamsız şekilde. Elinde kaynak zaten azdı üzerine deprem yükü binince düzelme süreci en az 2 yıl aksamış oldu. Mesele cebinde ne kadar kurşun var kabadayılık bir yere kadar.

      Konut piyasasını hiç iyi kontrol edemedi reyiz. Berbat bir tablo var. Girdi fiyatlarının artması müdahele edilemeyen sebeplerdi ama onlar da bir miktar düzeldi fakat arsa payı uçtu. Oysa arsa payı müdahele edebileceğin cebinde olan bir kurşun. Plan olmayınca, 1 milyona imal edilen konut arsa payı yüzünde 2-3 milyona satışa kondu.
      Devlet şu an 400 bin konut yapıyor depremzedelere , rakama bakın muazzam ..demek oluyor yapılabiliyor. E kardeşim enflasyonist sürece sokacaksın ülkeyi madem şunun da bi hazırlığını yap. Olmayan bir şeyi yaratamazsın bari olan şeyi düzgün yönet değil mi? Kurmaylarını doğru yönlendirmedi. “Faiz illa inecek ” tepkileri ondandı. İndir de sonuçlarıyla nasıl mücadele edeceksin? Hazırlığın var mı? Kim uğaraşacak bu olumsuzluklarla, teknik kadronu ikna edememişsin ki sürekli dikte dikte, ikna sıfır. Herkes seyretmiş. At sahibine göre kişner her kriz fırsatını barındırır.

      Ukrayna savaşı olmasaydı asıl mutfak yangınını o zaman görürdü ülke 🙂 Mandalinin 30 lira olmasının çok etkisi yok toplumda ama ayçiçek yağı 35 lira şimdi peki gerçek değerini hesaplayan var mı? Litresi 100 lira olsun da görelim 🙂 sokaklar karışır. Buğday ekmek ?? Reis bakliyat var raflarda merak eden incelesin arada ki fiyat farkını… Çok entresan bir çıpadır o firma.

    • Her ilde ilçede hal var zaten ve tekelciliğin başı da o. Devlet her alanda yüksek vergilerle ve tekelci zihniyetle üretici ve tüketiciyi eziyor. Benzinin arabanın fiyatının yarısı vergi. Yollar köprüler para basıyor devlete dolar olarak. Kurumlar vergisi yüksek. Böyle olunca her şeyin maliyeti de yüksek. Üstelik devlet topladığı vergileri saraydı makam aracıydı şoförüydü korumasıydı çaycısıydı bankamatık memuruydu çar çur ediyor. Sonuçta devlet verimli çalışmıyor. Vatandaş da ezilmeye mahkum. Bir de iletişim başkanlığı kurmuş devlet. Vatandaşa bütün bu zorluklar dış güçlerin ve CHP’nin işi diye propaganda yapıyor. Bütçesi de öyle böyle değil bu iletişimcilerin. Sonuçta vatandaş mahkum bu düzene.

  7. CeHaPe zihniyetinin ne menem bir zihniyeti olan! seçmen kitlesi olduğunu söyleyen çoktur. Ama fakat, kimdir dendiğinde kimseyi gösteremez HİÇKİMSE!!!
    -benim olmayan!.. mı desem..
    -senin iktidar olmaya ihtiyacın yok mu..
    -az olsun lakin, benimmolsun!.. mu desem
    hiç birini öbür kardeşinden ayıramam!..
    Taşradan gelen birini!.. CeHaPe nin yüksek kaldırımlarına pardon katlarına çıkarırlar mı?
    Onu hiiçç bilemem . (Sanki kendileri saray çocuğu☹️-saraya hizmeti- saraylı olmak sanmak!..)
    İstanbul’da seçmenin hangi partiyi tercih edeceğine kimse karışamaz.
    Ama tüm Türkiye seçmeni İstanbul’a seçilecek başgan’ ı kim olursa ülke için daha hayırlı olur diye düşünüyor ve takip ediyor!
    Çünkü İstanbul ülkenin yarı giderini tek başına besliyor yönlendiriyor ekonomik vs..
    -İstanbul seçmeni yönetenlerden iş aş huzur rahatlık emeğinin karşılığını istiyor!!!
    -İşine en ekonomik ve kısa yoldan gitmek!
    -Çocuğuna en iyi eğitimi verdirmek!
    -Kendi çocuklarının iş hayatına atılacağı zaman AVRUPA lara gitmek zorunda kalmayacağı bir iş ortamı sağlanmasını!..
    -arabası varsa arabasını park ettiği zaman o günkü kazandığı günlük kazancını otopark a vermemek İSTİYOR!
    Çok mu bişey istiyor acaba?

    • Chpli seçmen kitlesinin kimlerden oluştuğunu görmek istiyorsanız haritaya bakın, denize kıyısı olan tüm şehirlerin köyleri chplidir, deniz olmayan yerlerde ise havuzlu villalarda oturanlardır, ok?

  8. Ben muhalefet beceriksiz laflarına sinir oluyorum. Sebebi ise iktidar elindeki güçle muhalefete yanlış yaptırıyor. Muhalefet de bilerek ve isteyerek yanlış yapıyor. Çünkü işin içinde para var, menfaat var. Orkestra şefi belli. Diğerleri şahsi menfaatleri gereği şefe bakıyorlar. Şef onlara muzu gösterince partisinin aleyhine bile olsa karar almaktan çekinmiyorlar..

    • Hasan bey, sinir olduğunuz şey tam olarak nedir, biraz açar mısınız? Ya da birkaç aydınlatıcı örnek filan verirseniz müstefid oluruz efendim…

  9. gösterebileceği en zayıf adaysa madem Fehmi bey niye sizi bu kadar endişeli görüyorum.

  10. Sayın yazar “AK Parti 2002’den bu yana girdiği bütün seçimleri -2015 Haziran ve 2019 yerel seçimleri hariç- kazandı.” diyor ama
    peki “hariç” tuttuğunuz bu seçimleri hangi parti kazanmış ki?
    Her iki seçimi de akparti açık ara farkla kazanmıştı diye hatırlıyorum, kaybetmiş olsaydı hangi partinin kazandığını da mutlaka hatırlardık öyle değil mi?
    Hatta o seçimlerde akparti oyları, ikinci gelen chp nin oylarından iki kat daha fazlaydı:)))))

  11. ÖLÜMCÜL DÖNGÜ
    Bir sosyal medya hesabından iktidarın propaganda şeması çizilmiş:
    Şema daire şeklinde:
    Daire üzerinde;
    –Din,
    –Vatan,
    –Bayrak,
    –Dış güçler,
    –İç güçler,
    –Uzayın fethi,
    –Tespit edilen gaz rezervleri,
    –Şapkadaki tavşanlar.
    Yine sosyal medyada bir haber vardı:
    Koyunlarda ki anormal davranış:
    Çin’de 34 koyun 12 gün boyunca dairesel halka oluşturarak devamlı şekilde dönmüş.
    Bu rahatsızlığın adı”listeria”imiş.
    Rahatsızlığa ise listeria monoctoganes bakterisiyle kontamine olan gıdaların sebep oluyormuş.
    Daha sonra koyunların bu davranış şekli ülkemizde Amasya Göynük tarım işletmesinde görülmüş.
    Şayet birisi çıkıp koyunları bu dairesel rotadan
    çevirmez-çıkarmaz ise “ölünceye kadar” dönerler imiş.
    Bu hastalık insanlara ise, aşırı makarna ve
    “şapka içinden çıkan tavşan” tüketmekten geçermiş

    • 2002 öncesi ve 2002 sonrası makarna tüketim alışkınlıklarını karşılaştırınız. 2002 öncesi yediklerinizin %50 sinden fazlası makarna benzeri üründü. 2002 sonrası tükettiğininz et 2 katından fazla artınca koyun moyun falan sayıklamanız normal.

      • bu bilgiler yine reel olmayıp hissedilen-ler olsa gerek hatta hayal edilen-ler mi desek sayın adaşım, ne dersiniz?
        bir kaç veri paylaşın isterseniz…

      • Sayın ddn!
        En son 2020 yılı verisi:
        Dünyada kişi başına yıllık et tüketimi 14,5 kg ,
        Ülkemizde ise yedi(7) kg.
        2020 yılında makarna tüketimi %25 artarken,
        et tüketimi ise %25 düşmüş.
        Doğalgaz faturasını ödeyemediği için doğalgazı kesilen anne, çocuklarının odasında saç kurutma makinesini açıp diğer odada intihar etti.
        Ne için?
        İhale çeteleri daha fazla haram yiyebilsinler diye.

Yoruma kapalı.