Tolstoy’u çok geç keşfeden bir yazar bana neler düşündürdü, bir bilseniz…

13
Reklam

Acaba şimdiki gençler dünya klasiklerini okuyorlar mı?

Tolstoy, Dostoyevski, Victor Hugo, Andre Gide, T. S. Elliott isimlerini duydular mı?

Harp ve Sulh (Tolstoy), Suç ve Ceza (Dostoyevski), Dar Kapı (Andre Gide), Gazap Üzümleri (John Steinbeck) romanlarını, Çorak Ülke (T. S. Elliott) şiirini okumuş olan var mıdır aralarında?

Amerikan sinemasının önemli ismi Woody Allen’in esprilerinden biri Harp ve Sulh üzerinedir: “Harp ve Sulh’u hızlı okuma teknikleriyle 20 dakikada okudum; Rusya’da geçiyordu.” 

Sayfa sayısı binden fazla olan roman kısa sürede okununca akılda sadece nerede geçtiği kalır.

En baştaki tuhaf soru, dün, Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde, gazetenin köşe yazarlarından Peggy Noonan’ın yazısını okurken aklıma geldi.

Noonan Amerika’nın en bilinen kıdemli siyaset yazarlarındandır. Vaktiyle bir başkana –Ronald Reagan’a- danışmanlık yaptığı gibi, Reagan’ın sonradan meşhur olmuş pek çok önemli konuşmasının metnini yazan da odur. Her kitabı aylar boyu en çok satanlar listesinde kalmıştır.

Amerika standartlarında muhafazakar eğilimli bir yazardır Noonan. Bu özelliği sebebiyle yazılarına göz atmadan geçmem.

Reklam

Son yazısı Tolstoy ve Harp ve Sulh üzerine.

Üniversitede Amerikan ve İngiliz edebiyatı okumuş, o sebeple Rus klasikleri ilgi alanı dışında kalmış. 40’lı yaşlarında roman okumayı tamamen terk etmiş; daha çok tarih ve biyografi kitaplarıyla ilgilenmiş. 

Resmen ıskalamış Tolstoy’u ve Harp ve Sulh’u…

“Gençliğimde hayatı anlamaya çalışmam, yetişkinler nasıl yaşar, başkaları hayatlarını nasıl değerlendirir gibi meraklarım sebebiyle roman okuyordum” diyor Noonan ve ekliyor: “Daha sonra ise neler oldu-bitti, olandan ne dersler çıkarıldı, olan nasıl oldu soruları ilgimi çekti.”

Böyle olunca Harp ve Sulh’u okumak da nasip olmamış.

Amerikalı yazarla aynı yaştayız. Onun daha çok Amerikan ve İngiliz yazarlarının romanlarını okuduğu 40’lı yaşlarından önceki döneminde, ben ve fikir dünyama yakın insanlar, Türkiye’de, dünya klasiklerini okuyorduk. Çoğunlukla Varlık Yayınları’ndan…

Harp ve Sulh’u, Suç ve Ceza’yı, Gazap Üzümleri’ni…

Londra’da yaşarken, İngiltere’de doğmuş ama ABD’de şöhrete kavuşmuş T. S. Elliott’un toplu şiirlerini almış, okumaya çalışmıştım. Sonra o şiirlerden kendi seçtiklerini –Çorak Ülke dahil- bir uzunçalara okuduğunu fark edip onu da satın almıştım.

Reklam

Sulh ve Ceza’nın katil kahramanı Raskolnikof tipi üzerine pek çok yazar kalem oynatmıştı, o sıralarda henüz eline kalem almayanlar ise, arkadaş çevrelerinde mevzu konuşulurken bigane kalmamak için, harıl harıl romanı okumuşlardı. 

WSJ yazarı 70 yaşından sonra Harp ve Sulh’u okumuş. Klasikleri okumamış olma eksikliğini hissetmiş ve bu yaz mevsimini romanı elinden düşürmeyerek geçirmiş. “Düşünsenize, böyle bir eseri okumadan ölebilirmişim” diyor yazar…

Roman, Woody Allen’in esprisinde olduğu gibi, Rusya’da geçiyor. Zaman Napolyon savaşları (1803-1815) dönemi. Tolstoy başyapıtını savaşın bitiminden yaklaşık 50 yıl sonra tamamlayıp 1865 yılında fasıllar halinde yayınlatmış. Kitap halinde yayının tarihi ise 1869.

Besbelli, yazar, kendisini okuyanları Tolstoy’u ve eserini keşfetmeye teşvik etmeyi kafasını koymuş. Romandan altını çizdiği satırlar, 1800’ler ile 2000’li yıllar arasında fazla bir değişiklik yaşanmadığına işaret ediyor.

Tolstoy romanında portrelerini çizdiği tiplerin etnik özelliklerinden söz ederken keskin bir dil kullanmış. Almanlar, Fransızlar, İngilizler hakkında verdiği özellikler bugüne de tıpa tıp uyuyor. 

Ruslar ile ilgili tespiti yalnız Ruslar için değil başka ülkelerde de bulunabilecek tipler için de geçerli. Bakın nasıl anlatmış tipi: “Hiçbir şey bilmez, bir şey bilmek de istemez, herhangi bir şeyin öğrenilebileceğine de inanmaz zaten ve bu sebeple de kendinden çok emindir.”

Napolyon ve etrafı da romanda yer alıyor. Onlardan biri Mareşal Davout. Üst düzey bir komutan olduğu halde öyle lüks yerleri mekan tutmaz Mareşal; ya ne yapar? Sahada basit bir çiftçi kulübesinde kalır. Ruh sıkıntılarına yol açacak şartlara muhatap olduğu için yüzü hep asıktır Mareşal Davout’un; aynı sebepten de çok çalışkan ve aceleci davranmak zorundadır.

Yaklaşık yarım asır önce haftalar sürmüş bir okuma serüveniyle bitirdiğim Harp ve Sulh’tan aklımda pek az şey kaldı. 

Ancak birkaç yıl önce, BBC tarafından büyük masraflar göze alınarak dizi haline getirilmiş Harp ve Sulh’un bütün bölümlerini izledim. Hala duruyor mudur, bilmiyorum ama Netflix’te de izlenebiliyordu dizi. Bulursanız Netflix’te, o da olmadı bir yerlerden bulun ve yazıldığı zamanı çok aşan mesajları bulunan eserin görüntülü versiyonunu olsun mutlaka izleyin.

Bizim neslin eli kalem tutanları çok taraflı okuyarak kendini hayata hazırlardı. “Şimdiki gençler okur mu?” merakım şundan: Bizler sürekli ve çok yönlü okurken, aynı nesilden ve aynı çevreden bazıları günlerini başka meşgalelerle doldurarak geçiriyorlardı; onların haline bakıp üzülüyorum.

Hiç değilse Amerikalı meslektaş gibi gecikmeli de olsa klasikleri keşfetseler, okuduklarının sonucunda hal ve tavırlarının değişeceğine kalıbımı basarım.

ΩΩΩΩ

Reklam

13 YORUMLAR

  1. Tolstoy/“savaş ve barış-harp ve sulh” üzerine konuşuluyorsa SSCB yapımı Sergei Bondarchuk’un yönettiği/oynadığı şu filmi mutlaka tavsiye ederim.
    https://www.criterion.com/films/28891-war-and-peace

    Eğer SSCB’nin bir iyiliği olmuşsa o da bu filmin yapılmasıdır dense yeridir.
    Hollywood netflix vs solda sıfır.
    Koca SSCB’nin neredeyse bütün imkanları Hollywood’a hava atmak için bu filmin yapımı için seferber edilmiş.
    Hepi topu 8-9 saatçik.
    Eğer izlemediyseniz Edinin ve Mutlaka izleyin…
    Filmin yapılması üzerine extraları da mutlaka izleyin.
    İnanın Pişman olmazsınız.

    Selamlar…

  2. Klasik edebiyat eserlerini okumak, birçok fayda sağlayabilir. İşte klasikleri okumanın insanlara neler kattığına dair bazı önemli noktalar:

    Kültürel Zenginlik: Klasik edebiyat, farklı dönemlerin ve kültürlerin düşünce yapısını, değerlerini ve yaşam tarzlarını yansıtır. Bu eserleri okuyarak, farklı kültürleri daha iyi anlama ve kültürel zenginlik kazanma fırsatı bulabilirsiniz.

    Derinlikli Düşünce: Klasik eserler genellikle karmaşık karakterler, derin tema ve sembollerle doludur. Bu eserleri okumak, derinlemesine düşünme yeteneğinizi geliştirebilir ve daha karmaşık düşünme becerileri kazanmanıza yardımcı olabilir.

    Dil Becerileri: Klasik edebiyat genellikle zengin ve güçlü bir dil kullanır. Bu tür eserleri okumak, kelime dağarcığınızı genişletebilir, dil becerilerinizi geliştirebilir ve yazma yeteneğinizi artırabilir.

    Tarih Bilgisi: Klasik eserler, döneminin sosyal, politik ve tarihsel bağlamını yansıtır. Bu nedenle, bu eserleri okuyarak tarih hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

    Empati Yeteneği: Klasik romanlar genellikle karakterlerin iç dünyasını ve duygusal deneyimlerini ayrıntılı bir şekilde ele alır. Bu, başkalarının duygusal dünyasını daha iyi anlamanıza ve empati yeteneğinizi geliştirmenize yardımcı olabilir.

    Evrensel Temalar: Klasik eserlerde işlenen temalar genellikle evrenseldir. İnsan doğası, ahlaki sorunlar, aşk, güç ve ölüm gibi temalar klasik eserlerde sıkça karşımıza çıkar. Bu temalar üzerine düşünmek, insan deneyimini daha derinlemesine anlamanıza katkı sağlayabilir.

    Düşünsel Zenginlik: Klasik edebiyat eserleri sıklıkla felsefi ve düşünsel soruları ele alır. Bu eserleri okumak, düşünsel zenginlik kazanmanıza ve farklı felsefi yaklaşımları keşfetmenize yardımcı olabilir.

    Estetik Tat: Klasik edebiyatın yazım tarzı, edebi estetik ve güzellik açısından önemlidir. Bu eserleri okumak, edebiyatın estetik tarafını daha iyi anlamanıza ve estetik bir tat geliştirmenize yardımcı olabilir.

    Klasik edebiyat eserleri, bu ve benzeri birçok fayda sağlayabilir, ancak herkesin tercihleri farklıdır. Önemli olan, size en çok ilgi çeken ve sizin için anlamlı olan klasikleri seçmek ve keyif alarak okumaktır.

  3. 1 kelime haznen gelişir.
    2 genel kültür bakimindan donanimli olursun.
    3 sinavlarda, bulmacalarda, kelime oyunlarinda surekli karsilasacagin bisey.
    4 olaylara yaklasim acin degisir daha farkli olup da

  4. Ben orda hangi toplumda yasamış olursa olsun karakterli insanlar goruyorum.

    Genel kultur seviyem Artıyor milletlerin kültürleri hakkında birşeyler öğreniyorum ve mizaçlarını tanıyorum bu büyük bir artı.
    Geçmişe yolculuk ediyoruz fena mı kocaman binalarin olmadigi sığ kasabalara ufacık odalı evlere gidiyoruz. En inançsız insanlardan ahlak dersi alıyoruz nasıl oluyır bilmiyorum ama öyle Demek ki Onlarında Ahlak Dünyası var.
    Otantik ortamlara girip Çıkiyoruz ozlem duyduğumuz.
    Dun neydik bu gun ne olduk diye mukayese edebiliyor, muhakeme yeteneğimizi gelistiriyoruz.
    Gaz lambalarında uyuyoruz gece sabahın Kırık puslu camlarindan Temiz saf bir güne merhaba diyoruz.

  5. Elbetteki okunan her kitaptan insan nasiplenir,, bir şeyler öğrenir. Ancak esas hal ve tavır değiştirici ve de insani değerleri yüceltici en önemli unsur din ve ahlaktır. Bunu bir türlü beceremeyip nefret ettiğimiz ahlaksızlar yığınını, bizim gibi bir dine sahip olarak nasıl başarıyoruz onu da kamu idarecileri bir düşünsün. Saf ve temiz bir çocuğu alıp ergenlik döneminden itibaren vahşileştiren eğitim sistemimiz acilen rehabilite edilerek milli ve manevi değerlerin tasvir ettiği bireyleri yetiştirmeliyiz. Şimdi ismin hatırlamadım ama bizim büyüklerimizden birine bizde neden roman yok veya geç oluştu diye sorunca Avrupanın bozulmuş ahlaki yapısının tamirine uğraşan bilgelerin emeği olarak ortaya çıkmış. Oysa onların ahlaken çöktükleri dönemde biz en ileri seviyede idik.

    • Din, dolayısıyla kurallar ve kitabıyla hatta elçisiyle uygulamasıyla!…
      Birer örnek, bir REHBER dir insanoğlu için🤗
      Kainatın Yaratıcısı canlıları “saldım çayıra mevlam kayıra” mantığıylada başıboş bırakmamış🤲. Şanslıyız.
      Ahlak görgü terbiye usul âdap kitaptan da kağıttan da aileden de hatta başkalarına bakarak duyarak seyrederek te öğrenilebilir
      TEK ÇÖZÜM:
      Burda mahallede tv de cemaatte tarijatta okulda partide “muhalefetteyken!” mesela, ne konuşuyor, nasıl düşünüyor du isen!
      SUYUN BAŞINA GEÇTİĞİNDE DE (cb bb parti başı elebaşı soğan başı) AYNI ŞEYİ DÜŞÜNÜP YAPMAK İÇİN ÇIRPINMAK!
      Diretmek hatta yapabildiğince yapmak! ile mümkündür 🤗.
      (Örnek mi: köy enstitüleri mucitlerinin o günün şartları ve kültüründe ne yapabildilerse, yapmış oldukları gibi🤔..)

  6. Hiç değilse Amerikalı meslektaş gibi gecikmeli de olsa klasikleri keşfetseler, okuduklarının sonucunda hal ve tavırlarının değişeceğine kalıbımı basarım.
    Yine çok güldüm…simdi sayın yazar diyecekki bu M.kaya ne kadar negatif ve herşeyi eleştiren biri …halbuki bana göre fehmi koru hep tersten bakiyor olaylara… bu dedigi kılasikler yok dünya edebiyati falan filan bunlari enćok okuyan öven kendine çağdaş diyen bu millete tepeden bakan chp zihniyetli insanlar..bu klasikler tarikat veya cemaatciler mi okuyor okutuyor…hayır.bunlar yobaz kendi fikri dışında baska fikri kabul etmeyen insanin fikrine kılığına bile karışan kendine çağdaş diyede damga vurup baskasini kücümseyen güya batıcı ćaģdaş insanlarin bu millete okutmaya çalıstigi seyler.bu tiplere Gazali desen burun kıvırır ama viktor hügo deyince gözleri ışıldar.Said nursi desen nefret eder ama tolstoy deyince saygı ile eģilir.kendi toprağına kendi değerine karşıdır.ama batının değerlerine aşık hayran….
    okuduklari sonucunda davranıarinin değisecegine kalınızı basarmıssiniz.bence bu zihniyet icin kalıbınızı bedeninizi ortaya koymayın.cunki bunlara göre sen dindarsan hellede cemaat tarikatci isen bütün bu okunan kılasikler bir anda unutulur…git başörtüsüne, dine,dindara karşı olana ,dini yasantiyi hak olarak görmeyen bu zümreye sor..hangi kitaplari okuyalim diye..sana senin dedidigin dünya kılasikleri diyeceklerdir.gazali desen seni kücümseyecek …bu kılasikleri de en cok okuyan da güya onlar.😂😂😂rektörü profu hakimi askeri üniversite mezunu😂😂😂😂

  7. “ARKADAŞLAR ÖZET GEÇİYOR”
    –Efendim en son hangi kitabı okudunuz?
    –Eeeee kitap ihalesi mi dediniz?
    –Yok efendim okumaktan bahsediyorum?
    –Garantili olandan mı?
    –Yok yok kitap kitap kitap.
    –Evladım !Derdini anlatabilmek için bitap oldun bitap.

    • “HAYRETI MUCIP
      3 Eylül 2023 De 08:55

      Hatta aydın bir insanın her gün bir gazete , her hafta bir dergi ve her ay bir kitap okuması gerektiği söylenir.”
      Bu saydıklarınızı yapmakla aydın bir insan olunuyorsa, istemez kalsın!
      Piyasa bunlarla dolu zaten,
      öyle değil mi sayın yk?

  8. Yeni nesil okumuyor izliyor. Youtube izliyor Netflix izliyor… Birçoğu turkce içerik de izlemiyor. Bedenen bu ülkede olsa da zihnen farklı dünyalardalar. Bu nesil ne ister ne bekler kimsenin de umrunda değil. Zaten bu neslin de yaşadığı yerin pek çok sorunu umrunda değil.

  9. Aynı zaman diliminde üç ayrı kitabı okuyup bitirebilen bir okuyucuyum. Çoğu kimse anlam veremez. (Zamane insanımız okumayı sevmiyor ki fayda zarar çeşit vakit vb şeyleri annasın). Yıllarca Kur’anı bile başkalarından dinlemeyi tercih edip mealini okumanıza gerek yok! diye yaygara koparmadılar mı???😡😡😡
    Çocukları din kültürü ahlak dersinden muaf tutmaya çalışıp! “dersin içeriğine BAKMAYI AKIL DAHİ ETTİRMEKTEN ACİZ” bırakmadılar mı???😡😡😡😡
    SONUÇ:Düştün mü din simdarlarının eline!..
    İşte geldin düşe kalka (maya) bu günlere🤔
    Yazar fazla üzülmesin. Aynı şeyleri yeni nesil yapmaz! artık. Yapmasına da gerek kalmayabilir🤗. Çünkü farklı bir yol gidilen yol: medya tv dijital yenilikler bilgisayar cep telefonu vb .. başka bir mecraya sürüklüyor insanlığı🤔🤔🤔!!!
    SADECE BİZE “DOĞRU OLANI BULMALARINI!!! (doğru budur diye dikte etmeden) DOĞRUSU NEYSE ONA YÖNELMELERİNİ” sağlamaya çalışmak düşüyor🤗.

  10. Evet , gerçekten aydın bir insanın en önemli kültürel hedeflerinden birisinin de elinden geldiğince bu dünya klasiklerini okumak olmalı .
    Hatta aydın bir insanın her gün bir gazete , her hafta bir dergi ve her ay bir kitap okuması gerektiği söylenir.
    Burada bence önemli olan konuya toplum açısından bakmaktır, ancak bizim toplum olarak bu konuda çok çok yetersiz ve kötü olduğumuzu da söylemeye herhalde gerek yoktur .
    Nitekim evvelki günü kadın milli voleybol tk.nin finale çıkma karşılaşması vardı ve TRT1 de veriliyordu , seyretme oranı %30 imiş, buna karşılık Esra Erol’un programı ise %60 oranında ve ikinci sırada da Master Şef geliyormuş!
    Bizim %60 muhafazakâr görüşte olan halkımıza bak !
    Onun için bir türlü düzlüğe çıkamıyor , patinaj yapıp duruyoruz !

  11. Sayın koru da “okumadım ama filmini izledim” takımından anlaşılan:)
    “Düşünsenize, böyle bir eseri okumadan ölebilirmişim” diyen yazar da heralde önceden şaptı, artık şeker olmuştur!
    “… klasikleri keşfetseler, okuduklarının sonucunda hal ve tavırlarının değişeceğine kalıbımı basarım.” iddianız ise hepten havada kalıyor, bu kitaplar şimdiye kadar milyonlarca kişi tarafından okunmuştur, kimin nesini değiştirmiş olabilirler ki?
    Bence herkes kendisi gibidir:)

Yoruma kapalı.