ABD başkanı bir telefon talimatıyla İsrail vahşetini durdurabilir mi? Geçmişte bunu yapan başkan olmuştu…

14
Joe Biden ve Netanyahu.. Fotoğraf Guardian'dan..
Reklam

Ne zaman Amerikan gazetelerinde Gazze ile ilgili haberleri okusam, aklıma hep aynı soru geliyor: “Acaba Joe Biden benimle aynı gazeteleri okumuyor mu?”

Washington Post’u, New York Times’ı?

Her iki gazete de aslında İsrail’e ters bakacak yayın organları değil; ancak yine de Gazze’den ve İsrail’den verdikleri haberleri okuyan herkes, Filistinlilere yapılanların bir vahşet olduğunu biliyor.

‘Soykırım’ sözcüğü kullanılmıyor haberler ve yazılarda ama okuyan o hisse kapılmadan edemiyor.

Zaten bu sebeple, ABD’de -ve Batı’da- İsrail karşıtlığı, anti-Semitizm kıyılarında dolaşıyor.

Peki de, Joe Biden neden bu yapılanı sona erdirmek için devreye girmiyor?

Ah-vah etmeye başladı ama bunun bir yararı yok. İsrail-yanlısı görüntüsü kendisine Kasım seçimini kaybettirebilir bile. 

İsrail söz konusu olduğu için kendisini güçlü mü hissetmiyor, yoksa ABD başkanı olarak İsrail üzerinde gücü olduğunun farkında mı değil?  

Reklam

1990’da Baker ile yaşanan

ABD’nin, geçmişte, İsrail ile Filistin arasındaki ihtilafta, Tel Aviv’in aşırılığına müsaade etmekten kaçındığını unutmuş olanlar ya da o konuda bilgi sahibi olmayanlar bulunabilir. 

Oysa, her fırsatta hatırlatmaya çalıştığım bir olayı bir daha tekrarlayayım: Dönemin ABD dışişleri bakanı James Baker, İsrail başbakanı Yitzhak Shamir’in, ABD’nin gönderdiği yüklü bağışı yeni yerleşim yerleri inşasında kullanmaya kalkması ve Filistinliler ile barış arayışlarına kulak tıkaması halinde buna izin verilmeyeceğini basın önünde söyledikten sonra, “Telefon numaramız 1-202-456-1414; barış konusunda samimi olan beni arasın” meydan okumasında bulunmuştu. [Baker’ın o gün Shamir için küfür sözcükleri sarf ettiği de söylenir.]

Bu olay 1990 yılında yaşandı.

Daha öncesi de var.

1982’de Reagan’la yaşanan

Yıl 1982. Dönemin İsrail savunma bakanı Ariel Sharon, Lübnan’ın başkenti Beyrut’u bir ay sürecek bir abluka altına almış, ülkenin güneyindeki Filistin kamplarına saldırılar başlatmıştı. Abluka sırasında Beyrut’a gıda ve suyun girmesini engellemiş, kentin elektriğini de kesmişti İsrail. 

O zaman Hamas yoktu, ‘düşman’ Filistin Kurtuluş Ordusu’ydu (PLO).

Reklam

İsrail PLO’yu yok etmek amacıyla topyekün bir savaş başlatmıştı. 

Saldırılar sırasında binlerce Filistinli hayatını kaybetmişti.

12 Ağustos 1982 tarihinde, İsrail jetleri, tam 11 saat boyunca Beyrut’u bombalayarak 100’den fazla kişinin ölümüne yol açtı. 

Pek çok yönden o ‘kara gün/ler’ son birkaç aydır Gazze’de yaşananları andırıyor…

Beyaz Saray’da oturan Başkan Ronald Reagan, 12 Ağustos akşamı, TV ekranlarında izlediği fecaattan ve yaralanmış bir çocuğun kucakta taşınır halini görmekten etkilenerek, İsrail başbakanı Menachem Begin’i aradı ve ona yapılanı şiddetle kınadığını bildirdi.

“Menachem, bu bir soykırım” da dedi o telefon konuşmasında Reagan Begin’e…

‘Soykırım’ sözcüğü İsrail’in Filistinlilere yaptığı kıyım için 1982 yılında ABD başkanı İsrail başbakanıyla konuşurken kullanıldı. [Reagan’ın o sözcüğü kullandığını işiten Begin’in, “O sözcüğün ne anlama geldiğini ben de herhalde biliyorum” dediği söylenir.]

İsrail yönetimi, Netanyahu ve destekçileri, şimdilerde aynı sözcüğü kullananlara karşı savaş açmış durumdalar. 

Artistler, şarkıcılar o sözcüğü kullanmaları durumunda iş bulamıyor, üniversite hocaları kovuluyor ABD’de…

Reagan’ın araması sonrasında ne mi oldu?

Telefonu kapatmasından 20 dakika sonra, Begin ABD başkanı Reagan’ı aradı ve Sharon’a saldırıyı sonlandırma talimatı verdiğini duyurdu. 

Hafif şaşırmış Reagan, o bilgiyi aldıktan sonra, telefonun ahizesini yerine koyarken, yanındakilere, “Doğrusu öyle bir gücüm olduğunu bilmiyordum” demişti.

Saldırı bıçak kesilmiş gibi durdu.  

2024’te ne oluyor?

Ronald Reagan’ın Menachem Begin’e 1982 yılında, James Baker’in Yitzhak Shamir’e 1990 yılında verdikleri güçlü tepkiler, karşılarındakilere geri adım attırmaya yetmişti.

Yıl 2024, Beyaz Saray’da, 1973-2009 arasını senatör olarak iktidarı yakından gözlemleyerek, sonraki sekiz yılı başkan yardımcısı olarak iktidarı paylaşarak geçirmiş, dört yıllık başkan Joe Biden var ve İsrail karşısında çok çaresiz bir görüntü veriyor, hayret…

Dahası, Amerikan televizyonlarını izlemiyor, gazetelerini de okumuyor gibi…

ABD dışişleri bakanı Antony Blinken, dün Arjantin’deymiş, orada bir soru üzerine, “İsrail’in Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri inşası yasal değil, Gazze’yle ilgili planı da bizi hayal kırıklığına uğrattı” demiş…

Güldüm. Biden ve etrafındakiler gerçekten ah-vah etmeyi biliyorlar ama güç kullanmayı unutmuşlar…

[Bu yazıda, Reagan’ın Begin ile görüşerek Beyrut saldırısını durdurduğu bilgisi için, Guardian’da yeni yazmaya başlayan Mehdi Hasan’ın konuya ilişkin yazısından yararlandım.]

ΩΩΩΩ

Reklam

14 YORUMLAR

  1. Batı dünyası ve etki alanı, İslam ülkeleri halklarını teröre potansiyel olarak yakın görüyor. Görünüş böyle ama yanıltıcıdır. İslam ülkelerindeki uç akımların ve hatta İran’ın beslendiği meşrutiyet alanı İsraildir. Ortadoğu’nun bağrına mızrak gibi saplanan bu yapay ülkenin tüm İslam ulkelerinde yarattığı travma, İsrail’in yenilmez olmasıyla dahada artmıştır. Bu sorunun çözümü asla İslami tekrarlarla olmuyor. Çözüm sol, hatta kemalist reflekslerle denenmelidir.

  2. HAYRETI MUCIP 24 Şubat 2024 De 02:56
    “Biden, Putin için açıkça o.ç . dedi…
    Yorumu Cevapla

    Evet öyle demiş. Haber manşetlerinde ben de denk geldim. Putin de o lafa itiraz etmedi “evet öyleyim” dedi. Egoları fazla dünyayı paylaşamayan o çocuklar (o.ç.) mezhep farkıyla aynı din mensubu moruklar. Bizim “DiN”imiz farklı, çok şükür. Allah (cc) iki tarafın şerrinden korusun. Mevcut halimizle fazlaca ters düşmemek gerek. DiN konularında neyin ne olduğu iyice araştırılıp konsensusla ortak paydalarda buluşulmazsa o.ç. marka hasis ve hırçın o yaratıklar insanlığın ve dünyanın sonunu getirecekler, korkarım.

    Güçlü imparatorluklar kurabilmiş atalarımız vaktiyle toparlanabilseydi, dinimize “kör ve sağırlar, birbirini ağırlar” marka bu çocukların arasında güçlü bir denge unsuru olabilirdi. Ancak içten ve dıştan baskıları bertaraf edip toparlanamadı. “Akıl*İman Sentezi” zafiyetiyle ancak bu günlere gelebildik (pek takan pek yok). Tekrardan güçlenmemiz için “zafiyet”imizi gidermemiz şart. Allah’ın izniyle elbet birgün toparlanır, Ortadoğuya ve tüm Dünyaya en iyi örnek oluruz.

  3. DEMEK Kİ, KASETLERİ VAR!
    Önce yerli ve milli bir fonomenden başlayalım.
    U dönüşlerinin ağa babasının taraftarı, kaset iftirasının artık olağan makul şüphellerini adres gösterince, kendilerinin destekledikleri tarafından daha çok dile getirildiğini şahsen BENİM BU İFTİRAYA HİÇBİR ŞEKİLDE İHTİMAL VERMEDİĞİMİ, ancak U dönüşlerinin makul ve mantıklı bir izahının yapılmadığını, bu nedenle izahı olmayanın mizahının yapılacağını göze almak gerektiğini dile getirdim.
    Daha yeni AB milletvekillerinin telefonlarında İsrail’de geliştirilmiş casus yazılım tespit edildi.
    Bu yazılım ile tüm görüşme ve iletişimi tespit ettikleri telefonun bulundu yerlerin kamerası ile fotoğrafını alabildikkeri iddia edildi.
    Yine Alman menşeli bir yazılımın ülkemize satildığı geçen yıllarda tespit edildi. Hatta Almanya’da bulunan vatandaşlar tarafından açılan tazminat davaları nedeniyle yazılımı gerçekleştiren şirket ile bağlı olduğu şirketler iflasını istemek zorunda kaldı.
    Ülkemizde bu yazılım ile elde edilen veriler adli dosyalarda kullanılamaz. Ancak yasal delilleri nasıl elde edebileceğine dair yol gösterebilir.
    Bu nedenle kritik siyasi süreçlerde özellikle muhalefet cenahında kendinden ve konumundan beklenmeyen açıklama ve davranış gösterenler var ise, öncelikle kuyruklarını bu yolla kaptırmış olduklarından şüphelenilmesi gerekiyor.
    Gelelim ABD olayına:
    Fuhuş adası ve ada sahibi intihar eden milyarder Epistein dosyasında adaya ilk baskını yapan polislerden birinin emekli olunca Rusya’ya sığındığı bu yolla Putin’in Trump hakkında elde ettiği bilgiler ile şantaj yaptığı dile getirildi.
    Zaten Trump’ın oğlu ile Rusya büyükelçiliği arasında olan bir telefon hattı da ele geçirilmiş idi.
    Bir de diplomatik dokunulmazlığı hiçe sayarak ABD’de bir Rusya konsolosluğuna yapılan baskın ve arama öncesi konsoloslukta yakılarak evrak imha edildiği haberlere yansımış idi.
    Biden’in oğlunun uyuşturcu iddiası ve açık-saçık görüntüleri basına yansımış idi.
    İfşası kabul edilemiyecek açıkların illaki cinsel konularda olması gerekmiyor.
    Parasal yada akla gelmeyecek başka konularda da olabilir.
    Yine bu açıkların yetkililerin kendisi hakkında olması da gerekmiyor.
    Bir akrabası yada başka bir yakını hakkında da olabilir.
    Bu vesile ile narsistlerin bir özelliğini aktarayım:
    Sizlere narsistliğin belirtilerini sayın desem büyük çoğunluğunuz bir özellik dışında tamamına yakınını sayabilirsiniz.
    İlk akla gelenler;
    –Patlamış bir ego,
    –Kendisinin çok özel ve üstün olduğunu düşünme,
    –Eleştirilerden acayip rahatsız olma vs.
    Ancak bir özellik, teknik ifadesiyle semptom var ki, burada bilim devreye giriyor. Yani işin uzmanlığı.
    Bu semptom da şu:
    “Başkalarının zaaf ve açıklarını kişisel çıkarları ve hedefleri doğrultusunda kullanmak”
    Her insanın mutlaka zaafiyeti vardır.
    Ama kabul edilebilir ama kabul edilemez boyutta.
    Narsistler zaafiyetlerin tespitin de kullanılmasında da şapka çıkartacak kadar “usta”dırlar.
    Tabii ki her usta gibi çıraklık ve kalfalık dönemleri olmuştur.

  4. ….
    Herkeste farklı atmakta nabız
    Biraz olsun gel hele, çuvaldız!
    …..

    ABD yönetiminde daha önceki tutum ile şimdiki tutum farkını belirleyen belki de en önemli etken İslamofobi. İsrail siyonistlerine hiç görülmemiş derecede açık çek vermelerinde bunun da rolü büyüktür. 9/11 olayını gerçekleştiren radikaller o işten ne kazandılar? Sonuçta radikallik kime hizmet etti? Bugün çoluk çocuk katledilen sivillerde dolaylı olarak radikaller de sorumlu değil mi?

    Diğer taraftan dünyanın gözü önünde hiçbir güce aldırmadan İsrail’in Gazze’deki gaddarlığının derecesi İslamofobinin ortaya çıkmasında ajanlarıyla bizzat işin içinde olmuş olabileceklerini de muhtemel kılmaktadır. Gazze’de masum insanları tüm dünyaya rağmen katletmekten geri kalmayan Netanyahugillerden herşey beklenir.

  5. İnsanlığa ve islamlığa yönelik haklı eleştirilere saygı duyarız, ama bu eleştirilerin asıl muhatabı mahmut abbas ve onun yularını tutanlardır!
    Yunanistanla, pkk ile iş tutmaya bayılırlar, arapbirliğinin her toplantısından türkiyeyi kınayıcı kararlar çıkartırlar…
    Biz ne yaptık?
    Milyonlarca muhacire kucak açtık,
    dün halepçeden kaçan kürtlere, bugün suriyelilere, libyaya somaliye de kanat gerdik, karabağa da gittik…
    Yiğidi öldür ama hakkını yeme!
    Civanmert türk milletine kimse insanlık öğretmesin, müslümanlık taslamasın!

    • benim Abbas’ın yaptıklarından haberim yok, kendisine yönelik eleştirilerden medyadan takip edebildiğim kadar haberdarım, PKK’ya yönelik soylemleride… benim farkedebildigim kadarıyla PKK ile ilgili söylemler inandırıcılığını yitirmiş, sorunlu bölgede yaşayan Kürt nüfusu da PYD YPG olarak PKK tanımına sokularak adeta PKK’yı meşru bir örgüt haline getirmiştir. meşru bir örgüt ile herkes iş tutabilir düşüncesi de”eser siyasetinin” doğal bir sonucu olsa gerek. eser denince de elbette “yaparsa akparti yapar”

  6. Abd bir zamanlar dur! demiş😯. (Filistin henüz senin değil! Yavaş git frenine basmış😡). Yazık orda yaşayan tüm insanlara Allah sabır versin; sağ kalanlara!..
    Ortadoğu üzerinde plan yapmayan var mı?
    TR bile, büyük Osmanlı hayalleri kurmadımı
    Biz gelemiyoruz henüz bu yüzyıla (yeniyüzyıl sözde) geçmişten ders çıkarıp,
    GELECEĞİ GÖREBİLMEK GELECEĞE HAZIRLIK YAPMAK!🤔🤔🤔🤔🤗
    Ne kadar zor olabilir ki?

  7. Çin’ Hindistan rekabeti, Rusya’nın eski imparatorluk sınırlarına kadar tekrar genişleme cesareti göstermesi sadece sadece Amerika ve Avrupalıları şaşırtmamış aynı zamanda ulu bilge reyizimizi de çok şaşırtmış da BOP eş başkanı olduğunu unutturuvermişti,

    BOP”un eş başkanı olmak kötü bir şey mı, halbuki bunları Biden’a hatırlatmak Avrupa’li yöneticilere Filistin üzerinden ayar vermek (ki reyizimizin en sevdiği şeydir bu) onları İsrail’e karşı cesaretlendirmek tam da BOP eşbaşkanının görevi değil mi?

    güç nerdeyse oraya anında dümen kırmak en zayıfların yapabileceği bir şey, bir de ustalığıyla övünüor!

    • Filistin meselesi hassas.. Temenniler ayrıdır, taktik ve stratejiler daha bir ayrıdır. Ve hasım sadece bir ‘siyonist haydutlar çetesi’ değil, bütün bir ’emperial-şeytanî güçler dünyası’dır. Bir mücadeleye, düşmanın istediği zaman ve mekân da değil, kendi istediğiniz zaman ve mekânda girmelisiniz.. Yoksa, sadece Müslüman olanlar değil, zerre kadar insanlık vicdanı olanlar bile, bu barbarlığa karşı çıkıyorlar.
      Ama, asıl hesabı yapmak mevkıinde olanların hayırlı kararlar almaları için dua edelim..

  8. Bu yazıda savaşı-katliamı-soykırımı İsrail’in yaptığı, ABD ve diğerlerinin bir şey yapamadığı empoze ediliyor. Hep birlikte yaptıkları gizleniyor ya da unutturulmaya çalışılıyor.
    Yazık

  9. Bizler ABDYe veya batıya kizacagimiza kendimize kizmaliyiz hatta utanmali ve igrenmeliyiz.Tum İslam Toplumlarini kastediyorum.
    Bir kaşık suda bogulabilecek vahşi Yahudi devleti ve batıyı isterlerse 1 haftada dize getirebilirler.Kessinler petrolü doğal gazı bakalım kaç gün dayanabilecekler.Ama paraya pula şehvete kaptırmış bu ülkelerin yöneticileri ve onların köle halkları insanlıktan utanmadan yaşayabiliyorlar.30 bin insan katledilmiş 2 milyon insanın evleri yok edilmiş hayvan yemine muhtaç edilmiş Filistinlilerin LANETİ önce onları bulacaktır unutmasınlar.

  10. ABD’nin değişmez pozisyonu her halükarda İsrail’i arkalamaktır.
    Yoksa…
    ABD, “Gazze’de ateşkes yapılsın” yani “İsrail soykırımı dursun” şeklinde hülasa edeceğimiz son derece insani yasa tasarısını, dünyanın gözü önünde veto eder miydi?

  11. Amerika’nın İsrail ile el ele atladığı Gazze bataklığından çıkmasının tek yolu Netanyahu’yu kurban etmek.
    Amerika bu gerçeğin farkında ve bütün oyunu bunun üzerine kuruyor.
    Ancak Amerika’nın gördüğü bu gerçeği birileri daha görüyor.
    Netanyahu…
    Katil Netanyahu Amerika’nın “B” planına geçtiğini ve saplandığı bataklıktan kurtulmak için faturayı kendisine kesip çıra gibi yakacağını çok iyi biliyor.

  12. Biden, Putin için açıkça o.ç . dedi ancak o sözleriyle aslında tam da kendisini tarif etmiş oldu !
    Tabii burada kınanacak olan sadece ABD. değil bütün dünya ığrenç bir şekilde ve zalimce bu durumu seyrediyor !

Yoruma kapalı.