Gazze’de yaşananlar sınırları aşarak dünyayı değiştirecek bir yöne evrildi; anti-Semitizm yaygınlaşıyor…

14
Reklam

Gazze’de olanları eskisi kadar takip ediyor musunuz?

Her gün bir yerinde yeni bir olayın patlak verdiği, seçime doğru yol alan bir ülkede, pek çoğumuza abes gelebilecek bir soru bu.

Abes de görünse, önemsediğim bir soru bu. Sonuçta yalnızca Filistinliler ile İsraillileri ilgilendirmekle sınırlı kalmayan savaş beşinci ayında ve ne zaman sona ereceği de bilinmiyor. 

Her iki tarafın dünya genelinde taraftarları var.

Bizde birkaç sıradan miting yapıldı, politikacılar akıllarına geldiği zaman İsrail karşıtı laflar ediyorlar, ama dünyada neredeyse her hafta sonu bir yerlerde taraflardan birinin lehine protesto mitingleri yapılıyor.

Dünya medyası her gün yerinden haberlerle gelişmeleri canlı tutuyor.

Joe Biden sonunda Netanyahu’yu dizginler görünürken, ABD Kongresi İsrail’e milyarlarca dolarlık bombalar, füzeler, silah ve teçhizat gönderiyor…

Filistinliler Gazze’de en güneye yığıldılar, akıbetlerini orada bekliyorlar. Netanyahu her an Gazze’nin kuzeyine yığılı askerlerini onların üzerine gönderebilir…

Reklam

Gazetelerden özet haberler bunlar.

Esas üzerinde durulması gereken ise, Gazze’de yaşananların kalıcı etkilerinin neler olacağı…

Daha ilk günden pek çok yorumcu -aralarında ben de varım- savaşın bütün dünyada İsrail’e ve genel olarak da Yahudilere karşı olumsuz hisleri yaygınlaştıracağı öngörüsünde bulundu.

Netanyahu ve uluslararası dostlarının, dikkatleri 7 Ekim günü Hamas militanlarının Gazze’den çıkıp İsrail’de rehin alma girişimi sırasında olanlar üzerinde yoğunlaştırma çabalarına rağmen hem de…

O çaba amacına ulaşmadı, Gazze’de ölümler katlanarak arttıkça Yahudi-düşmanlığı -anti-Semitizm- yakın tarihte olmadığı kadar arttı. Artmaya da devam edeceğe benziyor.

Yahudiler bile Gazze’de yaşananlara tahammül edemez hale geldiler.

Amerikan medyası ve politikacıları neredeyse bütün renkleriyle, İsrail yanlısı oldukları ve Gazze’de yaşananları tek taraflı değerlendirdikleri halde, Amerikan halkı -özellikle de gençler- giderek karşı tavırda birleşmeye başladılar.

Aralık ayında yapılan Harvard/Harris anketinde, ‘Yahudilerin baskıcı bir sınıf’ olduklarını ve bu sebeple de onlara ‘baskı yapanlar’ muamelesinin uygun görüldüğünü söyleyen genç Amerikalıların oranının %67 olduğu görüldü.

Reklam

İngiltere’de, yine Aralık ayında yapılan bir ankette de, 18-24 yaş arasındaki genç nüfusun %34’ünün, İsrail’in Filistinlilere Nazilerin Yahudilere layık gördüğü muameleyi uyguladığı görüşünde oldukları ortaya çıktı. Yaşlılarda bu oran %30 kadar.

Her iki ülkede, Almanya’da Nazilerin kendi Yahudi vatandaşlarına yaptıkları ve milyonlarcasının toplama kamplarında hayatlarını kaybettiklerinin ortaya çıktığı olay –Holokost– okullarda ders olarak okutuluyor.

O dersi alanlar, o zaman yapılanlarla Gazze’den dünyaya yansıyanlar arasında münasebet kuruyor olmalılar.

Yukarıda verdiğim anket sonuçları Aralık 2023’e ait. O zamandan bu yana geçen iki ay içerisinde yaşananlar, öyle sanıyorum ki, insanların konuya yaklaşımlarını daha da keskin hale getirmiştir.

İsrail’de çıkan Haaretz gazetesinin birden fazla yazarı da, savaşın başladığı ilk günü takiben, Netanyahu’yu ve hükümetini, dünyada meydana gelebilecek karşı tavır konusunda uyarmaya çalıştılar, ama nafile.

Politikacılar -iktidarda olanlar ile muhalifler birlikte- İsrail’de savaş taraftarlığında birleşmiş durumdalar.

Anti-semitizmin yükselmesinin kimseye yararı olmaz, ama özellikle dünyanın çeşitli ülkelerinde, o ülkelerin vatandaşları olarak hayatlarını sürdürmekte olan Yahudiler için, bu yeni trend, zor günler anlamına geliyor.

İngiltere’de ve ABD’de tasvip edilmeyecek çapta rahatsızlıklar meydana geldiği medyaya yansıyor.

Londra’da çıkan Daily Telegraph gazetesinden Zoe Strimpel sıkça bu konuyu işlediği için haberdar oluyorum. Leeds Üniversitesi’nde, Birmingham Üniversitesi’nde ve Brunel Üniversitesi’nde polisin müdahalesini gerektiren olaylar yaşanmış. 

Zoe Strimpel’in dünkü yazısından:

“Üniversitelerimizde, geçtiğimiz aylarda, İsrail ile ilintili sayılan Yahudiler, dışlanma, etkinliklerden uzaklaştırılma ve hatta bazıları fiziki tehdit altına düşme hissine kapılma ile karşı karşıya kaldılar.”  

Netanyahu’nun ve İsrailli politikacıların umurunda değil bu gelişme.

Ülkemizde meydana gelen bazı olaylar ve tarihi yakınlaşan seçim, Gazze konusuna vermemiz gereken önemi azaltıyor. Oysa, şu sırada küçücük bir toprak parçasında -Gazze’de- yaşananlar, dünyamızı değiştirecek ve dönüştürecek özellikler taşıyor.

Dikkatimizi Gazze’den ayırmamalıyız.

ΩΩΩΩ

Reklam

14 YORUMLAR

  1. Gazze bizden uzak ve milletin artık öyle uzaklara bakacak ne hali ne melali var. Yukarıdakiler emir verirse meydana toplanıyorlar, iki bağrış çağrış, şeriat bayrakları falan, sonra dağılıyorlar. Başta da iki gaz yediler sustular zaten. Asıl mesele burada tabii. Kendi halini düzeltemeyen Gazze’yr ne fayda sağlayabilir. Anayasal düzen elden gitmiş. Yargıtay gibi CB gibi Meclis gibi Anayasayı koruması beklenen kurum ve kişiler açıkça Anayasayı ihlal ediyorlar.

  2. Herşeyi “deneme-yanılma” yöntemiyle mi yapacağız? Yapmak zorunda mıyız?
    50 bin resmi rakamla depremde akrabamız öldü! 28 bin kardeşimiz Filistin de öldü!
    Üstelik bunların arasındaki fark: sadece ölüm şekli-şebebi(birisi yüksek sarsıntı ve binaların yıkılması, öbürü bomba yağması binaların yıkılması😡)

  3. Adamlar dünyayı takmıyorlar. Netanyahu “Baltacı” gibi adeta. Sıkıştırdık işlerini bitirmeğe az kaldı iştahını hiç kaybetmedi. Son olarak Cezayir ateşkeş istedi. ABD hemen arkasından bu teşebbüsü veto edeceğini duyurdu. Bir taraftan da Netanyahuya “yavaş ol, sivilleri fazla öldürme” gibilerden sözde telkinde bulunuyorlar.

    İsrail’in hiç kimseyi takmadan bu işin üzerine tamgaz gitmesi, anti-semitizmin yaygınlaşmasına karşı uğraşan küresel kolları ahtapot gibi her yere uzanan bir siyonist kurumlarının olması. Paraları bol, bütçeleri her şeye yetiyor. Zaten, Gazze olayından sonra yabacı ülkelerde bazı okullar anti-semitizm konusunu müfredatlarına almağa başladı.

  4. Kaderin cilvesi kim derdi ki Yahudiler Kuran’ın bahsettiği “kendi sonları”nı kendileri hazırlayacaklar. Zavallılar baktılar ki Müslümanlarda bunu becerecek cesaret ve basiret yok. Öyle ise iş başa düştü deyip kolları sıvadılar. Bize de hadi İnşaallah demek düşer.

    • Yahudileri toptan yoketme gibi bir mesajı yok Kuran’ın. Bu elbette büyük bir iftira. Yahudiler de diğer insanlar gibi yaşam hakkına sahipler. Netenyahu’nun suçu tüm Yahudileri bağlamaz. Bu tür ırkçı söylemler elbette İslamı da bağlamaz. Irkçılığın her türlüsü kötüdür. Dinci veya milliyetçi farketmez.

      • Allah bu korkusuz, sabırlı ve sahâbe fıtratlı kardeşlerimizi tez zamanda muzaffer eylesin, devletlerini kurmayı nasîp etsin ve İsrâil’i garkad ağacından meded umar hâle getirsin.

      • Peki Ender bey, sakınmaksızın sivilleri öldürmeye, yoketmeğe yer var mı, Tevrat veya İncil’de? Yerle bir etmedikleri tek bir tane hastane bırakmadılar! Aktik tek hastane yok şu anda! pire için yorgan yakmaktan beter ettiler. Müslüman arapların Gazzeyi boşaltıp terketmesi İsraile bırakması doğru olur şeklinde bir şeyler yazmıştınız, hatırlıyorum.

        Bizim Astronot Alper Gezeravcı kazasız belasız uzaya gitti geldi, şükür. İsrail de yolladı aynı şekilde birini (İlan’dı ismi sanırım). Gitti ama dönüşte beraberindekilerle atmosfere girişte cayır cayır yandılar. Gökler affetmedi İsrail’i. Anlamadılar, ders almadılar bir de son zamanlarda aya inmek üzere bir araç yolladı İsrail. Beraberinde çok çetin şartlara dayanıklı dünyalı mikro canlı türü götürdüler (ismini unuttum, istenirse bulur dönüş yaparım). Ay şartlarında yaşayabilecekler mi bunu araştırmak için. Sanki o canlıları İsrail yarattı. Velhasıl, Allah, o projeyi de başarırız kıldı şeklinde yorumlanabilecek bir başka örnek te budur. İsrail’e değil o canlılara yanarım! Netanyahu’yu desteklemeyen yahudilere birşey diyen yok! o iş ırkçılığa girer ve doğru değil! Bu bölgede zaten asırlarca bu olmamıştır. Ancak, emperyalist bir yaklaşımla bir İsrail devleti kurulmasıyla işler değişti. O gün bu gündür, kollektif arsız zihniyeti temsil eden bu İsrail devletidir. Adam olsunlar. İllegal olarak Filistinli müslümanların evini barkını gaspeden yahudileri devlet politikasıyla desteklemesinler, ruhsat vermesinler. Bütün bu lanet davranışları görünce insan, “eh! tevekkeli boşuna lanet edilmemişler Kuran’da” şeklinde düşünüyor insan. Bu düşünceye sebep olanlar İsrail devlet politikası. Sorun bu! Anlaşıldı mı?

  5. gerçekten zor zamanlardayız.
    4 yaş üstü çocukların cezalandırılmalarını konuşabilenlere karşı,
    dünyada olanlar utanç verici. çocuklara yapılanlara da seyirci kalıyoruz en kötüsü
    ve filistinde şu an evlerini, yaşamlarını, hayatlarını kaybedi-yor olanlara bu anketlerin bir faydası var mı? “baskı yapanlar” ne demek? “soykırım/katliam yapanlar” olmalı değil mi? olanlar baskı olarak nitelenebilir mi?
    antisemitizm yeni bir şey değil, artsa ne olur? yahudiler sevilmez zaten diyeceğim ama sevilen millet bulmak ta zor. almanlar sevilir mi mesela ya da ingilizler? türkler sevilen bir millet midir ya da çinliler? sanırım kimsenin pek birbirini sevmediği bir dünyada yaşıyoruz sonuç olarak. dostluk, düşmanlıktan çok, güçlü olmanın bir anlamı var tam da bu nedenle israil aldırmaz görünüyor işte.
    bir kaç yahudinin hayatı zorlaşmış umursamıyor maalesef.
    abd de seçim var bu yıl. trump’ın kazanabileceği güçlü bir ihtimal olarak amerikan halkının tercihine sunulacak gibi, trump,
    “New York’taki “emlak sektöründe çok sayıda kişiyi dolandırdığı” suçlamasıyla açılan davada 354,9 milyon dolar ödemeye mahkum edildi. Mahkeme, para cezasının yanı sıra, Trump’ın 3 yıl boyunca New York’ta şirket faaliyeti yürütemeyeceğine hükmetti.”
    trump zamanında kudüs başkent olarak tanınmıştı,
    yolsuzluklarıyla mahkemeleri dolaşan natanyahu, dolandırıcılıklarıyla mahkemeleri dolaşan trump ile dünya nereye evrilecek bakalım???
    dikkatimizi ayırmamak dışında yapabileceğimiz bir şeyler olsa keşke.

  6. Klavuza ihtiyaç duyurmuyor malesef.
    Daha düne kadar aeropaya girdi girecek denen putingiller evdeki bulgurdan…
    Gün gelecek trampın budin in de süngüsünün düştüğünü görürmüyüz bilemem Allah bilir ömür verirse🤗.
    Savaştan gencecik çocukların kuzuların ölmünün devamını isteyen onların kanıyla beslenen ama fakat tanrının cennetine koymayacağı kişiler olduklarını daha baştan belirttiği!..
    bu fuzuli iştigaller eninde sonun da buluyor kendini bir foseptik çukurunda😡.
    Bu zalimlerede aynı sondan nasip etsin yüce Allah inşallah 🤲.
    Büyük Atatürk’ün ne kadar ileri görüş ve merhamete sahip olduğunu Hatay meselesini onyıllar önce kansız silahsız nassıl çözdüğünü anımsayarak,
    Gazzede ölen çocuklar kadınlar masum insanları ve BİZİM ÜLKEMİZDE YÖNETİCİMİZ olmuş bir değeri
    ATATÜRK ü rahmetle anıyorum.

    • Görünen köy: İlim ve bilimle hareket eden toplumlar ister soykırım, ister emperyalizm, ister nifak çıkarmak, ister doğayı yok etmek… Her koşulda istediklerini yapacaklar. Haklı olmak yetmiyor, akıllı olmak gerek. Akılsızlar, aklını kullanmayanlar (ben onlara salaklar diyorum) salaklar salakça düşünür, salakça işler yapar, salakça ölürler. Atatürk salak olmayın demişti özetle. Biz salaklığı seçtik. Dua ile, inşallahla, maşallahla salaklık sona ermiyor.

  7. Özellikle ABD. ile Ingiltere’nin , Israil’in uydusu oldukları artık iyice kesinleşmiş oldu !

  8. Ukrayna – Rusya savaşı, Rusya’nın neredeyse 10 yıl önce ilan etmesinden sonra Batı’nın kışkırtmaları ile bir yılı aşkın sıcak çatışmalarla sürüyor. Filistin – İsrail savaşı Hamas’ın başlatması ile aylardır sürüyor. Binlerce insan öldü, binlercesi ölmekten beter durumda. Büyük büyük laflar etsek de biz, tüm Dünya yarım ağızla bir şeyler geveleyip seyrediyoruz. Alınacak en büyük ders; siyasetçilerimiz ötekileştirici, dışlayıcı söylemlerini söylemeyi sürdürürlerse, sağa sola efelenilirse aynı şeylerin başımıza gelebileceğini dikkate almak. Kışkırtıcı iç ve dış etkileri etkisizleştirmek herkesin, başta da siyasilerin görevi olmalıdır. Hoş tüm savaşları siyasiler çıkarmıştır ama, haklı olmak yetmez, akıllı olmak gerekir.

Yoruma kapalı.