Abdullah Gül yeniden cumhurbaşkanı adayı gösterilirse diye uykuları kaçanlar var , bu yazı onlar için…

34
Reklam

MHP’nin, lideri Devlet Bahçeli’nin büyütülmüş fotoğrafı yanında kocaman harflerle ‘‘Aday belli, karar net’’ yazan dev posterleri, büyük kentlerin dört bir yanında her yerde karşımıza çıkıyor. 

Bir dostum, ‘‘Aday belli ve karar kesinse neden adayın fotoğrafı aynı posterde yer almıyor?’’ sorusunu yöneltti. 

Daha ilk soruyu hazmetmemişken takip eden ikinci sorusu aklımı iyice karıştırdı: ‘‘Millet İttifakı’nı oluşturan altı lider, zamanı geldiğinde cumhurbaşkanı adayı olarak Mansur Yavaş’ın ismini belirler ise, acaba kesin kararlı MHP yönetiminde yer alanlar, başta Devlet Bahçeli olmak üzere, sandık başına gittiklerinde oylarını hangi aday için kullanırlar?’’

Mansur Yavaş aday gösterilirse MHP’liler herhalde onu tercih ederlermiş… 

Devlet Bahçeli de, daha önce partisinden Ankara’nın bir ilçesinde belediye başkanlığı yapmış, önceki iki seçimde Ankara’dan adayları olan Mansur Yavaş Millet İttifakı’ndan aday gösterildi diye karalar bağlayacak değil herhalde?

Böyle düşünüyordu dostum…

Yine de, dostuma, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir süredir aday gibi davranmaya ve konuşmaya başladığını, CHP yönetiminde yer alanların ve özellikle CHP’li medyanın bir başkasının aday gösterilmesine geçit vereceklerini sanmadığımı söyledim.

Görünen manzara böyle.

Reklam

Peki de, hemen her alanda birbirlerine ters düşen iktidar cephesinin kalemşörleri ile CHP’li medyanın parlak yorumcuları, neden ikide bir Abdullah Gül adını gündeme taşıyıp aleyhinde haberler yapmakta ve o haberler üzerinden yorumda bulunmakta birbirleriyle yarışıyorlar?

Yukarıdaki soru da bir başka dostumdan…

En son, 30 Ağustos Zafer Bayramı’na gidilen günlerde, 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün 7 yıllık dönemi boyunca, milli bayramlarda hastalanmış numarası yapıp törenlere katılmadığı yolunda iddialar yeniden ortaya atıldı. 

İddiayı doğru kabul edip Gül’ün milli konularda hassasiyetini sorgulayanlar çıktı.

Ne yapsın, o da, kişisel hesabından bunun doğru olmadığını, tam tersine 30 Ağustos’lar yalnızca askeri ortamlarda kutlanırken, kendisinin törenleri Çankaya’ya taşıdığını vurgulayan ve bu arada ameliyatla sonuçlanan kulak rahatsızlığı sonucu hastanede yattığı sırada, yalnızca bir kez, bayrama katılamadığını da belirten görüntülü bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti.

Doğru öğrenildiğinde susuldu mu?   

Hayır.

İşte o zaman dostumun ‘‘Neden Abdullah Gül’e karşıtlıkta iki taraf da birbirleriyle yarışıyor?’’ sorusu zihnimde anlam taşımaya başladı.

Reklam

Gerçekten de öyle.

Cumhurbaşkanı adayı olmasından en fazla çekinilen kişi Abdullah Gül…  

Tuhaf gelebilir, ama gerçek bu.

Bir önceki cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yaşananları düşünün: Meral Akşener, seçilemeyeceği ayan beyan ortadayken, ‘‘Ben adayım’’ diye ısrarcı olmuş, Gül’ün yine de milletin karşısına aday olarak çıkabileceği fark edilince, ofisine kendisine aday olmaması telkininde bulunmak üzere iki kişi gönderilmişti.

O zaman da, 2018 seçimi öncesinde, adaylığından çekinilen isim oydu.

Sonucu biliyoruz: İktidarın cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan, karşısına çıkarılan muhalefet adaylarını hayli geride bırakıp birinci turda seçilebildi.

Acaba şimdi de onun aday olabileceği korkusu birilerini rahatsız mı ediyor da durup dururken ismi yalan-yanlış iddialarla gündeme taşınıyor?

Hürriyet’ten..

En çok güldüğüm yorum, iktidarın yandan çarklı teknesinde yayınlanan bir yazıda, Gül’ün adaylığının mevcut cumhurbaşkanından herhangi bir farkı bulunmadığı gerekçesiyle düşünülmeyeceğinin ileri sürülmesiydi.

Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül benzer özelliklere sahip kişiliklermiş ve muhalefet Erdoğan’ın karşısına neden Gül’ü aday olarak çıkarsınmış…  

Gülüşümün sebebi var: Muhalefeti oluşturan liderler, önümüzdeki seçimden kendi adaylarının cumhurbaşkanı olarak çıkmasını gerçekten istiyorlarsa, tam da bu yüzden Abdullah Gül’ü veya Gül gibi birini aday olmaya ikna etmek zorundalar.

Kamuoyu yoklamaları, partisinin oyları bayağı düşmüş göründüğü halde, Tayyip Erdoğan’ın şahsının seçimde her şeye rağmen en az %40 kadar oyu olabileceğini gösteriyor. Hala varlığını sürdüren %20 kadar da ‘kararsız seçmen’ var ve onlar da karar vermek için Millet İttifakı’nın adayının açıklanmasını bekliyorlar.

Rakibi adaya bakıp Tayyip Erdoğan’dan yana oy kullanabilir kararsız görünen seçmenlerden en az yarısı ve muhalefet ‘‘Adam seçildi’’ cümlesinde ifadesini bulmuş hayal kırıklığını bir kez daha yaşayabilir…

Muhalefetin, iktidar adayının karşısına, onun tam tersi birini değil, en önemli konularda farklılıkları bulunsa bile temelde onun toplumun geniş bir kesiminin hoşuna giden özelliklerine ondan daha fazla sahip birini cumhurbaşkanı adayı olarak çıkarması gerekir.

Dostlarımın zihnimi karıştıran sorularının peşinde düşüncelere dalmışken, benim de aklıma bir soru geldi: Kendisinin aday gösterilmesinden bu denli korkan ve belki olabilir diye uykuları kaçan iki tarafın medyasından isimler, Abdullah Gül’ün aday olmak gibi bir niyet taşıdığına nasıl emin olabiliyorlar?

Eğer sonunda onun gibi birini bulamaz ve kendi içlerinden çıkarmayı düşünebileceklerinin seçilecek oyu alamama riski taşıdığını görürlerse, Abdullah Gül’ü adaylığa ikna etmekte liderler zorlanabilirler.

Benim görebildiğim kadarıyla ikna için bayağı çaba göstermeleri gerekebilir.

Kişisel meşguliyetlerim yüzünden kendisiyle epeydir görüşemedim, ama son görüştüğümde bu konuda bana hiç hevesli görünmemişti de…

ΩΩΩΩ

Reklam

34 YORUMLAR

  1. CB makamı, parti başkanlığı vb koltuklar
    rica minnetle birinin bulunup oturtulacağı yerler değildir!
    Günümüzde CB halkın beğeneceği değil,
    İş yapacağından,
    Adaleti sağlayacağından,
    Devleti ve milleti bir bütün halde tutacağından,
    Kısaca güvenebileceği!!?
    birini seçmeyi isteyecektir!!!
    Parti: aynı hedefte amaçta yönetim şeklinde tarzında vb bir noktada birleşenlerin oluşturduğu resmi hale gelmiş altında toplanılan ağaç gölgesidir.🌳
    Başındaki kişi işi kotaramazsa, ahenk içinde yönetimi beceremezse gider!!!
    (Not:partiden herkesi tasfiye ediyorsa ve bir türlü iktidar olamıyorsa, gidenler değil kendi ve ekibi! gitmeli demektir!).
    Cb makamı ise en iyi!!!’ yi bulabilme becerisidir🤗.

  2. RTE’nin vaktiyle Gül’ü aday olarak göstermesi iyi bir hareketti. Kollektif olarak tamponlu bir siyaset oldukça etkiliydi (bir açıdan buna Allah yardım ediyordu da denebilir). Sonradan kendini C.B. seçtirtmesi süreci yaşandı. Ülkedeki büyük çoğunluk gördü ki bundan endişe duyanların korktukları başlarına geldi. Nitekim, sonuçlar ortada!.

    Kollektif/tamponlu bir siyasete dayalı, yeni isimlerle takviye edilmiş yeni bir iktidar şart. RTE, DB, KK gibi eskiler emekli olmalı. Kenara çekilerek olabildiğince etkili olmayı denemeli. Yoksa, ülke geleceği RTE’ın Başbakanlığı döneminde oldukça yararlı işler yapan ekonomiden sorumlu kadrosunu bir araya getirebilmesi kadar zor. Sorunlar temel sorunlar. Seçimlerde iktidara kim gelirse gelsin işi zor. Partilerin dışından da olsa liyakat sahibi insanlar bir araya getirilmeli/gelmeli.

    • Kafasının arkasındakileri o gün bilemediğimiz gibi, bugün de bilemiyoruz. Yani dememiz o ki, Abdullah Gül bir Tayyip Erdoğan gibi değildir. Erdoğan’ın kafasında ne varsa dilindedir.
      Bundan dolayıdır ki Erdoğan’ın seveni de çoktur, sevmeyeni de. Ama Abdullah Gül öyle değildir, ketumdur, dolayısıyla seveni de, sevmeyeni de kendisi gibi meçhuldür!

      • ….
        Molla Kasım koyvermez!
        Ne desen, aklı ermez!
        Doğru neyse yazdım da,
        Kimsecik bunu gõrmez!

        Yazdıklarım dokunur!
        Elbet bir gün okunur,
        Tüm eleştirilerim,
        Allah var ya doğrudur!

        Gözlerimi kaparım,
        Vazifemi yaparım,
        Yanlışlar arasına,
        Doğruları katarım!
        ….
        Padişahın arzusu,
        Yanlışsa baş ağrısı!
        Ortak paydamız olsun,
        Doğruların doğrusu!

  3. Baştan beri millet 🌹 mevsimini bekliyor. Yok eğer boş hülyaların peşine takılıp, olmayacak bir iddia için Kemal beyi öne çıkarıp, bütün miting meydanlarında binbir ayrıştırıcı kanalizasyon siyaseti duyulmak isteniyorsa durum başkadır. Eğer izanı yerinde bir kişiye sorulsa velev ki trolbaşı bile olsa 2018 yılında eğer çatı aday 🌹 seçilmiş olsa idi ülkenin bugün çok daha iyi bir mecrada olacağı hakikatini teslim eder. Hal böyle olunca Sn. Gül ile halihazır reyisi cumhur aynıdır demek kıyası maal farık olup, düryan ile ejder meyvesi gibi benzemez şeylerin kıyaslanmasıdır ki abes ile iştigaldir.Öyle yada böyle altılı masa eğer bir oldu bittiye getirilmez, büyük bir gaflet ve hatta entrikaya maruz bırakılmaz ise kaybedilme lüksü bulunmayan bu son asrın son menfi siyaset cereyanını bertaraf etme fırsatını sunacak 2023 seçimlerine zannediyorum büyük bir istişare ve toplumsal uzlaşma adayı olacak sabık 11. Cumhurbaşkanı ile gidilecektir. Bu aklın ve erdemin kazanması için son fırsattır. Yoksa daha çok, firari mafya liderlerinin kafasının tası atsın da biz de memlekette yolsuzluk gayyasını öğrenelim diye etrafa bakınır durursunuz. Goebbels ve avanesi metni hazır köşe yazılarını acaba Nuh’a da yolluyor mu? Merak içindeyim. Teemmel

    • Abdullah Gül, ikinci kez cumhurbaşkanı adayı gösterilmeyince 2018’de at kaçtı torba düştü!
      Ne dava kaldı ne dava insanlığı.
      Abdullah Gül, CHP ile cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunu pişirirken Ali Babacan, şu sözleriyle anlatıyor: ‘Muhalefetin cumhurbaşkanlığı için ortak aday arayışı mutabakatla sonuçlanmadı; ülke beş yıl kaybetti. Ben, o arayışın görünmeyeni ama tam göbeğinde idim!’
      Yani bir taraftan, kendi partisinin (!) cumhurbaşkanı adayı Erdoğan için imza veriyor, diğer taraftan da kendi liderine ve davasına ihanet ederek muhalefetin adayı için faaliyetin göbeğinde olduğunu itiraf ediyor.
      Sorarım size, mahut masanın içinde bulunup ‘görünmeden hangi masanın tam ortasında iş çevirdikleri belli olmayan’ karanlık ve kullanışlı bu tiplerle nereye gidilebilir?
      Yolda bulduklarıyla yürüyenlerin, nereye kadar gidebileceklerini hep birlikte göreceğiz.
      Karşı taraf, bunların kullanışlı olduğunu görüp bilmese, bunlarla iş tutup kullanmaya kalkışır mı?
      Nereye kadar mı?
      Tabii ki dereyi geçinceye kadar!

  4. Adaydan ziyade milli bir ittifak kurulmalı. çünkü bizi de Ukrayna gibi bir savaşın içine atmaya çalışan bir abd destekli Yunanistan var. Suriyede pkk pydyi lojistik olarak destekleyen bir abd var. abd nin amacı büyük israilin altyapısını oluşturmak. o yüzde milli bir ittifak kurmalıyız. milli ittifakı ya akparti kurmalı ya da merkezde yeni ve birleştirici yeni bir parti kurularak bu parti etrafında paylaşımcı adalete dayalı milli ittifak kurulmalı. ülkemizi bir iç karışıklığa götürecek ittifaklardan uzak durmalıyız. yoksa bunun sıkıntısını hepimiz çekeriz. Allah korusun ikinci bir suriye oluşturma çabaları gerçekleşirse Ortadoğu yangın yerine döner.

  5. Birleşik Kırallık yeni başbakanı bir kadın ve 47 yaşında. Finlandiya başbakanı Marin 36 yaşında genç bir kadın. Bir de bizdeki siyasilerin yaş ortalamasına bakın. En az 20 yıl daha yaşlı. Hepsi de yıllardır aynı koltukları eskittiler. Ve hala gitmemekte direniyorlar. Burası da genç nüfusu ile övünen bir ülke.

    • Bizdekiler yenildikçe hırslanıyorlar
      Nede olsa yenilen pehlivan güreşe doymazmış.
      Batı da da böyle galiba !!!!!

  6. Anladığım kadarıyla mevcut ikidara alternatif olarak sadece 2 seçim hakkımız var. Ya Erbakan hocanın talebelerinden birisini (A. Gül) ya da Türkeş’in tedrisatından geçmiş birisini (M. Yavaş) seçebiliyoruz. E zaten bu iki gelenekten gelenler (Erdoğan ve Bahçeli) iktidarda değil mi? O zaman iktidarda bir eksen değişikliği beklemeyeceğiz. Muhtemelen bürokrasi de iktidar değişiminde sigaya çekilip hesap vermek istemeyeceğinden büyük bir değişime karşı. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumu

    • Evet yıllardır değişmeyen yüzler. Siyaset eskisi hepsi. Birleşik Kırallık bugün yeni bir Başbakan sahibi oldu. Bir kadın ve yepyeni bir yüz. Bizdekiler ise ölene kadar koltuğa yapışıyorlar.

  7. Millet ittifakanın en büyük sorunu ve gündemi adaylık konusudur. Şimdiye kadar gündemden kaçtılar. Akşener dediki 2 ekimde açıklayacağım demişti geçen hafta. Yani Akşener ortaklarına rağmen kimi açıklayacak herkes bekliyor.
    İktidarın en büyük rakibi ekonomidir. Muhalefet bunu gördüğü için kimi koysak seçilir havasında.
    Acaba.
    Dün Hdp ye bakanlık verileceği açıkladı Chp li gürsel tekin.
    Ortam şenleniyor.
    Hadi hayırlısı.

  8. Mansur Bey sadece 2009 seçimlerinde MHP Ankara adayıydı.2013’te CHP adayıydı. 2009 seçimlerinden sonra düzenlenen MHP kongresinde şekillenen MKYK toplantısında Bahçeli üyelere herşeye açığım bana iki konuyla gelmeyin diyor. Biri Fetö diğeri Mansur Bey. Bu tavrın nedeniyle Herkes farklı bir neden söylüyor ama irade bu.O nedenle Devlet bey Mansur’un adaylığından asla memnun olmaz.Ankara seçiminde aldığı tavrı alır.Ama Teşkilatta görevli olanlar dışında MHP’lilerin çoğu oyunu Mansur beye verir.

    • MHP ve Bahçeli iktidarın ve koalisyonun ortağı. Bu ortaklıktan nasıl nasiplendiğini açıkça göremiyoruz. Çünkü burası bir demokrasi değil. Kapalı kapılar arkasında pazarlıklarla MHP iktidardan nemalanıyor. Devlet kadroları bu partiye teslim ediliyor. Dolayısıyla bugünkü ekonomik krizin ve tek adam görünümlü otokrat yönetimin baş sorumlusu MHP. Üstelik siyasi bir bedel de ödemeden ülkeyi yönetiyorlar. Bunların hesabını sandıkta verecekler elbette. Yüzde 7 de kurtarmayacak onları. Herkes görüyor olan biteni. Markete gidince faturayı. O fatura Bahçeli’nin önüne gelecek kısa zamanda. Gider ayak meclisi de toptan terkedecekler.

  9. Sayın Koru herkesin gönlünde bir aslan yatar. Şayet Sayın Gül’ü aday olarak görmek istiyorsanız kendisine şöyle bir teklif götürebilirsiniz. Kaldı ki siz arabuluculuk yapmakta oldukça (mektup getirip götürme konusunda) mahirsiniz. Sayın Gül öncelikle kendisinin siyasi bir risk alarak aday olacağını (ve böylece seçimlere yeni bir heyecan katmış olur) şimdilerde açıklayıp gelen tepkileri tartmalıdır. Toplumdan bir karşılık bulursa zaten 3. aday olarak ya imza ile ya da sayın Kılıçdaroğlu’nun daha önceki genel seçimlerde iyi partiye gösterdiği jest gibi mecliste yeter sayı bulunaraktan aday olması sağlanabilir, böylece 2. turda millet ittifakının ortak adayının kim olacağı netleşmiş olur. Ama öncelikle sayın gülün elini taşın altına koyup kendisine olan teveccühün toplumda karşılığının ne olduğunu gösterebilmesi gerekir diye düşünüyorum yoksa 5 yıl boyunca kenarda durup hazıra konmak diğer müstakbel adaylar için haksızlık olur kanaatindeyim. Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken Demokrasiye giden yolda döşenen taşları hiç kolay olmamıştır.

    • Fehmi Koru’yu 30 yıldır takip ederim. Okuyucuya bu şekilde yorum hakkı tanıması büyük bir incelik. Yorumunuza gelince.. Fehmi Bey’in yazısından çok daha ikna edici bir yorum olduğu kesin. Fehmi Bey’in neden Abdullah Gül’ü bu kadar abarttığını hiç anlayamıyorum.

  10. Abdullah Gül aday olmak istiyorsa kendi partisini kurmalı veya bir partiye üye olmalı.
    Yani biraz emek harcamalı.

  11. Benim hiç bir siyasi oluşumla , ne organik ve ne de gönül bağım vardır.
    Ama bu siyasi iktidarın da artık devletin başına bela olduğu ve mutlaka gitmesi gerektiği de bir o kadar doğru ve gerçek!
    Bunun için millet ittifakının, hala güçlü görünen RTE ‘nin karşısına Â.Gül ‘ u çıkarmaktan başka çareleri yoktur ; aklını başına alsınlar , bu konuda büyük bir sorumluluk altında olduklarını unutmasınlar !
    A. Gül , kim ne derse desin her bakımdan en uygun adaydır ; aday gösterilmesi halinde de ülke ve millet menfaati için ve kurtuluşu için yapılan teklifi kabul etmek zorundadır, aksi halde büyük bir vebal altına girer ; bence böyle bir hakkı da yoktur !

  12. tartışmaya son verecek tek şey muhalefetin adayını açıklamasıdır.Maalesef adayı belirleyemeyen bir benzemezler grubu ülkeyi nasıl yönetecek merak ediyorum.Tek çözümleri Erdoğan gitsin üzerine kurulmuş bir birliktelikten ne hayır gelecek yaşayıp göreceğiz.
    Diyeceksinizki daha kotu ne olabilir?Onu da yaşayarak göreceğiz.En kötü yönetim yonetimsizlikten iyidir.Ustanbulda yaşayanlar bunu çok iyi anla di.Lokanta açmayı proje zanneden bir belediye başkanı gördük.
    Şimdi sıra Türkiye de .

  13. sayın erdoğanın bir daha seçilme şansı yok,
    aldığı oyun büyük kısmı chp nefreti üzerine kurgulanan algı mühendisliğinin getirisi yoksa memleketin haline bakıp kim gidip oy verir ki içinde bulunduğumuz şartlar dahilinde? saraylarda yaşayan israfa, şatafat ve debdebeye boğazına kadar gömülmüş yönetenler ve artık temel ihtiyaçlarını bile göremez hale gelmiş, her geçen gün yoksullaşan halk… resim bu işte.
    israf rakamları ortada olduğu gibi, yoksulluk rakamları da ortada değil mi? iktidarın elinde medyanın % 90nını bulundurma gücü var, böyle bir gücün dörtte biriyle bile toplumu önemli ölçüde etkileyebilirsiniz. abd de rusların seçime etkisi, büyük tartışma konusu oldu, sosyal medyadaki bazı manipülasyonlardan söz ediyoruz, düşünün gerisini.
    neredeyse her yerde, heryerlere sinmiş yandaş kalemler sadece chp nefretine oynuyorlar, chp din düşmanı yaygarası yaymaya, hain- ajan yaftalamaya çalışıyorlar, zaten de ne yapsınlar? ekonomiyi mi övecekler, yargıyı mı? eğitimden tarıma, hayvancılıktan, üretime elle tutulur ne var? dünyanın teknoloji çağına girdiği zamanda, olan paramızı ve olmayan paramızı da betona gömdüğümüz, milletin gitmeye gücünün yetmediği yollar, geçmeye gücünün yetmediği köprüler, kullanmaya gücünün yetmediği havaalanları dışında ne var? ellerinde chp nefreti kurgulamak dışında ne var?
    sonuçta her durumda, bu seçimi sayın erdoğanın kazanma şansı her gücü istediği gibi kullanmasına rağmen yok gibi görünüyor gerçi olsaydı da meclis aritmetiği çok farklı olacağı için seçim kazanmak kendisini mutlu etmezdi her durumda
    sayın gül, aday olmamalı.
    ben bir vatandaş ve seçmen olarak akp içinden gelen hiç kimsenin adaylığını desteklemiyorum. muhalefetin büyük bir kesiminin de benzer görüşte olduğunu düşünüyorum dolayısıyla iktidar seçmeninden oy alabilecek bir aday tercih edeceksek bu herkesi kucaklayabileceği düşünülen daha partisiz bir isim olabilir, gül gibi bir aday muhalefet seçmenini rahatsız eder, pek çok sırrın açığa çıkacağı, örtünün kaldırılacağı düşünülecek olursa seçim sonrası yıllarda rahatsızlık artabilir,
    zaten gündemde de değil.
    sayın korunun zaman zaman kendi gündemine alması dostlukları açısından anlaşılabilir ama muhalefet seçmeninin gönlünde böyle bir dostluk olduğunu sanmıyorum.
    ama net olan şudur muhalefet kimi aday gösterecek olursa, türkiyenin bir sonraki CB odur,
    bu kişi kılınçdaroğlu olsa bile.

  14. Burada Sayın Temel Karamollaoğlu da geçtiğimiz gün, “Abdullah Gül aday olabilir” diyerek Millet İttifakı seçmenini çıldırttı.

    Kemal Kılıçdaroğlu’na “Aday olma” diye yalvaranlarıyla, Abdullah Gül’ü aday gösterirler diye panik atakla geçirenleriyle Millet İttifakı’nın tavanı da tabanı da birbirine girmiş durumda!..

    Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yurtdışından beslenen medyaya sorarsınız, Millet İttifakı’nda her şey yolunda! Bu durumda bize düşen, “Allah içinde bulundukları ahvali bozmasın” diye dua etmek…

    • Çıldıran karşısında aday göremeyen Erdoğan ve taraftarları. Bir an önce çıksa da hırpalasak dövsek diye çıldırıyorlar. Ama yedirmeyiz. Son dakika sürpriz olarak çıkacak aday ve hepsini silip süpürecek.

  15. Abdullah Gül kazanınca chp de kazanmış olacak mı? buna cevabınız evetse biz neden Gülü tercih edelim. hayırsa Chp neden aday göstersin. açmazdasın Fehmi Abi zorlama istersen.

  16. Bizim TV Genel Yayın Yönetmeni Şaban Sevinç, Abdullah Gül’ün CHP’li bir vekille görüşmenin ayrıntılarını paylaştı. Sevinç, “Sayın Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı adayı olma hevesini kendisini görmeye gidenlere ifade ediyor” dedi. Şunları söyledi:
    “CHP’li vekil: Efendim sizin adaylığınız da konuşuluyor… Ama bizim partililer (CHP) size oy vermez, size çok tepkililer.
    Gül: Niye vermesinler, Tayyip Erdoğan’a mı verecekler?
    CHP’li vekil: Tayyip Bey’e oy vermezler ama oy kullanmaya gitmezler.
    Gül: O zaman Erdoğan’ın devam etmesini istiyorlar. Gül’ün sözleri devam ediyor: “Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’de kazanma şansı yok. Bu ismi konuşulanların hiçbiri olmaz. Bu makam çocuk oyuncağı değil. Beypazarı Belediye Başkanlığı Cumhurbaşkanlığı için referans olmaz. CHP iktidar olsa Türkiye’yi bu kadro ile mi yönetecekler ? İçlerinde eski hazineci, birkaç bürokrat bir iki var.” Bu açıklamalar konuşulurken, Temel Karamollaoğlu’nun yeniden Abdullah Gül’ü CANLANDIRMA OPERASYONU Altılı Masa’da sarsıntı yaratacak ağırlıkta.

  17. Bu ne Abdullah gül sevdası hayranım gerçekten Fehmi bey….sadece nedeni nedir anlamıyorum

    • Saf akp tabanını kurtarabilecek tek muhtemel kişi Abdullah Gül de ondan. Erdoğan saf köylüleri devletin fedailerinin önüne atıyor, kurban olarak. Yani bu bir tahmin tabi ve bu günün realitesiyle uzaktan yakından alakası yok. Fakat realite değişirse böyle gerçekleşir galiba şeklinde bir tahmin sadece.

  18. Hizmet anlamında AK Parti’yle yarışacak kimse yok. Bunu muhalefet de biliyor. 1 yıldır süren hayat pahalılığının halktaki yansıması nasıl olacak onu göreceğiz. Yani halk ben mağdur oldum deyip muhalefeti seçecek ya da 20 yıldır memnunum, arada sıkıntı oldu diye hükûmetten vazgeçmem diyecek. 2023 Haziran’ında anlayacağız.

  19. Madem ortak aday, masadaki 6 kişi tarafından belirlenecek, öyleyse 6 kişinin tek isimde mutabık kalması da gerekir.
    Yani, 4 oy bu tarafta, 2 oy öbür tarafta olmaz.
    6’da 6 lazım.
    Adı üstünde:
    – Ortak aday.
    Zaten 6 kişi bile bir isimde mutabık kalamıyorsa, milyonlarca seçmen kimin isminde ve nasıl buluşacak?
    6’lı masanın nefret duygusuyla kurduğu birliktelikten farklı güzel birliktelikler de var bu dünyada… Ama bunlar seçecekleri ortak adaya da güvenmiyorlar ki, yetkilerini bir protokol imzalayarak kısacaklar, öyle mi?
    Bunu da aklım almıyor.
    Bir cumhurbaşkanının anayasal yetkileri, 6 kişinin imzalayacağı bir protokolle delinir mi? Eğer delinirse, 6 kişinin imzalayacağı bir protokolle Parlamenter Sistem’e de dönülür… Buyurun bakalım. “Anayasayı bir kere çiğnemekle ne olur”…
    Ne olacak?.. Gerisi çorap söküğü gibi gelir.
    İşe göre adam mı, yoksa adama göre iş mi?
    Vallaha Abdullah Gül ikisine de uygundur. Tavsiye ederim.

    • Erdoğan ve Bahçeli tek adayda nasıl uzlaştı. Nasıl bir protokol imzaladılar. Arada Erdoğan, Bahçeli’yi evinde ziyaret ediyor, orada mı koalisyon protokolünü tazeliyorlar. Perinçek nasıl dahil oluyor bu protokole. Malum iktidarın politikalarını ben belirliyorum diyor, karşısı sus pus. Kabul anlamına geliyor demek ki.

  20. Bakalım Abdullah Gül, Sayın Kılıçdaroğlu’ndan ya da altılı masa adına konuşacak temsilciden beklediği “Adayımız kardeşim Abdullah Gül’dür” cümlesini duyabilecek mi? Eğer duyarsa bu cümle seçilmesinin garantisi mi olur. Yoksa vefasızlığının yüzüne/sandığa çarpan ifadesi mi olur.

  21. “Peki de, hemen her alanda birbirlerine ters düşen iktidar cephesinin kalemşörleri ile CHP’li medyanın parlak yorumcuları, neden ikide bir Abdullah Gül adını gündeme taşıyıp…”

    Sayın Koru, yukarıdaki cümle size ait. Abdullah Gül’ü sizin kadar gündemde tutan biri var mı? Bu durunda siz hangi cephenin kalemşörü oluyorsunuz?

Yoruma kapalı.