Afrika’da, ABD ve Fransa’nın sessiz kaldığı, Rusya destekli yeni ve tuhaf bir askeri darbe…

22
Nijer’de darbe destekçisi kalabalıklar Saray’ın önünde..
Reklam

Bizde 1997’de sahneye konulan askeri müdahale siyasi tarihimize ‘post-modern darbe’ olarak geçti. ‘Darbe’ olmasına darbeydi ama askerler bizzat iktidara gelmek yerine Milli Güvenlik Kurulu’nu toplayıp oradan hükümete gönül rızasıyla yapması mümkün olmayan bir ödev listesini karar olarak çıkarttılar ve ardından da seçimle iş başına gelmiş hükümeti istifaya zorladılar. Sonrasında da istedikleri türden bir hükümeti dönemin cumhurbaşkanına kurdurttular…

‘Post-modern darbe’ adı o askeri müdahaleye uyuyor.

Nijer’de meydana gelen ve halen sonuçlanmamış olan müdahaleye ne ad verilir merakındayım…

Afrika’da son üç yıl içerisinde tam altı ülkede askeri darbe yaşandı: Çad, Mali, Gine, Sudan, Gambiya, Burkina Faso… Bunlardan dördü başarılı oldu. 

[Bir araştırmaya göre, Afrika’daki çeşitli ülkelerde, 1950’den sonra, yaklaşık 200 darbe girişimi yaşanmış bulunuyor. Hepsi başarılı değil bu girişimlerin; araştırmayı yürütenler yedi günden fazla sürmüş olanları ‘darbe’ sayıyorlar…]

Nijer’de darbeci askerler ve darbeyi destekleyen kitleler başkanlık sarayı etrafında mevzilenmiş durumdalar; ancak Cumhurbaşkanı Mohamed Bazoum’a ulaşamadıkları için yeni rejimi ilan edemiyorlar.

Sebebi, 2021 yılında cumhurbaşkanı seçilen Bazoum’un, darbe geleneği olan bir kıtada, kendisi seçilmeden kısa süre önce ülkesinde de bir darbe girişimi yaşanmışken, başına gelebileceği hesap ederek aldığı tedbir. 

Makam odasının kapısını kurşun işlemez zırhla kaplattırmış Bazoum ve bir haftadır oradan çıkmıyor, çıkmasını sağlamak için kapısına kadar gelenleri de içeriye almıyor.

Reklam

Darbeciler devlet başkanlarının cep telefonunun şarjının bitmesini bekliyorlar.

Cumhurbaşkanı Bazoum günlerdir kendisini koruyup kollayacaklarını düşündüğü iç ve dış müttefiklerini telefonla arayıp yardımına gelmelerini rica ediyor.

Bazoum’un ülke içerisindeki müttefikleri de asker. İş başına geldikten sonra terörle mücadele birliğini kendisine sadık bir birim haline getirmiş, komutanlığına da sadık bildiği bir subayı atamış. Ancak terörle mücadele birliği, görevleri gereği, ülkenin uzak bölgelerinde teröristlerle mücadele halinde ve yolları darbeciler tarafından kesildiği için başkente gelemiyorlar.

Eski bir kolonisi olduğundan Fransa ile yakın ilişki halinde bir ülke Nijer ve Bazoum da dış destek olarak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a güveniyor.

Bir de ABD’ye…

Her iki ülke -Fransa ve ABD- pek bir şey yapacağa benzemiyorlar.

Amerika’nın Nijer’de büyükelçiliği var ama büyükelçisi yok. Kongre atanmak istenen kişiye engel çıkardığı için bir yıla yakın süredir Washington Nijer’de temsil edilmiyor. Bazoum ne yapsın, imdadına gelmesini beklediği ABD’ye talebini, darbecilerin görevden aldığı Washington büyükelçisi aracılığıyla ilettiği bir makaleyi Washington Post’ta yayımlatarak Beyaz Saray’a ulaşmaya çalışıyor…

Görevden alınan Nijer’in Washington büyükelçisi Kiari Tinguiri, gazetecilere, ‘‘Batı ile dostluk iyi bir şey ama zor günlerde bir yararı olmuyor’’ açıklamasını yapmış.

Reklam

Darbe lideri Gen. Omar Tchiani’nin ilk icraatı, Fransa ile 1990’lara dayanan ikili anlaşmaların hepsini geçersiz kılmak oldu. ABD ile ilişkileri de gözden geçireceklerini duyurdu.

Omar Tchiani’nin kişiliği ‘darbe’yi ilginç kılıyor.

Tam 12 yıl boyunca, emrinde bulunan 700 seçkin askerle, gelmiş geçmiş bütün Nijer cumhurbaşkanlarını koruma görevini yerine getirmiş bir subay, Gen. Omar Tchiani… 

Muhafız alayı komutanıydı darbe lideri…

Kafası bozulup darbeye kalkışmasının sebebi ise, muhtemel askeri müdahaleye karşı tedbir alma ihtiyacı duyan Bazoum’un, önemli görevlerde bulunan komutanları teker teker değiştirmesine bakıp sıranın kendisine de geleceğini görmesi…

Cumhurbaşkanını koruma görevinin sahibi komutan sadece 700 kişilik birliğiyle ülkede darbe yapmış oldu.

Peki, sarayın etrafındaki kalabalık destekçiler kim?

Darbenin arkasında Rusya’nın olduğu anlaşılıyor; o kitleler de yine Moskova’nın yönlendirdiği insanlar…

Afrika’da son üç yılda meydana gelmiş ve başarılı olmuş dört darbenin dördü de Rus-yanlısı olarak biliniyor.

Darbe üzerine ilk destek açıklaması da zaten Vladimir Putin’den geldi.

Ruslar, Afrika’daki insansız hava araçları ile savaş yürütmesi açısından ABD’nin en önemli üslerinden birini ele geçirmiş oldular. 

[ABD ile Fransa’nın IŞİD’in Afrika’daki yapılanmasına karşı savaşa destek olmak üzere Nijer’de 1500’er askeri bulunuyordu. Darbe üzerine o askerler geri çekildi. Yerlerini Ruslar ile Wagner veya ona benzer Rus paralı askerlerinin alması bekleniyor.]

Bizdeki 1997 askeri müdahalesine bilinen sebeplerle ‘post-modern darbe’ adı yakıştırılmıştı; Nijer’deki makam odasına kapanmış kendisini devirmeye gelenleri içeri sokmayan ve cep telefonuyla destek arayışını sürdüren cumhurbaşkanına karşı girişilen müdahaleye ne ad verilebilir?

Türkiye darbelere karşı, herhalde Nijer’dekine de karşıyızdır ama Rusya ile dost Türkiye… Rusya ise seçilmiş cumhurbaşkanını devirme girişimindeki darbeyi ilk destekleyen ülke…

Ne tuhaf durumlar bunlar…

ΩΩΩΩ

Reklam

22 YORUMLAR

  1. GİZLİ BİR YALTA MI VAR?
    Yalta Konferansı, 2. Dünya Savaşı sonrasının şekillendirildiği bir paylaşım konferansı.
    Gizli bir Yalta Konferansı var mı ve bu güncelleniyor mu?
    Bu paylaşıma ve güncellemeyle göre Nijer daha önce “Batı Bloku’na” ait iken, Rusya-Çin Bloku’na mı verildi?
    Aslında Çin de, çok tepki çekmemesi için topa Rusya giriyor.
    Çin’e vekaleten.

    • Son dönemde Batı Afrika ülkelerinde meydana gelen gelişmelerin sebebi, bu ülkelerin kendi kaynaklarında söz sahibi olmak istemeleridir.
      Bu kaynaklar ile ekonomide ihtiyaç duyulan birçok hedefi gerçekleştirme amacı bulunmaktadır. Enerji veya maden gibi tek bir kaynağa bağlı olan ülkelerde mevcut zenginliğin gelecek nesillere taşınması, ekonomik istikrarın sağlanması, ekonomik kalkınmayı destekleme ve ülkede üretim için başta ulaşım, enerji, iletişim ve daha birçok stratejik sektörde altyapı yatırımlarının hayata geçirilmesi hayati derecede önemlidir.
      En önemlisi de sahip olunan kaynaklar ile beşeri sermayenin güçlendirilmesi amacıyla sağlık ve eğitim gibi önemli yatırımları gerçekleştirmektir.
      Ancak o zaman Afrika ülkelerinin kaderi olan açlık ve yoksulluğun üstesinden gelinecektir.

  2. bir ulkede darbe olmasini istemiyorsaniz. devleti ele gecirenler devletin gucunu ele gecirmemeleri icin devletin savunma guvenlik ve hukuk disinda bir etkisinin olmamasini saglamak gerekiyor. 28 subat in genel kurmay baskaninin dedigi gibi kanun devleti degil hukuk devleti olursak darbe olmaz. olsa bile etkisi olmaz. bugun ornegin almanya da darbe olsa ne olacak ne ise yariyacak darbe yapanlar ulkeyi yonetemez. cunku tum alanlarda hukuk kurallari bellidir… darbeciler bir bilgisyar oyinundaki gibi bir binayi isgal etmis olurlar. hukuku her alana hakim kilarsak darbeciler darbe yapamaz duruma gelir…

    • Dur yolcu!
      “bugun ornegin almanya da darbe olsa ne olacak ne ise yariyacak darbe yapanlar ulkeyi yonetemez.” buyurmuşsun da,
      daha yeni almanyada bir darbe girişimi bastırıldı, eğer başarılı olsalardı almanyayı nasıl yönetiyorlardı o zaman görürdün, allahtan hükümet çabuk uyandı…

      • batida yerlesmis olan demokrasi anlayisi nedeniyle hic bir darbeci basarili olmaz. almanya da darbeciler basarili olsaydi alman anayasa mahkemesi darbeci hukumeti gorevden alma karari alirdi. ondan sonra emniyet ve askeri gucler cuntayi bir kac saatte indirirdi. batida darbe hayalinde hayali birseydir. halk kabul etmez sokaklara dokulur hayir derdi. o kadar piskopat darbeciler nerede olursa olsun. sonlari husran olur.

        • Almanya’daki olanlarının kühnüne vakıf olmadığınız belli.
          Öncelikle, Almanya’nın bağımsız bir devlet olup olmadığından emin olun derim.

  3. Bu general Omar Tchiani 100/100 “yerli ve milli” bir asker olup ülkede ne kadar askeri okul varsa hepsinden de birer diploma alarak neredeyse tüm görev mesaisini eğitim hayatına harcamış bir diploma koleksiyoncusu mu yoksa! Geleneğin tam tersine batı ülkelerinde hiç bir eğitim programına da katılmamış mı! Kuvvet Komutanlığı bile yapmadan direk en üst makama mı talip olmuş!

    Hikaye biraz tanıdık geldi de ondan sordum!

    • Baran bey “Hikaye biraz tanıdık geldi” diyorsun ama bizde genellikle olmayan diplomaların sözü edilir, bu hikayenin neresi tanıdık geldi, biraz daha açar mısın?

  4. DUGİN KAÇ GÜN ÖNCE GİTMİŞ?
    Malum bu işlerin teorisyeni Dugin olmazsa olmaz.
    Dugin’e suikast teşebbüsünü de şüphe ile karşılıyorum.
    Zira bunlar kendilerinin zerre kadar çıkarı için kızlarını bile harcayabilecek tipler.
    “Rant olsun da nereden olursa olsun” diyenler için her yol mübah.
    Kendi kızını sıfırlamada kullananlar bunu mu düşünmeyecek?
    Bir soru da şu?
    Bazaum’un darbeyi haber verecek eniştesi de
    yok muymuş?
    Sahi demokrasi neydi?
    “–Toplumların hak ettiklerinden daha iyi yönetilmesini garanti eden yönetim biçimidir.”

    • Sayın yk, demokrasi mahkumların kendi gardiyanlarını seçme özgürlüğüdür! İtirazı olan?

    • Her ülkede başka bir alt bilinç, her ülkenin de kendine göre bir üsakıl’ı var🙂.
      Afrika birliği olsa dövlet başganı kim olurdu sizce? Kaddafi🤗.
      Diş güçleri bırak üç tane Afrikanya ülkesi bile bunu istemezdi; uzaydan demokrasi getir istersen😂😂😂.
      Kendi halkları ister mi demokrasi memokrasi???
      Daha iyi onlar için acaba ne olabilir ki?
      Çölde safari?
      En geniş çöl ortasında BÖYYÜÜÜKK BİR SARAY??🤣🤣🤣🤣
      Et zaten bedava kes bi fil!!😯
      Tıpkı bize benziyor, emeklisi bile 15bin ver, vallaa istemez billa istemez.
      Demirdoğrama mıydı neyindi neylesin oni🤣🤣😂🤣😂🤣

  5. Birkaç tuhaflıkta acizane;sisi darbeciyken ülke menfaati,marmara gemisi alkışlarla uğurlanırken sonrası bize mi sordular…kısaca rahmetli demirele dün dündür dediği için demediklerini bırakmayanların inandıkları”nas” tan çıkardıkları sıratı müstakim.🤔

  6. Batılı ÖZGÜRLÜĞÜ, “benim kapsama alanıma girmediğin sürece!..” diye tanımlar.
    Bizim gibi ülkelere de, “kadına g.ylere acanlara, teröristlere, vatan haini olup! kendisiyle işbirliği yapanlara ayrıcalık!” olarak pazarlar😡!.
    Sonra da (ortalığı iyicene bi karıştırdıktan sonra) iki kardeşten vatan haini olarak yetiştirdiğine kara kaplı pasaport verip al sana hayatını geri verdim (kardeşlerin akrabaların tüm aşiretin yok oldu ammaa), sen nassı ölmeden yaşarsan yaşa der😡. Salar hayvanı çayıra.
    BİZİM YAPMAMIZ GEREKEN:
    O girmiş bu çıkmış öbürü batırmış deyip soğan doğramakla oyalanmamak!!!!
    Batılının tecrübesinden faydalanıp;
    -Afrikaya ne kadar uydurup girdirtecekse putinin şeysini,
    -Türkiyenin de Akdeniz kıyı devletleri başta olmak üzere (Mısır’ı Libyayı komşumuz olarak görerek!) buralarda aksiyon alması ŞARTTIR!
    DİKJAT:Lozan yıllarındaki adalar! hatasını vb tarihi tecrübeleri bir kenara bırakıp o monşer bu tu kaka öbürü yandaş beriki kardaş işlerini bırakalımm!!!😡😡😡.

    • TÜRKİYE AFRİKA’DA ÖRNEK ÜLKE
      Afrika’nın uyanışında Türkiye’nin etkisi var.
      Geçen mart ayında Mali Silahlı Kuvvetleri’ne Bayraktar TB2 SİHA’ları teslim edilmişti. Afrika’nın bu mütevazı ülkesi Mali’de özgürlük bildirisini imzalayan Albay Goita’nın masasında Bayraktar TB2’nin maketi vardı. Sadece bu örnekte bile sömürgecilere karşı Afrika’daki uyanışta Türkiye’nin ne kadar etkili olduğunu görebiliriz. Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek için son 20 yılda gösterdiği çaba, kıtada dikkat çekici bir varlığa dönüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika ülkeleri liderleriyle kurduğu sıcak diplomatik ilişkilerin yanı sıra TİKA, THY, Yunus Emre Enstitüsü ve Türkiye Maarif Vakfı gibi kurumlarla bu ilişkiler güçlendirildi. Ülkemizde 6 binden fazla Afrikalı öğrenci eğitim alırken Türkçe’nin yaygın şekilde kullanılması için çalışmalar yürütülüyor.

  7. Nijer Dünyanın en zengin uranyum, altın ve petrol kaynaklarına ve tarıma elverişli alanlara sahip bir ülkesi olmasına rağmen halkı yoksul olan bir ülke.
    Peki bu zenginlikleri kim kullanıyor?
    Fransa, Çin, ABD, Hindistan ve Kanada gibi ülkeler.
    Biz de Sudan’dan sonra Nijer’de de tarım arazileri kiralayayarak verimli topraklarında tarımsal faaliyetler yürütecektik. Askeri alanda da Siha, eğitim uçağı ve zırhlı araçlar satma konusunda anlaşma sağlamıştık.
    Sudan’dan sonra Nijer. Küresel güçler Afrika’yı karıştırırken biz de bundan nasibimizi alıyoruz.
    Batı, Afrika ülkelerinin birliğini istemiyor. Nedeni belli.
    Daha önce Kaddafi 2009 yılında Afrika Birliği”nin başkanı seçildiğinde ilk iş olarak 53 Afrika ülkesini “Afrika Birleşik Devletleri” çatısı altında birleştirmek istemesi kendi sonunu getirmişti. Daha sonra IŞİD sayesinde sömürgecilik meşru hale getirildi.
    Bugün sömürgeciliklerine tehdit oluşturan iki büyük ülke var Rusya ve Çin.
    Bu olay tahminimce batının daha doğrusu ABD’nin Rusya’yla mücadele safhalarından biridir. Ukrayda’da olduğu gibi.

    • Afrika için çok önemli bir sürecin başında bulunuyoruz. Türkiye bu büyük değişime hazır olmalıdır. Bu kapsamda Türkiye zaten var olan yumuşak gücüne ilave olarak başta ulaşım ve iletişim etkinliğinin artırılması olmak üzere diğer milli güç unsurlarını da kullanarak Afrika açılımını genişletmeli, kardeş Afrika toplumlarıyla ekonomik, sosyal, siyasal ve diğer bağlarını daha da güçlendirmelidir.

  8. Bu fotoğraftaki gibi post-modern darbeyi de coşkuyla destekleyen kalabalıklar olmuş muydu hatırlamıyorum ama chp ve avanesi akademisyen mollalar, hakim savcı takımı her zaman olduğu gibi mutlaka canı gönülden tüm darbeleri desteklemişlerdir…
    Rusya kendi derdinde, afrikada ya da orda burda yaşanan kimi darbe girişimlerinin sebebini her zamanki adreste arasanız daha isabetli bir sonuç alabilirsiniz:))))

  9. Hani her kuşu hallettik de bir hacı leylek kaldı misali ülkemizdeki bütün dertleri çözdük de şimdi sıra Nijer’deki askeri darbeye mi geldi !
    Keşke bütün dünya elbirliği, gönül birliği içinde bütün sorunlarını birlikte çözseler , birbirlerine her türlü maddi ve manevi yardım ve destek sağlasalar ama belli ki dünya henüz bu anlayışın kıyısından köşesinden bile geçmiyor, geçeceği de pek yok !
    Yalnız bu konuda ortada çok şaibeli bir durum var ; bizimkilerin gıkı çıkmıyor ???
    What is it !

    • Fransızlar kana boğarak sömürdükleri 16 ülkeden artık yavaş yavaş kovuluyor. Nijer’de darbe yapıldı ve Fransa’ya uranyum sevkiyatı durduruldu. Nijer’e üç kuruş verip paha biçilemeyen madenle köşeyi dönen Fransa ve diğer Batı ülkeleri öfke ve tehditlerle ayağa kalktı. Komşusu Nijerya’yı harekete geçirdiler. Afrika’nın en büyük nüfusuna sahip olan Nijerya, dünyanın en büyük petrol ihracatçılarından biri. Yüz milyarlarca dolarlık petrol çıkıyor ama ülkede benzin kuyrukları görülüyor sık sık. Çünkü petrol de kazancı da Batılı şirketlere gidiyor. Batı yanlısı liderlerin koltuğa oturtulduğu Nijerya’da 100 milyon yoksul yaşıyor. Şimdi bu yoksulları, Nijer’deki uranyum yatakları aşkına savaşa ve ölüme göndermeye hazırlanıyorlar.
      Masadaki operasyon ise sömürgeci zalim Batı başkentlerinden yönetiliyor.
      El koydukları, kuklalarla yönettikleri her ülkede kargaşa, terör, savaşlar çıkarıyorlar.
      Milyonlarca insanın ölmesine yola açıyorlar.
      Zulüm bir gün gelip kendi kapılarını çalıyor.
      Sömürdükleri ve kan döktükleri ülkelerden milyonlarca insan mülteci olarak Batı’ya kaçıyor. Böyle bir döngü içinde kalan zalim Batı, mülteci sorunu nedeniyle kabuslar görüyor. Fransa’da bir mülteci öldürüldü, haftalarca Paris yangın yerine döndü.
      Mülteci sorununu önlemek için bu ülkelerin istihbaratları devreye giriyor. Onların peşinden CIA de geliyor. Kullanışlı maşalara para verip Avrupa başkentlerinde Kur’an-ı Kerim yaktırıyorlar. Çünkü ülkelerindeki mültecilerin neredeyse tamamı Müslüman. Tahrik edip, çatışma çıkarıp, mülteciler aleyhinde insanlık dışı yasalar çıkarmanın yollarını arıyorlar. CIA de Avrupa’da hazır bir çatışma ortamı bulmuş olmanın hazzıyla din ve ırk savaşı çıkarmak istiyor. Böylece Avrupa Birliği’nden nefret eden ve çıkmak isteyen ırkçı partilerin başa geçmesini istiyor. Hedef AB’yi dağıtmak. Herkesin bir hesabı var ama mutlak olan Allah’ın hesabıdır. Zalimlerin ve kutsal kitabımıza saldırılara göz yumanların iki yakası asla bir araya gelmeyecektir. Yeryüzünde bu aşağılık saldırılara karşı en büyük mücadeleyi Türkiye veriyor. Dışişleri Bakanlığımız, bu alçaklığa izin veren ülkelere büyük baskı kurdu. Kutsal kitabımızın yeryüzündeki en büyük hamisi oldu.
      İfade özgürlüğü adı altında ikiyüzlü davranan bu haysiyetsiz ülkeler, kendi ayaklarına sıktıklarını fark ettiğinde çok geç olacak. Irkçılık tepelerine binerek hepsini yerin dibine batıracak.

Yoruma kapalı.