Başbakanlar tarifeli uçakla seyahat eder mi? Seyahatinizde eski başbakanı uçakta yanınızda görebilir misiniz? 

22
Reklam

Bir Avrupa ülkesinin eski başbakanı, yeni kurulan hükümetin başı acil sorunlarla boğuşmak zorunda kaldığından, onun yerine Mısır’da yapılan ‘iklim zirvesi’ne THY ile gittiği için, İstanbul’a da uğramış.

Aa, o da ne, adam sıradan insanlar arasında -ekonomi sınıfında- seyahat etmiyor mu?

Çok şaşırılmış, çok.

Devlet adına seyahat ettiğine göre hükümet kendisine devletin çok sayıda uçaktan oluşan filosundan bir uçağı tahsis edememiş mi?

Şaşıranların şaşkınlığı beni bile etkisi altına aldı.

O şaşkınlıkta ben şöyle düşündüm: Hadi eski başbakana uçak tahsis edilmedi, ona daha rahat seyahat etmesini sağlayacak business bileti almayı da düşünmediler, THY’nin yetkilileri listede adını görünce, ‘uçağımızda eski de olsa bir başkanı taşıyacağız, ona bir kıyak yapalım’ da demedi mi?

Sonra cevabı yine kendim buldum: Muhtemelen teklif edilmiştir, ama eski başbakan kabul etmemiştir.

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek içer o ülkelerde.

Reklam

Eskiden bizde de öyleydi; politikacılar daha dikkatli davranırlardı.

Hiç unutmadığım olaylardan birini hatırladım: Seçimlere gidilen bir ortamda, ana kanallardan biri, o sırada tek sıfatı parti genel başkanlığı olan Bülent Ecevit’le yapılacak canlı yayın için seçtiği gazetecilerden biri olarak beni de programa çağırmıştı. Program saatine uygun bir uçakla İstanbul’a indim, gazetenin aracı beni karşıladı ve kanala götürdü. Konuk odasında bekleyen Ecevit çifti ile selamlaştık, birbirimizin hatırını sorduk. Konuşurken aynı uçakta bulunduğumuz ortaya çıktı.

Rahşan Hanım, “İyi ama sizi neden uçakta görmedik?” diye soruverdi.   

THY görevlileri, ‘CIP’ kartım bulunduğu ve yer olduğu için beni ön sıralarda seyahat ettirmişlerdi.

Ben en önde, vaktiyle bakanlık-başbakanlık yapmış Ecevit ve eşi ise arkalarda İstanbul’a uçmuş olmalıydık.

Eski-yeni milletvekilleri VIP olduklarından, Ecevitler pekala uçağın en ön sıralarında uçabilirlerdi; tercihlerini halkla birlikte olmaktan yana kullandıklarını anlamıştım.

[Bu arada, program için konuklara makyaj yapılırken, Rahşan Hanım eşinin makyajını görevli kadına bırakmadı, yanlarında taşıdıkları malzemeyi kullanarak o görevi kendisi yerine getirdi.]

Aklımda iki başka örnek daha var.

Reklam

Yine bir İstanbul seyahatinde, uçaktan inip ana binaya götürecek araca bindiğimde, bir gün önce görüştüğüm Almanya’nın Ankara büyükelçisini karşımda buluverdim. Dayanamayıp neden VIP aracında olmadığını sordum. Güldü. Adetleri öyleymiş, hiçbir ayrıcalık talep etmezlermiş…

Bir başka seyahatte de, o sırada resmen büyükelçi atanmadığı için ülkesini Ankara’da temsil eden ABD büyükelçiliğinin 2 numarası da, ekonomi sınıfı yolcusuydu.

Daha önce de yazmıştım, ama aynı örneği bir kez daha tekrarlamakta beis görmüyorum: ABD başkentinde her yıl düzenlenen Türkiye merkezli bir toplantıdan çıkıp bir dostun aracıyla otelimize doğru giderken, Ankara’daki büyükelçilik görevi sonrasında ABD dışişleri bakanlığının 3 numaralı koltuğuna getirilmiş diplomatı otobüs durağında bekleşirken gördük de aracımıza alıp bakanlığına biz bırakmıştık.

Ertesi gün davetiyle gittiğim bakanlıktaki mütevazı makam odasında söyleşirken resmi araç kullanmadığını öğrenmiştim.

Meğer Amerika’da bakanlıkların yalnızca ilk iki koltuğunda oturanlara -bakan ile müsteşara- makam aracı tahsis edilirmiş.

Merkeze biraz uzak bir yerde oturduğunu, evinin yakınında oturan bakanlık mensuplarıyla her hafta değişik birinin aracıyla mesaiye gelip gittiklerini anlatmıştı, Amerikan dışişleri bakanlığı müsteşar yardımcısı…

İklim zirvesine ülkesi adına katılmak üzere İstanbul üzerinden Kahire’ye giden politikacının İngiltere’nin eski başbakanı Boris Johnson olduğunu okumuş olmalısınız.

Boris Johnson aslında şatafata meraklı bir politikacı. Eşi -galiba üçüncü veya dördüncü eşi- kendisinden daha da meraklı. Başbakanlar o ülkede makam olarak da kullanılan binanın üst katında otururlar. Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı döneminde gidildiğinde, ’10 Downing Street’ adresindeki binaya ben de girmiş, hatta içerisinde biraz dolaşmıştım da. 

Sıradan ve küçük bir mekandı başbakanlık makam-konutu.

[Yeni başbakan ülkenin en zenginlerinden. Binaya taşınırken eşinin ayağında şıpıdık terliklerle eşyaları taşırken fotoğrafı gazetelerde yayımlandı. Galiba, ‘’Zenginiz ama sizden farkımız yok’’ mesajı olmasını istemişler.]

Johnson ailesi yeni doğan çocuklarıyla binaya ilk taşındıklarında Bn. Johnson kendi oturdukları bölüme çeki-düzen vermek için devlet bütçesinden harcama yaptı diye medya üzerlerine gitmişti.

Başbakanlıktan ayrılmasını getiren skandallar da Boris Johnson’un gevşek davranışına dairdi.

Yolsuzluk yok. Gereksiz harcama ve gevşek davranma.

Demokrasilerde başbakanı koltuğundan etmek için yeterli sebep bunlar.

Talep etseydi, kendisini Mısır’a gönderen yeni başbakan Rishi Sunak selefinin daha konforlu bir seyahat yapmasını sağlardı, eminim. Ancak gözü yeniden başbakanlıkta olan Boris Johnson, başına gelenden ders çıkarmışa benziyor.

Ara dönemde yüksek ücretli işler yapar, günü geldiğinde yeniden eski görevine dönebilmek için para biriktirir.

Bizim gazetelerde kullanılan sıradan yolcularla aynı koltuklarda seyahat ettiğine dair fotoğraflar mutlaka kendi ülkesi basınına da yansıyacaktır. 

Angela Merkel de uluslararası seyahatlerinde tarifeli uçaklarla seyahat etmiyor muydu?

Kültür farkı mı? Olabilir.

Belki de demokrasi bizde yanlış anlaşılıyor.

ΩΩΩΩ

Not: Biraz önce yabancı gazetelere göz atarken öğrendim: Sonunda yeni başbakan Rishi Sunak da iklim zirvesine katılmaya karar vermiş. Çevre sorunlarına yakın ilgi duyduğu bilinen yeni kral onu katılmaya teşvik etmiş olmalı.

Reklam

22 YORUMLAR

  1. Milletin parasıyla israfa kaçıp özel uçakla gitmek koşturmak terlemek oluyor öyle mi? İsrafa gösterişe kaçma da göreyim seni! bu şekilde tasarruf edeceğin para ile topluma daha da yararlı olacak işler yap. DiN’in ruhu/özü bunu gerektirir. Bu yok!

    Bu resimde gördüğümüz sembolik manzara DiN/İman nitelikli kültürümüzde bizim liderlerimizin her zaman yanıbaşındayken, eloğlu yabancıların belli bir evreden sonra akılla ulaştığı adalet, vergi veren halkın hakkına saygı ve bunun temsili onlarda içselleştirilmiş olgun bir seviyenin göstergesi. Yabancılarda ülkesine hizmet eden bir devlet adamının öyle yolculuk yapması bir zorunluluk değil. Öyle yapması gösteriş te değil.

    Velhasıl, bizimkilerden DiN İman-Kul Hakkı-Topluma Hizmet kültüründeki hassasiyet kapsamında bekleyeceğimiz hareketleri biz eloğlunda görüyoruz. Resimdeki manzara onun bir örneği! Onlar ekonomik olarak bizim yaşadğımız güçlükleri yaşasa çok daha dikkatli ve titiz davranacaklardır. Gelişmişlik seviyesi zaten öyle davranmış olduklarının bir sonucudur. Sonuç: Bizde ezberine “İmam” toplum yararlı çok az şey üretmiştir. “İman” konusunu pek kaale almayan Mustafa Kemal Atatürk Paşamızın peşine taktığı sözde akılcılarımızın ezberine “Aklı” da aynı zaafiyettedir. Paşamızın yaklaşımı CeHaPe’yi doğurmuştur. Onun karşı tarafta tokatladığı kutup ta içinden Erdoğan ile AKePe’yi doğurmuştur. Bu kadar basit! İki kutup arasında kısır döngüden kurtulmak için bize ne gerek!?

    ….
    “Akıl*İman Sentezi” gerek bize ey Millet!
    Ancak böyle payidar olacağız ilelebet!
    ….

  2. Sözcü gazetesi Kemal Kılıçdaroğlu’ndan aldığı talimatla Ekrem İmamoğlu hakkında haber yapmayınca CHP’li İBB Başkanı da zabıtaları Sözcü gazetesinin patronun evine yollamış.

    Elindeki zabıta gücüyle bunu yapan yarın elinde başka imkanlar olsa neler yapmaz?

  3. Uzun yıllar Avrupa’da kalan bir büyüğümüz, zihniyet konusunda onlarla aramızda tam 200 sene fark olduğunu söylemişti. Bu konuda ABD, Avrupa ve başka ülkeleri de dolaşmış olan bir başka büyüğümüz ise bunu çok daha kötü bir şekilde 300 sene olarak ifade etmisti !
    Tabii ki şunu da belirtmeden geçmeyelim ; bu zihniyet farkı bütün toplum katmanlarında ve her konuda mevcuttur !

    • Bütün avrupa ve abd post kavgasındayken türkiye liderliği de açlıkla boğuşan gariban afrika ülkelerine ukraynadan buğday gemilerini sevketmekle meşgul;
      evet aramızda epeyce bir ZİHNİYET FARKI var, doğrudur! En az 1000 yıllık bir fark:)

      • Doğrudur. 1000 yıl fark koymak lazım. Kralın yetkilerini kısıtlayan magna karta bin yıl önce imzalanmıştı. Bir ise 100’üncü yılda tek adamı yeniden keşfettik. Araya bir 1000 yıl daha girecek gibi.

  4. Yillardir sayin hokumet yetkilileri bosuna Avrupa Amerika bizi kiskaniyor demiyorlarmis demekki

  5. “MÜSRİFLERE İTAAT ETMEYİN” ŞUARA 151
    Ayetin orijinali(Latin alfabesi ile):
    “Velâ tutiu emrul musrifin”
    Yani mürsriflerin emirlerine uymayın.
    “Müsrif”in lügat karşılığı “aşırı gitmek”.
    En çok aşırı gitmek parasal konularda olmasına rağmen moto-mot tercüme edersen parasal konuları hiç akla getirmeyecek bir sonuç ortaya çıkıyor. Yanlış olmasa bile çok eksik bir tercüme yada meal ortaya çıkıyor.
    Hukukta gerekçeli karar eleştirisi için bir kavram vardır:
    “Dosya içeriğini çarpıtmak”
    Bu şekilde ıstılahî içeriği pas geçen meallere sorgulayıcı şekilde yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum.
    Müsrif tabirini herkes anlıyor. Ukalalık var mı? Bilmiyorum ancak şüphe ile yaklaşmak gerekir.
    Müsrif tabirini aynen ve yanında “aşırı gedenler” ifadesini de kullanmak, sanırım en doğrusu olacaktır.
    Bir de “itibardan tasarruf olmaz ” hurafesi var.
    Tabii ki insanlar “ben münafıkım” diyerek ortaya çıkmayacak.
    Dînî referanslarla, dinin emirlerini ters-yüz eden iddia ve söylemlerle ortaya çıkacaklar.

  6. Afrikadaki bazı ülkelerin başbakanları da işyerine sarmaşıklara tutunarak maymun gibi daldan dala atlayarak gidip geliyor noolmuş?
    Bizde başbakanlık makamı da yok ama bisiklete binmeye çalışan cb adayı filan gördük,
    ama millet şovmen ya da sirk maymunu seçmiyor, koşan terleyen bir devletbaşkanı seçtik! Devletin milletin hizmetini görmek için gece gündüz ordan oraya koşturan bir lidere feda olsun, hepsi de helali hoş olsun…

  7. Üniversite öğrencisiyken rahmetli Erdoğan Adalıyı otobüs durağında görmüş ve elini öpmüştüm.19 yıl senatörlük yapmıştı.Evimiz İsmail Hakkı Tekinel’in evine yakındı. Kendisi 19 yıl, eşi 14 yıl vekillik yapmıştı.Pazardan alış veriş yapar, Bakırköy merkeze dolmuşla giderdi. Tekinel yıllarca bakanlık yaptı.

  8. Ülkesindeki benzin istasyonlarında yakıt bulunmadığı için askeri personele tanker şoförlüğü yaptıran bir başbakan eskisine uçak bileti çok bile, rikşa ile gitseymiş mısıra, ya da otostopla filan!?

  9. herşeyimizi kanun kitap medya tv hatta internet gastelerinden … ayarlamaya, bazı yeni emojilerle
    😍😗😘=gelini öpebilirsin izni
    🐕😿😾=hayvan hakları sınırı limiti
    🏒🏌️🏃=sopayı yersin kafana ikazı
    🌹🌷🌟=ödüllü işler😂😂😂
    belirtmeye başlıyacağız 🤗🤔😯😊😟
    (bir ara başörtülü buraya giremezsiinn!! vardı!)
    şimdi devir değişmiş olabilir mi?
    -suya işem.k yasak kanunu
    -ayakta su içmek bedene zarar verir kanunu
    -çocuğunu eşini darp etmek 😯(ailesine insan nassıl zarar verebilir ki?) kanunu (insan olan insan! diyom zaten bak!)
    -otobüste dolmuşta (yakında metro tramvay da inşallah 🤗😊) hamile çocuklu ve yaşlılara yer verme kanunu
    -komşun açmı diye bakmayıp, sen deveyi hamuduyla götürürseennn!!! kanunu
    -kendi aileni yedi sülaleni memleketini ihya edip, 80 vilayeti ülkeden ari sayma kanunu …
    daha neleer neler!..
    *haa bu arada lgb.. unutmamak lazım, kadını koruma kanununun torbasına ağzını kapatmadan bir engerek yılanı atmayı unutmayın emi!!

  10. sayın Koru, bakış açısı. kimisi fıldır fıldır bakan gözler le 👀 bakar dünyaya,
    kimisi mütevazi, daha yavaş bir yaşam sürer bu fani dünyada.
    kimse öbür tarafa bir mendil bile götüremezken,
    kim şan şöhret takıntı ün nam götürebilmiş ki?
    parayı bulanında, dolara resmini bastıranında üstünde toprak atılmış, yatıyor..
    üstelik bizim coğrafyanın yüzde doksan ları islam gibi bir dinle şereflendirilmişken!
    muhafazakarlar, mütedeyyin insanlar dini bütün vatandaşlar niçin bizi sevmiyorlar?…
    niçin bize destek olmuyorlar?..
    bak her cuma çıkışı cami önünde hitap ediyoruz,
    imam hatiplileri işe yerleştiriyoruz,
    hacca gitmek isteyenleri kolaylığın en alasını!…
    faiz denen illete bile savaş açtık ama lakin..!
    bir eksiklik var ama ne?!?!?!¿¿¿¿¿!!!???

  11. geldikçe, bırak tarifeli uçakla yolculuk etmeyi,
    vipte birilerinin (istemediği, kendine eşit görmediği, hatta dün tokalaşıp karşılıklı çay içtiği meslek kişisini dahii) yanına oturtmuşlarsa kendini, veya
    kendinin yanına oturtmuşlarsa o birilrrini!..
    vay ki ne vay!..
    NOT:yine bizimkler iyi sadece personeli işten attırır, müdürünü sürdürür, yetkisi elinden geleni neyse ardına koymaz ertesi gün gün boyu bu işe ayırır tüm zamanını! iş miş halk mış sorunlarmış Kılıçdaroğlu iftira atmış hiiç duymaz bile..
    batıda öylemi?
    masaların üstüne çıkıyorlar, tüm bilgisayarları kırıp yere fırlatıyorlar!!
    personeli darp ediyorlar darp!!!…

  12. Güzel bir konuya deginmissiniz Sn Koru
    Ülkemizin enbuyuk sorunlardan biri Düşünün yaklaşık 100 bin resmi aracımız var bunun sigortası benzini tamiri,kaç tane uçağımız var bilmiyoruz,beyefendiler halkın arasına girmekten çekiniyorlar.Sormak lazım
    başka bir ülkeye özel uçakla giden bakana tarifeli ile gitsen ne kaybedersin?Varmı bunun cevabı?Bizde devlet görevlileri eksikliklerini böyle tamamliyorlar maalesef.Ayricalik ,uçakta, yolda ,lokantada her yerde.En basiti yolda emniyet şeridini kim kullanır acil göreve giden personel,oysa tüm memuru ,müdürü başkanı vs herkes kendini çok önemli göreve gidiyor gibi orayı kullanır.Bir çağrı yapalım iktidar kötü yönetiyor onlar yapmaz,gelin muhalifler örnek olun yönetime mesela resmi araçlarınızı devredin sizlerde işinize bizim gibi gidin.Varmisiniz.

    • Ahmet bey bu iktidarın ilk icraatı milletvekili lojmanlarını satmak olmuştu, bir kez olsun takdir ettiniz mi? Gelen parayla da toki fakirlere ev yaptı…

        • eksik tespit yolcu.
          piramidin dibine çöktü tüm tortusu zeytinyağı gibi, kaymak tabaka çıktı su yüzüne deseydin belki☺️
          aslında en doğrusu,
          yatay mimari dedikleri nüfus ta gerçekleşti.
          oysaki bina öyle oacaktı😟, içindeki değil!
          şimdi herkes binanın su basmanı denilen yada sığınak kısmı sında hep beraberix güle oynaya 😄😄😄😆😆😆😔😔😔

      • O dediğinizi yapan bu iktidar değildi, şimdi Tv ye çıkmasın diye, sesi halka erişemesin diye her türlü tedbirin alındığı “hain”lerin çoğunluğu oluşturduğu bir parti vardı o zaman iktidarda.

      • Sn Gayret aynı şehre 4 bakan 4 ayrı özel uçakla da gidecek kadar zengin bir ulke değiliz.Muhafazakar parti elemanları israfın HARAM olduğubu bilir veya
        bilirmiş gibi yapar ona da bizim dinimizde MUNAFIK denir .

  13. Avrupa ve ABD liler helal haram konusunda çok titizler.
    ABD Başkanlığına ait biri zırhlı 2 uçak var.
    ABD ve AB sıradan vatandaşlari ile bizimkiler bir günlüğune yer değistirseler. Bizim halk Amaan yazık bunları sadece 2 tane uçağı var bu bizim gururumuza dokundu
    Hemen 10 tane daha alınsın derler.

    ABD veAB halkıde bizimkilere sen ne hakla bizim vergilerimizi har vurup harman savuruyorsun diyerek sokaklara dökülür onlari al aşağı ederler.
    Dış güçlerin buzde gözleri var. 🙄 O gözler sıradan vatandaşlar için.

    Olsun bakın her hafta bizim başkan bir ülkeye gidiyor. Ne yani ayni ulkeye 2.sefer gittiğinde ayni uçak ile gitmesi bizim gururumuza dokunur.

Yoruma kapalı.