Bugün pazar.. Okurların karşına biraz hafif bir yazıyla çıkmayı uygun buldum…

41
Reklam

Adalet bakanı Bekir Bozdağ’ın “Adayımız Erdoğan ve adaylığı da yasal” görüşünde ısrar eden yeni açıklamasını dünkü yazıma cevap olarak algıladım. Tartışmaya yol açan 2017 anayasa değişikliğinin mimarı bir siyasetçi de aradı ve neden o görüşte olduklarını anlattı.

O konuya yeniden gireceğim fakat bugün pazar ve biraz kafa dinlemeye ihtiyacımız var.

Sizlerin de var, benim de var. 

Dün sayfalarını karıştırdığım uluslararası gazetelerde eğlenceli oluşuyla dikkatimi en fazla çeken haberi kendime saklayamadım.

Hayır, dünyanın en zengin medya patronu Rupert Murdoch’un daha önce dünyaca ünlü bir rock-starın eşiyken ondan ayrılınca kendisiyle evlenmiş eski manken Jerry Hall’i boşamasıyla ilgili haberden söz etmeyeceğim.

O da eğlenceli olsa bile. 

Hafif gazeteler “Acaba medya patronunun gönlü yeni birine mi kaydı?” sorusuna cevap arıyor. 

Murdoch 91 yaşında. [Hall 65 yaşındaymış.] Çift 2016 yılında evlenmiş; Murdoch o zaman 85 yaşında olmalı.

Reklam

İnsanoğlu erkeği ve kadınıyla ilginç bir varlık.

Bir diğer ilginç haber de İngiltere’den…

Orada siyasi hayat hayli karışık. Ali Kemal’in torunun oğlu Boris Johnson’un başbakanlığı epey zamandır tehlikede. Fırtınaları atlatma becerisi yüksek bir politikacı Johnson; eskiden ekmeğini gazetecilikten kazanıyor olmasının da bunda etkisi bulunduğuna eminim.

Önceki gün yapılan ara seçimde uzun yıllardır Johnson’un partisinden birini milletvekili seçen iki yerde rakip partili adaylar kazandı.

Muhafazakar Parti bu son olayla iyice karıştı. Partinin ileri gelenleri “Boris istifa” kampanyası başlatmış bulunuyor.

Tarzan zorda.

Onun tahammül etmek ve vartaları atlatmak için yaptıklarını okurken, politikacıların kaybettikçe veya kaybetmeye az kaldığında daha da güçlendiği bir ülke gazetecisi olarak, keyif alıyorum.

Ancak İngiltere’den daha fazla keyif veren haber Londra’daki restoranlarla ilgili. 

Reklam

Dünyanın en gürültülü restoranları ABD’nin San Fransisco kentindedir. Londra şimdi ondan sonraki sıraya yükselmiş.

Haberi yazan, metnin girişine, “Motosiklet ve çim makinası gürültüsü düzeyinde sesler eşliğinde yemek yemeyi göze alanlar için Londra ideal kent” cümlesini yerleştirmiş.

Londra’da 1.350 restoran varmış, bunların %80’i müşterilerine sohbet imkanını vermeyecek kadar gürültülüymüş.

Gürültü 80 desibel derecesindeymiş. “Kulağa zarar verecek kadar” diyor o düzey için muhabir.

Muhabir haberinin sonuna gürültünün en yüksek ve en az olduğu restoranların isim ve adreslerini de eklemiş…

Eğlenceli, değil mi?    

Fakat benim en çok dikkatimi çeken haber Yunanistan’dan…

Yunanistan’ın TRT’si diyebileceğimiz devlete ait TV kanalı ERT’de, sabah programında, izleyicilere artan petrol fiyatlarıyla nasıl mücadele edebilecekleri konusunda yöntemler aktarılmaktaymış. 

Programı sunan, en kestirme yöntem olarak, sokakta park edilmiş araçların deposundan benzin çalma yolunu tavsiye etmiş…

Tavsiyesini görüntülü olarak göstermiş de.

Dakikalar boyunca fazla gürültü yapmadan bir araçtan eldeki bidona benzinin nasıl çalınacağı izletilmiş…

Ülkede yıllık enflasyon 29 yılın rekoru olan %11.3 olarak kaydedilmiş mayıs ayında; 1 litre benzin de 2.37 Euro’ya erişmiş… Yani 40 TL’nin üzeri.

Biri, “Madem bu yolu açtı, bir sonraki programda da evlerden ve ceplerden hırsızlık yapma yöntemlerini göstermesini ERT’den bekliyorum” diye Twit atmış…

Pazartesi sabahı Syndeseis programı beklenecek Yunanistan’da…

Şakası bile kötü.

Bütün bunlar enflasyon yüzünden oluyor.

Enflasyonun kendisi bir hırsızlık yöntemi. Artan fiyatlarla insanların cebinden sürekli para çalınıyor çünkü. Bugün karşılayabildiğiniz bir ihtiyacı, enflasyon yüzünden, yarın alamaz hale geliyorsunuz.

İnsanların gelirleri enflasyonla yarışamıyor. Tam tersine, enflasyon yüzünden insanların alım gücü düşüyor.

OECD hesaplamış: Almanya’da %2.5, İngiltere’de %3, İspanya’da ise %4.5 azalmış o ülke vatandaşlarının alım güçleri…

Batı ülkelerinde sendikalar çalışan kesimin enflasyondan az etkilenmesini sağlamak için aşırı çaba gösteriyor. Almanya’da en kalabalık kesimi temsil eden IG Metal sendikası demir-çelik işçilerinin ücretlerinde %6.5 artış sağlamış. 

Almanya’daki enflasyon oranına yakın bu artış.

Hükümet bizde de bir güzellik düşünüyor gibi.

Meclis’e sunulan ek bütçe içerisinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın maaşına %40 artış getirildiği duyulunca beliren rahatsızlık politikacıları harekete geçirmişe benziyor. Temenni mahiyetinde “O sayede emeklilere ve memurlara da %40 maaş artışı gelebilir” demiş ve bu temennimi yazımın içine yerleştirmiştim de.

Evet, %40 artış düşünülüyormuş emeklilere… İçimden “Cumhurbaşkanı maaşına keşke %73.5 artış yapsalardı” düşüncesi geçmiyor değil.

Sonuçta ben de bir emekliyim ve konu beni de ilgilendiriyor.

Bir zamanlar kısa süreliğine yönetiminde bulunduğum bir gazetede, görevi devralmadan önce gözlemde bulunurken, dikkatimi birkaç gün arayla manşetten tekrarlanan pahalılık ve zam haberleri çekmişti.

“Nedir bu?” merakıma şu cevabı almıştım: “Birinci sayfayı hazırlayanlar patrona manşetten mesaj veriyorlar.”

Yunan TRT’si ERT çalışanları da benzin çalma haberiyle patronlarına mesaj veriyorlarsa şaşırmam.

Haberi eğlenceli bulmamın sebebini anlamışsınızdır umarım.

ΩΩΩΩ  

Reklam

41 YORUMLAR

  1. Fehmi Bey. Bu sitenin yazarı’imiş sahibi değil. Esas sahibi yorumcu zannettiğimız, Fatih rumuzlu yorumcu’ imiş neyseki sonunda Rahmetli olan şehlerinin sayesinde öğrendik. Önce bu sitede ölüm haberini yayınladı sonra cenaze ile ilgili bilgileri yayınladı namazına kimler katılmış falan hepsini burada yazdı, ve sevenleri için başsağlığı dilemedi diye yazarada sitem ettide Şeyhin ölümü vasıtası ile bizde öğrenmiş olduk.
    Zaten yorum yazımiyordu sadece , Korunun yazdıkları ile alakasız muhalefeti yerden yere vurup Erdoğanı öven yazılar ile burayide havuzun şübesi olarak kullanıyordu ve
    kullanmaya devam ediyor.
    Bu kadar yetkı değil yorumcu gazete sahibi dahı kullanamaz.
    Kendini patron yerine koymakta kay olmasa gerek.

  2. Fehmi koru; 2021 Ağustos ,Eylül, Ekim, kasım aylarında ki bazı yazılarında Erdoğanın aday olmayacağını söylüyordu.

    -“Başkentteki gelişmeleri onun gözünden izlemeye devam ettiğim siyasi gözlemci bir dostum” adını vermediği ismin “hararetle aday aranıyor” dediğini aktaran Koru, “AK Parti’nin öndegelen isimleri bir araya geldiklerinde “O olmayacaksa kim?” sorusuna cevap aramaktaymış.” 
    – MHP ‘‘Bizim adayımız Tayyip Erdoğan’’ diyor, biliyorum.Peki AK Parti’nin adayı kim?
    Kimileri bu soruma çok ama pek çok şaşıracaktır, bunu da biliyorum. Yine de yazacaklarımı ciddiye alsalar iyi olur. diye söylüyordu.

    Fehmi Korunun bu öngörüsü tutmadı.
    Erdoğan aday olduğunu kendisi açıkladı.

    3 senedir erken seçim diyor.
    Bu öngörüsü de tutmadı.

    Şimdide Erdoğan aday olamaz lakırtılarını tekrar ediyor Fehmi Koru. Bu da tutmayacak.

    Bence Fehmi Koru gizli Erdoğan hayranı. Böyle devam hocam.

    • Aday olamayacağı anayasada yazılı. Açın okuyun. Anayasayı çiğniyorlar ve bu ilk değil. Mahkemelere anayasayı dinlemeyin diye emir veriyorlar. Açıktan. Bunları gördüğümüz için yine hukuka aykırı bir şekilde adaylığını dayatabilir, YSK aynı dayatmayla kabul de edebilir, ama bir gerçek değişmiyor. Olamaz. Ayrıca neden bu madde var ona kimse girmiyor. Neden iki defa ile sınırlı. Madem niyetleri hep adaylıktı o sınırlamayı koymasalardı. Ama hep böyle değil mi, kurallar kanunlar sade vatandaşa, kendini üstte görenlere uygulanmıyor. Ama devran dönecek elbette. Tepedeyim zannedenler düşecek. Keşke herkes biraz hukuk ve adalete saygılı olsa. Siyaset hep ben kazanayım üzerine olmasa. Bu ülkede sizin gibi düşünmeyen milyonlarca insan var. Onlara da saygı duyulsa.

  3. HAZİNE HIRSIZLIĞI
    Araçların deposundan benzin çalma Yunan devlet televizyon kanalından yayınlanmış.
    Hazine hırsızlığı hangi ülke devlet televizyonlarından yayınlanıyor?

    • TRT den yayınlanıyor! Yalnış anlaşılmasın, hazine hırsızlarını
      Yakalayan polislerin arkadan kelepçeli elleri bağırmasınlar diyede ağızlarıni kapatmış polislerin elleri. Yayınlanıyor.

  4. Erdoğan üçüncü kez seçilemez tartışmasının başlama vuruşunu ilk kim yapmıştı 367 kararının mucidi Sabih Kanadoğlu. Geçmişte Erdoğan için “Muhtar bile olamaz” diyenler şimdi de Erdoğan üçüncü kez seçilemez diyorlar.
    Erdoğan’a siyasi yasak koydukları günlerde Anayasa ve yasaları nasıl yorumluyorlarsa şimdi de aynı kafa Erdoğan  üçüncü kez seçilemez KORUsunu oluşturmuş durumda.
    Sabih Kanadoğlu aradan çekildi. Yerine Fehmi Koru geçti. Son üç senedir sabah akşam erken seçim safsatasını gündeminden hiç düşürmedi Fehmi bey. Erken seçim olmayacağını anaokukundaki çocuklar bile anladı. Şimde de Erdoğanın aday olamayacağını gündemde tutuyor.
    Neymiş efendim, Anayasa’nın 101. maddesinde cumhurbaşkanı iki kez seçilir deniliyormuş. Doğru ama aynı Anayasa değişikliğinin 18. maddesinde de, “Yapılan değişiklikler, birlikte yapılacak ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ne ilişkin takvimin başladığı tarihte uygulanır” deniliyor.

    Başkanlık Sistemi’ne geçtiğimiz Anayasa değişikliği 17 Nisan 2017 Referandumu’nda kabul edildiğine göre, bu düzenlemede 24 Haziran 2018 seçimlerini mi esas alacağız yoksa Anayasa referandumundan önceki 10 Ağustos 2014 seçimlerini mi?
    Şimdiden seçimi kaybedeceklerini anladılar, çamura yatıyorlar. Erdoğan aday olamayacağı seçime giriyor diye algı operasyonu yapmaya çalışıyorlar.
    Bu millet istediği sürece Erdoğan üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olur ve seçilir. Hatta Anayasa’ya göre 2023 seçimlerinden sonra erken seçim kararı alıp dördüncü kez aday olabilir.
    Bence bu gündemde tutma olayı Erdoğana zararmı getirir faydamı getirir hep birlikte göreceğiz.

  5. İyi parti Kalkınma politikaları başkanı Prof. Dr. Ümit Özlale pazar siyasetine konuk oldu.

    Ekonomide önemli açıklamaları oldu.
    Türkiyenin ekonomik sorunda kurtulma yollarını açıkladı.
    Harvard Üniversitesinde ders veren Hoca’ya İMF’ye ihtiyaç varmı sorusuna İMF’de üst yöneticiler benim öğrencilerim İMF’den fikir almaya gerek yok.

    Sizi anlıyorum güvenecek insan arıyorsunuz AKP ve MHP partisinden insan müsveddesiler çevrenizi sardığından Sizin feleğiniz Şaşmış Kimin insan, Kimin Doğru olduğunu şaşırıyorsunuz.

    CHP ve İYİ partide ülkesi ve milleti için çalışacak Doğru, dürüst Liyakatlı çok insan var. AKP ve MHP partisini sandığa Gömerek insan müsveddesilerden kurtulun.

    https://www.youtube.com/watch?v=DrMyrmEHBaU

    • Diyelim, sizin dediğiniz oldu. Ortak mutabakata vardınız ve bir protokol imzaladınız. Ortak aday gösterdiğiniz ve seçilmesi için destek verdiğiniz kişi de cumhurbaşkanı oldu.

      İmza altına aldığınız protokolü desteğinizle seçilen cumhurbaşkanına da kabul ettirdiniz. Artık söz konusu cumhurbaşkanı anayasaya göre değil de sizin belirlediğiniz kriterlere göre hareket edecek. Yani davul onda tokmak sizde (6+1) olacak.

      Çok detaya girmeden, bir çırpıda aklımıza gelen soruları soralım o zaman. İktidar olduğunuzda bugün Türkiye’nin önünde olan konularla ilgili nasıl hareket edeceksiniz?

      Hadi birlikte anlamaya çalışalım.

      Aşağıdaki ana konularda kim belirleyici olacak? Hangi görüş baskın gelecek?

      Ekonomi

      Küreselcilere mesaj veren Deva Partili Ali Babacan mı, yoksa şirketlere el koymaktan bahseden CHP’li Selin Sayek Böke mi?

      Terörle mücadele

      Kalbi HDP’de kendi CHP’de olan Sezgin Tanrıkulu mu, yoksa milliyetçi çizgiden gelen İyi Partili Musavat Dervişoğlu mu?

      Savunma sanayii

      İHA/SİHA/TİHA’nın adını duyunca krize giren CHP’li Sezgin Tanrıkulu mu, yoksa milliyetçi retoriği ustalıkla kullanan İyi Partili Yavuz Ağıralioğlu mu?

      Kültür politikası

      Rahmetli Necmettin Erbakan’ın yılmaz takipçisi olduğunu söyleyen Saadet Partili Temel Karamollaoğlu mu, yoksa CHP’li Canan Kaftancıoğlu mu?

      Tezkere

      Son iki sınır ötesi tezkereye “Hayır” oyu vererek HDP ile aynı çizgide buluşan CHP mi, yoksa Cumhur İttifakı ile “Evet” oyu kullanan İyi Parti mi?

      Dış politika

      Geçmişte başbakanlık, dışişleri bakanlığı ve dış politika danışmanlığı yapan Gelecek Partili Ahmet Davutoğlu mu, yoksa Türkiye’nin her haklı davasını sulandırmaya çalışan CHP’li Ünal Çeviköz mü? İnsaflı davranarak CHP’li Yalım Eralp demiyorum!

      Kılıçdaroğlu dış politikada 180 derece değişikliğe giderken, masadaki sağ partiler buna evet diyecekler mi??

      Suriye politikası

      Suriye konusunda Hillary Clinton’la iyi anlaşan(!) Gelecek Partili Ahmet Davutoğlu mu, yoksa Şam ile görüşeceğiz diyen CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu mu? CHP’li Aytuğ Atıcı mı?

      Göçmen/Sığınmacı politikası

      Kayserili pazarlığı(!) yaparak Avrupa Birliği ile 18 Mart Mutabakatını (2016) imzalayan Gelecek Partili Davutoğlu mu, yoksa her fırsatta sığınmacıları/göçmenleri ülkelerine göndereceğiz diyen İyi Partililer mi, CHP’liler mi?

      İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği

      Türkiye’nin yaklaşımını haklı bulan İyi Partililer mi, yoksa “engin dış politika deneyimini” Türkiye’nin haklı davalarını sulandırmak için kullanan, Türkiye düşmanlarını/karşıtlarını heyecanlandıran açıklamalar yapan Ünal Çeviköz mü?

      FETÖ ile mücadele

      FETÖ mağduru olan CHP’li Mustafa Balbay mı, Dursun Çiçek mi, yoksa Deva Partili Mustafa Yeneroğlu mu, HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu mu, CHP’li Yüksel Taşkın mı, Kemal Kılıçdaroğlu mu?

      Toplumsal cinsiyet

      Gündeme geldiği andan itibaren İstanbul Sözleşmesine karşı çıkan ve bu konuda AK Parti’ye ağır eleştiriler getiren Saadet Partisi mi, yoksa CHP mi, İyi Parti mi? İyi Partili Bahadır Erdem mi?

      Kayyum konusu

      Neredeyse her hafta grup toplantısında Selahattin Demirtaş güzellemesi yapan CHP mi, yoksa milliyetçilik vurgusunu öne çıkarmaya çalışan İyi Parti mi?

      HDP’lileri mutlu edecek adımları atmaya bayılan Ekrem İmamoğlu mu, yoksa zaman zaman net olmayan tavırlarıyla HDP’lilerin tepkisini çeken Mansur Yavaş mı?

      Kim?

      Sorular bizden.

      Cevaplamak sizden.

      Takdir milletten…

      • tekduzelige alistiginiz icin sorulari ona gore sormussunuz. tekduze on yargisindan vazgecmeden coklugu anlamniz mumkun degil. bugun yazdigim yoruma goz gezdirirseniz. sorunlari bireylerin insaytifinden nasil kurtaracaginiz ortaya cikar. bireylerin insiyatifi yerine hukuk gecerli olmalidir.

      • Çok güzel tespitler yapmışsınız. Elbette tek görüş yok. Farklı görüşler ve olacak. Demokrasi zaten orta yolu bulma rejimi. Uzlaşarak orta yol bulunacaktır. Tek adamın ben yaptım oldu demesinden 1000 kat iyidir. Çünkü herkesi memnun etmeye çalışır. Yüzde yüz olmasa da. Bu konularda iktidarın çizgisine bakarsanız da aynı şeyi görürsünüz. 20 yılda defalarca çizgi değiştirdi. Her bir konuda. O yüzden demokrasi tek çaremiz. Koalisyon çalıştırılsa en doğru çözüm. Başka türlü otokrasiye razı olacaksınız. Bunu da çoğunluk istemez.

      • “Diyelim, sizin dediğiniz oldu. Ortak mutabakata vardınız ve bir protokol imzaladınız.”
        Bunun kadar uzatmaya gerekmezdi cevabını vermiş. İşte o protokolda hepsi yerli yerinde olacak senin Şu yukarıda ki bahsettiğin konular ve havsalanın almadığı konular o protokolda olacak.

        Atalar demiş ki :
        “Birlikten kuvvet doğar”
        “Bir elin nesi var iki elin sesi var”
        Bu kadrolar AKP ve MHP’li insan müsveddesiler Değil, Kibarca diğerine önden buyur diyen insanlar.

  6. ANA SORUNUMUZ COZULSEYDI “Bugun degil hergun hafif olurdu”
    bu ulkenin ana sorunu büraksi degildir.
    meclis yani yasama elinde oldugu halde dogru yasalar cikarmaya.engel olan ve mevzuatin dogru olmasini istemeyen siyasilerdir. siyasiler! buraksiyi bahane ederek her zaman topu taca atarlar. oysa dogru yasal duzenlemeler ve yonetmenlikler cikarilsa bunun uygulayicilari olan burakratlarin yasalara uymaktan baska caresi kalmaz. boylece toplum demokratik bir hukuk devletinde adil sartlar icinde cabasi kadar kazanir. sucu baska birimlerde aramaz. devlet mekanizmasi siyasilerin maceralarina kapali hale gelir. bu durmda maalesef Türk siyasilerinin hosuna gitmiyor. yani hukuk dogru oldugu ve dogru isledigi devlet mekanizmalardan toplum kazanir. toplumun sirtindan birileri kazanmaz…

    • Dur yolcu!
      “yani hukuk dogru oldugu ve dogru isledigi devlet mekanizmalardan toplum kazanir.”
      Bu tam olarak ne demek, biraz açabilir misin?

      • sosyal adalet saglanir demek. bu durumda calisan istedigi kadar kazanir. suan turkiye de asgari ucretle bir kisinin X5 almasi 100 yilda mumkun degilken bu almanyada bir yilda.gerceklesebiliyor.

  7. “HAYRETİ MÛCİP
    26 Haziran 2022 09:24
    Madem öyle , bir eğlenceli haber de benden olsun !”
    MUCİB BEY O DA BİŞEY Mİ?
    TAŞ OCAKLARI KANUNUNDA ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDEN BERİ TEK DEĞİŞİKLİK YAPILMAMIŞ İYİ Mİ, HALA AYNISIYMIŞ!!!!
    VAYBEEE, İŞE BAK SEN???
    NERDEYSE MERCİMEK KADAR BEYİNCİĞİM YANIYORDU VALLAAA!!!!

  8. Sayın Fehmi bey sizin Erdoğan’a kişisel bir tavrınız mı var? Herkesin aday olmaya hakkı vardır. Seçilir yada seçilmez o ayrı bir konu. Anayasal olarak Erdoğan in aday olmasında bir engel yok. Açıp okuyun inanmıyorsanız.

  9. (3)
    Hata hata üstüne,
    Kuşa döndü hazine!
    Enflasyon sanki kırbaç,
    Halk sırtında izi ne?
    ….
    (4)
    Anbarlar boş, nerde un,
    Müsebbibi kim bunun?
    Ey milletin vekili!
    Seçimde gelcek sonun!
    ….

  10. Gariban bir emekli amcayla sohbet edeyim dedim o da reisçi çıktı. Ben konuyu değiştirmeye çalıştıkça o siyaset konuştu. Ben hepsini(iktidar) gördüm, hayatımda sadece akparti döneminde bolluk gördüm dedi. Maaş kaç para oldu amca diye sordum, 4 bin olmadı daha ama 3500 civerında bir para elime geçiyor o da bana yetiyor dedi ve ben sormadan devam etti. 800 lira doğal gaz faturası 250 lira su faturası 350 lira da elektrik faturası ödüyorum dedi.

    Dedim amca haklısın, hakikaten de bolluk yaşıyorsun. Halbuki ki daha cep telefonu faturaları (iki tane eşi ve kendisine ait) evinde torunlar gelince kullansınlar diye açık tuttuğu internet aboneliği faturası, televizyon aboneliği faturası hesapta olmayan arıza tamir faturaları… canı sıkılmasın diye hiç bahsetmedim.

    Ama gene de amcaya helal olsun 3500 lira emekli maaşından faturaları çıktıktan sonra kalan 1500 lirayla mutlu mesut yaşayabiliyor ve hala da reisine sıkı sıkıya bağlı. Bravo amcaya!

    • Ay’a duble yol yapilmis deseydiniz. tepkisi ne olurdu. firsati kacirmisin. aklinizda bulunsun bi daha ki sefere bu soruyu da test edip yazarmisiniz. bizimki de bilineni merak !

  11. (1)
    Kutuplaşmış bir ülke
    Kol gezmekte kin öfke
    Yanlışlıklar diyarı,
    Doğruluk yüzde maske!
    ….
    (2)
    Yorulduk uzlaşalım,
    Doğruda buluşalım,
    Resimde bir kanepe,
    Oturun konuşalım!

  12. Yazardan alıntı:
    „Enflasyonun kendisi bir hırsızlık yöntemi. Artan fiyatlarla insanların cebinden sürekli para çalınıyor çünkü. Bugün karşılayabildiğiniz bir ihtiyacı, enflasyon yüzünden, yarın alamaz hale geliyorsunuz.“

    Çok yerinde bir tespit!

    Boşalan hazineyi doldurmak için vergileri tek tek artırmak yerine enflasyonu yükselterek bütün vergileri birden artırmak iktidarlar için daha pratik bir yol.

    Avrupa Birliği de tedbir almak için hiç acele etmiyor. Bekliyor önce ülkelerin kasaları dolsun.

      • Sayın Yolcu istisnalar olabilir.
        Örneğin: Babasının evinde oturur kira vermez. Annesi yemeğini yapar mutfak masrafı olmaz. Alman ailelerinde böyle durumlarda, evin bürҫesine katkısı istenileceği iҫin istisnalar ҫoğunlukla bizlerden olur.

        Almanya’da en ucuz ikinci el X5’ler.
        https://ogy.de/3trg

  13. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığının savunulacak hiç bir tarafı yok. Anayasayı değiştirebilseler ve adaylığını yasal hale getirseler bile adaylığını meşru hale gelmez tek bir gerekçeyle, demokrasilerde hiç kimseye ömür boyu devlet başkanlığı veya ömür boyu Başkan adaylığı payesi verilmez. O zaman demokrasi olmaz. Onun adı kırallık olur. Milletlerin kendilerine ömür boyu kıral seçme hakkı yok mudur dense ben yoktur derim. Böyle bir hak akla mantığa bilime tekniğe sığmaz.

    Milletler devlet yönetiminde tecrübe kazanıp uzmanlaşmış kimselerden istifade etmemeli mi denebilir, bir dönem ara verir o dönemde yaptıklarıyla yapmadıklarıyla muhasebesi yapılır faydalı olduğuna millet kanaat getirirse gene Başkan seçebilir. Kesintisiz ömür boyu başkanlık asla kabul edilebilecek bir şey değil. işe yarar bir uygulama olmadığı Osmanlı’da görüldü. Osmanlı döneminin en kudretli padişahlarından biri de Abdülhamit Han’dı. 33 sene sonra ittihatçılar tarafından yaka paça tahttan indirildi ve sorgulandı. Bu yolun sonu yargı. Ama barış ortamında yargılanırsınız ama savaş ortamında.. hangi şartlarda yargılanacaklarına yargılanacak olanlar kendileri karar verme durumundalar bu gün.

    Bu benim şahsi düşüncem değil, bu işin doğası böyle.

    • Baran bey “Milletlerin kendilerine ömür boyu kıral seçme hakkı yok mudur dense ben yoktur derim. Böyle bir hak akla mantığa bilime tekniğe sığmaz.” demişsiniz de;
      galiba o yüzden pek krallık seçimi filan yapılmıyor artık, direkt atamayla geliyorlar sanki?
      Yine de bu görüşünü pek ingilizlerin yanında dile getirme sen:)

      • İngiliz milletler topluluğu 53 ülkeden 14’ünün kraliçesi 2.elizabet’te Erdoğan’ın elinde bulunan yatkilerden hangilerine sahip? Lütfen maddeler halinde yazınız.

        Dikkat: Sınav sorusu tek soru olup 100 puan değerindedir.

    • Baran bey “Bu benim şahsi düşüncem değil, bu işin doğası böyle.” demişsiniz, elhak öyledir!
      Siz yine de tabiat bilginizi bi gözden geçirin, tamam diploma her şey değildir ama bu kadarı da fazla artık…
      Konu cehaletten açılmışken sözü işin duayenine bırakayım;
      haksız mıyım nurdan abla?

      • Sınavdan kaçan öğrenci gibisin Gayret bey:) soruyu değiştireyim de sana kolay olsun o zaman: Amerika’yla rekabet etme gücüne ulaşan 1,5 milyar nüfuslu Çin’in lideri Xi Cimpin’de varmı erdoğandaki yetkiler. Kuzey Kore’nin liderliğini babasından miras Kim hong-un’da var mı peki erdoğandaki yetkiler?

        Edendim? Estek-köstek. Erdoğan’ın Türkiye’yi şahsi malı olarak kullandığını ne zamana kadar milletten gizleyeceksiniz bakalım.

        dünyada olağanüstü yetkilerle kendisini korumaya alan Erdoğan’dan başka bir siyasetçi var mı varsa kimlerdir lütfen yazınız.

  14. MÜFREDAT
    Kızılcahamam kampında iktidar milletvekilieri Milli Eğitim Bakanına müfredata “adap” dersi konulmasını talep edince, bakan milletvekilletine;
    “– Müfredata cari açık dersi koyunca cari açık kapanmıyor.” demiş.
    Bu haber üzerine değerlendirmelerin:
    – Z kuşağının iktidara oy vermeyeceği, iktidar milletvekilieri tarafından da anlaşılmış. Gençlerin kayıtsız -şartsız itaat etmemelerini adaba aykırı, açıkçası edepsizlik olarak görüyorlar.
    – Kabile Reisliği Hükümet Sistemine geçildikten sonra yagın olarak dile getirilen milletvekilleti ile bakanlar arasındaki iletişim kopukluğu doğrulanmış ve tescillenmiş oluyor. Demek ki, bakanlar milletvekillerinin taleplerini kategorik olarak reddediyor.
    – Milli Eğitim Bakanı insan yetiştimek ile salatalık yetiştirmek arasındaki farkı bilmiyor. Verilen eğitimin “derhal” sonuç vermesini bekliyor. Salatalık bile 2-3 ay sonra sonuç veriyor. İnsan yetiştirmenin, yani eğitimin en erken 15-20 yıl sonra sonuç verceğinin ayırdında değil.
    –Cari açığın büyük bir problem olduğunu, Milli Eğitim Bakanı bile kabul ediyor ve görüyor. Ancak ekonomi yönetimi göremiyor.

  15. Madem öyle , bir eğlenceli haber de benden olsun !
    Orman kanununda 1954 den bu yana tam 42 değişiklik yapılmış , bunlardan 27 adedi 2003- 2012 yılları arasında oluyor .(Necati Doğru’dan alıntı)
    Ayrıca idam cezasını kaldıran da kendileri olduğu halde şimdi ormanı yakanları idam edelim diye kahramanlık taslıyorlar !
    Güler misin ağlar mısın , bence gülmek daha doğru olur !
    Peki, gece görüş cihazı olmadığı için gece boyunca yangının kızıllığını seyreden helikopter ve uçaklardan sorumlu olan , suçlusu olan yetkililere ne yapacağız acaba !
    Galiba , Pınar Gültekin davasındaki gibi bir gerekçeli karar da bunlar için yazılacaktır !
    Eh benden de bu kadar komedi yeter !

  16. Ekonomi dedinmi hesap kitap gelir akla en başta. 10 gelirin varsa 2’sini ayırırsın masraflara. Gerisi kendiliğinden dökülüverir karşına.
    Çalışan kira elentriklwrik su ısınma yol yemek vergi derken…
    1/3 kalır anlayana.
    Oysaki %40 kalıyor görünmeliydi aslında.
    – daha çok kazanmak için tutar bir sio avanta mavanta..
    – devlet eliyle olsa dersin keşke, 10 kişilik işi yapar 30 kişiyle!
    Şimdiye kadarki tecrübeyle verdiler ellerini alamadılar kollarını siyasetçiye.
    1 koyup 3 alacaklardı sözde!😊
    Şimdi yine var bir dönem önümüzde,
    Tecrübe mi? Büyükşehir lerde!!!

    • Ders kitapları yıllardır talebelere bedava verilmiyor mu arkadaş, sen neyin hesap kitabından bahsediyorsun?
      Akpartiden önce ders kitapları paralıydı, ama yıllardır bedava, uyanın artık!

        • Eminim, orada çocuğun okul masrafları diye bir kalem yoksa bunu akpartiye borçlusunuz, öyle değil mi?
          Hani teşekür, hani şükran?

          • Gayret etme boşuna lafı dolandırma. Söz şöyle “ele veril talkımı kendi götürür salkımı” senin gittiğin yolun tarifi!
            Oysaki, yukarda şöyle yazıyor mercek al eline iyi bak:” İstanbul izmir Ankara Antalya Adana Mersin..”
            Hadi yine iyisin iyisin..
            Bak nasıl da anladın .

  17. Benim eğlenceli haberim de iktidarın beyaz pudracıları ile ilgili. Yine bir Güney Amerika ülkesinde Türkiye’ye yola çıkmaya hazırlanan bir gemide bir tona yakın eroin ele geçirilmiş. Yine iktidardan ses yok tabii. Tonlarca uyuşturucu trafiğinin ortasında ve hedefinde bir ülke var. İktidardan en ufak tepki yok. Cemaat lideri ölünce koşa koşa gidip vaaz veriyor tayfasıyla sıra sıra. Yani utanılacak yeri geçtik, yüz karası ülke adına. Buradaki yandaşlar da yine hiç tepki vermeyecekler, kulaklarının üstüne yatacaklar. En zekisi Avrupa’yı zehirliyoruz işte falan diyecek.

    Mafya reisi bunu tek tek açıkladı. Nasıl marinalara el konuyor, nasıl Arap şeyhleri buraya gelip lüks yatlarla malı götürüyorlar. Ama ne savcısı, ne mahkemesi, ne reisi en ufak seslerini çıkarmıyorlar. Eyyytt falan demiyorlar. Sus pus. Neden acaba? Orasını sormayın. Karışık. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Malum yeşil dolarlar ve duygusal meseleler.

  18. Enflasyon evet bir para çalma yönetimi. İktidar gelirleri giderlerini karşılamayınca para basmaya başlıyor ve fiyatlar arttığı halde maaşları artırmayarak yada az artırarak alım gücümüzden çalıyor. Bizi daha fakirleştiriyor. Paralar birilerinin cebine gitmeye devam ediyor ama, onlardan kısıntı yok. Çünkü bizim gibi TL’ye değil dolara bağlamışlar alacaklarını. Vermezsek de Londra mahkemelerinde alacaklarını iddia ediyorlar. Bakalım. El mi yaman…

    Para çalma yöntemleri de çeşit çeşit. TÜİK’e emir veriyorlar, enflasyonu düşük gösteriyorlar. Böylece hiç bir zaman hak edilen maaş artışı verilmiyor. Yüzde 40 zammış. Enflasyon yüzde 160. Zam yapsa ne olur. Bunu yiyecek bir teba olduğu sürece yola devam. Bakalım.

Yoruma kapalı.