CB Erdoğan’a dediğinden vazgeçmez gözüyle bakılıyor.. Halbuki üç konuda beni bayağı şaşırttı…

22
Reklam

Daha önceki bir başkanı için “Sözümüzü dinlemiyordu, görevden aldık” dediğine göre, başka konularda olduğu gibi, Merkez Bankası da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın birinci derecede ilgilendiği bir kurum.

Buradan çıkan sonuç şu: Önceki gün açıklanan, politika faizine -ve onunla birlikte mevduat ile kredi kartları faizlerine de- gelen ve yerli-yabancı herkesi şaşırtan kallavi zam için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan mutlaka onay alınmıştır.

Kararın açıklanmasıyla birlikte pek çok insan konunun bu yönünü merak ediyor.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz konusunda olağanüstü hassas. “Faiz sebep, enflasyon netice” diye formüle ettiği ve patentinin kendisine ait olduğunu söylediği bir tezi var. Bunu ‘nass’ ile de ilgilendirerek “Ben bu görevde kaldığım sürece faiz sürekli inecek” sözünü birkaç kez tekrarlayan yine o. Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Acaba Merkez Bankası’ndan çıkan son faizi yükseltme kararına onay verirken hareket noktası neydi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın? 

Tezinin yanlış olduğunu anladı ve o sebeple mi “Artırabilirsiniz” dedi? Yoksa ‘nass’ ile ilintilendirerek -yani Allah’ın emri olduğu kanaatiyle- oluşmuş hassasiyetini sorgulayıp ‘nass’ olarak bildiği ve sıfır olması gerektiğini düşündüğü faizin, şimdi ülkemizde uygulanan ve son kararla yüzde 25’e çıkan ‘şey’ olmadığını mı anladı?

Faize, yerli veya yabancı olsun, ekonomistler arasında olumlu bakan tek bir Allah’ın kulu yok. Paradan para kazanmak bütün kültürlerde hoş karşılanmayan bir uğraş alanı. Zaten, enflasyonun can yakıcı oranlara varmadığı ekonomilerde, bankalar, mevduatlara, genellikle ya faiz uygulamazlar ya da önemsenmeyecek bir oranda uygularlar.

Nitekim, Covid sonrası dönemin etkisiyle hayatı pahalılandıran enflasyonun daha önce hiç görülmemiş oranlara ulaşmasıyla birlikte, ABD’nin ve Avrupa Birliği’nin merkez bankaları faizi yükseltiyorlar ama yeni ortamda da enflasyon ile faiz arasındaki fark faizin aleyhine.

Reklam

Hayatı pahalılandıran faiz değil enflasyon çünkü; faizi yükselterek enflasyon azaltılmaya çalışılıyor.

Çeşitli vesilelerle burada yazdım: Esas mücadele edilip sıfıra yaklaştırılması gereken ve hayatı pahalı hale getirdiği için hem bireyleri hem de ulusları fakirleştiren enflasyondur.

‘Nass’ı doğru yorumlamak ve ekonomik hayattan sürülmesi gereken kötü şeyi ‘enflasyon’ olarak anlamak lazım.

Sonunda enflasyonla mücadeleye karar verilmesi ve paranın değer kaybetmesine yol açan yanlış uygulamalardan vazgeçilmesi doğru bir karardır.

Yüzde 25 faiz şimdilerde yüzde 50’ye yakın olan ve yıl sonunda yüzde 58’e çıkacağı Merkez Bankası tarafından öngörülmüş enflasyonun çok altında bir oran.    

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gönlünü ferah tutabilir.

Mısır ve el-Sisi ve rabia işareti

Faiz konusu ne zaman gündeme gelse, TV kanalları, hemen kendisinin bir-iki yıl önceki konuya ilişkin sözlerini hatırlatan görüntülerini ekranlara taşıyorlar ya, oradan gözüme Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinin baş parmağını avucu içine alıp verdiği selam hareketi takılıyor.

Reklam

Rabia işareti.

Keşke bir yöntem bulunsa da eski görüntüler beş parmağın beşinin de görülebildiği yenileriyle değiştirilebilse.

Yerine gelmesi imkansız temennimin altında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sıralarda vazgeçtiği bir başka önemli ısrarı yatıyor.

Mısır’da darbeyle işbaşına gelmiş olan Abdülfettah el-Sisi görevde kaldıkça iki ülke arasındaki ilişkileri düzeltmeye karşı çıkma ısrarı…

Artık öyle bir ısrar yok, tam tersine el-Sisi Ankara’ya geleceğini açıklasa en üst düzey bir karşılanmayla onurlandırılacaktır.

Isrardan vazgeçilmesi de yanlış bir karar değil. Daha doğrusu, ‘darbe’ aleyhtarlığını kınamayla sınırlı tutmamak ve Arap dünyasının bu en büyük ülkesiyle diplomatik ilişkileri kopartmak yanlıştı. İki ülke arasındaki güzelim ilişkilerin ortadan kalkması ekonomiyi olumsuz etkilemekle kalmadı, Türkiye’nin daha geniş bir coğrafyaya dönük politikalarının dengelerini de bozdu. Arap ülkeleri, biraz da bozulan bu denge yüzünden, kendilerine bölgede hami arayışına girdiler ve Filistinlileri tablo dışı bırakan ‘İbrahim mutabakatı’ biraz da bu yeni zeminde ortaya çıktı.

Sonunda her şey -yavaş yavaş da olsa- eski haline dönüyor, ama Türkiye’nin altındaki zemin kaymış durumda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan çoktandır ‘rabia’ işaretini terk etti zaten.

Bu konuda da merak ettiğim nokta şu: Acaba bu gelişme çok yönlü bir tahlil süreciyle edinilen bir kararlılığın mı sonucudur ve aradaki küslüğün yanlışlığı anlaşıldığı için mi bu yol tutulmuştur? 

Merakımı çeken bir başka ülke daha var 

Mısır’la yakınlaşma iplerin kopuk olduğu bir başka ülkeyle barışmadan sonra meydana geldi.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile…

Ülkemizin başına gelmiş en büyük felaketlerden biri olduğu kuşku götürmez 15 Temmuz (2016) uğursuz darbe girişiminin dış destekçisi olmakla suçlanmıştı BAE… Darbe planlayıcıları mali desteği BAE’nden temin etmişler. İddia buydu.

Ne olduysa oldu, önce ‘darbe girişimi’ sonrasında sıkça kullanılan bu iddia bir süre önce tekrarlanmaz oldu, sonra da BAE ile eskisinden daha sıcak ilişkilerin temelini sağlayacak görüşmeler ve karşılıklı ziyaretler yaşandı.

Galiba BAE yönetimi, el-Sisi’nin uzak durulacak bir lider olmadığını Ankara’nın kabulünde göze çarpmayan bir role sahip.

Yine de BAE’nin hangi verilere dayanarak geçmişte darbe destekçiliğiyle suçlandığını, ilişkileri samimiyet düzeyine çıkartma kararında neyin etkili olduğunu bilmek isterdim.

Her istediğim olacak değil ya, bu üç farklı hayati konuda karşıma çıkan belirsizliği ortadan kaldıracak bilgilere sahip olmayı herhalde çok bekleyeceğim.

ΩΩΩΩ

Reklam

22 YORUMLAR

  1. Burda Devlet BANKA oluyor Yani MERKEZ BANKASI.
    Benim Belirlediğim Firmalara para veririm %60 Enflasyon karşısında sene sonu %25 farkla para toplarım yani zarar ederim Diyor. Siz de bunu Gerçek enflesyona vurursanız Şirketler ballı, börekli, kaymaklı durduğu yerde kar ediyorlar.

    YANI KISACA FAKİRDEN VERGİ ALIRIM ZENGİNE ZARARINA PARA VERİRİM DİYOR.

    • Peşinde olduğu, “benim koltuğumu bana bi zimmetleseniz!.. ömür boyu!..”🤗😂😂😂
      talebinin altında yatan sır! bu olsa gerek🤔.
      Adam taktı manda man da ..
      Al sana manda yoğurdu🤣
      Ye ye kudur. Heleki birde Nasreddin hocaya bu yoğurdu göle çaldırsa varya!…
      Trampın yerine… (çağırırlar vallaa).

  2. Mısır ile Suudi ile sudan ile vs iyi ilişkiler kur! kurmasına da,
    Karayolunu açmadan, güvenliğni sağlamadan nereye gidiyon?
    Esed’i Esad yapmadan neyi hallediyon?
    Afrini halletmeden İran ile Abd rusya ile ne masası kuruyon?
    Tasarruf yapmadan! Ayağını yorganına göre uzatmayı yeğlemeden neyin enflasyonu nu düşürüyon???

  3. Erdoğan Faizleri Artırıyor. Bir Güç, Bazı Kişileri Şaşırtıyor.

    AK Parti taraftarlarının ‘REİS’ diye andığı Recep Tayyip Erdoğan, yıllar önce, ekonomik gidişat tartışmalarında, BEN EKONOMİSTİM demişti.

    Merkez Bankasına atadığı kişi, politika faizini artırmaya başlayınca, bunu ekonomistliğine ters gördü; atadığı kişiyi görevinden aldı. Dedi ki; ”faiz sebep, enflasyon onun neticesidir”.

    Reis Erdoğan’ın bu sözü ile milletin hafızasına iki şey kazınmış oldu:

    a) İktisadi ticari ilimler akademisinden geçmekle EKONOMİST ünvanı almanın yeter olduğu;

    b) Faiz uygulamasının enflasyonu ve pahalılığı artırdığı inancı…

    Fakat, politika faizini artıran bürokratın görevden alınıp, faiz düşürecek olan bürokrata görev verilmesinden sonra, ters giden şeyler oldu. Yeni bürokrat politika faizini düşürdükçe, enflasyon artmaya, pahalılık oluşmaya, milletin canı yanmaya başladı.

    AK Partililerin REİS diye andığı Erdoğan, üzülüyordu galiba!..

    Bu yıl, Nisan ayındaki seçimlere yaklaşıldıkça, Reis Erdoğan, canı yanan millete, vaadlerde bulundu; bulunduğu vaadleri de gerçekleştirmeye çalıştı. Amma!..

    Olmuyordu işte!.. Milletin canının yanışı durmuyordu.

    Seçim oldu… Kurulan yeni kabinede, ekonominin dümeni, İngiltere’den çağırılan Mehmet Şimşek’e verildi; Merkez’in dümeni ABD’den çağırılan Hafize Hanım’a emanet edildi.

    Geçti aradan dört ay. Ekonomide şaşırtan olaylar oluşmaya başladı. Faiz artırı diye atadığı kişiyi görevden alıp, faiz düşürecek kişiyi atayan Erdoğan, Mehmet Bey’in ve Hfize Hanım’ım faiz artırımına onay veriyordu. Bankalar kredi faizlerini korkunç şekilde yükseltiyordu. En çok şaşıran, Reis Erdoğan’ın dava dostu, fikir edinicisi Fehmi Koru oldu.

    Şimdi, Fehmi Koru’nun 26 Ağustos 2023 tarihli yazısındaki bazı cümlelerini sunup o cümlelerin altına yorum yapacağım:

    Koru’nun sözü: ”CB Erdoğan’a dediğinden vazgeçmez gözüyle bakılıyor. Bu (faiz artırma olayı) beni şaşırttı”.

    Yorum: Beni hiç şaşırtmadı. Lakin, eski dediğinden vazgeçmesini temenni ederim. Eski dediğinin uygulanmasından gerçekten vazgeçiyorsa ya da vazgeçecekse, bu, ummadığı bir gücün ona etkili olmasındandır.

    Koru’nun sözü: ”Daha önce bir başkanı (Naci Ağbal) için ”Sözümüzü dinlemiyordu, görevden aldık” dediğine göre…”

    Bir kurumun başına, bir bürokrat, atayanın sözünü dinlesin diye atanmaz. O kuruma liyakati olduğu için atanır. Sözü dinlensin diye atayan kişinin ”NASS VAR, NASS” sözü ezberden söylenmiş sayılır. Çünkü liyakat, NASS ile sabittir. Eğer atanan bürokrat, NASS’sa aykırı uygulama yapıyor ise, bir dahaki sefere, aynı uygulamayı yapmayacak bir bürokratın atanması gerekir. Ekonominin dümenine geçenlere veya onları atayana dikkat edilsin: Öyle bir şey oluyor mu? Hayır!.. Merak edenler soruyorlar: Naci Ağbal NASS’a aykırı olduğu için görevden alındı ise; Naci Ağbal’ın tıpkısı kişiler niçin göreve getirildiler?

    Atanan yeni büokratlar, Naci Ağbal’ın artırmak istediği faizi yüksek biçimde artırmaya başlayınca, Fehmi Koru, şaşkınlığın içine düşüvermiş.

    Reis Erdoğan’ın sevenlerinde henüz ses yok.

    Koru’nun sözü: ”Açıklanan politika faizine -ve onunla birlikte mevduat ile kredi kartları faizlerine de- gelen ve yerli yabancı herkesi şaşırtan kallavi zam için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan mutlaka onay alınmıştır”.

    Yorum: İfadeden anlaşıldığı üzere, Türkiye, Reis Erdoğan’ın dediğinden vazgeçmesiyle faiz uygulamalarının cenderesine girdi. Ekonomi yorumcuları buna, Milletin düzelmesi için uygulanan ACI REÇETE” diyorlar.

    Millete kendini ”Ekonomistim” diyerek tanıtan Reis Erdoğan, böyle acı reçetenin, ekonomi kuralları arasında saklı olduğunu bilmiyor muydu? Milletin canının yandığı hengamda, bu acı reçeteyi NASS diyerek gizlemesinin, uygulamamasının sebebi neydi?

    Fehmi Koru, faiz artırımına onay veren Reis Erdoğan için; ”Tezinin yanlış olduğunu anladı ve o sebeple mi ”Artırabilirsiniz” dedi?” diye soruyor.

    Yorum: Öyle olsa gerek. Çünkü, NASS ile reddedilen FAİZ değil, RİBA’dır.

    Fehmi Koru, belli ki, bu konuda inceleme yapmamış. Şunu diyor:

    ”Paradan para kazanmak bütün kültürlerde hoş karşılanmayan bir uğraş alanı. Zaten, enflasyonun can yakıcı oranlara varmadığı ekonomilerde, bankalar, mevduatlara genellikle ya faiz uygulamazlar, ya da önemsenmeyecek bir oranda uygularlar”.

    Yorum: Koru, bu ifadesiyle, ekonomi içinde saklı kalmış konuyu açığa çıkarmaya çalışmış. Şu anlaşılır:

    a) Faiz işlemi, mutlaka zarar getirecek bir uygulama değil.

    b) Enflasyon olmadıkça faiz işlemine gerek yok.

    c) Paradan para kazandıranlar veya kazandıracaklar var ise paradan para kazananlar ortaya çıkarlar.

    Müslüman bilinen yönetim, NASS var NASS!.. diye söyleneceğine, paradan para kazananlara değil paradan para kazandıracak kişileri önlemek için kanun çıkarsın. Tabi, önce kendisi için…

    İbrahim Faik Bayav

    • Yıllardır bu forumu izlerim, kimsenin devletbaşkanımıza “reis” dediğini görmedim, siz nerden uydurdunuz?

  4. Yazıdan anladığım Reis Ben Ekonomistim demesi Fos Çıktı.
    Sisi ile barışması Geleceği görememesini kabul etmiş oldu. Bükümediği eli ne yapmış ?
    Arap liderine 15 Temmuz Finasörü demiş Sonra Darbecilerle işbirliği yaptığını Göstermiş.
    15 temmuz şehitlerin kemiği sızlıyor.

  5. FAİZ-KUR-ENFLASYON şeytan üçgeninden çıkılmak isteniyor mu? Eskiye mi dönülmeli? CB’nın Nass diye tanımladığı faizin her nekadar var olsada, “sen yoksun! sen yoksun defol!” 😊 diye var olan bir şeyi olmasada yokmuş varmış oyunuyla…
    Her neyse..
    On kamyon domates salatalık ile..
    Yada muktedirlerin yapamazsın artık buraya kadar! diyeceği günkü iha siha ve bilimum sikahlar!…
    Bunları tartışmaya hesap kitap plan proğrama geçeceğiz de!….
    Önce şu Kılıçtaroğlu nun koltuğunu bir sağlama alalım hele🤗.
    Sora çıkarlar belki Manda adasına yola (pardon mas adasımıydı neyindi)
    O adalarda buluyor ne bulacaksa anca.
    İthalat ihracatıda..
    Ucuz krediyi alıpta kimler ne yatırım yapmış? NE ÜRETMİŞ? Neyi KİME SATMIŞ?
    (Tezelden bu Kılıçtaroğlu nun koltuğunun bir ayağını … )

  6. Çok eskiden, bahçeyi sulamak için ark denilen kanallarla su getirilirdi evlere (bahçesine). Biraz sonra su azalırdı. Kaçağı tespit için suyu takip ederek tek tek ayraçlardan suyun gözüne kadar bakmaya çıkardık birimiz (bu ise yarım saatimizi alırdı).
    Buluncaya kadar KAÇAK suyun gittiği bahçeye BELEŞ! bir hayli su akmış olurdu!!!
    “Tıpkı düşük faizle kim bilir kaç milyoncuk balon alıp patlatmadan kasalara istif edilen altın ve yeşil kağıtlar gibi!”….
    (Nasıl da benziyor değil mi???)
    İşin kötü yanı:
    Suyu çalan bahçe sahibini ASLA göremezdik ortalarda!
    Yani, sen KAÇAĞI BULUNCAYA KADAR!!!!
    olayı! Su nerde? Toprağın altına kaçtı😡.

  7. Yüzde 25’e çıkarılmasını yeterli görmedikleri faizlerin daha yüksek olması gerektiğini savunanların, Türkiye’nin vergi gelirlerinin yüzde 85’inin faize ayırdığı günleri özledikleri, unutulmaması gereken en önemli husus. Bunlar, faizlerin daha yükselmesinin üreten kesimin kredi imkanlarını daraltacağını, bunun üretimi ve istihdamı olumsuz etkileyeceğini ve giderek hepimizi sıkıntıya sokacak gelişmelere sebebiyet vereceğini de bal gibi biliyorlar aslında…

    Faiz konusuna, dinimizde haram olduğu için mesafeli yaklaşanlar, ayrı bir husus. Ancak, yapılan her şeyi mutlaka eleştirmeyi görev addedenlerin, faize ‘nas’ açısından yaklaşılmasını ti’ye alma çabaları, garabetin zirvesi.

    Kadrolu eleştirmenler nasıl olsa anlamayacaktır. Ama konuya inanç açısından yaklaşanların, alım gücü sürekli değişen TL ve ‘aynı cinsten fazlalık’ kriteri üzerinde biraz kafa yormaları yerinde olur.

    • sn Muzaffer bey nereden nereye geldik Sn Naci bey ile baslayan süreçte neler kaybettik .Görevden alinmasaydi faiz ne olacak ti döviz ne olacaktı.Bir inat uğruna ülke yangın yerine döndü.Faizi tabiki toplumun çok büyük ekseriyeti istemez ama gerektiğinde gereken operasyonlar da yapılmalıdır.Bu süreçte sizce kaç firma battı kaç aile dramı yaşandı biliyormusunuz.Sn Erdoğan a şunu sormak lazım bugünleri gördükten şonra o görevden almaları tekrar yaparmiydi.Eger yaparsa bu bedeli neden topluma odetti?

      • Hem Merkez Bankası’nın hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın son dönemdeki sıkılaştırma adımlarının hızı, dozu ve içeriğinin 2023’ün son çeyreğinde ekonominin daralmaya başlamasına neden olabileceğine yönelik endişelerin baş gösterdiğini ifade etmeliyiz.
        Özellikle geçtiğimiz perşembe günü Merkez Bankası tarafından yapılan en ortodoks tahminlerin bile çok üzerindeki 750 baz puanlık faiz artışının reel sektör üzerindeki etkileri maalesef olumsuz olacak.
        Diğer yandan böylesi büyük ve beklenti üzeri bir faiz artışının elimizde sadece iki tane olan sözlü ve yazılı yönlendirmeleri de ortadan kaldırmış olması repütasyon açısından zedeleyici oldu. Bildiğiniz üzere Merkez Bankası faiz karar metninde sıkılaştırmanın “kademeli” olacağı ifade ediliyordu. Ayrıca Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan 27 Temmuz’daki Enflasyon Raporu toplantısında faiz artışlarının “ekonomiye zarar vermeden” yapılacağını söylemişti. Oysa son artış hem kademeli değil hem de görünen o ki yapılan artışın reel ekonomi üzerinde ciddi yan etkileri olacak.

    • “Reis ne Yapsa yeridir deseydin” anlardık.

      %25 Faiz olmaz zarar olur. %60 enflasyon karşılığında %25 Faiz almak Devleti peşkeş çekmek denir. Kime peşkeş çekiliyor Yandaş şirketlere(zararına para veriliyor)

      Bankaya 100 milyar yatırsan Gelecek sene 100 Milyar olarak alsan Sana Enayi derler. banka faiz diyor litaretüründe öyle, Faizsiz bankalar ise kar payı diyor literatürü öyle.

      Kardeş altın Hesabı var.
      100 milyarı, Gram altından çevirip gram Altın olarak hesabına yatırıyor. çekeceğin zaman gram altından hesaplayıp ödeme yapıyor banka. Banka faizde alıp ,faizde vermiyor Hesap ücretide yıllık almıyor.

  8. Enflasyonun en büyük sebebi karşılıksız para basmadir. darphaneyi hic durmadan çalıştıran bir mantık enflasyonu durduramaz. ne faizle nede faizsiz

  9. Sayın yazarın bilmek isterdim dediği o üç farklı hayati konuda karşısına çıkan belirsizliği ortadan kaldıracak bilgilere sahip olmayı o kadar beklemesine gerek yok,
    Bae, mısır ve diğerleri, bükemedikleri eli öpmek için sıraya girdiler, hepsi bu!
    Faiz mi?
    Ekonomisi yolunda olan ülkelerde faiz yoktur, ya da çok düşüktür, o yüzden enflasyon da yoktur veya çok düşüktür!
    Evet, faiz enflasonu azdırıyor…

    • Erdfoğan Özel seçilmiş Adam.
      Erdoğan yaparsa mubahtır, Kılıçdaroğlu yaparsa Günahtır.
      Erdoğan istediği gibi çark edebilir. Formula sürücüleri u dönüşü yaparda Erdoğan yapamazmı hemde Alasını yapar.

      Gülermisin Ağlarmısın 🙂

  10. Faiz yükseltilmesi konusunda ben sahsen , RTE. ‘nın ; hiç umulmadık bir anda tepesinin atmasından ve her şeyi allak bullak etmesinden endişe ediyorum .Bana öyle geliyor ki elikolu bağlı olduğu için yani çaresizliğinden dolayı sabrediyor ama işte nereye kadar , orası belli değil !
    Diğer ülkelerle olan barışmamız hakkında ise ; şunu artık iyice anlamalıyız ki hiç bir ülke bu günkü dünyada artık zorla yola gelmez !
    Biz geliyor muyuz , hayır !
    Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır , hiç bir şey iyiliğin, dostluğun yerini tutmaz !

Yoruma kapalı.