Cevabını beklemediğim sorularım var

42
Reklam

Sahi Sezgin Baran Korkmaz adında biri ve onun kaç yazıma konu teşkil etmiş sayısız marifetleri vardı, ne oldu ona ve marifetlerine? Avusturya’nın başkenti Viyana’da devlet tarafından konuk edildiğini biliyoruz da, hangi ülkelerin istihbarat örgütleri tarafından bilgisine başvurulduğunu bilmiyoruz.

Peki ya Korkmaz Karaca adlı değere ne oldu? CHP’de Deniz Baykal’a yakın biri olarak başladığı siyasi hayatında, henüz 30’lu yaşlarını sürdürürken, Külliye’de ve AK Parti’de önemli koltukların sahibi olmuştu hani? İşte o kişiyi kast ediyorum, ne oldu ona?

Hükümetin işgal ettiği koltuk açısından en güçlü üyesi hakkında bir dizi iddia ve itham işitmiştik. İddia ve ithamları geçersiz kılacak herhangi bir gelişme yaşanmadığı halde onların hedefinde yer alan bakan koltuğunu ısıtmaya devam ediyor…

Kendisi iddia ve ithamlara maruz kalmışken, bakanın ağzından, bir başka siyasi ile ilgili hiç de  yabana atılmayacak bir iddia dökülmüştü. Meğer bir siyasi kendisinden ‘suç örgütü lideri’ diye söz edilen birinden her ay 10 bin dolar maaş almaktaymış… ‘Suç örgütü lideri’ diye anılan kişi, maaş yakıştırmasını hafif bulmuş ve sözü edilen siyasinin aracına paket paket para bıraktığını ileri sürmüştü.

Kimdi o siyasi, öğrenebildik mi?

Uyuşturucu trafiğinin odağında bir ülke olduğumuzu bu arada öğrenmiş, o trafiğin içerisinde olması olağanüstü yadırganacak isimlerin telaffuz edildiği bir bilgi sağanağına tabi tutulmuştuk. Ardından o bilgi sağanağı içerisinde yer alan iki ilimizde kilolarca -yoksa tonlarca mıydı?- uyuşturucu paketleri yakalandı. Trafik içerisinde bulunduğu söylenen isimlerin başına ne geldi? 

Geldi mi, daha doğrusu?

Şu yakınlarda devlette kaydı bulunmayan silahların zulalardan çıkarılarak siyasi kimlikli kişilere teslim edildiği bilgisi paylaşıldı. Daha önce de sınır ötesine TIR’lar ile silah taşındığı bilgisi de fotoğraf kanıtlarıyla birlikte paylaşılmıştı. ‘Silah’ gibi yalnızca devletin veya devlet tarafından izin verilmişlerin elinde bulunması gereken bir ölüm aletinin özel şahıslar eliyle dağıtıma sokulmasına ciddi itirazlar gelmesi beklenirdi.

Reklam

İtiraz gelmedi. Savunma sadedinde ‘devletin elindeki kayıtlı silahlarda kayıp olmadığı’ tekzibi geldi.

Oysa, açıklanan zaten ‘devlette kaydı bulunmayan silahlar’ değil miydi?  

Marifetleri bana göz boyama ve el çabukluğu sanatı olan sihirbazlığı hatırlatmıştı Sezgin Baran Korkmaz’ın (SBK); illüzyonist olduğu hissini bende uyandırmıştı. Ali’nin külahını Veli’ye giydirme sanatının sahibi gibi bir şeydi. ABD hazinesini soyan bir Amerikalı ailenin iç ettiği paraları ülkemize sevk etmiş, o paralarla zor durumdaki dev fabrikaları ölü fiyatına almayı becermişti. Bu arada, paralı olduğunu göstererek üzerine çöktüğü sayısız yıldızlı bir otelde, siyasileri, üst düzey bürokratları ve gazetecileri konuk etmişti SBK. 

Aynı otele ondan önce -yoksa ondan sonra mıydı?- çöken bir başkası yeni mülküne tankla Napolyon-vari bir giriş yapmıştı. O kişinin de ‘marifetli yoknaz’ türü biri olduğunu öğrenmiş, hayranlığımız tavan yapmıştı.

Korkmaz Karaca’nın uzmanlık alanı ise diğerlerinden farklıymış…

Sahi bütün bu bilgilerden haberdar olduk da sonuçta ne oldu?

Hiç bir şey olmadı.

Ben bile iki aydan uzun süre boyunca bizlerle paylaşılan ilginç bilgilerin bu kadarını hafızamı bayağı zorlayarak bir araya getirebildim.

Reklam

Kim bilir hatırlayamadığım daha ne kadar ayrıntı vardır.

Eskiden olsa, her bir iddia o alanda uzmanlaşmış gazeteciler tarafından muhatapları bulunarak derinleştirilirdi. Gazeteler Avrupa muhabirlerine SBK’nın gözaltında tutulduğu yerin önünde kamp kurdurur, yetkililerden izin koparıp kendisiyle görüşmeleri için zorlarlardı. İddia ve ithamların hedefinde yer alan kişileri tanıyan birileri bulunur ve onlardan edinilen ek bilgilerle ilginç portreler çıkartılırdı. 

Yalnız Avusturya değil, Venezuela ve etrafındaki uyuşturucu üretilen ülkeler Türkiye’den giden ve herbiri muz-peynir sevkiyatı kamyonlarını gözleyen gazetecilerle dolup taşardı.

SBK’nın 80 küsür milyona satın aldığı hisselerin nasıl olup da yalnızca 6 milyon dolara el değiştirdiği bile merak edilmedi.

Bunlar olmadığı, yapılması gerekenler yapılmadığı için de, kamuoyuyla ilk paylaşıldığında ağızları birer karış açık bıraktıran bilgiler, aradan fazla zaman geçmeden unutulmaya terk ediliverdi.

Unutkan kamuoyu aynı ilginçlikte yeni bilgiler beklemeye devam ediyor ama; herhalde onları da unutmak üzere…

Sahi, muhalefet bir ara ‘‘128 milyar ne oldu?’’ sorusunu ısrarla soruyordu; ona ne oldu?

‘‘Balık hafızalı insanlarmışız’’ diyeceğim, ama balıklara bühtan etmekten korkuyorum.

ΩΩΩΩ

Reklam

42 YORUMLAR

  1. Nurdan abla “ABD CIA başkanı ile sokak ortasında sanki sevgillisine sarılmış gibi resim çektirmiş.” buyurmuşsunuz da; şimdi sorsak istanbul sözleşmesi bilmem muta nikahı diye başlarsın saymaya; yahu adamların özel hayatınfan sana ne?
    Onun bunun içgiyimlerini koklamaktan daha mı kötü bir poz vermişler o fotoğraflarda???
    Kıskançlık…

  2. Benim çoçukluğumda Sedat Peker video dizileri vardı ben her hafta merakla izlerdim ama ne olduysa elektrikler kesildi bir daha izleyemedim hala o dizilerin sonunu merak ederim.
    Acaba bu dizileri izleyen var mı bana da anlatsa
    Not: yaşım bir asırın tam yarısında

    • 9 bölümlük diziyi soruyorsanız, o dizi devamı halinde türk devletine bir saldırı sayarız tehditi sonucu oyuncu Peker’in bulunduğu ülkenin güvenlik birimi tarafından engellendi. ama ünlü oyuncu okumaya gittiği günden beri okuduklarından öğrendiklerini tivitlerde özet geçiyor. ancak çok yavaş öğreniyor. her şeyi bir anda öğrenip seri tivitler halinde sansürsüz anlatsa dahi suçların faillerinden olması dolayısıyla etkisi sınırlı olacaktır. bana göre kimseyi etkilemeyecektir bile. bilirsiniz, öteden beri felaket tellâlları hiç sevilmez. halk öleceksek de mutlu ölelim havasında. zaten aşırı damar açıcı ilaçların etkisiyle tam iş halindeyken kalbine yanik düşenlerin haberlerini “ne mutlu adama, zevk halinde öldü” cümlesiyle karşılöyan bir milletiz.

      ben şahsen artık hiç bir şeyi merak etmiyorum, nasıl olsa ALLAH var, ne isterse o olacak. yoksa işimiz insanlara kaldıysa hepimizi canlı canlı ateşe atarlar.

      • Dizinini başrol oyuncusu rolüne çok iyi hazırlandığı görülüyor. Ne olduysa dizi deva ederken başrol oyuncusunu kadro dışı bırakılıyor asıl heyacanı bundan sonra başlıyor…
        trafolara kedi girmesiyle kesilen elektrikler, dizilerin devamını insanlar daha da çok meraklandırıyor.

  3. Ankebut suresinden:
    “And olsun, biz kendilerinden öncekileri de denemişken, insanlar, “İnandık” deyince, denenmeden bırakılacaklarını mı sanırlar? Allah elbette doğruları ortaya koyacak ve elbette yalancıları da ortaya çıkaracaktır.”2 ve 3. ayetler

    “Yoksa, kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sanıyorlar? Ne kadar yanlış hüküm veriyorlar!”4.ayet

    “Allah’a kavuşmayı uman bilsin ki, Allah’ın belirlediği vakit gelecektir. Allah her şeyi işitir; her şeyi bilir.”5.ayet

    “İnsanlardan, “Allah’a inandık” diyenler vardır. Fakat Allah uğrunda eziyete uğrayınca, insanların işkencelerini Allah’ın azabı gibi sayarlar. Eğer Rabbin katından bir yardım gelecek olursa, “Kesinlikle biz de sizinle birlikte idik” derler. Allah herkesin sinelerinde olanları en iyi bilen değil midir?”10.ayet

    “Allah iman edenleri elbette bil(dir)ip (ortaya çıkaracaktır);* iki yüzlüleri de elbette bil(dir)ip (ortaya çıkaracaktır).11.ayet

  4. Hoşgörülü, muhabbet fedaisi, diyalog insanı şöyle diyordu;

    ”Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkân vermesin.”

    Cemaat taraftarları Hocalarının bu cümlesini bidaha okusun. Bugün ne görüyoruz? Beddua döndü FETÖ’cüleri buldu. 

    15 Temmuz ihanetinde bütün foyaları ortaya çıkınca da şöyle demişti:

    “Pes etmeyin. Teslim olmayın. Kaçın, peygamberler de kaçmıştır. Sonra, “Haçlının ülkenizi işgal etmesi, çok tehlikeli değildir; çünkü onlar, sizin kadınlarınıza kızlarınıza ilişmezler, mâbedinize ilişmezler; ilişmemiş Haçlılar… Zaten Yunanistan, İngiltere, Almanya sizin kardeşleriniz. Size kucak açıyorlar, onlara sığının” 

    Pişmanlık duymayan, nedamet getirmeyen, hala hipnozdan çıkamayan FETÖ’cüler, bu kalleşliğe itiraz etmedikleri için ne hallere düştüler.Evlerine ateşler düştü. Yuvaları yıkıldı.Birlikleri bozuldu.Allah önlerini kesti. 

    Mahrem imamların yüzde 40’ı itirafçı oldu.
    Emniyet mahrem yapılanmasında görev yapan 4 bin 672 FETÖ mensubundan 4 bin 202’sinin öğretmen olduğu görüldü.

    Gülen bir beddua da itirafçılara yaptı:

    “Ey itiraf adı altında iftirada bulunan talihsizler. Altın olmak varken posa durumuna düşenler. 2-3 günlük dünya hatırına ahretini kaybedenler…
    Ahiretle, cehennemle tehdit etmeye başladılar.

    Sosyal medyada yaydıkları, algılarla yalanlarla, iftiralarla gündem yaratmaya çalışıyorlar. Ama dönüp dolaşıp o algılar yine kendilerini vuracak.Çünkü akıllanmaya niyetleri yok.
    Bunlarin gerçek yüzünü görenler, bunlardan kurtulanlar yeniden doğmuş gibi olduklarını itiraf ediyorlar.

      Arada kalmış mağdurlar için:

    http://www.münferit.net
    Münferit fikir platformu

      Dikkat gülenist mağrurlar girmesin. Onlara yapacak bir şey yok.Orayı da pisletmesinler.

    • fatih bu derlemeler çok iyi hazırlanmış, yani seni çok aşan profesyonellikte. bu bilgileri nereden alıyorsun acaba, kimden geliyor onu merak ettim.

      • baran….Tevazu görünümlü kibirli arkadaşların genel özelligini taşiyorsun. Cemaatten senin gibi çok arkadaşım oldu. Senin gibiler iflah olmaz.
        Tabi siz alışmışınız, abilerinizden ( üstten )silsile halinde gelen emirleri istişare adı altında itaat etmeyi. Ne diyordunuz siz itaat et kurtul, sorgulama. Ha bi de ne vardı 3K kuralı, karışma, konuşma, kaytarma. Gerçi senin yazdıklarına bakılirsa cematin öğretmen tayfasından veya kolej tayfasından olamazsın.Olsa olsa memur tayfasındansın. Kalibren onu gösteriyor. Senin derecen 3lük, bilemedin 4lük. İtaat kısmında zayiflık yok, üst derecelere gelme kabiliyetin var.(dı bir zamanlar). Ama çok beklersin.

  5. Yalan dolan hırsızlık yolsuzluk mala çökme lugatta ne kadar bu anlamda sözcük varsa hepsi bu ülkede uygulamada.
    balık hafıza demişsiniz bence iltifat etmişsiniz.
    balık bile oltaya yakalandığı an bu nasıl oldu diye düşünür.
    iktidarın oyu hala %40.
    başka söze gerek varmı.

  6. Demekki Saray ve devlet kurumların’ın mideleri doymadığ için First lady Emine hanım nası olsa açlığa alışmış halka porsiyonlarınızı küçültmererini istemış.
    ××××××
    Genelgeden muaf olan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın örtülü ödenek harcamasında rekor kırıldı. Ocak ayında 267 milyon TL, Şubat’ta 89 milyon TL, martta 371 milyon TL, nisanda 52 milyon TL, mayısta 103 milyon TL harcama yapılan örtülü ödeneğin haziran ayı tutarı 463 milyon TL oldu. Bir önceki aya göre yaklaşık 4.5 kat artan örtülü ödenek harcamalarının altı aylık toplamı 1 milyar 348 milyon TL’ye ulaştı.

    HABERLEŞMEYE BÜYÜK İLGİ

    Tasarruf genelgesi eleştirilerinin simgeleştiği haberleşme giderlerindeki artış da dikkat çekici bir düzeyde gerçekleşti.

    Haberleşme giderleri bir önceki aya göre iki katına yakın artarak 220 milyon TL oldu. 2021 rekorunun kırıldığı haziran ayında posta ve telgraf giderleri bir önceki aya göre iki katı artarak 93 milyon TL’ye, internet erişim giderleri üç katı artarak 24 milyon TL’ye, hat kira giderleri on katı artarak 33 milyon TL’ye, telefon abonelik ve kullanım ücretleri 7 milyon TL’den 11 milyon TL’ye fırladı.

    DERNEKLERE 154 MİLYON TL

    Kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler ise bir önceki aya göre üç katı artışla 83 milyon TL’den 352 milyon TL’ye çıktı. Bu kalemden dernek, birlik, kurum, kuruluş ve sandıklara yapılan transferler bir ayda 50 kat arttı. Mayıs ayında 3 milyon TL’ye yakın para aktarılan bu kuruluşlara haziran ayında aktarılan tutar 154 milyon TL oldu.
    ×××××××
    Hakkımızı yiyenlere bizede zehir zıkkım olsun demek düşer.

  7. -Nereye bakıyor bu adamlar?
    -Parmağın gösterdiği yere değil, parmağın sahibine bakmayı..
    Ya bunu konuşur sorgularsın, yada
    -balık hafızalı, göbeğini kaşıyan adamalar bunlar’ı..
    konuşur durursun.
    sana ona buna ötekine acımıyorum da, gelecek nesillere, çocuklarınıza! çocuklarımıza! acıyorum.
    O kadar konu yazmışki yazar, para yolsuzluk hukuksuzluk mafyacılık hatta sihirbazlık.
    Ama en öncel konumuz:X önüverscitysinin Y şeysinin nasıl da direndiği! (aslında birkısmısının sevdikleri kısmısı bu!).
    sonuç olarak:
    -ya cemat gitsin derken memat tarikatına yol veriliyor mu’yu,
    -tosunların merada çayırda otlarken.. 🙂
    hikayelerini konuşuruz, veya tümden görmezden geliriz (buna üç maymun oyunu da diyenler olabilir) ve
    xx-sonunda kaç masum aile ve çocuğunun, ülke kaynaklarının ne kadarının heba olduğunun,
    xx-borçları dolara mı çevirsek te saklasak, yuroyamı çevirsekte saklasak’ı konuşur,
    çeteresini tutar dururuz.
    (tosonların götürdüğünün ülkeye ne kadar zarar verdiğini hesapladıklarından bile şüphe duymaya başladım çünkü, bunları engellemenin hukuki ayarlamalar vesaie şeyler nerdeyse bedava!)
    Hikayelerden birinde, diyorki bilgili biri:
    ”Cennete girmek bedava, sadece hayır, namaz ve aç ellerini bir dua”
    ”cehennem için önce yapacaksın bir cüzdan dolusu ödeme, alacaksın günah işletecek sana ne varsa!”
    Tercih meselesi bu galiba..

    • Bu ne parmakmış arkadaş yaaa? Sayın koru gösteriyor, sen de bakıyorsun, parmak da sahibi de burda; açık konuş ne istiyorsun bilader?

      • -Bir üniversiteye atanan kişinin atama şekli başta o camiayı ilgilendirir. Topluma açıklayan olursa neresi yanlış olduğunu, halkta gündemine alır.
        *Mesela aynı şekilde atama “başka hangi üniversitede olmuştur? Varmıdır? Ne tür bir tepki olmuş! Olmuşmudur?”
        -Atanan kimdir den ziyade, buraya usul dışı bir atama yapılmışsa (ben bilmiyorum) arkasında ne gibi bir amaç vardır?
        *Mesela burda kanuna uygun olmayan bizim bilmediğimiz birşey mi var da..
        Veya birileri ele geçirmek mi istiyor??
        -bu binaları yıkıp AVM mi dikecekler?
        **Ben bunları bilmeden ne birine destek veririm, nede işine karışırım.
        Sen bunları açıklamazsan, Mehmet amca ile hüsem dayı hiç ilgilenmez,
        Ahmet Fatih’te ben istifa mistifa etmem gardaş, hele bi dur hele ..
        Cümlesi ile ilgilenir durur.?
        (Kime ne faydası varsa?).

  8. “Balık hafızası” demişken bir de “alık hafızası” vardır; hatırladıklarınız kadar ısrarla hatırlamadıklarınız da vardır…
    Sayın yazarın sayıp döktüğü mevzulara değil de bunları sakız gibi ağzında çiğneyenlerin haline bakınca daha net bir kanaate varabiliyoruz:

  9. Fehmi bey! Soruların’ızın cevapları’nı siz herkesten daha iyi biliyorsunuz’dur, fakat yazsanızda kimse inanmazkı. Ilk başta troller ve ağa babaları yalanlar. Aynen 17/25 2013 hayır sever iş adamimiz için Türkiyeyi batırdılar. Damat beye, Anli şanlı bayrağımızın önünde Milli damat hayır sever iş adamı çökertmış olduğ ekonomimizi kalkındırma madalyası devlatullahın bakanlari tarafından takilidi, ve o zamankı soruların cevabını Zaraf aşağiya kopilediğim ABD mahkemesinde verdiği gibi, SBK de itirafçı olduğunda hepsının cevabını verir. Gerçı kapu gibi belgelere değil gözümüzün içine baka baka uluslar arası isbat edilmiş kendi iç işleri bakani Soylu dahi söylemesine rağmen bunlar halen daha Erdoğana darbe yapıldığını iddia ediyorlar.
    2017 Mahkemede Zarafın kimlere rüşvet verdiğini anlattığı itirafi.
    Link ve kopisi.
    https://www.reuters.com/article/us-usa-turkey-zarrab-idUSKBN1DU23B
    ××××××

      • Nail bey, vatikan iran ve israil gibi bikaç ülke var ama bunlar doğrudan aynı yere mi bağlıdır yoksa, nasıldır benim de kafam karıştı şimdi..:)

      • öyle olduğunu sananlar var, hatta daha ötesi allahı bizzat devlet olanlar var, onlardan buradada var, tek kutsalları içine ettikleri devlet olanları kastediyor. onları siz görmüyormusunuz yoksa Nail Bey!

        • Ben bu tabiri çok irite edici buluyorum Baran Bey. Yakışıksız,yersiz…karşı tarafı eleştirmenin değişik yol ve üslupları var,böylesi eleştirileri karşı tarafa gol atmak isterken kendi kalesine gol atmak olarak görüyorum. Aşağıda ullah yok anlamında kullanıldı denilmiş,o kelimenin öyle bir anlamı yok. Yine “Allah CC 99 ismi arasında ullah diyede bir isim yok.”denilmiş. Oysa kelime Türkçe kullanımda bitişirken a u ya dönüşmüş. Seyfullah (Allah’ın kılıcı),Nasrullah (Allah’ın yardımı) gibi. Yani yanlış bilgiye binaen zuhulen kullanıldığı sonucu ortaya çıkıyor. Bu sebeple tevilinizi kendi cenahınızdan gördüğünüz birinin açığını kapatmak üzere yapılmış zorlama bir tevil olarak değerlendiriyorum.

          • Siz gidin 15 Temmuzu Allahın bir LÜTFU olarak kabul edenler’e laf edin. Kainatın yaratıcısı,Allahın
            Devleti olmaz.Allahın askeride Olmaz.
            Allahın ordusuda. Olmaz. Biz Allahın kuluyuz ve herkesin bir mesleği veya görevi var. O zaman Yazarımıza, birisi Yazarullah diye hitap etse, Allahın yazarımı oluyor? Benim devletullah diye yazmam’ın nedeni Türkiyede devlet diye bir kurumun olmaması! Devlet dediğin! Mafyalar ,Rüşvetciler ve hırsızlar ile yatip kalkmaz.
            Bunları yaparkende dini kullanmaz.

            Siz’in soru şeklinizde troll olduğunuz hemen belli oluyor.
            Siz gidin secde ettikkeriniz ile bu konuları tartışın.
            Bizimle değil.

          • Bilmiyorsunuz,daha kötüsü bilmediğinizi de bilmiyorsunuz. Her doğrunuzun yanına ekseriyetle bir de yanlış katıyorsunuz,fakat o yanlışın yanlış olduğunun da farkına bile varmıyorsunuz. Ben iktidarım muhalifiyim,ancak sizin gibi yanlışı doğrusundan çok muhaliflerin yanlışlarının da muhalifiyim. Çünkü ben önce yanlış olanın muhalifiyim. Muhalif olmanız,Baran Beyin yaptığı gibi sizin yanlışlarınızı savunmamı da gerektirmiyor,o iş de bence yanlış. Ve nihai tahlilde bu agresiv tabiatınız,hırçın üslubunuz ve doğru içine kattığınız bolca yanlışlarınızla trol dediklerinizin yapamadığı tahribatı yapıyorsunuz ve bence siz bu halinizle bu sitedeki muhalif cenahın tek trolü olmayı da fazlasıyla hak ediyorsunuz.

          • Bir konu daha;siz niçin her sıkıştığınızda makul,doğru düzgün bir cevap vermek yerine hemen “Siz gidin 15 Temmuzu Allahın bir LÜTFU olarak kabul edenler’e laf edin. ” cümlesine sığınıyorsunuz? bu cümle size sorulan soruya bir cevap teşkil etmediği gibi sizi kurtarmış da olmuyor. O ayrı bir konu,bu ayrı bir konu.Niçin böyle konu çarpıtıyorsunuz ki”

            Yine Allah’ın devleti olmaz demişsiniz,ben de öyle diyorum ve artık bu konuda yanlışınızı anladığınızı varsayarak bu meseleyi geçmiş oluyorum. Ancak bu kez de “Allah’ın ordusu,askeri olmaz” sözleriniz var. Oysa Kur’an da bu konuda da ayetler var,ben birkaç örnekle yetineyim.

            “Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır…”Fetih suresi 7.ayet

            “Ve hiç şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır.”Saffat suresi 173.ayet

            “…Rabbinin ordularını Kendisi’nden başka (hiç kimse) bilmez…”Müddessir suresi 31. ayet

            “De ki: “Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va’dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.” Meryem suresi75. ayet

            Cünd;ordu,aynı zamanda asker ve askeri güç anlamına da gelir,yukarıdaki örnek olan verilen mealler,-bir kısım mealcilerin yaptığı üzere-ordu yerine asker kelimesiyle de tercihen verilebilir.

            Yine ısrarla bahsettiğiniz üzere Devletullah kelimesi devletin olmadığı anlamına gelmiyor. Sizin kelime dünyanızda bu kelime böylesi bir anlam taşıyabilir,ancak biz kelimeleri herkesin anladığı anlamlara göre değerlendirip anladığımızdan aklınızdan geçen manayı anlamamamızın normal karşılanması gerekir. Misal;herkesin eşek kelimesiyle ifade ettiği bir varlığa ben kendi anlam dünyamda karpuz kelimesini kabul edip kullanırsam,herkesle bu varlık konusunda doğru bir iletişim kurmam mümkün olabilir mi? “Bir karpuz kes de yiyelim”diyen birine eşek kesip getirmem gibi bir garabet bile ortaya çıkabilir değil mi?
            Allah’ın 99 ismi arasında ullah kelimesi yok demişsiniz,birleşen kelime geçişlerine dikkat etmenizi öneririm;namazlarda okuduğunuz “iza cae nasrULLAHİ…” gibi.
            Son olarak sıklıkla yaptığınız gibi her yanlışınızı ortaya çıkan kişiyi hemen trollükle suçlayacağınıza yazılarınıza biraz daha özen göstermenizi size tavsiye ederim.

      • “Devletullah,” devlet Allah değıl!.
        Ullah orada yok anlamında kullanilanılıyor.
        Olmayan devlet diğer bir anlamide gölge devletde Gölge devlet gôlgesi var fakat kendisi yok.
        Ağacın gölgesi gibi oda sadece güneşli havalarda göneşın doğup batımına kadar dönüp duran golge, sıçak iklimlerde oradan geçenler biraz serinlemek için kullanırlar.
        Bizdeki havuz ve trollerin yaptikları gibi kendi geçici menfaatları için ağacın etrafında durmadan dönenrler.
        Allah CC 99 ismi arasında ullah diyede bir isim yok.

        • Not: bizim doğuda her köyün ve kasabanın özel lehçeleri var ben genelde yazılarımda doğunun ortak lecelerini kullaniyorum. O lehceler sayesinde Rusyadakı Türk asilli devletleri vatandaşlari ile çok rahat konuşabiliyorum.

  10. Adaletin küçüldüğü ülkelerde, büyük olan artık suçlulardır. – Anonim

    Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır. – Hadis-i Şerif

    Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır. HZ. MUHAMMED

    Bir kişiye karşı yapılmış haksızlık, bütün insanlığa karşı yapılmış haksızlık demektir. – Emile Zola

    Adalet mülkün temelidir. Hz. Ömer r.a.

    Adaletin gecikmesi adaletsizliktir. W. S. Landor

    Adaletin olmadığı yerde, ahlak da yoktur. Montaigne

    “Allah, hak ve adaletle idare edenleri sever.” Kur’an

    İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. Victor Hugo

    Adalet, toplumların nefes borularıdır.” (Raif Necdet Kestelli)

    Bir devletin yıkılışından önce yasaları çoğalır. Tacitus

    Kılıcın yapamadığını adalet yapar. Kanuni Sultan Süleyman

    Adalet bütün ahlaki görevlerin toplamıdır. William Godwin

    Ülkeler kılıçla alınır, ancak adaletle korunur. Timurlenk

    Bir insan taraf tutmaya başlar başlamaz, dünyada da o gerçekleri o kadar az görmeye başlar. Heywood Braun

    Her hak sahibine hakkını ver. (Hadis-i şerif)

    Harcı adalet olmayan bir cemiyetin binası çürüktür. Ufak bir sarsıntı ile yıkılır. (Suat Taşer)

    Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan, kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz. (Kur’an-ı Kerim)

    Bu ayet düşünülmesi gerekir. Sizle savaşanlar Din savaşımı yapıyor?

    Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi ayurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (Kur’an-ı Kerim)

    “Cennetlikler üç gruptur. Bunlar: Âdil ve başarılı devlet başkanı, yakınlarına ve Müslümanlara karşı merhametli ve yufka yürekli olan kişi, ailesi kalabalık olduğu halde haram kazançtan sakınıp kimseden bir şey istemeyen adamdır.” (Hadis-i şerif)

    Adalet, canı yanan bir kişinin koşacağı ilk sığınaktır.

    Bazen senin çıkarlarına ve menfaatlerine ters düşen bir durum dahi olsa gerçek adaletin gücüne inanan insanlar her zaman haklı olan kişiye hakkını verir.

    Hatayı kabullenmek şereftir. HZ. HASAN

    Küçük bir deli, büyük gemiyi batırır. ANONİM

    Eşit davranarak değil, hakkını vererek “adil” olunur. ANONİM

    Verilen emaneti yerine getirmek, en üstün doğruluktur. HZ.EBU BEKİR RA

    Adalet güzeldir. Fakat devlet yöneticilerinde olursa daha güzeldir. HZ. MUHAMMED (S.A.V.)

    Araştırma yapıldığı zaman ancak bilgi artırılabilir; bilgi artırıldığında ancak istek samimi olabilir; istek samimi olduğunda ancak akıl ıslah edilebilir; akıl ıslah edildiğinde ancak özel yaşam iyileştirilebilir; özel yaşam iyileştirildiğinde ancak aile yapısı düzeltilebilir. Aile yapısı düzeltildiğinde ancak devlet düzen içinde yönetilebilir. Devlet düzen içinde yönetildiğinde ancak dünyada barış tesis edilebilir. Konfüçyüs

    Hukuk birgün herkese lazım olur.” Anonim

    • Makedon güneşinin altında söylenmemiş söz yoktur osman aga!
      Yalnız bu mahkeme duvarlarında yazan
      “Adalet mülkün temelidir. Hz. Ömer r.a.”
      sözün altında bildiğim kadarıyla k.atatürk yazıyordu, bi karışıklık olmuş heralde???

      • Kime sorsan çoğu M.Kemal’in sözü der. Ama gerçek öyle değil. Hazreti Ömer’in asırlar önce kullandığı sözdür. Arapçası “El-adlü esasül mülk” yani Adalet mülkün temelidir olarak mahkemelerde yazılı olarak duruyor. Bunun yanında M.Kemal’e ait olarak bilinen birçok söz de başka şahsiyetlere aittir. Örneğin;
        Köylü milletin efendisidir sözü Kanuni Sultan Süleyman Han’a,
        En hakiki mürşit ilimdir Hz. Ali’ye aittir

      • O sözler, hiç biride, o sözlerin altındaki isme ait değildir. Her duruma göre dünyanın neresinde ve kim tarafında söylendise getirip onun isminini yazmışlar. Türklerin ilk ata olanı böyle ise, son atası olmak için, mevcut cuhuru reisimiz kimi onu kıskananlar tarafından tedavula çıkrıllan bazı nahuş yakıştırmaları okuyucu idrakına salık veriyorum

  11. Taktikleri tutmuyor, çıldırıyorlar.
    Kendilerince uydurdukları yalanlara Tayyip Erdoğan cevap verecek.Gündemde sürekli yalanlar dolaşak, ülkeyi erken seçim atmosferine sokacaklar.

    O kadar çok yalan üretiliyor ki yatsı namazında değil akşam namazında mumları sönüyor. Kendi uydurdukları yalanlara utanmadan cevap verilmesini istiyorlar.

    FETÖ son günlerde hem kendi, hem de ülkemizdeki tetikçileriyle, aparatlarıyla iki yalanın peşinde.

    1-20 tugayı donatacak silahlar kayıp…
    (1 tugay 5000 kişi çarp 20 ile 100000 bin silah eder) ilk önce Odatv yayınladı yurtda silahlar saklanıyor, sonra Sedat pekere okuttular.Defalarca açıklama yapıldığı hâlde gazeteci kılıklı birtakım ruh hastaları ısrarla böyle bir yalanın üzerinde tepinmekte.

    Dogrusu ne, : “Emniyet ve Jandarma envanterinde 17 silah dışında kayıp yok.”
    Bunlarda fetöcü kaçak darbeciler tarafından çalındı.

    2- 15 temmuzda şehitlerimizin üzerinde çıkan kurşunlar….
    Balistik incelemelerin yapıldığına dair bütün  raporlarda hepsinin TSK envanterindeki silahlar olduğu da tespitli. Zaten bu inceleme yapılmadan dava dosyası tamamlanmış sayılamaz.
    Ama niyetleri kendi uydurdukları “Kontrollü darbe” ya da “Tiyatro” yalanını beslemek, insanların kafasında bu algıyı oluşturmak, böylece kendilerini temize çıkarmak.

    27 Mayıs’ın hain darbecileri  Adnan Menderes için “12 uçak dolusu altınla yurt dışına kaçacak” açıklaması yayınlamışlardı.

    15 Temmuz’un  yıl dönümü nedeniyle  FETÖ’cü darbecilerin ortaya çıkarılan entrikalarından biri de “Erdoğan altınları gemilere yükleyip yurt dışına kaçacak” yalanı. Marmariste lağım borusunda yakalanan öldürme timinin başındaki şerefsizin verdiği ifadeler sonucunda
      Altın rengine boyanmış KİREÇ dökümü kalıplar Antalya Kemer’de bir mağarada bulundu.FETÖ’cü hainlerin amacı Marmaris’te sağ olarak ele geçirdikleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Antalya kemere getirmek, bu altın görünümlü külçelerin önünde boy boy fotoğraflamaktı. Bu görüntüler dünya medyasına “Erdoğan, hazineden çaldığı altınları alıp sahilde bekleyen teknesiyle yurt dışına kaçacaktı” başlığıyla servis edilecekti. Öldürmek ilk hedefleri değildi.
    Bunun için Erdoğan’ın sözde altınlarla kaçacağı tekne de hazır edilecek buna herkes inandırılacaktı.

    İzlemeyenler için Münferit Fikir Platformundaki itirafları birdaha vermekte fayda var.

    https://youtu.be/N0xN-krmSqg

    https://youtu.be/4GpvOePsPe8

    Pkk lılar itirafçıları napar, DhkpC itirafçılarını napar, Fetö itirafçılarını napar.

  12. Eski zaman içinde kalbur saman içinde , bir davacı kadı’nın huzuruna çıkmış ve bir kişinin anasına avradına küfretmesinden dolayı şikayetçi olmuş .
    Kadı efendi , zaptiyeler tarafından yakapaça huzura getirilen davalıya durumu anlatmış ve savunmasını istemiş .Davalı inkar etmemiş , küfrettiğini kabul etmiş .Zaten dinlenen şahitlerin de anlattıkları bunu teyit ediyormuş.
    Bunun üzerine kadı efendi mahkeme kararını açıklamış ,
    – Davalının davacıya küfretmesi , kendi ikrarı ve şahit ifadeleriyle de sabit olduğundan , aynı şekilde davacının da davalıya mahkeme huzurunda küfretmesine karar verilmiştir.
    Bu karar üzerine davacı da döner , davalıya okkalı bir küfür savurur !
    Tam ikisi de dışarı çıkmak üzere kapıya yöneldikleri esnada kadı efendi de bunlardan bağırarak mahkeme masraflarını istemez mi!
    Kadı’nın mahkeme masraflarına hem davalı hem de davacı birlikte şiddetle itiraz etmişler ,
    -Biz hem dünyanın küfrünü yedik bir de üstüne para mı vereceğiz ; vermiyoruz !
    Bunun üzerine kadı efendi de onlara okkalı bir küfür savurmuş,
    – Ben de sizin ikinizin ……… !
    Bu günlük bu kadar .
    Selamlar iyi günler

  13. Savcıların SANKO Holdingi yerli ve milli yapmak gibi önemli işleri var şu aralar meşguller

    • İşbankası unutuldu mu? Yoksa soğumaya mı ? Birakıldı; bir ara ha gitti gidecek deniliyordu, acaba yırttılar mı? Anlaştılar mı? Orda da sanki bi filmler döndü. Reysi cumhurimizin, bu aralar, eski performasından biraz endişeliyim, uzun aradır, ey israil, ey amerika, ey makron, vb. Yüksek gerimli ve göğüsümüzü ferahlatan kufara had bildirme sayanslardan biz ahli bi çareyiz…

  14. Vallahi bu soruların cevapları bizi çok çok aşar Fehmi Bey !
    Belki dün bir AVM merkezinde bir çocuğun dövülmesi olayına bizzat şahit olduğu için el koyan bir savcı ( Tabii ki aslında çok doğru yapmış , eline sağlık ) veya trafikte tartıştığı bir sürücüyü tutuklattıran bir hakim çıkar da bunlara da el koyar ! Yoksa bu ayak koymalarla bir yere varacağımız yok !
    Haaa.. bak aklıma geldi ! Bunların cevabını verse verse H.GAYRET verir vallahi !
    KOOOOŞ H.GAYRET KOŞ ,BAK SANA İŞ ÇIKTI ! Tam da uzmanlık alanına girer yani !
    Çok şükür , ben artık adresi gösterdim ; içim rahat !
    Haydi bana eyvallaaah ! Hoşça kalın !

    • Mucib bey boyunu aştığını söylediğin işler bunlar ise koyuver gitsin; yoksa baran gibi onun bunun dürüst arabuluculuk ücretlerinin lafını etmekle de zengin filan olamazsın…

  15. vatandas 12 saatin sadece yarisinda calismis anlasilan diger yarisinda depinerek, hakaret ederek degerlendirmis.. o mektebin mumtaz modellerinden birinin marifetlerinden bazilari kisaca boyle imis
    takdiri sizlere birakiyorum diye de twit atmis
    takdirim: vekil rektorun eline saglik
    ama
    yeni vekilin veya gelecek rektorun atacagi bedevadan maas alan kamyon dolusu sigir var o okulda, kolay gelsin

    “emine hanimin esi konustu”
    ali babocan
    Mega Deha
    🙂

  16. Nasıl bir döneme denk geldik, sabretmek zor. Çinlilerin “ilginç zamanlarda yaşayasın” bedduası gibi bir dönem. Herşeyi sindiriyorlar gibi görünse de birgün bir yerden tepki patlaması muhtemeldir, sanırım bu da ilk sandık olabilir. Aynı İl’e 3 bakan 3 uçak ile gidiyor. Sizin saydığınız ve yazmadığınız nice olaylar… Hergün intihar haberleri… Pişkin pişkin yalanlar. Aslında millet de birçok olayın farkında. Bakalım…

    • Mert bey öyle çin felsefesi zenbudizmi filan artık sizi kesmez, bedduayı mülaeneleşmeyi de bi geçin; gördüğüm kadarıyla bu saatten sonra stoacı felsefeyle idare etmek zorundasınız:)
      ha gayret!!!

  17. Boğaziçi Üniversitesi kayyımı yeterince dişli olmayınca bir geceyarısı kararnamesiyle kellesi uçuruldu. Kendi bile hissetmedi, Twitter’da sonunu okuyunca 🙂

    Yerine vekaleten atanan kayyım dersini almış görünüyor, hemen bir kelle aldı iş başına gelir gelmez ilk günde, otoritesini göstermek için.

    İşte böyle olacak yeni düzen. Kelleler uçacak sağlı sollu. Yeni düzende yapmak yok, yıkmak var sadece. Ve sorgusuz biat.

  18. Ülkeyi yolsuzlara, mafyaya, hukuksuz ve kanunsuzlara teslim ettik. Şimdi sıra yavru vatana (!) geldi. Onun da müjdesi pazartesi gelecek.

    Sonuçta ülkemiz bunu hakediyor diye düşünüyorum. Haksızlık ve hukuksuzluklara sessiz kalarak gideceğiniz yer daha beteridir. Kendi sefilliğimiz içinde sürünüp gideceğiz. Bizden bir şey olmadı, olmaz da. Ülkenin kapasitesi bu.

    Daha iyi olabilirdi, ama halkın iradesizliği ve tepkisizliği, yönetime gelenlerin açgözlülüğü, çapsızlığı ve iş bilmezliği bizi bulunduğumuz yerden daha kötüsüne götürdü. Kısa sürede fakirleştik. Bundan sonrası daha iyi olacak gibi de görünmüyor. Bütün göstergeler daha kötüye gideceğini gösteriyor. Ufukta bir çıkış da görünmüyor. Sorulara cevap bende de yok. Kimsede de yok.

  19. 6 milyon dolar yiğit bulut’a ufacık bir akıl karşılığında verilmiş. o akıl da Erdoğan’a derdini anlatan bir mektup yazması imiş. Ejder mektup ile 6 milyon doları yiğit buluta vermiş SBK da 82 milyon dolarlık hisseleri ejder’e bedelsiz hibe etmiş. yiğit bulut ne iş yapıyor diye hep merak ediyordum bu tür işler yapıyormuş işte.

  20. Hırsizlar Celep boşaltmadan önce tıpkı SBK gibi çakma tücar fügüran’lar tutarlar ve ona önceden çaldıkları mallarını bir kaç günlüğüne emanet ederler. Daha sonra emanet ettikleri hayvanları sesiz sedasız ahırdan alıp götürürler. malları ödünç aldıkları çakma ağa hırsizları yakalayacak olan bütün görevlileri oyalarken esas soyguncu’lar gerçek celepleri çalarlar ve köşeyi dönerler.

    Son Olaylarda bizdeki esas para aklayanlar, mafya ile iş birliği yapanlar tam kapana kısılacakları anda bizim kapana gene muhalefet ve Türk halkı imdatlarına yetişti ve kapana düstü.
    SBK’nin fotoğrafları dahı ne olduğunu ap açık belli etmesine rağmen millet Pekerin ninnileri ile uyutuldu.
    Adam İngılızce bilmiyor fakat toplantıya tercümansız katılmış! Herkes konuşmaciya bakarken o ters tarafa bakiyor. ABD CIA başkanı ile sokak ortasında sanki sevgillisine sarılmış gibi resim çektirmiş.
    Bu saçmalıkları bizim kelli felki gazetciler ve siasetciler’den başkası imanmaz.
    Ne diyelim yalancı, hirsiz ve arsızlara kalan dünya.

Yoruma kapalı.