CHP için 'kader günü' deniliyor bugün için… Ben farklı düşünüyorum…

55
Reklam

CHP için bugünü ‘kader günü’ görenler ve gelişme hangi yönde olursa olsun içerisinden yeni bir parti çıkmasını bekleyenler var.
Seçim başarısızlığını bir ‘kurultay’ toplanması gerekliliği olarak görüp delegelerin imzalarını toplayan ‘muhalifler’ yeterli sayıda imza toplamayı başarmış iseler, kurultayda mevcut parti yönetiminin değişmesi ve yerlerinden edilenlerin yeni bir parti arayışına girmeleri kuvvetle muhtemel; yok 5-10 imzanın eksikliği ileri sürülerek kurultay toplanmazsa ‘muhaliflerin’ -hiç değilse bir bölümünün- artık CHP’de kendilerine yer kalmadığı için ayrılmaları veya baş ağrısı durumuna gelenlerin ihraç edilmeleri beklenebilir.
Her durumda CHP’nin yeni bir parti doğurmasına mümkün gözüyle bakılıyor.
Bu ihtimallerin hiçbirine “Olamaz” diyemem. CHP tarihi bu partinin ‘doğurgan’ olduğunun örnekleriyle doludur.
Tarihi Cumhuriyet’ten eski bir partidir CHP ve ülkeyi yönetmeyi de bu sebeple kendi hakkı olarak görmeyi uzun yıllar sürdürmüştür. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kendisini ‘hür dünya’ diye anılmaya başlayan cephenin içinde bulan Türkiye’de dönüşümün motoru yine CHP olmuştu.
Muhalefetini kendi içerisinden çıkararak…
Parti’nin ve Cumhuriyet’e giden dönemin önemli bir ismi olduğu kadar Cumhuriyet’ten sonra Atatürk‘ün başbakanlığını da yapmış ve onun ölümünü takiben İsmet İnönü‘nün cumhurbaşkanlığına gelmesini de tavrıyla sağlamış olan Celal Bayar, yanına herbiri farklı özelliklere sahip üç ismi daha alarak sağlamıştı bunu.
Bayar ve arkadaşları –Refik Koraltay, Prof. Fuat Köprülü ve Adnan Menderes– CHP’nin yeni döneme ayak uydurmasını isteyen, temel hak ve özgürlüklerin anayasa güvencesine kavuşturulmasını, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla hayata geçirilmesini talep eden  bir yeni program hazırlamış ve bunun partinin Meclis grubunda görüşülmesi için bir ‘takrir’ vermişlerdi.
Altında yer alan imzalardan hareketle ‘dörtlü takrir’ adını alan bu başvurunun tarihi 7 Haziran 1945’tir.
Ardından patlak veren tartışmalar sonucunda takrir reddedilmiş (12 Haziran 1945), Menderes, Koraltan ve Köprülü CHP’den ihraç edilmiş (21 Eylül 1945), daha sonra (1 Aralık 1945) Bayar da istifa etmiştir. Bu dörtlü kısa süre içerisinde (7 Ocak 1946) Demokrat Parti‘yi (DP) kurdular.
Dünyanın aldığı yeni biçime, milletin beklentilerine CHP’nin cevap veremeyeceğinin farkında olan İsmet İnönü‘nün, yeni dönemi de kendi kontrolü altında götürmek niyetiyle, güvendiği bir isim etrafında muhalefeti kendi eliyle dizayn etme girişimi olarak da görülmüştü DP; bir süre ‘muvazaa partisi’ olarak anılması bu yüzdendir. (Muvazaa ‘danışıklı dövüş’ demek.)
İlk seçimde (1946) olmasa da, ikincisinde (1950) sandıktan DP iktidar olarak çıktı.
‘Tek parti dönemi’ olarak siyasi tarihimizde yer almış yılların bagajını sırtında taşıyan CHP, daha çok da bu yüzden, 1950 sonrasında, -27 Mayıs 1960 darbesinin ardından İnönü‘nün başbakanlığı üstlendiği kısa dönem dışında- tek başına iktidar yüzü görmedi.
Bugün de CHP her durumda yüzde 25 civarında bir oya hükmediyor, ama ne yaparsa yapsın yüzde 30 çıtasını fazla zorlayamıyor.
Geçmişi CHP için hem büyük bir şans (yüzde 25 garanti), hem de ağır bir yük (yüzde 30’u aşamıyor).
Zaten 1972’de İnönü‘yü liderlikten ederek CHP’nin başına geçmeyi başaran Bülent Ecevit de, 12 Eylül (1980) darbesi ardından yeniden partileşmeye izin verildiğinde, bunu göz önünde tutarak, CHP ile bağlarını kopardığını özellikle belli eden yepyeni bir parti (DSP) ile halkın karşısına çıkmayı tercih etmişti.
CHP’nin sorunu, zannedildiği gibi, lideri, yönetici kadrosu, hatta savunduğu ilkeler, hayat görüşü, felsefesi değildir; CHP’nin tarihinden gelen bir sorunu vardır ve başına kim gelirse gelsin, hangi felsefeyi savunursa savunsun bunu aşamıyor.
‘Ortanın solu’ ile de aşamadı, ‘sosyal demokrat’ görüntüyle de… İnönü soyadlı (Erdal İnönü) ile de aşamadı; işte gördük, daha geniş yığınlara açılabilmek için olağanüstü gayret gösteren Kemal Kılıçdaroğlu da partinin makûs talihini değiştiremedi…
Başına Muharrem İnce gelse durum farklı mı olacak?
CHP ‘anamuhalefet’ görevini doğru dürüst yerine getirse ve kendisini o konum ne gerektiriyorsa ona göre mücehhez kılsa daha doğru bir iş yapmış olur.
‘Dörtlü takrir’ türü çıkışlar ancak iktidar partilerinde görülürse bir anlam taşır. CHP onu 1945’te yaşadı.
Bugünle ilgili ‘kader günü’ beklentisinin fazla bir anlamı olduğunu sanmıyorum CHP için; kopma olursa, CHP onu da, 1972 yılında, içerisinden Güven Partisi‘ni çıkardığı, İnönü ile Ecevit yer değiştirdiğinde, yaşamıştı.
Sonrasında iflah olmadı CHP, ayrılıp yeni parti kuranlar daha da büyük hayal kırıklıklarına uğradılar.
ΩΩΩΩ

Reklam

55 YORUMLAR

  1. FEHMİ beyin ne yaparsa yapsın cümlesi % 30 geçemez sözü ERBAKAN hocanın halk CHP ,yi mühürledi sözünü hatırlattı

  2. Koru, bu sütunları “barika-i hakikat, müsademe-i efkardan doğar” düşüncesi ile okuyucuya kullandırıyor, sanıyorum. Herkes, okur, dinler, düşünür, fikrini beyan eder, ortalıktan çekilir. Karşı fikirlere ısrarla saldırmak, hakaret etmek, tekrar tekrar yazıp, inatlaşmak yanlış ve usandırıcı oluyor; mütefekkir insana da yakışmıyor.
    Cenab-ı Allah, Fatiha suresinde, ” bu dünyada herkese, öte dünyada mü’minlere rahmet edeceğini bildiriyor. Neden böyle acaba, derdim, haddim olmıyarak. Aradığım cevabı, beklemediğim, Sadi Irmak’ın tefsirinde bulmuştum: ” ALLAH, güneş gibi, her yere, herkese ışık saçar, aydınlatır ; fakat, bundan, sadece, ALICISI olanlar istifade eder” diyor.
    Genel olarak, Okullarda, “sınıfın şirretini, yaramazını sınıf çavuşu yaparlar” ki USLU DURSUN-çizgiyi aşmasın, diye. İktidar tatlı bir şey. Emine hm. da 4 köşe. O kadar mes’ut ve bahtiyar ki, hele bir de arkasında İslam’a hizmet oldu mu, tadına doyulmuyor. Abdullah Gül’ün hm.ı da bir başka olmuştu, köşkte.
    DİB’den gelme, bir K.Maraş M.Vekili vardı. Vali’den – biraz da çemkirilerek emir alan biri olarak, bir de baktık ki, Vali’ye emir veren olmuşuz, diyordu. Demokratik KURALI ilk bozan ” CHP ortadan kalktığında, zaten diğer PARTİLER normalleşecek” diyor, Necip Güven ; tem isabet. Çünkü, seçmen, CHP’nin tavrına göre, tavır alıyor. Seçmen DE, belki, demokrasi DE normalleşecek. Şu anda seçmen, seçmek istemediği, hatta, nefret ettiği insan ve partileri – ehven-i şer olarak – sahtekarlıklarını, dinsizliklerini, namussuzluklarını, vurgunculuklarını bile bile – seçmek zorunluluğunu duyuyor. Belki, BATILI dostlar da sırf bu yüzden CHP’yi yaşatmak istiyor.
    Bizim şehrimizde, köklü CHP ve DP’li aileler efin-tefin (YOK) oldu. Zira, bedavadan, asalak gibi Devleti-KİTleri (ki, Atatürkün en isabetli nadir kararlarından biri KİTleri kurdurmaktı) yağmalıyarak servet edinmiş, yaşıyorlardı. Bu gerçeği ortaya koyan DESTAN FİLMİNİ seyretmesini herkese tavsiye ederim.
    Dün, adam yerine koymadıkları insana kul-köle oluyor, gerçekte kutsalı olmıyan insanımız. Büyük çilekeş, hakiki mücahit Ammar İbn-i Yasiri, Hz. Ömer, Kufe ! Valiliğine tayin etmiş, belli bir müddet sonra da görevden almıştı. Bir gün, ” bana kızdın mı ya Ammar ? ” diye sorduğunda, hizmet ehli MÜSLÜMAN bir kişinin cevabını alıyor : Tayin ettiğinde sevinmedimdiki, şimdi üzüleyim.
    Birkaç misal vereyim :
    Gaziantep – çok az istisnası ile – dürüst, İşbilen, Bakan olabilecek ve olan, kendi itibarı olan
    insanlar dururken ; dilbaz, şahsi menfaati peşinde koşan, kumarcı, koltuktan itibar ve mal kazanma sevdalısı, hesabi insanları tercih etti. Kalavuzları da….. öyle. ” iyi halk iyi yönetimi hak eder”. “Nasılsanız (seçtiğiniz) o türlü insanlarla idare olunursunuz”. Hiç şaşmıyan İLAHİ Kaide.
    Ben kurucu YMM Başkanı olmuştum. O sırada, HAZİNEYİ sahte belgelerle soyduran kimselere karşı BALİNA, …. operasyonları yapılmıştı. Suçlulara CEZA verilmesi gerekiyordu. Yönetim Kurulu buna Karar verince, içimizden biri karşı çıktı. Arkadaşlar sıkıştırınca. “bir gün benim de başıma gelebilir” deyiverdi
    Genel Kurula götürerek bizi düşürdüler. Nasıl kişilerden mürekkepse, öyle yönetilegeliyor.
    Gaziantep gibi bir şehrin Merkezinde, ana aciz, nene-dede yaşlı-bitkin halde ve 3 adet kız çocuk torunları AÇLIKTAN_PİSLİKTEN ölüm-kalım mücadelesi veriyor. DUYAN VAR MI ? Bir zamanların Başbakanı böylesi fakir-fukara evlerini MERAK ve ziyaret ederdi. Nerede artık….
    İnsanları alışkanlıklarından vazgeçirmek ZOR. Bu yüzdendir ki, nice sahtekar, “SAHTE DİNİ
    (ki, bu din, mistisizm ve hurafalarla karışık Müslümanlık da, Hristiyanlık da olabilir), DİN diye yaşatmıya çalışıyor. Zira, biliyor ki, HAKİKİ İslam DİNİ onun sahtekarlıklarına izin vermez.
    Şunu da açıkça ortaya sermeliyiz ki, günümüzde, HUKUKÇU geçinenler – hatta hak ve özgürlükçüler – gerçekte dürüst ve samimi değil. Her yerde, Hatta – her daim TBMM’de – hep onlar HAKİM.
    Nitekim, Halkın hakkını, malını korumakla görevli bazı AVUKATLAR sahtecilik yaptığı gibi, benim
    oğlumun AVUKATI, şimdiki Adalet Bakanının hemşehrisi Sıddık Sinan Y. kendisine AHZ-U KABZA YETKİ de
    verilmediği halde, 1 (BİR) MİLYON (eski para ile 1 trilyon) parayı TAHSİL ve GASP ettiği, ZİMMETİNE GEÇİRDİĞİ halde, Avukatlığını sürdürdüğü gibi, ne T.BAROLAR BİRLİĞİ, ne de ne savcılık, ne de Adalet Bakanlığı bir İŞLEM yapıyor. Ne de, değil hukuk, vicdanları sızlıyor. Anlaşılan, bu nevi insanlar için daha iyi, daha dürüst bir yönetim de nedir ki. Bunlar hep CHP tandanslı kurumlar, değil mi ?
    Gel de sade vatandaş-avam, hatta, kısmen Bernar doğru söylemiş, ne güzel söylemiş, deme.
    CHP’nin tarihinden gelen SORUNU nedir ? Halka sorarsan, “Dine karşı kini, din edinmiş CHP” nin ilkeleri (milletin bağrına saplanan okları) – birbirine karşı bile – Hak, Helal – haram tanımaz, vurguncu, çalımından geçilmez Yönetim kadroları…. KENAN eVREN’İN EN İYİ BİLDİĞİ, EN İYİ icraatı chp’Yİ KAPATMAK OLMUŞTU. mİLLET DE chp’LİLER DE KURTULMUŞTU AMMA, AAH BU POLİTİKA (ÇOK YÜZLÜLÜK)
    yok mu ?

  3. ak parti için chplileşiyor yorumları yapılıyor. akpnin de chp gibi hiziplerin partisi olması iyi bir gelişme. ama ben böyle bir gelişme göremiyorum. öyleyse, yorumcular (okurlar) kendi kafalarındaki bir noktadan benzerlik kurup “akp chplileşiyor” diye teşbih yapıyorlar. fakat açık ki bu teşpih hatalı.
    – akp chplileşmiyor. akp daha otoriter, daha tek kişi partisi oluyor. o tek kişi devleti daha bir ele geçiriyor.
    benzetmeler olayın algılanması açısından büyük tehlike oluşturuyor.
    – bazı yorumcular, devlet partisi olması noktasından bakarak akpnin chplileştiği yorumunu yapıyor ancak, herkes o kişi ile aynı noktadan bakmayabilir. bu nedenle bu tür benzetmeler yanlıştır. ayrıca chpnin devlet partisi olma dönemi de 1950 öncesidir. 1950 sonrası chp “devlet partisi” olarak nitelenemez. En azından hayli tartışmalı bir değerlendirmedir.
    – Ve yine ek, ben chpdeki gelişmelerden de, iyi partideki gelişmelerden de memnunum.
    – Memnun olmamın nedeni bu partilerin içinden bir bölümü, siyasi partilerin kurtarıcı olacağı umudunu kaybediyor. bence bu önemli bir gelişme.
    – bu ülke, insanlar kendilerine kurtarıcı aramaktan vazgeçtiği zaman biryerlere gelebilir. çünkü o zaman birey olma süreci başlamış olur. çünkü o zaman, parti yönetiminin belirlediği doğrular kabul edilmez herbir kişi, kendi doğrusunu oluşturmak zorunda kalır. işte o zaman, belirli güç odakları vasıtası ile bu kişiler kolaylıkla yönetilemez.
    – Önceki yorumumda chpdeki dönüşümün nasıl olması gerektiğini yazdım.
    – Bu yorumumnda ise hem chpye yaklaşımda yanlış bulduğum noktaları eleştirdim hem de chpde ve iyi partide yaşanan gelişmelerin içinde barındırdığı olumlu yönleri yazdım.
    – İşin bir de chp içinde bundan sonra yaşanabilecekler bölümü var. O konuda da şu söylenebilir. chpde kısa döinemde hiçbir sorun çözülmez. chp yapması gereken dönüşümü kısa dönemde yapamıyacağı gibi, tartışma ve çekişmeler daha birsüre devam edecektir.
    – yerel seçimlere yansımasına gelince, chp yerel seçimlerde, chp olarak oy kaybı yaşayabilir. ancak bunun bir olumlu yanı da var: yerel seçimlerde chp adayı kazanamayabilir ama yerel seçimlerde parti değil, aday daha önemli olacaktır ki bu iyi bir gelişme.
    – yani chp ya da muhalif chpliler ya da sol kesimden herhangi birileri, yerel seçimleri almak için daha doğru adaylar belirlemek zorunda. İşte ben bu zorunluluğu kutsuyorum. bu zorunluluğu selamlıyorum.

  4. Kılıçdaroğlu CHP için en iyi isimdir. Kılıçdaroğlu’nun siyasetin içinde olması Türkiye için şanstır. Türkiye’nin Kılıçdaroğlu ve Gül gibi yumuşak, ılımlı, birleştirici isimlere ihtiyacı var. Diyelim Kılıçdaroğlu gitti yerine başkası geldi; o vakit CHP’nin oyu düşer. Kılıçdaroğlu, Ecevit gibi ayrı bir parti de kurabilir…

  5. İbrahim Melih Gökçek. . . Tarih 22 Mayıs 2018 (dolar 4.54), saat 18:11. Şöyle buyurdular: “24 Haziran’dan sonra piyasaya 30 milyar dolar pompalayınca seyredin gümbürtüyü. Dolar tepetaklak düşecek inşallah. . . O dolar tüccarlarının halini birlikte göreceğiz inşallah.” Tarih 8 Ağustos 2018, saat 19:42. Dolar 5.28. Türk lirasının sadece bugünkü bir günlük değer kaybı yüzde 4.02.
    Müjdelenmiş gümbürtüyü tersinden de olsa seyrediyoruz -birilerinin yıkılıp giderken çıkacakları gümbürtüleri de işiteceğiz inşallah. “O dolar tüccarlarının halini” pek göremiyoruz, ama hamaset tüccarlarının ne hallere düşeceklerini hep birlikte göreceğiz inşallah. . .

  6. Fehmi Beyin bu yazisini okudugum zaman sanki CHP dogustan Turk secmeninin kabulleneyemecegi ve hic bir zaman da kabul etmeyecegi zaaflar tasidigini aciklayarak cok kaderci bir anlayisla bence ve ozelliklede kendimce CHP yi analiz ederken dogru tespitler yaptigini sanmiyorum. Tabiki dogru tespitler var ki bunlar mutlak verilerdir, ve gecmiste olmuslardir. Ama daha bir olumsuz sonuc olmadan yapacagimiz tespitler belkide CHP nin ic dunyasini bize acabilir ve dogru analizlerde bulanabiliriz. Benim kisisel kanimca CHP, kendi toplumunu taniyamiyor bunun uzerine de CHP yapisini dizayn edemiyor, radikal degilde yavas yavas. CHP secmeni degistigi halde CHP degismiyor, buda durum olunca CHP diger profillerdeki secmene nasil hitap edebilsinki.Turkiyenin gizli ve en batici burjuva partisi CHP olmustur, olacaktir.Turkiyenin Burjuvasi hep CHP ruhludur ama akli Merkez sagla beraber calismaya meyillidir.
    Bence CHP nin Kurt politikasi ve muhazakar kitleyle olan politikasi gunluk yapilan makjaj gibidir, surekli olamiyor.
    Yeni kurultaylar vitrini degistirmek ten ote hic bir seye yaramayacak, AKP nin istedigi bir CHP olmus olmaya devam edecektir. Bence CHP gecmisini yapici bir sekilde iyisiyle ve kotusuyle suzgecten gecirmelidir daha guclu cikmak icin. sonra, ki kolay degil uzun zamana yayilacak parti ici reformu baslatmalidir, ama yavas yavas. Sag partilerin kulturel reform diye bir sorunu olmadigi icin CHP de bu farzdir. Turkiyede genellikle secmen Muhafazakar partiler tarafindan dizan edilir, ama sol gelenekten gelen partiler icinde bu tam tersi olup parti secmen tarafindan dizayn edilmeliki basaril olabilsin, yoksa kisir dongu ebediyen CHP icin surecek, ve Muhafazakar partilerin istedigi CHP olacaktir.
    Diger yorum yazanlardan bir ozurum olacak, biraz Turkcem dusuk oldugu icin once Turkce dilinden ozur diliyor sonra da biraz yorumumu okyunca anlamada fazla efor harciyanlarda kusurumama bakmasinlar. Genelde ingilizce yazdigim icin Turkce biraz bundan negatif etkileniyor.
    her sey guzel olmazi dilegi ile

  7. CHP nin geçmişten günümüze kadar milletin değerleri ile çatıştığı için serbest ve hür seçimler yapılmaya başlandığı 1950 yılından beri iktidar yüzü görememiş ve de göremeyecektir inşe Allah çünkü milletimiz her şeyi af eder ama asla değerleri ile uğraşanları af etmez tek başına iktidara getirmez (bizimle uğraşanları af ederiz ama dinimizle uğraşanları asla af etmeyiz yani oy vermeyiz demiş geçmişte yaşayan zatın birisi ) zaten CHP sağ partilerin yardımı ile iktidara ortak olabilmiş (70 yıllarda MSP, 90 yıllar da ANAP ve MHP solu iktidara ortak etmişlerdir) ama toplum solu iktidara taşıyan partileri sandığa gömmüştür

  8. Ekonomi hangi cahillerin, hangi küfürbazların kararlarıyla yönetiliyor, “jöleli başdanışmanı” dinleyelim ve ibret alalım:
    http://www.cumhuriyet.com.tr/video/video/1047684/Yigit_Bulut_tan_dolar_ongorusu.html
    Şöyle çızırdıyor Reisçi jöleli ekranlarda:
    “Bu millete 3 liranın üzerinde, 3.50’nin üzerinde, 3.90’nın üzerinde dolar aldıranlar. . . nokta, nokta, nokta, burasını söylemeyeceğim. Nerdesiniz? Çıkıp bu milletten özür dileyin. 3.50’de, 3.60’da, 3.80’de, 3.90’da burada ekranları kırdık hatırlarsanız. Sakın bulaşmayın diye. Sakın bulaşmayın bu kur geri dönecek diye. O günlerde twit atanlar, yazı yazanlar, adamsanız çıkın özür dileyin. Bunlara “alım yapın” diyen bankaların araştırma departmanları! O ekonomi kanallarının çok bilenleri! Nerdesiniz! Çıkın bu miletten özür dileyin! Felaket tellalları! Çıkın bu milletten özür dileyin!”

    • ciddiye alınan bir adam olsa “jöleli” lakabı takılmazdı. yiğit bulutun ne kadar ciddiye alınır olduğu lakabından anlaşılıyor zaten.
      – Fakat dolar 5.28 olmuşkenki “ciddiyet”i daha bir parlak olmuş.
      – bundan sonra jöleli lakabı nokta nokta jöleli olarak yeni bir aşamaya ulaşmış oldu.
      – “nokta nokta jöleli” daha tanımlayıcı bence.

  9. Yargı kurumlarına diğer ülkelerin saygı göstermesi gerektiğini sürekli ifade ediyoruz ancak en başta kendimiz saygı göstermiyoruz. Yargı tarafından yargılandığı davalardan beraat eden, takipsizlik alan ya da hakkında dava açılmayan vatandaşların en doğal ve anayasal hakları olan seyahat hürriyetlerini engelleme sonucunu doğuran pasaport kısıtlaması uygulamaları devam ediyor.
    Temel sorunumuz cehalet, hukuksuzluk ve etik değerlerden yoksunluk. Gerçekliğimiz 3. Dünya ülkesi olmamız. Bazen öyle olmadığımızı düşündürecek yorumları okuyup umutlansak çok kısa zamanda bir trol çıkıp bize yerimizi gösteriyor.

    • Sonrasındaki siyasal gelişmelerin neler olacağını kestiremiyorum; ama, ülkeye hukuksuzluk, korku, sindirme, kokuşmuş bir hamaset, ekranlardan taşıp gündelik yaşantımızın hemen her yerine sirayet eden bir lumpenliki şiddet ve sıradanlaşma, bir haftandan diğerine daha görülür hale gelen bir yönetim krizi, ağırlaşan ekonomik sorunlar dışında verebilecek hiçbir şeyi kalmamış bu iktidarın lideri ile birlikte görev süresinin yarısını tamamlayamadan iktidardan düşeceğinin güvencesini verebilirim size. . .

      • Bir ayı bernarda cevap yetiştirerek geçirdim hala da anlatamadım: zaferle değil seferle emrolunduk! Ve boşuna sevinme: “sürme gider göz kalır!”

        • Anlatamadığınız iddianıza hiç katılamıyorum, Hocam. Diğerlerinin aksine, kısa, tane tane anlatıyorusunuz, ve bence ben pekaka anlıyorum. Bana niye bu kadar kızıyor, pekala anlayabildiğimi, umutsuz vakıa olmadığımı kabul etmeyip beni üzüyorsunuz? Siz şunu söylüyorsunuz: “Zaferle değil, seferle emrolunduk.” Ben de hemen hemen aynı şeyi söylemedim mi tuhaf biçimde sizi kızdıran kısa yorumumda:
          “Eniştebeyinizle, damadınızla, jöleli çakma külhanbeylerinizle, ve elbette ki ümmetin lideri ile birlikte yakında hepiniz yolcusunuz.”
          Siz, “Biz sefere çıkıyoruz” diyorsunuz, ben de seferinizde sizlere eşlik edeceklerin kısa bir yolcu listesini veriyorum. Anladığım ve sizi onayladığım çok açık değil mi Allah aşkına?

  10. Millet oğuzun başına gelmiş en büyük felaket fetö ise ikincisi de bu chp nin tek partili iktidar dönemidir. Allah bir daha milletimize öyle karanlık günler göstermesin. Şimdi bu parti leşini ne yapalım, nereye gömelim diye döneleyip duruyoruz. Bu sorunu en kolayından şöyle çözebiliriz: atadan chp ye miras kalan %12lik işbankası hissesi hazineye aktarılsın ya da hisseler için kayyum falan atansın! İşbankası arpalığı chp’de kaldığı müddetçe bu mevzu kapanmaz. İyi ki chp içinde bitmek tükenmek bilmeyen rant kavgaları çıkıyor da ülkemiz biraz rahat nefes alabiliyor. Kendi başlarını yesinler, beter olsunlar inşallah!!!

  11. Fehmi bey yazınızda Bilgi hatası var 1950 dem sonra CHP hiç tekbaşına iktidar olamadı 1961 seçiminden sonra İnönü koalisyon hükümetlerine başkanlık etti önce ap ile sonra mp be ytp ile.

    • İsterseniz F Korunun yazısındaki şu paragraf’I tekrar okuyun seçimle geldi diye bir bilgi varmi?
      (“seçimde (1946) olmasa da, ikincisinde (1950) sandıktan DP iktidar olarak çıktı.
      ‘Tek parti dönemi’ olarak siyasi tarihimizde yer almış yılların bagajını sırtında taşıyan CHP, daha çok da bu yüzden, 1950 sonrasında, -27 Mayıs 1960 darbesinin ardından İnönü‘nün başbakanlığı üstlendiği kısa dönem dışında- tek başına iktidar yüzü görmedi.”)

  12. anlaşılan biraz daha net yazmam lazım.
    chp’nin adı %20 oy demektir. tıpkı mhp adının belli bir oy demek olması gibi. bu nedenle de chp adını değiştirsin demek, %20 garanti oydan vazgeçin demektir.
    chpliler, öncelikle sol kesime hitap etmek zorundadır. çünkü chp tabanı özellikle aleviler, bir miktar kürtler, bir miktar kendisini islamcı olarak tanımlamayan sunni kesim ve de solculardır.
    Ancak chpnin dönüşmesi gerekiyor. bunun nasıl olması gerektiği konusunu daha önce yazdım. mesela oklarını artık çöpe atması lazım. atatürkçülük vurgusunu kaldırması lazım.
    chp çağdaş evrensel değerleri benimsemesi lazım. hukukun üstünlüğü, insan hakları, düşünce özgürlüğü, laikçilik değil laikliğin benimsenmesi, din, dil, ırk ayrımına karşı olmak, insanların din, inanç, giyim, yaşam biçimi, düşünce ve eylem özgürlüğünü savunmak vb. gibi evrensel ilkeleri ve felsefeyi benimsemelidir.
    chp atatürkü kutsama partisi olmaktan vazgeçmekt zorunda. kimse atatürkçü olmak zorunda değil. ben son seçimde, cumhurbaşkanlığında inceye oy verdim ama ben atatürkçü değilim. atatürkün dehasını ve ülke için yaptıklarını takdir ediyorum. fakat bu durum beni atatürkçü yapmaz. kimseyi de atatürkçü yapmamalı. insanlar, chpli olmak için ya da chpye oy vermek için atatürkçü olmak zorunda olmamalı.
    chp tarihi, bugün chpnin önünde engel değil. chp önündeki esas engel, 1923 yılında kurulan chpnin o günkü şartlarda ilerici olan ilke ve felsefesinin bugün hala ısrarla savunulmaya çalışılmasıdır.
    – 1923 yılındaki ilke ve felsefe bugün de savunulunca ister istemez 1923 yılında yapılanlar, 1940 yılında yapılanlar vb. gündeme gelebilmektedir.
    insanlar 100 yıl savaşmışlar ve 100 yılın sonunda hiçbirisi tarihini inkar etmeden barışabilmişler. fransa ile almanya aynı birlik içerisindedir. hiçbirisi de tarihi ile ilişkisini yok saymadı. hiçbirisinin tarihi de bu birleşmeye engel olmadı. hitler bile…

    • Hamza bey bitek sen değilsin atatürkçü olmadığı halde chp ye oy veren! Pkk, fetö ve daha nicesi işbirliği yapmadı mı chp ile? Geçen seçimlerde fetö/pkk ve benzerleri meclis için hdp ye, cumhurbaşkanlığı için chp ye oy verdiler. Silivrideki sandıklardan silme hdp çıktı; o koğuşlarda pkk militanları değil 15temmuzdan önceki devlet memuru fetöcü subay ve polisler yatıyor. Küfür tek millettir! deyince öte beri saldıranlar oluyordu, değil mi?

      • h.gayret! mümkündür. birtek siz değilsiniz bu ülkeyi soyan. fetöcüler de sizinle birlikte bu ülkeyi soymuştu.
        – bu ülkeyi soymak normal oluyorda atatürkçü olmadığı halde chpye oy vermek niye anormal olsun?
        – diğer troller ne oldu? birtek sen kalmış görünüyorsun?
        – seni epey hırpalayacaklar burda. yazık olacak sana.

        • Didem hanım hacca gitti, necip bey istirahatli, ahmet hamdi uğramıyor, ayteacher sadece bernarın küfretmeden yazabildiği yorumları beğenmek için şöyle bi tıklıyor tamam! Ben nöbetçiyim, yaz sıcağında orman yangını gibi hepinizi tutuşturup da tatile mi gitsem izin mi istesem bilmiyorum? Ama bernar meydanı boş bulunca dağıtıyor, onu kime bırakıp gitsem ki? Ümüt filan olsaydı…

          • bu arada ayteacher’ın ingilizcesinden müthiş yararlandım. herhalde imamhatiplileri geri bırakma planının bir parçası olarak yanlış ingilizce öğretimi için görevlendirildi.
            – necip güven de rekorlara doymuyor. acaba 5.28’lik rekoru rekor kabul eder mi? eğer etmezse erdoğan necip güvene, bu ülkede rekorlar kırdığını kabul ettirmeye kararlı. bilgisi olsun.

          • Ben uğramasına uğruyorum da;
            Fehmi Bey’in blog için koyduğu,
            ” Türkiye’ye/ cumhurbaşkanına ve veya iktidar partisine küfretmeyen; onlar aleyhinde iftira ve yalan iddia üretmeyen ve /veya toplumları birbirine düşürecek fitne ve fesat üretemeyen; bunlar da olmazsa bana yalakalık içermeyen yorumlar yayınlanmaz”
            kuralına takıldığı için olsa gerek yayınlanmıyor yorumlarım.
            Bu saydıklarımı yapan “YURTDIŞINDAN SESLER ÇOKSESLİ KOROSU”nun yorumları ise çarşaf çarşaf yayınlanıyor…
            Normaldir bu…
            Babamın bloğu değil ki burası her yorumum yayınlansın.

          • Ahmet handi bey! yorumunuz, hakaret ve suç unsuru bulunmadığı halde yayınlanmıyorsa buna üzülürüm. umarım teknik bir sorundan kaynaklıdır.

  13. Benden önce yorum yazan “AVAM” ile benzer şeyler yazacaktım.
    Onun kadar uzun değil.
    Kısaca söylemek gerekirse;
    1- CHP önce adını değiştirerek işe başlamalıdır.
    2- Sonra kendine yeni bir parti programı ve hedefler koymalıdır.
    3-Programı ideolojik değil halkın tamamına yakınına hitap eder olmalıdır.
    4-CHP, AKP nin terkettiği 2002 kuruluş beyannamesini iyice bir okumalıdır
    AKP nin yeni CHP olduğu fikrine de katılıyorum.
    Bu günkü savunduklarıyla ideolojik olarak AKP nin geçmişteki CHP den farkı kalmamıştır.
    Günümüzün AKP si geleceğin CHP si olma yolunda hızla ilerlemektedir.
    AKP nin eski CHP den tek farkı dini kullanmayı iyi becermesi yani dinbazlığıdır.
    Ha bir de ekonomi anlayışı açısından kapitalizmi tüm yönleriyle uygulamasıdır.
    Zengini daha zengin fakiri daha fakir yapma açısından eline su dökülemez.
    Fakirlerştirdiği insanlara devlet yardımı ulaştırarak kendine bağlamaktadır.
    Zenginler ise zaten göbekten AKP ye bağlıdır.
    Siz hiç Koç ların Sabancıların Eczacıbaşıların AKP den şikayet ettiğini duydunuz mu?
    İşsizlik fonuna biriken paraları patronlara destek diye veren bir AKP den daha kapitalist hangi parti olabilir?
    İşsizlik fonu 2002 de işsiz kalan işçilere iş bulana kadar belli bir miktar aylık ödeme yapmak üzere işçilerin maaşlarından kesilerek kurulmuş bir fon.
    İşçilerin parasıyla patronları fonlamak…
    Ne kadar ironik değil mi?

    • Saadetli vatandaş, sen hiç tüsiad ın akpartiye destek açıkladığını duydun mu? Sürekli aleyhte beyanlarını duyuyorum ve o yüzden de akp ye oy veriyorum!

  14. Türkiye, otorup CHP’nin muhalefet edebilir bir parti haline gelmesini bekleyemez. CHP, içinden gerçek anlamda demokrat bir parti de çıkaramaz. Çünkü demokrat bir zihniyet bu partide hiç var olmamıştır. Zihinsel kodları otoriter-seküler aydınlatmacılık, milliyetçilik, din ve Kürt düşmanlığı olagelmiştir. Vesayet sayesinde devlet olanaklarından, ele geçirdiği belediyelerin rantından beslenen otoriter-sağ bir partidir. Kendi içinde parçalanıp siyaset sahnesinden silinmesi ülke yararınadır. Parti içindeki sınırlı sayıda sol milletvekili HDP’ye geçerse iyi bir iş yapmış olur -belki bu partinin PKK vesayetinden kurtulmasına yardımcı olurlar.
    AK Parti, CHP, İyi Parti, MHP, HDP, BBP. . . Bunların hepsi Türkiye’nin ilkel anayasasının biçimlendirdiği, hepsi açıktan ya da gizli, sermaye odaklarına neo-liberal politikaları halkı uyutarak yaşama en iyi kendisinin geçireceği iddiasındaki partilerdir. Her biri, toplumun bütününe değil, belli bir kesimine yasalanır (laikler, dindarlar, Türk milliyetçileri, Kürt milliyetçileri). Devlet rantından beslenmeye, kendi cemaatsel topluluğunu zenginleştirmeye ve devlet bürokrasisisnde egemen kılmaya dayanan bu yozlaşmış partiler düzeni ile Türkiye yoluna devam edemez.
    Türkiye’nin asıl ihtiyacı, Türkiye’nin gerçek umudu, dindar demokratların, demokrat muhafazakarların kitle partisinin yaratılması görevinin yerine getirilmesidir. İslam’ın adalet ve ahlak ilkelerine sahip çıkma konusunda inandırıcı, bu açıdan sınanmış kolektif bir liderlikle yığınlara gerçekçi bir perspektif ve daha iyi bir gelecek vaad eden dindar demokrat bir parti, ülkenin yarım yüzyıllık birikmiş sorunlarını aşma konusunda elimizdeki yegane umuttur. Benim gibi yapayalnız, gidecek yeri olmayan, sayıca zaten çok az olan samimi sol-demokratlar, dindarların adaletli ve hürriyetleri gözeten, İslam’ın ilkelerine gerçek anlamda sahip çıkan böyle bir partiye heyecanla katılırlar.
    Cihangir İslam’ın Adalet Bakanı olduğu bir Türkiye düşlüyorum. Aklına ve bilgisine pek çok güvendiğim pek çok dindar aydınımızdan birinin Eğitim Bakanı, Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanı olduğu bir Türkiye özlüyorum. Devlet televizyonu TRT’de, siyasi hayatının sonlarına doğru yol alan bir liderin bıktırıcı konuşmalarını değil, bilge din alimlerinin, İslam’ın adil, hakkaniyetli, vicandlı ve akli yanlarını anlattıkları programları, A. İzzet Begoviç belgesellerini izleyebileceğim bir Türkiye istiyorum. Televizyon kanallarının tartışma programlarında, her biri bir saygınlık abidesi olan, aklımızla alay edercesine FETÖcü oldukları ithamıyla zindanlarda çürütülen Mümtazer Türköne, Ahmet Altan, Ahmet Turan Alkan gibi değerli ve nüktedan aydınlarımızı, Fehmi Koru, Etyen Mahçupyan gibi akıl dolu, birbirlerine saygılı aydınlarımızı görmek istiyorum.
    Dindar muhafazakarlarımız ya Saadet Partisi’nin kendisini aşarak böyle bir kitle partisine dönüşmesine yardımcı olsunlar, ya da, bu mümkün olmayacak ise, kendi kitle partilerini kursunlar. Artık çok ciddi bir tehdit durumuna gelen toplumsal kutuplaşma sorununu, Kürt sorununu ancak dindarların güçlü kitle partisi çözer. Onbinlerce sıradan Cemaat üyesini cezaevlerinde çürüterek, hayatı onlara dar ederek, ailelerini, çocuklarını açlığa ve gündelik aşağılamaya mahkum ederek hiçbir yere varamayız. Darbeye katılmış askerler, darbede rol oynamış unusurlar dışında, bu insanların hepsi özgürlüğüne kavuşturulmalı, hepimize kaybettiren “şeytanlaştırma” son bulmalıdır. Aynı şey, Alparslan Kuytul ve arkadaşları için de geçerlidir. Bu insanlar, terörist değildir, sadece iktidara biyat etmedikleri için cezaevindedir. Özgürlüklerine kavuşmalıdırlar, Furkan Vakfı’nın gasp edilmiş yurtları geri iade edilmelidir.
    Bribirimizden düşmanlar üreterek varabileceğimiz hiçbir yer yok. Sığlaşma ve lumpenleşme ile varabileceğimiz hiçbir yer yok. Liderler etrafında dönen, köhne ve miyadını çoktan doldurmuş düzen partileri ile varabileceğimiz hiçbir yer yok.
    Türkiye’nin yazgısı, adil, hürriyetlere saygılı, İslami değerlere sahip çıkan dindarlarımızın, muhafazaklarımızın sorumluluk duygusunu yerine getirmelerine bağlı. Değilse, inanın, en fazla 2,5 yıl sonra, bizleri yeni bir seküler-otoriter iktidar koalisyonu bekliyor. . .

    • Sn.bernar, şu güzel günümün içine ettin! Yahu tamam kıyasıya iktidarı eleştirelim, bunun için yeterince sebep de var. Ama memlekete ilaç olsun diye saydığın isimlere, önerdiğin işlere bakar mısın ya? Kendi yazdığını hiç mi okumuyor musun arkadaş? Önerdiğinin daha iyisi şu anda zaten işbaşında:) chp nin cenaze namazını kılmak caiz midir değil midir biz onu tartışıyoruz; sen bize yoz mu yoz, hiçbir albenisi olmayan, beyin ölümü çoktan gerçekleşmiş, hayatta elleriyle yumurtadan başka bişey kaldırmamış bi kısım sıkıcı zevattan bahsediyorsun ve mapus damlarını da boşalttık mı al sana eski türkiye diye müjdeler veriyorsun! Bu tarz mide bulandırıcı reçetelerle ortaya çıkacaksan bi daha yorum yazmam sana haberin olsun! O da olmadı sihaların lazer güdümlü füzesine kalıyor iş, ona göre:)))

      • Vallahi sen de çok ayıp ediyor, beni üzüyorsun, Sn. Gayret. Hem günde en az üç posta “millilk” ve “yerlilik” vaaz ediyorsun. Hem de iş Bernar’ı ortadan kaldırmaya geldiğinde aklına ilk gelen elin Amerikalısının lazer güdümlü füzeleri! Milletin parasını har vurup harman savurmak alışkanlık haline gelince, insanın içine böyle derin bir Amerikancılık da kaçıyormuş demek ki. Trabzonlu silah ustalarımızın elinden çıkma yerli Zigana neyine yetmiyor, anlamış değilim inan :)) Ne yani, yorum yazmak yerine sayfalar dolusu “kopile-yapıştır” işlerine mi girişeyim? 😉

        • Geçen gün de ırkçılığıma laf ettin üstüme alınmadım ama yazıklar olsun sana sn.bernar! Sihaları ve güdümlü sistemleri eniştebey (bayraktar) üretiyor ya aselsanla birlikte! Yerlisi varken paraya niye kıyalım, dünyadan mı haberin yok, ufaktan traş mı yapıyosun?

          • Dünyadan bihaber oluşumu sizi sevindirmek için kabulleneyim, Türkiye’den haberdar olmakla yetineyim, sakince yazgınızı bir kez daha fısıldamış olayım: Eniştebeyinizle, damadınızla, jöleli çakma külhanbeylerinizle, ve elbette ki ümmetin lideri ile birlikte yakında hepiniz yolcusunuz :)))

    • Berbat beyin söylediği gibi Chp ortadan kalktığında zaten diğer partiler de normalleşecek ve daha demokratik hale dönüşeceklerdir. Çünkü kendini ülkenin kurucusu, mutlak sahibi ve vasisi gören bir parti karşısında hiçbir parti kendini rahat hissedemez. Demokrasi tüm oyuncular benimsediğinde samimi olarak oynanabilecek bir oyundur. Biri kuralı bozarsa herkes bozar. Chp kuralı ilk bozan partidir bu yüzden artık oyunda olmaması gerekmektedir.

      • Telefondan yazınca kendine göre düzeltme yapmış, çok özür dilerim farketmemişim Bernar Bey..

        • Dün dikkatimi çekmişti, suskun kalmayı yeğledim. Bu notu düşmeniz sizin inceliğiniz. Selamlar

          • Bu aralar çok giremiyorum, kızım için üniversite tanıtım geziyoruz, sabah fark ettim. Sağolun anlayışınız için.

        • Bernar bey benim hiç dikkatimi çekmemişti bu ‘berbat beyin’ olayı, siz niye alındınız ki? Ha, necip beyin de yanlışlığı gözümüze sokarcasına yeniden ortama taşıması iyi olmuş tabi:) bana göre salt bi klavye hatasından çok daha fazla bi tespit/tercih yapmış gibi cihaz:) ya da şöyle diyeyim; cihaz aslında az bile düzeltmiş! Yani berbat bir beynin biçimsiz zekasıyla ifade edilmiş görüşleri otomatik olarak sınıflandırıp niteleyebilen yeni nesil bi aygıta sahip olduğu için necip beyi de tebrik etmek lazım:) hürmetler…

          • “Yani berbat bir beynin biçimsiz zekası. . .” Zekanın bir biçimi olduğunu da ilk kez sizden duymuş oldum. İkizkenar üçgen gibi bir şey herhalde -belki de bir altıgen? :))
            Neyse, Fatih Sultan Mehmet’in gemileri dağın üzerinden aşırdığını yazacak kadar düş gücü yüksek bir zihnin işleyişine akıl sır erdirmek güç. Bunların “ümmetin lideri” diye peşine takıdıkları liderin Erdoğan olması da rastlantı değil elbette. Lider, bilmem kaç yüzyıllık iktisat biliminin temeline beton döküp enflasyonu düşük faizle düşüreceğini söylerse (ki sonuçlarını görüyoruz gündelik olarak), kefenli müritlerinin de biçimli-biçimsiz zekadan söz etmeleri, Fatih’e gemileri dağın üzerinden aşırtmaları şaşırtıcı değil 😉

          • Bu şekilde değerlendirme yapmak yanlış H. Gayret. Fikir ve görüşlere sert eleştiri yapılabilir ama kişisel değerlendirmeler yapmak hoş değil. Bu tarz savunulan görüşlere de zarar veriyor. Buna sebep olmak istemezdim.

  15. chp dağılıyor. chpliler islamcı oluyor akpye oy veriyor. Yalnız bunlar akpliler gibi üçkağıtçı da olmuyorlar. gerçek müslüman oluyorlar. Ama yine de cennete gidemezler. cennete gitmek için sunni ve islamcı aileden gelen, günah işleme özgürlüğü olan islamcılardan icazet almaları gerekiyor. chpliler islamcı oldukları için, aileden islamcı olanların cennetteki mekanları daha bir havadar yerden oluyor.
    – bu ne güzel hayaldir böyle. cennette mekandan mekan bile beğendiriyor adama.
    – keşke hayal kurarken biraz mantıklı olunsa. Hayalkırıklıkları çok acı olabiliyor da…
    – chpye ilişkin yazılabilecek pekçok şey var ama chpye ilişkin yorumların saçmalığı, chpnin saçmalığına rahmet okutuyor. onun için burdan başlamak istedim.

    • bu arada dolar 5.17 tl. ve ülkede ciddi ciddi tayyip erdoğanın doları bilerek yükselttiğine dair teoriler dolaşıyor. yapılan işler öylesine kör gözüm parmağına misali mantıksız ki, bu teori üzerinde insanlar ister istemez düşünüyorlar. Erdoğanın her konuşmasında ekonominin biraz daha bozulduğunu anlamamak için ne olmak gerekiyor bilemiyorum. ancak durum bu kadar net olmasına rağmen, erdoğanın icraatları ve konuşmalarına devam etmesi “acaba ülkeye kastı mı var” veya türev sorulara ciddiyet kazandırıyor.
      – Bu arada, bu da chpnin suçu olabilir mi diye sormak istiyorum.
      – bu ülkede herşey o kadar karışık ki, yürütülen her mantık ister istemez alıcı da buluyor.

      • Hamza kendi adına konuş, bizim için her şey ayan beyan ortada, kafası karışık olan da sensin! Hangi mantık yürütecini kim ne yapıyorsa artık, bizi karıştırmadan yapın o mantık işlerini:)

        • H.Gayret! senin erdoğanın ekonomiyi berbat ettiğini anlayabileceğini hiç düşünememiştim. hata etmişim. demekki ülkenin battığını kavrayacak kapasiten varmış. doğrusu anaokulu öğrencisinden beklerdim, senden beklemezdim bu gerçeği kavramanı.
          – boşuna dememişler, hiçkimseyi hafife alma diye.

    • Chp ve chp ile ilgili yorumların saçmalığına bi nebze de olsa katkı yapiim demiştim ama sağolsun hamza bey o ihtiyacı fazlasıyla karşılamış:) ilahi hamza bey, sen bizi güldürdün, allah da sana güldürsün e mi, ibreti alem olsun diye hem de:)))

  16. CHP ÖLDÜ.YAŞASİN YENİ CHP(AKP)
    ESKİ CHP DEVLETTİ,YENİ CHP İÇİNE DEVLET KAÇMİŞ AKP DIR.
    SADECE ESKİ CHP DE FARKLI KESİMLER BEYAZ TÜRKT TÜ.
    YENİ CHP(AKP) DE FARKLI KESİMLER ARTIK BEYAZ TÜRK OLMAK İSTİYOR.
    ARTİK ESKİ CHP(KIRMIZI+SİYAH)İHTİYAÇ KALMADİ.
    YENİ CHP(AKP;YEŞİL+SİYAH) İŞBAŞİNDA ,İKTİRDARDA.
    BATI CEPHESİNDE DEĞİŞEN PEK BİRŞEY YOK.ESKİ DEVLET YERİNDE SAPASAĞLAM HATTA DAHA DA MUHKEM VE GÜCÜNÜN ZİRVESİNDE.
    ASLINDA İKTİDAR DEĞİŞMİYOR,ÖNCELERİ DEĞİŞİR GİBİ OLUYOR,HALK HEYECANLANIYOR.
    DEVLET KADER AĞLARINI ÖRMEYE DEVAM EDİYOR.BÜTÜN İKTİDARLAR İKTİDARDA KALMAK İÇİN DEVLET DİLİNİ(YÖNTEMLERİNİ) KULLANMAYA BAŞLIYORLAR.
    YANI ASLINDA ESKI KURUCU BABALARIN YOLUNA GİRMEKTE TEREDDÜT ETMİYORLAR.
    REFAH PARTİSİ DOĞRU YOL PARTİSİ İLE İKTİDAR OLUNCA HER TARAFI ATEŞ ALDI.
    GAZETECİLER RAHMİ KOÇ A DİYORKİ;ÜLKE NEREYE GİDİYOR.
    O DA TELAŞA GEREK YOK DİYOR ,YENİ İKTİDAR YA TÜRKİYELEŞECEK YADA GİDECEKTİR.SAKIN OLUN.
    O NUN İÇİN TÜRKİYEDE KİM İKTİDAR OLURSA OLSUN TÜRKİYELEŞMEK MECBURİYETINDE KALIYOR.
    ÇÜNKÜ HALK ESKİ DEVLETİN DİLİNİ BENİMSİYOR EKSERİYET İTİBARİYLA.
    ESKİ DEVLET HERZAMAN OLAYLARA HAKIMDIR.
    SADECE HALKIN DEĞİŞEN İSTEKLERİNİ DİKKATE ALARAK YAVAŞÇA SAHNEDEKİ FİGÜRANLARIN KÖSTÜMLERİNİ DEĞİŞTİREREK HERZAMAN ALKIŞ ALMASINI İYİ BİLİYOR.
    HALK EVRENSEL HUKUK KURALLARINI BENİMSEYİP İÇSELLEŞTİRENE KADAR BU KÖSTÜMLER DEĞİŞMEYE DEVAM EDECEKTİR.
    İYİ HALK İYİ YÖNETİCİLERİ HAKEDER HERZAMAN.BİZ İYİ OLABİLİRSEK ÇOĞUNLUK İTİBARİYLE EN İYİLERİMİZ BİZİ YÖNETECEKTİR.

    • Evrensel hukuk kurallarını yolda görsen tanır mısın ey avam? Milli iradenin seçtiklerinden daha iyi bi yönetimi hakettiğini düşünüyorsan önce milli iradeye saygı duymayı öğren! Kıymetli fikirlerine sonra bakarız…

      • Nedense bazı arkadaşlar, herkes için hukuk,adalet istediğimizde kırmızı şal görmüş, ağzi şalyali,gözlerini kan bürümüş ,
        İSPANİK ARENA mahlukatları gibi hemen saldırıya geçıyor.
        Oysa şuan kendini dokunulamaz sananlar bir gün gelir bir haksizliğa uğradığında yanlarında ancak bizim gibi evrensel hukuk kurallarını tavizsiz savunan hukukçuları bulacaktır.
        Merak etmeyin.kötülüğü görev edinmiş kişilere olan kinimız bizim adıl olmamızı engelleyemeyecektİr.
        Bu dünya hepimizin,hatta bu Evren hepimizin, düşmanlarının kalbinı fethetmek en büyük fatih olmaktır.
        HEMEN BİRÇOK YAZIMIZIN SONUNDA BİR CÜMLE TEKRALIYORUZ.
        BU MİLLİ İRADE ANLAMINA GELMİYOR MU?
        -SİZ NASILSANIZ ÖYLE İDARE EDİLİRSİNİZ. NE DEMEK TİR?
        -TOPLUMUN EKSERİYETİ İYİ İSE TOPLUMUN EN İYİLERİ TARAFINDAN YÖNETİLİRLER .NE DEMEKTİR?
        MİLLETİN ÇOĞUNLUĞU ADIL DEĞİLSE,DÜRÜST DEĞİLSE,KISACA KÖTÜYSE;
        O MİLLETİN İDARECİLERİ (MİLLİ İRADENİN TECELLİSİ KABUL EDİLEN SANDIKTAN ÇIKAN)EN KÖTÜLERİ OLUR.
        BUNLARIN HEPSİ MİLLİ İRADEYE SAYGI DEMEK DEĞİL Mİ?

        • Tam bir ‘hukukçu’ gibi tehdit savurmuşsun! Hemen de ihsası reyde bulunarak bize de bi gün lazım olacak hukukun niteliğini zaten gösteriyorsun:) Kainat imamından başka kadı tanımayan hukuk simsarları: “yiğit yakadan, it paçadan kaparmış!”…

  17. CHP
    Mustafa Kemal, Balıkesir hutbesinde “İslamiyet’te içtihat vardır, muasır medeniyettir. 1923’te muasır medeniyetin bütün icapları yerine getirilecektir. 1933’te muasır medeniyetin fevkına çıkacağız.” demiştir. İnönü partinin solunu desteklemiştir. CHP oturmuş bir partidir. İktidar olması için CHP’nin, ilerisini görüp SP ile iş birliği yapması gerekmektedir.
    CHP MSP ile koalisyon yaptı. Bülent Ecevit Başbakan oldu, Kıbrıs alındı, sağ-sol çatışması sona erdi. Huzurlu yıllar yaşandı. Koalisyonu CHP bozdu. Bu koalisyonun mimarı Akevler’dir. Akevler ile bu iki parti bir olup Adil Düzen programını hayata geçirebilir. AK Parti’yi ve Cumhurbaşkanı’nı MHP gibi serbest bırakır rahat bırakırlar. O kendi siyasetini istediği gibi yürütür. Başarırsa memleket için iyi olur. Bizim için de iyi olur. Başaramazsa biz hazırlıklı olur, iktidarı devralırız.
    CHP, Saadet Partisi, HDP bir olup Adil Düzen’i parti olarak harekete geçirmelidirler. Bizim kurduğumuz on bin ortaklı Ar-Ge çalışmalarına partilileri ortak etmelidirler. AK Parti ve MHP de Akevler’e, Ar-Ge çalışmalarına ortak olmalıdırlar. Türkiye üçüncü bin yıl Ar-Ge çalışmasını bu ortaklıkta yapmalıdır. Bu partilere imkan tanıyoruz. Hayırda yarışsınlar.
    İki taraf, Cumhuriyetçiler de Milliyetçiler de Sermaye’nin bataklıklarında çırpınıp durmaktadırlar. Sabırla Allah’ın takdirini bekliyorum.

    • Sn hocam maşallah bir çınar ağacı gibi güçlü ve istikrarlısınız. Size “gölge etmeyin” diyen biraz zor bulunur. Şu Ar-Ge çalışmaları neymiş, referans yazsanız da bir okusak bilgi edinsek. Orijinal şeyler yazıyorsunuz, merak uyandırıyorsunuz….

      • O gördüğün çınar degil, gövdesinden gelişi güzel boy atmış bir filiz sadece:) meşeyi odunu bırak da; 15 yıl önce bütçeden ar-ge için ayrılan pay yüzde kaç, bugün kaç ona bak?

        • GSYİH’i durumunun Ar-Ge harcamalarıyla artmayan bir ülke var mı ki Türkiye bir istisna olsun? İsteğin üzerine 15 yıl önceki trendlere baktım. Grafik-istatistik analizlere göre 1998-2002 arası artış hızı açısından 2002 sonrasına göre daha fazla. Ezbere işine geldiği gibi sallıyorsun.
          Ayrıca aradaki farkı göremiyorsun. 90’ının üstündeki Sn Karagülle’nin yazısındaki ilginçlik, halkın girişimiyle yapılan Ar-Ge’ye değinilmesi. Devletin elindeki imkanlar millet’te olacak daha iyisi yapar! Devleti yönetenler israfçı! Hazır paraları carcur etmeyi iyi biliyorlar.

  18. OSMANLI ÇAĞ İN ŞARTLARINA AYAK UYDURAMADI YIKILDI.
    OSMANLI NIN ARDINDAN TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN CHP O GÜNÜN ŞARTLARINDA İLERİCİLİĞİ VE DEĞİŞİMİ TEMSİL ETTİĞİNİ İDDİA EDİYORDU.
    GÜNÜMÜZDE CHP GÜNÜN ŞARTLARINA AYAK UYDURAMAYAN GERİCİ BİR PARTİ OLMUŞTUR.
    İLERİCİLİK BAŞKALARINA GEÇMİŞTİR.
    ŞİMDİ NİN İLERİCİLERİ DE GÜNÜN ŞARTLARINA AYAK SÜRÜMEYE BAŞLADI ;TUTUCULUKTA CHP NIN FARKLI BİR VERSİYONUNA DÖNÜŞMÜŞTÜR.YÖNTEMLER AYNI SADECE RENKLER FARKLIDIR.(ESKİ DEVLET YÖNTEMLERİ)
    ÖNÜMÜZDE YENİ ŞARTLARA UYUM SAĞLAYANLAR VE HALKIN İHTİYAÇLARINI(MADDİ-MANEVİ)KARŞILAYABİLENLER, KARŞILAYABİLDİKLERİ ÖLÇÜDE BAŞARILI OLACAKLARDIR.

  19. Demek ki neymiş CHP’nin kronik sorunu: muhalefet yapamamak.
    Peki neden?
    Kendisini, “sahip” gördüğü için.
    Ben, benim!, benimdir anlayışına sahip olduğundan gözü yönetmekten başka bir şey görmeyen hastalıklı bir yapı…
    Hele muhalefette olduğu, iktidar olmadığı halde muktedir olan, devlet bürokrasisini iktidar partisine rağmen elinde tutan ve devleti yöneten bir geçmişe de sahip olduğundan bu, onda kronik bir hal almıştır. Bu da muhalefet yaparken bile kendisini “yöneten” konumunda görmesine sebep oluyor.
    E…her daim yüzde 25’i cebinde bilen bu parti, etkili muhalefet görevini yerine getiremediği gibi, yeni muhalefetin oluşmasında da en büyük engel olarak durmuyor mu? Yani bu haliyle de ülkeye fayda sağlayamıyor CHP.
    Ne yapmalı? Önceki düşüncemi muhafaza ediyorum: CHP kensini fesh etmeli. Nasıl olsa iktidar olamıyor, muhalefet görevini de yapamıyor, eee?.. Yeni and muhalefetin bir an önce önünü açması CHP’nin, ülkeye en son ve en hayırlı bir hizmeti olacaktır.
    Bu hizmetin büyüklüğü, kendisine (CHP’ye) evrilen ve bir devlet partisi hüviyetine bürünen AK Partiden de ülkenin kurtulmasını sağladığını gördüğümüzde anlaşılacaktır, ülkenin normale döndüğünü gördüğümüzde…

  20. KAÇINILMAZ SON.
    CHP mıadini çoktan doldurmuştur.
    Genleri mutasyona uğramadığı sürece yaşama şansi yoktur.
    CHP ibreti alem olsun diye müzeye kaldırılma vakti çoktan geçmektedir.
    Ya tamamen yeni duruma ayak uyduracak yeni kadrolarla ve yeni söylemlerle değişerek yoluna devam edecekki ,o zaman da zaten eski partinın sadece ismi kalacaktır.
    Ya da devletin korumacılığı altında nesli tükenmesin diye özel ilgiyle yaşatılan bir hatıra kurum olarak kalacaktır.
    Yeminli sempatızanları hergeçen gün yaşlanıyor.
    Partının aziz hatırasini kurucuların emaneti görerek ona ölümüne sahip çıkmayı vatan borcu görüyorlar.
    İktidara gelme diye bir niyet görünmüyor.
    En büyük onur herhalde partı başkanlığı ki devlet başkanlığından bile daha onurlu bir görev kabul ediliyor taraftarlarınca.
    Eski teknoloji ile kurulmuş bir fabrika gibi,ne kaliteli ürün çıkarıyor,ne hızlı üretim yapıyor,nede rakip fabrikalarin ürünleriyle rekabet etme şansi var.
    Bu durumda fabrika yı ya müze yapmalı (geçmişteki icraat ları ile kimine göre iyi, kimine göre felaket vesıkası olması hasebiyle).
    Ya da yikip günün şartlarına göre rakiplerinden daha iyi bir fabrika kurmak.
    Gerçekten iktidar olmak istiyormu?(öyle bir emare göremiyorum,belkide gözü yemiyor iktidar olmayı).
    Eğer iktidar olmak istiyorsa halkın çoğunluğuna dokunmalıdır.
    Halkın ne istediği bellidir.
    Halkın nasıl bir partiyı benimseyeceği de bellidir.
    Bütün mesele bulunduğu önemli görevlerde çok başarılı olmuş ,halkın sevgisini kazanmiş bir lideri partının başına getirmektir.
    Tabiiki bulduğu bu lider parti ile doku uyuşmazlığı olmayacak biri olması gerekır şüphesiz.
    Yılların geleneğinden gelen hizipler,gruplar,eski devlet artıkları buna tepki koyabilirler.
    Parti kimliğini kaybetti endişesini seslendirebilirler,hatta bu gruplardan bazıları muhtemeldir ki yeni parti kurma girişiminde de bulunabilirler.
    Bunların hiçbiri bugün ki başkanlık sisteminde uzun süre yaşaması mümkün değildir.
    Başkada çare göremiyorum.
    İki yol var CHP nın önünde ya eski parti olarak iflah olmaz muahalif olarak kalacaktır yada günün şartlarına ayak uydurup iktidara güçlü alternatif olacaktır.(seçim CHP lı lerın hür iradelerine aittir)
    İngiltere de işçi partisi uzun yıllar iktidara gelemiyordu,çare arıyordu.
    Nihayet yeni bir lider bulup eski söylemini terk etti o günün geçerli poitikalarını benimsedi ve seçimleri kazanarak uzun yıllar iktidar oldu.
    CHP MEVLANA YA KULAK VERSE MEMLEKET İÇİNDE KENDİ İÇİNDE EN DOĞRU İŞİ YAPMIŞ OLUR.
    BİLDİĞİNİZ GİBİ,
    ‘GEÇMİŞ GEÇMİŞTE KALMIŞTIR,BUGÜN YENİ BİR GÜN ,YENİ GÜNDE YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM CANCAĞIZIM’.
    CHP DÜZELİRSE BELKİ TÜRKİYE DE DÜZELİR .(en azından düzelmesine katkı sağlayabılır).

Yoruma kapalı.