Televizyonlardaki tartışma programlarında tanınır hale gelen bir yorumcu, yeterli sayıda insan kendisi için imza verip cumhurbaşkanlığı adayı olmasını sağlarsa kabul edip etmeyeceği sorulduğunda, “Elbette, neden olmayayım” cevabını vermiş.
Doğal bir cevap, gerçekten de makam için gereken şartlara sahipse neden olmasın?
Günümüzde insanlar, başkaları yadırgasa bile, kendilerini belli makamlara layık görebiliyorlar, ben işte bunu doğal buluyorum. Muhtemelen kamuoyunda isimleri aday olarak geçenlerle kendilerini mukayese ediyor o insanlar ve sözü edilen görevi daha iyi yapabilecekleri kanaatine varıyorlar.
Başkaları da onlara bakıp içlerinden “Neden ben olmayayım?” düşüncesini geçiriyorlarsa ona da şaşırmam.
Bugün, 26 Ocak 2023, ‘6’lı masa’ diye de anılan Millet İttifakı’nı oluşturan altı partinin liderleri yeniden bir araya gelecek ve işin başından beri “Seçim tarihi belli olsun, ondan sonra” diye erteleyegeldikleri cumhurbaşkanı adayı konusunu görüşecekler.
Çoğu kişi onlardan artık adaylarını açıklamalarını bekliyor; ancak rivayet odur ki, aday ismi açıklamakta yine acele etmek niyetinde değillermiş. Bugünkü buluşmalarında aday belirleme usulünü konuşacaklar, isim açıklamayı ise ortak bir mitinge bırakacaklarmış…
İster bugün açıklasınlar, ister daha sonra, durum değişmiyor, sonuçta belirlenecek isim o masada buluşan altı kişinin tercihi olacak.
Arkalarında şu kadar oy ve Meclis’te partilerine mensup azımsanmayacak sayıda milletvekili bulunduğunu ben de biliyorum. Ancak yine de hem o partilerin oy verenleri, hem partilerinin yönetim kademelerinde bulunanlar ile parti örgütleri ve partili milletvekilleri aday belirleme süreci içerisinde yer almış değiller.
Dün CHP’nin büyükşehir belediye başkanları liderlerinin başkanlığında toplandı; orada başkanlar kendisinin adaylığına destek anlamına gelecek yazılı bir beyanda bulunma arzularını dile getirdiklerinde, Kemal Kılıçdaroğlu, yanlış anlaşılacağı gerekçesiyle, bunu doğru bulmadığını söylemiş…
Olur ya, ‘6’lı masa’da buluşan liderler alınır diye düşünmüş olabilir.
Rakibi Bahçeli belirledi
Cumhur İttifakı adayı epeydir belli.
Önce, iktidarın küçük ortağının lideri Devlet Bahçeli, “Aday belli, karar kesin” sloganı eşliğinde “Bizim adayımız Tayyip Erdoğan” açıklamasında bulundu.
Bununla da yetinmedi, ilk açıklamasından sonra büyük kentlerin ilan panolarından da duyurarak, pek çok kentte “Aday belli, karar kesin” mitingleri de düzenledi MHP ve lideri her birinde Tayyip Erdoğan’ın ismini kendi adayları olarak pek çok kez andı.
Neden sonra, AK Parti’den de Erdoğan’ın aday olacağı duyuruldu.
Halbuki daha birkaç yıl önce üzerinde oynanan anayasada, iki defa seçilmiş birinin TBMM tarafından erken seçime gidilmediği takdirde üçüncü kez aday olamayacağı yazdığını, en çok siyasilerin bilmesi gerekiyor.
MHP’nin “Aday belli, karar kesin” çıkışı AK Parti’yi anayasayı delme girişimine sevk edecek gibi…
Seçim tarihi erkene alınacak ama TBMM tarafından değil, Cumhurbaşkanı kararıyla…
Kararı Cumhurbaşkanı aldığında anayasal engel ortadan kalkmıyor oysa.
Millet İttifakı adayını belirlemede millet neden yok?
Beni bu yazıyı yazmaya yönlendiren, adaylık konusunun bu yönü ve Cumhur İttifakı’ndan kimin aday olacağı değil; zihnim daha fazla Millet İttifakı adayının belirlenmesi sürecinin tuhaflığıyla meşgul.
Sonuçta adayın altı kişi tarafından belirlenecek olmasıyla…
Cumhurbaşkanı gibi ülkenin birliği ve dirliğini temsil edecek, özellikle de son anayasa ve sistem değişikliği ardından tanınan olağanüstü geniş yetkilerle donanmış bir makama seçilmesi için halkın oyuna sunulacak bir kişinin, sadece altı kişinin tercihiyle belirlenecek olması tuhafıma gidiyor.
Eski sistemde hiç değilse TBMM’de milletvekillerinin üçte ikisinin el kaldırmasıyla seçiliyordu Cumhurbaşkanı; partiler adaylarını belirlerken kendileri dışındaki partilerin bazı milletvekillerinden de oy alabilecek birini aday olarak belirleme ihtiyacı duyuyorlardı.
ABD’de başkan çetin bir aday belirleme süreci sonunda seçiliyor. Kendisine güvenen herkes aday olabiliyor. Adaylardan öne çıkanlar kuralları çok önceden belirlenmiş tartışma programlarında yarışıyor. Önce partiler kendi adaylarını tartıştırıyor; onun sonucunda belirlenen başkan ve başkan yardımcısı adayları, bu defa rakip partilerin adaylarıyla tartışma programlarında yarışıyorlar.
Partililer ve seçmenler süreçte yer aldıkları için tatmin hissi duyabiliyorlar.
İngiltere’de adı birkaç skandala karıştığı için Boris Johnson başbakanlıktan istifa etti ve yenisini seçmeleri gerekti. Son seçimde en fazla oyu alan parti içerisinden biri olacaktı başbakan, ama kim? “Ben adayım” diye ortaya atılanlar TV’den de yayınlanan açık oturumlarda, partilerinin yetkililerinin önünde, o makama kendilerini niçin layık gördüklerini, seçilirlerse uygulayacakları programları açıkladılar; nihai karar partinin kayıtlı üyeleri tarafından verildi.
Yanlış birini seçtikleri 40 gün içerisinde belli oldu, yine aynı süreçle bir başkasını başbakan seçtiler.
İktidarın karşısında Millet İttifakı blokunu oluşturan altı parti, daha ilk masa buluşmalarında, kendilerini rakiplerinden farklı bir görüntüye kavuşturacak benzer bir yöntem belirleyebilirlerdi.
Gizli kapaklı olmayan, açık ve kamuoyu önünde yürütülen bir süreçle adaylarını belirleyebilirlerdi pekala. “Ben adayım” iddiasında olan herkes bugüne kadar kendilerini uygun ortamlarda tanıtma imkanı bulur, öne çıkan aday adayları TV ekranlarında tartıştırılır, partilerin yetkili organlarından oluşturulan geniş kapsamlı bir jüri nihai kararı verebilirdi.
Tek kişinin belirlediği adaya karşı geniş bir ittifakın tercihiyle belirlenen rakip aday…
O fırsat kaçırıldı.
Ancak adaylarını hangi ölçüleri kullanarak belirlediklerini kamuoyuyla paylaşma ve böylece seçmenlerin oylarını daha sağlıklı kullanmalarını sağlama imkanı hala var.
Canlı yayınla millet sürece dahil edilebilir
Konuyu ele alacakları -adayın ismini belirleyecekleri- toplantılarını canlı yayınlayabilirler.
CHP lideri Kılıçdaroğlu partisinin adayı, bunu biliyoruz. İYİ Parti’nin ‘seçilebilir biri olsun’ ölçüsünden de haberdarız. Ali Babacan’ın aday gösterilse ve seçilse o görevi en iyi şekilde yerine getirebileceğini duyurduğu da herkesin malumu. Partilerin içinde ve dışında makama layık görülen başkaları da var.
Altı lider ortak adayda birleşecekler herhalde, fakat o noktaya nasıl gelecekler?
Ben bir seçmen olarak, yalnızca ilan edilecek ve oyumu vermem istenecek kişinin kim olduğunu merak etmekle kalmıyorum, ondan daha fazla, o kişinin neden adaylığa layık görüldüğünü bilmek istiyorum.
Demokrasi değil mi bu ülke? Öyleyse bunu istemek de benim en doğal hakkım.
ΩΩΩΩ
Bu ülke koalisyonlardan çok çekti. Daha bir başkan adayını bile belirleyemeyen altılı koalisyon bir konuda kararname çıkarmak için en az 8-9 imza (bakan-başbakan- 5 veya 6 Cumhurbaşkanı yardımcısı-Cumhurbaşkanı) ile nasıl kararname çıkartacak??? Allah korusun ülkemiz bir saldırıya uğrasa orduya emir vermek için 8-9 kişinin imzası mı gerekecek? İletişim ve karar almanın son derece hızlandığı bir çağda 8-9 kişinin alacağı kararla işler yürür mü? Bunlar karar alana kadar ülke işgale uğrar. Bir de karalama ve yalan haberlerle olumsuz algı oluşturmaya çalışan batılı medya organları iyice ülkemize saldırmaya başladı ama her nedense muhalefet bir tepki göstermiyor.
Nasıl yani?
Adayı halk seçecek.
Sonra da o aday seçimi alıp bunların programını mı uygulayacak?
C.B. Adayının halk tarafından seçilmesine ilk önce altılı masa karşı çıkar.
Kendin inanmadığın bir çözümü halka inandırmaya çalışma Fehmi Bey.
Evet değişime ihtiyaç var.
Ömrümüz yeterse bi sonrakinde kendiliğinden ortaya çıkar belki.
“Sokma akıl sekiz adım gider derdi.” Babam.
Sekiz ay uzun bi zaman değil mi?
!!!!Finlandiya Savunma Bakanlığı 2019’dan bu yana Türkiye’ye askeri malzeme için ilk ticari ihracat lisansını verdiğini açıkladı. ‘U’ dönüşü olarak nitelendirilen bu karar dünya basınında geniş yer bulurken İsveç gazetesi kâbus senaryosunu açıkladı.!!!!
Demekki U dönüşünü yanlız türkiye yapmıyor.
Uluslararası ilişkilerde yalnızca ÇIKAR önemlidir.
Bunu zamanla öğreneceğiz.
6 li masa önce kendini yönetecek sonra ülkeyi yönetmeye kalkacak.Her kafadan bir ses böyle ülke yönetmeye aday mı olunur.
Kılıçtaroğlu en hakiki gerçek yetkili olsun, başlarında koordinatör olsun deniyor, Hayır!
Bir kişi/parti konuşsun, diğerleri gıkını çıkarmasın yapıyorlar, Hayır!
Şimdide herkes konuşursa!….
Eeeeee….!….
sizde ne istediğinize bir karar verin ki…!.
Normalde A Gül’e karşı değilim, makul bulurum.
Acaba diyorum, bu 6 kişi Abdullah bey i seçmiş olsa, Fehmi bey yine de bu yazıyı yazar mıydı? diye düşünüyorum.
Çünkü Abdullah dışında kendisini memnun edebilecek bir aday yokmuş gibi bir izlenim veriyor.
ne konuşuyorlar acaba?
parlamenter sistem, bakanlıklar, başganlıklar kurumlar vesaire bir sürü ıvır zıvır.
Paçacı görevini bırakmış kızmış. bence acele etmemek bu konularda fevri davranmamak, ortak hareket- karar vermek en akıllıcası!
Ne olacağını nereden biliyorsunuz?
işte soru bu!
Tek yapılması gereken:
Hangi ilden kaç vekil ortak çıkarılır onun üzerine yoğunlaşmak.
CB kim aday gösterilirse seçilebilir? onu arayıp bulmak!
Yani “sen beni vekil seç ben seni cb adayı!!!
yemez!!!!!
ACELE EDEN ERKEN GİDER!
YANLIŞ HESAP BAĞDAT TAN DÖNER!
daha çok derim de.. bu yeter🤗.
Yaw aday bile yok.Çıkamıyor ne acı değil mi?
Buradakilere acı çektirme aday geldiysen 3 kere kapıya vur.
Ne olursan ol buradakinarakdaşlar sana allama ,pıullama yapacaklar.
YAhu hiç beceremdiniz 100 bin oy toplayın Gül ü aday gösterin.
Sayın yazas gül kaaznır demiyor mu?
Ya Davutoğlu nu gösterin %49,5 oy onundu ne de olsa.
Hep laf cambazlığı,hep algı,hep soru,hep bir sabihcik oynama.
Yok işte kadeşim yok;Günün sonunda 12 yıldır yenilen karikatür KeMAL a kalacaksınız.
Onu da yıkayıp yağlayacaksınız.
Başörtüsü iptali için AYM ye bile başvuran adama,Başörütüsünü çözdü türküleri uyduracaksnız.
Bu ne acınacak hal yaw
dışarıdan bakınca insanın durumunuza gülesimi,acımasımı kızası mı geliyor karar veremiyorum.
Anlayacağınız Allah size hak ettiğiniz vermiş yahu
Adam!…
100000 imzayla kendi tek başına girerse!..
kaşıma derim senin gibiler baayaaa bir pişman olur! ah dilim kopaydıdaa..
dersin sonra😂
İlk kez CB seçilirken halk oy verdi, çünkü sembolik olarak onay yetkisi olacaktı sadece. Her zaman olduğu gibi. Aşağıdaki liyakatlı kadrolar da çalışacaktı. Ama yetinmedi, ipleri elinden bırakmadı, Başbakan seçilmiş Davutoğlu’nu bir parti içi Pelikan darbesi ile saf dışı bıraktı ve partiyi de sıkı sıkı eline aldı. Hikayenin sonrasını biliyorsunuz. Kendisini tekrar seçtirerek otokrat ilan etti. Şimdi hala bu koltuğa sıkı sıkı yapışmış ve hiç bir yönetim becerisi ve başarısı olmayan kişiye tekrar oy mu vereceksiniz? Karne ortada. Öğrenci ortada.
Sayın yazar “Ben bir seçmen olarak, yalnızca ilan edilecek ve oyumu vermem istenecek kişinin kim olduğunu merak etmekle kalmıyorum, ondan daha fazla, o kişinin neden adaylığa layık görüldüğünü bilmek istiyorum.” diyerek çok şey mi istiyor, hayır!
Ama zillet ittifakının adayı kim olursa olsun tıpış tıpış oy da vereceksiniz zaten,
adaylık başvurularının son günü mesai bitimine 5 kala dersimli kemal;
gel bakalım buraya bilmem kim! der olur biter:)
Üstelik bu sefer tek başına değil 6 lider birlikte karar vereceklermiş, demokrasiden bol ne var?
Sayın koru da hazıra konmaya alışmış anlaşılan; daha önceki bir seçimde devlet hoca chp adayını da belirleyivermişti; ekmek için eklemeddin:) Sonuçlarını hatırlıyorsunuzdur:
Chp, tarihinin en yüksek oyunu o seçimde almıştı ama nafile…
Muhalefetin adayı kim olursa olsun sonuç değişmez, fakat aday açıklanırken sahneye bisiklet skuter filan getirmesinler,
benden söylemesi…
Millet ittifakının adayı kim olursa verilir. Çünkü bundan kötü olamaz. Bektaşinin dediği gibi.
“Yetti artık!” muhalefetin sloganı olmalı. 20 yıldır ülke yönetimindesin. Anayasa en fazla iki defa diyor. Akp tüzüğü en fazla 3 dönem diyor. Ülkeyi getirdiğin hal ortada. Üç haneli enflasyon, pahalılık, yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar. Yetmedi mi?
~CB aday adayı hatta bizzat aday! herkim olursa olsun, Sayın RTErdoğan aday olduğu sürece işi zor! (mümkin değil demiyom bak).
~Kişiler üzerinden de, o olsaydı bu olmasaydı gibi boş işleride kimseye tavsiye etmiyorum!
~Birönceki seçimde Meral partisi Gül kokusunu sevmediğini belli etmeseydi!..
Hiç olmazsa bunca geçen zamanda,
Aday kim olsun?
Sistem ve yapılacaklar da çoktan belirlenebilirdi!
sağlık olsun, geç olsun güç olmasın; büyük çoğunluk ta mevcutlardan gaayeett memnunlar zaten!!!🤔🤗😭🙄😍😂
“Kaybedenler neyi kaybettiğini bilmiyor, Kazandığını zanneden de yarını umursamıyor zaten! yapacak bişey yok.
(toplumu kim bu hale getirdi acaba?)
Möhim notlar:
-kaybedenlerin kaybettiği şeyleri seyreyleyen o birileri niye seviniyor? onu da anlayamıyorum!
Bir kesim kaybedince kendi cebine girdiğini mi sanıyor o kaybolanların acaba???
-şu geçen 20 senelik zaman hiç böyle yaşanmasaydı! diyeceklere de,
çok daha kötü günler görürdük! (Akdenizin doğusundaki ülkere bak yeter!) onlardan yada bu zamandan daha iyi olamayacaktık!!!
garantisini verebilirim.
Son söz:
Bırakın 6 masa oturan boğa şefleri,
ne yaptığını biliyorlar!
Ne başka plana çevrilecek zaman var!
Ne de başka şeklin mümkünü yada hayırlı olacağının ihtimali yok!!!!
Seçmenin Tayyip Erdoğan düşmanlığı ile Sosyolojisi hazır hale getirildi. Adayı merak etmeye gerek yok muhalif seçmen aday kim olursa olsun oyunu vermeye hazır.
Açık ara Kemal bey alıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=eqAUthPqWAg
Önce Ekrem İmamoğlu bir yabancı büyükelçiyle yemek yemesi haberleştirildi ve siyaseten kullanıldı, sonra Kemal Kılıçdaroğlunun yurt dışı gezileri kuşku uyandıracak şekilde siyaseten kullanıldı. Arada pkk açıklamasından, Amerika’nın muhalefeti desteklediği algısına kadar bir çok algı çalışması yapıldı. Şimdi sırada ne var?
Ankara’nın göbeğinde, bakanlık binalarının ve milletvekili ofislerinin bulunduğu bölgede güpe-gündüz eski Ülkü ocakları başkanı Sinan Ateş silahsız olduğu bir anda uzi marka suikast silahlı motosikletli tetikçiler tarafından ulu orta kurşuna dizildi. Olayla ilişkili MHP’li bir vekil tutuklandı. Soruşturma savcısı ayrıldı dosya MHP’ye yakınlığı ile bilinen savcıya verildi. Olayın üstü örtülüyor söylentileri eşliğinde soruşturma devam ediyor. Mesleği gizli tanıklık olan birinin tanıklığına başvurulduğundan bahsediliyor.
Muhtemelen akp sosyal medyadan faillerin isimlerini duyurarak cinayetle alakası olmadığını ilan etmek istedi ve soruşturma dosyasını MHPli bilinen bir savcıya vererek cinayeti siz işlediniz alın dosyasını bu işi temizleyin demiş olabilir. Peki savcı bu işi nasıl temizleyecek?
Akp ve MHP bu olayı kendilerinden uzaklaştırmaya çalıştıkları çok net, soruşturmanın seyrinin millet ittifakının adayının belirlenmesiyle seyrinin de değişmeyeceğini kim söyleyebilir?
Muhalefet sadece aday konusunda değil istisnasız her konuda milleti arkasına alarak milletle beraber hareket etmesi gerektiğini nasıl düşünemez, düşünmezse kendi düşen ağlamaz der geçerim.
Pkklideri duran kalkanin biz muhalefetle beraberiz …demesi de algımı…bu terörist aslında bunu demedi de bize demiş gibi algı mı yapiliyor..
Muhalefet ve muhalefeti savunanlar bu şekilde milleti aptal yerine koymaya çalıştıklari için güven vermiyorlar.yoksa normal bir ülkede yüzde 150 enflasyon olan ülkede (haa birde dedikleri gibi tekadam olan çiftcinin bittiği,memurun ezildigi, herşeyin bittiği ) bir ülkede iktidar hala 1.parti olurmu.?normal bir ülkede güven veren bir muhalefette iktidar bu şartlarda yuzse 10 bile alamaz.ama sizin gibi hala hayal dünyasinda yaşayanlar😂😂😂😂imamoglunun yabanci elci ile görüsmesi yok bay kemalin yurtdişi gezilerinin algi 😂😂😂😂😂😂
Pkk her seçim öncesinde böyle manipülatif açıklamalar yapıyor herkes ezberledi bu numaraları, artık kimse yemiyor.
Selahattin Demirtaş iktidarın MİT aracılığıyla PKK lideriğini Abdullah öcalandan alıp kendisine vermeyi teklif ettiğini açıkladı. Burdan PKK’nın lider kadrolarını iktidar atıyor anlamı çıkar Mustafa bey. Sen konuları detaylı takip etmiyorsun o yüzden seninle tartışmak istemem.
Kandilin mübarek olsun!
NASIL BİR GARABET KAZANMAK İÇİN EMEK VEREN YOK TAYYİP ADAY OLURMU OLAMAZMI YANİ OLMAZSA BİZ KAZANIRIZ SİZLER NASIL YAZAR ÇİZER SİNİZ MUHALEFETİN KAZANMASI İÇİN ERDOĞANIN ADAY OLMAMASI GERKLİ ÖYLEMİ BU NASIL DÜŞÜNCE NE DEYELİM
Aday olmaması gerekiyor normalde. 20 yıldır ülke yönetiminde. Böyle yetki padişahlara bile verilmedi. Bu yüzden anayasaya iki defa şartı kondu. Bu yüzden Akp tüzüğünde en fazla üç dönem yazıyor hala. Ama bunların hepsini paspas etti. Kendi ikbali için. Ülkenin ve milletin hali malum. Şimdi millet bir çıkış arıyor, nasıl göndeririz diye.
Kıyamam sabihciklere.Bir kural geriye nasl işliyor onu sabih den iyice öğrenin
Halk yeni birini aramıyor.Haçlılar namusunuza dokunmaz diyen haçlıların koçbaşları arıyor.
PKK arıyor .
Haşhaşiler arıyor.
Bir oturuşta domuz bitirenler arıyor.
Halk 100 yılda bir gelen liderinin arkasında merak etme
Ender bey o tüzükteki 3 dönem kuralı milletvekilliği içindir, Cb olmak için de 2+1 dönemdir, hepsi bu?
yazarin da icinde bulundugu medya ordusu baltayi(kalem diye dusunebilirsiniz de) tasa vurmaktan yakinda ellerinde balta malta kalmicak 😉
hep bir kac adim geriden geliyolar, gordugum husrana ugrayacaklar gene..
yazarin amerika hayranligini bilmeyen yok yanliz tespiti azcuk tutarsiz; lobiler ulkesi amerika da millet onune surulen secenekler icin oy kullaniyor ama secenekleri kendi belirlemiyor bu bir..
ikincisi gecmis donemlerde milletvekillerinin oylari ile aday belirlendigini saniyor o da ayri bir hezeyan. a gul’e cumhurbaskanligi yolunu acan da tek kisi idi ama yazara sorsak ne der acaba ?
ekmek icin ekmeklekdini belirleyen one suren kim/ler idi acaba ? yazarin methettigi eski donemlerde m.vekillerinin el kaldirmakla sucluyorlardi ..eksik olmasin hepten de ise yaramaz olmadiklarini ogrenmis olduk yazardan bugun..
fikralik soru ise pkk lilarin da destegini almasi gerekmiyor mu cukur masanin adayi ? onlarda el mi kaldiracak twit mi atacak ? destek vereceklerini acikladi neticede 🙂
madem canli verecekler kime hangi bakanligi pay edecekler? pkk lilar ne alacak?
onu da ogrensek oy istenecek bir vatandas olarak
ellerinde secilir secilmez tras edicekleri listeler var mis (rivayete gore 9bin kisilik) onu da ogrensek ona gore erkenden is bakar vatandaslar :))
A.gül’e tek bir kişi yol açtıda kazandı!
demişsiniz!
Bu defa da yüzbin imzayla kazanırsa!
Adam kendi bileğinin hakkıyla !..
imiş meğer’ mi diyeceksiniz?
Fehmi Beyin dedikleri aslında teknik veya teorik olarak çok doğrudur , gayet yerindedir .
Amma ve lakin bizim siyasette ,siyasetçilerde bu pratiği bulmak , bu anlayışı görmek mümkün değildir ve hiç olmamıştır .
Özellikle 12 Eylülden sonra yapılan değişikliklerde , bizdeki seçim kanunu ve siyasi partiler kanununda , demokrasiyle bağdaşmayan uygulamalar kaldırılmış ve daha demokratik , daha katılımcı düzenlemeler getirilmişti ama yetkiler siyasete geçtikten sonra o düzenlemelerin hepsi peyderpey yürürlükten kaldırıldı .
Cumhuriyet kurulduğundan beri seçim kanunlarında yapılan değişikliklerin herhalde haddi hesabı belli değildir ; akşam sabah , aklına geldikçe değişiklik yapmak bizde adettendir !
Parti Gn.Bşk.lığını bir kere kapan ve oraya kendini zamkla yapıştıranlar, bütün yetkiyi ellerinde toplar ,hiç kimseyle hiç bir şey paylaşmazlar , bütün milletvekili adaylarını onlar belirler , bizler de sadece ve sadece tasdik ederiz , bu nedenle de milletvekilleri milletin değil Gn.Bşk. nın kulu kölesi olurlar !
Rahmetli A.Menderes de işte bunu çok veciz bir şekilde ifade eden ‘ Odunu da koysam milletvekili seçtiririm ‘ meşhur ve tarihi sözüyle bu değişmez gerçeği dile getirmiştir !
Bir toplumdaki zihniyet bozukluğu , sadece bir konuda değil her konuda kendini gösterir , siyasetimiz böyle de neyimiz düzgün ki !
millet ittifakı yada 100 bin imza gerekli
kesinlikle cumhurbaşkanı adayı olmalıyım
bilgi birikim devlet tercübesi ve cumhurbaşkanı için aranan bütün şartlara haiz biriyim
adli sicil kayıdım temiz ve diplamam var
ama işte ya mecliste desteklenmem gerek yada 100 imza
tek eksik tanınırlık onu da adaylık kesinleştikten sonra 10 gün içinde kapatırız sıkıntı olmaz yeter ki fırsat verilsin.
ve ettiğim yemine kesinlikle sadık kalırım toplumun her ferdine eşit ve adil davranırım
çünkü bizim sözümüz başımızdan kıymetlidir.
Kendini bulunmaz hintkumaşı sananlarmı ararsın
İki kelam etmekle başımıza alim kesilenimi!..
Millete ukalalık yapıp adamdan sayan mı kendini
Benim oyumla seçilip,
Benim verdiğim vergimden aylık alanların bana caka satmaya kalkmasını!..
“içime sindiremiyorum!”
İki çocuk kavga etti diye silah bıçakların konuştuğu mahallenin gencinin 20 yaşında ölümüne neden olan ve kılını kıpırdatmayan zihniyetlerin TBMM çatısı altında siyaset yapmasını!..
“kabul edemiyorum “
Aş iş ekmek üretemeyen, et süt temin edemeyen benim verdiğim paraylada birşey alıp yemesin içmesin. Haram helal nedir bilsin.
Devlet yönetmeyi “yasaklamak” olarak anlayan insanların ben onları def’etmeden DEF’olup gitmelerini yeğliyorum.
ENİYİSİ:
Siz bu işi bilmiyorsanız, beceremeyeceklerden iseniz, bırakın becerebilen! işi bilen bilen yeni gençler gelsin!
Kaşar bir zaman sonramide ağrıtıyor dokunuyor.
Gereğinden fazla deneyim bunaltıyor.
“Yerine adam yetiştiremedikten sonra, sen gidersen o ülke batacak sa!…”
NEREYE GİDERSENİZ GİDİN,
YETERKİ BENİM GÖZÜME GÖRÜNMEYİN.
Bizim siyasetçiler sırayla davosa seyehate gönderilsin. orada gastecilere birşey yapmayı bırak ağzını dahi açamıyorlar.
adama dün tvde gösterdi, yat kat almışsın ..
daha neler neler soruyorlar (utanıyormu bilemem).
Bağzı siyasetçilere de şu soru sorulsun:
seçilemeyeceğini bile bile…
bir de şu soru sorulabilir:
sen iktidar partisinin adayının kazanmasını isteyenlerden misin??😂😂😂
İstediğin kadar ingilizce bilmem ne bil;
yeri geldiğinde davosta ya da başka bir yerde “one minute!” diyebilmek herkesin harcı değildir, ok?
Pkk lideri duran kalkan konuştu.biz muhalafetle zillet ittifakı ile beraberiz dedi.
Neden içlerinden herhangi biri çıkıp da şuncacık soruyu bile sormuyor: “PKK’nın bizden beklentisi nedir? Hangi amaçlarına hizmet edeceğimiz düşüncesiyle bizi destekliyorlar?sormuyor ,demiyor ,gündem yapmıyor.
Sizin analiziniz ney fehmi koru…
duran kalkanda akp ye oy kazandırmak için böyle yapiyor diyen gezizekalılar da çikiyorda😂
Son cümleyi kurarken aynaya bakarken mi yazdın sayın Mustafa bey ?
Sitki kardeş sen şu soruma cevap ver..😉😂bu duran kalkan teröristi biz muhalefetle beraberiz derken acaba buda mi erdoganci..erdogana oy kazandırmak icin bu aćıklamaları yapiyor. Aynaya bakmadan cevapla bakim..
Mustafa Bey bunlar doğruları görmek ve öğrenmek istemiyorlar, muhalefetin yalanları artık ellerinde patlamaya başladı, yalancı çoban gibi, yalanın tuttuğuna inanıp yalanlarını çoğaltırsan bir gün yalanın da bu kadarı olmaz diyerek doğruları görmeye çalışır, tıpkı Haber Türk gazetecisinin çocuğa “annem bana karne hediyesi et aldı” lafını söyletip fikir üretmek yerine domates biber fiyatlarını manşet yapan medyanın bunu da manşet yapınca artık utanmazlık boylarını aşmış ve bazıları özür dilemiş, bazıları ise özür dilemeyi bile kendilerine yedirememişlerdir. Ne yazık ki yorum yazdığım yazar bile her “Erdoğan aday olamaz” yazısı yazdığında ” kendisine “101 ve 102 nci maddelerin iptal edildiği ve tek madde olarak yeniden yazıldığını ve o maddede ilk seçimlerde uygulanacağını” yazmama rağmen aynı şeyleri tekrar tekrar yazarak, ya yorumcuların yazılarını okuyup acaba benim kaçırdığım bir şey var mı? diye sorun etmeyip kendileri yazsın kendileri okusun diyor, ya da bakın ben ne kadar demokratım diye herkesi boş boş yorum yapmasını istiyor. Tekrar ediyorum, kanun değişiklikleri o madde iptal edilmezse yapılan değişiklikler “falan maddenin şu fıkrası bu şekilde değiştirilmiştir.” diye yazılır, ancak o madde iptal edilmişse yazılan metin harfi harfine aynı olsa bile yeni kanun olarak değerlendirilir ve bu değişiklik gibi kabul edilerek yapılacak yeni seçimden itibaren uygulanır. Bunu hukukçular dahi bilmesine rağmen vatandaşlara resmen yalan söylüyorlar, netice olarak müvekkillerini kurtarmak için söyledikleri yalana öyle alışmışlar ki bunu her olayda böyle davranmayı meslek olarak getirmişler demek ki, yazık ki ne yazık……
Cevap net: Hiçbir şey! İki senelik gelgitler kamuoyuna bir şeyi gösterdi ama: Kaos ve kriz vaat ediyor 6’lı masa.
Mütemadiyen “erken seçim”, “sandığı getirin”, “sarayı yeneceğiz”, “adayı açıklamak en kolayı, mühim olan eski sisteme nasıl dönüleceğini kurgulamak” diyorlardı.
Yapamadılar. Başardıkları tek şey muhalefeti takip eden, kulak kabartan, yanılıp da umut bağlayan herkesin yaşam enerjisini çekip sömürmeleri oldu.
Bu haliyle 6’lı masa tam bir kara delik.
Aday mı mühim masa mı?
Ali Babacan’ın geçen yaz söylediklerini hatırlayın:
“Benim en çok çekindiğim husus, Cumhurbaşkanı adayı belirlendiği anda her şeyi ona soracaklar. Cumhurbaşkanı adayı kendi kafasına göre mi konuşacak?”
Kızımıza talip iki aile var. Ailenin biri oldukça zengin herkes tanıyor. Zengin ama bu zenginliğin kaynağı konusunda şüpheler var. Tek oğulları var, iş bitirici, tuttuğunu koparıyor ama gayrimeşru işler yaptığını söyleyenler var. Bu yüzden birçokları ondan çekiniyor. İlerde bu işler ortaya çıkıp keyifler ve düzen bozulabilir. Öteki aile zengin değil. Daha donanımlı, daha eğitimli kendi hallerinde işlerini yürütüyorlar. Kızımızı çok beğenmişler. Ama iki oğullarından hangisine alacaklarını bile karar veremeyecek kadar silikler. Muhtemel kızımız bu ailede daha az hareketli ama kavgasız gürültüsüz bir hayat yaşayabilir, ekonomik sıkıntılardan mutsuz bile olabilir. Evde kalmış sayılabilecek bir yaşa gelmiş kızımızı kime verelim?
26 Temmuz 1980 doğumlu Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern devam ederse ülkesine fazla bir şey veremeyeceğini belirterek 26 Ekim 2017’den beri yaptığı görevini Ocak sonunda bırakacağını açıkladı.
22 Kasım 2005 ile 8 Aralık 2021 tarihleri arasında Almanya’nın Başbakanlığını yapan Angela Merkel, istese işine devam edebilirdi. Ama o da yeter diyerek bıraktı.
Her ikisi de ülkelerinin göstergelerini iyileştirerek devrettiler. Bir gün bile mahkeme kararları hakkında “uymuyorum, saygı da duymuyorum” demediler. Anayasalarının açık hükümlerini ihlal etmediler. Arkalarından kimse “gitti de kurtulduk” demiyor, demeyecek.
İşi tadında bırakmak her siyasetçiye nasip olmayan bir özellik. Ne diyor Kur’an? “Herkes karakterinin gereğini yapar”.
Boşuna uğraşmayın kırk yıllık Kani olmaz Yanni.
Yoruma kapalı.