“DEVA ve Gelecek partileri neden patlama yapamıyor?” diye düşündüğümde aklıma gelenler…

32
Reklam

Anketlere güvenmiyorsanız, haklı olabilirsiniz. Sorulan sorulara doğru cevap vermek biraz cesaret işi; hele sorular bir de telefonla sorulmuşsa… ‘Kamuoyu araştırması’ adıyla sonuçları yayımlanan anketlerin bazısının kamuoyunu yönlendirme amaçlı olduğu bayağı sırıtıyor; araştırmaların gerçeğiyle sahtesini ayırmak da her babayiğidin harcı değil.

Yine de işini ciddiye alan, itibarını önemseyen kurumların yaptıkları araştırmalara güvenmekte mahzur yok.

Güvenilir anketlerde görünen tablo şu: İktidar cephesini oluşturan AK Parti ve MHP’nin oylarında çözülme yaşanıyor ve bu nicedir fark edilir durumda; ancak o cepheden ayrılmayı düşünenler henüz oylarını nereye kanalize edeceklerine karar vermiş değiller.

“Kararsızım” veya “Oy kullanmayacağım” diyenlerin oranı, sıralamada AK Parti ve CHP’nin hemen altında, diğer partilerin üstünde.

Liderlerinde ve çekirdek kadrolarında vaktiyle AK Parti içerisinde siyaset yapmış, bakanlık, başbakan yardımcılığı hatta başbakanlık görevleri üstlenmiş kişilerin bulunduğu DEVA ve Gelecek partilerinin de, sürekli AK Parti’ye oy vermiş şimdilerin ‘kararsız’ seçmenine kendilerinden beklendiği kadar cazip gelmedikleri anketlere yansımakta.

DEVA ve Gelecek partileri kendi başlarına seçime girdiklerinde yeni seçim yasasında yüzde 7’ye indirilmiş olan barajı aşabilirler mi? Kuşkulu.

Bunun sebebi ne olabilir?

Her iki partide en tepeden aşağıya kadar göz dolduran isimler hayli fazla. Alternatif ekranlarda görüş açıklama fırsatı bulan iki parti temsilcilerinin konuşmaları bu gerçeği pekiştiriyor. Beşeri birikim açısından da çalışkanlık bakımından da bu partilere diyecek yok; liderleri ve kurmayları her gün ülkenin bir yerinde vatandaşla birlikteler.

Reklam

Yine de oylarında beklendiği kadar büyük kıpırdama görülmüyor.

Neden acaba?

Konu ne zaman açılsa ve bu soru ortaya atılsa, alınan cevap hep aynı oluyor: Lider kadrolarının uzun mu uzun yıllar AK Parti içerisinde önemli görevler üstlenmeleri ve oradan ayrılıncaya veya ayrılmak zorunda bırakılıncaya kadar kendilerinden hemen hiç eleştiri duyulmaması… 

İki partinin liderleriyle, AK Parti içerisinde bulundukları dönemlerde bir araya geldiğimiz ve kendilerinden yaşadıkları sıkıntıları, görüşmeler sırasında yaptıkları eleştirileri dinlediğim ortamlar oldu. Tabii yazılmaması kaydıyla…

Ara sıra sohbet ettiğim güvenilir bir siyasi yorumcu, daha en başlarda, iki partinin en ciddi sorununun, liderlerinin siyasi geçmişleriyle ilgili özeleştiri yapmamaları olduğunu söylemişti; şimdilerde seçmen ilgisinde görülen tutukluluğu tamamen o eksikliğe bağlıyor aynı yorumcu.

Tespiti bana da çok ters gelmiyor.

Bunun AK Parti’de bazen ‘dava’ bazen ‘beka’ diye adlandırılan hassasiyetle ilgisi olduğunu, ‘kol kırılır yen içinde kalır’ özdeyişinin parti kimliği haline dönüşmesiyle yakın ilişkisi bulunduğunu, içeride yapılan eleştirilerin dışarıya yansıtılmasının parti saflarında iyi karşılanmamasının da bu süreci etkilediğini tahmin etmekte zorlanmıyorum.

‘Seçmen’ denilen kitlenin bu tür mazeretleri kabule açık olmadığı belli.

Reklam

Her iki partinin -DEVA ve Gelecek partilerinin- seçim sath-ı mailine girilmeden bu soruna bir çare bulmaları gerekiyor.

Yaşadıklarını mı anlatırlar, sessiz gibi görünmelerinden duydukları pişmanlığı mı paylaşırlar, doğrudan özeleştiri mi yaparlar, artık ne tür bir çare bulurlarsa onunla kamuoyu önüne çıkmalarında kendileri açısından yarar var.

Aslına bakarsanız bu konu en az onlar kadar şu sırada AK Parti’de siyaset yapan ve iktidar cephesi adına çeşitli sorumluluklar üstlenmiş kadroları da yakından ilgilendiriyor. 

Ülkenin içinden geçtiği şartlarda yanlış giden pek çok konu var ve sorunların her biri geniş kitleleri yakından ilgilendiriyor.

Ekonomik sıkıntılar had safhada. Gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklenmesi gibi ‘faiz-kur-enflasyon’ denklemine hatalı yaklaşım kısa sürede bütün dengeleri olumsuz etkiledi. TL yabancı paralar karşısında müthiş değer kaybetti, enflasyon azdı, devletin mevduat sahiplerine taahhüt ettiği ek katkı -dolaylı faiz- ile dışarıya borçlanırken dolar cinsinden ödemeyi üstlendiği ek gider -doğrudan faiz- tarihi yükseklikte. Enflasyonda dünya ikincisiyiz.

Bu tabloya bakınca dar bir çevre dışında kalan geniş kitlelerin fukara sınıfına kaydığı veya açlığa düçar olduğu sonucu çıkıyor.

Faiz-kur-enflasyon sarmalında savrulan ülke ekonomisi tablosu, AK Parti içerisinde veya yanı başında yer alan kadrolarda hiç mi rahatsızlık yaratmıyor? Böyle bir şey olabilir mi? Fakat kimseden dişe dokunur bir itiraz gelmiyor.

Benzer bir durum diğer alanlarda da kendisini hissettiriyor.

Dış politikada sert kulvar değişikliği… 

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da vahşice katledilmesi üzerine açılan davanın aniden üstünün kapatılması… 

Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapıyoruz, garantör olacağız tesellisiyle dış politika alanındaki sapmalar görmezden gelinemez herhalde.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile özlük hakları zedelenen yığınlar var. 

Cezaevleri “Bu kişiler neden orada?” sorusunu sorduran insanlarla dolup taşıyor. 

Ülkenin genç beyinleri, doktorlar, mühendisler, gerçek profesyoneller kapılarını açık tutan başka ülkelere doğru hareket halindeler…

Bu listeye kolayca eklenebilecek pek çok başka başlık daha bulunabilir.

Ancak bu konular ne zaman dile getirilse AK Parti içerisinden sadece yanlışlıklara mazeret üretenlerin sesleri duyuluyor. 

Sessiz kalan, gidişatı suskunlukla karşılayanlar ya da hiç değilse dışarıdan bakıldığında öyle olduklarını düşündüklerimiz, bugünler ileride değerlendirildiğinde, kendilerini savunmakta zorlanacaklar.   

Özeleştiri yapmak zorunda bırakılmamak için zamanında yanlışları eleştirme cesareti göstermek gerekiyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

32 YORUMLAR

  1. Deva ve Gelecek parti başkanları daha önce neden eleştirmediler diyenler, aynı soruyu Akp genel başkanına da sordular mı acaba.
    Anketlere göre Bu iki partimin oylarında atış olmaması gayet normal, iktidarın oyları Ocak ayından bu yana enflasyonla paralel artış gösteriyor, yersen
    Şu şartlarda dahi mevcut iktidar içinden bir eleştiri yapılamazken geçmişde eleştiri yapılmadığının eleştirilmeside eleştirilmelidir.
    Ülkenin içişinde bulunduğu bu durum, iktidarı bu kısır çekişmeler kurtaramaz
    Rusya-Ukrayna savaşında arabulucu olmak çok güzel bir şey fakat bu savaş sonunda YORGAN giderse işte o zaman Marmara çıtasından farkımız kalmaz.
    Evet zamanında eleştiri yapılmaz ise demokratik tepki gösterilmez ise değişen bir şey olmaz doğru yerde doğru tepki göstermek gerekir.
    Yanlış tepki nasıl mı oluyor, memur sendikalarında iktidara yakın iki sendikanın birinden istifa edip diğerine geçerek tepki gösterdiğini zannedenler gib, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu…

  2. Sayın Koru ,
    Tespitlerinize ilave edilecek bir şey yok. Sanırım kararsızlar başa gelen sıkıntı veren durum ile ilgili 5 aşamanın öfke modundalar. İlki red idi. Zamanla pazarlık , depresyon ve seçime doğru kabullenme aşamalarını yaşayacaklar.
    Yukarıdakiler alttakilerin dertlerinin farkında . Orta gelir tuzağından çıkmak için kuru harekete geçirip ihracatı takıldığı 160 milyar dolar bandından çıkarmak gerekiyordu. Faiz neden enflasyon sonuç söylemi bunu gerçekleştirmek içindi. Bu da istihdama olumlu katkı yaptı. Daha önce de ifade ettiğim gibi seneye bu zaman seçim atmosferine girdiğimizde kararsızların yönünü iktidara çevirecek eylemler yapılmış olacak.

  3. Davutoğlu siyasi hayatında yeni bir sayfa açacaksa, inandırıcı olmak istiyorsa işe önce ” 5 Haziran/ 1 Kasım 2015 arasında olanları açıklarsam, birileri sokağa çıkamaz duruma gelir” sözünün arkasını getirmelidir.

  4. sebep aramak nafile, suçlu aramak boşuna.
    “Siyasi özgeçmişi ile ilgili özeleştiri de yapsalar, ağzıyla kuş ta tutsalar”..
    -Pardon, Şam’da namaz kılmaya değil aslında şeker almaya gidip, gelirken tabut sırtlanıp dolu heybeyle gelecektik,🙃
    -Dövizi enflasyonu düşürürken geri yukarı fırlayacağını hesap edip tedbirleri kalıcı almadık
    (1 liraya düşür 18’e çıksın iyimi😠)
    *Yolları köprüleri hastaneleri sarayları limanları tünelleri vallada billada biz yapmadık “O” yaptı😯🤗😂😭😭😭
    – Biz sadece seyrettik.-

  5. Kendimi sosyal demokrat düṣünceli bir insan olarak görmeme rağmen ṣu andaki parti liderleri iҫerisinde bence en tutarlısı Ali Babacan.

    Kendisi bakan olduğu zamanlarda, ekonominin geliṣmesi iҫin hukuk reformlarının yapılması gerektiğini hep tekrarladı.

    2014 yılında baṣbakan yardımcısı olduğu bir dönemde söylediği sözler:
    HUKUKTA DA REFORMA İHTİYAÇ VAR YOKSA 2023 HEDEFLERİ ZORA GİRER.
    https://kosano.org.tr/wp-content/uploads/2019/04/odavizyon_mart_2014_k.pdf

  6. Siyaset problemlere çözüm aracı değil, despotluğun aracı olarak kullanılageldi hep. Şimdiki iktidar ve öncekiler de rantçılık ve despotluk dışında bir şey sunmadılar. O yüzden kısa sürede işler tersine döndü hep ve geldiğimiz yere geri döndük. Yolsuzluk, yüksek enflasyon ve fakirlik, kuyruklar. Buna rağmen birileri jetlerinden ve lüks Mercedes araçlarından inmediler, saraylarında sefa sürmeye devam ettiler. Osmanlı’da da böyleydi, cumhuriyet de padişahlık sistemini devam ettirdi, sadece babadan oğula geçmiyor, her seferinde yeni bir padişah seçiyoruz. Demokrasiye geçişi istemedi kimse. Devlet babadan hesap sormayı akledemedi reaya, hep biat etmeyi dayakla öğrettiler bu millete. Bu köhne, antidemokratik, halkın yönetime uzak tutulduğu sistemi değiştirmedikçe durumumuz düzelmeyecek. İki ileri bir geri yerimizde sayacağız.

    Siyaset yapacağım diyenler, gerçekten siyaset yapacaklarsa, ekmek vereceğim vaadinden vazgeçmeli önce. Halka demokrasinin ne olduğunu ve ona nasıl bir güç ve görev verdiğini anlatmalı, halkı eğitmeli önce. Padişah seçmekten vazgeçilmesi gerektiğini söylemeli. Ben bilirim bu işi demekten ziyade beraber nasıl yöneteceğiz onun yolunu ve yöntemini göstermeli. Bu da yeniden keşfedilecek bir şey değil. Batı demokrasileri bu işi yıllar önce çözmüşler. Halk yönetime nasıl katılır, devleti ve yerel yönetimleri nasıl denetler, nasıl hesap sorar, nasıl yönetimi indirir, bunun yolu ve yöntemi çözüm olarak ortaya konmalı ve bu vaatle seçim yapılmalı. Eski sisteme geri döneceğiz yeterli değil.

    Sonuçta demokrasi bu yönetimi hakedenlerin yönetim tarzı. Halkımız maalesef eğitim sistemiyle, ataerkil aile ve klan yapısıyla demokrasiye uzak bir halk. Demokrasiyi becerememizin de sebebi bu. Padişah seç ve kurtul demeyi yeterli görüyor hala çoğunluk. Böyle olmayacağını defalarca gördüğü halde. Yüz yıl içerisinde eğitim sisteminde milim değişiklik de yapılmadı. Hala aynı arkaik ezberci eğitim verilmeye devam ediyor. Demokrasi için yeterli yoğun ve bilinçli bir çoğunluğa erişilmedikçe durumumuz değişmeyecek.

  7. Babacan ve Davutoğlu ayni fikirlerde veya görüşte olmamalarına rağmen ayni partide senelerce birlikte sesiz sedasız kuzu gubi çalışmışlar ve Erdoğan’ın önunde el pençe durmalarına rağmen kapı gösterildiktan sonra ülke nasıl bu halee getirildiğini millete anlatmadan niye kapının önüne konuldiukları hakkında en ufak bir bilgi vermeden, millet enayımı onlara inansın.
    Nasıl olsa yan gelip yatarak kazanmaya alışmışlar.
    Bizdeki Trump 25 senedir TC de popiler olması etrafındakilerinde kendisi gibi olmalarından dolayı.

    Bakın ABD nin Trumpi 4 yılda bitirildi.

    • Nurdan abla sen “ABD nin Trumpi”nı bırak da şu chp mebusu muhti laz a.latif şeneri ne yapacağız onu söyle?
      Korona salgını başladığı gün;
      bu hızla yayılırsa hiçbir iktidar 6 aydan fazla dayanamaz filan diye atıp tutuyordu nooldu?
      Hala bütün hükümetler yerli yerinde duruyor, ha salgından 2 yıl sonra ancak tramp ve merkeli devirebildik, netenyahu ve lübnanı zaten anmaya gerek bile yok…
      Ee, artık salgın da yok, latif abiden yeni müjdeler bekleriz:)

  8. Sayın yazar “Özeleştiri yapmak zorunda bırakılmamak için zamanında yanlışları eleştirme cesareti göstermek gerekiyor.”
    diye bitirmiş yazısını, elhak öyledir, ama yine de tuhaf bir beklenti;
    çünkü yanlışları eleştirmek iktidarın değil muhalefetin işidir, iktidarın işi de doğrusunu yapmaktır…
    Sayın yazarın bu yersiz beklentisine bir sebep de yıllardır hükümetin aynı zamanda muhalefet görevini de yürütüyor olmasıdır:)

    Kendisinin “…kolayca eklenebilecek pek çok başka başlık daha bulunabilir.” dediği listesine bakacak olursak:

    “Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile özlük hakları zedelenen yığınlar var.

    Cezaevleri “Bu kişiler neden orada?” sorusunu sorduran insanlarla dolup taşıyor.
    OTORİTEYE SAYGILI OLUNSUN!

    Ülkenin genç beyinleri, doktorlar, mühendisler, gerçek profesyoneller kapılarını açık tutan başka ülkelere doğru hareket halindeler…
    GİDENLERDEN FAZLA GELEN VAR!”

  9. Hakkımızı aramak iҫin konuṣulması gereken yerde bile ҫoğunlukla susarız.
    Ailede de böyle, siyasette de böyle.

    Geliṣmiṣ demokrasilerde bir defa yalanı yakalanan siyasetҫi affedilmez, biz yüzlerce yalanı duymamıṣ gibi davranırız.

    Demokratik sistemin yürümesi iҫin ilkeli seҫmenin ҫoğunlukta olması lazım, gönül bağı oltasına takılanların değil.

    Hadi kendimizi bugünkü otoriter rejimden kurtardık. Demokrasi anlayıṣımızı geliṣtirmezsek, yarın yenisini seҫmeyeceğimizi kim garanti edebilir.

  10. 120 parti varmış, 4-5 i mecliste.
    Siz iki parti başkanından birsürü şey yapmasını istiyorsunuz.
    İki kişi kurtaracak ise..

  11. Sözün Bittiği An,

    Meral Akşenerle konuşan Teyze özetliyor:

    https://twitter.com/meral_aksener/status/1512082775695929344?cxt=HHwWgMC9xb3R__spAAAA

    Ak partiye kaydını yaptır Oğlun iş başı yapsın

    Meral Akşenerin, Diğer Halk ile röportajlarını izlerseniz

    https://twitter.com/meral_aksener?ref_src=twsrc%5Egoogle%7Ctwcamp%5Eserp%7Ctwgr%5Eauthor

    Bir Tanıdığım var kendisi MHP’li ama Devlet bahçeliyi seğmediğinden İYİ partiye oy veriyor. Bana Telefonla veya başka Türlü kime oy vereceğiniz dediklerinde AKP diyorum Çünkü Evlatlarım Devlet sektöründen atılabilir onun için AKP diyorum dedi.

    “İnsanlar zulmeder Kader adelet eder.”

    Deva ve gelecek partisi AKP içindeyken Biat etmiş gibi Erdoğanı tutuyor yapılan hatalara ses çıkarmadılar Bunun için kaderin sillesini yiyorlar.

    Halk Tevecüh göstermeyecek.

  12. Kusura bakma başaramayacaksınız. Bu memleket her partiye girip çıkan politikacıları çok gördü, şimdi moda yeni parti kurmak, kendini bilen insanlar davasını satan insanlara hiç bir zaman itibar etmemiştir. Fırsatçılar bazen bunlara, karşı olduğu partiye nazire yaparcasına destekler görüntüsü verseler de hiç bir zaman onlara itibar etmemiştir. Eleştiri de hakikatlerden uzaksa yine sağ duyulu insanları ikna edememektedir, Devlet adamları önce Türkiye’yi düşünür, Ak Partisi her zaman bu asil duruşu sergilemiştir. Yapılan darbeleri ve yanlışları suratlarına vurmuş, gerçekleri suratlarına karşı söylemiş, bütün tehditlere rağmen bunları söylemiştir. Ancak devletin menfaatı için bu durum sürdürülemeyecek duruma gelmiş se (barışma teklifi her zaman onlardan gelmiştir.) kararından vazgeçmeden kerhen makul düzeye getirmeye çalışılmıştır. Sizin Cemal Kaşıkçı davası ile olan eleştiriniz kusura bakmayın mantıklı değil, birincisi dünyada Türkiye’den başka buna önem veren ülke yok, ikincisi Türkiye’nin elinde suçlu yok, mahkeme nasıl neticelenecek, bizim yapacak bir şeyimiz kalmadığı için delilleri suçluların ülkesine gönderilerek topu onlara atarak onların vicdanlarına emanet edilmiştir, bu durum aklıselim insanlar tarafından gayet makul olarak karşılanacak ancak Ak Parti düşmanları bunu boşu boşuna her zaman yaptıkları gibi kendileri söyleyecek kendileri dinleyecektir. KIsaca Erdoğan’ı devieremeyeceksiniz.

    • Aslında Recep Tayyip Erdoğan diye biri yok! Senin gibi bir kaç milyon Mustafa’lar bir araya gelince Erdoğan’ı oluşturuyorsunuz.

      • Evet baran bey, “milletin adamı” ne demektir sorusuna en güzel cevabı ve tarifi vermişsin, teşekürler:)

    • Aaah canım kardeşim, Kaşıkçı dosyası konusunda söyledikleriniz taa başından beri belli değil miydi !
      Yani bu katil sürüsünün çoktan uçup gittiğini , bu durumda yapılacak yargılamanın pratikte mümkün olmadığını ve bir sonuç vermeyeceğini Türkiye o zaman bilmiyor muydu !
      Ama suç bizim ülkemizde işlendiği için öyle de olsa devlet bunu bir onur meselesi, bir şeref , haysiyet , adalet meselesi olarak ele aldı ve doğru olarak da gereğini yaptı.
      Şimdi bütün bunlardan vazgeçip dosyayı göndermemizin ne anlama geldiğini nasıl anlayamıyorsunuz !
      Evet, sittinsene de beklesek bir netice vermeyecek olan bu dosya , ya zaman aşımına bırakılır veya bir şekilde rafa kaldırılabilirdi , katil sürüsünün elebaşısına niye teslim ettik !
      Biz dosyayla beraber onurumuzu, inanılırlığımızı, güvenilirliğimizi de teslim ettik ; yaa Mustafa Rıfat Öniz kardeşim !

    • Sizin DAVA dediğiniz Kitabina uydurmak ve ülkeyi soymaksa zaten onların sayesinde zirve yapti.
      Abdullatif Şener gibi çikip “bakın Erdoğan parayı çok seviyor şunu şunu yapti ve Türkiyeyi batıracak” vb vb söyledi yani DAVANIZİ bedava satmak istedi alicisi olmadı. First Lady Gül
      DAVANIZI anlatmak yani ivşa etmek istedi! Eh bir anne için evlattan değerli hiç birşey olmadığı içinde millete anlatmaktan vez geçti.
      Hiç merak etmeyın Bütçe tam takır ve dışardakı dava malzemelerini hallettikten sonra davasının zirvesinde amacina ulaşmış olur.
      AMAAAA elin gavuru bizdeki davaları $$$$$$ fena hallde hallediyor. O zaman üste parada verseler kimseler davanızı falan satamaz.

  13. Ne güzel bir cümle. Geçmişinde kamera kaydı olmayan, alengirli işlere girmemiş, siyasi kandırmacalara aldanmamış, hırsını öfkesini dizginleyebilmiş, dünya malına tamah etmemiş, kimsenin elini eteğini öpmeye sümüklü mendilini yalamaya heves etmemiş..
    İnsan bulmak zor azizim.
    Bulduğun da yüzüzerinden 1000 alsada o bini alıncaya kadar dünyadan kopmuş, gerçeklerden uzak, vatanı milleti inancı en önemlisi dünyayı özümseyememiş, anlayamamış bir çöp torbası çıkıyor karşına bakmışsın🙂

    • Temiz arkadaş,
      “Ne güzel bir cümle.”
      AYNI ECEVİTİ TARİF ETMİŞSİNİZ:)

  14. MHP milletvekili Baki Ersoy , ekonomi iyi gitmiyor eleştirisi yapıyor ve akabinde disipline sevkediliyor. Sn.Vekili bu konuda haklı buluyor ve helal olsun diyorum. Bu arada ben de 30 yılı aşkın süredir MHP ye gönül vermiş ama iktidara gelebilen tek genel başkan olan Sn.Bahçeli döneminde MHP den beklediğim dosdoğru tavırları , değişmeyen adam gibi tavırları göremediğimden bu seçimde bırakın KARARSIZ kalmayı , oy vermeye değecek piyasada siyasetçi olmadığı kanaatine varan bir vatandaşım.Siyasette durum o kadar ciddi. Hepsi halktan uzak . Halka yakın gözüken siyasiler de TİP gibi partilerdeki siyasiler halkın sorunlarına eğiliyor gibi göründüğü halde bölücülük noktasındaki eylemleri bana hiç güven vermiyor. Marjinal sol terör örgütü görüntüsünden öteye geçemedikleri halde halkın dertlerini bir nebze dillendiriyorlar. Babacan ve Davutoğlu maalasef maça 1-0 mağlup başladı. Birisi şahsi meselesinden (Şehir üniversitesi elinden alınması sebebiyle ) siyasete girdi , diğeri ise AKP de yaralı parmağa pansuman yapmayan bir tipken , Sn.AKP genel başkanına saygıda kusur etmeyen bir kişi iken birden celallenen , AKP yi yerden yere vuran ama kendisi konusunda zerre eleştiri yapmayan klasik AKP li şablonundan hala kurtulabilmiş değil. Yıllarca AKP içindeydiniz. Ne oldu da bu noktaya geldiniz noktasında milleti inandırıcı,samimi itiraflarını ben göremedim.Babasının yolunda giden bir Fatih Erbakan’a da siyasi geleneklerinin Türkiyeyi ne hale getirdiğini gördüğümüz AKP sebebiyle yoğurdu üfleyerek bakıyorum. Allah millete sabır versin. Bunca siyasi parti çeşitliliğine rağmen ben hala oy vermeye değecek bir parti bulamadım. Bulan var da ikna edici yazısı olursa okurum.Herkese saygılar.

    • Değerli arkadaşım Allah zihnini açık etsin her daim. Keşke herkes senin gibi sorgulayabilse hem karşıdakini hem kendini🤗
      “Kişi bazında” hesap yapıp ona göre şekil almak! Zeytinyağının destiye konduğunda aldığı şekile dönmek değil midir? Ne farkı var?
      İlkeler üzerinden…
      Vatan millet inanç öğretiler ananeler gelenek görenek örf ve adetler üzerinden ilerleyebilsek..
      Bir kişinin ağzına bakmak yerine “aynı yöne bakan, aynı hedef ve gayede bir araya gelen” kişiler kendilerine bir önder seçse mesajla🙂
      *Yani demem o ki, gittiğimiz yol birinin ardı değil, bizim önümüze kattığımız bir önder olsa!!
      *Ülkeyi ve insanını Musa nın asasıyla denizi ikiye yarıp sonra ortada sallanan demoklesin kılıcı gibi etnisiteyi inancı bilimum marjinaliteyi kullanabilen GÜÇ!!!!
      Bir bertaraf edebilse!….
      (Bak👀 aradın buldun umarım)

    • Musa bey bence size hdp yakışır, zaten yorumunuzda da onlara toz konduramamışsınız, ha gayret!!!

      • 40 yıldır millete kurşun atan PKK nın siyasi ayağına oy vermek ne kadar bana yakışmayacak bir şerefsizlikse , millete bu kadar ihanet yapanlara da oy vermeyi kendime zül sayarım. Sen git kime oy verirsen ver. Herkes hür iradesiyle iister oy kullanır,ister kullanmaz. Burada yazımda herşey açıken ortalığı bulandırman hiç hoş değil H.Gayret bey veya bayan her kimsen. HDP yi meşru bir siyasi parti olarak görmüyorum. Teröre bulaşan siyaset yapamaz.

  15. Yazıdaki tespitler, teşhisler ve eleştiriler çok gerçekçi, isabetli ve tam yerliyerinde ; şahsen benim duygu ve düşüncelerime tam anlamıyla tercüman olmuş .
    A. Davutoğlu , AKP tarihinde en yüksek oy almış bir genel başkan olduğu halde başbakanlık yaparken sebepsiz yere kulağından tutulmuş ve kapının önüne konmuştur , kendisi de ne yazık ki en ufak bir tepki göstermemiş , kuyruğunu kıstırıp sessiz sedasız bir şekilde kenara çekilmiştir.
    İşte A.Davutoğlu o anda bitmiştir ! Şimdi ağzıyla kuş tutsa o yerle bir olan itibarı kolay kolay geri gelmez !
    A.Babacan’ın durumu da genel olarak aynıdır; yıllarca sesini çıkartmadan seyretmiş , neden sonra aklı başına gelmiş , konuşuyor ; geçmiş ola !
    Bütün bunlara rağmen ben yine de bu tecrübeli , dürüst ve iyiniyetli liderlerden ümitliyim !
    İnşallah seçimde son anda bir sıçrama yaparlar .
    Selamlar saygılar

    • Sayın namlu, yazara “şahsen benim duygu ve düşüncelerime tam anlamıyla tercüman olmuş .” diyorsunuz;
      sayın yazarın da zaten tek işi sizin gibilere tercümanlık yapmak ama gördüğünüz gibi nafile:
      “Bütün bunlara rağmen ben yine de bu tecrübeli , dürüst ve iyiniyetli liderlerden ümitliyim !
      İnşallah seçimde son anda bir sıçrama yaparlar .
      Selamlar saygılar”
      BENİM TERCÜMEM DE ŞÖYLE:
      YERSEN YOĞURT İÇERSEN AYRAN!

  16. Kahraman kazanda dayı söyleyeceğini söyledi anladınız niye oy alamayacaklarını.

  17. Akpartisinin vizyonu ve başındaki tek kişinin popülerliği diğer kişileri sönümleştiriyor!
    Gölgesinde kalıyorlar. Yani boynuz kulağı geçemezse.. olayı oluyor🤗
    Çok çalışmaları gerek çook.🙂

  18. Muhalefetin resmi araştırma şirketi olarak görülen Metropoll Araştırma’nın kurucusu Özer Sencar, Rusya-Ukrayna müzakere heyetlerinden sonra Putin ve Zelenski’nin Türkiye’ye getirilmesi halinde Erdoğan’ın rakiplerine çok büyük fark atacağını söylemiş. Ayrıca Kararsızların bir türlü Millet ittifakına yönelmediğini, Oyların Chp ve İyi partiye akmadığı Deva ve Gelecek partisinin umut olarak görülmediğinden yakınıyor. Yönelmeleri için neler yapılacağını anlatıyor, muhaliflere.
    Son günlerde bir panik havasına girdiler.
    6+ Hdp li masa ortaya karışık salata gibi. Kimin ne dediği belli değil. Hepsi ayrı telden çalıyor.
    Muhalefetin elindeki en güçlü koz ekonomik kriz söylemiydi. Herhangi bir proje sunmaya bile gerek duymadan ekonomik kriz tellallığıyla Türkiye’yi devralacaklarını sanıyorlardı. Rusya-Ukrayna savaşı sonrası söz konusu krizin küresel planda olduğu gerçeği görülünce ve Türkiye’nin bu küresel krizi gayet iyi idare ettiği anlaşılmasıyla, dışarıdan baskı, içeriden “ekonomik kriz” vurgusuyla 2023’e doğru Erdoğan’ı devirme hayalleri kurarken, “adam yine kazandı” sendromuna kapılmaya başladılar. Muhalefet şu an büyük bir karamsarlık içinde.
    Chp nin trolleri arasındaki savaş giderek kızışıyor Muhalif görünümlü fonlu troller adaylık için her ankette Kılıçdaroğlu’nun en sonda çıktığını ilan ediyorlar.Bu son anketler biraz da Kılıçdaroğlu’nu aradan çıkarmak için. Çünkü son düzlüğe girildi, muhalefet adayını bugün yarın çıkarmak zorunda.Boşuna uğraşıyorlar. Bir büyükelçinin bir parmak şıkırdısıyla şu aday olacak diye önlerine dosya konulur. Karar verici büyükelçilerin de kafası karışmış durumda.
    Bir başka koldan ise son bir gayretle, Fetönün trol ordusu saldırıyor, Pkk nın trol ordusu saldırıyor. Yorumları 5 e katlamışlar. Her biri bir köşeyi tutmuş. Bir de her akşam kim nereye kaç yorum yapmış, kaç tvit atmış hesap veriyorlarmış ağababalarına. Onların da işi zor her akşam her akşam.

  19. gazetecilerin ve siyasetcilerin bazi meslelerin vatandastadaki karsiliginin ne oldugunu analayamamasini anlamiyorum.
    vatandasa “dokunmyan” dis politika veya genel siyasete ait meselelerin vatandasta karsiligi yok. buna en hasas olunan dis meselelerde dahil. vatadasin bir kismi kemik secmen olarak her sartta partisini korur. bir bolumu sag ve sol blok olarak korur. bu oran toplamda % 30 civarindadir.
    kalan secmen umitlere ve vaatlere oy verir. bu nedenle yeni partilerin yapacagi tek sey vardir. programlarini aciklamak. ve vurgulamak. bunun uzerinden yol almak. bunlar neler oldugunu az cok herkes biliyor. ama ben bunlari yazip kazanmasini istemedigim.partilere fikir vermek istemiyorum.
    gecmisle ugrasmak zaman kaybi ve dusulmesi istenen bir tuzaktir… samimi bir sekilde gecmise ait net bir aciklamadan sonra yoluna devam etmelidir. fazlasina gerek yok.
    “Tencrenin deviremedigi iktidar yoktur. Suleyman Demirel.”

    • Dur yolcu!
      “vatandasa “dokunmyan” dis politika veya genel siyasete ait meselelerin vatandasta karsiligi yok. buna en hasas olunan dis meselelerde dahil.”
      DİYORSUN AMA
      EĞER DAĞDAKİ ÇOBANIN DIŞPOLİTİKAYLA İŞİ OLMAZ DİYORSAN VALLAHİ BOZUŞURUZ!
      TÜRK SEÇMENİ DAHA ZİYADE DIŞPOLİTİKA İLE İLGİLENİYOR HEM DE BİLDİĞİN GİBİ DEĞİL…

  20. Daha görevde iken konuşmayan ve şimdi meydana gelen bütün yanlışlıklarda iştiraki bulunan eski tüfek akapelilerin halen ortalarda görünmeyen karanlıkta göz kırpmak kabilinden nedamet girişimleri maalesef akim kalıyor. Halen süregiden yanlışları, yüksek bir sada ile biz bu hataların, kusurların, sebep olunan zulüm ve günahların, büyük stratejik sığlıkların, siyasi çarkların, umumen bütün menfaat çetelerinin kendimiz trenden atılana veya atlayana kadar tam şuurunda olmasak dahi dolaylı olarak hem hamisi, hem banisi hem de hafizi olduk diyememeleridir. Halbuki parti içinde bilumum ayak oyunları ile İzmir’in dağından gelen avara kasnak oğlanların parti yöneticisi olarak, hem muhtelif gazeteci kılıklı tetikçiler marifeti ile 11. reisicumhur hakkında aleni veya zımnen oluşturdukları istifhamlara yetki ellerinde iken intifadayı başlatmamış olmalarından dolayı bir büyük nedamet getirmeleri gerekmiyor mu? Bütün bu hataların esası bir şahsa sanem misal verilen yersiz ehemmiyettir ki bu konu Bediüzzaman’ın ahir zaman şahısları ile ilgili telif ettiği bir risalesi ile alakalı Afyon mahkemesinde verdiği bir savunma ile bazı mühim şahıslara yersiz ve haddinden fazla muhabbetin nasıl aksülamel ve hatalara sebep verdiğini anlatan kısa ve veciz tespiti ile bitireceğim. “Hakikat ise, müsbet şeyler, haseneler, iyilikler cemaate, orduya tevzi edilir ve menfîler ve tahribat ve kusurlar başa verilir. Çünki bir şeyin vücudu, bütün şeraitin ve erkânının vücudu ile olur ki; kumandan yalnız bir şarttır. Ve o şeyin ademi ve bozulması ise, bir şartın ademi ile ve bir rüknün bozulması ile olur, mahvolur, bozulur. O fenalık başa ve reise verilebilir. İyilikler ve haseneler, ekseriyetle müsbet ve vücudîdir. Başlar sahib çıkamazlar. Fenalıklar ve kusurlar, ademîdir ve tahribîdir. Reisler mes’ul olurlar.” RNK

Yoruma kapalı.