Erdoğan ile Akşener: Eş zamanlı paralel hayatlarla siyaset çizgileri günümüze kadar ulaşıyor

22
Reklam

Her ikisinin de geçmişlerini ve siyasi hayatlarını iyi bildiğim halde, üşenmeyip Tayyip Erdoğan ile Meral Akşener hakkında sağlam bilgiler edinebileceğim bir kaynağa başvurdum.

Oradan biliyorum: Erdoğan ile Akşener’in hayatları birçok noktada paralel geçmiş.

Aynı neslin çocukları bir defa: Erdoğan 1954, Akşener 1956 doğumlu.

Siyasi hayattaki varlıkları en geniş biçimde 1994 yılında duyuluyor. O yıl Erdoğan Refah Partisi’nden İstanbul belediye başkanlığına, Akşener ise Doğru Yol Partisi’nden İzmit belediye başkanlığına aday oluyor. Erdoğan seçimi kazanıyor, Akşener kaybediyor.

İstanbul’a belediye başkanı olan Erdoğan görevini sürdürürken, Akşener ertesi yıl -1995’te- yapılan seçime DYP listesinden katılıp Kocaeli milletvekili oluyor. O seçimde sandıktan birinci parti olarak çıkan Refah Partisi’nin lideri Necmettin Erbakan’ın kurduğu Refahyol hükümetinde içişleri bakanlığı görevini üstleniyor.  

Biri belediye başkanı, diğeri içişleri bakanı…

Onlar bu görevlerdeyken askerler siyasete müdahale ediyorlar ve 28 Şubat süreci (1997) her ikisini de koltuğundan ediyor.

Erdoğan’ın siyasette yeni arayışlara girdiği sonraki dönemde, Akşener de benzer bir arayış içerisinde. Erdoğan cezaevine giriyor ve siyasi yasaklı hale geliyor. Akşener de DYP’den istifa ediyor (4 Temmuz 2001). Her ikisi kurulacak yeni bir partide buluşacak gibiler. Parti’nin kuruluş çalışmalarının ağırlıklı olarak yürütüldüğü Ankara’da, çalışmaların başındaki Abdullah Gül’ün Politik Araştırmalar Merkezi’nin (PAM) müdavimleri arasında Akşener de var.

Reklam

Akşener, Erdoğan ve Gül’ün davetiyle toplanacak kurucularla buluşmak üzere Afyon’a da gidiyor.

Ne oluyorsa oluyor, Akşener, kurucular arasında yer almıyor. Afyon’dan ayrılıyor.

İkna faaliyetleri başarıya ulaşsaydı AK Partili olacak Akşener, oradan ayrılınca MHP’nin kapısını çalıyor ve üç hilalli rozeti takıyor. DYP üyesi olarak girdiği TBMM’de bir dönem hariç -22. Dönem- 20. dönemle 25. dönemler arasında milletvekili olarak yer alıyor.      

Erdoğan da kurulduktan sonra girdiği ilk seçimde -3 Kasım 2002- partisi iktidara ulaşınca genel başkanlığı sürdürüyor, fakat kendisine siyasi yasak konulduğu için milletvekili olamıyor ve başbakanlığı üstlenemiyor.

AK Parti’nin ilk başbakanı Abdullah Gül, CHP’nin o zamanki genel başkanı Deniz Baykal’ın da desteğiyle, Erdoğan’ın Meclis’e girmesini sağlıyor ve başbakanlığı ona devrediyor.

Meral Akşener MHP’deyken, 1994’te Tayyip Erdoğan’ın halk oyuyla başkan seçildiği İstanbul belediye başkanlığına on yıl sonra -2004’te- MHP’den aday oluyor, ancak seçilemiyor. Bir sonraki seçimde -2007- MHP’den milletvekili seçiliyor ve TBMM başkan vekili görevine getiriliyor.

Yine ne oluyorsa oluyor ve kongresinde Devlet Bahçeli’nin karşısına aday olarak çıkmaya hazırlandığı MHP’den ihraç ediliyor Akşener. Zorla topladığı kongre mahkeme kararıyla iptal edildiği gibi, Akşener’in ihraç kararının iptali için açtığı dava da mahkeme tarafından red ediliyor.

MHP içinde başlattığı süreç akamete uğramasaydı, 2016 yılında AK Parti’nin ve Erdoğan’ın karşısına MHP genel başkanı olarak Akşener çıkacaktı.

Reklam

Paralel hayatlar dediğim bu işte.

2016’da MHP liderliği niyeti hayata geçmiyor, ama iki yıl sonra, Akşener’i kurduğu İYİ Parti’nin genel başkanı olarak görüyoruz.

Erdoğan ile bir konuda -parti genel başkanlığı konusunda- gecikmeli de olsa eşit hale geliyor Akşener

Cumhurbaşkanı olması da gerekiyor olmalı ki, birkaç ay önce partisinin genel seçime katılabilmesi için 15 CHP milletvekilini partisine ödünç veren Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘kazanacak aday’ bulma amaçlı gayretlerini boşa çıkartmayı da göze alarak, 2018 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde, kendi adaylık girişimini başlatıyor. 100 bin imza toplayarak aday olmaya hak kazanıyor da…

Seçilebileceği iddiasıyla girdiği seçimde seçilemiyor ama, alabildiği oy %7.29’da kalıyor…

Tayyip Erdoğan kazanıyor o seçimi…

Büyük çapta onun sayesinde…

Paralellik burada bitiyor mu?

Herhalde bitmiyor. Ancak bütün bu süreç boyunca siyasi rakip seçtiği Tayyip Erdoğan da kendisini tanımış oluyor ve onun siyasi hayattaki varlığını sonraki başarılarında da hep kullanıyor.

Kendisi bu durumun farkında mıdır bilemem, fakat Tayyip Erdoğan siyasi hayatta Meral Akşener’in bulunmasından memnun…

En azından bu iki siyasinin 1994 yılından günümüze uzanan hayat çizgileri bana bunu düşündürüyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

22 YORUMLAR

  1. Bahçeli’nin koltuğunu koruyan, Meralin devirmesine müsaade etmeyen RTE, onun sadakatini aldı. Peki Meral hanımın menfaati ne? Neden hep kasaya çalışıyor.

    Diğer liderlere çağrı yapıyor. İttifak yapmayalım. İyi de sana ne diğerlerinden! Sen yoluna bak, nasıl yürümek istiyorsan öyle yürü. Hem “ittifak yapmayalım” de hem de ittifakı çağrıştıran ortak hareket etme temennisi yap.

    Biri de demiş ki, karadenizlidir, hızlı hareket eder (düşünmeden demek istiyor herhalde). ya bu ülkede siyaset ve liderlik bu kadar ucuz mu! Daha, doğru dürüst, “aklı selim” ve “istişare” ile “düşünme kabiliyeti” olmayan insanlar liderlik yapabiliyorlar mı diye sormak isterdim doğrusu. partinin kurulları ne işe yarar merak ediyorum.

  2. RTE moskova ya gidiyor. putin gelmiyor yada gelemiyor. fehmi bey maasallah. dostunuz galiba iddayi kaybetti.

  3. Sayın İMAMOĞLU! Sayın YAVAŞ!
    Herkes sanki bir şey olacakmış gibi 2024 mahalli idareler, yani belediye seçimlerini bekliyor.
    İl Özel İdaresi seçimleri olsa da, odaklanılan belediye başkanlığı ve meclis üyelikleri.
    En odak noktası ise belediye başkanlıkları.
    Odağın da odağı ise, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Şehir Belediyesi başkanlıkları.
    Ayan beyan ortaya çıktı ki, bu AKP’den bir şey olmayacağı gibi, muhalefetten özelde ise
    CHP ve İP’den de bir şey olmayacak.
    Bu gidişle 2024 seçimlerini kazanmanızın imkan ve ihtimali yok.
    Siyasi muhalefet de kaybetmeniz için elinden geleni yapacak. Ve yapma niyetlerini ayan beyan ortaya koydular.
    Ülkemiz 100 yıla denk çeyrek asrını kaybetti.
    Boş yere 2024 seçimlerini beklemeyelim.
    Her saniye “geometrik” çarpanla hasara neden olacak.
    Önümüzdeki 7 ay bu nedenle hesaplanamayacak değerde.
    Bir de boş yere “yenilgi” travması yaşamayınız.
    Sizlere çok çok önemli siyasi bir manevra-hamle
    (şah-mat) tavsiyem var:
    Lütfen bu yazımdaki gerekçeleri detaylandırarak ve deklare ederek İstanbul ve Ankara Büyükşehir Şehir Belediyesi başkanlıklarından
    “iİSTİFA” ediniz.
    Bu sonuçları itibariyle de Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına yakışır birer hamle olacaktır.
    Lütfen!
    Lütfen!
    Lütfen!

  4. aksener karadenizli. karadenizliler hizli davrandiklari icin yanlislarida cok olur. aksener siyasilerle ugrasacagina milletin kendisini dinlesin sahaya insin simdiye %20 yi bulmustu. kurt siyasetciler malesef akseneri harciyorlar… iyi parti merkez sagi doldursa en az %30 oy alir. zaten % 30 oy aldi mi ak parti de cehape de biter… kazanmak isteyen sahaya insin. saha basari getirir gerisi hikaye… Türk milletinin duygusal hafizasi guclu oldugundam kendisine dokunani siyasetciyi unutmaz. siyasiler sizde bunu unutmayin…

    • Dış güçler Türk siyasetinin beynini ele geçirmiş, bütün siyasi partiler tek merkezden yönetiliyor.

      En tuhaf olanı da bütün siyasi partiler böyle inanıyor. Erdoğan’dan Meral Akşener’e kadar bütün siyasetçiler buna inanıyor.(istisnalar kaideyi bozmaz ama ben istisna değilim)

      İnanç böyle olunca bir iç güçler dış güçlere karşı mücadelede hep galip gelen taraf dış güçler oluyor. Meral Akşener siyasete doğru yol partisinde başlarken Amerikan vatandaşı ile evli Tansu Çiler’in ekibine boşuna katılmadı herhalde!

      Türk siyaseti tek bir merkezden yönetiliyor diye o merkeze müdahaleler de tek merkezden olmuyordur galiba!

      “Erdoğan’ın bir bildiği var”dır mutlaka ama onun da gücü bir yere kadar işte. Sonuç itibarıyla bükülen bilek güreşe doymaz!

  5. YAZAR KIZGIN, BÜTÜN ÖNGÖRÜLERİNİN TERS ÇIKMASI SUÇUNU AKŞENERE ATIP KURTULMAK İSTİYOR

    Akşener %7 ile RTE nin yolunu nasıl açmış olsun. Zaten RTE o seçimde %52 oy almıştı. Yani meral %49 da alsa RTE kazanacaktı. Hatta %7 nin büyük bir kısmını akpartiden almıştır. Yani o aday olmasa RTE %55 alırdı.

    Diğer kesişmeler falan filan da falan filan işte. Kiminle karşılaştırsa buna benzer sonuçlar alınır.
    Ayrıca yazar erken saldırıyor, uyarayım bu gibi erken saldırılar durumu daha kötü hale sokar onlar için. Hatırlayın “sifonu çekin” serzenişlerinin kime faydası oldu.
    Kadın ayrı girelim derken işbirliği yapmayalım demiyor. Verin ankara yahut izmiri sizi desteklesin. Ayrı ayrı girmek işbirliğine engel değil. Size bir müjde vereyim MHP de büyük ihtimalle ayrı girecek.
    Neyse bu yazdıklarımdan akşener hakkında olumlu düşündüğüm anlaşılmasın, ben yine kendisini sevmiyorum. yoksa birgün işine geldiği gibi hamle yaptı diye dün kötü dediğime bu gün iyi demem. (?)

  6. sn koru benim gri hücrelerim sizden edindiğim tecrübelerle acaba gerçekten rakiplermi diye düşünmemi öneriyor yoksa!!!

  7. “REKABET DE” KİMİNLE?
    Akşener seçimlere ayrı girme kararının gerekçesi olarak,n “rekabet” ortamı oluşmasını göstermiş.
    Rekabet tabii olarak “rakibe” karşı yapılır.
    Sanki “yeni” bir şey söyleyecekmiş gibi beklenen son konuşmasında, “iktidarı” rakip olarak gördüğüne dair bir “emare” görebilen var mı?
    Bu konuşmada ki en yeni olan, muhalefeti en net şekilde rakip gördüğü ifadeler.
    Evet Akşener umutsuz vak’a değil.
    Biraz daha gayret.
    Olacak bu iş.
    Bahçeli’nin çizgisine az kaldı.
    Kılıçdaroğlu’ndan neyiniz eksik?
    Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın çizgisine gelmişken.

  8. Kılıçdaroğlu Kurmaylarına sakın Akşenere cevap vermiyin Diyor.

  9. Bugün FETO dan bahsetmeyen sadece İYİ parti mi Ya her iste…. verenler bunlar ne olacak .Fetonun siyasi parmağı ne oldu . rahmetli belediye başkanı Topbaş neden görevden alın dı da yargılanmadı .2013 önce si öğretmenler içeri girerken , o dönem öncesi siyasiler neden içerde değiller .bunları da yorumlarınıza eklermisiniz .Bunlar neden bahsedilmiyor.

  10. Akşener Blöf yapıyor?
    Akşener AKP ile beraber olmaz Çünkü kadına iftira atmışlardı.
    Bir Kadın İftiracıları asla Affetmez.

    Geçen Yerel Seçimde Muhalafet %54 almıştı. Bu sefer Ekonomi Buhranla %60-65 alabilirler.
    Ayrı Ayrı parti olarakta girebilirler %35 Olan Ak parti bir ara %28-30 Aralığına Düşmüştü Kararsızları Değiştirerek %35 öyle almıştı Görüştüğüm AKP’li olanlar AKP’ye vermeyecek, Bende dedimki şöyle katmerli maaşınıza Zam yapsa(Genelde Emekli) Bundan iyisi yok der gene oy verirsiniz dedim; Yok dediler bu sefer Kandıramaz dediler. Ortaklarıda partileri olmadığı için AKP’ye oy vermede gevşek davranabilirler; Çünkü Belediyeleride Kıçından, Gaz Çıkarıyor.

    Akşenerde biliyor %9-10 ile kazanılmayacağını Ayrı Ayrı seçime girsede, Tabanı geçen seçimde İl alamadıklarına kızıyor Bazı şehirlerde yine Kılıçdaroğlu ile ortak olacak Masaya Kuvvetli oturmak İstiyor.

  11. Biz sadece birbiriyle kankalar, aynı yolun yolcusular diye biliyorduk😯
    Bunlar aslında kardeş miymiş😂🤣😂
    Demiştim ben size,
    Paralel yürüyeceğin kişilere dikkat edin diye
    Zamanında GAP tırmasaymışlar gızı,
    Bunca tiyatroya bunca zulme maruz da kalmayacakmış halk!
    TÜRKİYE de sağ siyaset ASLA BİRBİRİNİN ARKASINDAN FİLİM ÇEVİRMEZ BİRBİRLERİ ALEYHİNE GERÇEK DÖVÜŞMEZLER.
    ya dirsek atarlar, ya hayvani gövdesi varsa horoz gibi kubarırlar, öbürünün önüne geçer… ama fakat..
    ASLA VE KAT’A BİRBİRİNİ HARCAMAZLAR!
    (Son yıllarda rakip gördükleri yada kanlarıyla beslendiklerini de! harcamıyorlar🤔. Çoktan zımbalarlardı 12 eylülden önce olsa😡)
    (15 Temmuz’da da niye SOFT hareketlerle!… hımmmm!…. Vay beeee!….).

  12. Değişen bir şey yok sadece kaybedilmiş bir seçim var. Akşener de ilkeler ve erdem için değil seçim yenilgisini atlatabilmek için konuşuyor. İttifakın şartları en başından belliydi ve Akşener bu şartlara rağmen ittifakın bir parçası oldu. Belki de süreç içinde söylediği en doğru şey “kumar masası” benzetmesiydi. Akşener de bir kumar oynadı. Eğer seçimi kazansaydı kumarın neticesinde kazanmış olacaktı. Ancak kaybettiler. Akşener de kumarı kaybetti.
    Bugün ise kaybettiğinin bir kısmını geri almak peşinde.
    Gerisi süslü laf ve retorik…

  13. Başbakan olacağım diye ciddi ciddi açıklama yapıyordu. Kılıçdaroğlu’nu desteklerken buldu kendini. Aynı tavrın devam edeceğini düşünüyorum.
    Hadi bu sefer hedef küçülttü diyelim. Sabırlı ve uzun vadeli siyaset yapmaya çalıştığını düşünelim. Seçmene yeni bir alternatif kurmaya çalıştığını farz edelim. Bunun da seçmen nezdinde ne kadar değeri olabilir?
    Akşener şimdiye kadar siyasette yapacağım dediği ne varsa tersini yaptı. Üç günün içinde masa devirerek tarih yazmaya çalışan bir siyasetçiden masaya geri dönen bir kişiliğe dönüştü.
    Aslında Akşener’in o gün siyasi vadesi dolmuştu. Artık kendi seçmeni bile Akşener’e güvenerek bir yola çıkmaz. Aklı başında her gözlemci bunu görür. O nedenle Akşener bir müddet daha profesyonel siyasete devam edecektir ama her şeyin gazı çoktan kaçtı.
    Bu saatten sonra Akşener’in beyanatları dinlenir, üzerine yorum yapılır ve kenara bırakılır. Kimsenin bir ciddiyet atfedeceğini düşünmüyorum.

    • Dersimli kemalde de aynı hastalık var, madam maralda da, konuşurken sürekli sağ ellerinin baş parmak ve işaret parmağını birleştirip yuvarlak yaparak poz veriyorlar, o yuvarlağı üstten üstten habire millete gösteriyorlar, istisnasız tüm resimleri böyledir! Bunlara kim öğretmiştir bilmem ama o yuvarlak anadoluda pek hoş karşılanmaz:) imajınızı yesinler…

  14. Eeee.. yani ne olmuş oluyor şimdi!
    Netice ?
    Hayatları paralel olmus, kesişmiş, sonuç Hatice !
    “He de geç ” !

    • Her kesimden seçmen Erdoğan’da olup da muhalefet aktörlerinde olmayanı görüyor. Mevcut aktörlerin hiçbirisi Erdoğan’ın alternatifi değil.

Yoruma kapalı.