Havada uçuşan hakaretler ve siyaseten yanlış davranışların altında yatan ne ola?

20
Reklam

İktidarın herkesin övmesini beklediği hayata geçirilmiş son projesi ‘1915 Çanakkale Köprüsü’ ile ilgili yeni haberi ilgiyle okudum.

AK Parti’nin en önemli isimlerinden biri, partisinin milletvekili ve yönetim kadrosundan kalabalık bir kafile halinde, Çanakkale’nin Gelibolu ilçesine gitmiş. Giderken yeni köprüden geçmiş iktidar kafilesi. Herhalde köprüye uzaktan bakıp hayranlık ifade etmekle kalmamış, ilçedeki iftar programında da ülkeye kazandırdıkları eserler arasında köprüyü de saymışlar, bu arada AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçiş ücreti için ‘‘200 liracık’’ demesini dillerine dolayanları herhalde eleştirmişlerdir de…

Gazeteler iftar etkinliğinde neler konuşulduğunu aktarmadıkları için yalnızca tahminde bulunabiliyorum.  

Haberin ilginç bölümü şu: İktidar büyükleri programları bitince yeniden yola düzüldüklerinde ‘200 liracık’ ödemeleri gerekecek köprüden geçmek yerine, çok daha ucuz olan geleneksel geçiş aracı feribotu tercih etmişler…

Bir şey fark etmediğini düşünmüşlerdir. Nasıl olsa, köprüden taahhüt edilen sayıda araç geçmediğinde, eksik kalan parayı müteahhitlere hükümet ödemekte. 

Kafilenin köprü yerine feribot tercihi yine de eleştiliyor.

Bundan sonra yaşananlar daha da ilginç. İktidarın önemli ismi köprü dururken neden halkın ucuz diye tercih ettiği feribotu kullandıklarını eleştiren muhalifler için ‘dangalak’ sıfatını uygun görmüş, konuyu bu yönüyle haberleştiren gazetecilerin ‘geri zekalı’ olduklarını bildirmiş…

‘Dangalak’ ve ‘geri zekalı’ türü sıfatlar seçilmiş siyasetçilerin ağzına yakışan ifadeler değil.

Reklam

Ağızlara yakışmayan ifadeler yönetimde bulunan siyasiler tarafından sıkça kullanılmaya başlandı.

En sonuncusunu, bir bakan, yeni kurduğu partinin genel başkanı olarak yaptığı açıklamalarla son günlerde adını sıkça duyduğumuz bir başka siyasetçi için sarf ettiği hakaretamiz sözleri bir televizyon programında peş peşe tekrarladığında şaşkınlıkla karşılamıştık. 

Şu sözleri: 

‘‘Hayvandan aşağı biridir, esfele safilindir. Adam yerine koymam. Soros çocuğudur, Operasyon çocuğudur. İstihbarat elemanı olduğu apaçık bellidir. Haysiyetsiz adam…’’

Parti yöneticisinin ağzından ‘dangalak’ ve ‘geri zekalı’ sıfatları çıkıyor, bakan da yukarıda alıntıladığım sıfatları mitralyöz gibi tekrarlıyor.

Mütehassısların üzerinde durmaları gereken bir durum bu.

Şahsen o konunun mütehassısı değilim ama siyasetten biraz anlarım.

Benzer bir durum Donald Trump başkanken ABD’de de yaşanmıştı.

Reklam

Gazetecilere, muhalifi olan siyasilere, iş dünyasından beğenmediği insanlara ağız dolusu hakaretler edebiliyordu Trump. Hatta, gayet nazik bir ortamda da çözülebilecek bir ihtilaf sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği mektupta da uluslararası ilişkilerde daha önce benzerine hiç rastlanmamış sözler kullanabilmişti.

Amerikalılar sonunda onu başkanlıktan ettiler.

Şimdilerde bizim siyasilerin diline vuran bozulmanın gerisinde ne yatıyor olabilir?

İşlerin kötü gitmesi mi?

Ekonominin iktidarı destekleyen kitlelerin de homurdanmasına yol açacak kadar bozulması mı?

Dış politikada sert dönüşlere başvurulması, daha önce ‘en büyük düşman’ gözüyle bakılan yabancı ülkeler yöneticilerini ‘en büyük dost’ olarak takdim etme noktasına gelinmesi mi?

Araştırma kurumlarının anketlerine de yansıyan iktidar cephesini oluşturan iki partinin oylarındaki gözle görülür hal almış erime mi?

Kısa süre önce 2023 yılı için öngörülmüş iktidar hedeflerinin son zamanlarda 2053’e ertelenmek zorunda kalınması mı?

Hangisi?

Yoksa hepsi birden mi?

Bazılarını eskiden tanıdığım iktidar simalarıyla nadiren de olsa sosyal ortamlarda bulunmam gerekebiliyor. Uzaktan da olsa yüzlerini okuma yoluyla kendilerini değerlendirmeye çalışıyorum. Eskiden her hallerine hakim olduğu görülen kendilerine güvende azalma belirtileri fark edilebiliyor.

Kendilerine değilse de liderlerine güvenleri yine de devam ediyor gibi.

İktidarlarının 2053 ve 2071 yılına kadar devamı için, bütünüyle, partilerinin de lideri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her seçimi kazanmayı getiren siyasi becerisini bu kez de tekrarlayacağı inancına bağlamış görüntüsünü veriyorlar.

‘‘Mutlaka önümüzdeki seçimde de şapkadan çıkartılacak sürprizleri vardır’’ diye düşünüldüğü çok açık.

Cumhurbaşkanlığına kadar çıkmış, son iki cumhurbaşkanlığı seçiminde %50 üzerinde oy alabilmiş, partisinin Meclis çoğunluğunu kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimini altı ay sonra yenilettirdiğinde %49.5 zirvesine taşımış bir lider Tayyip Erdoğan…   

Bir kere daha neden olmasın?

Acaba?

Kuşkumun temelinde, geçmişte en zor badirelerden başarıyla çıkılmasını sağlayan lider ile bugün ülkenin içine düştüğü sıkıntılar konusunda hep yanlış kararlar verdiği görülmekte olan liderin aynı olmadığı düşüncesi yatıyor.

Yanlış kararlar alınmasa ekonomi bugün içine düştüğü sıkıntılara düçar olmazdı.

Ekonomi yolunda olabilseydi dış politikada başvurulan sert dönüşlere ihtiyaç kalmazdı.

Partinin neredeyse varlık sebebi haline dönüşmüş ‘ensar-muhacir’ kavramları eşliğinde yürütülen göçmen politikasından ‘gönüllü geri gönderme’ arzusuna geçiş düşünülmezdi bile.

Lider ya seçmenin nabzını tutma hassasiyetini de kaybettiyse ne olacak?

Sanıyorum iktidar cephesi siyasilerinin ağızlarına bulaşan daha önce pek alışkın olmadığımız türden sıfatlar ile sosyal ortamlarda yüzlerinin düştüğü müşahede edilen parti yönetiminde yer alanların köprü yerine feribot tercihi gibi siyaseten yanlış davranışları onların da içlerinin pek rahat olmadığının dışa vurumu.

Öyleyse daha çok galiz sözler işitecek ve siyaseten yanlış davranışlara tanıklık edeceğiz demektir.

ΩΩΩΩ

Reklam

20 YORUMLAR

  1. Atalarımız “cahil dostdan ise ahil dūşman daha hayırlıdır” lafını tamda bu günler için söylemişler.
    Önceki Cumhur başkanı sayın Gul, 23 yıllık iç siyasi tercübeleri ile birlikte ortadoğu ve Batı ile uyumlu politikalari yani sıra her konuda bilgilerini, ūlke menfaatına olduğunu zannederek birileri için kullandı.
    o birileride keremeti kendinde zannederek űlke yararına çalışan bütün bilim adamlaride dahil burokıratları Gül ile birlikte devre dış bırakarak Ülke zararına fakat kendi menfatları doğrultusunda Adeta geri fitese takılmış tır gibi
    Türkiyeyi içerde beyinleri ile birlikte ezip geçtiği gibi
    dişardada rağbetini sıfırladı.Ülke zararına yapılmış ve yapılan ve devam eden bu olayları sosyal medya ve sn.Koru gibi yazarları sayesinde TC yi ak trollerle birlikte dünyaya rezil etmelerinı MUALESEF hep birlikte izliyoruz.

  2. O BİÇİM MEMLEKET
    Vatandaşımız misafir olarak bulunduğu kış aylarının ekside geçtiği bir bölgemizde köpeklerin saldırısına uğrayınca yerden bir taş alıp kendisini savunmak ister.
    Buzlanma nedeniyle taş ıslanmış yere yapıştığı için vatandaş yerden taşı alamaz.
    Bunun üzerine vatandaşımız şunu söyler:
    “– Burası ne biçim memleket?
    Köpekler serbest, taşlar bağlı.”

  3. Mütehassısların üzerinde durmaları gereken bir durumlar bunlar da olabilir Fehmi bey:
    Sosyal medya twiter gibi mecralarda muhaliflerin volca küfür, hakaret, yalan, iftiraları
    -Kılıçtaroğlunun mecliste el kol hareketleri
    -Mitinglerde a aa aaan aaaannıı gerisi anladınız siz demeleri,
    -Sürekli yalan konuşmaları, onlarca davada mahkum olması, milyonlarca tl ceza ödemesi
    -Chp nin ağı bozuk milletvekilleri..
    -Meral Akşenerin yavşak yavşak kelimeleri, -yancısı Lütfü nün şehit ailesi yakınına bacısını hatırlatması.
    -Sedef Kabaş ın hakaretlerini muhalefetin memnuniyetle karşılaması
    – Ağzı bozuk Hdp milletvekillerinin Diyarbakır annelerine küfürleri,
    -İmamoğlunun basitlikleri
    -Özgür Özel in yalanlarla iftiralarla dolu açıklamaları

    • Fehmi beyin ilgi alanına onlar girmiyor.
      İktidarın yanlışları giriyor.

      Ömrü boyunca herhalde ayasofya nın açılmasını beklemiş biri olarak Fehmi bey .
      İktidaraa yarar diye ona bile sevinemedi .Hatta zaten açıktı aysofya (ayasofyadaki mescit )ne gerek vardı gereksiz ları batılıları kızdırmaya diye de sulandırmayıda ihmal etmedi.

  4. SADRAZAM VE ÜÇ MEKTUP
    Vakti zamanında , görevden azledilen bir sadrazam , kendisinden sonra gelene, yol göstermek ve yardımcı olmak amacıyla ona üç mektup verir,
    – Ne zaman başın sıkışırsa bu mektupları sırayla aç ; kendine çıkış yolu bulursun !
    Uzunca bir süre yolunda giden işler zamanla bozulmaya , her şey ters gitmeye başlayınca sadrazam biraz da merakla birinci mektubu açar,
    – Senden öncekileri kötülemeye ve bol bol vaatlerde bulunmaya başla !
    Bu tavsiyeyi çok yerinde bulan ve beğenen sadrazam , bir süre bu şekilde hareketle durumu idare etmeye muvaffak olsa da kesin bir netice alamaz, işler daha da sarpa sarar !
    Ve nihayet ikinci mektubu açmaya karar verir,
    – Şimdi etrafındakileri kötüle , onlara hakaretler yağdır , suçu onlara at !
    Sadrazam , bunun da pek işe yarayacağına inanmamakla beraber başkaca çaresi olmadığı için mecburen kabul etmek zorunda kalır .
    Bir süre daha durumu oyalasa da , vaziyeti biraz idare etse de çaresiz bir şekilde üçüncü mektuba başvurur,
    – Şimdi artık odanı topla ve sen de üç mektup hazırla !

      • Tamam eski olmasına eski Musa kardeş de yeri ve zamanı gelince de nüktesindeki güzelliği gayet hoş olmuyor mu !
        Teşekkürler, iyi geceler .

  5. -Köprüye bakıp uzaktan fotoğraf çekebilmek için tekneye bineceksin🛥️ jetsiki ye binselerdi ne diyecektin? (Köprüye para vermemek için ..😂)
    -Köprü parası hükümet mi vatandaşın vergisinden mi ödüyor/ ödeniyor bilemedim🤗
    -25 yıl yerine 49 yıl taksit yapılsa ne/nasıl olurdu bunun hesabını ben yapacak olsam! (Niye hem vergi verip hem yönetenlere para ödeyeyim?).
    -bir elli (50) yıl daha aynı parti ve yönetimi ülkeyi yönetiyor yada yönetmeye talip ise!!!?????!!!???
    Vallaa bunu ben düşünmeyeceğim,
    Bir veririm iki veririm sana vergi maaş!
    Üçüncüsünde derim ki:
    Bana ne kadar vekil lazım? 276!!!???
    Yaparım hesabı: 276×24000
    Gerisine niye maaş ödiyeyim ki🤗

    • Bakış bey “-Köprüye bakıp uzaktan fotoğraf çekebilmek için tekneye bineceksin” önerisini bana değil bizim yorumculardan feribot sefası tutkunu Ahmet beye anlatın isterseniz, arabaların arasında egzos dumanıyla çay keyfine bayılır kendisi:)
      Şaka bi yana, köprünün yaya trafiğine ayrılmış şeritini açsalar iyi olur, yaya yolunda en azından bisikletle geçilebilseydi güzel olurdu…

      • Ç.kale köprüsü sanılandan da faideli olacak bir köprü.
        8-10 yıl önce fitili ben ateşlemiştim Çanakkale’de.
        Ve yapıldı sonunda🤗
        Çanakkale için Trakya batı Anadolu hatta İst boğazı için değişik olumlu tarafları olacak yakında
        Fabrikalar köprüden geçen ağır vasıtaların yol güzergahı İst trafiğini rahatlatması yedek geçiş alternatif vs …

  6. 2019 yılı ekim ayında, İstanbul havaalanından yola çıkarak Yavuz Sultan Selim köprüsü ve devamındaki Kuzey Marmara otoyolunu kullanarak İzmit’e kadar seyahat etmiştim.
    Belki şu an için kullanan araç sayısı artmıştır ancak o gün itibari ile yol her iki istikamette de tamamen boş idi.
    Eksiğini milletin kesesinden tamamlıyoruz ve ücretini yüksek buldukları için de vatandaşlarmız geçiş garantili yol ve köprüleri kullanmamayı tercih ediyorlar.
    Hal böyle iken geçiş ücretlerinin optimum bir seviyeye getirilmesi neden düşünülmez aklım almıyor.

  7. Son baş “bakan” Binali, “toy beyi” seçilmiş. Bir Türkmen geleneğiymiş. İsabet olmuş. Toy olduğu konusunda hiç şüphemiz yoktu zaten. Kendi istihbarat şefi telefonlarına çıkmayıp darbeyi de haber vermemişti. Kendisi gitti ama istihbarat şefi hala oturuyor o koltukta.

  8. Üzerinden geçtikten sonra köprüyü bir de feribottan görmek istemiş olamazlar mı?
    Çamlıca camisi, anten kulesi ve diğer boğaz manzarasını görebilmek için marmaraya değil ada vapuru ya da boğaz turu yapan vapura binmeniz gerekebilir, ok?
    Hala bir çamlıca paylaşımı yazısı alamadık sizden, ne iş?
    Ramazan günü ter kokulu spor salonlarında idareten kılınmış gurbet teravihleri anlatıyordunuz da…
    Konfor ve estetik abidesi köprüleri, nezih tapınakları bizlere yakıştıra mıyor musunuz?

  9. Müthiş bir gaz sıkışması yaşıyor ülke. Büyük bir çoğunluk her yönden rahatsız. İktidar tıkaç gibi ülkeyi tıkadı. Her alanda bozukluk, büyük bir rahatsızlık, ağrı, sızı, baş ağrısı. Bu kadar sıkıntının dışa vurumu da böyle oluyor. Ülke her yerinden patlak veriyor. Bu sıkışmayı bitirmek elimizde. Bu yolsuz, beceriksiz, kalitesiz, çağ dışı ve akıl dışı iktidarı en kısa sürede paketleyip Londra mahkemelerine postalamamız gerekiyor. Kendileri adres olarak orayı vermişlerdi. Hepimizin görevi bugünden itibaren bu süreci hızlandırmak, bir an önce paketleyip postalamak bu düşük iktidarı. Herkese kolay gelsin.

Yoruma kapalı.