Hayat bizlere pahalı ama yabancılara Türkiye bedavadan ucuz…

39
Reklam

Yoğun çalışan insanlar için tatil vakti yaklaşıyor; pek çok aile nereye ne zaman gideceğini şimdiden kararlaştırdı, bazılarımız da durumları elvermediği için tatilden vazgeçti. 

Hemen her ülkede Pandemi sonrasında hayat pahalandı ve tatil bütçeleri bu yüzden daraldı. Hesap yapılırken keseye uygun yer arayışı ön planda olacak, bu belli.

Türkiye’nin soğuk-sıcak bakmadan yabancı paranın her cinsine ihtiyacı büyük ve yaklaşan turizm mevsimi bu yüzden önemli. 

Ülkemize en fazla turist gönderen ülkeler sıralamasında hatırı sayılır önemi bulunan Rusya ile Ukrayna’nın savaşta olmaları biraz neşeleri kaçırsa da, sonuçta Batılı ülkelerden gelecek olanlar yine de arayı kapatabilir beklentimiz var.

Bu yıl turizm gelirinin 30 milyar Doları aşması bekleniyor…

Aşar inşallah.

Size bir sorum olacak:

İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da yaşayan biri olsaydınız, tatile çıkma planı yaparken bütçenize uygun yer aradığınızda hangi ülkeyi tercih ederdiniz?

Reklam

Kendi hesabıma ben hiç tereddütsüz Türkiye’yi tercih ederdim.

Tercihimin sebebi, Türkiye’nin yabancılar için bedava denilecek kadar ucuz hale gelmesi olurdu.

Daily Mail gazetesi İngiliz turistlerin ilgi duyduğu bilinen 14 beldedeki belli başlı tüketim maddelerinin fiyatlarını araştırmış. Dün gazetede bu araştırmanın sonucu tablo halinde yer alıyordu.

İngiliz Daily Mail gazetesinde dün yayımlanan tablo..

Filtre kahveden içinde içki de olacağı düşünülmüş üç öğün yemeğe kadar değişik ihtiyaçlar için, Türkiye’den seçilen Marmaris’ten Fransa’nın Nice kentine kadar belli başlı turizm beldelerinde ne kadar para harcamak gerekeceği tabloda yan yana sıralanıyor.

“Türkiye yabancılara bedava” görüşümü doğruluyor bu tablo.

Nice kentini tercih eden turistin -günde 1 bardak filtre kahve, 1 şişe bira, 1 Coca Cola, 1 şişe şarap, 1 kutu güneş yağı ve üç öğün yemek için- 100.22 Sterlin harcaması gerekecekken, aynı turist Marmaris’i tercih etseydi aynı maddeler için harcayacağı rakam yalnızca 24.87 Sterlin olacaktı.

Fransa’da bir gün harcanacak parayla Türkiye’de dört gün geçirebilir bir turist.

Gazete İngiltere’den Türkiye’ye gideceklerin Temmuz ayında uçak ve 7 günlük kahvaltı dahil otel masrafının 297 Sterlin olacağını da haberleştirmiş. 

Reklam

Büyükçe bir havuzu da bulunan Ölü Deniz’deki tertemiz bir otelde -haberde otelin ismi de yer alıyor- tatilini geçirecek İngiliz turist, bir hafta için adam başına yuvarlak hesap 300 Sterlin, temel ihtiyaçları için her gün 25 Sterlin’den 7 gün boyunca 175 Sterlin harcayacak. Yani bir haftalık Ölü Deniz tatili İngiliz turiste 500 Sterlinden ucuza gelecek.

[Dün itibariyle 1 Sterlin 19.87 TL idi. 500 Sterlin 10 bin TL ediyor.]

Aynı turist bir Yunan adasını -mesela Corfu’yu- tercih etseydi, tatili kendisine, uçak ve otel için ödeyeceği 989 Sterline 74.02 Sterlin günlük harcamanın bir haftalık bedeli olan 575 Sterlini de eklediğimizde, Türkiye’den en az üç misli pahalıya gelecekti.   

Herkesin hayat pahalılığından şikayet ettiği Türkiye nasıl oluyor da yabancılar için ‘bedava’ denecek kadar ucuz olabiliyor?

Soru bu.

Aslında bu sorunun cevabını hepimiz biliyoruz: TL’nin değeri düşük ve gelirlerimiz de TL ile olduğu için…

Fert başına yıllık milli geliri 7500 Dolar civarında dolaşan bir ülkenin insanları bir fincan filtre kahve için 0.58 Sterlin (yaklaşık 12 TL) öderken bile zorlanır.

Yunanistan’da Corfu adasına giden turist filtre kahveye 1.33 Sterlin (yaklaşık 27 TL) Nice kentine giden ise 1.49 Sterlin (yaklaşık 30 TL) ödemek zorunda.

Gazetedeki tabloyu gören İngiliz tatilci yönünü ülkemize çevirebilir.

Fransız ve Yunan tatilciler için bile Türkiye ucuzluğu sebebiyle cazip bu yıl.

Peki, bütün yılı beden ve ruh yorgunluğu ile geçirmiş kendi insanımız tatilde ne yapsın?

Dişinden tırnağından artırabilenler bile tatil konusunu bu yıl ertelerse şaşırmam.

Benzin-mazot pahalı, paralı yollar el yakıyor, insanlar bırakın tatil beldelerine gitmeyi köylerine gitme konusunda bile tereddütlü.

Geçen akşam televizyonda İstanbul’da yaşayan bir Rizeli yakınarak her yıl gittiği köyüne bu yıl gidemeyeceğini anlatıyordu.

Pahalılık sebebiyle.

MetroPoll araştırma firması geçen ay insanlara “Sizce mevcut ekonomik sorunlardan en çok kim sorumlu” sorusunu yöneltmiş. Soruya “Dış güçler” (%23.8) ve “Muhalefet” (%7.5) cevabını verenler de çıkmış çıkmasına ama en kalabalık grubu “İktidar sorumlu” (%62.5) diyenler teşkil ediyor.

Ben “Dış güçler” ve “Muhalefet” diyenleri ‘şakacı insanlar’ olarak görüyorum.

En şakacı grup oyunu AK Parti’ye vereceğini söyleyenler: (‘Dış güçler’: %49.3 ve ‘Muhalefet’: 16.5)…

Ancak en dikkat çeken nokta iktidar cephesini oluşturan AK Parti (%25.8) ve MHP (29.5) seçmenleri içerisinden “Sorumlu olan iktidar” diyenlerin oranı. 

Merkez Bankası başkanı veya Hazine bakanı yurtdışında kazandıkları gelirlerinin yarıya yakınını bozdurma yükümlülüğünü zaten yerine getirmekte olan şirketlerin yöneticilerine “Ne olur, yabancı para kazançlarınızın geri kalanını da bozdurun” diye başvuracak değil ya; ülkenin yabancı paraya ihtiyacı var ve bu yaz turist sayısını artırmaktan başka çare yok.

Ülkemiz biraz da bu yüzden yabancılara bedava denilecek ucuzlukta.

ΩΩΩΩ

Reklam

39 YORUMLAR

  1. Turizmi artıralım diyoruz ama Türkiye’ye yasal yollardan girmek öyle kolay değil. Aşılanmamış yolcuların basılı veya elektronik formatta negatif bir COVID-19 test sonucu belgesine sahip olmaları gerekmektedir. Test, varıştan en fazla 72 saat önce yaptırılmış bir PCR testi veya Türkiye’ye varıştan en fazla 48 saat önce yaptırılmış bir hızlı antijen testi olabilir.

  2. (3)

    BATI dine takmadı!
    Kliseye tapmadı!
    İlham aldı çalıştı,
    Çalışmaktan sapmadı!…

    “Din afyon”dur diyenler,
    Büyük laflar edenler,
    Smirnoff mahkumları!
    Baş aşağa gidenler!..

    • (4)
      ….
      Din’in “halis”i bizde,
      En son banisi bizde!
      İlham almak ne güne,
      Miskin tekkesi bizde!

      Göremedi “Paşa”mız,
      Ulusal mimarımız!
      Kapatmak kolay işti,
      Felç oldu imanımız!
      ….

  3. (1)
    ….
    Komunist sistem battı,
    Gorbaçov havlu attı!
    Yeni yetme Putin’in,
    Buna kafası attı!

    Rus yoldaşın söylemi,
    “Din afyondur” öyle mi?
    O kadar cüretkarlık!
    Salaklığın alemi!…
    ….

    • (2)

      Din denince orda dur!
      Ucu Allah’ı bulur,
      İnsan değiştirse de,
      Din’in sahibi O’dur!
      ….
      Hesabını soracak,
      Müthiş bir gün olacak,
      İblise çalışanlar!
      Binbir pişman olacak!…
      ….

  4. “Hasan Günay
    22 Mayıs 2022 At 07:27
    Bu yıl beklenen 30 milyar dolar turizm gelirini iki katına, yaklaşık 60 milyar dolara çıkarmak işten bile değil! Turizme hizmet veren işletmeler -yabancı turistlere-tariflerine yüzde 50 zam yaparak bunu fevkalade başarabilirler.”

    NURDAN ABLA DA HAKLI OLARAK SORMUŞ:
    “Hasan bey! Benmi yalníş anladım?
    Ben 50 TL ye yediğim yemeyi Turist 75 TL mi õdesin?
    Bu bir úşkağatcılík olmiyormu?”

    “Ender
    22 Mayıs 2022 At 16:08
    Turizm ile kalkınan bir ülke yok.

    Turiste yüzde 50 zam yapalım demek, enflasyonu yüzde 50 daha artırmak demek.”

    Sn.ender ARKADAŞ İSE NURDAN ABLANIN GAYET YERİNDE İTİRAZINA KILIF BULMAYA ÇALIŞMIŞ AMA NAFİLE…
    TURİST KAZIKLAMAK NASIL OLUYORMUŞ BİLMEYENLER ALMANYAYA GİTSİN, BEN GİTTİM:)

  5. Geç okuyabildiğim dünkü yazı konusunda…

    İnternette her türlü bilgi ve resim var: Görünüşe göre, arkada orta tarafta en uzun boylu sakallı Başbakan Denys Shmyhal, onun önünde bulunan da hazine bakanı Sergii Marchenko olmalı. Madalyonun bu yüzünde onlar da gülüyor/gülümsüyor. Madolyonun bir başka yüzünde içleri kan ağlarken gülemezler tabii. Bu karade gülümsemeleri dünyanın en güçlüleri ve, dünya nüfusunun aklı eren/vicdan sahibi kesimi arasında anket yapılsa %80’inin desteklemesi ve onlara yapılan haksızlığı anlamasının işareti. Her fotoğrafçı eserinin pozitif görünmesini çalışır.

    Putin yaşlandı artık (halk arasındaki bir tabirle, kır-eşşek yaş grubunda). Mezara girmeden önce tarihe ismini yazdırmadan gitse içi rahat etmeyecek kadar da ruh hastası. Belki Kovid dolayısıyla belki biraz da karısından ayrıldığı için kendini yalnız hissederken bir rivayete göre yardımına koşan onu teselli eden komunist eskisi yaşlı generaller oldu. Ona gaz verenler bunlardı. Putin de bu gaza müsait biriydi. Dini afyon kabul eden ve doktrin olarak benimseyen Komunizm iflas etmek zorundaydı. Hataları olmuş olsa da karşı kamp (BATI yakası) tam aksine zenginliğine zenginlik katmasını bilebildi. Bu zenginlikte sömürünün hiç rolü yoktur demiyorum. Aynısını ele geçirdikleri komşularına Ruslar da yaptı. Zenginliğin ana sebebi Bilim-Teknolojinin süratle geliştirilmesi kaynakların çoğunun seri üretime yüklenmesi. Rusya insanların diniyle uğraşmak gibi küçük işlerle uğraşırken küçük kaldı. Yasakçı ve baskı rejimi olarak kendini geliştiremedi. Sonunda Gorbaçov havlu attı. Arkadan bunu hazmedemeyenler yeni yetme komunist Putin’i keşfetti. Putin’in de yaptığı ortada.

    • Nihai analizde her savaşın bir haklı ve bir de haksız tarafı vardır. Bu savaş dünyayı Covid kadar sarsan ve uzun vadede dünya kamuoyunu/sade vatandaşlarını olumsuz olarak etkileyecek bir beladır. Putin bir süre sonra mezara giderken Rusyanın ve Dünyanın başına büyük bela getiren adam olarak tarihe geçecektir. Neymiş! NATO niye yaklaşıyormuş? Zoraki olmuyor bu. Komşularına komunizmle zulmeden sendin. İnsanlar senden kaçmak için güvende hissettikleri yerlere giderler. NATO’ya girmek isteyen onlar. Bir karış boyunla sebep olan sensin! Batı’nın gelişmişliğinden yararlanmağa Ukrayna kadar Rusya’nın da ihtiyacı var! Yabancı sermaye Rusyayı terketmekte. Rusya Dünya’ya güven veren bir başka lider çıkarasaya kadar bu trend devam edecek. Putin’in Rusya’yı uğrattığı ahlaki ve ekonomik kayıp çok büyük.

      Türkiye’nin NATO’ya girmek isteyen Finlandiya ve İsveç’e takoz olması vahim bir hata olur. Ancak, kendine AB(D)ce yapılan haksızlıkları yapabildiği kadar pazarlık konusu yapması da hakkıdır. Yeterli üretken bir güce ulaşamayan bir TR’nin NATO’dan çık(artıl)ması en fazla Yunanistan’ın ve sonra da Ermenistanın işine gelir…

  6. NEDEN ALAMIYOR BİLİYOR MUSUNUZ?
    “–Fakir neden fakirdir biliyor musunuz ?
    – Çalmasını bilmediği için fakirdir.”
    Demek ki neymiş?
    Çalmazsan fakirlik bir “kader”imiş.
    Fakirlikten kurtulmanın yolu namusunla çalışıp, üretmek değilmiş.
    Fakirlikten kurtulmanın “tek yolu çalmak “imiş.
    Demek ki,
    Hayat pahalılığı yok imiş.
    Hırsızlık konusunda yeteneksizlik, işbilmezlik varmış.
    “–Neden alamıyor biliyor munuz?
    – Çalmadığı için, hırızlık yapmadığı için”

  7. “bir Rizeli yakınarak her yıl gittiği köyüne bu yıl gidemeyeceğini anlatıyordu.”

    bir de su haberi okuyalim :
    ” bir haftalık yolcu bilgisi ortaya çıktı.Buna göre Rize-Artvin Havalimanı’nı 8 bin 750 yolcu kullandı.”

    herkesin her zaman tatile gittigi bir ulke henuz duymadim
    ama ne ogreniyoruz burdan ?
    yazarin ornek verdigi o bir kisi neticede geneli yansitmiyormus..

    🙂

  8. 1 kölenin sahibine yıllık gideri en az 8,000 dolara mal olur.
    Bu durumda ülke halkı sadece baş hírsızlara kölelik etmiyor. Onların sayesinde
    “Haçlılara’da” kölelik ediyor.

    AKP 2002 de ihtıdar’a geldiğin’de içeride halk ile díşarda dış güçleri ile uyumlu ve barış içinde çalışmaya başladí.

    Gül başbakanlık koltuğunu Vatan sever Erdoğan’a devretti ve kendisi başbakan yardımcısı ve Dışişleri bakaní oldu. Ali Babacan ekonomiden sorumlu devlet bakaní “DIŞ GÚÇLERIN” yetiştirdiği Kemal devrişin 10 yıllık “EKONOMİ” plani’nın harfi harfine uygulayan “VATAN HAİNLERİ” Gül Dışarda Arap alemi, Haçlılar ve diğerleri bútün dúnyayí Türkiye dostu yaptí ve itibaríní en úst dúzeye çíkarttí.(bu arada hani şu ankí TC zindanlarında çúrümeye terk edilmiş beyinler,’de díşardakí lobileri ile Dış güçleri TC hayran bıraktırdı.

    2010 da Ekonomi yazarları Türkiye’nin Kemal Devrişın planı gibi 2.bi ekenomi planına ihtiyacı var eğer bu plan yapılmazsa ekonomi batar diye uyarí yazílar yazıyordu’lar.

    Vatan perverlik buna denir! Halkı köle yap kendin bir yüzúkle gel ailece ve súlalece Dünyanín en zenginleri den biri ol.

    Not: merak ediyorum! Peki Neyi?
    Okuyup’da anlama’yan trollerın
    Durumunu.

  9. Turizm ile kalkınan bir ülke yok. Ancak günü kurtarıyoruz. Üç dolar ordan 5 dolar buradan. Üstelik ülkenin denizleri pislik içinde kalıyor. Özellikle bizim gibi altyapısı bozuk ülkelerde. İstanbul’un ve bu iktidarın pisliği müsilaj yaptı, koskoca Marmara kustu ve kusuyor hala. Bunu görmezden geliyor herkes. Kulağının üstüne yatıyor ve bön bön bakıyor.

    Ülkeyi kalkındırmak için turizmden ve betondan başka bir projesi, planı, fikri de yok bu laz uşaklarının. Laz mütaahitlerle buraya kadar. Hala bu beceriksiz, yeteneksiz, yolsuz iktidarla gitmeye ısrar ediyorsanız, böyle sürünmeye devam edeceksiniz.

    Ülkeyi kalkındıracak politikalara ihtiyaç var. Bunun için de tek ihtiyacımız demokrasi, şeffaflık, denetlenebilirlik, liyakat ve sadakat. Bunlar olduğu zaman ülkeye hizmet edecekler de ortaya çıkar zaten. Din bezirganlarından, milliyetçi borazanlardan, sefil siyaset pazarlamacılarından kurtulmadıkça, akla ve bilime dönmedikçe bu çukurdan çıkamayacağız.

  10. Bazılarının derdi günü yeme içme hesabı yapmak, ekmede biçmede yoklar ama,
    tek bildikleri ise yapılan edilen mega projelere sövüp saymak, sonra da hazıra konmak, utanmadan aynı hizmetlerden faydalanmak!

    “Bir küçük dünyam var içimde benim
    Mihnetim ziynetim bana kafidir
    Görenler dar görür geniştir bana
    Sohbetim ülfetim bana kafidir

    İstemem dünyanın saltanatını
    Süslü giyimini Arap atını
    Bilirsem Türklüğüm var kıymetini
    Vatanım milletim bana kafidir

    İsterdim hayatta düşmanla savaş
    Milletime kurban olaydı bu baş
    Nasip değil imiş şehitlik kardaş
    İmanim niyetim bana kafidir

    Dünya geniş olsun ister dar olsun
    Yeter ki kalbimde iman var olsun
    Her zaman milletim bahtiyar olsun
    Rütbemle mesnedim bana kafidir

    İçimde beslerim bir büyük ordu
    Çiğnesin düşmanı yükseltsin yurdu
    Azmi zihniyeti Veysel’in derdi
    İşte bu niyetim bana kafidir”

  11. Yurtdıṣında yaṣayan ve ҫok zaman karavanla yollarda olan birisi olarak bir noktaya daha değinmek istiyorum.

    Karavanlı gezilerimizde ҫok sayıda Avrupa ülkesinde en fazla haftada bir defa lokantaya gider yemeklerimizi ҫoğunlukla karavanda hazırlarız.

    Türkiye gezilerimizde durumun farklı olduğunu eṣim kısa zamanda farkeder. Türkiye’de karavanda hazırlanan yemeğin mal oluṣ fiyatı ile lokanta fiyatları arasında ҫok fazla bir fark yok. Bu nedenle Türkiye’de hemen hergün eṣimle lokantaya gideriz. Esnafın gittiği, ҫevre yemeklerini yapan lokantaları tercih ederiz.

    Ucuzluğun büyük nedeni Türkiye’de el emeğinin ҫok düṣük olması.

    Ucuz el emeği maaṣlı insanların yaṣam ṣartlarını zorlaṣtırıyor.

    Almanya’da berberde bir erkek saç traṣı 15-30 €, bir kilo kıyma ise marketlerde 13 € civarında.

    Örnekleri ҫoğaltmak mümkün.

    Yabancı yatırımcıyı ekonomisi geliṣmiṣ ülkelerde ҫok istiyor ama, bunu ҫalısan insanların ücretlerini düṣük tutarak yapmıyorlar.

  12. türk insanının tatil neyine?
    bırak yurt dışına gitmeyi, yurt içinde tatil yapmak neyine.
    dolar olmuş 16+ bu gidişle 20+ potansiyeline koşuyor. malum bizim gibi ülkelerde hayatın akışını dolar belirliyor. millet bırak iyi et almayı, kıyma bile alamıyor, hatta raşitik tavuk dahi alamaz olmuş ta tatile mi çıkabilecek,
    zaten ne işi var, otursun evinde, tespih çeksin
    ya sabır mesela.

    türk insanının arabayla şöööle bir hafta sonu pikniğe gitmek de neyine.
    benzini dünyada en pahalı kullanan milletlerden biriyiz, bazı açıkgöz ve süper zekiler hemen litre fiyatı kıyasa gidiyorlar, zavallılığına saz arkadaşı alman, italyan arıyor. askeri ücrete kıyasla bakalım, ucuzluk, pahalılık görece kavramlar değil mi? satın alma gücüne göre belirlenebilir değil mi?
    millet 50 tl, 100 tl benzin alıyor, nereye gidilebilinir o kadar benzinle acaba?
    mahalle turu ancak,
    arka sokaktan dönsün mesela

    türk insanının teknolojiye ucuza ulaşmak neyine.
    başkalarının bir aylık çalışması karşılığı aldığı bir ürünü türk insanı 12+ ayda alabildiği gerçeği var, bazı açıkgöz ve çok zekiler gibi ilkel kabilelerle kıyaslamazsan tabii…
    hemi otursun evinde, tv izlesin,
    diriliş, kuruluş mesela.

    türk insanı ayı nasıl geçireceğini düşünsün efendim,
    bu ay neden fedakarlık edeceğine kafa yorsun değil mi ama.
    hatta müsaitse fazla fazla “ihtiyaç feragat listeleri” hazırlasın,
    sırada zeytin olabilir mesela…

    olan hayır-mış ya, türk insanı ne kadar sevinse yeridir.
    fakirler cennete gidecekmişler ya, mutluluktan uçsa yeridir.
    sizi soyup, soğana çeviren dış güçler naapsa hayır oluyor demek
    sütünü, peynirini alamayacak hale gelip, zillet içinde yaşayıp cennete gitmenize vesile oldukları için onlara hayırdua etmek yerine ne bileniyorsunuz madem sonra nankörlükle suçlanınca ne alınıyorsunuz değil mi ama? cennetin kapısında neden kerizlendiniz diye kimsenin soru soracak halleri yok herhalde. kıstas belli, madem fakirsiniz, geçin içeri demeyecekler mi
    köşkler, yeşillikler, ziyafetler
    beylere huriler, hatunlara gılmanlar ve daha neler neler bekliyor olmayacak mı?
    öyleyseeee
    pamuk eller sandığa…
    siyasal islamcı kardeşlerinize karşılık beklemeden oy vermeye devam edin.
    seçim öncesi iki kuruş ekstra-lar falan istemeyin,
    zam beklentisine girmeyin,
    unutmayın, ne kadar fakir o kadar iyi,
    dünyada zillet, ahirette neler neler…
    tatil isteyip cennetinizi kaybetmeyin,
    aklınızın hakkını verin…

      • parasının pul olması ağır gelmemiş bir millete,
        sözün ağır geldiği nerede görülmüş Ahmet+hocam???

        • Didem hanım 1doları esas alıyorsanız, kaç özbekistan somu ediyormuş buraya onu da bi yazarsanız iyi olur?

          • venezuela bolivarı sorsaydın daha doğru
            principe dobrası daha havalı olurdu,
            özbekistan somu fazla sıradan olmuş,
            daha zengin mi düşünsen diyorum…

    • Didem hanım “millet 50 tl, 100 tl benzin alıyor, nereye gidilebilinir o kadar benzinle acaba?” diye soruyor;
      istanbuldaysanız şöyle bi dışarı çıkıp yollara, caddelere bakın, ne görüyorsunuz, bir arabalık olsun etrafta boş yer var mı?
      Şimdi de hızlı tren veya uçak bileti almak için telefona sarılın, boş yer bulursanız bana da haber verin, ok?

  13. Kimse kimseye eyvallah etmezdi.
    Bazılarına göre ise çöpleri toplayacak, camları silecek, bulaşıkları yıkayacak kimse bulunamayacaktı! arabasının şofürlüğünü kendi yapmak zorunda kalacak, doğurduğu zavallının poposunu uzun tırnakları nedeniyle…
    Yurt dışından kimse gelmesin diye duvar örmek! Nasıl bir duygu bırakıyor insanlarda?
    Yada dedesinin topraklarından çıkarılıp getto duvarı ile sur dışına kovulmak!?!?
    Hiç muhacir girmese bir ülkeye kaça almak zorunda kalırsın elli telelik😊 tişörtü bir düşünsene? Belki asgari ücret olur onbin₺.
    Koyunları güdersin dronla artık belkide 🤗
    ÇbnMaaşı 20bin, et 3bin, süt litresi elli₺
    E eeee ne değişti sizce?
    Son söz: işi ehline vermek, ona güven 😊.
    İşte budur mesele.

  14. Türkiye yabancı karavancılar tarafından ҫok sevilen bir ülke.
    Yabancı karavan forumları Türkiye’yi ҫok güzel tanıtan gezi anılarıyla dolu.
    Türkiye’yi ҫoğumuzdan daha iyi tanıyan binlerce yabancı karavancı var.

    10 binlerce yabancı emekli karavancı kıṣ aylarını Türkiye’de geҫirebilir. Bunun iҫin mevzuatı değiṣtirerek karavancı emeklilerin uzun süre araҫlarıyla Türkiye’de kalabilmelerini kolaylaṣtırmak lazım. Böylece turistlerin en az geldiği kıṣ aylarında bir ҫok esnafa devamlı gelir sağlanmıṣ olur.
    Bunlar kısa zamanda yapılabilecek iṣler.

    Vakit geҫirmeden yetkili makamlara konuyu tanıyan liyakatli inasanlar getirilsin.

    Bu linki okuyarak iṣe baṣlayabilirler. Almancası olmayanlar Google‘den yardım alabilir.
    https://www.pincamp.de/magazin/inspiration/camper-stories/ueberwintern-suedspanien

  15. KİRAM ŞU AN 1500 TL
    Evvelki gün karşılaştığım emekli arkadaşım şunu söyledi:
    “–Kiram şu an 1500 TL, bugün çıksam aynı eve 3.000 TL den aşağı giremem” dedi.
    Ayrıca”Uzun süredir ayda sadece bir(1) kilo et alabiliyordum. Geçen gün kilosunu 170 TL ye aldım. Bundan sonra ne yapacağım bilemiyorum”dedi.
    Arkadaşımın maaşı 3.000 TL

    • Caponlar yıllardır tek odada (hatta barakada) maaile yaşıyor.
      Güney amrknyada çinko ile çevrili tenekelerde duruyor.
      Yönetenleri, et bulamıyorsanız hmburgır yiyiniz deyu akıl veriyordur herhalde😯.
      Bizde şunun şurasında,
      4+1’ler, villalar, havuzlu siteler yapılıyor yıllar geçsede ve henüz geçemedik 1+1 ‘lere her nedense? (Çok zenginiz heralde).
      Dedem sana dese çık otur 1+1 de(olsa🤗)!
      Der misin “he”?
      Eyt’li olduk uzun bir süre bizde, demediler ki kademeli olsun, herkes azda olsa maaş alsınn..
      Demediler! İşte.
      Yıllarca deden ile komşu teyzem aynı işi yapmış olabilirler mi acaba da!
      Sordun mu yada birisi araştırdı mı;
      “Eşit iş eşit ücret acaba ne?”
      Tasarruf!?!? (Bes)
      Birikim!?!?
      Ye babam ye
      İyi de sonuçta bu eşitlik nasıl sağlanacak?
      Sağlamak mümkün mü?
      Eşitsizliği gidermenin çaresi kimde? Nerde?

  16. Muhalefet geçen sene harcadığı için yalan rüzgarlarını bu sene zorlanıyor. Mesela en son Sadat yalanına alıcı bulamadı.
    “Ağam bu sene eğlenemiyir”.
    Fehmi bey erken seçim erken seçim dedi son 3 senedir ama bir türlü öngörüsü tutmadı. Olsun fikir yürütmek yine de iyidir.
    Biden bu sefer darbeyle değil demokratik yollarla muhalefete destek vereceğiz dedi ama Conilere güven olmaz onlar alttan alttan bütün alternatifleri gözden geçiriyordur. Artık Sağ-sol çatışması yapamazlar, Kürt-Türk ayrımı da yemez, Alevi-sünni hiç yemez, Laik-Şeriat da bitti geriye belki Mülteci göçmen kışkırtması olabilir. Uzantıları bu olayı kaşıyor biraz. Bu yaz bunun üzerinde duracaklar gibi duruyor. Ümit özdağ işaret fişeğini yakmaya çalıştı. Yazın sahillerde bol bol afgan suriyeli sahte taciz olaylarını duyabiliriz.
    Bence geriye dolaylı yollar kalıyor, iktidarın yumuşak karnı ekonomi. Youtubedaki sahte yorumcular doları 50 tl bile yaptılar şu an. Onların güvenirliliği kalmadı. Son 3 senedir o kadar yalan sıktılarki kimse güvenmiyor.
    Meral Akşener desen şu sıralar Sultan Abdulhamitle uğraşıyor. İstibdat istibdat diye günlerini geçiriyor. Kendi ayağına sıkmakla meşgül.
    Bir türlü kararsızları ele geçiremediler. Bugünlerde 6 masa Millet itifakı gibi değil 6 lı Nato ittifaki gibi davranıyor. İsveç ve Finlandiyanın pkk ve fetö sahiplenmesine gıkını çıkaramıyor. Bu konu hakkında yorum bile yapamıyorlar. Çok acı durumları. Abilerini ürkütmekten mi korkuyorlar bilinmez.
    Şu anda tıkandılar. Eee çok yalan söylemenin bir faturası olacak tabi. Canı sıkılan Yalan söyleyen çoban gibi durumları. Halkın güvenini yitirdin, ne söylesen bundan sonra boş. Çok fazla algı yapmak da ters tepiyormuş, bunu da sayelerinde öğrendik. Onların bundan sonraki argümanları trafodaki kedi.

    • sayin fatih ekonimimiz cok iyi… birazda ekonomiyi anlatsaydiniz. odenemeyen faturalar 170 tl olan et fiyatlari. ac yatan garibanlar… hic mi hic gundeminizde yok. hep aksener hep muhalefet. vazifeniz buysa acik acik yazin bi daha size yorum yazmayalim…

      • Yolcu kardeş, sen millet itifakını destekliyorsun ben cumhur ittifakını. Sen Cumhurun açığını bulup yazıyorsun ben de millet ittifakının açığını bulup yazıyorum. Olay sadece bu.
        Bol bol cumhurun eksiğini bul yaz, kim karışır. Veya ben de millet ittifakının eksiğini bulup yazsam kim karışır. Olayı kişileştirmeden herkes istediğini yazdıktan sonra mesele yok kardeşim. Eyvallah.

      • Dur yolcu!
        Fatih beyin paylaşımlarında gerçekdışı bir beyanı yok, hepsi de doğru;
        yazılanların nesine itiraz ediyorsunuz, biraz açar mısınız?

  17. Her önüme gelen ve hayat pahalılığından şikayet edene bunları göndermezseniz daha iyi günleriniz diyorum. Hemde öyle gönderin ki ‘basu badel mevte’ kadar bir daha siyasal islamcıların esamesi okunmasın diye de atılacak sillenin dozunu dahi belirtiyorum. Beyhude gayretli efsunlu lazlar ile trollere söyleyecek sözüm yok he deyip geçiyorum.

      • kiskancliktan mercedes biniyorlar.
        almanlar yaptigi otomobil ile bazi turkler aldigi alman mercedesi ile ovunur. nasil bir kiskanclik ama. catlasinlar….😂😂😂😂😂

        • Yerli ve milli markamız togg kıskanılmayacak gibi de değil ama,
          fabrika deneme üretimine başlamış bile!

  18. Bu yıl beklenen 30 milyar dolar turizm gelirini iki katına, yaklaşık 60 milyar dolara çıkarmak işten bile değil! Turizme hizmet veren işletmeler -yabancı turistlere-tariflerine yüzde 50 zam yaparak bunu fevkalade başarabilirler. Bu durumda dahi diğer turizm ülkelerine karşı yüzde elli ucuza gelir ülkemiz. Dile kolay, 30 milyar dolar az-buz bir miktar değil. Bu miktarın 3′ te birini hatta 6’da birini elde etmek için ne swap anlaşmalarına imza atıldı…

    Hem ülkemizde a’dan z’ye -iç tüketim için-her ürüne, gün aşırı değil günü birlik, hatta gün içerisinde bir kaç kez zam yapılırken paraya çok sıkışık olduğumuz bu demde bir kere, sadece bir kerecik turizm işletmelerinin ürün/hizmetlerine yüzde 50 zam yapılsa, diğer turizm ülkelerine karşı yine de yarı yarıya ucuz olan ülkemize turist gelmeyecek mi? Gelir gelir.

    Yerli tüketime el yakan fiyatlar, turizm
    -ihracat malları çin de- hala ucuz tutuluyor ise bunun altında bir Çapanoğlu hesabı yatar…

    Şöyledir; iç tüketimi kısıp olanca haliyle ihracat ve turizm gelirlerini artırarak döviz geliri elde etmek. Ama bu, hem ihraç ürünleri hem de turizm hizmetleri için çok ucuza tutularak gerçekleştirilemez ki.

    Çapanoğlu hesabı dediğim, ya hükümete yakın olanların çıkarına tutuluyor bu hesap, ya da, hükümeti seçime yakın, zamlarla, aşırı hayat pahalılığı ile halkın/seçmenin gözünden daha da düşürmek için hükümete galip çevrelerce yapılan bir hesap. Siyaset mühendisliği üreten çevrelerce…

    Bu çevre içerisinde, hükümete resmi, gayr-ı resmi ortak olanlar da var mıdır? Vardır zahir!

    Artık bu tabloyu bu ülke ve bu ülkenin insanları daha fazla kaldıramaz, kaldıramıyor. Tahammül edilemez sınıra erişildiğinde, herhengi bir “rest çekecek” bir kişi/ler bir babayiğit (!) bulunur bu ülkede her daim.

    Bulunur bulunmasına da -belki de hazırdır- lakin, ne mevcut cumhurbaşkanlığı sistemini yürütebilecek ne de güçlendirilmiş parlamenter hükümet sistemini yerleştirebilecek siyasi kadroya sahiptir ülkemiz.

    Benim ülkemde ben hayat pahalılığı altında inim inim inlerken elin ecnebisine her şey kelepir fiyatına sunulacak. Burnundan solumasın da vatandaş…

    Muhalefet yok bu ülkede kardeşim muhallefet. Müsebbibi de seçmendir.

    Daha ne olsun!

    • Hasan bey “Muhalefet yok bu ülkede kardeşim muhallefet. Müsebbibi de seçmendir.” demişsiniz ama sn.ender bey pek sizin gibi düşünmüyor;
      süper bir muhalefet veya siyasi alternatiflerimiz var diye yeri göğü inletiyor buralarda,
      bir karar verseniz,
      var mı yok mu?

      • Bu ülkede elbette dürüst, çalışkan, çalmayan çırpmayan, akıllı politikacılar var. Yok demek kendimize hakaret olur. Sadece fırsat verilmiyor onlara.

    • Turiste yüzde 50 zam yapalım demek, enflasyonu yüzde 50 daha artırmak demek. Ülkede bir yerde pahalı bir yerde ucuz olmaz mallar ve hizmetler. Turisti otellere kapatmanız lazım. Nitekim öyle yapıyorlar. Bu da ülkemizin çarpık turizm anlayışı. Ucuz turisti hedefliyor sadece. Yiyor içiyor bedavaya, pisliği de buraya kalıyor. Oteller zaten dolunca fiyat artırımına gidiyor gideceği kadar. Uçaklar da aynı şekilde doldukça fiyatlar katlıyor. Ülkede tamamen dengesiz fiyatlar olmaz. Fiyatlar ülkenin değeri ile ilgili. Ucuz ülkeyiz çünkü değerimiz bu kadar. Kalite yüksek olsa ve alıcısı da olsa fiyatlar da yüksek olurdu.

    • Turizme hizmet veren işletmeler -yabancı turistlere-tariflerine “yüzde 50 zam yaparak bunu fevkalade başarabilirler. Bu durumda dahi diğer turizm ülkelerine karşı yüzde elli ucuza gelir ülkemiz. Dile kolay, 30 milyar dolar az-buz bir miktar değil. Bu miktarın 3′ te birini”

      Hasan bey! Benmi yalníş anladım?
      Ben 50 TL ye yediğim yemeyi Turist 75 TL mi õdesin?
      Bu bir úşkağatcılík olmiyormu?

      Túrkiye’de, Zaten bunu fazlasí ile yapıyorlar, birde kanunla yapılırsa o zaman bedeva dahi yapsanız Türkiye’ye tek bir turist dahi.gelmez.
      Zaten şimdi dahı gitmiyor. Çünkú sahtakarlık ve soygunculukta Dúnyada tascilli bir durumdayız.

      Yiyidi öldúr hakkínı yeme!
      AKP ihtidar olduktan sonra Túrkiyedeki úşkağatçílar Turistler’i pek soyamiyor çıkarttíklarí kanunlar ile bu tip ahlaksızlıklarí asgariye indırdiler.
      Turizmden fazla gelir elde etmek istenırse Tarihi yerleri açık múze haline getirip paralı yaparlar. Bence bunlar olmasí lazím.

  19. Ülke ucuz, malları ve insanları ucuz. Köle olarak çalışıyor insanlar. Asgari ücretle ev geçindiriyorlar. İngiliz turist efendi bir günde yiyor o parayı. Biz çalışıyoruz köle gibi, sefasını onlar sürüyor.

    15 yıl önce 1 dolar 1 TL’di. Katlaya katlaya 15 kere ucuzlattılar herşeyi. Hepimizi köle durumuna getirdi bu sefil iktidar. Utanmadan bununla övünüp, Avrupa’ya ucuz köle olarak milleti pazarlıyorlar. Bunlara hala inanan, “dış güçler” masalını yiyen saf bir taraftar da var. Burada da var, okuyoruz yazdıkları saçmalıkları. Ülkenin sefaletini kendi seçtikleri beceriksiz iktidara değil, dış güçlere bağlıyorlar. Adam göz göre yüksek enflasyona rağmen, faizi bir taraftan indiriyor, bir taraftan hem kuru, hem faizi zıplatıyor, hazineyi boşaltıyor, ne var ne yok satıyor. Buna birileri “dış güçlerrrrr” diye sayıklayarak bakıyor. Sadece bakıyor. O zaman böyle bakmaya devam etsinler. Bunlara böylesi layık.

Yoruma kapalı.