Hedefe varmak için ısrarcı olmak yetmez, engelleri ortadan kaldırmak ve başka özelliklere sahip olmak da gerekiyor

13
Reklam

Dünkü negatif propaganda ile ilgili yazımı okuyan bir dost, “Politikacılar bütün olumsuz şartlara rağmen neden bu alanda koşuşturmaktan vazgeçmiyorlar, onu da yazsana” dedi.

Sorunun cevabını aynı akşam izlediğim bir filmde buldum.

Filmin konusunu teşkil eden uzun mesafe yüzücüsü, 110 millik maraton yüzmesinin ardından, kendisini karşılayanlara, “Sizlere üç şey söyleyeceğim” dedi.

Yorgun argın, ağzından zorla laf çıkan kadın yüzücünün ne diyeceğine dikkat kesilen karşılayıcılar, ondan şu üç ilkeyi duydular:

“1. Asla ama asla vazgeçmeyin.

“2. Kafaya koyduğunuz hedefe erişmek için, yaşınız ne olursa olsun, onu gerçekleştirmekten geri durmayın.

“3. Yaptığınız spor tek bir kişiyi ilgilendirir görünse bile, unutmayın ki, o da bir ekip işidir.”

Bu sözlerin, dört kez başarsızlıkla sonuçlanmış, bir okyanusu bir baştan diğerine geçmek için, denizden hiç çıkmaksızın 53 saat sürmüş bir yüzme maratonunun hemen sonrasında, sarf edildiklerini bir düşünün derim.

Reklam

Politikacıların iddialı olanları, uğraş alanlarına uzun mesafe koşusu olarak bakıyorlar; yola çıkarken akıllarında merkezinde kendilerinin bulunduğu bir projeleri oluyor ve onu hayata geçirmek için her türlü zahmete katlanmaktan çekinmiyorlar. Daha da önemlisi, önlerine çıkan engellere aldırmıyor, o engelleri öngörüp her birini bertaraf etmenin çarelerini buluyorlar. Davalarından vazgeçmiyorlar. Tabii, hedeflerine erişmek için yanlarında bir kadro bulunmasını da ihmal etmiyorlar.

İşte öyle bir şey politika…

Dün gece izlediğim filim bu yılın Oscar ödüllerine birkaç dalda aday. Aday oldukları dallarda kazanırsa, hiç kuşkunuz olmasın, bunu hak ettiği için başarmış olacak.

Gerçekten her yönüyle beğenilecek bir iş çıkartmış filmin bütün unsurları…

Konu, bir gerçek kişinin, kafasına koyduğu bir hedefe ulaşmak için gösterdiği insan-üstü çabayla ilgili. Diana Nyad esas mesleği gazetecilik olan bir kadın, ama küçük yaştan itibaren yüzme sporuyla ilgilenmiş. Birkaç kez uzun mesafe yüzüşü de yapıyor ama kafasında Küba’nın ABD’ye bakan kıyılarından Florida eyaletinin sahillerine kadar yüzmek fikri var.

O fikri gerçekleştirme derdi, kendisini ileri yaşlarında da rahat bırakmıyor.

60’lı yaşlarında bunu başarmak için harekete geçiyor Bn. Nyad.

İki kıyı arasındaki mesafe 110 mil.

Reklam

Hiç denizden çıkmadan devamlı yüzerek o mesafenin 60 saatte kat edilebileceği hesap ediliyor.

Düşünün: 61 yaşında bir kadın sürekli 60 saat yüzecek…

Kimle konuşsa deli muamelesi görmesi kaçınılmaz.

Tek bir dostu sadece ona inanıyor.

Yüzücüye inanan kadın dostu, rekor kırma amaçlı sportif faaliyette kendilerine yardımcı olacak ekibi oluşturuyor.

Deniz bu, içinde her türlü mahlukat yanında en önemlisi köpek balıkları da var.

Önce sinemalarda gösterime girmiş ‘Nyad’ isimli film Netflix’te de bulunduğundan, izlemek isteyeceklerin iştahını yok etmemek için anlatımı burada keseceğim.

Ancak filmden çıkarılacak dersler herkesin kulağına küpe olacak türden…

Yaşın ileri olması büyük hedefler için engel değil. 

[Baksanıza, başkanlık seçiminde yeniden karşı karşıya gelmesi beklenen Amerikalı iki politikacıdan Joe Biden 82, Donald Trup 77 yaşındalar ve kazanırsa Biden görevini 86, Trump ise 81 yaşında tamamlamış olacak. İkisi de “Yaşım ileri” demiyor. İkisinin de arkalarında kadroları var; herbirinin ekibinden insanlar patronlarının kazanmasını heyecanla beklemekteler. Biden da, Trump da hedefe kilitlenmiş durumdalar.]

Rakipler birbirlerinin aleyhinde neler söylerse söylesin, diğeri buna aldırmıyor, muhtemelen ondan hız bile alıyor politikada.

Oscar günü geldiğinde, yine izlediğim ve beğendiğim ‘Oppenheimer’ ile ‘Killers of the Flower Moon’ (Dolunay katilleri) filmleri mi yoksa Nyad mı daha çok ödül kazanacak merakım giderilmiş olacak. 

ΩΩΩΩ

Reklam

13 YORUMLAR

  1. Didem hanım “sisi, turistik bir sahil kasabasını bae’ye satmış haberleri vardı medya da.
    döviz krizi varmış o da tutmuş kasabayı olduğu gibi satmış.” diyor,
    bir arap diğer araba satmış,
    toprak satmaya alışıktırlar, noolmuş?
    Arabın çorabın alıp sattığıyla ilgilendiğiniz kadar keşke ülkemizin yaptıklarıyla da ilgilenseniz:
    Biz de akdeniz sularını mavi vatana, libyanın bir kısmını da anavatana kattık, yetmedi suriyenin kuzeyini de kattık!
    Karabağı da aldık, kime ne?
    Uzaya da açıldık,
    kolumuzun uzandığı yere kadar da yolu var!

  2. iktidar siyasetçileri büyük hayallerini büyük oranda gerçekleştirdiler, “demokrasi bir araçtır, varılacak hedef değildir” dediler, gerçekleşti. eski rejimle sorunları vardı kavgalıydılar, rejimi de değiştirdiler.

    iktidar siyasetçilerinin sıradaki hedefi eski rejim kalıntılarını siyasi hayattan temizlemek olmalı.

    ataman bey dün mısır seçimleriyle ilgileneceğine Türkiye seçimleriyle ilgilen tavsiyesinde bulunmuş. Türkiye seçimleri bana vasat kalıyor, vasat da beni tatmin etmiyor, top aklın peşindeyim ben.

    iktidar ortakları beka söylemini mikrofonlara söylüyordu, burada herkes bekayı tartışıyorken ben bu uzun vadeli bir planın ayak sesleri diye düşünüp durup dururken neden beka meselesini ortaya attiklarina kafa yoruyordum.

    muhafazakar seçmenden baziları iktidardaki Parti’nin hayallerine ortak olduğu için “rejim değişikliği kansız olamazdı bunun için gerekli kan 15 temmuzda döküldü” diyerek göbek attıklarını siz duymamış olabilirsiniz ama ben duydum. bana karşı göbek attılar.

    • Baran bey demokrasi bir araç mıdır değil midir bilemem ama bütün avrupa demokrasileri faşizm durağında indiler haberin olsun:)

      • dünyayı faşist eğimlilerin eline tamamen terk etmeyecek kadar akıllı insanlar var her yerde. kendilerini güvende sanan savaş heveslileri zoru görünce kuyruğu indireceklerdir. endişeye yer yok.

  3. Batılı (özellikle abd) tepeden kuşbakışı bakmayı iyi bilir, görür.
    Biz daha yeni çakozladık bu işi dron yapıyoruz eelli sene sonra geri.
    Pkk ypg gibi illegal oluşumlar bizim elimizin kiri; fakat, siyasetçi kilitlenmiş gibi!😡
    Bir-birkaç muhalefete sahibiz ki,
    20-25 yıldır onca can alan bir müsibeti sona erdirmek için, anahtarı elinde tutanların ekmeğine kan yerine katran sürebilmek için:
    BİZ XXX PARTİSİ YADA BUNLARA DESTEK VEREN HAMİLERİNE REST ÇEKİYORUZ!
    diyemiyor! diyemediler!!!
    Bedeli ne olursa olsun!!!!😡
    (Bu bedeli ödemekten imtina ettinizde bunca zaman iktidar mı olabildiniz??)

  4. Bir MARATON örneği daha: Bu arada 1967’de resmen başlayan İzmir AKEVLER KOOPERATİFLERİ’nin ve o kooperatiflerin İstanbul ve Yalova’da devamı olan AKEVLER İSTANBUL VE YALOVA KOOPERATİFLERİ çalışanlarının “ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI” olarak sürdürmekte oldukları 57 (yazıyla elliyedi) yıllık “KUR’AN İLİM VE AMEL MERKEZLİ ORTAKLIK SİSTEMİ” çalışmaları devam ediyor; MARATON HENÜZ BİTMEDİ, DEVAM EDİYOR…

  5. Ha bu arada bizim muhterem
    siyasetçileri unutmuşum ; onların topunun canı cehenneme gitsin !

  6. ben de dune serisinin 2. filmini bekliyorum. ilk filmi çoklarının aksine fazla beğenmedim ama 2. filmin fragmanlarına bakarsak çok daha başarılı sanki. iyi fantastik eserlerin felsefi yönü başarılı olsa da asıl ezoterik açıdan güçlü metinler aslında. yüzüklerin efendisi gibi. güç, bir halka/yüzükle sembolize edilmiş, uzun süre kullanılırsa ne sahibine ne de topluma hayır getiriyor hatta büyük savaşlara ve yıkımlara neden oluyor.
    bir türlü gitmek bilmeyen liderlerle de ülkelerin ve dünyanın hali ortada.
    bunlar ellerinden gelse öldükten sonra bile hortlayıp seçimlere katılmaya çalışırlar
    şaka gibiler gerçekten…

    • Baran 10 Şubat 2024 De 21:27

      10 yılda 3 seçim kazanmış,
      bir dünya lideri.
      % 90 yakın oy alıyor her seçimde, mısır halkı çok yoksul,
      ne kadar çok yoksul o kadar çok oy oluyor doğal olarak.
      halk seçim kazanan liderleri nedeniyle sevindirik olmalı
      az bir şey mi bu?
      pratik çözümleri olan bir lider üstelik
      daha önce de bir iki ada satmıştı diye anımsıyorum
      anayasaya aykırıymış galiba ama sorun olmadı tabi,
      şimdi de bi kasaba satmış,
      hedef odaklı biri.

  7. Prof. Dr. Necettin Erbakan’ın (MİLLÎ GÖRÜŞ HAREKETİ ve ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN, ADİL DÜNYA DÜZENİ, ADİL DÜZENE GÖRE İNSANLIK ANAYASASI çalışmaları) hayatı Gümüş Motor’dan itibaren MARATON başlangıcı; MARATONUN devamında TOBB sekreterliği ve başkanlığı, sonrasında tam 5 (yazıyla BEŞ) PARTİ var (MNP, MSP, Refah, Fazilet, Selamet), elbbette herkesin bildiği her 10 yılda bir gerçekleştirilen büyük (12 Eylül … 28 Şubat gibi nice) ENGELLEMELER ile birlikte…

  8. Başka özellikleri! olan kişileri siyaset dünyasında barındırmıyorlar😡 sn yazar
    Bazı isimleri yazmak isterdim lakin, ismini bilmediklerime haksızlık edip kul hakkına girmekten korkarım.
    Allah korkusu olan insan, her ne meslekte olursa olsun “BAŞARILI” olur🤗.
    Özal bunlardan biriydi. (Dr olan biri, ekonomi de uzman ve tecrübe kazanmış kişiler var aklımda ama haksızlık olur) çifçi besici hukukçu yapı çevre işleri eğitim inanç hatta kamu yönetimi eğitimi almış biri bile mecliste büyük işler başara bilir.
    BENİM TERCİHİM:STK’larda denenmiş🤗!, bilgisi ve güzel gönlüyle sevgisini kazanmış insanların!!! Meclise taşınması dır🤔.
    (Ama fakat o koltuğa birilerinin fonparası!, İcazetiyle😡oturmamış OLMALI!!!!).
    Son sözüm:o koltuktan kalktıktan sonra!!
    K.ç.nızla beraber elinizi kolunuzu hatta beyninizi de alın gidin ananızın yanına!
    SİZE TECRÜBELERİNİZ DEN FAYDALANMAK İSTEYENLER GELSİN MÜRACAT ETSİN BUNDAN SONRA🤗🤗🤗🤗🤗.

  9. Bana göre Allah akıl fikir versin ! Hayat , sadece bir hedefe kilitlenmek ve bütün hayatını ona bağlamaktan ibaret değil ki !
    Hayatımızın binbir türlü fonksiyonu var ve insan olarak bir dengeyi sağlamamız gerekir .
    ” He de geç ” !

  10. KESİNLİKLE VAZGEÇMEYİN
    Mesleğim gereği yasalarla haşır-neşir oluyordum.
    Gördüğüm yanlış ve eksikliklerin giderilmesi için de derhal girişimde bulunuyordum.
    Bir defasında bakanlık müşteşarına şunu dedim:
    “-Tüm meslektaşlarımın yasal değişiklik taleplerini bir klasöre, benimkileri ayrı klasöre koyunuz”
    Yine aynı bakanlığın daha sonraki müsteşarına da şunu ifade etmiştim:
    “-Benim mevzuat değişikliği taleplerim %100 isabet üzerinedir”
    Çünkü sorunları bire-bir yaşayıp çözümü için kafa yoruyordum.
    Örneğin TC kimlik numarasına geçilmesi için ilk yazımı 1994 yılında yazmıştım.
    Yazımda her vatandaşımızın bir numarası olması gerektiği gibi, Dünyada her bir şahsın da numarası olması gerektiğini ilk 3-4 numaranın ülke numarası olması, bunun için de ülkemizin BM nezdinde de girişimle çok taraflı Uluslararası anlaşmaya öncülük etmesi gerektiğini de yazılı talebimde dile getirmiştim.
    Nüfus cüzdan değişikliklerinde, başkaları adına sahte nüfus cüzdanı alınmasını önlemek için AFİS veri tabanı sisteminden çok daha önce, nüfus kütüklerine “parmak izi alınması” benim yazışmaların ve uğraşım sonucu olmuşur.
    GSM şirketlerinin sallapati hat verme işlemleri, Ulaştırma bakanlığı ile yazışmam sonucu kısmen zapt-u rapt altına alınmıştır.
    Yakın çevreme tavsiyem şudur:
    “–Özellikle yasal bir değişiklik hedefiniz var ise ülkemiz koşullarında en az 5 yıl, ortalama 10 yıl uğraşmayı ve takip etmeyi göze alamıyorsanız, hiç başlamayın diyemem. Ancak çok zor başarırsınız.”
    Bazı yasa değişikliği süreçleri 10 yıldan fazla takibi gerekmiştir
    Örneğin tamamen benim uğraşım sonucu hayata geçen Ceza Muhakemesi Kanununun 324/4. maddesi.
    Çok enerjik ve pozitif olduğumu iddia edemem.
    Ancak farklı bir ölüm-yaşam döngüsü tarifim var:
    “–Biz anlık olarak ölüp diriliyoruz. Yeniden dirilmemeye ölüm diyoruz. Eski tabirle yeniden dirilişin inkitaya yani kesintiye uğramasına biz ölüm diyoruz.”
    Bu düşüncemi bir kardiyoloji profesörüne beyan edince şunu söylemişti:
    “–Ben bu şekilde hiç düşünmemiştim. Ancak sizin tezinizin doğru olma ihtimali oldukça yüksek. Zira vücudumuzda her bir(1) saniyede 50 milyon hücre yenileniyor”
    Dile getirdiğim ölüm- yaşam döngüsünün spiritüal anlayışın varabileceği son noktalardan biri olduğunu düşünüyorum.
    Bu tezimi mehaz(kaynak) göstermeksizin ve telif ücreti ödemeksizin herkes kullanabilir.
    Evet her an, her lahza, her saniye ve her salise yeni bir hayat.
    Ve yeni bir fırsat.

Yoruma kapalı.