İsrail Gazze’de nihai saldırıya hazır; uluslararası camia ve Adalet Divanı dişini göstermezse etnik temizlik başlayacak

17
Reklam

İsrail’in Gazze’yi ve orada yaşayan Filistinlileri etnik temizliğe uğratma amaçlı saldırıları beşinci ayında son merhalesine girmek üzere. Gazze’nin kuzeyinde yaşayan Filistinliler, güneye doğru yol almaya zorlanıp yaşadıkları yerlerden uzaklaştırılmışlardı; güneye gidenlerin ölümden kurtulacakları duyurularak… Güneye gidenler orada büyük bir nüfus kalabalığı oluşturdular; İsrail şimdi öfkesini, savaşın son merhalesinde, güneyde birikenler üzerine kusma hazırlığında…

Yeni ve muhtemelen ölüm sayısı açısından en kanlı merhale Rafah hedefine olacak…

Gazze’de İsrail saldırılarında hayatlarını kaybeden Filistinlilerin sayısı 30 bine yaklaştı; ölenlerin büyük bölümü çocuk ve kadın…

Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı tarafından acele ateşkes ilan edip sivilleri de hedef alan saldırılarını sona erdirmesi istenen ve Gazze’de yaptığının ‘soykırım’ olduğu kayda geçirilen İsrail, ardından gelebilecek cezai yaptırımları bile umursamadan, kitlesel kıyımını sürdürüyor.

Uluslararası camianın aleyhine dönmesini de önemsemiyor İsrail.

Açtığı savaşın ilk gününden başlayarak kendisini destekleyen ABD ve Avrupa ülkelerinin İsrail’e karşı tavırları değişmeye yüz tuttu. ABD başkanı Joe Biden’i çileden çıkartacak kadar bildiğinden şaşmaz görünüyor Netanyahu.

Bazı Avrupa ülkeleri, İsrail’in savaşta kullandığı kendi ürünleri olan ağır-hafif silahlara, mühimmat ve yedek parçalara ambargo uygulamaya başladılar; bunu da önemsemez görünüyor İsrail yönetimi.

Dünya medyası büyük bölümüyle İsrail-yanlısı yayınlar yapsa da, onlar da okurlarından ve izleyicilerinden aldıkları tepkiler yüzünden eskisi kadar İsrail’in dümen suyunda kalamıyorlar. En başlarda, medyanın dikkatini 7 Ekim günü Gazze’den İsrail’e geçen Hamas militanlarının yaptıkları üzerinde toplama ve oradan hareketle Gazze’ye saldırıları gözlerden saklama yolundaki İsrail’in çabalarına boyun eğen gazeteler ve televizyon kanalları, hiç değilse önemli bir bölümü, şimdilerde eskisi kadar sahibinin sesi değiller; o görüntüden kurtulmaya çalışılıyor.

Reklam

Yanlı yayınlar bitti mi? Elbette bitmedi; hala “İsrail sonuna kadar gitmeli, Gazze temizlenmeli” başlıklı yazılar Amerikan Wall Street Journal, İngiliz Daily Mail ve Daily Telegraph gazetelerinde kendisine yer buluyor.

Her batı gazetesinde İsrail’e vatandaşlık bağıyla olmasa bile gönülden bağlı olan yazarlar var, ancak onlar da aynı yaveleri tekrarlayıp durdukları için okurlardan ilgi görmüyor, aldıkları tepkileri cevaplarken zorlanıyorlar.

[Dün ilginç bir yazıyla Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde karşılaştım. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, imzasını taşıyan bir makale ile, Güney Afrika’nın uluslararası mahkemeye sunduğu başvuru dilekçesine eklediği belgeler arasında bulunan kendisine ait sözleri yalanlama çabasına girmiş. Netanyahu’nun soykırım suçundan yargılanması garanti gibi; herhalde Herzog, aynı akıbeti paylaşmaktan kendisini kurtarmanın şimdiden derdine düşmüş.]

İsrail’de de dar bir kadroyla yalnız başına Netanyahu. Kendisinden kurtulmak isteyenler çok fazla, yalnız onun açtığı savaşı nasıl bitireceklerini bilemez halde politikacılar. 

Savaş, Gazze’ye karşı, Hamas’ın 7 Ekim günü İsrail’e geçen militanları tarafından tutulan İsrailli rehineleri kurtarmak amacıyla başlatılmıştı. Şi̇mdiye kadar 250 kadar İsrailli rehineden İsrail ordusu tarafından kurtarılabilenlerin sayısı bir elin parmakları kadar bile değil; buna karşılık Filistinli hedeflere yöneltilen saldırılar sırasında çok sayıda İsrailli rehine hayatını kaybetti.

İsrailli rehineler, hayatlarını İsrail askerlerinin açtığı ateşte kaybettiler, kaybediyorlar.

Bu durum da, en fazla, Hamas tarafından rehine tutulan İsraillilerin ailelerinin tepkilerine yol açıyor.

Yakın zamana kadar İsrail’de savaş-karşıtları tepkilerini protestolara dönüştürüyorlardı; son zamanlarda protesto gösterilerinde ön safları rehinelerin aile fertleri tutuyor.

Reklam

Savaş ne olacak?

Uluslararası medyada bu soruya makul cevap verebilen neredeyse yok gibi. Hemen her yorumcunun üzerinde birleştiği konu, Netanyahu başbakan olarak ipleri elinde tutmaya devam ettiği sürece, savaşın sona ermeyeceği. Gazze’yi bitirse, hıncını işgal altındaki Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler üzerinde yoğunlaştıracak.

Daha şimdiden, Netanyahu’nun başbakanlık dönemlerinde, Batı Şeria’da kendilerine tahsis edilen yerleşim yerlerinde yaşayan militan İsrailliler Filistinlilere tacizlerini sürdürüyorlar.

ABD bile dayanamadı, tacizcilere karşı yaptırım uygulamaya başladı. Bazı ülkeler yerleşimci İsraillilere vize vermeme yaptırımı uyguluyor.

Netanyahu gitmeden Filistinlilere -hatta İsraillilere de- rahat yok.

Uluslararası camianın Netanyahu’nun gitmesini isteyen İsraillilere yardımcı olması, Uluslararası Adalet Divanı’nın, İsrail’e verdiği bir aylık mühlet dolar dolmaz, Netanyahu’yu Lahey’deki mahkemenin önüne götürecek süreci başlatması gerekiyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

17 YORUMLAR

  1. Tekrar tekrar göze çarpan davranış hep aynı. İsrail’in en büyük sermayesi, silahı veya onların menfaatine yan bakanlara en hafifinden uyguladığı mahalle baskısı anti-semitizm (yahudiye özel soykırım) suçlaması! Harvard’ın yakında konuşmacı olarak konuk edeceği Birleşmiş Milletler özel raportörü İtalyan asıllı Francesca Albanese, Macron’un iddiasinın tam tersine, 7 Ekim saldırısının bir yahudi soykırımı değil, İsrail’in bölgede yıllarca uygulamış olduğu zulm ve baskılara bir cevap olduğunu ileri sürünce İsrail hükümetince afaroz edildi. Harward’da pirzola muamelesine tabi tutulacağına şüphe yok. Zeytinyağı gibi üste çıkma haline getirilen bir ortamda bu delikanlı hanımın işi pek kolay değil. Hükmeden bu yahudi zihniyetine bir dokun bin vah işit. Ortam o ortam!

    ******
    …..
    Nesf ile donanmış can, insan öyle alem ki
    Bir dokun bin vah işit! yani nasıl desem ki

    Tüm dünyaya bedeldir yahudiyse tek bir can,
    Diğerleri zerzevat, “arab”ınki patlıcan!

    Şuur altınca “nefs”in, aldıkları intikam,
    Kurcalasan Hitlere, suçüstü bu katliam!

    Devir İslamofobik, destek için tam fırsat,
    “Isa”nın kanına ban, gel bu zulme imza at!

    Bir peygamber kanı bu, yok bu işin şakası!
    Yegane olan Allah! yoktur O’ndan başkası!

    Madalyon iki yüzlü! mağdur yüzü müslüman,
    Allah’a sığınmakta, masum olan gariban!

    İkinci yüz cehalet, radikal gözler şaşı,
    Yahudi buna dahil, aynı topun kumaşı!

    İşi gücü nefsiyle, gıdım gıdım hep toprak,
    Kana bürünmüşse göz, resim o kadar berrak!

    Trajedik manzaralar, göz önünden gitmiyor,
    Kaç peygamber geldi de, arsızlığa yetmiyor!
    …..
    *******

  2. İsrail-Gazze, yahudi-Filistin li (Müslüman, Hristiyan, diğer inanç mensubu) insanlar.
    Bu pencere ana giriş kapısı.
    -natanyahu Gazze değil, tüm Filistin toprakları üzerinde TAM HAKİMİYET kurmak
    -kafasındaki anahtarı çevirip çevirip iç cebine koyup sonrasında sefa mı süreerrr!..
    bir kuyuda gebermiş pis bedenini mi bulurlaarr!.. bütün bunları hesaplayıp hepsini g.t cebine istiflemiş😡!
    Binaaleyh,
    Kendi iç savunmasında;
    -alamanyada!… balkanlarda!… hele hele afrikada!… doğu türkistanda!… vs..
    DİYOR! başka birşey demiyor🤔.
    -bulsunlar beni tıpkı saddam gibi isterse b.k kuyusunda.. ve assınlar!
    belkide değil hiiç umurunda!!!
    Son tahlilde,
    Dünya gelip yardım etsin diye kimse beklemesin boşuna☹️
    Birilerinin sina sı lübnan ı laz kiyesi olacak bursı; enindeee sonunda!☹️.

  3. 30.000’ne yakın filistinli öldü,
    izliyoruz.
    ne yazabiliriz?
    her şeyleri yazdık, anlattık N’oldu?
    “Netanyahu başbakan olarak ipleri elinde tutmaya devam ettiği sürece, savaşın sona ermeyeceği.” tesbiti ne kadar doğru?
    yolsuzluğuyla tanınıyor natanyahu, acımasızlığı ve zalimliği ile.
    israilin en uzun süre görev yapan başbakanı diye biliyorum, bu cellatı iktidarda kim tutuyor? girdiği her seçimi kazanıyor. halkın sağ duyulu bir kesimi varsa da yeterli sayıda değil demek ki. natanyahu giderse, natanyahu zihniyetinde birinin gelmemesi için elimizde bir ümit var mı? bu toplumdan “bu” çıkıyor işte. toplumun zihniyeti değişmeden, sağduyu, akıl, ahlak, etik sahibi insanların sayısı kritik eşiği geçmeden bu acılar değişmez.
    öte yandan dünyada da sağ duyulu insanların sayısı artmalı ki,
    müdahale edileceğine dair ümidimiz olsun.
    mevcut liderlerle sadece daha yoksul, daha acımasız bir dünyaya evriliyoruz.

    • Didem hanım rakamlardan anlarsınız:
      “girdiği her seçimi kazanıyor.” dediğiniz bibi “girdiği her seçimi kaybediyor!”
      O yüzden diğer aşırı dinci partilerin koalisyonuyla ayakta durabiliyor…
      Halkın ne suçu var acaba?
      Otoriteye saygılı olmayı buyuran elemanlar nedense bir türlü halkın iradesini kabullenmek istemiyorlar:)

      • yolsuzluğuyla tanınıyor natanyahu, acımasızlığı ve zalimliği ile.
        israilin en uzun süre görev yapan başbakanı diye biliyorum, bu cellatı iktidarda kim tutuyor? girdiği her seçimi kazanıyor. halkın sağ duyulu bir kesimi varsa da yeterli sayıda değil demek ki. natanyahu giderse, natanyahu zihniyetinde birinin gelmemesi için elimizde bir ümit var mı? bu toplumdan “bu” çıkıyor işte. toplumun zihniyeti değişmeden, sağduyu, akıl, ahlak, etik sahibi insanların sayısı kritik eşiği geçmeden bu acılar değişmez.
        öte yandan dünyada da sağ duyulu insanların sayısı artmalı ki,
        müdahale edileceğine dair ümidimiz olsun.
        mevcut liderlerle sadece daha yoksul, daha acımasız bir dünyaya evriliyoruz.

        • Didem hanım “bu toplumdan “bu” çıkıyor işte.” derken beni israili kastediyorsanız, kötü millet yoktur, her millet iyidir,
          kötü şahıslar vardır!
          Politik tercihlerinden dolayı toplumları kınayamayız, milli iradeye saygı duymalıyız, yoksa demokrasilerden söz edemeyiz,
          öyle değil mi?
          O yüzden antisemitik nefret söyleminizi kınıyorum, ayıptır günahtır…

  4. Filistinliler olmuyor onlar şehit oluyor, ölen sadece İslam ülkelerinin toplumları ve yöneticileri.Yaziklar olsun ki onlara bir petrol ambargosu ve ilişki kesme eylemini bile beceremediler.Azgin Siyonistler de bundan cesaret alıyor.Bu böyle gidermi elbet birgün bitecek ve yine İslam ulkeri hiç birşey olmamış gibi hayatlarını sürdürüp İsrail ile normal ilişkilerine devam edecekler .
    Yazık ki ne yazık İslam alemine

  5. ANCAK SAVAŞIRSAK BARIŞ OLUR
    Mescid-i Aksa, Kudüs, Filistin’in özgür olması ve bu korkunç soykırımın durması ancak biz Müslümanların savaşması ile mümkün olacak. Siyonist Yahudi bu kahpelerle mücadelenin tek yolu savaştır, cihaddır… Filistinlilerin arasında da ayrılık gayrılık var. Derhal Filistinli kardeşlerimiz siyasi birlik sağlamak zorundadırlar.
    İslam coğrafyası da mezhep, ırk, liderlik ayrışmalarından bir an önce kurtulup acilen birlik olmalıdır. Aksi taktirde bütün Müslümanların bu katiller sürüsüne köle olması ya da külliyen yok olması mümkündür.

  6. Ben Fehmi Beyin izniyle Tuzla P.
    Okulundan ihraç edilen 7 teğmen konusuna deginmek istiyorum.
    Ortada , biraz da ilgili komutanların dirayetsizliginden kaynaklanan
    ve biraz da çığırından çıkartılan basit bir disiplinsizlik olayı var ; bunun karşılığının ihraç olmasi ise tamamen yanlıştır, zannedersem olayın kamuoyuna yansımış olmasının büyük etkisi var !
    Yani vur deyince adeta öldürmüşler !
    Bu gençlere uygun ve basit disiplin cezaları verilerek ve fakat bu konularda kendileri de etraflıca aydınlatılarak konu kapanırdı.
    Hem onlara yazık oldu hem de devlet bu yetişmiş subaylarını kaybetti , bir subay neyle ve ne kadar zamanda ve nasıl yetiştirilir , yazık degil mi !

  7. Basta ABD.ile Ingiltere olmak üzere AB. nin başlangıçta alenen Israil’e destek vermeleri, şimdi ise sessizce seyrederek desteklemeye devam etmeleri , yine başta islam ülkeleri olmak üzere geri kalan ülkelerin ise acizligi veya riyakarlığı tam bir şerefsizlik , haysiyetsizlik , iğrençlik , ahlâksızlık, zulüm ve katliamdır!
    Allah bunların topunun müstahakını versin inşallah !

    • Artık ABD ve Batı Bloku’nun sadece kendi çıkarlarını düşünmesi, bütün değerleri altüst etmesi, Filistin’deki soykırıma açıkça göz yumması yıkılmaya mahkûm bir medeniyet olduğunu gösteriyor. Bu da en azından adalet ve merhamet arayan insanlar ve ülkeler için iyi bir fırsat.
      Başta İslam ülkeleri olmak üzere sistemin mağdur ettiği bütün ülkeler bu fırsatı, “Dünya beşten büyüktür” diyen Türkiye ile birlikte değerlendirmeli.

  8. Sayın yazarın içi rahat olsun!
    “Ataman
    11 Şubat 2024 De 16:51
    Baran bey demokrasi bir araç mıdır değil midir bilemem ama bütün avrupa demokrasileri faşizm durağında indiler haberin olsun:)

    Yorumu Cevapla
    Baran
    11 Şubat 2024 De 22:24
    dünyayı faşist eğimlilerin eline tamamen terk etmeyecek kadar akıllı insanlar var her yerde. kendilerini güvende sanan savaş heveslileri zoru görünce kuyruğu indireceklerdir. endişeye yer yok.”
    Hadi hayırlısı…

    • benim kastettiğim senin anladığın gibi değil. burada kastedilen ‘endişe’ şahsa değil, şahsı maneviye yönelik. şahsi manevi için hiçbir endişeye yer yok ama şahıslar daima endişe duymalı. farkı iyi anlamak lazım.

    • şahsi manevi derken de her şahıs az ya da çok bir takım değerler barındırır. bütün değerlerin topyekûn vücudunu şahsi manevi olarak anlıyorum. endişe insani bir duygu olup insan ile ilgili, her insan bu değerleri kendi şahsında barındıramamanın endişesini duymalı elbette. fakat değerler bütününün tamamen ortadan kalkmayacağından endişe duymamak üzere kesin inançlı olmak lazım. kişide bu değerlerin ne kadarı bulunuyorsa inancı da o kadardır sanırım. (örnek olarak bende insani değerler sıfıra yakın olduğu için, gerçek manada inancımın da sıfıra yakın olduğu söylenebilir)

  9. yılanın başı netanyahu. netanyahu hemen idam edilmeli. sonra da en yakın adamları hemen idam edilmeli. insanlar, şeytanları durdurmalı.

Yoruma kapalı.