İktidarın kendisine hep kazandırmış bir stratejisi olarak ‘yanlış politikalar’…

29
Reklam

Geçen gün, siyaseti yakından izlemediğinden emin olduğum kadim bir dostumla siyaset üzerine laflarken, ağzından çıkmasına ilk önce çok şaşırdığım bir cümlesi beni sonradan hayli düşündürdü.

“Bazıları Tayyip Erdoğan’ı çok hafife alıyor” dedi dostum ve ekledi: “Saray diye anılan mekanda binin üzerinde oda olduğu biliniyor da, o odalarda insanların bütün gün uyudukları mı sanılıyor?”  

Doğru. O binden fazla odada, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, başında bulunduğu AK Parti’nin ve hükümetinin başarılı olmasını sağlamakla görevli insanlar çalışıyor…

Yalnız Külliye’de çalışanlardan da değil, devletin bütün birimlerinden de Külliye’ye -doğal olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a- istihbarat, bilgi ve politik tavır konusunda görüş akışı olduğunu da düşünmemiz gerekiyor.

AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söylediği her söz, belirlediği her politik tavır önceden hesaplı ve planlı olmalı.

Bizlere, dışarıdan bakanlara, ne kadar yanlış ve anlamsız görünseler de…

Yanlış görünmelerinin sebebi, bulunduğumuz yerden bakarak geçmişte alınmış kararları değerlendirirken, o kararların alındığı dönemlerin şartlarını ve ağızdan çıkan sözlerle alınan kararların o sıradaki şartları yansıttığını göz ardı etmemiz olabilir.

Politik figürlerde değişmezlik -eskilerin deyimiyle sabit kademlik- aramakla bizler yanlış yapıyor olabiliriz.

Reklam

Bir siyasi partinin genel başkanı, İsrail’le yeniden diplomatik ilişki kurulması, ülkeye büyükelçi göndermeye karar verilmesi, tabii bu arada İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Ankara’da üst düzey kabule mazhar edilmesi gelişmesini eleştirirken, “One minute Sayın Erdoğan” ifadesini kullandı. 

İsrail’le aranın açılması, büyükelçinin geri çağrılması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Davos’ta konuşmacı olarak katıldığı panelde, aynı platformda konuşan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’e “One minute” çıkışı sonrasının eseriydi. Onu hatırlattı parti genel başkanı.

Hepimiz, o çıkışın, o anda verilen üzerinde fazla fikir yürütülmemiş bir tepki olduğu düşüncesindeyiz.

Peki ya gerçek öyle değilse?

O sıralar henüz başbakan olan Tayyip Erdoğan’ın başbakanlıktaki ekibi tarafından, önü-arkası iyice tartılarak, Davos’a doğru yola çıkılmadan önce belirlenmiş bir tepki tavrının, panelde fırsat beklenerek yeri geldiğinde sahnelenmesiyse?

Gazze’yi bir kez daha bombalamıştı İsrail ve o tavır bütün İslam Dünyası’nda kitlelerin gönlünü kazanmaya yaramıştı.

O günlerde -2009- İslam Dünyası kitlelerinin gönlünü kazanmak önemliydi ve Davos’ta sergilenen tavır o işe yaradı.

İsrail ile şimdilerde yakınlaşma ise farklı bir ortamın gündem maddesi.

Reklam

AK Parti iktidarı adına Tayyip Erdoğan’ın, o gün o tepkiyi vermeye, bugün ise ilişkileri düzeltmeye ihtiyacı var.

İki politik tavır da, görevi Erdoğan’a politik önerilerde bulunmak olan aynı kişi/ler tarafından bile teklif edilmiş olabilir.

Benzer bir durum, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve en son Suriye’ye dönük politikalar için de düşünülebilir.

Bu ülkelerle arayı açmak gerektiğinde ara açılmış, ilişkileri onarmak gerektiğinde de o yolda adımlar atılmış ve her iki politik tavır da döneminin gereği olarak belirlenmiştir.

Yunanistan başbakanını Ankara’da kabulden ve ikili ilişkilerin iyileştiği görüntüsü verilmesinden hemen sonra, çok farklı ifadelerin, bombardımana dönüştürülerek kullanılması bile, zamanın şartları ile açıklanabilecek, üzerinde düşünülmüş ve benimsenmiş iki farklı tavır olabilir.

Ekonomi konusu da giderek bana üzerinde bayağı düşünülerek belirlenmiş gibi gelmeye başladı.

O konuyu deşmeden önce, birbiriyle çelişir görünen politik tavırlar arasındaki ortak motivasyonu belirlemekte yarar var.

Üzerinde düşündüğümde, hemen her konunun, konular dış politikayla ilgili bile olsa, iktidarın devamını sağlayacak bir yönü olduğunu görebiliyorum.

İslam Dünyası’ndan kitlelerin gönlünü kazanmak da, ülkede yaşanan bir darbe girişiminin failleri için dışarıda bir sorumlu arayışına girmek de, komşu ülkeyle arayı açmakla sonuçlanacak olsa bile ‘Mavi vatan’ gibi bir hedef koymak da, içeride partiye desteği beklenen kitleleri elde tutmaya yarıyor.

Arada yaşanan olumsuzluklara rağmen, iktidarın devamını sağlaması bakımından, sarf edilen her sözün ve alınan her kararın böyle bir önemi var.

Faiz konusundaki tutuma da benzer bir açıdan bakamaz mıyız?

Bana bakabilirmişiz gibi geliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kendisine politik tavır belirlemede yardımcı olmakla görevli kadrosu, ekonomik sıkıntıların bu denli büyümesinin ana sebebinin, faiz konusundaki saplantılı görünen kararlar olduğunu herhalde bilir. Başta bilmiyor olsalar bile gelişmelere bakıp gerçeği görmüşlerdir.

Öyleyse o kararlarda ısrar neden?

Neden olabilir?

Acaba sebep, o konuda da, seçimlere gidilen ortamda 20 yıllık iktidarın taraftar kitlesinde ister istemez uyandırdığı bıkkınlığı gözlerden saklamak ve sorunların üstesinden gelmenin tek yetkili Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığında kalması ile sağlanabileceğini düşündürmek olabilir mi?

Sorun çıkmalı ki, çözümün gerekliliği gündeme gelsin ve iktidarın elinden geleni yaptığı görülebilsin…

Tabii dış politikada olduğu gibi ekonomide de her alınan -bazıları bizlere çelişkili gelebilen- kararların benim burada altını çizdiğim muhtemel sebepleri yanında, iktidara başka yan yararları da mutlaka vardır.

Zaten muhalefet konulara hep o yan yararların üzerine giderek yaklaşıyor.

Ve galiba iktidarın yanlışlarına dikkatler çekilirken, aslında seçimde iktidarın işine yarayacak politik tuzağa böyle düşülüyor.

Siyaseti yakından izlemediğine emin olduğum kadim dostumun “Bazıları Tayyip Erdoğan’ı çok hafife alıyor; saray diye anılan mekanda binin üzerinde oda olduğu biliniyor da, o odalarda insanların bütün gün uyudukları mı sanılıyor?” cümlesi bana bunları düşündürdü.    

ΩΩΩΩ

Reklam

29 YORUMLAR

  1. Güçlü rakibinden habire dayak yiyen zavallı boksörü , çalıştırıcısı dinlenme aralarında durmadan moral takviyesi yapmaya çalışır,
    _ Aslanlar gibi dövüşüyorsun, çok iyisin , az kaldı, bu maçı alacağız! Bravo , adamın dayanacak hali kalmadı , vur gözünün üstüne , iki seksen uzansın, haydi aslanım , göreyim seni !
    Bütün bunları dinleyen zavallı boksör yarı kapanmış gözleriyle antrenörüne dönerek bakmaya çalışırken şöyle der ,
    _ Yahu hocam , iyi söylüyorsun da peki biz bu dayağı kimden
    yiyoruz !
    Ahmet Melike ithaf olunur .

  2. Saray elbette seçimleri almak için çok yoğun çalışıyor. Ancak devlet yönetimi ile partiye yada tek kişiye hizmet tamamen içiçe geçmiş durumda. Bu haliyle halkın büyük çoğunluğu sarayı kendi temsilcisi olarak görmüyor doğal olarak. Yapılanlar demokratik bir yönetim çerçevesinde yapılmıyor. Kapalı kapılar arkasında bin odalı sarayda alınan kararlar doğrudan tüm ülkeye empoze ediliyor. Meclis tamamen devre dışı bırakılmış. Sadece uygulanan politikalara gerekirse meclisten bir iki göstermelik onay alınıyor. Mecliste kararların oluşturulması yani halkın yönetişime katılması gibi bir durum artık hiç yok. Ne S-400’lerin alınması, ne NATO’dan ve batı klübünden ayrılma, ne Rus ve Çin kulübüne yamanma konularında meclisin yani halkın bu kararlara katılımı söz konusu değil. Sadece yandaş medyaları aracılığı ile halkı manipüle ediyorlar ve alınan politikalara göre halkı taraftar hale getiriyorlar. Bu belirli bir zümrenin halk üzerinde tahakkümü ve demokrasiden tamamen uzak bir durum. Şimdiye kadar durum idare edilmiş olabilir. Ama bu politikalar ülkeyi zora sokmaya başladığında, ki şu anda bunu görüyoruz, herkes zararını görür ve ülke olarak içinden çıkılmaz zorluklara düşebiliriz. Düştük zaten. Büyük bir borç sarmalı, boş bir hazine, borç alamayacak duruma gelmiş olmak, stratejik ortakları kaybetme, ekonomik çöküntü durumu özetliyor. Denetimsiz ve kontrolsüz antidemokratik bir yönetimin ülkeyi getirdiği yer ortada. Bir yandan da demokratik siyaseti ve demokrasiyi kötü göstererek demokrasilerde olmazsa olmaz muhalefeti işlevsiz hale getiriyorlar. Medyanın durumu da, bağımsız olması gereken yargının durumu da ortada. Buradan iyi bir sonuç beklemek sadece hayal. Uzun vadede sürdürülebilir bir durum da değil. Ülke böyle faşist bir yönetimle asla düze çıkmaz. Tarihte ve günümüzde örneği yok. Gelip geçici iyi günleri görürüz ama Osmanlı gibi bir ileri iki geri gideriz. Bunu siyasi islamcı ve davacı dar kafalılara anlatmak zor. O yüzden ülke olarak geri kalmışlığımızın cezasını hep beraber çekiyoruz.

    • Demokrasi yoksa neden Türkiye’de yaşıyorsun? Almanya’ya gitmeyi düşünüyoruz. Sende benim gibi yap.

  3. TAM BİR HAYAL DÜNYASI SAYIN CUMHUR BAŞKANI SİZLER KADAR İNCE DÜŞÜNEN KİŞİLİGE SAHİP OLAMAZ İÇİ DIŞI BİRİ OLDUGUNA BU ASİL HALK İNANIYOR VE GÜVENİYOR BU KADAR DETAYLI DÜŞÜNEN KİŞİLERİN ANCAK YURT DIŞINDA EGTİMALMIŞ KİŞİLERİN YAPACAGINI DÜŞÜNÜYORUM HELEDE MESELA AVURPANIN ÜNLÜ OKULLARINDA DERS ALMIŞSA

    • Evet o bir fenomen. Kendisini sorgulayamadığımız için de orada sarayında halkı için en iyisini yapıyordur herhalde sultan. İyi düşünmeye devam edelim. Sorgulamayalım, hesap sormayalım. Alternatifimiz de olmasın. Artık demokrasi yok zaten.

  4. Yurdum insanının kafasını daha az yormasına sebep olacakken, daha fazla kafasının karışmasına neden olmuş görünüyor.
    Suudi krallarının prenslerinin, olmayan adamı yok etme seansı sonrası göndersinler de …
    Veya yrlampın papazı ver kızı al oyunu sonrası hiç bişey olmasada olmuş gibi olabiliri tersinden okuduğunu gören partili,
    Tabiki chs diyecek!🤗
    Sen ağzınla kuş tutsanda, boşu doldurup sırtında taşısanda artok nafile!…
    Atı alan çoktan Üsküdar’da çay içmeye başladı bile😂.

  5. “Bazıları Tayyip Erdoğan’ı çok hafife alıyor; saray diye anılan mekanda binin üzerinde oda olduğu biliniyor da, o odalarda insanların bütün gün uyudukları mı sanılıyor?”O ODALARDA ÇALIŞANLAR LİYAKATA GOREMİ İŞE ALINMIŞLAR?BU ÇOK ÖNEMLİ.

  6. İster saray eşrafı olsun ister akp merkez bina çalışanı olsun bu gün devlette herkes kendine çalışıyor. İki gündür sağından solundan önemli gazetecileri dinliyorum anlatılanlar saç baş yolduracak şeyler ama Allah’tan gazeteleri televizyonları kontrol ederek milletin gözünü kulağını sağır ettiler de duyan gören olmuyor.

  7. Yazardan alıntı:
    “Bazıları Tayyip Erdoğan’ı çok hafife alıyor; saray diye anılan mekanda binin üzerinde oda olduğu biliniyor da, o odalarda insanların bütün gün uyudukları mı sanılıyor?”

    Binin üzerindeki odada çalıṣanlardan atanmıṣların ülke için çalıṣması lazım. AK Partinin tekrar seçilmesi için değil.

    Çalıṣma amacı AK Partinin yeniden seçilmesi olan her devlet memuru makamını AK Parti merkezi ile karıṣtırıyor. Burada en azından bir etik sorunu var…

    Maaṣlarını sadece AK Parti üyelerinden değil muhalefetteki insanların da vergilerinden alanların bu konuyu bir düṣünmesi lazım…

    Türkiye‘de Erdoğan’ın yaptıklarından çok söylediklerini ciddiye alanlar az değil.

    Seçimi de Erdoğan’ın söyledikleri ve yaptıkları arasındaki farkı görebilenler belirleyecek.

    • Türkiye’deki arkadaşların seçimde Erdoğan’a oy vereceğini bilseler ne derler? Almancılar Türkiye’de yaşamadağı için oy kullanmasına izin verilmesini istemezler.

  8. ülke için çalışmakla bir parti için çalışmak aynı şey değil.
    sayın erdoğanın 20 yıl iktidarda kalması başarı,
    ama ülkenin geldiği yer başarılı değil.
    ggeçenlerde de yazmıştım, başarılı meliklerin ardında her zaman bilge danışmanlar olmuştur, bilgi de bilgelikle aynı şey değil. bilgi bir silah gibidir, bir silahla hayatta da kalabilirsiniz, katil de olabilirsiniz. bilgiyi ülkeyi kalkındırmak için de kullanabilirsiniz, kendinizi ve partinizi, ailenizi ve yakınlarınızı kalkındırmayı da tercih edebilirsiniz.
    benim bir vatandaş olarak mevcut iktidara yönelttiğim eleştirilerin başında ülke kaynaklarının adaletsiz paylaşımı ve halkın parasıyla yapılan israflar var.
    adalet herşeyin ölçüsüdür.
    terazi şaştı mı,
    dış politikadan, ekonomiye
    yargıdan, eğitime,
    tarımdan, turizme bir ülkede her şey şaşar,
    nitekim yaşadığımız budur.
    omurga adalettir,
    omurganız hasarlıysa, kıyam edemezsiniz.
    20 yıl değil, 40 yıl iktidarda kalın, ne olacak?
    daha fazla vebal.
    maaşını milletin ödediği değil 1000 oda dolusu çalışan bir kişi bile olsa aldığı para haramdır, ülkede temel gıdasını alamayan değil milyonlar, bir kişi bile olsa o iktidarın iktidarı için harcadığı helal olabilir mi?
    neredeyse tüm parametrelerde korkunç bir gerileme yaşıyoruz,
    dış politikada bugün söylediğimiz her şey dünden çok farklı.
    elbette ülkelerin dostluğundan değil çıkarlarından dolayı farklılaşan politikalardan söz etmek mümkün ama ilkeler bazında değil.
    tam da bu nedenle istikrarlı bir ilerleme yerine istikrarlı bir gerileme gösteriyor neredeyse tüm rakamlar, makyajlı halleriyle bile.
    bir gün “tanrı” gelip işleri düzeltmeyecek.
    karanlık odasına güneşin dolmasını isteyen,
    panjurlarını açmalıdır.
    karanlık, kader değildir.

  9. Buna kısaca “Win win” kazan kazan siyaseti denir. Eskiden ekonomik olarak güçlüydük Erdoğan bunun üzerine ülkelere kükrüyor halkın kendine bağlanmasını artıyordu.

    Nerden nereye geldik. Artık yabancıların Elini öper duruma geldik. Buna kısaca:

    “Kurt Kocayınca Köpeğin Maskarası Olur ” Deriz.

  10. Muhalefet delidir ne yapsa yeridir dedirtiyor bana bazan! Bazan da bana da çok şey düşün dürtüyorlar sağolsunlar🤗.
    AOÇ’ye saray yapıldı diye yaygara koparıyorlar.
    Suriyede ne işin var diye soruyorlar.
    Faizi niye indirdin diye soruyorlar.
    Milyonlarca paralık (hangi para cinsinden?) Sözleşmelerden bihaberler.
    4 şerit yol yaptık diye övünmekten yollarda yağ oranı fazlaşığından taştığından olsa gerek, otoboslar kamyonlar tırlar hatta ambulans lar kazaya malzeme olmuş haberleri varmı ben göremedim.
    Ekonomiden anladıklarından da şüpheliyim.
    Allah’tan ekonomiden anlayan ekonomist bir başganımız var!🤗😊
    😂😂😂😭😭😭

  11. Tevilin , doğrusu bu kadarı olur mu , bilemiyorum ; bu tıpkı Sultan Abdülhamit Han cennet mekan hazretlerinin ! ördek fıkrasına benziyor !
    Konunun diğer tarafına gelince ; eğer Fehmi Beyin dediği gibi ise vay halimize , demek ki bu savrulmalar bir devlet politikası imiş, o zaman devlet bitmiş demektir !
    Ve Bekri Mustafa’nin dediği gibi : Buyrun cenaze namazına !!!

  12. ODA İSRAFI
    Batan geminin mallarının yemesi için bu kadar mesai ve odaya gerek yok.
    Ne söylesen deli gibi alkışlıyorlar.
    Olay seçim, seçmen, siyaset bağlamından kopalı çok oldu.
    Tanrı-kul, ibadet düzleminde son sürat devam ediyor.

  13. Sayın Koru ,

    Nihayet! Senelerdir bunu anlatmaya çalışıyorum. O bir siyaset dehası ! Fırsatları görebilen ve değerlendirmesini çok iyi bilen biri. Bunu yaparken de ustalıkla idare ediyor etrafta gelişen olumsuzlukları . Sonuçta bir kul olarak alnını secdeye koyup O ndan yardım istiyor .

    Ve eğer, Allah Sana bir zarar dokunduracak olsa, yine O’ndan başka bunu Senden kaldırıp giderecek yoktur. Ve eğer Sana bir hayır isterse, O’nun bol fazlını (ikram ve in’amını) geri çevirecek de yoktur. O, kullarından dilediğine bundan (hayırdan) isabet ettirir. O, Bağışlayandır, Esirgeyip Koruyandır. Yunus 107

    Şayet Allah sana bir kötülük ve zarar dokunduracak olursa, O’ndan başka bunu giderecek yoktur. Eğer sana bir iyilik ve yarar dokunduracak olursa (bu) da (Allah’ın lütfudur ve bunu da O’ndan başka geri alacak yoktur). O, her şeye güç yetiren (Kâdir-i Mutlak’tır).Enam 17

  14. 2009 one minute, 2010 da
    Mavi Marmara gemisine yükünü boşaltacak liman verilme ve yardımları Filistine teslim edlime izni verilmesine rağmen kabul etmimeyip 10 kışinin ölmesi gerekti’ki 2011 seçimlerinde zafer kazanılsın.Süriyeyide hep yedekte tutuyorki oylar düşmeye başlayınca acil ihtiyaci karşılaması için savaş Şehitler ve akpnin seçim zaferi.

    Sarayda oda sayısına gelince 1200 den daha fazlaimiş. Facebook’ta isim benzerliğinden dolayı Sarayda çalışıp yurt dışına çıkmış evli birisi sevgilisine yazdığını zannederek başka birine yazmıştı ondan öğrendik.

    Rahmetliler Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu na getirilen teklifi onlar red edince Erdoğan kabul etmişti ve ben onların dediğini yapmam deyincede Yazıcıoğlu “filler tepınır çimletmler altinda ezilir” diyerek uyarmıştı.

  15. Duygusal olmaya gerek yok…
    Şartlar değişince politika değişir,
    Dinamik coğrafyada statik dış politika olmaz…

    • Zate Erdoğan ve ekibi Perinçek paşa Yabancilara Politika değil Türkiyeyi satiyorlar.$400,000 veren 15 kişilik aileye hem vatandaşlık hemde ev satiyorlar.yabancılar politika alacak kadar enayımı?

  16. Sn koru hersey olmuş bitmiş yıllar geçmiş siz o yaşanan her şeyin senaryo olduğunu iddia ediyorsunuz.Bu senaryoların gerçek oldugunu iddia edecek biri bunları öğün açıklar idi.
    Herşey olmuş bitmiş diz yorum yapıyor daha doğrusu senaryo yazıyorsunuz,
    Dünya degisiyor öğün kavga edersin bugün barisirsin.Kim 10-15 sene önce Arabistan ile İsrail’in barisacagini.Bugun barıştılar.
    Ayrıca önce sorun çıkar sonra onu çöz.Biraz fazla hayalperest bir yaklaşım.
    Ülkeyi önce batır sönra düzlüğe çıkar yok böyle bir mantik>,

    • “Dünya degisiyor öğün kavga edersin bugün barisirsin.Kim 10-15 sene önce Arabistan ile İsrail’in barisacagini.Bugun barıştılar.”

      Böyle mantık olmaz.

      Elbette ülkeler devamlı küs kalmaz.

      Misal Mısırda sisiye onca laf söyle sonra Barış,

      Misal suriye’de Esada her lafı söyle sonra barış böyle bir dünya yok.

      Erdoğan ile Bahçeli onca lafı birbirlerine söyleyip barışıyorsa bir bit yeniği düşünmelisin?

      Elbette ülkeler küs kalamaz. Bunlara laf söylediysen o lafı yemezsin Sisi, Esat gider yeni liderler gelir gider barışırsın Halklar küs kalamaz.

    • basit kavgalar söz dalaşları olabilir ancak suriye olayında 284 şehit çok çok fazla yaralı durumu var çocuk oyuncağı değil daha ekonomik boyutundan bahsetmiyorum bile siz ne konuştuğunuzun farkındamısınız.
      bizim askerimizi vuranlar ile el sıkışmak
      ya dün hata yaptınız
      ya bu gün hatadasınız.
      Şehitlerimizin durumunu tartışılır hale getirmeyin.

  17. Ne kadar da doğru. Çok akıllı 1000 osSki 1000 adam. Dünyada nam salmış, isim yapmış adamlar. Diplomaları var mı acaba? Harika. Yoksa kerameti kendinden meçhul tarikat liderleri gibi arapçayı bile ne kadar bildikleri tartşılır kimseler mi?

  18. Yöneticilik yapanlar bilirler ki en zor yöneticilik ara kademede yöneticilik yapmaktır. Hele hele de hem konunuzu biliyor hem de sizden daha düşük nitelikli birinin altında çalışıyorsanız işiniz çok zordur. Hele bir de kafanızın çalışması dilinize de vurmuşsa artık orada barınamaz hale gelirsiniz. Ancak en tepeye varınca bir anda ne yapsanız yeri haline gelir. Herkes yaptığınızda bir hikmet arar. Ara kademede olsanız tenkit edilebilecek birçok şeyi orada yapabilirsiniz. Her yanlışınıza bir hikmet bulan onlarca kişi olacaktır.

    Putin’in durumunu ele alalım. Ukrayna işgali öncesinde azıcık farklı bir görüş açıklamaya kalktığı için istihbarat kurumu başkanını herkesin gözü önünde nasıl paylamıştı. Tüm doğru tenkitlere bir anda sağır olundu ve Ukrayna bataklığına batıldı. Şimdi onlarca yıl giderilemeyecek şekilde Rusya uluslar arası imajını tahrip etmiş durumda. Her şey de kördüğüm olmuş durumda. Kuyuya atılan taşı kırk akıllı çıkaramaz halde.

    Rusya benzeri ülkelerde sistem maalesef azıcık makul olan görüşleri öne sürenleri çok kolay izole eder. Ondan sonra da yanlışların sayısı artar. Herkes ya nemelazımcı olur ya sitem dışına atılır veya ayrılmak zorunda kalır.

    Olayları hikmetli bir şekilde açıklamak çok fazla iyimserlik. Tabii ki hiç kimse rakibini küçümsememeli ama “görünen köy kılavuz istemez” demiş atalarımız.

  19. Akp’nin siyaset mühendisliği,seçmeni yönlendirme atraksiyonları bir zamanlar işe yarıyordu.Fakat seçmen Akp’lilerin yalan ve dalavereci tavırlarını gördüğü için bu sefer bir sonuç alacaklarını zannetmiyorum.

    • Unutmayın hirsiza kapi sorulmaz.
      Geçen gün CHP secmen listelerini YSK den inclemek için almıştı.1900 den õnce doğmuş seçmenler varmış o listelerde. Istersen triliyolarin olsun hırsız sizin o paranızı 10 dakikada.

Yoruma kapalı.