İktidarla muhalefetin güç göstersinde kim önde? İktidar karşısındaki partilerden ziyade başka bir şeyden korkuyor gibi…

24
Reklam

Sonunda partiler 40 gün sonra yapılacak yerel seçim için adaylarını Yüksek Seçim Kurulu’na sundular. Böylece hangi partilerin seçime kendi adaylarıyla gireceği, hangilerinin başka partiler lehine bazı yerlerde aday göstermediği de belli oldu.

Genel seçim sonrasında başlayan Millet İttifakı’ndaki çözülme bütünüyle gerçekleşmiş; bir-iki il dışında, CHP, bu seçimde tek başına. İttifakın diğer üyeleri arasında gerçek anlamda ittifak, yalnız Saadet ile Gelecek partileri arasında.

Cumhur İttifakı’na geçen seçim öncesinde katılan bazı partiler bu seçimde kendi yollarına gidecekler; ancak o ittifakın ana eksenini teşkil eden AK Parti ile MHP birlikteliği tam bir çelik çekirdek görüntüsünde.

Bu tablo da, neredeyse her bakımdan -özellikle de ekonomi bakımından- en zayıf halinde bulunan iktidar ile, 22 yıllık iktidarı en zayıf halinde yakalamış muhalefet arasındaki yarışın, en muhtemel galibini, önceden tahmin etmeye imkan vermiyor.

Kamuoyu yoklamaları da, belli başlı seçim bölgelerinde yarışın at başı gittiğinin işaretlerini taşıyor.

Böyle durumlarda sonucu kampanyalar belirler; peki bu seçimde kampanyalarda hangi taraf ileride?

Dün, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katılacak Kaan adı verilmiş muharip uçağın tanıtımı yapıldı. Görkemli bir tanıtımdı bu. Aslında devletin imkanlarıyla yapılmış bir çalışmanın ürünü olan uçak, iktidarın hanesine birkaç puan daha yazılmasına yarayacak bir sunumla tanıtıldı.

Yerel seçim yarışında iktidara puan getirir mi yerli muharip uçak yapımı?

Reklam

Hiç kuşkusuz bizim ülkemizde getirir…

Eminim, önümüzdeki 40 gün içerisinde, seçim günü yaklaştığında daha da sıklıkla, Kaan benzeri sürpriz yeniliklerin tanıtımıyla daha tanışabiliriz.

İktidar açısından yerel seçim malzemesi sayılabilecek bir propaganda malzemesi yok; o da bütün gücüyle seçmeni en nazik olduğu başka noktalardan sandıkta kendisi lehine oy kullanmaya  yönlendirme çabasında.

Daha çok negatif unsurları kullanıyor muhalefete karşı iktidar…

Muhaliflerin kampanyaları ne durumda?

Birkaç gündür başkent Ankara’dayım ve yukarıdaki soruya cevap arayan bir gözle etrafa bakınıyorum. 

Muhalefet, kampanyasını, adayının sokak temaslarıyla yürütüyor Ankara’da. O temaslar CHP medyası tarafından duyuruluyor; esas etkilenmesi gereken kitlelere ise ulaşmakta zorlanıyor muhalefet.. Ayrıca caddelerde başkan adayının kendisini ve hizmetlerini tanıtan pankart ve poster çalışmaları da var.

Onlar da cılız…

Reklam

Seçim gününe kadar kampanya şu sıralardaki tanıtım malzemeleriyle ve sokak temaslarıyla yürütülürse, kanıksanma kaçınılmaz olur.

Konu üzerinde düşünürken, karşıma, AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kısa süre önce bir yerlerde yaptığı konuşma çıktı.

Gözlerimin fal taşı gibi açılmasına sebep olan bir konuşma bu.

Okuyalım:

“Başta CHP olmak üzere muhalefete bakıp asla umutsuzluğa kapılmayın. Alternatifsiz değilsiniz. Hiçbir vatandaşımızın kendisini dışlanmış, ötelenmiş, yok sayılmış hissetmesine gönlümüz razı değildir. Şayet siyasetten beklentiniz hizmet ve eser görmekse biz buradayız.”

Siz bu cümleleri nasıl algılarsınız elbette bilemem ama kendi yorumumu paylaşabilirim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sözleriyle, muhalif tabanın oylarına talip oluyor ama bununla da yetinmiyor, ondan daha ötesini de hedefliyor.

Muhalefetsiz bir Türkiye hedeflediğini de belli ediyor.

Siyasette iktidar olabildiğince güçlü olacak, muhalefet ise kıytırık ve daha da önemlisi tabansız hale gelecek…

Gerçekleşebilir mi bu hedef?

Son seçimden bu yana geçen 10 aya yakın süre içerisinde muhalefetin kendi kendisini düşürdüğü bölük pörçük durum, cılız kampanya ile gidilecek seçimde önemli kentlerin kaybını da getirirse, olmaz sanılan her şey olabilir.

Seçimde önemli merkezler yeniden iktidar partisinin eline geçecek olursa, yeni dönemde muhalefeti iyice marjinal hale düşürecek gelişmelerle karşılaşabiliriz.

Burada muhalefetin bu görüntüsüne rağmen meydana gelebilecek bir muhtemel gelişmeyle bu yazıyı bitirmek isterim.

Toplumda derinden derine varlığını hissettiren, iktidar ne yaparsa yapsın ikna olmayacak, muhalefet ne kadar bölük pörçük olursa olsun ona alan açacak bir dalga da varlığını hissettiriyor.

Galiba iktidar da muhalif partilerden çok böyle bir ihtimalden çekiniyor.

O dalga, sandığa yansırsa, önce iktidara ders verebilir, sonra da muhalefeti dönüşmeye zorlayabilir.

ΩΩΩ

Reklam

24 YORUMLAR

  1. 200 Bin seçim sandığı var. AA seçim sonuçlarını nereden aktardığı belli. Ama muhalefetin güvendiği ANKA sonuçları nereden aldı. Serbest platformlar var, onbinlerce gönüllü ile çalışıyorlar ama sonuç yayinlamıyorlar. O zaman ne işe yarıyorlar. CHP seçim bürosu her zamanki gibi görevlilerinden sonuç alamıyor. Sanki hepsi AKP’nin seçim sonuçlarına meşrutiyet kazandırmak için varlar. Halkın oyu korumasız. Bu kadar ekonomik çöküşe ve yıpranmaya karşın AKP nin hep %52 alması normalmi? Diğer partileri bilmem ama CHP hiç bir şey yapmasın sadece seçim sonuç sistemi kursun her şey değişir. Tabi içindeki ajanlara yaptırmasın bu işi. Ayrıca 10 yıldır bu işi yapamayan bu yüzden 3 seçim kaybettiren adı güzel birini Bel. Başkanı adayı yapmasını çok yadırgadım.

  2. DİDEM 21 Şubat 2024 De 15:20

    Didem hnm, İliç-Altın konusu vesile oldu, olaya farklı bakış açımdan teknik bilgi eksikliği ve yanlışlar konusunda görüşlerimi ifade ettim. CeHaPe bazlı internet medyasının «bir fırsat daha çıktı, vurun hükümete» zihniyetini eleştirdim. Bu zihniyetin bir temsilcisi tonton videocunun hata ve abartılarına değindim. Davet ettiniz bildiğinizi paylaşın faydalanalım dediniz. Kısıtlı zamanıma rağmen onu da yaptım. Sanıyorum ki neticede epey yol katettik.

    Diğer konu, epeyce uzun. Kemikleşmiş klasik CeHaPe’yi kuran siyasi hakimiyet temin eden belli. Kuran’ın latin alfabesine geçişten sonra Türkçeye tercümesinin nedenleri konusunda başka görüşler de var. İnternette bir Haberhürk programında denk gelmiştim. «Dil»e, «Okumaya» «kültür»e gayet önem veren biri, inanılması zor kanıtlarla işin adresi olarak CeHaPe iktidarını gösteriyordu. Dönem, kurucusu M.K.Atatürk Paşamızın sağ olduğu dönem. Zamanında burada kaynak da göstermiştim (kaldırılmadıysa halen internette olabilir). Zülfüyare dokunan konularda farklı bakış açıları yadırganıyor, tabi. Bu arada «Akıl*İman Sentezi» (Sentez!) konusunu önemli bir tespit olarak görmenize de teşekkür ederim. Paşamızın «deha» olup olmadığı konusunda farklı düşünüyoruz. Bence değil(di)!

    Kurtuluş savaşı süreci ortak paydamızdır. Geçmişten gelen «iman» ve «akıl» tek vucut (sentez!) birleşerek herkesin katkısıyla can havli ile zoru başardı. Zaafiyet çeşitlerinden sigara ve içki ne o dönem ne de sonraki dönem için mesele değil ve tabiki her insan için geçerli. İnsan zaaflarıyla yine insan. Allah’ı tanıyabildiği imanı işlediği sürece zafiyetlerini giderme konusu ilave bir sorumluluktur her insan için. “Akl”ederse özeleştiriler yardımcı olur. «Akıl*İman Sentezi» kavramı çerçevesinde «deha» standardı oldukça yüksek bir standartır. Kendini zaafiyetlere kaptırmayacak sağlamlıkta bir irade beklentisi normaldir. Şahsen ben göremedim. “Deha”lık konusundaki zaafiyetinden ötürü eline gecen firsatları iyi kullanamadı (ENöncelik konusu, lütfen!). Savaş yıllarından stressiz hayata geçiş döneminden sonra da Paşamızın artıları yanısıra eksileri irdelendiğinde geriye kalan siyasi mirası CeHaPe dir. Erkence de terketti dünyayı. Yakınlarımdan da biliyorum. Bunların bir çoğunun üç ihlas ve elham okuyacak durumları yok (malesef). Siz farklısınız, istisnasınız. Yanılmıyorsam, bir ara ülkemizde dünyadaki Buda (Buddha) heykelinden çok Atatürk heykeli olduğunu dile getirmiştiniz.

    …..
    İdiolojik inat sembolü,
    Klasik hep aynı Heykel!
    Sanki başkaları yok,
    Onların başları kel!
    …..

  3. cumhur ittifakinin İstanbul adayı maden faciasiyla aynı madenin ÇED raporu arasinda bağlantı kuramiyormuş:)))

    • Nasıl kursun ki, Sn Baran. Bu konuda haksızlık yapma. Mevzuat belli. Özelleştirmelerle (döviz hatırına) madencilik teknik yanlarıyla 30-35 yıldır yabancılara terkedilmiş, adeta. imza attmak attırmak iş mi? Vakti geldiğinde de cezalandırmak için imzalar atılmıştır. Mevzuat belli!

  4. devletin imkanı ile yapilan uçak demişsiniz pardon hangi hükümet hangi ülkede kendi imkanı ile iş yapıyor yada size şöyle sorayım hangi belediye başkanı kendi imkanı ile hizmet yapıyor yakında jübile yaparsınız diye düşünüyorum

    • Belediye başkanı kazandığının ertesi günü belediyesinin kapısına mal beyanını pekala asabilir!
      Bunun için hiçbir ücret ödemesi gerekmiyor!
      Bak ondan sonra hizmete:)))

  5. Gerici kesimlerin Soy ve Cibilliyet küfürleri hızla gidiyor. Dolmabahçe sarayından gayrı tüm vatan Sevr ile işgal edilmiştir. Atatürk Osmanlıyı yikmadi, zaten tüm topraklarını kaybederek yok olmuştu. Atatürk ve ordusu Anadolu’yu ve İstanbul’u yeniden fethetti. Onun şahsında Alparslan ve Fatih zuhur etmiştir. O Peygamberimizin feth hadisine tekrar mazhar olmuştur. Şimdi Atamiza ve ailesine soy sop kufurleri edenlerin acaba nesebi nedir. Agizlarindan bir kere bile ben Türk’um demislermidir. Hâlbuki Türk ırkı kutsal toprakları Hatimilerden, Şah İsmail den, Haçlılar dan, Moğollar dan, ve Emperyalistlerden korumuştur. Türk almamış, hep İslam’a vermistir. Elbet Allah kurtaricilarina kufur eden nankörlere bir azap verecektir.

  6. Kıymetli yazarımızın son sözü çok manidar : ” – O dalga, sandığa yansırsa, önce iktidara ders verebilir, sonra da muhalefeti dönüşmeye zorlayabilir. ”

    Yazarımızın temennisini yansıtan bu söz, iktidara ders vermek gerektiğini söylüyor söylemesine de ; bu muhalefetle olmayacağını kendisi de biliyor… Denklemi tersten söylüyorsunuz Sayın Koru;
    bu muhalefet dönüşmeden iktidara ders verilmez.

    önce Muhalefet dönüşecek, halkımız iktidara alternatif olarak görmediği sürece oy vermez.

    • Sistem bu şekilde devam ederse muhalefet cikler cik cik kuş olup uçup giderler zaten kendiliğinden.
      Bu enflasyon bu pahalılık bu kadar hastalık afet kıtlık sonrasında!!!!!
      ÜRETMEDEN HANGİ ÜLKE HAYATINI İDAME ETTİRE BİLİR?
      çok olsa olsa kralçıplak diyeni kendinin rakibine oy vereni çalıyo.!! diyeni hatta hIKK
      diyeni dahi,
      İdam çıkarılsın deyuuu…
      sultanahmet meydanında ip atarlar halkın üstüne eninde sonunda:(
      Muhalefetin yok oluş serüveni ilgilendirmiyor aslında milleti,
      kim daha çok verir? onun derdine düşürmüşler herkesi?:((

  7. Fehmi Bey bugünkü yazısının sonunu “… alan açacak yeni bir dalganın varlığı …” ile bitirmiş.
    Bu dalganın adını yazmadığı için, hepimizi de merakta koydu.
    Acaba bu yeni dalga, Oy Birliği adlı oluşum mudur?

    • DEM-CHP işbirliğinin önemli yansıması DEM’in İstanbul’un 22 ilçesinde aday göstermemesidir. Bu ilçelerde özenle seçilmiş, AK Parti ile CHP arasında oy farkı az olan yerlerde aday gösterilmemiştir.
      DEM’in İstanbul’dan aday çıkarması siyasi bir hesap, CHP ile DEM’in ayrı aday çıkarması sinsi bir oyundur.

  8. CB’nın rakibi yok şu anda. İmamoğlu “benim rakibim kim, biliyorum” diyor ama, biz bilmiyoruz 😊🤔kim acaba?
    Asıl mesele şu bu o değil aslında; geçim!
    Geçimin finansmanı!!!!
    Geçimin finasmanının yolu da SEÇİM kavşağından geçiyor malesef 😡.
    Ekonomide bile baş edemediler 6 ay geeççtiii.. uyuyanlar uyuyor hâlâ..
    “Para babalarının karnını doyursan doymayan aç gözlerini😡😡😡”.
    Halk açmış işsiZmiş evsizmiş!…
    Binaaleyh,
    Birisi gelirse kurum kurum kurulur koltuğa!😊 ve yap kızım!.. kes şurdan bir porsiyon😡😡😡😡😡😂🤣😂😂🤣😂
    Öbürü gelirse;
    Yap (amadıkları) yapacaklarının teminatı.
    Yani demem şu ki; HAKİKAT:
    Belediye meclislerinde ve ilçelerde kim sayıca yüksek çıkabilirse!!! Mecliste
    kim ittifak yapmayı becerirse!… (belediye meclisi TBMM’ye giden yolun birinci basamağı mı oluyor acaba?)
    Gidecek bir dönem daha BÖYLECE😶

    Sıra gelirmi?

    • İmamoğlu’nun rakibini herkes biliyor, Kurum’un kimin emanetçisi olduğunu bilmiyor olamazsınız. Bu seçim İmamoğlu ve tek adam arasında. O yüzden yine kritik bir seçim arefesindeyiz. Herkes farkında.

  9. garson, masasının yanından geçerken yemeğini yemekte olan müşteriye “eti nasıl buldunuz” diye sormuş, müşteri sitemle çevap vermiş;
    “patateslerin arasından güçlükle…”
    bizimde aynı şekilde bunca krizin, sorunun, yanlışın, çarpıklığın içinde güçlükle bulabildiğimiz şeylerden biri kaan.
    muharip uçağımız vatana, millete hayırlı olsun.
    bir seçim malzemesi olmasının hiç bir sakıncası yok bence
    uyduruk videolara tercih ederiz elbette…

  10. EKREM İMAMOĞLU’NUN KADERİ
    31 Mart yerel seçimleri aynı zamanda Ekrem İmamoğlu seçimleri olacak. Ekrem İmamoğlu İstanbul’u kazanırsa, 2028’de cumhurbaşkanı adayı olacak. Kılıçdaroğlu ise CHP’nin arşivine kaldırılacak. Ama İmamoğlu kaybederse o zaman hem cumhurbaşkanı adaylığı hayalleri sona erecek hem CHP genel başkanlığı rüyası son bulacak. Efsane olayım derken tasfiye olacak. Ekrem İmamoğlu filminin sonuna gelinecek, Ekrem İmamoğlu The End yazacak…

    • Çok doğru tespitler. Tek adam rejimine kimse mahkum olmak istemiyor ama. Akp’ye kerhen oy verenler dahil. O yüzden İmamoğlu’na İstanbul’un çoğunluğu yol verecek diye düşünüyorum. Hiç olmazsa bir alternatif olsun diye. Yetti gari durumu yani. Tek adam artık o kadar yalnız ki, çıkara çıkara bir bürokrat çıkardılar. Yok çünkü. Tekrar hadi Binali diyemezlerdi çünkü millet Sisi demişti. Netekim öyle oldu sonunda.

      • Ender bey “Tek adam rejimine kimse mahkum olmak istemiyor” filan diyorsunuz ama yedi kocalı hürmüz gibi bir muhalefet de olmaz olsun!

        • Altılı masa vardı, ama 7’li olan Cumhur ittifakıydı. Sayalım. Akp+Mhp+Bbp+Dsp+Vp+Hüp+Yrp kaç oldu. 7 Kocalı dediğin Hürmüz nereye yapıştı, bak aslında kime ayıp ettin.

  11. Seçimlere, 42 gün kala, elden ele bir anket dolaşıyor. Asal Araştırma son anketi, 21-29 Ocak tarihleri arasında 26 ilde yapıldı.
    CHP’nin oy kaybı yaşadığı büyükşehirler 10 puan ve üzeri:
    Adana, Hatay, İzmir.
    7-10 puan: İstanbul, Ankara, Antalya, Çanakkale, Eskişehir 6 puan: Ardahan, Artvin, Aydın, Bilecik, Bolu, Burdur, Edirne, Kırşehir, Mersin, Muğla, Sinop, Tekirdağ, Yalova.

    Türk siyasetinde, en kısa genel başkanlık yapma rekorunu Özgür Özel kıracağa benziyor. Özel’in tükenişi, İstanbul’da listelerine karıştırılmaması ile başladı. Ekrem İmamoğlu’nun altında ezildi. Hatay belediye başkan adayını dahi değiştiremeyen genel başkan konumuna düştü. İstanbul’da seçimi kaybedip Ankara’ya gelecek, CHP Genel Başkan adayı olmaya karar vermiş, İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında kalma pastırmaya dönme süreci başlamış görünüyor. BAY BAY KEMAL VARDI. ŞİMDİ SİYASET, BAY BAY ÖZGÜR’E TANIK OLACAK…

    • Dediğiniz gibi İmamoğlu’nun CHP’yi aşan Türkiye’ye yürüyen bir duruşu var, millet sevdi ve güvendi. Tek adam rejimini yıkacak tek aday da o gibi görünüyor. İstanbul onu yedirmeyecektir bu sebeple. Ne kadar kamu oyu yoklaması pompalasalar da, mahkemelere koşsalar da gidişi durduramıyorlar. Kehanetin sahibinin dediği gibi, İstanbul’u alan gerisini de alır. Öyle olacak mı bu seçim gösterecek. Siyaset ustası bu sefer de yanılmayacak diye düşünüyorum. Tek adama bay bay diyebilecek mi millet hep beraber göreceğiz yakında.

  12. ACABA YOK MU? ACABA BİRDEN ÇOK MU?
    Söylediğinin tam tersini yapma konusunda tarihte eşi-benzeri görülmemişler için “bir tek tanrı bir” sözlerine inanırım deyişi vardır.
    Ben de diyorum ki, bunlar “Tanrı bir” diyorsa “Acaba yok mu? Acaba birden çok mu?” diye iyice sorgulayıp araştırmak gerekir.

  13. Sayın koru boş tencere iktidar devirir söylemine filan başvurmadan yazısını bitirebilmiş maşallah…
    Geliyor gelmekte olan:))))))

    • “Gidiş kötü kolla ”
      Ben demiyorum kim diyor?
      “31 Mart 2024 tarihinde bu KÖTÜ GİDİŞE dur diyeceğiz”
      Daha ne desin?
      Sayın KORU’nun bir şey demesine gerek var mı?

Yoruma kapalı.