‘Kadın yüzyılı’nda kadın gazeteciye verilen mülakatta tersleşme ‘ikinci One Minute’ olabilir mi?

26
CB Erdoğan Amerikan PBS kanalında..
Reklam

Biz önümüzdeki döneme ‘Türkiye Yüzyılı’ adını taktık; yerindedir. 1923 yılında sahip olunan Cumhuriyet bu yıl 100 yaşını doldurmuş oluyor ve önümüzdeki dönem bu anlamda Türkiye için yeni bir yüzyıl.

Adı konulmamış bir 100 yılı da ben 21. yüzyıl için çoktandır belirledim: ‘Kadın yüzyılı’ içinde bulunuyoruz.

Düşünün diye kısaca özetliyorum: Bundan 100 yıl önce pek çok ülkede kadınlar bırakın siyasi hayatta önemli mevkilere gelmeyi, oy kullanma hakkından bile mahrumdular. Üniversiteler öğretim üyesi ve öğrenci olarak erkek ağırlıklıydı. İş dünyasında kadın iş sahibine, üst düzey yöneticiye rastlanmazdı. Gazetelerde tek tük kadın meslektaş çalışır ve hiçbiri en tepe noktaya gelmeyi aklından geçirmezdi.

Yalnızca bizde böyle değildi, dünyada da böyleydi.

Şimdi öyle mi ya: Avrupa’da pek çok ülkede kadın başbakan var. Bazı ülkelerin hükümetlerinde erkekten çok kadın bakan yer alıyor. Eskiden işadamı, bilimadamı demeye alışmış diller ve kalemler şimdilerde iş insanı ve bilim insanı sıfatlarına ayarlı. Gazetelerde ve ekranlarda kadın muhabir, yorumcular ön planda.

Dünyada böyle ama bizde de durum farklı değil.

İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl hiç kuşkusuz ‘kadın yüzyılı’ olarak tarihte yerini alacak.

Eskiden olsa dünyanın öndegelen liderleri ile mülakata her TV kanalı en parlak mensubunu gönderirdi ve o kişi büyük ihtimalle erkek olurdu. Artık durum farklı. Liderler çoktandır kadın gazetecilerin sorularına cevap vermek zorunda kalıyorlar.

Reklam

Her yıl bu zamanlar New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) binası yeni çalışma dönemini dünya liderlerinin katılımıyla başlatıyor. Parlamenter sistem sırasında, cumhurbaşkanı bir yıl, başbakan da öteki yıl olmak üzere münavebeli olarak genel kurula katılırlardı. Son yıllarda ülkemizi orada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan temsil ediyor.

New York’a kadar gitmişken, her lider, dünyaya sadece BM kürsüsünden hitap etmekle yetinmiyor, ayrıca Amerikan televizyonları aracılığıyla da dünya kamuoylarını etkilemeye çalışıyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, bu yıl, hem BM kürsüsünden önemli mesajlar verdi, hem de PBS televizyonuna çıktı.

PBS kamusal yayın yapan bir kanaldır. Sahibi izleyicileridir. Her yıl teberru kampanyası açar PBS, bu arada nitelikli yayının devamı için zengin vakıflar da kanalı destekler.

İyi bir izleyici kitlesi vardır PBS’in…

Erdoğan’ı PBS adına ağırlayan Amna Nawaz kanalın ana haber sunucusu.

ABD’de doğmuş, ama tanınmış bir aileden Pakistan asıllı bir gazeteci Amna Hanım

Bizim medya PBS mensubu gazeteci ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında bir soru yüzünden sorun çıktığını haberleştiriyor. Yaşanana “İkinci One Minute olayı” yakıştırması yapan da var.

Reklam

Hani, yıllar önce Davos’ta, zamanın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez ile o sıralarda -2009- başbakan olan Tayyip Erdoğan Filistinlilerin hakları üzerine atışmış, o arada muhatabına “One Minute” çeken Erdoğan, oturumu terk de etmişti.

Bu defa anlaşılan mülakat terk edilmemiş, bir tersleşme olmuş sadece.

Amna Nawaz, “Sedef Kabaş, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ı susturmaya mı çalışıyorsunuz?” sorusunu yöneltince, Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kişilerle ilgili sürecin yargı tarafından yürütüldüğünü söylemiş, sözünün kesilmek istenmesine de tepki vermiş…

“Kesmeye hakkın yok, saygı duyacaksın, yargının verdiği karara saygı duyacaksın” tepkisini…

Mülakatı evlerinde izleyen Amerikalılar bu tepkiye hayli şaşırmışlardır.

Türkiye’ye “İkinci One Minute olayı” olarak takdim edilen yayın, ABD’de Türkiye ile ilgili zaten var olan olumsuz algının biraz daha derinleşmesine yaramıştır.

Çoktan unutulduğu için, bizde, karşısında kim olursa olsun, gazetecinin görevinin sorulması gerekenleri muhatabına yöneltmek ve cevabı alıncaya kadar da onu devam sorularına maruz bırakmak olduğu hatırlanmıyor.

Uslu gazetecilik hiç değilse yarım yüzyıldır yerini sorgulayıcı üslupla yapılan bir anlayışa bıraktı.

Joe Biden de sıkıştırılıyor ekranlarda, Donald Trump’ı da az kızdırmadı sunucular…

Davos’ta en kalabalığı 100 kişilik bir ortamda iki lider arasında geçen sözlü takışma fazla yaygınlık kazanmaz, iki taraf da orada geçenleri kendine yontabilir; ancak kamu yararına yayınlar yapan bir kanalda gazeteci ile devlet yetkilisi arasında tepkili geçen bir mülakat dünyanın dört bir tarafında ilgi çeker…

Amerikalı izleyicilerin o görüntülerden nasıl etkilendiği önemli bence.

Gazetecinin kadın olması olumsuz etkiyi artıran bir unsur.

Hatta Müslüman bir gazeteci oluşu da…

O isimleri hayatlarında işitmemiş olan yabancılar ”Bu işte bir iş var” diye düşünmeye başlamışlarsa şaşırmamak gerekir.

BM’ye katılım ziyaretleri, her ülkede olduğu gibi bizde de, aylar öncesinden planlanır. Böyle bir sorunun gelebileceği kolayca öngörülebilirdi. Herhalde öngörülmüş ve böyle kurgulanmış değildir.

Keşke ‘kadın yüzyılı’ içerisindeyken böyle bir olay hiç yaşanmasaydı.

ΩΩΩΩ  

Reklam

26 YORUMLAR

  1. Normalde bir Cumhurbaşkanına , şahıs isimleri verilerek, bu insanlar neden hapisteler diye sorulmaması gerekir! Çünkü kendisi hakim değil, savcı değil!
    Bizim Cumhurbaşkanımıza soruyorlar, acaba neden?

    • peki cumhurbaşkanı kızdığı adamı isim vererek yargıya hedef niye gösteriyor bunu da sorguladınız mı acaba neden.

  2. One minute olayı sırasında Fetö etkiliydi, şimdi ise liyakatsiz yandaşlar. Ben kısaca cami cemaati diyorum. Öyle at oynattırmazlar adama. Ata binemiyorsan tribünden seyredeveksin.
    Türkmenlerin “Türkmenin Altın Asrı” unutulmaz.

  3. Keşke ihtidari ve muhalefeti ile bizdeki seçilmişler içerde ve dışarda yabanci hiç bir basın mensubu ile konuşmasalar. Onlara kızarken dahi kendi kendileri’ni yalanliyorlar. Kanunda gösteri yapmak suç değil vatandaşın en tabii hakkı. Erdoğan bunu bilmiyorsa, suç kendisinde.
    Gazteci hanim hapisdeki siyasrtçiler ile Osman Kavala neden hapiste diye sorunca kızarak “Kavala Gezinin sponsorluğunu yapti” cevabini veriyor.Eyy bizim kanunlarımızda bu suç değil vatandaşın en tabii hakki.
    Karşısındakinin eline tutuşdurulmuş sorulari soran havuz gazetecisi olmadığını bilmiyorsa suç kendisinde.
    Türkiye son 21 yilda en az 700 yıl geriye gitmiş.
    Halk cahil siyasetçiler cahil bu ne biçim ulke. Bu ihtidar gittiğinde ebette havuz medyasi denen ucubelerdrn bunun hesabini halk soracak.
    Biz hukuk devletiyiz diyiyor fakat kanunlarda heberi yok. Yaotıklari TC kanunlarında yasak.

  4. Dışardaki van münit cambaza bak oyunlarıyla içerdeki gelişmeleri kaçırıyoruz gibime geliyor.!
    CeHaPe zihniyetinin işine geliyor mu bilemem ama, Meral abla nın fıldır fıldır dönen KADIN kafası birşeyler doğurtacak fendine🤗.
    İzmirde adayını açıklayıp alel acele, arkasından verilen demeçler…
    Ya İzmir’i verirsin bana!.. mıdır ki acaba?
    Niye önceden yol almakta!..?
    Süleyman şaha yapılan operasyonlara denk gelmesi de pek manidar değil midir?
    Bir gün kız isteyen birgence kızı vermemiş lerdi! Aynı isimden bir başkasına kızı verdiler!😢. Çocuk aldı başını gitti başka diyarlara.
    Sordular kız evine: vermedin kızı ona niye?
    Kadın (ana nine teyze abla maaile) dedi “ha o Aliiii… ha bu Ali!😯.) (iki adayın adı da Ali)
    Demem o ki;
    CeHaPe de bir partiiii!…
    AaKaPe de bir parti!😂🤣😂🤣.

  5. “Türkiye’ye “İkinci One Minute olayı” olarak takdim edilen yayın, ABD’de Türkiye ile ilgili zaten var olan olumsuz algının biraz daha derinleşmesine yaramıştır.” diyor yazar. Bu cümle iyi analiz edilmeli:
    – Kim, nerede “İkinci One Minute olayı” olarak takdim etmiş bunu?
    – “… yaramıştır.” olumlu sonuçlar için kullanılır, olumsuz bir yargı kastediliyorsa “… neden olmultur.” gibi bir kullanım tercih edilir. Yazarın Türkçesinin bu farkı bilecek kadar iyi olduğu tartışılmayacağına göre bu olay kime “yaramış”?

    • Reyiz kendine zarar verecek ifadeler kullanmaz, kendine zararı dokunacak her bir şeye asla yaklaşmaz. Reyiz ne yaparsa ne derse mutlaka kendi yararını düşünerek yapar eder söyler.

      Bu tarz tafralar yapandan başka kimsenin bir işine yaramaz. Dış güçler bunu kullanır mutlaka ama zaten dış güçlerin kullanmadığı bir şey mi varki.

      Üç kıtaya köprü olan coğrafyada yer alan Türkiye’yi bir çeyrek asırdır yöneten erdoğanın her yönünü bilmeyen kim kalmıştırki Menendez’den başka. “yatak odamı bile dinlediler” diyen erdoğanın bizim bilmediğimiz her huyunu biliyorlardır basıl olsa.

      En iyisi böyle şeyleri kafaya takmamak, arkana yaslanacan reyizi seyredecen, yapacak başka bir şey yok. Tam seyirlik bir adam tabiki tokunamayacağı bir yerden seyretmek elbette en güvenli olan.

  6. SADECE 3 YILDA %8
    Ülkemizde işgücü ödemelerinin Gayrı Safi Yıllık Hasıladaki payı;
    2019 yılında %31 iken,
    2022 yılında %23’e düşmüş.
    ABD’li gazeteci gelir dağılımının işçiler-emek aleyhine bu derece bozulduğu, hatta bu oranın yarısına bile ulaşabilen! bir ülke olup-olmadığını sorsaydı ne cevap alırdı?
    Daha doğrusu muhatabı bu soruyu anlayabilir miydi?

  7. Türkiye Yüzyılı isabetli bir seçim. İkinci yy denseydi aklın hâlâ 1900 lerde idi😡! demekti. (Maocu Stalinci hatta Hitlerci deseler bize, hiçkimse itiraz edemezdi).
    Not:bana da Atatürk’cü denmesi beni rahatsız ediyor; kutsalım inancım ve doğru yada yanlış sevdiğim (Atatürk Cumhuriyet demokrasi laiklik liyakat vb..) bir şeyin benimle özdeşleştirilmesi başka,!!!
    ŞUCU BUCU DİYE AYRIŞTIRILIP ÖTEKİLEŞTİRİLMESİ BAŞKA ŞEY DİR!
    Tıpkı kadın kotası kadın yy.. doktorlar senesi cadılar bayramı… gibi.
    BİRİLERİNİN KADINI ŞU ŞEKİLDE VİTRİN SÜSÜ YERİNE KOYMASI KADAR ÇİRKİN BİŞEY BULAMIYORUM:
    -Dikkat çeksin, fiziğine boyasına zayıflığına saçına başına (başına türban da dahil!) bakılsın!.. KAFASI😡.
    -Meclis başkanı olarakta bu defa bir kadın seçelim!!.. ZEKASI😡.
    (Bizde nice meclise ülkeye başkanlık yapacak kadınlar var lakin,
    birine ideoloji pompalayıp bi kereden bişey olmaz dedirtebilen…
    birine Atatürk’ün fotoğrafını indirtebilen..
    öbürüne sen başında örtüyle giremezsin!! bu meclise.. diyebilen..
    bir başkasına hakkın ve bizzat senin olan! okuluna kapıya ikna odası kondurup ..
    😡😡😡😡😡😡öfff öfff..)
    İçim sıkıldı inan.

  8. Amna Nawaz, “Sedef Kabaş, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ı susturmaya mı çalışıyorsunuz?” sorusunu yöneltince, Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kişilerle ilgili sürecin yargı tarafından yürütüldüğünü söylemiş, sözünün kesilmek istenmesine de tepki vermiş…
    “Kesmeye hakkın yok, saygı duyacaksın, yargının verdiği karara saygı duyacaksın” tepkisini…………..
    İlla da… olmazsa olmaz .. muhakkak Erdogani eleştirme şehveti …üstelik osman kavala sedef ve selo sorusuna verdigi ve sözünün kesilmek istenmesine karşı devlet ciddiyeti karşısındaki tavrını sanki noksanlik bir acziyet ve hesapsız bir davranış gibi algılamak bir yazarın bence düşeceği en kötü durum.
    Nerden bakarsan😊 şöyle denebilirdi…bu gavurlar neden durmadan sedef kavala seloyu kaşiyor her fırsatta arka çıkmaya çalışiyolar..bizim devlet reisimizi zan altında bırakmaya çalışiyolar üstelik kabaca devlet resimizi susturmaya yönelik sözünü kesme eğlemi bile yapmaya çalışiyor ama devletimizin başı bizim şahsiyetimizi koruyor ve yargıyı işaret ediyor.
    İşte nerden baktığına bağlı.. muhalif kafalar bu yüzden kaybediyor..
    Mesele ağaç degil.hala anlamadınız mı?😀

    • Kavalcısı zurnacısı sedefi kakması demir doğraması değil derdi batılının! Hiçbir zamanda olmadı zaten😡.
      Bunlar deliğe süpürülecek işler onlar için.
      Ama seni sıkıştırmak için iyi bir done, çünkü en hassas nokta:İNSAN HAYATI!
      (Bu bölgede önemi anlaşılamamış olsada, ölüm makineleri hep bu bölgeye onlar TARFINDAN! gönderilse de insan hayatı önemlidir Tanrı katında da dünyada da!)
      -ya diyecek ki, yargı kararı ne derse o biz karışamayız🤗. (En akılcı olanı!).
      -yada höt zöt dur orda!!! Sözümü kesme!.. sen benim kim olduğumu!..😡😡😡 hııı..
      Not:asıl garabet:
      Bu konuyu basın medyası NASSI ALIP KULLANACAK??? Onun baktığı birde arkası.
      Fakat sen yemişsin bu zokayı da..
      tıpkı TR’nin malum yazar sayfasında adı yazılmışlar gibi..

    • Erdoğan dil bilseydi cevapları kesinlikle daha makul olurdu. Dil bilmeyen adamı yabancıların karşısına diken millet utansın.

      • Sanki bugüne kadar ki basbakanlar cumhurbaşkanlari dil biliyordu.😂😂😂😂bunlar bırak yabancı dili ,müslüman türk milletinin dilinden bile bihaberdi..
        Bu muhalefet kafasi bize lazım..yoksa secim kazanamayız…böyle saçmalayarak milleti aşağılayarak hakeret ederek muhalefet yapacaklarki.😂😂😂😂😂😂😂

        • Ben kimseye muhalif değilim. Seçimleri de kim kazanırsa kazansın, hiç ilgilendiğim bir konu değil. Seçime girmiyorum çünkü. Seçime giriyorsan sen kazan, bu beni hiç ilgilendirmez.

          • Ben kimseye muhalif değilim. Seçimleri de kim kazanırsa kazansın, hiç ilgilendiğim bir konu değil. 😂😂ya baran kardeşim bari birazcık mantık.siyasi icerikli bir platformada yorum yapiyon…ve ilgilenmiyorum diyorsun.muhalif olmak veya iktidari desteklemek suç degil…bari bizimle maytap geçme…gercekten sizin gibi muhalif kafalara veya muhalif olmasa bile ne yaptigini bilmeyen muhalif gözüken insanlara bizim ihtiyacimiz var..cunki önümüzde bi seçim daha var😂😂durmak yok..yola devam..elestiri adı altinda millete hakaret et..bize lazımsın.ayrica ben utanacak bir iş yapmadım😂😂😂

  9. sayın erdogan mazurdur,
    ülkesinde gazeteciler uzun zamandır sorular ellerine verilmiş olarak mülakat yapabildiği için alışık değil öncelikle,
    sonra ülkenin genel durumu, ekonominin hali, endekslerdeki rakamlar, itibarına gösterilen tutumlar sinirlerini yıpratıyor doğal olarak. bugünler okullarda ders olarak öğretilecek yakın gelecekte.
    kolay diil tabi.

    • CHP MEDYASI NASIL BU KADAR 360 DERECE YANAR DÖNER OLABİLİYOR?
      Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan 2022 yılının Kasım ayında kaleme aldığı köşe yazısında İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i öve öve göklere çıkarıyor. Oysa aynı yazar yıllarca köşesinde mütedeyyin kesime kin kusmuştu. Yoksa Akşener artık mütedeyyin kesimden ayrıldığı veya sayılmadığı için mi Çölaşan’ın övgü ve taltiflerine mazhar olmuştu. Ancak günümüz konjonktüründe Sözcü yazarı Emin Çölaşan İYİ Parti’nin 31 Mart 2024 mahalli seçimlerinde CHP ile ittifak yapmayacağı veya aynı adayı desteklemeyeceği, Türkiye genelinde İstanbul Ankara da dahil olmak üzere İYİ Parti’den aday çıkaracaklarını açıklaması sonrasında Çölaşan 360 derece dönerek ‘Bu kadın AK Parti’ye kazandıracak’ itirafında bulunmuştur. Emin Çölaşan ve aynı zihniyet esasen CHP’nin veya kuracağı ittifakların bu saatten sonra kazanmalarının imkansız olduğu bilincinde mahalli seçimlerde yenilgiye mazeret arama telaşı içindeler sanırım. Geçmiş ola!

      • 180 derece yanar döner demek istiyorsunuz sanırım
        halbuki bu tavıra katmerlisiyle alışık değil misiniz?
        sisi ile ilişkilerden mesela,
        papaz bronsondan,
        suudi prensle olan ilişkilerden,
        NATO üyeliklerinden,
        dün başka bugün başka söylenen binlerce meselelerden…
        zaten alışıksınız.
        emin çölasan benimde çok fikir ayrılığım olan biriydi ama ülkenin ve toplumun geldiği yere bakınca fikir ayrılıklarımız azaldı, pek çok konuda haklı olduğunu üzüntüyle izliyorum. sayın aksener hakkında “180 derece” fikir değiştirmesi dün yaptıklarını onaylarken bugün tavrını onaylamadığı anlamına geliyor ki bunda ne var? dün davutoğlunu ya da babacanı göğe çıkaranlar bugün ne diyorlar mesela? bu denli alışık olduğunuz tavrı yanardöner nitelemeyi tuhaf buldum doğrusu.
        muhalefetin yerel seçimleri kazanmasının imkansız değilse de zor olduğunu hepimiz genel seçimlerde yaşananlardan sonra bilincindeyiz, o zaman da akp nin seçimleri alması durumunda bugünleri arayacağız demiştik, ülkenin gerilemeye hizlanarak devam edeceğini, yoksullaşmanın artacağını, yolsuzluğun katlanacağını söylemiştik, pek çok artış henüz piyasalara yansımadı üstelik,
        dünya sefalet endekslerinde rekorlara koşuyoruz ama bu sıraları da çok arayacağız,
        önce bir kasım aralık aylarını görelim,
        sonra yerel seçimleri ve sonrasını….
        körfez ülkelerinin türkiye’den belirli ‘asset’leri alma durumları var_mış
        durum böyle işte….
        olan millete oluyor,
        geçmiş ola!

        • Baran bey, ecevit sular seller gibi ingilizce biliyordu ama o da dik duramıyordu işte, elpençe divan… Bu arada, türk devlet adamları uluslarası resmi görüşmelerini türkçe dışında bir dilde yapamaz, suçtur!

          • Benim bildiğim dik duruş ancak yanlışlara karşı doğru duruşu ifade eder. Doğrular karşısında kuyruğu dik tutmaya çalışana sadece gülünür:)) kuyruğu dik tutmak ile dik durmak tamamen farklı şeylerdir.

            Bu yaşta bile cin Ali’den ders alma durumuna düşen birinin dik duruşundan bahsedilemez mesela!

            Rahmetli Bülent Ecevit öyle bir dik durmuştu ki karşısındaki Clinton o dik duruş karşısında yamulmaktan ayakta duramaz hale gelmişti de kanepeye mabadını yaslayarak düşmekten ancak kurtulabilmişti.

  10. Öncelikle bizim yalaka basına ithaf olunur !
    Sunucu da karşısında bir dünya lideri olduğunun farkında değil !

  11. “Joe Biden de sıkıştırılıyor ekranlarda, Donald Trump’ı da az kızdırmadı sunucular…”

    peki sormak lazim bilge yazara o baskanlar veya digerleri nasil tepki vermislerdir acaba kizdirildiklarinda ??

    bilge yazardan cevap yok!

    usluplari birbirinden farkli olsa da herbirinin yuksek bir tonda karsilik verdiginden hic suphem yok.. oyle bir gazteciyi kendi meslektaslarindan bile elestiren ciktiysa sasirmam.

    peki
    “Mülakatı evlerinde izleyen Amerikalılar bu tepkiye hayli şaşırmışlardır.”

    yazar bu hukme nerden variyor? “..mislardir” yani herhalde demek istiyor..

    gazetecinin musluman veya kadin olmasi terbiyesizlini hasir alti etmek icin bir neden degil ve cogu amerikali da o kadinin musluman/pakistanli oldugunu bilmiyodur o da .

    uzun lafin kisasi; erdoganin hakli ve tutarli tepkisine amerikalilar bizden cok daha fazla alisiklardir yazar oyle zannetmese de 😉

    ezikligin alemi yok !

  12. Kadın yüzyılı mı?
    Yok, wictoria çağı:)))))))

    Kadın demişken,
    hükümet ortakları, gürcistanın bayan cumhurbaşkanını azlettirmek için anayasa mahkemesine başvurmuşlar, sebep:
    Hükümetten izinsiz dış gezilere çıkıyormuş:)))))

    Kamu yararına veya zararına yayın yapan birçok kuruluşta, üçüncü dünyalı birçok kıçıkırık kadın ya da erkek personel görev yapıyor olabilir,
    asıl marifet bu tür cinlikleri arabistan prensiyle mülakat yaparken sergileyebilmektir!!!!
    Efendim???
    Evet evet, testereden söz ediyorum:))))
    Yer misin, yemez misin???
    Efendim???
    Hahh, iyi o zaman….

    • Popüler mevzu kadına şiddet haberlerinin altında yatan temel etken dün kadının adı olmadığındandı bu gün ise kadının adının öncelendiğinden. Kadınlar yeni durumun getirdiği şımarıklığın sonucu olarak şiddete maruz kalıyor.

      Fakat yazıya konu olan gazeteci kadına Erdoğan’ın tavrı ise kadınlıkla erkeklikle bir alakası yok, erdoğanın böyle bir ayrımı yok çünkü. bu tamamen erdoğanın herkese gösterdiği bir tavır. Bunu diyorsan doğru diyorsun.

  13. KARARLARI YARGI VERİYOR
    Hiç şüphemiz yok.
    Ama bu kararlar neye göre veriliyor.
    Rusya’da da kararları yargı vermiyor mu?
    Hiç kimse, Rusya’da kararları ” bizzat” Putin’in verdiğini iddia edemez.
    Ancak yine hiç kimse, Rusya’da Putin’e “rağmen” bir karar verilebileceğini de iddia edemez.
    Sahi bağımsız bir gazeteci ne soracak?
    Doğum tarihini mi?
    En sevdiği yemeği mi?
    Tuttuğu takımı mı?
    Sigara içen bazılarının neden acayip sigara karşıtı görüntü verdiğini mi?
    Uyumayı en kısa sürede sağlayan pudra markasını mı?
    Hoşuna gitmeyen projeyi mi?

  14. Reyiz Menendez’e kendini tanıtıyor dolaylı olarak:))) reyizimizin daha kendisini tanımayanlara bu türden tanıtma girişimlerini muhtemelen önümüzdeki günlerde daha sık göreceğiz.

    Bir yararı olmasa da buna da hazırlıklı olmak lazım.

    Kürt siyasetinin KDP ilişkisini protesto etmesine bakılırsa ben şahsen yakın gelecekte bir one minüt de Putin’e gelir diye Ümit ediyorum:)))

Yoruma kapalı.