‘Kırmızı kitap’ okuyarak günümüzü anlamaya çalıştığımda…

23
Reklam

‘Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ denilince aklınıza ne gelir?

Benim aklıma, her beş yılda bir yenilenen, devletin iç ve dış siyasetinde izlenecek yolları belirleyen, güncel adıyla ‘Kırmızı Kitap’ diye anılmakta olan metin gelir.

Devletin kırmızı çizgilerini belirlediği için ondan ‘kırmızı kitap’ diye söz edildiğini sanırım.

Gizli bir belgedir.

Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) görüşüldükten sonra nihai şeklini alan belge, siyasilere güvenilmediği için, MGK genel sekreteri tarafından bakanlara değil bakanlıkların müsteşarlarına imzayla emanet edilirdi.

Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra belge bakanlara teslim edilmeye başladı.

En son güncellemesi ‘Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin, 2019 yılı Temmuz ayında yapıldı. 

Strateji belgeleri, vaktiyle bizde olduğu gibi ‘iç düşman’ ağırlıklı kaleme alınmamakla birlikte, hemen bütün ülkelerde vardır ve bizdeki gibi belli aralıklarla güncellenir.

Reklam

Rusya’nın Ukrayna’yı işgale kalkışması ve Batı’nın işgale verdiği tepki sonrasında, olan biteni daha iyi anlamama yardımcı olabilir düşüncesiyle, ABD ve Rusya’nın en son güncellenmiş strateji belgelerine göz attım.

ABD’nin belgesi ‘Ulusal Güvenlik Strateji Rehberi’ adını taşıyor.

Joe Biden’in yemin edip başkanlık görevini üstlenerek Beyaz Saray’a taşınmasından (20 Ocak 2021) yalnızca iki ay sonra -Mart 2021’de- yeni başkanın tercihlerini yansıtacak biçimde güncellenen belgede temel hedef şu satırlara yansıtılmış:

“Dünyamız bir dönüm noktasında. Küresel dinamikler değişmekte. Yeni krizler bizden ilgi bekliyor. Küresel krizlerin pandemiden iklim krizine, nükleer yayılmacılığa ve dördüncü sanayi devrimine kadar hızlandığı şu sıralarda bir şey kesin: Biz ancak kendi çıkarlarımızı ilerletir, en yakın müttefiklerimiz ve paydaşlarımızla ortak amaçlar zemininde çalışarak evrensel değerlere sahip çıkarsak ve milli gücümüzün sapasağlam kaynaklarını yenilersek başarılı olabiliriz.”  

Washington’un gelişmelere yaklaşımını sergileyen bu paragrafa uluslararası arenada meydana gelen her yeni gelişme sırasında dönüp dönüp bakmakta yarar var.

Belgede ABD’nin uluslararası sistemi tehdit eden en önemli rakibinin Çin olduğu belirtiliyor; Rusya değil… Rusya için kullanılan sıfat farklı; ondan “Küresel nüfuzunu artırmaya ve dünya sahnesinde bozguncu rol oynamaya kararlı” diye söz ediliyor. Çin ile birlikte Rusya’nın, “ABD’nin gücünü sınadığını, ABD’nin ve dünyanın değişik yerlerindeki müttefiklerinin çıkarlarını korumasını engelleme çabasında olduğunu” kayda geçiriyor belge.

Aynı belgede Rusya’dan ne zaman söz edilse hemen önünde ‘istikrarı bozan’ ifadesi yer alıyor.

Biden’in imzaladığı Amerika’nın strateji belgesi Mart 2021 tarihli. Ondan sadece birkaç ay sonra -2 Temmuz 2021 tarihinde- Rusya devlet başkanı Vladimir Putin kendi ülkesinin güncellenmiş ‘Ulusal Güvenlik Strateji’ belgesini (UGSB) imzaladı.

Reklam

Güncellenmeden önceki belge 2015 tarihliydi. 

Yenisiyle eski belge arasındaki çok ciddi farklılıklar kendisini hemen belli ediyor. 

Önceki metinde, ABD ile ortak çıkarlar etrafında birlikte hareket etme, Avrupa ülkeleri ve Avrupa Birliği ile karşılıklı birbirine yarayacak işbirliğini güçlendirme arzusuna yer veriliyordu. Ayrıca, Avrupa-Atlantik bölgesinde güvenliği artırma amacıyla NATO ile ilişkileri geliştirme niyeti de vurgulanmaktaydı. 

Son (Temmuz 2021 tarihli) metinde ise, ortaklık, işbirliği sözcükleri artık bulunmuyor, ABD’den sadece iki yerde söz ediliyor. Onlardan birinde, NATO tarafından sürekli yalanlanmasına rağmen ABD’nin Avrupa’ya orta-menzilli füzeler yerleştirme niyetinde olduğuna değiniliyor, diğerinde ise ABD küresel bir füze savunma sistemi geliştirme niyetiyle anılıyordu.

Ukrayna?

Putin’in imzasını taşıyan son belgede Ukrayna’dan hiç söz edilmiyor.

Ancak NATO adına yürütülen araştırmalara dayalı yayınlarda, Putin’in özellikle Kırım’ın Rusya sınırları içerisine ilhak edilmesi ve buna Batı’nın seyirci kalması sonrasında kazandığı özgüvenle Ukrayna’da kendisine her zaman dostane yaklaşacak bir yönetim görmek istediği ve son seçimde cumhurbaşkanı seçilen Volodymyr Zelensky’den hoşlanmadığı özellikle belirtiliyor.

Benim ancak şimdi göz attığım Rusya’nın son UGS Belgesi, hiç kuşkusuz, çıkar çıkmaz Batı başkentlerinde ve özellikle Washington’da satır satır okunmuştur. Satır aralarına sızmış niyetler de okunmaya çalışılmıştır. 

UGSB’de Ukrayna’nın adından hiç söz edilmemesinin hayra yorulduğunu sanmam. 

Niyet okumasına dayalı ön hazırlıkların en az bir yıl önceden başladığını öngörebiliriz.

ABD’nin Ukrayna’ya saldıran Rusya konusuna serinkanlı yaklaşımı ise Biden’ın imzasını taşıyan belgede kendini belli ediyor. Rusya’nın istikrarı bozucu tavrına karşı NATO üyeleri ve üye olmayan Avrupa ülkeleri ile ortak cephe oluşturma, askeri operasyonla sıcak savaşa girmek yerine farklı yollara başvurma yönteminin tercih edilmesi belgeden anlaşılabiliyor.

Ukrayna halkının can ve kan vermeyi göze alması Rusya’ya karşı Batı cephesinin işini kolaylaştırdı. Savaş, Putin’in kendi ülkesinde gözden düşmesine, işgalin Rusya’ya olumlu bakanlarda görüş tazeleme getirmesine ve esasen Çin kadar ‘önemli bir tehdit’ olarak görülmeyen Rusya’nın Batı için ‘istikrar bozucu’ olma özelliğini kaybetmesine yarayabilir.

Putin’in 2036’ya kadar sürmesini planladığı iktidarının tehlikeye düştüğünü söylemek zor olmasa gerek.

Hesap bu.

Altına imzasını koyduğu güvenlik stratejisi metnini onaylarken işlerin bu noktaya kadar varacağını öngörmüş müdür Putin?

Yoksa vaktiyle o metni hazırlayıp hayatının en büyük sürprizini şimdilerde dolaylı olarak kendisine yaşatan etrafındakilerin oyununa geldiğini mi düşünüyordur?

ΩΩΩΩ

Reklam

23 YORUMLAR

  1. ABD düşmansız yaşayamaz. Bir yerlerde bir İslami terör uydurarak biraz düşman ihtiyacını giderdi. Şimdi ise ayıyı uykusundan uyandırdı, sevgili düşmanına yeniden kavuştu. Herhalde bu durumdan en çok mutlu olan ABD’dir.
    Emperyalizm oyunun kuralları farklılaştı. Silah satıp insanları öldürmek yetmiyor, yaşayanları da her biri ayrı cep telefonu, bilgisayar/tablet sahibi sözüm ona özgür bireyler yapmak da gerekiyor.
    Yeni emperyalizmin adı “Bill Gates,Jeff Bezos, Zuckerberg” emperyalizmi. Bunun kuralları başka. Hatta bunun bir emperyalizm değil, doğrudan bir “imparatorluk” olduğunu öne sürenler de var.

  2. “H. Gayret
    2 Mart 2022 At 17:28
    Ahmet bey “Çeçenistan 10.000 asker gönderdiğini duyurdu.” buyurmuşsunuz ama onlar rusya saflarında biliyorsunuz,
    yani;
    “Bunun için yüce mevla kimi kavimleri kimilerine musallat ederiz buyurdu.” ifadenize göre kadirovun milisleri de ukraynaya musallat oldular, adetleridir;
    ekmeğini yedikleri herkese böyle karşılık verirler!

    Yorumu Cevapla
    Baran
    2 Mart 2022 At 19:48
    Irak’ın işgalinde Polonya 194 özel kuvvetler mensubu asker göndermiş, Ukrayna’nın adı geçmiyor.

    Yorumu Cevapla”
    MELİK BEY, İLAHİ ADALET Mİ YANILMIŞ YOKSA BARAN BEY Mİ YALAN SÖYLÜYOR, BİR İZAHATINIZ YOK MU ACABA?
    YOKSA AVAZEYİ SAL BU ALEME GERİSİNİ İTTİRET Mİ DİYORSUNUZ?
    YALANCILIK AYIPTIR, GÜNAHTIR!

  3. Birçok deterjan reklamında ev kadınlarının safsalak birer müşteri adayı şeklinde karikatürize edilmesi gibi çok bilmiş köşe yazarlarının milyonlarca insanın geçiminden, emniyetinden sorumlu devletbaşkanlarının burnunun ucunu bile görmekten aciz avaralar gibi tasvir edilmesi/düşlenmesi ne komik/ne acı:))))

    • Bir kişinin milyonlarca insandan sorumlu olacağını düşünmek zaten başlı başına sorunlu. Ülkeler kişilerin keyfi yönetimine bırakıldığında böyle nereye saldıracağı ne saçmalayacağı da belli olmuyor. Halbuki demokrat ülkelerde Başkan sadece orkestra şefi. Koordine ediyor. Kurumlar çalışıyor. Ortak kararlarla ülke yönetiliyor. O yüzden başkan sonuna kadar eleştiriliyor. Hiç kimse de korkmuyor. Ama gelin bunu bizim saf halkımıza anlatın.

  4. HAYIRSEVER İŞ İNSANLARI
    Bugün açıklanan TÜİK enflasyon verilerine göre yıllık:
    –Tüketici enflasyonu TÜFE %54;
    –Üretici enflasyonu ÜFE %105
    Yani üretici isinsanlari geçen yıl 100TLye malettikleri ürünü bu yıl 205 TL ye maledip, 154 TL ye satıyorlar.
    Geçen ay da 193 TL’ye malettikleri ürünü 148 TL’ye satıyorlardı.
    Haydi 1-2, bilemedim 3-4 ay aynı oranda zararına vatan-millet için sattın.
    2-3 yıl bu zarara kim dayanır?
    Uluslararası özsermaye borç oranı %70. Yani 100 birimlik özsermayeye karşılık 70 birim borç var.
    Bizde bu oran en az%150. Yani 100 birimlik özsermayeye karşılık en az 150 birim borç varken firmalar en bu orandaki borca uzun süre nasıl dayanır?
    Genel kural şu : ÜFEyi tespit edebiliyorsan TÜFEyi araştırmaya gerek yok. ÜFEnin üzerine 2–3 puan eklersen TÜFEyi bulursun.

  5. Rusya için Batıya doğru hava sahasının neredeyse bütünüyle kapanmış olması, yolcu ve kargo taşımacılığında inanılmaz bir maliyet artışı anlamına gelmesinin ötesinde, kuvvetle muhtemel kara ve demiryolu taşımacılığına da bir süre sonra yansıyacak, Bu nedenle, Asya- Pasifik’ten Avrupa’ya doğru tüm ulaştırma modları bağlamında, Türkiye’nin ana toplayıcı ve ana dağıtıcı olduğu Orta Koridor’a önemli yeni görevler yükleyecek.

    Rusya ile Ukrayna arasında savaş koşullarında seyreden gerilim, uluslararası şirketlerin tümünü gıdadan otomotive, makine ve aksamlarından enerjiye, farklı ülke coğrafyalardan tedarike zorladığından, Türkiye’nin küresel tedarik zincirindeki rolü katlanabilir.

    18 Mart’ta açılışı gerçekleştirilecek ve küresel ölçekte dünyanın en iddialı köprüleri sıralamasına ön saflarda girecek olan 1915 Çanakkale Köprüsü başta olmak üzere, Türkiye’nin dev otoyol ağı, demiryolu ağı, İstanbul Havalimanı (IGA) ve dünyanın iddialı köprü ve tünel geçişleri listesine en üst sıralarda giren Yavuz Selim, Osmangazi, Marmaray ve Avrasya projeleri ile birlikte, Filyos Limanı ve Lojistik Merkezi’ni de içine katarak, Kuzey Ege, Marmara ve Batı Karadeniz’i kapsayan geniş bir alanı, küresel tedarik zinciri adına ‘Altın Halka’ olmaya aday.
    Ne gerek vardı hastanelere
    Ne gerek vardı iihalara sihalara
    Ne gerek vardı havayollarına, otoyollara diyenler yanmaya devam.

    • Umarım ve dilerim haklı çıkarsınız. Ve bundan hiç de yanmam. Yanmak şöyle dursun keyif alırım. Hani o çok kullandığınız deyimle hiç bir şey olmasa bile, dediğiniz gerçekleşirse geçilmeyen otoyol ve köprüler için ödediğimiz bedeller azalır.

    • aslında bu umduklarınızdan çok daha fazlası olabilirdi. Ama o fırsatı hoyratça harcadınız hala da harcamaya devam ediyorsunuz.

      Hiç bir şeyi umursamıyor, akıl dolu söz söyleyenlere zerre itibar etmiyorsunuz. çünkü devletin temel strateji belgesine akıl sahiplerini düşman yazmışsınız. Geriye kusura bakmayın ama her isteyenin istediği telden çalabildiği sulu kule çalgıcıları kalmış, onlarla büyük işler başarabileceğinizi umuyorsunuz. Umut fakirin ekmeği tabi ben umudunuzu kırmak istemem ama Sulukule çalgıcıları umudunuzu, hepimizin umudunu kıran tavırlar sergilemekten dur olmuyorlar.

      Hangi birini söyleyim…Mesela çalgıcılardan birini ekran ekran dolaştırıp konuşturuyorlar, çalgıcı bu, nerede duracağını bilir mi bütün sırrı açık ediveriyor; “Türki cumhuriyetlerle Rusya’ya rağmen ilişki kurulanmaz, biz ancak Rusya üzerinden Rusya’ya yanaşarak onlarla ilişki kurabiliriz. Türkiye bunu yapıyor” diyor. Bir başka ekranda başka bir çalgıcı hiç olmadık aykırılıkta Putin’in Ukrayna tecavüzünü Hz. Peygamber’in savaşına benzetiveriyor. Başka ekranlarda başka şebeklikler…say say bitmez ne bir senkron ne bir akıl, dım dızlak ayaklarını şlap şlap vura vura yardırıyorlar.

      Hepsi de uydu kanalları Rusyası da izliyor Amerika’sı da. Bu izleyenler sizin niyetlerinizi anlamıyorlar mı hiç? Hiç bir devlet böyle dünyaya bağıra bağıra emellerini duyurur mu? Bu şebeleklerle ancak hayal kırıklığı yaşarsınız benden söylemesi.! Neyse uzatmayım benim umudum ekonomik ve siyasi değil benlik bir şey yok o yüzden kafanıza göre takılın siz.

  6. Sayın Koru, hala aldığı eğitimin zihin dünyasıyla düşünüyor. Ukrayna işgali ve Afgan İşgalinin neticesi gösterdi ki; Erdoğan gerçekçi bir güvenlik algısına sahip.

    ihsan tuncer

  7. Sözcü yazarı Aytunç Erdinç, bugün köşesinde Özgürlükçü koro Yılmaz Özdil i linç etmeye kalkıştığından bahsediyor.

    Birbirini yiyorlar anlaşılan.

    Sosyal medyada Rusçu yazarlar liste yapıp yayınlıyorlarmış.
    Uyanık olun diyor.

    Dış kaynaklı sosyal medya grupları Yılmaz Özdili de hedef almış.
    Yılmaz Özdil Ukrayna yazık etti Ukrayna’ya” başlıklı yazısından dolayı sosyal medyada linç edilmiş.

    Volodimir Zelenski’nin finansörünün Ukrayna’nın en karanlık oligarklarından İgor Kolomoyskiy olduğunu kaydeden Yılmaz Özdil “Yuşçenko, Timoşenko gibi siyasilerin finansörüydü. Kuklaların ipini elinde tutan kuklacıydı. Şimdi de komedyenin finansörüydü” diye yazdıktan sonra kıyamet kopmuş.
    Ayrıntı da yazmış ” İgor Kolomoyskiy Ukraynada televziyonları olan, banka,petrol, doğalgaz ,maden, havayoku şirketi olan medya sahibi. Ukraynanın yanısıra İsrail ve Rum kesimi vatandaşı. İmparatorluğunu İsviçre de Davostan yönetiyormuş. Özel kuvvetlerden devşirdiği, silahllı maskeli birlikleri olduğu ve rakiplerine baskınlar düzenliyormuş. Konuklarına gözdağı vermek için ofisinde dev akvaryumlarda köpek balıkları beslendiği biliniyor. Turuncu devrimin hamisi Yuşçenko, Timoşenko gibi siyasilerin finansörüydü. Kuklaların ipini elinde tutan kuklacıydı. Şimdide Ukraynanın komedyeni Zelenskiy in finansörü.””
    Amerikancılar Türkiyede Rusçu yazarlar listeleri dolaştırıyormuş. Uyanık olun. Buralarda da bunlar şunlar Rusçu diyenler gözleniyor.

    Anlaşılan savaş Amerkancılarla Rusçular arasında geçiyor. En güzeli yerli ve milli olmak. Başkasının köpeği olmaya gerek yok. Cırmalamayın.

  8. Ingiltere’den Putin destekҫisi Rus oligarklara karṣı da yaptırımlar var.

    Servetlerini Ingiltere’de garanti ettiklerini sananlar iҫin düṣündürücü bir geliṣme…

  9. I.nci Dünya Savaşında İttifak ve İtilaf , II. Dünya Savaşında da Müttefik ve Mihver gruplarında yer alan ülkeler arasında esas itibarıyla büyük bir fark görülmüyor , küçük bazı devletlerin taraflarında önemli olmayan küçük çapta bazı farklılıklar var.
    Yani Batı dünyası ile Doğu bloku her iki dünya savaşında da kader birliği yapmışlar ve birlikte hareket etmişler , adeta omuz omuza savaşmışlar !
    Bütün bunlara rağmen II. Dünya savaşından sonra ne yazık ki bu birlik beraberlik devam etmemiş , yollar ayrılmış , eski dostlar düşman olmuş ve nihayet iki cepheli
    bu günlere gelinmiştir !
    Bu durum benim gerçekten çok dikkatimi çekmiş , yaptığım inceleme ve
    araştırmalarda , okuduğum yazılarda konunun bu yönünü anlamaya çalışmışımdır .
    Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse ; bir çok sebeplerin arasında bana göre en önemli olanı, ne yazık ki Batının bu konuda pek dürüst ve samimi, yapıcı davranmadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır.
    Tabii ki konu enine boyuna ve başka yönlerden de tartışılabilir .
    Ama keşke böyle olmasaydı, bütün dünya elele verseydi , bütün insanlar huzur ve güven içinde yaşasalardı ; bu dünya hepimize yeter de artar bile , neticede hepimiz misafiriz , eninde sonunda buralardan göçüp gideceğiz !
    Yazık , gerçekten yazık !
    Selamlar ,iyi günler

    • Size katılıyorum. Adını kısaca Batı dediğimiz aşağılıklar, kiliseye (dolayısı ile dincilere) siz hele kenara çekilin deyip bunu da hayata geçirdiklerinden bu yana ilim, bilim, eğitim, tarih, kültür… her konuda özgür düşünmeye başlamışlar kendileri dışındaki tüm topluluklarla aralarında 100 yıl 150 yıl gelişmişlik farkı oluşturmuşlardır. Kendi eserleri olan, kendilerinin yarattığı bu farkı tüm insanlık için kullanmak yerine kendileri dışındakileri ezmek, sömürmek üzere kullanmışlar, fark 200-300 yıla çıkmıştır. Irkçılığın, sömürgeciliğin, soykırımcılığın, emperyalizmin mimarıdırlar. Bu özelliklerinden de vazgeçmeye niyetleri olmadığı her gün her olayda karşımıza çıkmaktadır. Aynen sonunda dediğiniz gibi Yazık.

      • Yahya efendi “Adını kısaca Batı dediğimiz aşağılıklar, kiliseye (dolayısı ile dincilere) siz hele kenara çekilin deyip” demiş, elhak öyledir!
        Ama bu tam olarak ne zaman cereyan etmiştir, biraz ipucu verseydiniz keşke?
        Vatikan bugün dünya siyasetinin tam göbeğindedir ve öyle; hele sen bir kenara çekil filan demek de kimsenin haddine değildir!!!
        “her konuda özgür düşünmeye başlamışlar” dediğiniz kimlerdir bilmiyorum ama kiliseye ve ulemaya dil uzatma densizliği ve cüretini cehaletinize borçlu olduğunuzdan zerre kadar şüphem yok!
        İnsanlık bugün gelmiş bulunduğu medeni seviyeyi, evrimini ve varlığını külliyen kilise ve medresenin gayretine borçludur, nankörlük ise ancak cahillerin harcıdır!
        Ebucehilin nesli…

  10. Siyasi islamcılar kırmızı kitaptan şikayet ede ede geldiler, sonunda kırmızı kitabı kendileri yazmaya başladılar yüzleri hiç kızarmadan. YÖK’ten, darbe anayasasından, vesayetten de şikayet ederlerdi ama şimdi hepsine iyice yapıştılar hiç bırakmama niyetiyle. İki yüzlü ve samimiyetsiz olduklarını da tüm dünyaya gösterdiler. Demokrat ülkelerde bu siyaset belgeleri şekilde görüldüğü gibi açık ve şeffaf. Bizde ise üç kafadarın keyfine kalmış dikta manzumeleri. O yüzden kitabınızı da alın koltuğunuzun altına yaylanın demeyi dört gözle bekliyoruz.

  11. HEP İÇİMİZDEKİ ABD AJANLARI

    Hep içimizdeki abd ajanlarından bahsediyoruz. Rusyanın içimizde ajanı yokmu. Köşelerinde “putin haklı canım, burnunun dibine nato geldi” diyenle örnek olarakta bizim k.ırak a,suriyeye yaptığımız operasyonları gösteriyor. Ne alakası var. Örnek olarak sadece yunanistan yeni uçaklar vs aldı diye ona saldırsaydık o gösterilebilirdi, belki.

  12. Herhalde etrafındakilerin oyununa geldiğini düşünecektir diktatör Putin. Her diktatörün kaçınılmaz sonu o zaten. Sende mi Brütüs diyerek gidecekler ilk fırsatta sırtlarından bıçaklandıklarında, en yakınları tarafından. Çünkü demokrat değiller, ortak akıl, paylaşım, şeffaflık yok. Etraflarındaki tüm liyakatlı insanları tek tek bertaraf ediyorlar. Sonunda çapulculara, soygunculara, yeteneksizlere ve yalakalara mahkum oluyorlar. Örneklerini defalarca görüyoruz. Putin de, benzerleri otokratlar da aynı sona mahkum. Demokrat ülkelerin böyle bir problemi yok. Onlar diktatörlüğe izin vermiyorlar. Anında indiriyorlar. Giden de gelen de ıslık çalarak geliyor gidiyor. Hiç biri o makamı babasının malı gibi tepe tepe kullanmaya kalkmıyor o yüzden. Çalmıyor, çırpmıyor, hesap vereceğini biliyor ve bu sorumlulukla görevini hakkıyla yerine getiriyor. Demokrasinin nasıl bir nimet olduğunu bizim gibi zavallı ülkelere anlatamadık maalesef. Hala Putin benzeri sefillerin peşinden koşmaya devam ediyorlar.

    • Endercim, putin bey de hiç “etrafındakilerin oyununa geldiğini düşünecek” göz var mı?
      Adam dünyayı parmağına koymuş döndürüyor, sen de burda keriz filan mı diyorsun?

      • Putin dünyanın başına gelen ilk bela da değil, son bela da. Putin gibilerin gideceği yer de aynı çukur. Dünyaya ettiklerini de hesabına yazarak gidiyor. Bu pislikleri savunan, otokrat diktatör seveler de sevinmesinler. Onlar da aynı çukuru boylayacaklar. Arkalarından da yüzyıllarca küfredilecek. Mesela ben Cengiz’e öyle yapıyorum.

  13. Baktım her yerde yerli ve milli rus mujikler ipadlerini ve ipodlarını çekiç marifeti ile kırmaya başlamışlar. Mujiklerin zavallı evladuiyali de oyun oynayıp vakit geçirdiği en büyük dostunu milli dava uğruna kaybetmenin verdiği ızdırap ile mahzun olarak seyrediyorlar. Bu mujiklerin temalı vidyolarını seyredince aklıma bir zaman önce dolar yakıp, iphone teklemeleyen yerli ve milli vandalları hatırladım. Yumurta topuk makoseni ile hırs edip kıramadığı iphone üzerinde tepinerek ağzından köpükler saçarak naralar atan bu esrikler akılları başlarına gelince herhalde bir miktar pişmanlık yaşamışlardır. Fakat apple satışlarını durdurduktan sonra rusyadaintibaha gelmeyip, iphone kullanmaya devam edenlerin terör örgütü ile iltisaklı kabul edilip haklarında terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten ceza davası açılır mı? merak ettim. Gidip akitin sakallıları saruman ile gandalfa bir sorayım bakalım ne diyecekler?

  14. DANANIN KUYRUĞU
    Dananın kuyruğu özel savcı Muller’in görevini dosdoğru yapması halinde çok daha önce kopacaktı.
    Yani Trump’ın seçildiği seçimlere Rusya’nın müdahale edip etmediğine dair soruşturmada.
    Bu soruşturmada özel savcı Muller suç işleyerek soruşturmayı kapattı.
    Kriminal bir tip olan Trump’ın uzun süre başkanlık yapmasını sağladı.
    Soruşturma kapatılmasaydı Putin hakkında da gereği o zaman yapılacaktı.
    Ancak o zaman Putin’e karşı Dünya kamuoyunun desteği bu derece sağlanması hiçbir şekilde mümkün değildi.
    Hatırlatalım:
    1– FBI yetkilileri diplatik dokunulmazlığa rağmen bir Rus temsilcilik binası basıyor. Ancak yaz günü binanın bacasından dumanlar yükseliyor. Rusya da buna bir karşılık veremiyor.
    2– Özel iki(2) hattı olan telefonun, bir hattı ABD başkanının oğlunda, diğer hat Rus diplomatik temsilciliğinde. Bu oğul seçim öncesi Rus diplomatik temsilcileri ile de bizzat görüşmüş.
    3–Seçmeni yönlendirmeye dair yapılan ödemeler işin cabası.
    Bir komplikasyona zamanında müdahale etmez isen faturaları katlamalı şekilde ödersin.
    Faturalar katlamalı ve katmerli.
    Öde ödeyebilirsen.

  15. Bold medya putin sarayındaki görüşmelerinden görüntüler derlemiş. putin görüşmelerinde yanına oturttuğu liderler belarus başkanı gibi kendine yakın diktatörler uzağına oturttuğu liderler de demokratik avrupa ülkelerinin liderleri bir de kimler…? bir de kendi bürokratlarını uzağına oturtuyor putin. acaba putin kendi bürokratlarına da güvenmiyor mu? oturum düzenine bakıldığında pek de güveniyormuş gibi görünmüyor.

Yoruma kapalı.