“Nasıl bir cumhurbaşkanı?” sorusuna verilen “Kılıçdaroğlu gibi” cevabı tam uyuyor mu?

65
Reklam

Her ülkede, radyo ve televizyon yayınlarında kabul edilebilir yasal sınırları aşan programları denetlemekle görevli bir kurum bulunur. ABD’de Federal Communications Commission (FCC), İngiltere’de The Office of Communications (Ofcom) o görevin sahibidir. 

Türkiye’de de onların benzeri var: Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK).  

RTÜK şu sıralarda muhalefetin gündeme getirdiği konuları ekranlarına taşıyan kanallara ceza yağdırmakla meşgul.

Her toplantısı sonrasında hemen hep aynı kanallara değişik gündem maddeleriyle ilgili ceza kararlarını açıklıyor RTÜK.  

Oysa, RTÜK üyeleri, anayasadaki “Basın hürdür, sansür edilemez” hükmündeki ‘sansür’ kavramının yalnızca yayın öncesini değil yayınlara cezalar verilmesini de kapsadığını hesaba katmalı.

Ceza alan kanallar aynı cezalı duruma bir daha uğramamak için muhalefetin ortaya attığı iddiaları görmezden gelebilir.

Bu da ‘sansür’ kavramı kapsamına girer.

Televizyon ve radyo yayınlarını düzenlemek ve gerektiğinde denetlemek üzere kurulmuş RTÜK, kararlarıyla siyaset alanını denetlemiş oluyor.

Reklam

Yayınları yüzünden cezalandırılan kanallar ile görüşleri ‘sakıncalı’ bulunduğu için kanalların cezalandırıldığı politikacılar bu duruma tepki veriyorlar.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinin geçen hafta tartışma gündemine bomba gibi düşen açıklamaları sonrası RTÜK’ten gelen cezalar üzerine, sosyal medyayı kullanarak, bir açıklama yaptı. Açıklamasının son bölümünü aktarayım:

“Gelelim ‘Kılıçdaroğlu susturulabilir mi?’ sorusuna. Senin paramiliterlerin, mafyaların, derin devlet müptezellerin, kullanışlı aparatların beni durduramaz. Ey Saray, senin meselen bana kimin, neyi izin vereceği değildir; senin meselen, beni durdurabilecek gücünün olmamasıdır!”    

Bayağı sert bir tepki bu.

Yakın zamanlarda belli şahıslara ve iktidar cephesine yönelik çok daha sert açıklamaları da var CHP liderinin…

Onun açıklamalarına iktidar cephesi ile hedef aldığı şahıslardan da aynı sertlikte cevaplar geliyor.

Ve yine son zamanlarda buna genellikle RTÜK sebep oluyor.

Kemal Kılıçdaroğlu yalnız ana-muhalefet partisinin genel başkanı olsaydı üslubunun sertliği için fazla bir şey söylemek gerekmezdi. Ancak, Kılıçdaroğlu’nun ismi, aynı zamanda yapılacak ilk seçimde ‘6’lı masa’ da denilen belli başlı muhalefet partilerinin çatısı altında buluştuğu, iktidarın adayı karşısına kimin cumhurbaşkanı adayı olarak çıkacağına karar verecek liderlerin belirleyeceği kişi olarak da anılıyor.

Reklam

Muhalefetin muhtemel cumhurbaşkanı adayı, Kemal Kılıçdaroğlu.

RTÜK’ün kendisinin hemen her açıklaması sonrasında görüşlerini yayınlayan kanallara verdiği cezaların her biri üzerine, Kılıçdaroğlu, yenisi eskilerinden daha sert üslupta tepkilerle kamuoyu karşısına çıkıyor. 

Zehir zemberek ifadelerle…

Açıklamaları ileri iddialar içeriyor… [Sonuncusunda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ailesi fertlerinin seçimden sonra yurtdışına kaçacakları gibi hayli ileri bir iddiayı gündeme getirmişti.] İddiaları onun üslubunun belirlediği aşırılıkta tartışmalara yol açıyor… Durumdan vazife çıkartan RTÜK açıklamasını yayınlayan kanallara onun üslubu yüzünden ceza yağdırıyor… Kemal Kılıçdaroğlu, bu defa RTÜK’e dönük aşırı ifadeler kullanıyor…

Giderek kendisine de zarar verecek bir döngüye dönüştü bu durum. [Yalnızca aleyhine açılan milyon TL’lik tazminat davalarını kast etmiyorum; cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu daha önemli.]

İktidarın adayı karşısına muhalefet tarafından cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu çıkartıldığında, seçime kadar geçecek süre içerisinde yaptığı/yapacağı türden açıklamalar, bir an önce sandığın önlerine gelmesini bekleyen seçmen kitlesini ondan yana oy kullanmaya ikna edebilir mi?

Kuşkuluyum.

Belirttiğim kuşkumun altında, son birkaç yıl boyunca iktidarın gündem zorlamasıyla ülke siyaset alanına hakim hale gelmiş olan gerilim gerçeği yatıyor. İnsanlar çekişmeli, çatışmacı, ona buna laf yetiştirilen ortamdan bıkkınlık getirmiş durumdalar.

Oylarıyla cumhurbaşkanı seçilecek şahıs ile kadrosunun, illallah denilecek hale gelmiş bunalımlı ortamı devam ettirmesini ve gerilimin seçimden sonra da sürmesini mi ister insanlar, yoksa bu ortamı da doğuran devasa sorunların çözülmesini mi?

‘Kararsızlar’ ve ‘oy kullanmayacaklar’ kesiminin her yeni kamuoyu yoklamasında biraz daha kalabalıklaşmasının sebebi bu olabilir.

Muhalefet cumhurbaşkanı adayı olarak şimdiki cumhurbaşkanının üslubuna sahip, koydu mu oturtacak görüntüsü veren birini belirleyecekse, seçmen onların adayını tercih etmekte en azından zorlanacaktır. 

RTÜK’ün TV kanallarına reva gördüğü cezalar sonrasında CHP liderinin verdiği tepkiler bana bunları düşündürmeye başladı.

Nedenini açıklayayım.

Cumhurbaşkanı olacak kişiden, bugünlerin sıkıntılı ortamını rahatlatması, ülkeye yeniden huzuru hakim kılması, sahneye çıktığından konser sona erene kadar işine konsantre olduğu mesajını hal ve tavrıyla izleyicilere belli ederek sadece görevini yapan bir orkestra şefi gibi ülke sorunlarına öncelik vermesi beklenir.

Kemal Kılıçdaroğlu bu beklentiye taban tabana zıt farklı bir profil çiziyor.

Vaktiyle kendisinin belirlediği şu tanıma da tam uymuyor bu görüntü: 

“Millet İttifakı’nın adayı, nefsini terbiye etmiş biri olmak zorunda. Başkanlığın verdiği muazzam yetkilerle yozlaşmayacak, gücünü hızlıca Meclis’e ve Başbakan’a teslim edecek bilgelikte biri olmalı. Ülkeyi cumhurbaşkanı değil, başbakan yönetecek. Bu tarihi adıma ancak nefsine hâkim olabilen ve kendinden önce ülkesini düşünen bir cumhurbaşkanı vesile olabilir.”

Peki, Kılıçdaroğlu’nun her bir açıklamasının ardından ülkede tartışma gündemini belirlediği görülen önemli iddialar ne olacak? Başka önemli iddialar varsa onlar sahipsiz mi kalmalı?  

Hayır, ama onları cumhurbaşkanı adayı olmayacak birileri seslendirebilir.

Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu aday olmayacak mı?

ΩΩΩΩ

Reklam

65 YORUMLAR

  1. Kılıçdaroğlundan sürece liderlik etme beklentisi cumhurbaşkanı olma beklentisinden daha ilerde. Herkes ona diğer adaylardan daha çok güveniyor ama seçilemez diye kaygılanıyor.
    Akp yi göndermek kadar bıraktığı enkaz üzerinden hortlak gibi geri dönmesini engellemek de çok önemli.
    Tehlike geçene kadar kılıçdaroğlu akil adam görevini üstlenmeli.
    Seçim kazanma hele bu dönemde bir de bu civarlarda biraz da popülist olmayı gerektiriyor.
    Kılıçdaroğlunun kumaşını bundan ileri varsayıp parlementer sistemde cb olmasını yakıştırıyoruz.
    Umarım şu sıralar izlediği yöntemi bir plan dahilinde bilinçli yapıyordur.

  2. Kılıçdaroğlu coşkuyu gördü, kendine yapılanları (şimdilik) içine sindirmiş görünüyor.
    Gün geçtikçe ve seçim yaklaştıkça sinirler insanı ne hale getirecek acaba?
    Hükümet bile kuramamış🤗 birinin, bakan bile olamamış ikisinin, BBakanlığa kadar terfi etmiş öbürünün, işin iç işlerinden yeni yeni sıyrıldığunı zanneden berikinin …
    Birde hazırda bekleyen gülsuyu var bu topraklarda ben şahsen nefret ederim🌹. Lavanta severim aslında ama, bir parti yüzünden o rengide sevemez oldum.
    Nolcek şimdi bu melmeketin hali pür mecali?

  3. Kılıçdaroğlu olursa kazanamaz.
    Gül olsun o zaman.
    Bildim mi ?

    Yapılan anketlerde RTE ye karşı en az oy alan Gül.
    ama olsun.Biz Gül demedik ki?

  4. getirilen sosyal medya yasakları ve diğer siyasi yasaklar ve engellemeler gençler üzerinde hayli etkili, dolayısıyla kısa vadede can sıkıcı olsa da uzun vadede gençlerin oyunu etkilemesi bakımından son derece faydalı olacak zannedersem, hatta kararsız seçmeni de nasıl bir yarına evriliyoruz fotoğrafı verdiği için en az gençler kadar aynı şekilde rahatsız edeceği gerçeği, muhalefete büyük fayda sunacak diye düşünüyorum.
    kılınçdaroğlu susturulabilir mi?
    yani anketlere bakarsanız her geçen gün oy ve güç kaybeden iktidar giderek güçlenen muhalefette hangi bir kişiyi susturabilecek? yasaklı hale gelenler öncesinden çok daha etkili hale gelmiyorlar mı? ülkenin % 80inine yasak mümkün mü?
    geçmişe bakarsak neredeyse giden ve biten her partinin izlediği yolu ne yazık ki iktidar da izliyor, ve kendi sonunu hazırlıyor görünüyor.
    ben kemal beyin CB adayı olacağını sanmıyorum,
    bütün anketlerde kararsız seçmenin muhalefetin adayına hassas olduğu net ortaya konuyor, öyleyse aday konusunda dikkatli olmalı,
    kemal beyin aday olacak görüntüsü bir siyasi hamle de olabilir,
    her şeye rağmen aday olursa da ben yine de kazanacağından eminim, çünkü halk temelde iktidarın değişmesi gerektiğini düşünenler ve düşünmeyenler olarak ikiye ayrılıyor ve düşünenler her şekilde muhalefetin adayı kim olursa olsun, oy vereceklerdir,
    benim hayalimdeki adayın kemal bey olmadığı açık,
    geçmişte pek çok seçim kaybetmiş birinin genel başkanlıkta ısrarla durmasını çok eleştirmişliğim var ama paramız pul olmuş, enflasyon, devalüasyon rekor kırmış, gri listelere adımız yazılmış eh hala duruluyorsa kemal beye laf söyleyecek yüzümüz mü kaldı, üstelik bütün büyük şehirleri aldıktan sonra…
    sonuçta kemal bey aday olsa oy vermeyecek miyim?
    vereceğim,
    akp zaten seçmeninin yarısından çoğunu kaybetmiş durumda,
    bbp ve vp yi geçiniz,
    mhp gönül rahatlığı ile mi cumhurun adayına oy veriyor, çoğu vermiyor bile.
    iyi partinin oylarının nasıl yükseldiğine bakarsanız konu daha iyi anlaşılır sanırsam zaten anket şirketleri grafiklerle de durumu anlatıyorlar.
    muhalefetin adayı henüz belli değil, cumhurun belli mi?
    bu anketlere bakıp sayın erdoğan aday olur mu?
    emin değilim,
    olmazsa cumhurun adayı kim olur?
    sayın binali mi?
    başka kim var?

    neysem, uzun lafın kısası,
    muhalefetin adayı kimse, oyum ona gidecek,
    tek kriterim, hesap verilebilir, şeffaf bir sistem önersinler.

  5. Nasıl bir aday sorusuna Kılıçdaroğlu’nun iyi seçenek olduğunu düşünüyorum. CHP içinde çok çeşitli görüşler olduğunu biliyoruz. Parti içinde kıyasıya ideolojik ve siyasi yarış olduğunu da biliyoruz. O kadar farklı görüşler arasında Kılıçdaroğlu en orta yolcu, uzlaşmacı, işbirlikçi ve demokrat olanı temsil ediyor. Eğer Türkiye’yi bir koalisyon yönetecekse, bu koalisyonu yönetmeye en uygun namzet odur. CHP için de Türkiye için de.

    Ayrıca artık ülkenizin ayrımcı, ayrılıkçı, dışlayıcı, ırkçı politikalardan vazgeçme zamanı çoktan geçmiştir. Ülkeyi yıllardır muhafazakar milliyetçiler yönetiyor. Geldiğimiz yer pek dünyayla, evrenle, insanlıkla uyumlu değil. Dünya post-moderni geçti yapay zekaya gidiyor. Biz hala modern bile olamadık. Arkaik orta asya dönemini yaşıyoruz. Artık kabuğumuzdan çıkma ve dünyaya, evrene açılma, tanışma zamanımız geldi. Buna en uygun olan aday da Kılıçdaroğlu’dur. Türkiye artık bu olgunluğu göstermelidir. Türkiye de bir Obama seçebilir!

    • Endercim “Nasıl bir aday sorusuna Kılıçdaroğlu’nun iyi seçenek olduğunu düşünüyorum.” demişsin ama dersimli kemal yaşlı bir aday olur, mevcut devletbaşkanımızdan 7yaş büyük kendisi, hani gençlik?
      Efendim?
      Gençlik diyorum gençlik, adam yaşlı diyorum yaşlı!!!!

    • Ender bey ,
      Yazıya ”Nasıl bir aday sorusuna Kılıçdaroğlu’nun iyi seçenek olduğunu düşünüyorum.” diye başlayıp ,
      ”Nasıl bir aday sorusuna Kılıçdaroğlu’nun iyi seçenek olduğunu düşünüyorum.”
      cümlesiyle bitirmişsiniz. Sanırım siz de kararsızsınız . Selametle.

  6. Kemal kılıçdaroğlu CB adayı olamaz, Alevi veya dersimli olmasından dolayı değil, adam bildiğin yalancı ve yanındakiler azılı etnik kürt milliyetçisi.

  7. Sayın yazar
    Dünyanın sahibi olduğunu zanneden batılı ülkeler, Türkiye hakkında ne diyorlarsa ne istiyorlarsa nasıl hareket ediyorlarsa neyi dayatmaya çalışıyorlarsa ne söylüyorlarsa, sizde aynı şeyleri söylüyorsunuz. Bu bir tesadüf mü yoksa görev mi dır?

    • Eh İran’ın emir erliğı’ni yapip onların karapara’sını aklayarak Ortadoğu’yu ÕZELİKLEDE TÜRKİYEYİ kan gõlúne çevirten kara para aklayıcısı ihtıdaradan ise Bat’ının istediği gelsin daha iyi.
      Bakın hazineyi boşaltanlar’ın mal varlıkları Batıda neden Túrkiyede değilde batıda? 24saat kõlelik edip şeytanlaştırdığınız batí sayesinde buralarda õtüyorsunuz.
      Madem bu kadar kötü! O zaman her saniye onlara niye para kazandıriyorsunuz?

  8. KOAH hastalarına astımlılara yaşlı ve hasta insanlara Allah’tan sabır ve şifa diliyorum. Yüce Rabbim Şafii sıfatıyla sıhhat versin ve bu müsibetlerden topyekûn kurtarsın bizleri.
    Çocuklarımızın güzel bir geleceği olsun inşallah.
    Sayın CB RTE dedinmi ilk aklıma tütün dumanına olan sevgisizliği geliyor aklıma.
    Sevmediği başka şeyler neler ben bilmiyorum, bilsem onlarıda yazardım.
    Kılıçdaroğlu hesap vermek istemeyenleri sevmiyor mesela.
    Meral hanım pahalıcıları..
    Babacan parayı çok harcayanları.
    Bahçeli’nin kimleri neyi sevmediğini herkes biliyor artık.
    Ben de ülkesini vatanını milletini sevip değerini bilenleri seviyorum.
    Sevmediklerimi bir zarfa yazıp mühürleyip seçimde sandığa atacağım🤗.

    • bu sitede okuduğum en güzel yorumlardan biri,
      koah hastaları başta, tüm sağlık sorunları olanlara bende şifa diliyorum,
      nefes almanın kıymetini cemalden bilelim derim her zaman,
      şafinin en kıymetli mazharı akıl olsa gerek.
      sayın erdoğanın tütüne olan mücadelesini her zaman takdir ederim,
      iyi, güzel, doğru olan her şeyi takdir etmek gerekir.
      ve diğerlerinin hassasiyetlerine de destek vermek,
      yüreğinize sağlık.

      • Didem hanım hayret, tütün yasaklarıyla ve kaçakçılıkla ilgili hükümete bir kamış atmak yerine böyle sade suya tirit bir destek mesajı paylaşmanızı doğrusu yadırgadım, duy da inan ma, ufaktan bir yalakalık denemesi değildir inşallah…

    • Kılıçtaroğlu’nu bilmem ama, Sn Erdoğanın tütüne olan kesin tavrı “Akıl*İman Sentezi” doğrultusunda takdir edilebilecek iyi huylarından biri. Ancak, Erdoğan değişti(rildi)! Bilmem, belki de tek iyi huyu olarak bir bu kaldı! Diğer açıdan, toplumun başında kavak yelleri esen kesimindeki kötü huylara tütün ne ki? vız gelip-tırıs gidiyor. Uyuşturucu tacirleri okul bahçelerine kadar sinsice yaklaştı deniyor. Bilmem hala öyle mi…

  9. Yurdum insanı nasıl bir CB istiyor, hangi tür sistemi benimsiyor hatta, hangi siyasetçiyi sırtında taşımak niyetinde,
    Yıllardır aylardır günlerdir fısıldıyor konuşuyor söylüyor hatta, yakında haykıracak🤗
    Neyi istemiyor, ADETA BAĞIRIYOR!!!
    Mesela hırsızlık yolsuzluk üçkağıtçılık kayırmacılık yancılık paralelcilik istemiyor.
    Onun bunun taşeronluğunu yapanı …
    Teröristleri ayrılıkçıları vatan hainlerini insanlık düşmanlarını insanını kandıranı dinine inancına milliyetine ailesine devletine küfredeni hiçbir yerde görmek istemiyor!!!😵
    Bunu anlamak için
    Ben böyleyim işte demek için
    Parti kurmaya, kendini yırtınmaya, milletin parasını çar çur etmeye gerek yok😠
    Bak parmağım nereyi gösteriyorsa oraya bak olayı çözersin 👉✋👈👇👋🤗😂😭

  10. 6’lı masadaki liderler kapalı kapılar ardında görüşmeyi bırakıp açık seçik milletin önünde tartışsalar çok güzel olurdu. Demokrasi böyle olmalı ve demokratik ülkelerde böyle işliyor. Amerika’da Blden demokrat parti içindeki 10 veya daha fazla adaydan birisiydi. Çok şans da verilmiyordu başta. Ancak 1 yıllık bir süreçte tüm adaylar TV’ler önünde tartışa tartışa sonunda parti Biden’da karar kıldı. Yardımcısı Kamala Harris diğer bir Başkan adayıydı, yani Biden’ın rakibiydi. Biden onu kendisine seçimden önce yardımcı adayı yaptı. Her konu ince ince tartışıldı. Biden’e Türkiye’yi ne yapacağı bile adayken soruldu. Demokrasi böyle olmalı. Açık net şeffaf ve halkın önünde. Bizde ise demokrasi ve devlet yönetimi halkın hemen hemen hiç bir rolünün olmadığı bir mafya kapışması. Ne liderleri tanıyoruz, ne hangi konuda ne çözümleri olduğunu yada fikirlerini. İktidarı toptan teslim ediyoruz. Onlar da bağlı oldukları mafya ve diğer paralel örgütlenmelere teslim ediyorlar bizim dediğimiz devleti ve kaynaklarımızı. Buna demokrasi demiyor kimse elbette. Bu otokrat bir yönetim tarzı. Diktatörlükten hallice. Ama çok da farkı yok. Meclis de aynı şekilde bu mafya örgütlenmesinin bir uzantısı. 600 milletvekilinin parmak kaldırma dışında bir etki ve yetkisi yok. Halk da kendilerini tanımıyor zaten. Kimi seçtiklerini de elbette bilmiyorlar. Ülkenin perişan demokrasinin zavallı halleri. Çöp değerinde ekonomisi de bunun sonucu. Halkın parya gibi görülmesi de.

  11. Baran en son şöyle söylemişti: “Kripto tipler paralel yapılanmalar artık adına başka ne diyorsanız x suç örgütü veya z yapılanması hepsi de milli güvenlik kurulunun yol haritasını belirlediği devletin yönetim araç ve gereçleridir”. Bunun böyle olmadığını biliyoruz. Çünkü bu iktidarın Başbakanlık müsteşarı 2005’te yapılan MGK toplantısında cemaatin bitirilmesi kararı alındığını ve kendilerinin bunu yok sayıp sümen altı ettiklerini açıkça söyledi. Bunun için hala yargılanmadı örneğin. Kapatılan Şehir üniversitesi mütevelli heyet başkanı olup şu anda iktidarla da arası iyi değil bu arada. Yani MGK değil, burada bir kişinin keyfi tasarrufu diyebilirsiniz belki. Türkiye’nin neden bir hukuk devleti olmadığının da göstergesidir. Paralel yapılanma elbette iktidarın himayesinde başladı ve bitirildi. Ancak bu devletin ve kurumlarının değil bir kişinin keyfi kararıydı. Son tahlilde sorumlu odur elbette. Ama paralel yapılanma da aynı şekilde sorumludur. Hukuk çerçevesinde değil tamamen illegal bir örgütlenmeydi sonuçta bu. Yapan da yaptıran da aynı şekilde sorumludur. Bugün benzer paralel örgütlenmeler de aynı şekilde suçtur. Kamu düzeninde dışarıdan örgütlü gizli yapılanmaların tamamı suçtur. İktidar ve ona yaslananlar bunu suç olarak görmüyorlar. İktidar olmanın kendilerine kamu kaynakları üzerinde her türlü tasarruf için hak verdiğini düşünüyorlar. Böyle değil ve olmaması gerekiyor. Hukuk devleti ve demokrasi böyle olmaması gerektiğini söylüyor.

    • Aslında ben okula devam edip bir üniversite bitirmeyi çok istiyordum. Benim hevesimi kaçıran kafası dönen zihni bulananlar oldu.

      YouTube’da hukuk derslerinin zorlu konularını benim gibi bir ilkokul mezunlarının da anlayabileceği basitlikte anlatıldığı Videolar var. Bu videoları izledikten sonra şöyle bir kanaat oluştu bende Milli Güvenlik Kurulu devleti teşekkül ettiren ne kadar güç merkezi varsa hepsinin temsil edildiği bir yer. Devlette her şeye MGK karar verir. Hukuku Meclis mi yapar, MGK kararlarına göre hukuk/kanun yapabilir ancak. Her hukuk her kanun MGK kararlarına uydurulur, ona göre çıkartılır. MGK kararı olmadan hiç bir hukuk hiç bir kanın meşru sayılmaz ve MGK başkanı da olan cumhurbaşkanından veya anayasa mahkemesinden döner.

      Şimdilik ilkokul diplomam bana yetiyor üniversite okumayı düşünmüyorum.

      • Seçtiklerinizin (Meclis) değil, atananların (MGK) kararlarına göre işliyorsa bu sistem, buna kısaca siyasi vesayet deniyor. YouTube’da videoları var eminim. Deneyin, diplomaya da ihtiyaç yok.

        • Endercim mgk atanmışlardan değil seçilmişlerden oluşuyor, başkomutan isterse genkurbşk da katılabiliyor, hepsi bu!

        • Bunun için video izlememe gerek yok. Bu dediğiniz doğru ama nasıl;

          Devlet gerçekte MGK ile yönetiliyor yani gerçek devlet MGK oluyor. Gülen cemaatini kapatma kararını alan MGK asker ağırlıklı bir MGK idi siyasetçilerin bir ağırlığı yoktu. O zamanlar askeri vesayet vardı ve herkes bu askeri vesayeti konuşuyordu.

          Erdoğan MGK’nın yapısını değiştirdi asker sayısını azaltıp siyasetçi sayısını artırarak MGK’na da ağırlığını koydu. Bu arada MGK’na giren askerlerin bir kısmı emeklilik yoluyla bir kısmını da “fetö” uyduruk örgütü gerekçesiyle 15 Temmuz’da tutuklayıp tasfiye etti. Yerlerine de kendine yakın askerleri getirdi böylece devletin gerçek sahibi oldu. Devletin bütün birimleri MGK kararlarını uygulamak için seferber olur. MGK kendinden başka devlet gücü tanımaz. devleti kendisine benzetir kendisine göre çalıştırır. MGK tamamen Erdoğan’ın emri altına girdiğinden Erdoğan da bir siyasi olduğundan şimdiki duruma siyasi vesayet denmesi doğru olur.

          Burada Erdoğan “değişik tarzı siyasetiyle” MGK’dan Gülen cemaatini bitirme kararını alan o kudretli paşaların elindeki devlet gücünü onların yolundan giderek onların yöntemlerini kullanarak o kudretli paşaları kapatmış oldu. Şimdi dönüp o paşalara nanik yapmaları bundan.

          Hz Peygamber’in meşhur bir hadisi var: “düşmanın silahıyla silahlanınız” işte Erdoğan bu hadisi çok yanlış anlayan biri.

    • Milli Güvenlik Kurulu kararlarını uygulamıyorum sümen altı ettim diye bir şey yok o siyasetçi sizi kandırdı Tıpkı Gülen cemaatini kandırdığı gibi. Gülen cemaati bir sivil toplum örgütü ve hukuk devletlerinde sivil toplum örgütlerini kapatamazsınız.kapatırsanız hukuksuzluk yapmış olursunuz, suç işlemiş olursunuz. Başbakanlık müsteşarı MGK’nın cemaati kapatma kararını yok sayıp sümen altı ettik dediği tarihte çoktan cemaati kapatma hazırlıklarını tamamlamış silahlı örgüt statüsüne sokma aşamasına gelmiş. Cemaat mensuplarını da çoktan devlet memurluğundan tasfiye sürecini başlatmış. Silahlı örgüt statüsüne de soktumu bu iş tamamdı ne yaptı etti cemaat mensuplarında silah bulamadı o da son çare 15 temmuz darbesini çare olarak düşündü ve ancak cemaat darbe yaptı diyerek silahlı örgüt statüsüne sokabildi.

      Böylece Milli Güvenlik Kurulu kararını uygulayabilmiş oldu. Erdoğan sık sık Türkiye bir hukuk devletidir sözünü tekrarlıyor. Bu doğru bir söz çünkü hukuku da Erdoğan kendisi yapıyor zaten. Bir suçu kanın ile suç olmaktan çıkarıp suç olmayan bir şeyi de büyük suç ilan eden kanunları/hukuku yapabiliyor. Şimdi yapmak istediğiniz bir iş suç ise onu da kanın yaparak suç olmaktan çıkarabiliyorsanız ona artık kanunsuzluk yaptı diyemezsiniz. Her tür kanunu çıkarabilme yetkisi olan biri neden kanunsuzluk yapsın da kendini suça bulaştırsın.

      Peki nasıl oluyor bu? Alenen suç olan bir tasarrufta bulunacağı zaman onu gerçekleştirmek için önce hukuki alt yapısını teşkil edecek şekilde başkanı olduğu MGK’dan bir karar çıkarıyor ve o karar doğrultusunda da Meclis’ten ihtiyaç duyulan kanunlar çıkarılıyor. Ve suçu yasal hale getiriyor. Kendisi bir siyasi olduğu için onu eleştirebiliyorsunuz ama MGK siyasi bir kurum olmadığı için MGK’nın kararlarını kimse eleştirmiyor, hatta muhalefet partileri de bütün MGK kararlarına destek vererek gerekli düzenlemelerin de Meclis’ten çıkmasına katkı sağlayarak o da suçun yasallaşmasına el veriyor.

      • Baran, tarikat ve cemaatler stö değildir, hele fetö hiç değildir, olsalar bile tüm setö/ngo ların kapatılması, görüldüğü yerde başının ezilmesi gerekir!
        Sağlıklı toplum örgütsüz toplumdur!
        Üç kişinin bir araya gelip organize hareket etmesi doğrudan terörizmdir ve şiddetle imha edilmelidir, ok?
        Bunu başaramayan devlet de devlet değil bostan korkuluğudur, her belaya da müstehaktır!

        • “Üç kişinin bir araya gelip organize hareket etmesi doğrudan terörizmdir ve şiddetle imha edilmelidir, ok?
          Bunu başaramayan devlet de devlet değil bostan korkuluğudur, her belaya da müstehaktır!”

          Bellerine silahları kuşanıp meydanlarda organize olup büyük kalabalıklar halinde “oluk oluk kanlarını akıtacağız sevgili kardeşlerim. Biz devletin fedaileriyiz kardeşlerim” şeklinde nara atmak serbest, bunda hiç bir sakınca yok. burda kritik nokta devletin fedaisi olma söylemi. Ben devletin fedaisiyim deyip bir iki tane de devletin ileri gelenleriyle fotoğraf paylaştın mı her türlü silahlı organize örgüt kurabiliyorsun, buna hiç bir yasak sınır yok.

  12. Dersimli kemal aday olsa ne yazar, olmasa ne yazar; cürmü kadar yer yakar!
    Onun düdüğü sadece chp kurultaylarında öter ama artık onu da yapamıyorlar galiba…

    Sayın yazar
    “‘Kararsızlar’ ve ‘oy kullanmayacaklar’ kesiminin her yeni kamuoyu yoklamasında biraz daha kalabalıklaşmasının sebebi bu olabilir.”
    demiş de;
    “Kararsızlar” denilen seçmen kitlesi sapla samanı birbirinden ayıramayan bir grup safsalaklar olabilir, böyle kararsız kalmaları da daha iyidir bence:)
    ‘oy kullanmayacaklar’ ise zaten dünya yıkılsa umrunda olmayacak bazı parazitlerdir ki üzerinde konuşmaya bile gerek yoktur:)

    • Kararsızlar aslında aklını kiraya vermemiş, azıcık da olsa düşünen seçmenler. Bu sefil iktidarı, ülkeyi sürüklediği durumu görüyorlar. Muhalefete de tam güvenemiyorlar. Eğer birazcık düşünen tartan varsa onlar kararsızlar. Diğerleri hem iktidar hem muhalefet tarafında peşinen durumu kabullenmiş, düşünmeden taraftar olan, sorulamayan, oyunun kıymetini bilmeyen, askında demokrasiden de anlamayan aklını kiraya vermiş taraftarlar. O yüzden en kıymetli seçmenler kararsızlar. Sonucu da onlar belirliyor zaten.

  13. Ecevit gibi sakin adamlar zalimin yaptığı zulümlerde Artık biryerde Aslan kesildiğini çok gördüm. Bu yazı yukarıdaki yorumculardan birine ait evet Ecevit’in kükrediğini gördüm başörtülü kadın milletvekilinin meclisten atılması için kendi milletvekillerine bağırırken gördüm. Müslümanlara karşı aslan kesiliyordu. Beyaz saray’da Amerikan başkanı Clintonun karşısında da Türk milletini aşağılayacak kadar sus pus oturuşunu da gördüm. Bu zihniyetin kükremesi sadece Müslümanlara karşı yanlış mı düşünüyorum, hayır.

    • Ecevit ve Kılıçdaroğlu elhamdülihlah müslümanız diyorlar.
      Bir hadis:

      “Bir kimse Müslüman kardeşine ‘kâfir’ derse bu söz ikisinden birine döner. Eğer dediği hâl onda varsa ne âlâ; ama o adam dediği gibi değilse bu söz kendisine geri döner.” (Müslim, İman, 60.) Peygamberimiz (s.a.s.)

      Senin dediğin Merve kavakçı Türk vatandaşlığını terketmiş Amarika vatandaşıdır. Ecevit Başörtüden değil Amarika vatandaşı olduğu için Meclisten atmıştır.

      Başarörtü takan herkes başörtü takma ile cennetlik olmaz Diğer sorumlulukları vardır.
      Mesala yalan söylemiyeceksin, kul hakkı yemeyeceksin.

      Merve kavakcının kızları yeni yetmeler Cumhurbaşkanı danışmanı,
      bana söylermisin Erdoğan bunlardan ne danışıyor.

      Kızlar hak etmediği yerde torpille bulunduğu için aldıkları para kul hakkı.

      • Ege bey çiller de abd vatandaşıydı ama ecevitin ona da aslanlar gibi kükrediğini hiç duyamadık nedense, haksız mıyım?

    • Allah aşkına, benim baş örtüm ile reklam yapmayı bırakın yeetttteeeer.
      Beni baş örtümden dolayı 8 tane makineli tüfekli asker ile korkutmak ve benim uzmanlık derecemi sıfırlamak için sürgün emrini imzalatmak istiyen ve imzalamayıncada benim ile birlikte 2 başörtülúyu işten atan İŞYERİNDE PKK nın reklamíní yapanları mükâfat landıran şimdinin emeklisi Zamanın albayı şu an sarayda ve Perinçek ile birlikte Erdoğan’a destekliyor.

      Meclisteki başörtülü bayan gelince, ailesi ile birlikte ABD ye TC şikayet edip iltica etmış ve Türk vatandaşlığından çıkıp yabancı uyruklu ile evlenmış.

      “TC yi şikayet etmiş ve Türk vatandaşı” olmayan
      birisini getirip millet vekili yapmalarının gayesi neidi? Türk vatandaşı olmayan nasıl olurda Millete vekil olur.
      Siz bunlara cevap verin.

      Erdoğan ve ekibi Türkiye’yi İran’ın şamar oğlaní yaptılar ve batırdılar.
      İran 700 yıl uğraşip başaramadığını son 11 yılda parayı sevenler vasıtasí ile başardı.

    • ülkenin bu gün içinde bulunduğu hale bakıp,
      hala ecevite laf söylenmesine şaşmamak elde değil gerçekten.
      trumpın mektubunu sineye çekenlerin,
      ecevitin duruşuna takmalarını da anlamak mümkün değil,
      merve kavakçı vatandaşlığı, aldığı astronomik bursları ve tezleri ile türbandan çok daha fazlası değil mi?
      hocalar hali, izanı böyle olunca, milletin halide böyle oluyor maalesef.

  14. Sayın Kılıçdaroğlu bu kadar dava kaybediyor bu kadar tazminat ödüyor. peki bunlar kimin bütçesinden ödeniyor. partinin mi yoksa kendi şahsının mı? şahsınınsa sorun yok ama partinin bütçesindense bu doğru mu?

    • Sercan bey partinin, yani işbankası hisselerinden elde edilen gelirlerle ödeniyor o tazminatlar, helalleşilmesi gereken bir konu da o hisseler tabii!

    • Havuz değilde gerçek Basını takip etseydiniz bu soruyu sormazdınız. Kılıçtaroğlunun Dairesini satıp Erdoğan’ın emrindeki mahkemeler vasıtasí ile kazandığı tazminatı ödediğini gazetelerde okumuştum.

    • Elbette parti ödüyor, çünkü parti adına konuşuluyor. Bunun kararı da parti kurullarınca alınıyordur. Ama bu sarayda tüketilen ejder suları konusunda bir karar alınmadığı kanaatindeyim, ben göremedim. Aynı şekilde manda yoğurdu ve Medine hurmaları da. Kim ödüyor bunların masrafını açıklasınlar. Son yıllarda yüzde 1500 artırılan örtülü ödenekten ödüyorlarsa o da kabul edilemez. Çünkü bunlar şahsi harcamalar, harcamalar açık yapılmış, TV’de yayınlandı kaç defa tüketildiği, o zaman faturaları ve kim ödediğini görelim. Benim cebimden gittiyse, yandınız, iki elim yakanızda. En yakın zamanda.

  15. Imam hatip ҫıkıṣlı bazı politikacılardaki konuṣma tekniği (retorik) politikada baṣarılı olmalarının önemli nedenlerinden biri. Erdoğan’ın muhalefet liderine karṣı aṣağıdaki ifadeleri kullanmaya ihtiyacı yok ama, söylemeden de edemiyor.

    „Siyasi eşkiya, kalibresi bozuk, cinsi cibilliyeti bozuk, adam değil, kifayetsiz muhteris gibi…“

    Erdoğan’a iktidarda olmanın vediği güҫ te eklenince, Kılıҫdaroğlu’na Hazreti Eyyüp sabrı dilemekten öteye gidemiyoruz.

    Ama bir retorik kurs hiҫ te fena olmaz…

  16. Fehmi Bey, 50 oy kullanacak bir aileye mensubum. R.T.E’ye oy verdik bugüne kadar..Şu anda 1 oy dahi verilmeyecek kararımız bu minvalde ama Kılıçtaroğlu gibi isimler aday olursa kesinlikle R.T.E’ye oy verecekler, şayet Kılıçdaroğlu adaylıkta ısrar ederse o zaman aklıma Kılıçtaroğlu’nun R.T.E’nin seçilmesi için kullanılan silahı mı acaba diyorum…saygılar…

    • İktidar karşısında Kılıçdaroğlu’nu görmek istiyor. Neden Kılıçdaroğlu değil, bir liste yapar mısınız? Dersimli Kürt olması mı? Alevi olması mı? Adının Kemal olması mı? Merak ediyorum nesini beğenmiyor muhafazakar seçmenler. Bu nedenler elbette son derece ayrımcı ve ırkçı sebepler. Hiç seçilmiş olmaması mı? O zaman bu da saçma değil mi? Hakikaten ülke adına yazık. Kılıçdaroğlu’nun bu zamanda aday olarak görülmemesi hepimiz adına utanç verici. Ülkenin genel halini de çok güzel yansıtıyor. Neden iki adım ileri gidemediğimizi de. Obama, Amerika gibi son derece ırkçı bir ülkede bile seçilebildi. Hem de iki defa. Adının müslüman olmasına, bir süre medrese eğitimi almasına rağmen. Bu da o ülkenin ve genelde batının ne kadar demokraside ileri olduğunun bir göstergesi. Aynı şekilde Londra’nın belediye başkanının müslüman bir Pakistanlı ve Rotterdam belediye başkanının da Faslı bir müslüman olması da. Neden mülteci mülsümanların ve genelde tüm mültecilerin ölümü pahasına batıya kaçtığının da. Demokrasi ve refah vahası batı herkesin hedefi bu dünyada. Ülkemizin doktorlarının, mühendislerinin ve tüm diplomalılarının da.

      • Türkiye’de bazı kesimlerin çıkarmak istediği gibi bir etnik, mezhebi, dini, bölgesel ayrımcılık yok. Anadolu’nun en ücra köyünden çıkan biri bile Cumhurbaşkanı olabilir ki oldu ve oluyor zaten. Kısaca ifade etmek gerekirse; Kılıçdaroğu ve 6’lı masadakilerin milli güvenlik, terör örgütleri, savunma sanayi, sınır güvenliği, mavi vatandaki yüksek rezervli enerji kaynakları konusunda halka güven veren politikaları ve söylemleri yok.

  17. Kılıçdaroğlu 3-4 sene evvel böyle konuşsaydı şimdi silivrideydi.

    Kılıçdaroğlu veya Ecevit gibi sakin adamlar zalimin yaptığı zulümlerde Artık biryerde Aslan kesildiğini çok gördüm.

    Kılıçdaroğlu zaman zaman Halkın şu tespitini dillendiriyor.

    Erdoğana “Zulmün artsın ki Çabuk gidesin”.

    Erdoğanın zulümleri arttı ve artık eski gücü kalmadığı için bunu bilen kılıçdaroğlu daha sert açıklamalar yapıyor.

    Artık sirenler çalıyor “Gelmekte olan geliyor.”

    • Ege bey “Kılıçdaroğlu veya Ecevit gibi sakin adamlar zalimin yaptığı zulümlerde Artık biryerde Aslan kesildiğini çok gördüm.” demişsiniz de;
      Vaktiyle meclise başörtüsüyle gelmiş diye bir bayan milletvekilinin üzerine yürüyüp onu sille tokat dışarı attırmış olmak da kahramanlık mıdır?
      Efendim?
      Başörtüsü furuattan mıdır?
      İyi o zaman, kapağın üstü kalsın…

  18. Meral Akşener, 2021 yılı Haziran ayında seçim bekliyordu. Kılıçdaroğlu bir ara eylül ayını işaret etmişti. Şimdi kasıma çekti. Muhalefet liderleri erken seçim beklentisi oluşturarak partilerini kontrolleri altında tutuyorlar. 6’lı masada yer alan küçük partileri bloke ediyorlar.
    Ama erken seçim kararı alınmasının iki yolu var. Birinde Meclis seçim kararı alacak. Buna muhalefetin sayısı yetmiyor. Ancak iktidarın destek vermesi gerekiyor.
    İkinci olasılık ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçime götürmesi.
    Erdoğan ve Bahçeli ısrarla seçimler zamanında yapılacak diyorsa bu kasım beklentisi nereden çıktı?
    Ayrıca kasımda seçime gidilmesi için en geç haziran ayında seçim kararı alınması gerekiyor.
    Bakalım haziran ayı geçtiğinde Kılıçdaroğlu hangi tarihi ortaya atacak?

    • Kış ayları yüksek gaz fiyatları ve genel olarak enflasyon sebebiyle çok çetin geçecek. O yüzden kış gelmeden seçim kesin yapılacak. Haziranda belli olur durum.

  19. Muhalifler dönüşümlü çoklu aday çıkarmalı bence. Kılıçdaroğlu Başkan olur ama eş Başkan olacağını ilan eder. Yanında diğer muhalif adaylar da Başkan yardımcısı olurlar. Kararlar ortak alınır. Çok zor değil. Tek adamdan gına geldi zaten. Ortak karar alınsın her konuda. Birlikte yönetmeyi beceremeyeceklerse de bıraksınlar bu işi en baştan.

  20. Akp nin Kılıçdaroğlu nu aday görmek istediği malum, strateji yapıyor ne var bunda, kazanma ihtimali var mı sıfır, Müslümanlar son tahlilde buna izin vermez, Fehmi bey haklıdır.

    • Ben bir müslüman olarak izin veriyorum, bence Kemal kılıçdaroğlunun CB adaylığı münasiptir.

      Filmin final sahnesinde başrol oyuncuları kozlarını paylaşmak üzere kapışırlar ve film biter herkes evine döner.

      Ergenekon terör örgütünün avukatıyla savcısı kapışıyorsa beni ne ilgilendirir kim kazanırsa kazansın.

      • Müftü seçmiyoruz baran, seçmen kitlesinin dini mezhebi lazım değil, 100bin imzayı bulan aday olur, ok?

    • Yalın bey, iktidar dersimli kemalin adaylığından ziyade onun bulup göstereceği daha vasat adaylara alışkın bence, ne dersiniz?

      • Sen istiyorsunki film hiç bitmesin hep devam etsin. Sen de çok film sever çıktın. Filmin final sahnesi sürprizlere açık filmin yönetmeni oyuncuların rollerini film içinde sürekli değiştiriyor bir bakmışsın avukat savcı savcı da avukat olmuş bu filmin sonunda ortaya çıkar.

  21. Dogrusu yazıdan nasıl bir sonuç çıkarmak lazım, karar veremedim!
    Yani ağır ol molla desinler misali bir kenarda mı otursun!
    Meydanı çakallara bırakıp seyretsin mi!
    Bir yanağına tokadı yiyince digerini mi uzatsın !
    Bence az bile yapıyor !

  22. 6’lı masanın Kılıçdaroğlu dışındakileri çoktan masayı dağıtmıştır. Ve birinci turda “çoklu aday” fikrini seçmenlere empoze etmeye başlamışlardır.

    • Birinci turda çoklu aday fikrine ben de sıcak bakıyorum. En çok oy alan doğal aday olur. İlla da Kılıçdaroğlu’na oy vermek istemeyen muhalifler dönsünler yine Erdoğan’a oy versinler bence de. Layık ve müstehaklar o zaman bu iktidara ve soyguncu düzenine. Kılıçdaroğlu kadar başınıza taş düşene kadar devam edin bu yolda.

      • bu secmen matematigine uymaz. ve kararsiz secmenin ondeki adaya oy vermesine sebeb olur. bu da mevcudun istedigi durumdur. burasi fransa degil…

  23. Fehmi bey! Bizim millet Kibar beyefendi tiplere değil! Muazzam yalan söyleyen 4 tane yüzü olan Çenesi laf değil meydan okumaya ve palavra atmaya müsait olan kaba Saba önüne geleni azarlayan yapıcı değil yıkıcı olanları sever.

    Bence Kılıçdaroğlu Erdoğan’dan daha fazla meydan okuyup yalan söylerse çok rahat 60% oy alır.
    Kılıçdaroğlu sizin dediğinizi zaten 11senedır yaptı. Bir adım dahi ilerliyemedi, bundan sonra hıç ilerliyemez.

    • Yorumu bitirmeden yalnışlıkla gönder tuşuna tıkladım.
      Rahmetli Demirel ve Erdal İnönü’yu hatırlamakta fayda var.
      Rahmetli Õzal hem kibardı hemde Erdoğan’ın yaptığı zamların yüzde birini ancak yapıyordu. Demirel lafla yendiği gibi İki lafi bir arada konuşamiyan . E İnönü dahi başarılı oldu.
      O zaman bizim millet daha kıbar ve saygılí idi.
      Şimdi iş yapan değil palavra atanlar kazanıyor.

  24. Herhalde kamuoyu yoklamaları ondan daha sert bir üslup beklediği için bu değişime gitmişler olabilir. Maalesef ülkenin genel havası bu. Kavgacı, uzlaşmacı olmayan, astığı astık kestiği kestik liderler olsun isteniyor. Kürt sorunu konusunda yıllardır havanda su dövüldü, bir milim mesafe kaydedilemedi. Şimdi herkesin HDP’yi dışlaması, kayyumları onaylaması bekleniyor. Nitekim de öyle oluyor. Mansur Yavaş’ın “inşallahı” bile büyük problem oldu. Şimdi bin dereden su getiriyor öyle demediydim diye. Herkes birbirini Kürtçülükle suçluyor. Buyrun buradan yakın. Muhalefet HDP’siz nasıl bir demokratik dönüşüm bekliyor. Yada bekliyor mu? Bir kısım muhalefet Kürt kelimesini bile ağızlarına alamıyor. Bu mudur eşitlikçi, adaletli seçim ve parlamento beklentisi. Ve nasıl? İşimiz maalesef faşistlerle fasit bir dairede dönüp durmaktan ibaret. Demokrasiyi istemiyorsanız bu iktidara ve faşist uygulamalarına layık ve müstehaksınız. Daha fazlası fazla olur size.

    • Yüzde 10 oyuyla HDP kilit parti gelecek seçimde. Onun oyunu alan koalisyon ipi göğüsleyecek. Buna kimsenin itirazı yoksa, her iki taraf da ne yapmayı düşünüyor bu konuda. Peki HDP ne düşünüyor. Neden demokratik siyasete tam dönüş yapıp şiddeti reddetmiyorlar? İkinci Kürt partisi nerede kaldı?

    • Endercim “Ender
      31 Mayıs 2022 At 05:43
      Herhalde kamuoyu yoklamaları ondan daha sert bir üslup beklediği için bu değişime gitmişler olabilir.” demişsin de, kesin öyledir!
      Anketlerden “helalleşme, millette ne hakkımız var, kesin chp olarak biz borçlu kalırız” sonucunu görünce yine eski siperlerine geri dönmüştür:)

Yoruma kapalı.