Nasıl bir ülkeymişiz biz.. Peker’in iddiaları savcıları harekete geçirmeli… 

34
Reklam

Bazen realiteyle bağımın kesildiği oluyor, sanki bir başka evrende yaşadığım hissine kapılıyorum. Kendime gelip yeniden dünyamızın ve ülkemin gerçekleriyle baş başa kaldığımda, iki evren arasındaki farkın önemi kalmadığını anlar gibi oluyorum.

Dünyanın ve ülkenin gündemi de realiteyle ilintisiz gibi; bir çok bakımdan sürrealist özellikler taşıyor.

Son 24 saate bu gözle bakmayı teklif ediyorum.

Gündemin en önemli maddesi neydi son 24 saatte?

Soruya cevap verebilmek için sizlerin hangi haber kaynaklarından beslendiğinizi bilmem gerekiyor.

Eğer haber kaynağınız medyanın iktidar cephesinin takdirine mazhar bölümü sayabileceğimiz gazete ve televizyonların neredeyse %90’ı ise, o takdirde sizler o saatlerde, maaş ve ücretlere beklenmeyen zamlar ve bu arada da geçen hafta sonunda Madrid’te yapılan NATO zirvesinin Türkiye’nin istediği biçimde geçtiğini ön plana alan ‘dış politika zaferi’ ile meşgul olmuşsunuz demektir.

Mutluluktan gözleri hazine ve maliye bakanı Nureddin Nebati gibi ışıldayanlarınız bile vardır.

Benim de aralarında bulunduğum bir başka grup ise, önceki akşamdan başlayarak, Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) zorlu ikamete tabi tutulan ve adı her anıldığında kendisinin ‘suç örgütü lideri’ olduğu mutlaka vurgulanan Sedat Peker’in attığı Twit mesajlarının şaşkınlığını yaşıyoruz.

Reklam

Şaşkınlık ama ne şaşkınlık…

Haber kaynağı olarak AK Parti’nin itibar ettiği medyaya bağımlı olanları halkımızın öteki bölümünü şaşkınlığa sürükleyen mesajlar konusunda aydınlatmak gerekebilir. Çünkü bu yazımda o mesajlardan hareketle kısa bir ülke ve siyaset analizi yapmaya çalışacağım.

Ancak mesajlardaki iddialarda o kadar çok ‘ünlü’ insanın adı geçiyor ve o insanlar hakkında anlatılanlar o kadar akıl almaz ki, iddiaları burada özetlemeye kalkmak hem zor bir iş, hem de o işi göze alsam bile görevi tam anlamıyla yerine getireceğimden kuşkuluyum.

Henüz okumamış ve işitmemiş olanlara mesajları bulup bütününü okumalarını şiddetle tavsiye ederim.

Yeni başlayacaklar, okumaya hamle ettiklerinde, verilen mesajların yenileriyle daha zenginleştiğini de görebilirler.

Ülke tahlili mesajlarda aktarılan iddialar bilinmeden anlaşılamaz.

O halde?

Şu kadarı önemli: Ülkemizde en önemli koltuklarda oturmuş siyasiler ve muazzam servetini devletle kurdukları iş ilişkilerinden edinmiş olan iş insanları ile suç örgütü diye anılan yapılar arasında, dışarıdan bakan bizim gibilerin görmeleri imkansız karma karışık ilişkiler bulunuyor.

Reklam

Ülkemiz başbakanının yabancı bir ülkede kumarhanede burnunun kırılmasına yol açan bir saldırı olayının kayıtları, kendisine dokunulmayacağı sözü verildiği halde cezaevine tıkılan bir örgüt liderinin eline geçiyor. O da, o kaydı, cezaevinden çıkartılmak ve videoyu gözlerden gizlemek karşılığında saldırıya uğrayan başbakandan milyonlarca dolar talep etmek için kullanıyor.

Cezaevinin kapıları açılıyor, başbakan ile örgüt lideri arasında arabuluculuk görevini üstlenen iş insanı, talep edilen milyonları ödüyor.

İddialar bu kadarla kalsa iyi, 1990’lı yıllarda yaşanmış bu olayı günümüze taşıyan ortak isimler mevcut.

Film ve dizi zevklerimiz birbirine yakın bir dostum ısrarla BBC yapımı ‘Peaky Blinders’ dizisini izlememi teşvik edip duruyordu. Sonunda dayanamayıp Netflix’ten dizinin herbiri altı bölümlük altı sezonunun bütününü izledim.

İyi ki, dostumun teşviğini ciddiye almışım, 2013’te başlayıp bu yıl altıncı sezonuyla sona erdirilmiş diziyi iyi ki, baştan sona izlemişim.

Ne yalan söyleyeyim, 1880-1910 tarihleri arasında İrlanda’da faaliyet gösteren Peaky Blinders adlı çete üzerine oturan senaryodan hareketle çevrilen diziyi izleyip, öyle bir örgütün elleri ve kollarının nerelere kadar uzandığını ekranda görmemiş olsaydım, şu sıralarda ülkemizde mesajlara konu olan iddiaları kavramakta zorlanırdım.

Sonuçta BBC’nin ekrana taşıdığı bir senaryo. Oysa twit mesajlarına konu olan iddialar, isimleri ve cisimleri açıkça verilen gerçek insanlarla ilgili. Bizde, gerçek hayatla ilintili olarak anlatılanların gerçeği aşan yönleri bulunuyor.

Bir tür sürrealist hayatlar yaşanıyor bizim ülkemizde. Başka ülkelerde, hiç değilse çoğunda, bizde ‘gerçek’ diye takdim edilenlere benzer olayları insanlar ancak beyaz perdede veya TV ekranlarında görebiliyorlar.

Gördüklerini ‘‘Bizde böyle şeyler belki 100 küsur yıl önce olmuştur ama günümüzde bunlar olmaz, olamaz’’ diye izliyordur o ülkelerin insanları…

Hakimler ve savcılar böyle yanlışlıklara alet olur mu? Hakimler ve savcılar bir yerden diğerine keyfi biçimde sürülür mü? Bakanlar, olan bitenleri seyrederler mi? 

Daha da önemlisi: Yasalar hiçe sayılarak yapıldığı bizzat olayın içerisinde yer almış kişi/ler tarafından ortaya atılmış eylemler, gözleri ve kulakları olan herkesçe görülüp işitildikleri halde, onlarla ilgili herhangi bir hukuki süreç başlatılmamış olması o ülkelerde düşünülebilir mi?

Bizde maalesef bunların hepsi olmuş gibi. İddialar soruşturulmadığı ve yargı konusu yapılmadığı için de, konudan haberdar olanlar, ortaya atanın bunları söyleyebilecek konumda oluşuna bakarak, anlatılanları ‘gerçek’ kabul edebiliyorlar.

Ülkeye yazık oluyor.

[Vaktiyle 15 Temmuz hain darbe girişimini finanse etmekle suçlanmış BAE ile yakınlaşma girişiminin bir sebebi de -en önemli sebebi finansal beklentiler olsa bile- o ülkede bulunan Sedat Peker’in mesajlarının engellenmesiydi. Hiç değilse yakınlaşma öyle yorumlanmıştı. Suskunluk kısa sürdü ve Peker yeniden yayınlarına başladı. Yakında video çekeceği vaadinde de bulunuyor. BAE ve Suudi Arabistan ile yakınlaşmalardan ekonomiye de destek gelmedi galiba. Ya Madrid ‘zaferi’ de boşa çıkarsa?]

Gerçekten ülkeye yazık oluyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

34 YORUMLAR

  1. (1)******* (1)

    Kartallar, akbabalar!
    Çökmüş ülke üstüne,
    Can çekişen hasta var,
    Kestirmişler gözüne!
    ….

  2. “EX” RAPORU
    Beyin ölümü gerçekleşen nebati hayata geçen Kabile Reisliği Hükümet Sisteminin tek eksiği ex raporu.
    Doktorlarımızdan bu raporu bekliyoruz.
    Bu vesile ile Konya’da saldırı sonucu hayatını kaybeden doktorumuza Yüce Allah’tan rahmet diliyorum.
    Özellikle babamın sağlık soruları nedeniyle sağlık hizmetlerine acilen gereksinim olduğu bu süreçte, iş bırakma dahil tüm protestolarını can-ı gönülden destekliyorum.

  3. Herşey para için midir?
    Menfaat? Çıkarlar? Daha neler neler!
    Natodan çıksak mesela, Ruslar bize saldırmaz canım,,, ben biliyom..
    Ukrayna’ya saldırması başka şeyden!..
    Föto terör örgütü .. ha o mu NATO bugün tescilli terörlü sınıfına soktu!..
    Paralel yapı zaten eskidende alnı secdeye…
    Şimdi kaset maset dedinde, zamanın bb,nının odasına alentrik fişine dinleme cihazı koymuşlar diyorlardı.
    Ekonomi mekonomi bıraktık şimdi herbişeyi,
    Döndük çeteler, meteler kasetler yatak odaları gözlerine bak ışıltıyı görler,
    Yaa bu ülkede kanunlar var. Mahkemeler açık. Hakimler yeni yerlerine yerleşmiştir.
    Siyaset kurumu tıkır tıkır çalışıyor.
    Yazık olmaz bak kılıçları çekmişler Karaoğlan geliyor 👣💪✊👊👋🖐️✋🏇🏌️🐢

  4. İktidar oyunu filminde birilerine göre heyecanlı bir yere gelindi. Geçen yazımda 1960 darbesinin kurduğu vesayet sisteminin düşe kalka da olsa 50 yıl süreyle hükmünü icra ettiğini yazmıştım. Bu sistemin perde arkasındaki organizasyonuna birileri Ergenekon demişti de birçoğu dudak bükmüştü.
    Herkes merak ediyor, birileri (adına Ergenekon denilen yapı ve onunla birlikte çalışan ama ayrı görünenler ve onların hırsız ortakları) the Cemaat’e neden bu kadar düşmanlık yapıyor diye. Sebebi, Cemaatin S. Peker’in az ucundan gösterdiği kirli ilişkileri ve bu kirli ilişkilerin mimarlarını deşifre etmiş olması olabilir mi? Derin devlet denen bu yapıyı ifşa eden gazetecilerin hepsi (sonradan özür dileyip el-ayak öpmedilerse) hapsedildi, en azından medya mahallesinden koğuldu (Ilıcak, Altanlar, Koru vs.). Bir numaralı suçlu görülenlere hayat hakkı tanınmıyor.
    Derin yapı herkesin ipini ve de filmini elinde tutarak onları yönetiyor anlaşılan. Bunu yaparken de bütün yaptıkları pis işleri başkalarına isnat ediyorlar. Peker bunlardan bazılarını deşifre etti. Bu tarz deşifreler böyle kavgalarda olur zaten. Pekergiller ve ortakları bu şekilde zaafları olmayanları da devletten tasfiye ettiler. Bu tasfie için de 15 Temmuz projesi yapılıp icra edildi. Devletten bu kadar yoğun tasfiye sonrası devletin dibi çıktığı için ülke bu iflas etti. Erdoğan hikayesi bitti, derin çevreler yeni hesaplar peşinde görünüyor. Belli ki aralarında farklı gruplar var ve çıkar çatışmaları yaşıyorlar.
    Ülkede hala hukuk ve yargı varmış gibi savcılara çağrılar yapılması beni sadece acı acı gülümsetiyor. Ülkede görev başındaki hukuk adamlarının onda dördü meslekten atılırken destekleyenler şimdi savcı arıyorlar. Bulurlarsa bize de haber versinler. Demek ki hukukun geri gelmesi suç ortağı bir mafya liderinin ifşaatlarına kaldı. Daha önce bunları söyleyenler hep hain ve düşmandı ama bu mafya lideri “çok namuslu” bir adammış. Bizim laik muhaliflere hayırlı olsun.
    Bu ülkede kemalist laikçilerin bir hayra vesile olmayacağına hep inanırdım, bu inancımı pekiştiriyorlar vesselam. Akıllarında ortaklık ettikleri Erdoğan ekibine bütün muhafazakar oluşumları boğduracaklar, sonra da kendileri tekrar ülkenin kaderine hakim olacaklar. Bakalım filmin sonu nasıl bitecek?

  5. Her taşın altından KARADENİZLILER’ çıkıyor.!!????
    Nihayeti Karadenizliler arasında çatlamalar oldu.
    BUDA GÖSTERIYORKI şimdiye kadar perde arkasında kalmış ne kadar kokmuş ceset varsa perde aralanmaya başlayınca ne olur hali ile o pis kokuların nereden ‘geldiği ortaya çıkar ve Türkiye Karadeniz eyaleti Tayyip Cumhuriyeti’ni
    Mezara gömer ve düşe kalka da olsa karadenizliler tarafından katledilmiş Türkiye Cumhuriyetini tekrar onarır ve yoluna devam eder.

    Hani şeytanlaştırdığımız BATI var ya? Karadenizlilerin ne kadar tehlikeli olduğunu seneler önce fark etmiş ve ülkeler’ ine sokmamaya karar vermişlerdi.
    Bizimle birlinkte Zavallı batıda Karadeniz Eyaleti Tayyip Cumhuriyetinin diplomat ve 15 Temmuz kurnazlığının Tuzağından kurtaramadı önceden diplomat sıfatı ile 15 Temmuz sonrası mağdur olarak yutturan ne kadar zengin Karadeniz’li varsa sığınmacı zırhına bürünerek batılılaride soyunmaya devam ediyorlar.

    Ben Ana vatan partisini tutmama rağmen Mesut Yılmazı hiç sevmezdım ve genel başkan olduktan sonra Anapa oy vermedım
    Muhtemelen Troller’in tamamide Karadenizliler’dır.
    5li çetenin temellerinide seneler önce Atıldığını, Sayın yazarın bugünkü yazısından öyrenmış oldum.
    Çaldıkları Kul hakkınin nasıl felaketlerle sonuçlandığına da Karadenizl’i Mesut Yılmz sayesinde şahit olmuş olduk.

    TH Yollaride dahil AKP Türkiye’nin her bir kurumunu çep doldurmak için kullandı ve kullanıyor. Allaha Oandemi çıktıda.
    ABD deki aile vakvi tarafında her 6 aydır 250 ta e ABD le Müslüman geç kızları bizim vergilerimizi onlara harciyarak Türkiye’ye gezmeye götüriyordular.
    Yurt dışına çıkanlar bilir $10,000 dolara kadar para soktuğun zaman sınırdan gidermek bildirmene gerek yok birde toplu olarak giriş çıkışlarda pek Par konusuna öne edilmiyor.
    Her 6 ayda bir 2 buçuk miliyon dolar yurt dışına yatırım yapılıyoruçağın gidiş geliş masrafı ile birlikte Türkiyede ki masraflarda gene bizim vergilerimiz ile ödeniyordu.
    Hiç önemli değil cebımızden 10X5=50 MILIYON ABD doları çıkmış.

    • Gönder tuşuna basmadan Yazıyı tekrar okudum gönder tuşna tıkladıktan sonra birde ne göreym Microsoft sankı türkçe biliyormuş gibi güya düzelmış. suç onda değil bende çünkü ben otmatik correct i açmışm.

  6. Hani muhalefetimizinde hakkını yememek lazım onlarda bile tık yok.Memleketin üzerinde ölü toprağı var sanki

    • bu durumlarda sorumlu iktidardir. muhalefet degil. + muhalefet ne yapsada sonuc degismiyor. sunu yapsa sonuc su olur dediginiz bir oneriniz varsa yazin muhalefetde duysun. kuru elestiriye katilmiyorum.

      • DUR YOLCU!
        BENİM BİR ÖNERİM VAR:
        MUHALEFET TOPLUCA İSTİFA EDİP SİNEİ MİLLETE DÖNSÜNLER, HEMEN ERKEN SEÇİM OLUR VE İKTİDARA GELİRLER, NE DERSİN?

    • Ne muhalefeti? Onlar suç ortakları. Görevleri bu hukuksuzlukları halka ve dünyaya kabullendirmek.

  7. 3Y yi 3H ile gerçekleştirdiler. Sira evi satip ustunde yasayanlari kiraya (multeci) verecekler

    • Fatma hanım ne mültecisi, beyin göçü kapıları ardına kadar açık, kimseyi tutan yok ki…

  8. Halktaki;
    -Vurdum duymazlık!
    -Bilememenin getirdiği çaresizlik!
    – Ne yapalım böyle, elimizden ne gelirki kabullenişi!

    Yargı camiasındaki insanları yıldırmakla kalmadı korkularını da katlayarak artırdı. Daha önce 17-25 Aralık soruşturmalarında her şeyi gördüler, insanlık dışı işkenceleri gördüler ve sindiler.

    Aklıselimin de “esas olan hayatta kalmak” ve “herkes kendisi için Yaşar” düşüncelerini işlemesi de tuzu biberi oldu.

    Devlet kadroları “o kahraman ben değilim” diyenlerle dolduruldu. Kimse “kahraman mı olacan sen” alaycılığına maruz kalmak istemiyor artık.

    • Vay be sınırda görev yapan asker seve seve canını feda edecek bizim beyefendiler istikbal kaygısına düşecek sonra da verip veriştirecek .Herkes işini ve üzerine düşen fedakarlığı yapacak veya ağzını açmayıp oturacak oturduğu yerde .
      ilkesiz görev yapanlar yaptıranlardan daha suçludurlar.

      • Aslında herkes işini yapıyor Ahmet bey, şöyle ki;

        H.Gayret Türk yargısını İspanya yargısına benzetiyor, benzerlik olduğu için. Esasen Türk yargısıyla İspanya yargısı birbirinden çok farklı, fark İspanyolların lehine. İspanya Monarşik parlamenter sistemle yönetiliyor. Yalnız demokratik bir ülke olduğu için İspanya Kıralı çok sembolik yetkilere sahip. Örneğin İspanya yargısı mahkeme kararlarını Kıral adına verir, Kıral adına yargıyı işletir.

        Türkiye de ise sadece yargı değil devletin büyün birimleri Kıral adına çalışır. Türk Kıralı askeri yurt dışına operasyona gönderir. Operasyonda veya sınır güvenliğini sağlamak üzere görev başındayken ölür. Cenazeler Kıralın huzuruna getirilir ve Kıral toplanan halka cenaze tabutuna yaslanarak konuşur: “şehitlerimiz var, bundan sonra da olacak. Şehitler tepesi boş kalmayacak” der. Kıral nereye isterse askeri oraya gönderir öl der askerler ölür. Mağarada esir tutulan askerlerin ölmesi böyledir, Suriye’de Rus uçaklarının bombardımanıyla ölen askerler Kıralın emriyle ölmüşlerdir. Ama tüm siyasi partiler de Kıralın emrine harfiyen uyarlar ve Kıralın her kararını onaylarlar.

        Türk yargısı da sadece Kıral adına karar verebilir. Kıral nasıl emrederse yargı öyle karar verir.

        E biz her sene Cumhuriyeti kutluyoruz senin haberin yok mu diyorsanız. Benim cumhuriyetten haberim yok, sizin haberiniz varsa bana anlatın bu Cumhuriyet ne menem bir şey?

    • Baran hero yazan tişört giymeyle kahraman olunmuyor, yarım kalan hatimleri içerde ikiye katlayın, sonra da dodurga seçim sonuçlarını iyice okuyun, halkımız pek öyle vurdum duymaz filan değildir, hele de kendisine silah çekenleri pek unutmazlar:)

  9. Hukukun işine karışmayı kimse için doğru bulmuyorum.
    Yasama yürütme yargı üçlüsünü de çok beğenirim.
    Sayın RTE’nin yıllar önce seçilmişler- atanmışlar tarifi ve uygulamasını çok beğenmiştim.
    Şimdi kimler aynı düşüncede devam ediyor, kimler neyi savunuyorlar bilemiyorum.
    Ama ben bazı şeyleri fazla abartanları aydınlatmak gerek bir ampül ile diye düşünüyorum.
    Mesela bir seçilmiş hükümet uygulamaları için,
    Hükmettiği kurumlardan yazılı belge onay versinlerki…
    Deyip, ondan sonra sorumluluğu kendi üstüne olan bir eyleme geçebilmesi…
    bir terslik var gibi geliyor bana.

  10. Bu işler için yürekli savcılar lazım.herkes şikayet ediyor ama hiçkimse gereğini ve görevini yapmıyor. tek bildiğimiz sallamak.hadi çıksın yürekli bir savcı.Ama sorsanız herkes şikayet ediyor hukuk yok adalet yok diye :haydi adalet yok diyenler buyrun suç duyurusuna buyrun
    incelemeye .Varmısınız. Bakalım kaç yürekli çıkacak.
    Çıkmayacak der gibiler ozaman da şikayet etmeyeceksin.

  11. Bu coğrafyada şaşırtıcı şeyleri görüpte şaşırdım bu ne? Demek evden çıkmayan yazlığında köşküne ordan yatına ordan yatağına…
    bir hayat sürenlerin karşılaşacağı şeyler olsa gerek.
    Oysaki sayın yazar bir gazeteci! Öbürü siyasetçi, bir diğeri aslanın ağzındaki mammayı kapmaya çalışan beşli✋.
    Bizler mi, seyirci👀👀👀.
    Ne yaparız derseniz, üçmaymunu oynarız, saf çocuk gibi bildiğimiz birşeyi bilmiyormuş gibi yapıp tekliği kaparız,
    20 yaşındaki pırıl pırıl gençleri…
    70-80 yaşındaki vadesi gelmiş insanların ölümüne kahroluruz.
    Ben şahsen, bir sorumluluğu bir tek kişiye! yükleyen zihniyete, yapıya, ortama ifrit olurum😠. Buna yönetenlerin üzerine yıkılan ağır sorumluluklar da dahil!
    Bir gazetecinin eline bir bavul dolusu evrak tutuşturup sonra…
    Başka gazeteciler (ipekçi Mumcu kışlalı..),
    Bir kamu görevlisini gereğinden fazla yükleyip.. sonra hedef gösterilmesine neden olmak!..
    Bir siyasetçiye (hemde maaş birliği içinde olan bir zihniyet ortamında) diğer siyasetçinin foyasını çıkartma vazifesi vermeye kalkmak!
    Yurtdışına kaçmış bir terörist yada başka birinin, veya hapishanedeki bir çocuk katilinin…
    Heleki hepsini geçtim!…
    Bir üst makamdakinin bir defadan birşey olmaz demesini seyretmek yok muuuu!!!!
    Bayılıyorum😊.
    Bizde yazar gibi verelim kendimizi flimlere:
    Rambo..
    Kurtlar pususu .
    Fatih serdar o kadar burda yazıyorlar…
    Birde feto pususu yaptırttırttırtsanızda…
    İzlesek!!!
    Gerçekleri!👀🎭🤓

    • Ahu hanım tiyatro muappeti yetmedi bir de filmini görelim mi diyorsunuz yani?
      Kabataş yalancısı e.çakırgil gibi videosunu görmeden hayatta inanmam moduna mı geçtiniz nedir?
      Canlı performans isterseniz biraz daha sıkın dişinizi…

  12. Sayın yazar
    Tanıyor görüyor amaç ve maksad nedir biliyoruz. Hizmette sınır yoktur. Daha sert yazılar yazın. Maç bitmek üzere elinizi çabuk tutun.

  13. BİR LİDER YARATMAK
    (MAĞDURİYETTEN MAĞRURİYETE)
    1–Yargılama:
    Okuduğu şiir yüzünden yargılandığı rejim mahkemesinde, karar duruşmasında bir gün öceki müzakerede mahkeme heyeti ” beraat” kararı vermekte mutabık kalır.
    Dönem ” askeri vesayetin” hüküm sürdüğü dönemdir.
    Ertesi gün kararın hemen öncesi mahkeme heyeti deki “askeri hakim üye” ile başkan “mahkumiyet” düşündüklerini beyan ederler.
    Olayın şaşkınlığı içinde olan sivil üye hakim(YK–ben değilim) “daha dün beraat demiştiniz , dünden bu güne dosyada hiçbir şey değişmemişken kararınız neden değişti?” soruna cevap alamayınca ” o zaman benim beraat karşı oyumu yazın” der. Ve muhalefet şerhini yazdırır.
    Siz gerçekten mağdur edildiğinize inanan bir yetkili olsanız bu beraat karşı oyu veren hakimi Anayasa Mahkemesi başkanlığına kadar getirmez misiniz?
    Bu hakim anasının ak sütü kadar helal hiçbir terfi alamaz.
    Evet, tüm senaryolarda illa ki, bir açık vardır.
    Hayatın gerçeğinde olan açık senaryoda neden olmasın?
    2–İnfaz:
    İnfazın yapılacağı ilçede iki savcı vardır.
    Sıfatlı başsavcının olmadığı yerlerde cezaevlerine kıdemli savcı bakar.
    İlçemizde sıfatlı başsavcı yoktur.
    Kıdemli savcı siyasi oyunlara alet olacak biri değildir.
    İnfazın başlamasından önce kıdemli savcı hiçbir ihtiyaç olmamasına rağmen “laikçilikle” itham edilen dönemin HSYK’sı tarafından yetkilendirme denilen işlem ile geçici tayin yapılır.
    Cezaevine kıdemsi savcının bakması sağlanır.
    Cezaevi ziyaretini soyadı tutanlar savcı izni olmadan tabii ki ziyaretçi defterine kayıt ile yapabilir. Soyadı tutmayanlar ise savcı izni ile yapabilir.
    Sayın savcımız imzasını taşıyan bir “kaşe” yaptırıp cezaevine idaresine verir. Çok çok özel misafirlerinin ziyaretine gelen herkese izin için kullanılmak üzere.
    Bir de özel misafirin, özel müstahdemi vardır. İnfazı biten müstahdemin tekrar içeri alınması tabii ki çocuk oyuncağıdır.
    Misafirimiz infazı biter bitmez kıdemli savcının da yetkilendirmesi derhal biter.
    Kıdemsiz savcımızın emekleri(kaşe hizmeti) tabii ki, karşılıksız kalmayacaktır.
    Bu şekilde şöhret basamaklarını üçer– beşer tırmanan liderimizin, en son “loder” den dem vurduğu görülmüştür.

  14. Adayın ne önemi var, mühim olan insanlık!

    Yine toplandılar, yine aynı soru soruldu; “Adayınız?..”

    Aday yok. Ama her seferinde yeni bir tarif var!..

    Karakterli olacak, nefsine hakim olacak, devleti tanıyacak, herkesi kucaklayacak, kelek atmayacak, kancıklık yapmayacak, kaseti olmayacak.., ilâ âhiri

    Tüm tarifler tanımlamalar bitti sanıyorduk. Ama yenisini bulmuşlar.

    Efendim, Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, demokrasi âşıklarının adayı olacakmış!..

    Bu seferki biraz romantik. Demokrasi aşıklarının adayı!?..

    Demokrasiye âşık olmayanlar ayvayı yedi!..

    28 Şubat masası demokrasi âşıklarının adayını tespit edecek.

    Ne diyordu Kılıçdaroğlu; “Gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz.”

    Gerçek anlamda demokrasi demokrasi âşıklarının adayıyla gelecek. Şiir gibi mübarek.

    Kimmiş peki o aday?..

    El cevap;

    “Ortak akıl ve makulde buluşmak üzere oluşturduğumuz istişare mekanizması adaylık tartışmasına indirgenemez”

    He yavrum he…

    Meseleyi adaylık tartışmasına indirgememek lazım!..

    Aday dediğin nedir ki?.. Tarifi belli. Aşıkların seçtiği maşuk!..

    Önemli olan “Ortak akıl ve makulde” buluşmak.

    O da kerameti kendinden menkul yuvarlak masada var!..

    Demokrasi âşıkları da var.

    ‘Aday’a bile gerek yok!..

    CHP’DE YOLSUZLUK VE RÜŞVETİN HABER DEĞERİ YOK!..

    CHP’li Bilecik Belediye Başkanı Semih Şahin’e, rüşvet iddiası, soruşturma.

    Çanakkale, Çan Belediye Başkanı CHP’li Bülent Öz, rüşvet ve irtikap suçlaması, gözaltı.

    CHP’li Yalova Belediye Başkanı’na ‘İhaleye fesat karıştırmak ve zimmet” suçlaması.

    CHP’li Menemen Belediye Başkanı’na “Zimmet” ve “irtikap” iddiasıyla tutuklama.

    CHP’li Kadıköy Belediyesi’ne rüşvet soruşturması, itirafçılar ve gözaltılar…

    Ve daha nice yolsuzluk irtikap rüşvet soruşturmaları, bir o kadar da taciz tecavüz vakası.

    Dün de, CHP Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar ve Belediye Meclis Üyesi Ertan Güleç rüşvet iddiasıyla gözaltına alındı.

    Pek haber değeri yoktu. Sosyal medya çalkalanmadı. Vakayı adiye olarak görüldü.

    İktidara gelirlerse “siyasi ahlak yasasını” çıkartacağını söylüyor ya Kılıçdaroğlu.

    Bu, CHP’yi lağvetmek demektir.

    Tabii iktidara gelirlerse. Neyse ki hayali bir tehdit!..

    • Yandaş gazetelerden tutuklandı görevden alındı soruşturuluyor gibi ahaberleri okuyup burada sonuçmuş gibi paylaşmak…
      Oysa bahsettiğin başlıklardaki haberleri yandaş olmayan gazetelerden takip etsen tutuklu yargılanan kimse olmadığını uyduruk iddialarla insanların mağdur edildiğini öğrenirdin.En son Menderes Belediye başkanı Mustafa Kayalar kendinden önceki AKP li Belediye başkanının yolsuzluğu ile ilgili ifadesi alınmak üzere savcılığa çağırılmış.Tutuklama gözaltı falan yok.
      Yalanınız batsın emi.
      Kul hakkını ne kadar da kolay yiyorsunuz?
      İşiniz gücünüz iftira…

  15. Dün bu konuda bir de Temel Karamollaoğlu’nun sosyal medyada dolaşan uzun bir mesajı vardı. Karamollaoğlu mesajında, S.Peker’e bütün bu anlatılan pislikler olurken kendisinin ne yaptığını, nerde olduğunu soruyor!
    ‘Mademki sen dürüst , mert , kahraman bir adamsın; bir serdengeçtisin , bir fedaisin o zaman neden sustun , neden sesini çıkarmadın da şimdi ortalığa saçıp duruyorsun ‘ diye haklı olarak karşı suçlamada bulunuyor!
    Hakim ve savcıların neden harekete geçmediği konusuna gelince ; onlar da haliyle bir yerlerden talimat bekliyorlar zahir , ne yapsınlar yani , başlarını belaya mı soksunlar!
    Aslında bunlar hiç önemli değil, boşverin ; biz memleketteki zaferlerin tadını
    çıkarmaya bakalım!
    Bu günler bir daha geri gelmez !
    Hem zaten önümüzde koca bir bayram var !
    Oleeeyyy !

  16. Seçim…Seçim…Yine seçim…Cumhurbaşkanlığı seçimi… Erken seçim…Baskın seçim…Toplumun sıcak gündemi seçim değil ki…Öncelikli gündem ekonomi. Garibanlar geçim ister, Kodamanlar seçim ister, Halk seçimde biçim ister. Varsa siyaset, yoksa siyaset…Konuş babam konuş. Ama konuşmakla iktidar değişmiyor ki.

    • Muzaffer bey “Toplumun sıcak gündemi ekonomi” diyorsunuz ama dodurgalılar pek öyle düşünmüyor sanki?
      “Kodamanlar seçim ister,” buyurmuşsunuz da, niyeyse hiç duyulmuyor?
      Hangisi mesela ya da kim/ler seçim istiyor,
      bi tanesini yazarsanız sevinirim(tüsiad mı?)
      Bırakın siyaset konuşalım, çünkü pek yok aslında…

  17. ERKEN SEÇİM GEÇMİŞ GÜNDEM

    Öncelikle akpartinin ülkemizde siyasi ahlakın son kalesi olduğu iddiamı yineleyeyim. Eski kabadayının yayınladığı iğrenç görüntülerdeki kişinin refahyol hükümetinde erbakanın danışmanı olduğu söylenmesine rağmen bu video üzerinde muhafazakar seçmene saldıran chp li belediyelerden beslenen sanatçı görünümlü trol grubu iki gün sonra eşcinsel klibi yayınlanan sanatçının arkasında saf tuttu. Eşcinselliği özendiren klibi yayınlamaz diye rtük topa tutuldu. Neymiş efendim sanatçının özgür tercihi imiş. Müslümanların bu konularda fikirleri açık açık biliniyorken bu Allanın lanetlileri hala kötü örnekler üzerinden müslümanlara saldırıp kendilerinden biri kötülüğü yapınca kafdan gibi gururla giyiyorlar.
    Sayın yazar da savcılar uyuyormu diyenler kervanına katılmış. Bu mafya ağasının sözcü gazetesindeki Yılmaz abisi gibi fehmi abiii demeye başlarsa hiç şaşmam. Bu kabadayının nereden geçindiğini sormadan iddiaları üzerine atlayan akpartiye zarar geleceğini düşünerek heyacanlanan kesimi anlamıyorum. Adamın anlattığı 90-2000 arası olaylar. Bu dönemdeki olaylar ile ilişkilendirilebilecek tek siyasetçi Meral. Diğerleri ya mevta ya kenarda. Naapsın savcılar erdoğan demiröreni mi tutuklasın, mesut yılmazı mı tutuklasın.
    Neyse bekleyin 2023 de açarsınız dosyaları. Fetönün yardımıyla da kutlu cinayetini bile akpartiden birilerine bağlarsınız.

    • Sayın hd “Adamın anlattığı 90-2000 arası olaylar. Bu dönemdeki olaylar ile ilişkilendirilebilecek tek siyasetçi Meral.” tespitiniz gayet yerinde; beyaztoroslu madamın ilişkili olmadığı iş yoktur…

  18. 3 Y tamam, sıra geldi 3 H’ye
    Birileri, bir ülkede
    –Yoksulluk
    –Yasaklar ve
    –Yolsuzluk ile mücadele iddiasıyla iktidara geldi.
    Söylediklerinin tam tersini yapma konusunda tarihte eşi benzeri olmayan bu kadro;
    –Devasa kaynagı astronomik borca dönüştürdü,
    –Vatandaş bir tweet ataz hale geldi,
    –Kendileri helal bir lokma yiyemez hale geldiler.
    Evet tam tersinden 3 Y tamam
    Sıra geldi 3 H’ye.
    3 bize göre tamam da.
    Ancak, kendilerince ufak-tefek eksikler var.
    Nedir bu 3 H ?
    – Haksızlık,
    – Hukuksuzluk,
    – Hırsızlık.

Yoruma kapalı.