Gözüm televizyonda bir takım resmi giysili kişilerin görüşme trafiğiyle ilgili gelişmede, kulağım ise radyoda Melihat Gülses’in kadife sesiyle söylediği, sözleri Saadet Vural’a ve bestesi Dursun Karaca’ya ait ‘Bitmemiş gibi’ şarkısında:
“Seninle bu aşkı kaldığı yerden
Devam ettirelim, bitmemiş gibi
Bütün suçlarını affediyorum
Ne olur geri dön, gitmemiş gibi”
Gerçekten politikada da aynen öyle oldu: Ayrılan gitmemiş gibi geri döndü.
Ayten Alpman’ın “Bir başkadır benim memleketim” şarkısı da stadyumlarda yeniden çalınıyor zaten.
Olay geçen cuma akşamı başlamıştı, dün sona erer gibi oldu.
Neydi olay?
Millet İttifakı adıyla da anılan altı parti içerisinde yer alan İYİ Parti’nin genel başkanı Meral Akşener, masada yoldaşlık ettiği diğer beş liderin, kendisine ve partisine dayatmada bulunmaya kalkıştıklarını ileri süren bir konuşma yaparak, bir yıldan uzun süredir müdavimi olduğu masayı terk etti.
Zehir zemberek bir konuşmayla masayı devirdi.
‘Dayatma’ iddiası, masayı paylaşanların o günkü toplantıda, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etmelerine bir karşı çıkıştı.
Akşener masada bulunmayan iki başka isme -İstanbul ile Ankara’nın CHP’den seçilmiş belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’a- “Sizler aday olun” çağrısı yaptı.
Kılıçdaroğlu doğal olarak kızdı bu tavra. Akşener’in üslubu için “Erdoğan’ın dili” tespitinde bulundu. Masanın diğer dört paylaşanı da Akşener’in tavrından herhalde alınmışlardır.
CHP’yi destekleyen yazar ve yorumcular ise, masayı terk etme olayını takip eden üç gün boyunca, İYİ Parti ile lideri Meral Akşener’i eleştiri yağmuruna tuttular.
“Saldırdılar” daha doğru bir sözcük.
Dün ise başka bir gündü.
İYİ Parti genel başkanının adaylığına şiddetle itiraz ettiği Kemal Kılıçdaroğlu Millet İttifakı tarafından cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edildi dün.
Bu kararı alan masada -gitmemiş gibi geri dönen- İYİ Parti lideri Meral Akşener de yer alıyordu.
Akşener’in “İkinizden biriniz aday olsun” çağrısı yaptığı iki ismin belediye başkanlığını bir yıl sonra yapılacak yerel seçime kadar sürdürecekleri anlaşıldı.
Lafı fazla uzatmayayım, arada yaşanan onca gürültüye rağmen, ortam, Melihat Gülses’in eşsiz sesinde ifadesini bulan şarkının sözlerine yansıyana çok benziyor: Aşk kaldığı yerden bitmemiş gibi devam etmekte; o zehir zemberek açıklama suçunu işlemiş olan Meral Akşener, sanki hiçbir şey olmamış, ayrılıp gitmemiş gibi geri döndü.
Suçu belli ki görmezden gelinmiş…
Efendi ile kölesi arasında yaşanan yer değiştirmeyle ilgili meşhur fıkrayı gel de hatırlama.
Şimdiki durum şu:
Millet İttifakı seçmen karşısına aday olarak CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu çıkaracak. Yalnız başına da değil; Akşener’in cumhurbaşkanlığı koltuğuna layık gördüğü iki isim –Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş– seçilebildiği takdirde Kılıçdaroğlu tarafından, onun ‘uygun gördüğü tarihte’ doğrudan ‘cumhurbaşkanı yardımcısı’ olarak atanacaklar. Şimdilik bir yıl daha belediyelerinin başında kalmayı sürdürecekler.
Diğer beş lider?
Onlar da ‘cumhurbaşkanı yardımcısı’ olacaklar… [Milletvekili olmayacaklar demek bu.]
İYİ Parti lideri Akşener?
Evet, o da, anlaşıldığına göre, diğerleri gibi ‘cumhurbaşkanı yardımcısı’ payesini taşıyacak…
Tabii, Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilebildiği takdirde…
Peki, Kılıçdaroğlu seçilebilecek mi?
Meral Akşener onun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olmasına ‘seçilemeyeceği’ gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Aradan geçen 72 saatte, o makama daha fazla layık gördüğü iki CHP’li belediye başkanını yanına alınca Kılıçdaroğlu’nun seçilebilecek hale geldiğine ikna edilmiş olmalı.
Dayatma değil, ikna.
Burada matematik devreye giriyor: CHP’nin oy oranı taş çatlasa %25. Tek bir CHP’linin bile oyunu ondan esirgemeyeceğini veri olarak kabul edelim. Bu orana -arada var olan oylarından bir bölümünü kaybedecek hale geldiğini görmezden gelerek- İYİ Parti’nin %10-12 civarındaki oyunu da ekleyelim. HDP’den de %10 kadar bir oy gelsin.
Ne yaptı toplam?
Yüzde 45-47…
Her şey yukarıdaki paragrafta öngörüldüğü gibi gelişse bile yine %3-5 civarında bir oy açığı var.
Sanırım, o açığı ve hatta daha fazlasını, CHP ve İYİ Parti dışındaki muhafazakar kesimin ilgisini gören ittifak partileri seçmenlerinin sağlayacağı hesap ediliyor.
Öyle hesap edilmiş olmalı ki, dün gece, partisinin binası önünde kurulmuş kürsüye ‘13. Cumhurbaşkanı’ ilan edilerek çıktı Kılıçdaroğlu.
Yine bir şarkı, bu defa Sezen Aksu’nun bir zamanlar ANAP tarafından seçim kampanyasında kullanılmış şarkısı, aklıma geliyor:
“Hadi bakalım, kolay gelsin / Bir acayip zor yarış / Bana ne aman, ben anlamam / Pek hesaplı ince iş” şarkısı…
Bu yazıya o şarkının sözleriyle son vermek en iyisi.
Meral Akşener’in iki belediye başkanına “Aday ol” çağrısı yapması gibi, ben de sizleri, Sezen Aksu’nun bazı bölümlerini burada sunacağım şarkısına kulak vermeye davet ediyorum:
“Yerimiz mi dar yoksa yenimiz mi dar
Ne var? (ne var, ne var)
Uçurmuş herkes o da kim oluyor
Sen kimsin kim bunlar
En büyük kim?
Hadi bakalım, kolay gelsin
Bir acayip zor yarış
Bana ne aman, ben anlamam
Pek hesaplı ince iş
Sen seni bil, sen seni
Sen sıkı tut çeneni
Eline diline hâkim ol
Dikkaaaaaat
Ah içimizde ne aç hevesler
Arada hicaz arada caz nefesler
Bir yanımız her duruma müsait
Ne kadar uyarsa o kadar ister
Aaaaah”
ΩΩΩΩ
Dinlemek isterseniz, Melihat Gülses’in şarkısı:
Bu da Sezen Aksu’nun şarkısı:
merak bu ya o 5 dosya gerçekten var mı varsa ne var içinde
GÜNEŞ MOTELden JW Marriott Hotel’e CHP ve koalisyon ortakları;
garp cephesinde, unutulanlardan başka değişen bir şey yok…
“Söz verdiysem eğer / dönerim ölümüne ben”
Türk şarkı sözü:)
Hadi hadi, kıskanma! Siyasi partilerin birleşmesi her durumda iyidir. Herkes her şeyin farkında. Ülkeyi tam ortadan ikiye bölüp cumhur ittifakı ile millet İttifakını bir birine kırdıramayacaksınız! Boşuna sevinme.
Bugün, sadece, yazarin yazısını okudum ve aklıma ilk gelen, 2003 te Erdoğan başbakan olduğunda, Ahmet Nesinin apar topar Fıransaya gidip iltica etmesi geldi.
İltica gerekcesi. ” TÜRKIYENIN ve DÜNYANIN başina öyle bir bela geldiki” diyerek siğinma istemesi ve ısteğinin hemen kabul edilmesi.
Meral Akşener bu kadar sinirlenmesinin ve hatta masadan tekrar ayrılabileceğinin nedeni.
11.Cumhur başkanın başına gelenlerin bir benzeri 13.cumuh başkan adayının değilde 13.C Başkani adayının başbakan adayının
başına gelmesi.
Önce iftiralar ile başladılar fakat ucu Edip Yüselin Kardeşini cami önünde öldürenlere dokununca hemen ters dönduler.
Ahh keşke ABD gibi basın özgürlüğü olasa bir saat içerisinde Türkiyeden kaçip dubaiye sığınanların sayiları binleri geçer.
Tarkandan gelsin…
geççek geççek
oynama şıkıdım şıkıdım
yanar döner yüreğim..
acayipsin.
Bu yorum “ahmet 3 Mart 2023 At21:33” cevap.
“AHMET” bey trolluğe devam ediyorsunuz benim yorumlarıma yorum yazarken 1 değil bin düşünüp öyle yazin. Akşener kimselere ihanet etmez. ERDOĞANI EN IYI O TANIYOR.
Peki erdoğan neden 11.Cumhur başkanının bahcesine helikopter ile misafir gönderdi?
Ayni misafirlerden birini bu seferde Akşenere gönderdiğini (bance doğru) iddia ediyorlar? Bunada bir cevabınız olmalı.
3 Mart 2023 tazinin kopici
“Meral Akşener, Erdoğan ve Bahçelının tuzaklarından Kılıştaroğlunun sayesinde kurtardı. Millet vekillerini ona ödünç veren ve onun partisini meclise sokan Kılıçtaroğlu olduğunu unutacak kadar nankör olamaz.
Millet itifakı ilk günden (İstediği taktirde) Kılıçtaroğlunun Cumhur başkanı olmasi için çabaliyor.
Meral Akşener adamını tanır. AKP kuruluş aşamasında
Erdoğan Akşenerinde Kurucu olmasi için ikna ettiğini zannetmış fakat Akşener vaz geçince, yıllar sonra, Erdoğan “bu kadın bizi sattı demişti.”
Yorumu Cevapla
” ahmet
3 Mart 2023 At 21:33
BU SEFERDE KILIÇ BEYİ SATTI”
HAYDAAAAAA… !
YENİ BİR ÇOCUĞUMUZ OLDU ,İYİ Mİ !
Kılıçdaroğlu , son grup toplantısı yaptığını yani artık genel başkanlıktan ayrıldığını beyan etti!
İyi de neden ayrıldı ?
Gerçi daha önce CB. nı olduktan sonra ayrılacağını beyan etmişti ama hem daha seçilmedi hem de ayrılmasına gerek yok ki!
Daha önce CB. na aday olmayacağını da taahhüt etmişti ?
Haydi bakalım işin yoksa bir de bununla uğraş , dur !
CeHaPe’ye goley gelsiiiinnnnn !
CHP’de herkes herkesi ezberledi artık, o söylenenler tutmaz artık. Kk arkasını sağlama almasa bırakmazdı!
Önemli bir handikap aşıldı. Türkiye normalleşiyor. Kılıçdaroğlu, hepsi “sağ”dan gelen 5 parti tarafından Cumhurbaşkanı adayı yapıldı. Bu Amerika’da Obama’nın başkan adayı yapılması kadar önemli bir değişim. Olmaz denen, ikna edilerek oldu. Hem de stadyumlarda “Toros” pankartları açıldığı, çiçeksepeti sitesinde Yeşil posterlerinin satışa çıkarıldığı bir dönemde oldu. Radikallere ve faşistlere yol verilmedi, aklı selimde buluşuldu. Önemli bir gelişme, hayırlı olsun. Bundan sonrası kolay değil, ama demokrasi kazanacak, otokrasi yıkılacak.
Ülkeyi içinde bulunduğu tehlikelerden yine Erdoğan kurtarır demiş birileri. İyi de ülkeyi bu hale getiren, felaket üstüne felaket yaşatan bir tek sorumlu var, o da şahsı olur. Hem batırıp hem çıkaracak gibi saçmalıklarla milleti uyutamazsınız. Felaketin sorumlusu Allah değil, Erdoğan. Dış güçler de değil, Erdoğan. Kendi ettiniz kendi buldunuz yani. Suçu yeldeğirmenlerinde aramayın.
“Efendi ile kölesi arasında yaşanan yer değiştirmeyle ilgili meşhur fıkrayı gel de hatırlama.”
Matrakçı arkadaş şu fıkrayı paylaşsa da biz de öğrensek, kendisinin mizah anlayışına bizim didem de bayılır zaten, mucib bey müsaitseniz siz anlatıverin şunu sevabına:)
Bu tarih itibariyle, mevcutları yenebilmek için:
-Onların içinden birisiyle!!!…
-Onların düşmanlarıyla rakipleriyle birlikte!…
-Onları bölüp parçaldıktan sonra!…
“HAYALLERİYLE BU İŞİN OLMADIĞINI OLMAYACAĞINI ANLAMIŞ BULUNUYOR!
bazıları🤔.
ne yapmak lazımmış?
PLAN PROJE ÜRETMEK!
Ne yapmak istediğini ne yapacağını söyleyip seçmeni ikna etmek!
Kefereyle vatan hainleriyle bölücülerle iş tutmamak!
Eşini dostunu oğlunu kızını hemşehrini okul arkadaşını damadını kayırmamak!
Liyakat Adalet Laiklik Demokrasi Cumhuriyet Eşitlik Paylaşabilmek Hak Hukuk
Kelimeleriyle barışık olmak!!!
(bukadarı bile yeter).
Bence fehmi koru bay bay kemalin alacağı oyu yazmış…bencede en fazla yüzde 45 ..belki ondanda az….
Kumar masasına çağır sevgilim.
İstersen 8. yardımcın olurum senin.
Kumarbazlar….
onların kumarbaz olmadığı kesin ama birilerinin de çaldığı kesin.
“Dayatma değil, ikna.”
acaba ?
dun kirli pazarliklarin kuyruklu yalanlarin dondugu kumar masasi
milletin degil kisel hirslarin ve menfaatlerin dusunuldugu noter masasi
bir cirpida “hain” ilan edilen paydaslar masasi
ertesi gun herseyin birden sut liman olabildigi ‘ikna’ masasi
her biri birbirinden farkli deniyor idi ya, aksener’in itirafi ile “proje ittifaki” idiler ve
nihayetinde birbirlerinden ne kadar nefret ettiklerini de ifsa etmis oldular..
secim sonrasi birbirlerinin girtlaklarina sarilir diyoduk, eh olan onun secim oncesi provasi..
devamini bekliyoruz
hal boyle iken yazar dayatma degil ‘ikna’ oldugunu saniyor
peki degisen ne de ‘ikna’ olmus bu kadin ve neye ikna olmus ?
kisisel hirslar ve menfaatler bir anda buhar mi ?
kirli pazarliklar bir anda cacik mi oldu ?
veya direttigi diger beceriksizler aday mi oldu ?
degisen, iki koltuk degnegi daha eklediler olabilecek en beceriksiz “aday” yanina 🙂
kapida surati “ikna” haric herseyi soyluyor idi aksenerin
a. gul’u mumla aricaklar demesini beklerdim yazardan
😉
Gitmiş gibi olmasada aslında gidiyor muş gibi görünmek!
BŞBBaşganlarını seçmesede seçiyor muş gibi görünmek!
Partisinin muktedir başganı olmasada başganıy mış gibi görünmek!
Hepsini geç, bugüne gel:
-Sağ siyaset “bana faşistiz biz aslında katıksız” dedirtemezsiniz!… dedimi dedi.
-Cehape yi iktidar yaptırtmayız dedimi dedi.
-düşen taşları toplamasakta, topluyormuş gibi yaparız biz aslında dedimi dedi.
-bizim gözümüz sadece sağ seçmende ammaaa… solada kanca atarız icabında dedi ve gorsettirttimi gösterdi👀.
Şimdi bu günü de geç, YARINA BAK:
(sol keşke şunu diyebilseydi:”biz aslında gomonistin agababasıyız”)
Yarından önce bugüne kadar ne yaptın partin için? diye sorsalar,
-Benden başka herkesi attık partiden😵💫
-Başındaki zattan ta kurtulacaz yakında inşallah.
Ama fakat, bir şey hep ters tepiyor bizim tepside her nedense;
-adamı atıyoz patiden, giriyor bacadan! kazanıyor en kralından🤔
-biz düşürüyoruz gözden, oluyoruz biz gözden!
-kimi kovuyorsak direk gidiyor tam muhalif olduğumuza direkten!!
SONUÇ:
ACABA BİZMİ YANLIŞ YAPIYOOOZZZ,
YOKSA BİZMİ YANLIŞ İNSANIZ KOMPLEDEN🤗😂😂😂😂😂😂.
Maazallah kazanırlarsa 7 kocalı hürmüz gibi bir hükümetimiz olacak desenize 🙂
Midem kaldırmıyor…
Isveç’in depremzedeler için gönderdiği çadırlara Kızılay logosu yazılmasına ne diyor mideniz?
Almancı arkadaş, yapılan iyilik başa kakılmaz, ayıptır!
Şu an veriler için,
AKP:%30,
MHP:%6.5, Osmaniye memleketine gitmeyen lider dahada düşecek.
Vatan+BBP:%1
Toplam Cumhur ittifakı %37.5 alır Geriye %62.5 Kılıçdaroğlunun alabileceği oy.
Depremle beraber kişiler cesaretlendi konuşanlar isyan edenler çoğalmaya başladı.
KELLE KOLTUKTA GEZENLERİN ÜLKESİ BURASI DEĞİL 72 SAAT 24 SAATİN BİLE SİYASETTE ÇOK UZUN BİR SÜRE OLDUĞUNU MERHUM DEMİREL ZAMANINDA EN YÜKSEK PERDEDEN İFADE ETMİŞ.BU SEBEPLE BİZİM TOPLUMUMUZ BÖYLE ŞEYLERE PRİM VERMEZ GÖRÜNÜR AMA TENHADA YALNIZ KALINCA MERAKTAN İLE OLSA BÖYLE ŞEYLERE MEYLEDEBİLİR
EEE NE DEMİŞLER GÜN DOĞMADAN NELER DOĞAR…..
Münzevi arkadaş KELLE KOLTUKTA GEZENLERİN ÜLKESİ BURASI demişsiniz de;
hiç meksikaya gittiniz mi?
Dört günden beri bütün köşe yazıları bu siyasal Ankara depremiyle yatıp kalkıyor !
Fehmi Bey de şarkılarla girip yine şarkılarla işin içinden sıyrılmış .
Peki biz neresinden başlayalım , bilmem ki !
Önce şu fıkraya bir temas edelim ; o fıkradaki kişiler efendi ile kölesi değil ağa ile kahyası veya marabasıdır ; bunlar uzun yolda eğlenmek için bir konuda iddiaya girerler , iddiayı önce ağa kaybeder , kahya kazanır , sonra ise tam tersi olur !
Bunun üzerine ağa ‘ Peki o zaman biz bu haltı niye yedik ‘ diye sitem eder !
Tabii ki fıkra Meral Akşener ve İP . ye ithaf edilmektedir .
Aylardan beri , bankaların gizli kasalarında saklanan kıymetli şeyler gibi Kılıçdaroğlu’nun ismi neden gizlendi , neden açıklanmadı da büyük bir sürpriz yaparcasına şimdi alayı vala ile açıklanıyor !
Hadi bakalım , şimdi biz ne yapacağız ; ölümden korkup sıtmaya mı razı olacağız , tam da dün Fehmi Beyin dediği k. sarmasına geldik , iyi mi !
Bir de şu hanımefendinin , İmamoğlu ile Yavaş aşkını anlayamadım , gitti !
Yahu bu ne kara sevdaymış !
Bırakmam bırakmam diye yapıştı , kaldı !
Allah Allah !
Günün sonunda akşenerin iddaası ile kazanamayacak aday da anlaştılar…
Erdoğanın en büyük şansı bence bu muhalefet….yıpranır diyerek gizledikleri aday bay bay kemal miymiş…bay bay kemale size diyim akp seçmeninden 1tane oy gelmez.hdp seçmeninden de yüzde yüz hepsini alır diyemeyiz…chp seçmeni ne olursa olsun sandık başına gidince yine chp ve mührü basar.diger sağ partilerden de yüzde yüz alır diyemen..yani kazanamayacak adayda anlaştılar ve bence kazanan erdogan oldu mübarek günün sonunda…
dün gece muhalifler mutluydu. deprem havasında olmasak ben de bir-iki neşeli şarkıyla giriş yapabilirdim.
sayın akşener belli ki bir alınganlıkla terk ettiği masaya “uzlaşma kültürü ve diyalog diplomasisi” tanımlanan bir aksiyon ile döndü, olması gereken budur. farklı fikirlerin bir araya gelmeye çalıştığı süreçte bir takım anlaşmazlıkların olması krizlerin çıkması doğaldır, sağlıklıdır üstelik siyasetin yapısında bu zaten vardır, belirleyici olan nasıl çözüldüğüdür. masanın bu anlamda iyi bir sınav verdiğini kabul edebiliriz.
cumhur ittifakı da sonuçta iyi kotarıldığı izlenimi veren bugünkü ilişkiye hayli fırtınalı, ağır hakaretlerin galiz küfürlerin ortada savrulduğu sert tartışmaların yaşandığı hayli zor bir süreçten sonra gelmedi mi?
sayın koru, CHP’yi destekleyen yazar ve yorumcular saldırdılar diyor gerçekten de o grupta büyük bir öfke vardı lakin bu işin köpüğü sadece,
sayın akşeneri döndürmeye de yetmezdi zannedersem
asıl tepkiyi kendi tabanı, seçmeni, parti üyeleri ve üst düzey parti ileri gelenleri gösterdi. partiden istifa sistemi kilitlendi. yoldaki vatandaş, sanatçılar, gazeteciler, sosyal medya, tribünler kıyamet koptu. tepki çok büyük oldu.
iyi parti bu tazyike zaten direnemezdi çünkü patron seçmendir.
halk altılı masayı bir arada görmek istiyor. nokta.
bunun önüne geçecek bir güç yok. nokta.
hepimizin gönlünden başka başka adaylar geçiyor olabilir elbette, kemal beyin olmasını isteyenler gibi istemeyenlerde vardı ama kim aday olsa isteyenleri olur, istemeyenleri olur sonuçta lakin aday belli olduktan sonra iş bitmiştir muhalefet dün mübarek gecede hayırlı bir başlangıç yaparak adayını açıklamıştır,
hayırlara vesile.
artık hepimizin adayıdır onlar bir blok olacaklar bizlerde ona tam desteğimizi verecek ve arkasında dağ gibi duracağız.
bu kriz, bize aynı zamanda bir sorun çıktığında saatler içinde nasıl sağduyu ve akılcı bir biçimde çözülebileceğini de göstermiş oldu. belediye başkanlarımızın halkın indinde gerçekten büyük bir karşılığının olduğunu da bir kez daha gördük.
artık burada matematik devreye giriyor, sayın koru da basit bir hesap yapmış belki biraz açabiliriz.
akp %30-35 mhp % 5-6 toplamda diğer bileşenlerle % 40 civarı diyelim,
% chp % 25 iyi % 10-12 diğer bileşenlerin %5 kabul edersek
masanın oyunu da % 40 civarı kabul edebiliriz.
geriye son derece belirleyici % 10-12 hdp oyu kalıyor.
ilk kez oy kullanacak genç seçmen var.
ve tencere var. insanların kaynatmakta cidden çok zorluk çektiği tencere. ekonomik zorluklar, yoksulluk var.
ve bence deprem de önemli bir belirleyici olacak.
millet ittifakı muhafazakarından milliyetçisine, sosyal demokrattan libarallere geniş bir yelpazeden ülkeyi temsil ediyor ve mutabakat metniyle bize güçlü bir parlamento teklif ediyor. öyleyse bu seçimde
biz tek akıl mı yoksa çoğulcu akıl mı tercih ediyoruz,
devletleşen siyaset mi, milletleşen siyaset mi talep ediyoruz ona karar vereceğiz.
cumhurbaşkanı yardımcılığında anlaşıldı, parlamenter sisteme geçme sözü ne olacak
Eskiler de der ki “Kem âlât ile kemâlât olmaz.”
(Kötü, yanlış vasıtalar ile maksada/olgunluğa ulaşılmaz.)
ENDÜLÜS
Olanlar bana Endülüs’ün yıkılması gibi geliyor. Orada da bazı müslüman beycikler hristiyanlarla işbirliği yaparak kendi medeniyetlerini bitirmişlerdi. Sonra ne oldu sonları, marisko mu oldular. Hemen yok mu oldular bilinmez. Şu ittifakın ülkeye en ufak bir hayrının olmayacağını herkes biliyor. Fetöcülere af çıkacakmış, başka? başka bir icraatlerinden haberimiz yok şimdilik. Ha bir de alo ben kemal, ke-mal ulan neyini anlamadınız! diye aranacak mafya liderleri var. Oradan gelecek 418 milyar dolar var. Ona da bir tek ben inanıyorum galiba. yoksa kişibaşı dağıtılacak 5 bin doları duyup sokakları doldurmuyorsak aç gezen bu halkın inancının da zayıfladığına mı yormalıyız.
Neyse benim dikkat çekmek istediğim nokta. Bir chp li gazeteci olarak diye söze başlayan, sosyal medyalarında sevinç çığlıkları atan gazeteci kılıklı troller. HAni siz bağımsız gazeteci idiniz. Karşınızda yandaş gazeteciler vardı. Demekki asıl yandaş-fondaş olduğunuz daha önce ifşa oldu- sizsiniz. Bunu söyleyince sayın yazar hemen sansürü basmış. Ne demişim. Yorulmayın, memlekette onlarca parti var muhalefet yapacak siz niye üzerinize alıyorsunuz ki bu yükü.
CB yardımcılığı mesele değil, mesele irade meselesi, onur meselesi, boyun eğme meselesi. Verilen sözlerin yutulması meselesi! Halk anlamaz düşüncesi!
Bu seçim, Erdoğan için bir güven oylaması niteliğindedir… Ya da güvensizlik.
Yani halk’a sorulacak:
– Erdoğan’a hâlâ güveniyor musun?
Evet ya da hayır.
İşte o kadar.
Yani, Türkiye’yi bu kuşatmadan, bu seri kötülükler zincirinden, doğal veya yapay bu felaketlerden, bu yabancı veya yerli her türlü tuzaktan, bu kin ve nefret dalgasından, bu enflasyon canavarından, bu açgözlü ticaret terbiyesizliğinden, bu sevgisizlikten ve saygısızlıktan… Daha sayayım mı? Velhasıl Türkiye’yi hiç de müstahak olmadığı bu tehlikelerden ‘yine’ Erdoğan mı kurtarır, yoksa artık kim olursa olsun mu?
Güven’den veya güvensizlik’ten kastım budur.
Çok kolay.
– Evet veya hayır.
İlk okuldayken öğretmen karneleri doldurmadan önce notları belirlemek için sınav yaptı. Tek bir soru, herkes evinden okula nasıl gidildiğini tarif etsin. Düzgün tarif edebilenlere tam puan diğerlerini de kırık not veriyordu. Ben bunu çok anlamsız saçma bulmuştum, herkes her gün yürüdüğü yolu tarif eder diye düşünüyordum. Sonraları yol tarif edemeyen insanlar olduğunu gördüm.
Muzaffer bey, sen şimdi nerde olduğunu bilebiliyor musun acaba? Bir de nereye gitmek istiyorsun?
Sen şimdi nerde olduğunu ve nereye gitmek istediğini bana söyle, ben sana yol tarif etmeyi deneyeceğim. Yolu doğru tarif edebilir miyim diye hiç tereddüt etme, sen de nereye gitmek istediğini bilmiyorsun zaten:)))
Erdoğan’ın oyu belli millet ittifakının oyu da… iki kesimin adaylarının da seçim kazanacak bir oyları yok!
CB seçmek için yeter oy bulunamazsa ne olur?
Ya da en iyisi ben kendimce bir yol tarif edeyim sana;
Bak şimdi, her neredeysen farketmez,etrafında ne görüyorsun? Ne görüyorsan sırayla hepsini söyle bana.
…..
Hımm! Bak şimdi, senin bu gördüklerin hepsi çer çöp, bu çöplerin hepsini süpür at bir kenara:)
Ya da elleme kalsın yerlerinde, sen bu çöpleri görmezden gel, hiç yokmuş gibi yoluna düm düz devam et, gideceğin yere kesin varacaksın! Tamam mı!
Durup dururken beni güldürdün, güldüğüme bakma ben tarifimden eminim.
Fakat dikkat…
Bu soruyu “Erdoğan gitsin de isterse batsın Türkiye” diyenlere soruyor değilim. Onların cevabını biliyorum: En düşük profilli bir aday’a bile razıdırlar.
Derin devlet sizin kesimi en baştan kafaladı, eliniz mahkum derin devletin her istediğine boyun eğiyor, tam itaat ediyorsunuz. Sizi biliyoruz. Önemli olan Millet ittifakının seçmenlerinin bu gerçeğe göre hareket edip manipülasyonlara gelmemesi, bundan sonra yaşanacak her musibeti sizden bilmesi başkalarından değil. Önemli olan bu. Evet ben bundan sonra her musibeti sizden bilirim o kadar!
Eğer böyle olsaydı, Erdoğan’ın karşısına bir partinin genel başkanını koymak yerine, daha ortada ve sembolik bir ismi tercih ederlerdi. İnsanlar o durumda Erdoğan mı değil mi tercihi yapabilirlerdi. Hem Erdoğan’a hem de Kılıçdaroğlu’na güvenmeyecek kitleler oy kullanmayınca, yani seçimlere katılım oranı düşünce ne olacak peki?
Seçmen, beni artık keriz anlamaz saf saftirik aptal menfaatçi yandaş …
olarak görmeyin! diyor.
Sizin onurunuz sözünüz rezil olmanız kaybetmeniz yada kazanmanız beni ilgilendirmiyor!
-Benim için çalışıp mücadele edeni, edecek olanı!
-ülkem yurdum vatanım toprağım evim ailem işim aşım için!!!! çalışacak olanı!!!!!
ARIYORUM, SEÇECEĞİZ, SEÇMEYE KARARLIYIZ!!!! diyor!
Üstad, ince acele edip zafer partisiyle ortakligi bozdu yoksa genc partinin maddi destegi (cem uzanin) zafer ve menleket Partisi birlesirse ayri bir heyecan olurdu, ilkeli olacagim diye kendini gidip kopruden asagiya atar böyle giderse. Yalniz ben Akpnin Kilicdaroglunu danismanlari uzerinden (en basta Tuncay özkan) rahat vurabilecegini dusunuyorum buda Muharrem inceye alan acar en zayif gibi duran Sayin ince aradan siyrilir. Cumhur ittifakida ölume degil sitmaya razi olur. Bence C. Ittifaki ne yapio edip Kilicdarogluna secim kaybetmemeli (kazanamayacaklari kesin) kazanani secme sanslari var.
Birlikte hayır vardır sözüne kulak vereler, tekrar birlikte oldular.
Çok eleşitirdigimiz M. Akşener büyük bir Erdemle masaya döndü. Neden ve niçin döndüğünün hiç bir önemi yok, önemli olan zoru başarmaktı. Bundan sonra her şey eskisi gibi olur mu derseniz, kesinlikle olmaz.
Millet ittifakı şu sözü kılavuz edinmeli
Bir musibet bin nasihatten yeğdir.
Meral Abla, bana inanmıyorsan, bir hukukçuya danış.. Verilen bu sözün, hiçbir kıymeti yok. Bugün Ekrem veya Mansur’u cumhurbaşkanı adayı yapmayan Bay Kemal, yarın seçilirse, seni hiç tanımaz, onları da yardımcılığa getirmez! Verilen sözlerin üzerine bir bardak soğuk su içer, yatarsın!
Neden ve niçin döndüğünün hiç bir önemi yok
Evet muhalifler bundan kaybediyor zaten
İlke ……önemi yok
Yalan …..önemi yok
Hdp ile ittifak…önemi yok
Karşılıklı hakaretler….önemi yok
İzledigi siyaset türkiye düşmanları ile parelellik arzediyor………önemi yok.
Program varmı…önemi yok.
Bu koalisyon kaos getirir…önemi yok.
Peki önemli olan ne…erdoğanın gitmesi.
Ama millet sizin kadar ideolojik hırslı değil.
“Çok eleşitirdigimiz M. Akşener büyük bir Erdemle masaya döndü.” :)))))))))
Ulan ne insanlar var arkadaş yaaa!
İmza yetkisine sahip 6 siyasi parti başkanına şimdi 2 belediye başkanı daha eklenecek. Buna bir de yedek güç HDP’yi ekleyin, eski “vesayet rejimini” mumla ararız. Yüzyılın felaketinin yaşandığı bir zaman diliminde, muhalif yazarların bile dile getirdiği “Dallasvari” bir muhalefet görüntüsü, ne sokağa güven verir ne de siyaset sınıfına…
Bu noktada herkesin merek ettiği soru şu: Masayı, “dayatmalar, kirli pazarlıklar” nedeniyle terk eden Akşener, 72 saatte ne oldu da o dayatmaları, kirli pazarlıkları unutup çok daha kirli pazarlıklara kapı açan bir öneriyi kabul etmek zorunda kaldı?
Bu sorunun cevabını vermeden meydanlara çıkabilecek mi doğrusu merak ediyorum.
Millet ittifakı adayını belirledi; aday Kılıçdaroğlu.
Seçime az bir süre kala yeni ve daha net bir sürece girildi.
Cumhur ittifakı seçimi riske etmeyecek, ikinci tura kalmak daha da bir risk içeriyor; ilk turda ipi göğüslemeyi isteyecektir.
Her iki ittifak için -seçim ikinci tura kalsa bile- artık HDP -biraz da aşırı sol-sosyalistler- kilit rol üstleniyor olacak. Muhafazakar kesimden, ittifak içinde yer almış olan sag-muhafazakar partiler sayesinde gelmesi beklenilen 3-4 puanlık oy ise Erdoğan hatırına cumhur ittifakına gitmeye daha meyilli olacaktır.
Her halükarda her iki ittifak da, açık ya da gizli HDP ile ilişki kurmaya çalışacaktır. Aslında bu siyasetin ve sistem içerisinde meşru olan siyasi partilerin doğasında var, olması gereken de bu. Fakat, seçim öncesi süreçlerde yasal ve sistem içi bir parti olmasına rağmen HDP hem şeytanlaştırıldı ya da ona öyle bir hüviyet yüklendi, hem de dokunanın yandığı bir parti konumuna düşürüldü.
Benim asıl merak ettiğim HDP’nin her iki ittifaka ya da oradan gelebilecek tekliflere, belki de zorlamalara nasıl yaklaşım sergileyeceğidir.
Hoş, her siyasi partinin bir ideolojisi ve ona göre bir programı/hedefi vardır. Hedefine ulaşmak için fırsat kollayacaktır.
HDP bu süreçte ülke veya milletin menfaatlerini önceleyen veya dilinden düşürmediği hak-hukuk, adalet, özgürlük, demokrasi gibi değerlerin sağlanması gibi bir siyaset mi güdecektir ya da kendi ideolojik hedeflerine ulaşmanın siyasetini mi?
Diyeceksiniz ki, her siyasi parti zaten ülke ve milli menfaatleri önceleyerek siyaset yapar ve bunu parti tüzüğünde de belirtir ama uygulamada bunun böyle olmadığına hepimiz de kalıbımızı basarız. Bir de, her siyasi parti ülkenin ali menfaatlerini ayrı anlamlandırıyor, ülke menfaatleri konularında ayrık düşüyorlar.
Sizce, önümüzdeki seçimde -özellikle cumhur ittifakı için- kilitin anahtarı elinde olan HDP, ortaya koyacağı taleplerinin hangi ittifakta daha kolay gerçeklşeceğini öngörüyordur..
Ya da, bu kilit rolüne karşılık HDP’nin elindeki anahtarı kapmak ve seçimi elde etmek için HDP’nin taleplerini karşılamaya en elverişli ya da en istekli ittifak hangisi olacaktır.
Hadi bakalım kolay gelsin.
Bir de kilit konumundaki HDP’nin elindeki anahtarın;
anahtar nerede?
suya düştü,
su ne oldu?
inek içti,
inek ne oldu?
dağa kaçtı,
dağ ne oldu?
yandı bitti, kül oldu. gibi çocuk oyunlarında
söylenen tekerlemeye dua okuttutacak HDP’nin kapatılma süreci var..İşletilir mi?
Hadi bakalım?
İP Genel Başkanı, bu masanın bu ülkeyi yönetemeyeceğini, bu masanın ortak akıl ile hareket edemeyeceğini ve önerdikleri parlamenter sistemin de bu ülkeye kaostan başka bir getirisinin olmayacağını göstererek önemli bir hizmet yapmıştır!
Daha aday belirlemede böyle bir kriz yaşayan masa, ezkaza seçimi kazansa ülkeyi en az 20 yıl geriye götürecek ve attıkları her adımda bir kriz çıkaracaklar demektir!
Bu ülke bunları kesinlikle hak etmiyor!
Evet, bu kriz altılı masada kalıcı bir hasar bırakmıştır.
Evet, millet kavgalı eve kız vermez!
Ancak rakibi küçümsememek lazımdır. Muhalefetin güçlendirilmiş(!) propaganda yöntemleriyle seçim kazanma hedefli çalışmalarının karşısına Cumhur İttifakı daha güçlü çıkarak, ülkeyi bu kaos heyetinden korumalıdır.
Evet, tam bir beka meselesiyle karşı karşıyayız.
Başkan Erdoğan’dan rahatsız olan küresel güçler de altılı masaya tahminlerin ötesinde destek vermeyi sürdürüyor!
Çünkü Başkan Erdoğan’ın yönettiği Türkiye, tam bağımsız güçlü Türkiye’dir.
Altılı masanın hedefinde ise batıya teslim olmuş bir Türkiye vardır!
Kararı elbette ki seçmen verecektir!
Hayırlısı!
6 LI MASA NEDİR :
“Milletin ortak iyiliği için iyi niyetlerle oturduğumuz 6’lı masa, artık potansiyel adayların tartışıldığı bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmıştır. Tek bir adayın tasdiki için çalışan, bir noter masasına dönüşmüştür.”
şahsi hırslar, Türkiye’ye tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki kişisel ajandalar uğruna, mübah sayılan kuyruklu yalanlar milletin kazandığı bir büyük hakikate tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar, 85 milyonun kazandığı kutlu bir zafere tercih edilmiştir”
6’lı masa artık millet iradesini, kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir. Milletin ortak iyiliği için iyi niyetlerle oturduğumuz 6’lı masa, artık potansiyel adayların tartışıldığı bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmıştır. Tek bir adayın tasdiki için çalışan, bir noter masasına dönüşmüştür. kumar masası VE noter masası.
İŞTE 6 LI MASA BU HAYDİN DESTEK VERİNNNNNNN
Tükürdüğünü yalayan pişkin muhalefetin rezaletini bir fıkra anlatayım:
İki borsacı yolda yürüyormuş. Biri yolda köpek pisliği görmüş ve arkadaşına “Bunu yersen 100 bin lira vereceğim” demiş. Diğeri yemiş, parayı da almış ama gururuna yedirememiş. Biraz ileride başka bir köpek pisliğini görünce, “Bu köpek pisliğini yersen sana 100 bin lirayı geri veririm” demiş. Arkadaşı da tereddüt etmeden yemiş ve parayı almış. Sonra da şu soruya sormuş: “Bizim cebimizdeki para değişmedi. Peki biz bu pisliği niye yedik?” Arkadaşı da “Cebimizdeki para değişmedi ama işlem hacmimiz arttı” diye cevap vermiş.
Bu kadar rezaletten sonra bir araya gelen muhalefet cephesi “Biz bunu niye yedik?” diye soruyordur kendisine.
Not: Fehmi abiye teşekkür ediyorum.
Politikacının ikiyüzlü ,tukurdugunu yalayan olduğunu bilirdik ama bu kadar kısa sürede bu …..ku yiyecekleri aklımıza gelmezdi.Hep demisimdir kırk yillik YANİ olmaz ki KANİ.
Bazı arkadaşlar karaktersiz dediğim için sitem etmişlerdi karaktersiz bile çok masum kalmış.
23 Sene ne yapmışlarda şimdi ne yapacaklar?
Oysa daha yaratıcı bir fikirle, 64 milyon seçmenin hepsinin cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı bir formülle gelebilirlerdi. Böylece her seçmen kendi yardımcılığını oylarken elini korkak alıştırmazdı. Şarkı mı? Yine Sezen Aksu’dan bulunabilirdi:
Do it
Just do it hade
Oh oh suyundan da
Oh oh şuyundan da
Oh oh buyundan da
Koy koy koy koy
Bir ‘el’ devreye girdi.
FETÖ firarisi bir isim (burada anmayacağım, sosyal medyada herkes gördü) bir gün önceden ‘yapılması gereken Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın başkan yardımcısı olması’ dedi.
Ne tuhaftır ki öyle de oldu!
Biz şimdi gelelim asıl meseleye.
Meral Hanım ‘kumar masası’ dedi.
Kemal Bey Halil İbrahim Sofrası!
Merhum Barış Manço’nun şarkısından:
Daha çatal bıçak kaşık icat edilmemişken
İsmail’e inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim Sofrası’na.
Kemal Bey’in Halil İbrahim Sofrası diye yutturmaya çalıştığı şey Kurtlar Sofrası maalesef. Kurdular bir yuvarlak masa, etrafında dönmeye başladılar. İlk düşen Akşener oldu, yediler!
Sırada kim var acep?
Yoruma kapalı.