Senaryo yazarı çaresizliği dayatıyor.. Başaracak mı? Çaresiz miyiz, yoksa çare biz miyiz?

53
Reklam

Bu duruma eski dilde ‘sarması’ diye biten bir yakıştırma yapılır ama iki kelimelik o yakıştırmayı burada yazsam, bir süre önce paylaştığım “Ben küfür bilmem” iddiamla ters düşmekten korkarım.

“Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık” derdi eskiler ya, tam olmasa da muhalefetin halini karşılayan bir özdeyiş bu.

Bir yıldan uzun süre her ay düzenli olarak bir araya gelen, arada ikili-üçlü görüşmelerle dostluklarının pekiştiği görüntüsü veren, daha da önemlisi en son buluşmalarında “Her şey tamam, adayımızı açıklayabilecek duruma geldik” mesajına birlikte imza koyan altı liderden beşi, ayrılıp giderken haklarında ağza alınmayacak sözler sarf eden altıncıya, sırf yeniden masaya gelsin diye, “Haklıymışsın, gel, senin dediğin olsun” diyebilir mi?

“Politikadır, politikacılar bunu yapabilir” görüşünü yakın tarihten çeşitli örneklerle zenginleştirenler çıkabilir ama, seçime 70 günden az bir süre kalmışken böyle bir geri dönüş Millet İttifakı’nın işine mi yarar yoksa gözden düşmelerine mi sebep olur?

Kendi görüşümü yazayım: Yeniden masayı altılı tutmak için yapacakları her fedakarlık Millet İttifakı’na zarar verecektir.

Masayı beş partiden ibaret tutmak da öyle.

Özellikle, masada yer alan Saadet, DEVA ve Gelecek partileri açısından, CHP’nin yanında yer almak, kendilerine oy vermeyi düşünen seçmenler gözünde, onları, bir dostumun kullandığı deyimle ‘CHP’nin koltuk değneği’ konumuna düşürecektir.

İYİ Parti’nin ittifaktaki varlığının onları masada tutmada önemi vardı çünkü.

Reklam

Ne olacak şimdi?

Bu soruya cevap bulabilmek için her zamankinden fazla gayret gösterdiğime inanın. Başka görüş açıklayanlar gibi, taraflarla konuştuğumu, CHP’de karar verme mekanizması içerisinde yer alanlarla görüştüğümü, İYİ Parti kurmaylarından tüyo aldığımı söyleyemem; kimseyi aramadığım gibi onlardan beni arayanlar da olmadı.

Yine de bir şeyin farkındayım: Altılı masayı beşli masaya dönüştürmüş çıkışı yapan Meral Akşener partisini kurarken hedef aldığı seçmen kitlesi gözündeki değerinin büyük bölümünü yitirmiş görünüyor.

Hiç değilse önemli bölümünün…

Kamuoyu yoklamalarında sorulduğunda “Seçimde oyum İYİ Parti’ye” cevabını verenler, büyük çoğunluğuyla, geçmişte AK Parti’ye veya MHP’ye oy vermişlerden oluşmuyor; CHP’ye de sempati besleyebilecek türden seçmenlere daha cazip gelen bir tarafı var İYİ Parti’nin…

Bir gecede onları kaybetti Akşener’in partisi

Yıllardır siyaseti yakından izleyen Bekir Ağırdır, Akşener’in çıkışının hemen ardından, sıcağı sıcağına, “İYİ Parti intihar etti, 2018’deki oyunu da alamaz” tespitini yaptıysa, bundandır.

Tespitine küçük bir itirazım var: Siyaseten intihar eden İYİ Parti değil bence, 1990’ların başından beri siyasi hayatın içinde olan, milletvekilliği, bakanlık, şimdi de parti genel başkanlığıyla tanınan Meral Akşener yolun sonuna gelmiş gibi.

Reklam

İYİ Parti varlığını iddialı biçimde bundan böyle Meral Akşener’le sürdüremez; sürdürmeye devam ederse ilk seçimde tekleyebilir.

Herhalde kararından ve yapacağı konuşmadan partisi yönetim kademesinden bazılarının haberi olmuştur; ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Erdoğan’ın dili” takılmasıyla ima ettiği üzere, bir gün önceye kadar birlikte olduğu insanları ısıran konuşma üslubundan hepsinin haberdar olduğunu sanmıyorum.

“Çıkın, tavrımızı savunun” talimatı aldığı anlaşılan partili ağızların ekranlara taşınan söylemleri o üslubun vahşiliğini zayıflatmaya yaramıyor; tersine başvurulan tevilli ifadeler, Akşener’in söylediklerini daha da vahim hale getiriyor.

Sözün kısası, Akşener’in ayrılmasıyla yalnızca Millet İttifakı zora girmiş olmadı, İYİ Parti daha da zorda.

Meral Akşener 2018 seçiminin hemen öncesinde aldığı tavırla pek çok yorumcunun gözünde sandık zaferini iktidara hediye etmiş biri görüntüsündeydi; bunu bu yazdığım açıklıkta ifade etmeseler bile, arkasından söylenenler buna benzer ifadelerdi.

Nitekim, son çıkışının ardından koro halinde “Ben zaten böyle bir gelişme bekliyordum” demeye başlanmasının sebebi budur.

İYİ Parti, bu çıkıştan sonra, iktidar cephesinin iyi partisi oldu.

Muhalefet ne yapar?

Kendilerini terk eden Meral Akşener masaya dönsün diye istenileni yerine getirir mi?

Genel başkanlarının çıkışının yarattığı havayı dağıtmak için ekranlara çıkan sözcülerin beklediği bu. Masada oturmaya devam edenler “Tamam, gel, senin dediğin olsun” davetinde bulunsunlar ve Mansur Yavaş aday gösterilsin beklentisi pompalanıyor.

Elbette masadakilerin hepsi siyasi deneyim sahibi insanlar, ne yapacaklarını bilirler; bir siyasi gözlemci olarak bana, ‘onlar açısından en kötü senaryo’ olarak görünüyor bu ihtimal.

Çeşitli benzetmelerle bunun neden böyle olduğunu anlatmak mümkün ama ben onu yapmayacağım. İnanın, en kötü senaryo bu, Millet İttifakı açısından…

Ancak tavsiye o üslupla Meral Akşener’den geldi diye hiç bir şey olmamış gibi yola devam etmek de en az bu ilk ihtimal kadar kötü.

Senaryoyu iki tarafı da pis kokan değnek olacak şekilde kim yazdıysa, amacı, Millet İttifakı’nı bu iki en kötü ihtimalle karşı karşıya bırakmak olmalı.     

İster Akşener’i davetle kamuoyu yoklaması bahanesi ardına sığınılarak istediği kişi aday gösterilsin veya ister beş parti, bugün, hiçbir şey olmamış gibi Kılıçdaroğlu’nu ortak adayları olan ilan etsin, senaryo yazarı her iki gelişmeden de mutluluk duyacaktır.

Zaten istenen de bu.

Ne yaparsan yap kendini kurtaramaz, seni o hale getirenin niyetini gerçekleştirmesine teslim olursun.

Üçüncü bir yol var mı?

Tabii var.

Bugün yeniden bir araya gelecek ve adaylık konusundaki nihai açıklamayı yapacak liderlerin hepsi, kendilerini teslim almak için yazılmış senaryonun farkındadır.

Farkında olmamaları mümkün değil çünkü.

O zaman?

Çıkış yolunu da bulacaklardır.

Bulamazlarsa?

Yine eski bir deyimi kullanayım: Bulamazlarsa, yandı gülüm keten helva.

O zaman çareyi bulmak biz seçmenlere düşecek.

ΩΩΩΩ

Reklam

53 YORUMLAR

  1. Sayin Kilicdaroglu yari Türkmen ve yari Zaza oldugu halde onu kürt gibi lanse etmeye calisanlar fasizanlik yaptiklarinin bilmem farkindalarmi?

  2. Ve nihayet 72 saat süren millet ittifakı krizi ehven-i şer bir yöntemle aşılmış oldu , çok şükür, rahat bir nefes aldık !
    Gerisine yarın devam etmek üzere iyi geceler.

  3. Akşenerin deyimi ile SEÇİLEMEYECEK ADAY da anlaştılar😂.
    Hemde bu cumhurbaşkanlığı sembolik olacaktı ama, yardımcılığı için ne pazarlıklar yapiliyor.sembolikse bu ne hırs😂😂😂.

  4. 6 LI MASA NEDİR :
    “Milletin ortak iyiliği için iyi niyetlerle oturduğumuz 6’lı masa, artık potansiyel adayların tartışıldığı bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmıştır. Tek bir adayın tasdiki için çalışan, bir noter masasına dönüşmüştür.”
    şahsi hırslar, Türkiye’ye tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki kişisel ajandalar uğruna, mübah sayılan kuyruklu yalanlar milletin kazandığı bir büyük hakikate tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar, 85 milyonun kazandığı kutlu bir zafere tercih edilmiştir”
    6’lı masa artık millet iradesini, kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir. Milletin ortak iyiliği için iyi niyetlerle oturduğumuz 6’lı masa, artık potansiyel adayların tartışıldığı bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmıştır. Tek bir adayın tasdiki için çalışan, bir noter masasına dönüşmüştür. kumar masası VE noter masası.
    İŞTE 6 LI MASA BU HAYDİN DESTEK VERİNNNNNNN

  5. Yunus Emre:

    “Bakma dünyanın varına

    Düşüp daim Hak yoluna

    Beratını sağ eline

    Alanlardan eyle bizi” diyor,

    Biz de “Amiiiin” diyelim.

    Berat Geceniz hayırlı olsun. Rabbimiz, rahmet deryasına daldırdıklarından eylesin.

  6. REÇETE SAATİ: 08.17
    Bugünkü “CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIĞI” başlıklı cevabi yazımı dün gece yazacaktım.
    Ancak görünmesi için sabahı bekledim.
    Aynı ana fikri içeren özeti tanıdığım
    CHP il başkanına da(seçimde milletvekili adaylığı için istifa eden) ilettim.

  7. İyi partideki kadroyu hafife almayın demiştim.
    Yavaş ve İmamoğlu na başkan yrd. teklifi.
    bundan iyisi,:
    yavaş imamoğlu babacan🤗

  8. MESELE BASİT AMERİKA BÜYÜK

    Defalarca yazdım, abd dünyanın en büyük devleti, onun başkanı Biden muhalefeti destekleyerek erdoğanı indirme sözü verdi, bunu gözden kaçırmayın. Cem uzan birkaç milyon dolar ödeyerek%7 oy almıştı. O dolarların bin misli yüzbin misli abd de var. Hdp seçmeni en duygusal seçmen, oturtulmadığı masaya oy vermez, zaten en büyük meselesi kimliğinin kabul edilmesi olan parti yandaşları oturtulmadığı masaya oy verir mi? Masa6 nın seçimi kazanmaya yetmeyeceğini anlayan abd ve orta amerika merale “kızım sen kalk oğlumuz otursun” dedi. Şimdi hdp den beklenen pozisyona iyi parti geçti. Yani dışarıdan destekleme görevi merale verildi. İşler mi, işledi bile.

    • AKP iktidara gelirken de “olmayan iki(2) milyon seçmen” ile bu destek söylediğiniz yöntem ile verilmişti.
      Neler yapılabildiğini o nedenle çok iyi biliyorsunuz.
      Referandumda da 2,5 milyon sahte oy ile de.

  9. Erdoğan seçimi ertelemeyince herşeye kızıyordu sonra Erdoğan süt liman olmuştu. Demek ki son kozu Akşeneri sona saklamış.

  10. HEPİNİZ ORADAYDINIZ
    Bazı gazetecilerin 6’lı masanın dağılmasının ardından seri halinde “İnanamıyoruz” videoları geçmeleri çok acıklı değil mi?
    Bırakın bu ayakları.
    Her gün halkın karşısına çıkıp siyasi ahkam kesen bir gazetecinin, hatta sadece açık olan bir çift gözün olan biteni, vasatlığı görmemesi imkansızdı.
    Pozisyonlarınızı korumak, efsunladığınız kitlenin hışmını üzerinize çekmemek için organize şekilde gerçeği örtülediniz. Yetmedi, cemiyetlerinizde aksini söyleyen meslektaşlarınızın üzerine çatal bıçak fırlattınız.
    Şimdi muhalefette oluşan hayal kırıklığının sorumluluğunu Akşener’e, Kılıçdardoğlu’na atıp aldattığınız insanlardan yakanızı sıyıramazsınız.
    Hepiniz oradaydınız.

  11. Belki bu dumanlı havada seninkini aday yaparlar diye el oğuşturmaya devam et.Demek birileri oyun kurdu ve masanın ayarı bozuldu.Güldürmeyin insanı.Düşünün bunlar iktidar oldu,sorunları altı kişi ile çözecekler.İki yılda bir aday üzerinde anlaşamadılar.Sizin senaryonuzla biri üfledi bunlar dağıldı.Demekki gramajları çok düşükmüş.İlk rüzgarda uçuverdiler.Sen şimdi derdine yan.

  12. Babıali’nin kaşalotları kıvranmaya başladı. Nasıl kıvıracaklarını da bilemiyorlar. Biri By Kemal’e sallıyor, diğeri Akşener’e… ‘Ah vah’ edip ağlayanlar da var…

    Kaç kere söyledik yahu. ‘Bu masadan krizden başka bi’şey çıkmaz’ dedik, haklı çıktık.

    Masadakiler kadar siz de suçlusunuz, niye kime ağlıyorsunuz şimdi sahtekarlar!..

    6’lı masa ‘demokrasinin Nirvanası’ydı’ hani?.. O masadan o fotoğraftan kimse ayrılamazdı.

    Kutsal ittifaktı.., geliyor gelmekte olandı! ‘Zarttı zurttu’ kafa ütülediniz…

    Millete yutturmaya çalıştınız. Neredeyse masadakiler bile size inanacaktı?!

    Masadakiler 1 yıldır birbirini yiyordu. Niye perdelemeye çalıştınız?.. Ne işe yaradı? Ne kazandınız?..

  13. Önceden olaylar hep cumhur ittifakını besliyordu şimdi baktığımızda denk duruma geldi ve artık olaylar Millet ittifakını beslemeye başladı dönüş başladı..

    Bekleyin Dövizde Depremle veya başka bir olayla cumhur ittifakı sarcılacak.

  14. CHP Bir zamanlar %28 alıyordu daha sonra anketlerde %23 görülmeye başladı Yaklaşık %6 oy CHP’den iyi partiye kaymıştı. Bunlar CHP’ye oy verebildiği için tekrar CHP adresine dönecekler.

    CHP %33-35 bandına çıkacak Algı dağılacak Birinci CHP partisi olacak buda milletin, millet partisine ilgisini artıracak.

  15. MERAL AKŞENER DİYE YAZILIR SON DAKİKA GOLÜ DİYE OKUNUR
    BİZİM TOPLUMUMUZ HİÇBİR TOPLUMA BENZEMEDİĞİ İÇİN İDARECİLERİMİZ VEYA İDAREYE TALİP OLANLAR DA HİÇBİR SİYASETÇİYE BENZEMEZ
    BU YÜZDEN GÖRDÜĞÜMÜZ HİÇBİR ŞEYE ŞAŞIRMAMALIYIZ
    TEK BİR SÖZ GELİYOR AKLIMA
    ”NASIL OLURSANIZ ÖYLE YÖNETİLİRSİNİZ”
    GERİSİ HİKAYE…

  16. -Deprem mi? o da neydi? 45bin rakamı!!!..
    -BŞehir başganlarının seni tercih etmeyeceğini bilemiyor, kestiremiyorsan; sen liyakat! kelimesini yeniden oku!
    -KK.’nun dikte etmesini kabullenmek zorunda mısın? HAYIRR!
    -Bu şekilde gündemi (gereksiz yere) değiştirmeden olabilir miydi? Evet.
    -Herşey için çook mu Geç?
    HİÇ TE DEĞİL!!!!
    Daveti sen yap masaya!
    “adayı şöyle belirleyelim!”
    diye varsa bir önerin, sür masaya!

  17. Adaylığın olmaz denince,adam sinirlenmiş ayağa fırlamış, ekranlarda sevecen görünen şahıs, bir insanın ne olduğunu anlamak için biraz kızdırmak lazım derler atalar.

  18. Kime, nereye ait olduğuna dair kaynağını kendisinin de bilmediğini yazdığı “Rüzgarsız havada dönen fırıldağın mutlaka bir üfleyeni vardır” sözüyle yazısına anlam kazandırmaya çalışan gazeteci yazar gibi, Sn. Koru’ nun da “Senaryo yazarı çaresizliği dayatıyor.. Başaracak mı?..” başlığı ile girdiği yazısında, okuyucu, komplo teorisi aramasa da siyaset dışı birilerinin “siyaset mühendisliği” ile toplumun karşısına çıkıldığı göndermesine muhatap kılındığını hissediyor. Sözün kısası, mevcut siyasi ortamda siyaset dışı bir el siyasete müdahale etmiş durumda ve Akşener’e yanlış bir adım artırmıştır gibi bir durum ortaya seriliyor. Benzer bir durum başka gazeteci yazarlar tarafından da ima ediliyor. Aklın, hafsalanın, çaresiz, yetersiz kaldığı yerde ya komplo teorilerinden, ya da bir “görünmez şey”in etkisinden bahsedilmeye başlanılır.

    Doğru, neden böyle bir sona gelindi? sorusunun cevabı net olarak verilmiyor ve süreç öncesi emareleri tam tersi istikameti gösteren bir durumda onarımı dahi söz konusu olmayacak ahval ortaya çıktı ki, akıllı olanlar buyursun taşı kuyudan çıkarsınlar. İsteseler bile buna zamanları olmayacak, çünkü yumurta kapıya dayandı.

    Yeni tecrübeler edinmek için olanlar üzerinde belki kritik yapılabilir ancak. Elden çıkanı yeniden elde etmek ya da baştan koyduğu hedefe ulaşmak için sapmaları bertaraf edecek “yanal düşünme” içerisine girmek gerekiyor olabilir!.. Her ne varsa, mevcut olanın dışında bir çözüm üretebilme yeteneğini ortaya koyabilmek hali.

    Millet ittifakı daha başlarken ilk düğmeyi yanlış ilikledi. Özetle, ittifakı oluşturan siyasi parti liderleri, ittifakları nasıl ki bir renk yelpazesi hükmünde idiyse kendi içlerinden birisinin aday olmaları halinde bu renk yelpazesinin ahengini bozacağı gerçeğini ya biliyorlardı ya da kendi “nefisi” için bu gerçeği göz ardı etmiş oldular. En azından Akşener “ben başbakan olacağım” demekle nefsini az buçuk tezkiye etmişti, lakin Kılıçdaroğlu “nefsine yenik düşmeyecek bir aday” deyişini siyasi literatürümüze kazandıran kişi olarak nefsi isteklerinden vazgeçmeli.

    “Çıkar ağzından baklayı” diyeniniz mi var?

    Daha önceleri de söylemiştim, ittifakın renklerini kendinde mündemiç bir kişilik basbayağı ihtiyacı karşılardı; bakınız cumhur ittifakı adayı bunu karşılıyor.

    Masanın hâl-i pürmelali ortada ve “şimdi ne olacak?” sorusunun cevabını siyasiler, yazarlar dahil hiç kimse vermiyor. Sadece şunu yapabiliyorlar, ortaya karışık bir sofra kuruluyor, kim ne yerse.

    Benimki de biraz öyle olacak ama yine de yazmış olayım:

    Vakit daralmış olsa da buna hala imkan var! (İttifakın tüm renkleri kendinde mündemiç bir cumhurbaşkanı adayı bulma imkanı.)

  19. Göklerden gelen bir karar vardır. Bu 6 kişiyi tek tek hepsini biliyoruz. Hepsi toplansa Erdoğan’ın tırnağıolamaz, hem karakter bakımından hem iş yapma bakımından, hem de liderlik bakımından. ‘Selvi gibi ümitler döndü birer iğdeye geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde’ye ‘ deyişi gibi sonu belli olan filmi Erdoğan düşmanlarına defalarca seyrettirdiler, aklı başında insanların her türlü haklı eleştirilerine kulak tıkayanlar (bu masayı kuranlar ve onları bu hali ile destekleyenler) sonunda kayaya tosladılar. Erdoğan düşmanlığı yaparak kendi yeteneksizliklerini gizleyenlerin tıpkı İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ta olduğu gibi hiç bir şey yapmayıp sadece propaganda yaparak şakşakçıların, sokaktan geçen birini bile Belediye Başkanı yapsan bunlardan daha iyi idare edeceği bilinirken bunları göklere çıkarması gibi bu kadronun da kazara iktidara gelirlerse memleketi 50 yıl geriye götürecekleribellidir.

    • Olduracak da Allah öldürecek de Allah. Onun Külli İradesi!..
      Her şey, açık ve seçik O’nun takdiri ve tanzimiyle yürüyor.
      Yeter ki biz nankör olmayalım!
      Kim derdi Millet İhtilafının bir yıldır modern masa alışkanlığından bir yıl sonra sofraya döneceğini?!
      Ama siz beş yaşındaki çocuğu yeniden anasının rahmine sokup memleketi 5 yıl geriye döndürmeye çalışırsanız, Allah da sizi masadan sofraya irca ederek 50 yıl öncesine götürür.
      “İçimizdeki çok bilmiş(!)lerin yüzünden bizi helak etme Allahım! Amin vesselam.

  20. Bir anket yapılsa bile çıkacak sonuç (belli) uygulanmaz. uygulansa bile kalpten olmaz. Çünkü görünen köy klavuz istemiyor!
    -seninle olmaz! diyor, cevap:olur olur
    -şununla olur diyor, cevap:otur otur
    -karşıdaki seni kekler ham yapar olan bize olur diyor, cevap:yaaa… yaa.
    -senin koltuğunu koruyalım derken rakibin koltuğu olacak çelikten diyor, cevap:hohhoo
    -yanındaki destekçilerinin şuradaki trollarden bir farkı ne olabilir diyor? cevap:yok!

  21. İP.başkanının , zaten siyasete girdiği günden beri dengeli , uyumlu , istikrarlı bir tutum ve davranış içinde olmadığını herkes bilir .
    Bizde , bir siyasi parti , hep genel başkanıyla özdeş olarak görülür , seçmenin bakış açısı böyledir , çünkü bizde partiler bir türlü kurumsal bir teşkilat haline gelemiyorlar .
    Dolayısıyla bu akılla , mantıkla bağdaşmayan ve her şeyden önemlisi terbiyeden , vefadan
    yoksun tavrın zararını mutlaka partisi de çekecektir .
    Öte yanda , Kılıçdaroğlu’nun aday olması ve diğer dördünün de buna boyun eğmesi , büyük ölçüde güven ve ümitlerin sarsılmasına sebep olmuştur !
    Peki bizim gibi seçmenler şimdi ne yapacak , kime oy vereceğiz ; herhalde Fehmi Beyin dediği ‘sarma’ durumuna biz de düşmüş olduk !
    Bu kaba deyimi de galiba siyasete sokan Demirel olmuştu ?

  22. iktidarın temel sorunu muhalefet değil,
    ekonomi öncelikle. enflasyon başta.
    her gün fiyatlar yükseliyor, kiralar astronomik hale geldi, gıda bile ulaşılamaz durumda. bir askeri ücretlinin kıyma alması dahi artık lüks. süt alması zor.
    dövizi güç bela tutuyorlar, seçimden sonra bir uçuş olacağını öngörmemek hayal olur.
    deprem mesela. hatay dışında iller akp nin kalesi idi, süre gelen rüşvet ve yolsuzluğun ne büyük acılara neden olabileceğini onlar başta tüm ülke gördük, ne büyük organizasyon eksiğimiz olduğunu, hazırlıksızlığımızı maalesef izledik. binalarla birlikte pek çok şeyin çöktüğünü söyleyebiliriz. kızılay ise en ağır darbeyi vurdu iktidara, millet can derdindeyken afet bölgesine acele gönderilmesi gereken çadırların depoda bekletildiğini ve satılmaya çalışıldığını öğrendik, iyi mi?
    kızılayın kiralık binaları, lüks arabaları, kadrolara doluşturulan yakınlar üzerinden de kurumların halini de gördük.
    eğitimde, tarımda, hayvancılıkta, sanayide hemen her alanda yanlış kararlar ve politikalar nedeniyle çalışanlar, sıkıntılı, asgari ücretli sıkıntılı, emekliler sıkıntılı, öğrenciler sıkıntılı. hiç olmadığı kadar mutsuz bir ülke oldu
    erdoğanın türkiyesi.
    neden yazdım bunları,
    değişim kaçınılmaz. muhalefetin bugün görüntüsü ne olursa olsun, değişiklik ihtiyacı öncelikli refleks olacaktır. muhalif oylar kendi içinde hareket edebilirse de iktidarın bir kaç kararsız seçmenden oy tırtıklamak dışında bir menfaati olmaz.
    iyi partinin masadan kalkmasına kimse itiraz etmezdi, sorun sert üslup oldu, buna ne gerek vardı ama siyasilerinde bir yapısı var. kemal beyin ne kadar nazikse meral hanımın o kadar sert. şimdi ilk günün şoku geçince bir hasar tespiti iki taraf ta yapmıştır, dün iyi parti başkan danışmanları ve parti ileri gelenleri ortak bir nokta arayışında idiler, ben dönmek istiyorlar izlenimi edindim ama bu masaya geri dönmeyi sağlar mı bir kaç gün içinde belli olur. iyi parti tabanından ve genel olarak seçmenden çok tepki aldı, dolayısıyla çare aslında biziz. dayatılan çaresizliği halk aşabilir. yanlışlara tepkisini göstererek.
    bugün ülke bir obezite sorunu da yaşıyor dengesiz ve değersiz beslenme sorunu var. insanlar bir sabah 20 kilo fazlayla uyanmazlar değil mi? şişmanlamak bir süreçtir. bir iki kilo fazlasında durumu fark edip önlem alınabilir beslenme değiştirilebilir, değiştiremiyorsa, spor, yürüyüş benzeri faaliyetlerle sağaltma yapılabilir aksi halde sağlık sorunları başlar, yaşam kalitesi düşer, bu sorunlar organizmayı tehdit ederler.
    şişmanlık bedenin yardım istemesinin görünür hale gelmesidir.
    iktidarlar yanlış yaptığında seçmeni tepki gösterirse, bunu onaylamıyorum derse yanlışlar devam edemez, az sorun, az yanlış varken müdahale edilmelidir yolsuzluk ve yoksulluk bir sabah uyandığımızda ortaya çıkmaz, bu bir süreç meselesidir.
    iş halkta bitiyor.
    çare biziz.
    iktidarı acilen değiştirmeli,
    iktidara gelen seçtiklerimizi de artık şekillendirmeliyiz.

  23. İnsan Kaç Defa Ölür

    Burada bir kaç kez değindiğim konuyu bu gün Ahmet Hakan köşesinde değerlendirmiş. Chp nin yandaş gazetecileri, “ben chp li bir gazeteci olarak” diye söze başlayan mı dersiniz neyse neyse siz Ahmet hakandan okuyun. Benim anlamadığım sayın yazar dahil gazetecilerin iktidarı devirmek vazifesini niçin bu kadar içselleştirdiler. Bu konuda sayısız siyasi partimiz var, hepsi de canla başla çalışıyor. Alo ben kemal deyince 418 milyar dolar ödeyecek müteahitlerin olduğuna, londra tefecilerinden pardon seçimden sonra yatırımcı olacaklar- iktidara gelir gelmez akacak bir 450 milyar dolar daha olduğuna inanan bir kitle mevcut. Yani bir değil bin meral masayı terketse ıslak terlik bile bu ortamda seçimi kazanır. niye tırstınız ki?

    • H er B işeyi öyle bir biliyorsunuz ki, doğruyu savunmak size zul geliyor!
      Çare de çözümde iktidar tarafından mümkün!
      Niye sen yapmayıp rakiplerinin yapacaaaammmm diye kafa ütülemesine izin veriliyor???
      birde bunu irdele bence.

  24. Samimi olmayan projeler sonunda patlar.
    Kendi adaylığını pekiştirmek için yanına aldığı değneklerle bu kadar.
    O değneklerin başka çaresi yok 3-5 vekile eninde sonunda evet diyecekler.
    IYIP de bunu biliyordu ama son dakika şantajı ile yola getiririm diye düşünüyordu.
    ama yılların hizipcilikte ve ayak oyunlarında usta adamı Kılışdaroğlu nu hafife aldılar

    CHP nin bu değnek politikası gerçek olmasa sorarım size.

    2018 de bize CB diye sunduğu adam niye yok masada .Ağız dolsu hakerek ettiği davutoğlundan daha mı az güvenilir.Oyle ise niye bize CB adayı yaptı.

    veya DSP neden yok Babacan dan daha mı az güvenilir.

    Belediye başkanı sarıgül.ismi cismi bilinmez Gültekin den daha mı az oy toplar.

    Sağcı süs paritleri yanına toplamış,IYIP i bir şekilde idare eder.alltan da HDP ile oynaşırım samimiyetsizliği ile buraya kadar.

    Birde bunların seçim kazanıp 6 imza olmadan hiçbir atama yapamdıkalrını düşünün .Tbi birde masa altında HDP varki deymeyin gitsin.

    Yalıncılık,algı,olmayan olabileek gibi göstermek.. kısaca FONDAŞ ALGI OPERAÖTÜRLÜĞÜ çok çok kötü birşey yaşayarak gördük

    • Zehir zemberek bir açıklamayla masayı deviren Meral Akşener’i masaya kim döndürdü?
      ABD lobisi ve Pensilvanya’daki dosyalarda ne vardı?
      Akşener tehditle mi masaya döndü?
      Masa Türkiye’nin işgali için kuruldu.
      İşgale engel olan Erdoğan’ın neden hasım ilan edildiği ortada.
      PKK elebaşı Mustafa Karasu: “AK Parti ve MHP’yi yıkmazsak bizi yok edecekler” demişti.
      Kılıçdaroğlu’nun aday olarak açıklanması PKK, FETÖ ve HDP’ye bayram yaptırdı.
      Masanın yeni ortağı da PKK’dır.
      İki belediye başkanı KK’yı devre dışı bırakmak için çok uğraştı. Sonra da yüzleri kızarmadan Bay Kemal’in yanında poz verdiler.
      Kılıçdaroğlu bu ikisini evire çevire dövse hakkıdır.

  25. “Millet İttifakı’nın hesabı şöyle: CHP yüzde 25 + İYİ Parti yüzde 10 + HDP yüzde 10 + Saadet Partisi yüzde 1 + diğer yüzde 5, TOPLAM yüzde 51… Yani her şey bakkal hesabı üzerinden ilerliyor; parti programı, proje, ilke gibi konuların önemi yok.
    Büyük analizler yapmaya da gerek yok, varsa yoksa, amaç, toplama işlemi üzerinden oluşan bir ittifakı ayakta tutmak.Ama siyasette matematik hesabı toplama işleminin parçası olursanız, bakarsınız bir gün çıkarma ya da bölme işleminin parçası da olursunuz…
    En iyisi biri, siyasetin bakkal hesabı matematik işlemi değil, ilke işi olduğunu söylesin, böylesi daha iyi olur.”

    • siyaset eninde sonunda bakkal hesabı matematik işlemidir.
      50+1’dir.
      siyasetin ilke işi olduğunu söylemek, gerçeklerden uzak, romantik bir bakıştır.
      ilkenin siyasette anka kuşu gibi adı var kendi yoktur.
      bugün hakkıyla siyaset ilke işi diyebilecek
      “en iyisi biri” diyebileceğiniz tek bir kişi bile çıkaramazsınız.
      hesaplar döner, verilen sözler döner,
      dün söylediğini bugün inkar ederler
      özellikle ülkemizde,
      peygamber gibi konuşan
      ama firavun gibi yaşayanlar ülkesinde.

      • Siyaset 50+1 değildir, o birinci tur için öyle, ikinci turda tek oyla bile cb olunabilir.

        • birinci tur ve esaslardan ben bahsedeyim,
          ikinci tur hesapları ve ayrıntıları sen anlat.
          gerekli olacağını sanmıyorum ama
          madem ısrar ediyorsun.

      • Peki bu matematiksel sonuca ulaşılacak strateji ve politikayı bilen var mı?
        Siyasetten anlamam ama bir vatandaş olarak siyasetin matematik değil, vatandaş ile fiziksel ve duygusal temas kurma işi olduğunu biliyorum.

        • peki, kendi düşüncelerimi açıklayayım.
          bugünkü yorumumda da naçizane açıklamaya çalıştığım gibi,
          muhalefetin bu matematiksel sonuca ulaşılacak strateji ve politikalarına gelmeden önceki saik, mevcut yolsuzluk ve yoksulluk düzenini değiştirme refleksidir ve bu refleks oluşmuştur.
          bizim gibi toplumlarda oluşması zaman alır çok sabırlıyızdır ama oluştuğu zaman tankların önüne çıkan bir milleti artık ikna edemezsiniz.
          muhalefete gelince bu sonuca ulaşılacak strateji, politika ve projeleri ben biliyorum, çoğu muhalif biliyor, ilgilenen herkes biliyor 3000 sayfaya yakın gayet iyi hazırlanmış ve emek harcanmış bir mutabakat metni hazırlandı, geniş bir kitle tarafından olumlu bulundu, yol haritası çizildi, herkesin okuması beklenemeyecek bu metin yakında önemli kalemler başlık alınarak halka anlatılacak diye düşünüyorum. yani ilgilenen, bilmek isteyen herkese.
          esas olan güçlendirilmiş parlamenter sistemdir.
          hatta önceki yorumlarımda bir çok kez parlamenter sistem değişikliği teklifinin o zaman sıraladığım nedenlerden dolayı belki bizzat sayın erdoğan tarafından bile meclise getirilebileceğini yazmıştım. şaşırmam doğrusu.
          ben de siyasetten anlamam,
          elbette siyasetin vatandaşla fiziksel ve duygusal temas kurduğu bir yön olduğunu inkar etmiyorum aksi halde chp gibi bir parti 100 yıla yakın ayakta kalıp her 4 seçmenden birinin oyunu almaya devam edebilir miydi?
          belli ki seçmeniyle sarsılmaz ve güçlü bir ilişkisi var değil mi?
          lakin bu her şeyde olduğu gibi siyasetin de matematik yönü esastır
          duygular değişir,
          matematik bize bunun sonuçlarını anlatır.

  26. İlk sözüm Cb Sn. Erdoğna hayırlı olsun. 2018 deki filmi ilk defa izliyomuş-muş gibi tekrar izleyeceğiz, hani milletimiz unutkana ya…
    Koltuk değneği benzetmesi ise tam bir akıl tutulması, altılı masa koltuk değneği olmuyor beşli olunca koltuk değneği oluyor, öyle mi?
    Yıl 2001 Rahmetli B. Ecevit Çıktı kriz var dedi gerçekten kriz oldu, yani kol kırıldı yen içinde kalmadı ve millet çok ağır bedel ödedi. Yıl 2023 yine kol kırıldı yine yen içinde kalmadı
    Şimdi gelelim masa krizine; bu krizin ana sorumluları iki taraf var 1.
    K.Kılıçdaroğlu ve M. Akşenerdir, 2. Altılı masanın diğer liderleri.
    Altılı masanın kurulmasından en başından bu yana, K.Kılıçdaroğlu ve M.
    Akşener kanından konuşmuşlardır. Birisi ben adayım diğeri ben senin adaylığını
    kabul etmen tezini bir türlü zamanında masaya getirmedikleri için suçlular.
    Masanın diğer liderleri de bu yaşananları görmezden gelip kervan yolda
    düzülür mantığı ile devam ettiler. Masanın diğer liderleri durumu fark edip
    zamanında bir çözüm bulmak için masaya getirmediler.
    Masanın tüm paydaşları durumun farkında olmasına rağmen yola devam
    ettiler. İki liderin uzun süre karnında tuttuklarını dökünce ortalığın ne hale
    geldiğini hep birlikte gördük.
    Bu filmin bir kötü karekteri gerekiyordu onu da Akşener üstlendi. Zaten
    masanın yumuşak ayağı olarak görünen Akşener Zehir zembelek sözlerle
    masayı devirerek siyasete kamikaze dalış yaptı.
    Peki şimdi ne olacak; ne olacağını bilmem ama artık hiçbir şey eskisi gibi
    olmayacak,
    Fakat çok yazık oldu, bunca harcanan emeği bir kalemde silip atmak, sadece altılı masayı dağıtmadı. Cumhuriyet tarihinde ilk defa siyasette uzlaşma kültürü yeşermeye başlamıştı daha filizlenmeden budadılar. Bu uzlaşma kültürü topluda dahi gerçekleşmede güçlük çekerken siyasette gerçekleşmesi olağanüstü bir şeydi hatta topluma da örnek olması bekleniyordu, fakat ne oldu, masa devrildi the end film bitti. Sadece Film bitmedi halkın bütün ümitlerı bitti. Bu filmin bir de finali var, o finalde milletin umutlarını çöpe atanları siyaset çöplüğüne atmak olacak…

    • Herkes garibim Kemal’e vuruyor, ne suçu varsa. Aylardır şeytan “bay Kemal bay bay Kemal” diyerek eğleniyor. Yazar da Maral’ın siyasi hayatının bittiğine işaret ediyor. Yalnız Meram mi, Meram gitti o tamam ama akşam da bay bay Kemal olmayacağı ne malum. Erdoğan derin çeteleri Kemal’le baş başa bıraktı 4 parti de bu tezgaha alet oldu. Şeytan sırayla tasfiye ediyor. Neyse, bundan sonra sıra kimde, akşam belli olur. Kemal beyden başka kimin ismini açıklarlarsa sıra onda olduğun anlarız:))

      • Meral Akşener millet ittifakının toplantısına katılmayacakmış, bu durumda benim espri patlamış oldu.

        • Baran bey oy vereceğini söylediğin her aday taslağı birer birer elinde patlıyor, bence yahya beyle birlikte direkt hdp ye yazılın olsun bitsin:)

          • Hdp de bu milletin partisi hdp’liler de bu milletin bir evladı görüyorum ben her partiye oy verebilirim. Ama şu aşamada oyum millet ittifakına! Millet vekili için de isme odaklı oy veriyorum, parti gözetmiyorum. Benim siyasetle ilişkimde sadece oy vermekten ibaret.

    • Dağılmadılar; kaybettiklerini ilan ettiler.
      Muhalefetin mevcut durumu da, gelecek projeksiyonu da, vizyonu da, misyonu da budur! Bu tablo dağıldığı gibi kaybetmeye de mahkumdur!

  27. Saadet,Gelecek.deva particikleri kılıçdaroğlunun emir eri pozisyonundalar zaten,
    onları zatem kimse saymıyor, görmüyor, güvenmiyor, iki masalı ayak olmaz ya en az 4 olmalı,

  28. Çok esaslı bir değerlendirme olmuş Fehmi bey. Şu andaki durumumuz tam da yazdığınız gibi. Allahtan, son kararı seçmen olarak bizler vereceğiz. Görelim Mevlam neyler..,

  29. aksenere bunu yaptiranlar aksenirin sonunuda getiriyorlar. merkez siyasette yer alip keskin davramak imkansiz. akşener bir an once istifa edip yerini bugra kavuncuya birakmladir. yada masaya sesiz bir donus yapmalidir. yoksa baraja takilir. buraya yazdim. secmen cb ayri mv ayri tercihte bulunacak. iyi parti adayi % 1 bile alamaz. turkiye de secmen 2. turu sevmiyor ilk turda sonuc belli olacak.

  30. Muhalefet zaten kaybedecekti. Kılıçdaroğlu bu vesile ile genel başkanlığını garantiye aldı.Muhalif gazeteciler üzüntüden biraz zayıflayacaklar ama bu da sağlık durumları için iyi olur.Meral akşener eğer kılıçdaroğlu’nu kabul etseydi Anadolu ‘ya çıkamazdı.Kendi partisi için iyi oldu. Solcular ve bazı muhalifler için olmasada.

  31. CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIĞI
    Millet ittifakının önünde sayın KORU’nun da dediği gibi ilk akla gelen iki(2) seçenek var:
    1–Daha önce şu anda masada kalan liderlerin uzlaştığı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığında ısrarcı olmak. Cumhurbaşkanlığı için aday değişikliğine gitmek şayet Akşener’in hamlesi bir operasyon ise
    ( hiç şüphesiz öyle), bu operasyonun amacına ulaşmasına müsaade etmek olacaktır. Ayrıca “-bu talebi masada neden kabul etmediniz de ortalığı
    toz-duman ettiniz?” sorusu haklı olarak sorulacaktır.
    Yani aday değiştirmek stratejik bir hata olacaktır.
    2–”–Kemal Kılıçdaroğlu’ nun adaylığı masanın devrilmesinden önceki dinamiklerle makul iken, sonraki dengelere uygun değildir.Bu gün yeni bir durum vardır.Millet ittifakının en büyük ikinci ortağı masadan kalkmıştır.Masadan kalkan ortak, birinci dışında masadaki diğer ortakların toplam oylarını ikiye hatta üçe katlamaktadır.Artık İYİ parti masada imiş gibi davranamayız.Masadan kalktığını mutlaka dikkate alarak, aday değişikliğine gidebiliriz, hatta gitmeliyiz ” demenin de reel-politik bir karşılığı var.
    Benim “ara formül” sayılacak “üçüncü (3.) ihtimal” önerim var:
    –Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı devam eder.
    –Cumhurbaşkanı yardımcılığı için, masanın diğer parti başkanlarına(şayet bu konuda mutabakat var ise) ilave olarak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimleri de deklare edilir.
    “–Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçildiği taktirde, talep ettikleri tarihlerde, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacaklardır” şeklinde açıklama yapılır.
    Zaten Cumhurbaşkanı yardımcıları bizde ABD’de olduğu gibi resmi olarak seçimlere girmiyor.
    Yani Cumhurbaşkanı yardımcılığı için görevlerinden istifa da gerekmiyor.
    Yani seçim anında seçim için kritik durumda olan Büyükşehir Belediye başkanlıklarını da bırakmamış olurlar.
    Akşenerin daha doğrusu, doğru ise, İYİ partili seçmenin talepleri de fiilen ve kısmen karşılanmış olur.
    Her ne kadar Akşenerin hamlesi çok büyük bir zarar vermiş olsa da, bu olayın en az zararla bu şekilde atlatıbileceğini düşünüyorum.

    • Meram Akşener bir daha o masaya oturamaz, Meram Akşener görünümünde sermaye çeteleri oturacaktır. Aday isim üzerinde anlaşma 5 parti ile sermaye çeteleri arasında olacaktır. Nasıl anlaşacaklar? Anlaşma demek Kılıçdaroğlu’nun vaatlerinden vazgeçmesi demek.

    • Masayı deviren Akşener, Cumhurbaşkanı adayını TV izlerken mi buldu yani? Meğer kazanacak aday Ersan Şen’miş. Bu nasıl bir siyasi zekâ?

  32. KIRK YILLIK YANİ OLUR MU KANİ
    MERAL HN BU BOZGUNCU, ADAM SATICI , BECERİKSİZ,
    onun ipiyle kuyuya inenler bu sonucu görmeliydi.
    Ama bunlarda unutulur bakarsınız davete icabet eder
    geri döner olmaz olmaz demeyin .Belki bugün belki yarın

    • Masa’nın aktörlerinin siyasetteki kalibrelerine bakın ki, bir buçuk yıldır bir araya geliyorlar, saatlerce konuşup tartışıyorlar ama gerçekte birbirlerinin neyin peşinde olduğunu bilmiyorlar.
      Ancak bir buçuk sene sonra birbirlerinin şahsi ikbal peşinde olduklarını anlayabiliyorlarsa, bunların eline su dökebilecek artist yok demektir.
      Bu halleriyle, maske kullanmada ve takiyye yapmada FETÖ’cülere bile parmak ısırtırlar.
      Akşener, başından beri ‘kazanabilecek aday’da ısrar etse de kendi dışındaki ‘Beşli oluşum’ Kılıçdaroğlu’na endeksliydi. Kılıçdaroğlu ne dese, öyle hareket etmek zorundaydılar.
      Nitekim Kılıçdaroğlu, ‘Aday benim’ dedi, onlar da ‘Bizim adayımız Kılıçdaroğlu’dur’ dediler.
      Bu durumda; Kılıçdaroğlu kendi adaylığını, diğer dört parti de şahsi ikballerini Meral Akşener’e dayattılar.
      Akşener de ‘Kumar masasında, Noter masasında olmayacağız’ diyerek masayı terk etti.
      Masa’yı terk ederken, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları’na adaylık çağrısı yaptı. Her iki başkan da bu çağrıya duyarsız kaldı ve Kılıçdaroğlu’nun yanında olduklarını açıkladılar.
      Bundan böyle çoklu adayla cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidileceği anlaşılmış oldu.

  33. Masanın şeffaf olmaması ve en önemli meseleyi yani Cumhurbaşkanı adayını en sona bırakması karşılıklı kurnazlık olarak değerlendirilebilir. Aylarca tabanlarını oyalayan liderler sorunu görmezden gelerek muhalif seçmenin de ayarını bozdular.
    Bugün muhalif seçmeni agresif ve öfkeli yapan Erdoğan değil muhalefet liderlerinin iş tutma biçimidir. Esas meseleyi aylarca konuşmayarak yemek yiyip dağılan masanın 5 azası Akşener’in haberi olmadan çeşitli pazarlıkları da yapmışlar görünüyor.
    Geçtiğimiz günlerde maalesef 1970’ler ve 1990’lar yeniden hatırlatıldı bu millete. Milletvekili pazarlıkları, bakanlık paylaşımları ve nihayet Cumhurbaşkanlığı yardımcılığının paylaşım savaşı.
    Türk siyasetinde medyanın arzuladığı misyon yeniden karşımıza çıktı. Uzun zamandır gazetecilerin ve medya mensuplarının siyasete dahlini unutmuştuk. Şimdi gördük ki gazeteciler masadan kalkan Meral Akşener’e ağır laflar ediyor. Oysa kim kimi masadan çıkardı yakında ortaya çıkacak.
    Sanki parlamenter sisteme özlem duyanlar 4. Kuvvet medyayı diriltmeye çalışıyorlar. Vesayet araçlarını çoğaltarak siyasetçiler üzerinde baskı unsurlarını artırmak istiyorlar. Hafızası sağlam olanlar için bu hikaye çok sıkıcı.
    Evet, mevcut sistemi eleştirebiliriz. Eksiklikleri tartışabiliriz ancak koalisyon günlerinin karanlığında hangi bedelleri ödedik henüz unutmadık.
    Seçim öncesi yaşanan tabloyu “Muhalefetin İflası” diye tanımlarsak ağır olmaz. Muhalif seçmenin psikolojisini masaya yatırmak bizim haddimiz de değil.
    Masaya HDP’yi oturtmak isteyenlerin önünde artık hiçbir engel kalmadı.
    Türkiye’nin etrafında ateş çemberi varken güvenlik politikalarını değiştirmek, şimdilik masanın birinci hedefi görünüyor.

  34. Millet ittifakının şu aşamada yapabileceği tek bir şey var; 5 partinin de onaylayabileceği alternatif iki veya üç ismi seçenek olarak masaya koyarlar ve bu isimlerden birini seçmek üzere onaya sunarlar kabul edildi edildi etmeyen kendi adayını çıkarsın denir. 6 partinin de onaylayabileceği pek çok isim var hem CHP’de hem de partiler dışında. Türkiye’de CB adayı olabilecek adam kıtlığı yok ya!

    Bundan başka da yapabilecekleri hiç bir şey yok.

    İyi partinin 5 partiye aday dayatması bir de üstelik başka partinin üyelerini dayatmak en makul ifadeyle tam bir siyasi ahlaksızlık. Başka partinin iç işlerine karışmak, karışmakla da kalmayıp diretmek ahlaksızlık değil de nedir?

    • “Önemli olan “aday” değil, ortak ilkeler ve uzlaşılan programdır” diye bir sene boyunca koca koca laflar edenler nihayet seçimleri erteletme beklentileri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından boşa çıkarıldığında birden aday belirlenmesi gerektiğini fark edip; ancak, bir sene sonra adayı konuşma aşamasına geldiler. Düşünebiliyor musunuz? Cumhurbaşkanlığı seçimleri için oluşturulmuş bir seçim ittifakı cumhurbaşkanı adayını konuşmayı son hafta akıl ediyor; daha önce kendilerine sorulduğunda da “aday önemli değil” manasına gelecek, soruyu soranlara da “fitneci” muamelesi yapacak cevaplar veriyorlardı. Neticede, Kanarya Sevenler Derneği’nden değil, bir seçim ittifakından söz ediyoruz.

      • Halbuki bu ittifak, bir seneden fazla süredir çok büyük laflarla, hayallerle, sloganlarla inşa edilmişti… Sanki yeni şeyler söylüyormuş gibi muhalefet yandaşı gazeteci, yazar bloku tarafından PR’ı yapılan ama aslında hiç dişe dokunur bir şey söylemeyen program metinleri kamuoyuna sunulmuştu… Siyaset biliminde yeri olmayan “güçlendirilmiş parlamenter sistem” gibi yapay kavramları icat etmişlerdi… İşte muhalif kesimlerde böyle bir pazarlama çalışması sonucu büyük bir beklenti yaratan altılı masa muhalefet ittifakının sonu da aynı şekilde şaşaalı bir facia ile neticelendi.

Yoruma kapalı.