Meral Akşener Ve İYİ Parti’nin geleceği.. Partiyi kuranın onu bitirmeye hakkı var mıdır? 

16
Reklam

Meral Akşener bir parti kurdu, kurduğu İYİ Parti’yi ilk seçimde CHP’nin de yardımıyla Meclis’e sokmayı ve grup kurdurmayı başardı. Mevcut iktidarı zorlayan ittifakın en önemli bileşeni yine Akşener’di. Son seçimde beklenen sonucu alamadığı için hayal kırıklığı yaşadığını belli eden de yine o…

Acaba kurduğu partiyi kendi eliyle bitirmek niyetinde mi Meral Akşener?

‘‘Hayrola, bu da nereden çıktı?’’ hayreti yaşatabileceğimin elbette farkındayım, ama ne yapayım, İYİ Parti liderinin partisinin 3. olağan kongresinde kürsüye taşıdığı feveranı anlamakta zorlanıyorum ve böyle bir soruyu sormadan edemiyorum.

Üslup bakımından Tayyip Erdoğan’a benzetilen ikinci çıkışı bu Akşener’in…

Birinci çıkışı, oluşmasına katkıda bulunduğu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını belirleyeceği toplantıyı terk ettikten sonra yapmıştı. Çıkışıyla masayı dağılmanın eşiğine getirmişti İYİ Parti lideri…

Zehir zemberek o konuşmasının üzerinden iki gün geçti ve Akşener hiçbir şey olmamış gibi dağıtmak üzere olduğu ve konuşmasında ‘kumar masası’ diye andığı masaya geri döndü; sonrasında da seçilemeyeceği iddiasında bulunduğu CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu överek onun için taraftarlarından oy istemeye başladı.

İkinci çıkışı hafta sonundaki kongre konuşmasıydı.

O konuşmada CHP’ye ve liderine de üstü örtülü dokundurmaları bulunuyordu, fakat esas kim olduklarını belirtmeden kendi partisinin mensuplarına, TBMM grubunda yer alan milletvekillerine saydırması dikkatleri çekti.

Reklam

‘‘Üslup tam Erdoğan’’ yanlış tespiti oradan çıktı.

Tespit yanlış, çünkü AK Parti genel başkanı sıfatı da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kürsüye çıktı mı bayağı sert konuşmalar yapar, tek tek veya grup olarak insanları suçlar, partiler ve liderleri hakkında hükümler verir; ancak kendi partisinin üyeleri ve milletvekilleri önünde ağzından onları suçlayıcı tek sözcük çıktığını hatırlamıyorum.

Partisi ile ilişkileri koptuktan sonra ayrılanlar veya kendisinin ayırdıkları hakkında konuşur Erdoğan, ama güncel üyeler ve çalışma arkadaşlarını incitecek söz sarf etmez.

Akşener’in son konuşmasında yaptığı ise bunun tam tersi.

İlk çıkışında da bir yıldan fazla süreyle aynı masayı paylaştığı diğer partilerin liderleriyle ilgili ileri-geri konuşmuştu Akşener

Tayyip Erdoğan’ın Cumhur İttifakı çatısı altında buluştuğu MHP lideri Devlet Bahçeli ve kadroları hakkında tek bir ters laf ettiğine tanık olundu mu?

Hayır.

Meral Akşener kongre konuşmasını hazırlamış, ama konuşurken yazılı metin dışına çıkarak suçlayıcı sözleri sıralamış…

Reklam

Bu bana çok tuhaf geliyor.

Kendisini henüz politikaya girmediği günlerde tanımış ve Türk siyasi hayatı ile ilgili geniş bilgilere sahip olduğunu gözlemlemiştim. Akademisyendi o sıralar ve bir üniversitede yakın tarihle ilgili dersler vermekteydi.

Siyasete ayak bastığı parti -DYP- darbelerle kapatılmış iki partinin -DP ve AP’nin- devamı olmak iddiasındaydı.

DP’nin başbakanı Adnan Menderes’in başına geleni bilmemesini düşünemem.

Hatırlatayım: 29 Kasım 1955 salı günü. Demokrat Parti Meclis grubu toplantı halinde. Milletvekilleri hükümetin bazı icraatlarını akıl almaz sertlikte eleştiriyorlar. O günleri içeriden yaşayan gazeteci Yılmaz Çetiner milletvekillerinin şikayet konularını şöyle özetlemekte:

‘‘Yolsuzluk, hırsızlık söylentileri ayyuka çıkmıştı. Basın bugünkü kadar bu tür olayları en ince noktasına kadar yazamıyordu ama fısıltı gazetesi daha da abartarak ortalığı karanlığa boğuyordu. Ekonomik sıkıntılar, yolsuzluklar içindeydi ülke, döviz tükenmişti, dışalım için tahsisleri 4 bakandan kurulu döviz komitesi veriyordu.’’ (Milliyet, 19 Nisan 2001)

Önce ticaret bakanı Sıtkı Yırcalı, konuşması sırasında başlayan sataşmalara dayanamayıp istifa ettiğini söyleyerek kürsüden indi. Ardından başka bakanlar milletvekillerinden yükselen ‘‘İstifa, istifa’’ sesleri arasında Yırcalı’yı izledi. Menderes perişan halde kürsüye çıkıp kendisini ve hükümetini savundu, ama sözlerini dinletemedi bile. Bir ara, ‘‘Ben onlar gibi yapmayacak, istifa etmeyeceğim’’ dediği duyuldu.

Aklına o gün bir an bile milletvekillerini suçlayarak kendisini ve hükümetini kurtarmak gelmediği anlaşılıyor Menderes’in… O sıkıntıyla, milletvekili grubuna güven vermek amacıyla, ‘‘Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz’’ dediği dahi sonradan iddia edilecekti.

Akşener ne yaptı kongrede? Milletvekillerini ve parti yöneticilerini payladı. Acayip suçladı.

İşte bu sebeple, ‘‘Acaba kurduğu partiyi kendi eliyle bitirmek niyetinde mi Meral Akşener?’’ diye sormadan edemiyorum.

ΩΩΩΩ

Reklam

16 YORUMLAR

  1. ÜLKEYİ BİTİRDİLER
    Ülkeyi bitirdiler, partilerini bitirseler ne olur?
    Neredeyse esamesi okunmayacak istisnalar hariç, ülkemizin muhalefeti;
    A– Candaş;
    B– Yandaş;
    C– Yancı;
    D– Kontrollü;
    E– İrtibatlı;
    F– İltisaklı muhalefet.
    İrtibat ve iltisak, iktidar ile sanılmasın.
    İktidara sıkı-sıkıya, amiyane tabirle göbekten bağlılar.
    Muhalif seçmen ve tabanla irtibat ve iltisaklı.
    Maalesef o derece.

  2. Lakin dağılan sadece masa değil tabii.
    İyi Parti kurulduğu günden bu yana mütemadiyen dağılıyor. Parti kurucularının üçte biri şu an İyi Parti’de değil.
    Teşkilat yapısı un ufak olmuş durumda. Toplu istifaların ardı arkası hiç eksilmedi.
    Öte yandan İyi Parti mayasının tutmadığı da açık.
    Ayrılanların ayrılma gerekçeleri farklı olsa da ifade ettikleri şey aynıydı çünkü. Gidenlerin hepsi “İyi Parti kuruluş ilkelerinden çok uzaklaştı” dediler.
    Kuruluşta İyi Parti milliyetçi diye gelenler, giderken “milliyetçi değil” dediler. HDP müsamahasına tahammül edemediler.
    İyi Parti Atatürkçü diye gelenler “Atatürkçü değilmiş’ deyip gittiler.
    İyi Parti Fetö karşıtı diye gelenler” Fetö ile iltisak iddiasıyla ayrıldılar.
    Gidenler gitti velhasıl. Kalanlar Koray Aydın pişmanlığı içinde.
    Geride ise tanımlanamayan bir parti var.
    Milliyetçilik…

  3. Sayın yazar “Üslup bakımından Kılıçdaroğlu’na benzetilen ikinci çıkışı bu Akşener’in…” demeliydi!
    Çünkü dersimli kemal, parti toplantılarında kendisini dinleyenlere:
    benimle misiniz değil misiniz?
    Değilseniz çekilin önümden,
    tıpış tıpış yürüyün! filan diyordu,
    öyle değil mi?

  4. Doğru parti genel başkanı serdaroğlu: “yerel seçimler için kocaelinden aday bulamadık, ben o zaman doğru yol partisinde teşkilatlardan sorumlu GB yardımcısıydım. Kocaeli teşkilatına ban belediye başkanlığına aday olabilecek bir bayan bulun dedim, bana meral akşeneri getirdiler. Genç bir kız. Ona bazı tavsiyelerde bulundum; bak kızım, ilk defa siyasete giriyorsun, siyaset sohbet işi, bu işin okulu yok siyaseti doğru insanlarla yap deyip dürüstlüklerine inandığım bir kaç isim önerip onlarla beraber siyaset yap dedim. Akşener ne yaptı, beni dinlemedi gitti tansu çillerin ekibine katıldı. Meral Akşener budur işte.”

  5. Eğer muhalefet Erdoğanı bitirmek istiyorsa Can ataklı,merdan yanardağ,uğur dündar,portakal,fehmi koru,emin çölaşan,taha akyol,yılmaz özdil,ahmet taşgetiren..gibi(bunlar bi çırpıda aklıma gelen yazarlar)gibi yazarların erdoğanı desteklemelerini sağlasınlar yeter.erdoğanı destekleyici yazılar yazmaya başlasınlar bakalım erdoğan kazanıyor mu?şaka değil ciddi.

    • M.kaya arkadaş çok haklı, ama nedense e.özkök ve a.hakanı yazmayı unutmuş, hatırlarsanız akp bu ikisinin yandan destek verir gibi yaptıkları dönemde ibb ve abb yi kaybetmişti!
      Muhalefet sadece şu fikrinizi uygulatsa vallahi ilk seçime kalmadan hükümet yıkılır gider:)

    • 😅😇 o isimlerin bazıları tıpkı merdan yanar-döner reflektör gibi ama Fehmi Koru Taha Akyol hatta Ataşgetiran ne alaka? Bu üç ismi ayrıyetten değerlendirmek gerekir. Özellikle Fehmi Koru ismini bütün gazetecilerden ayrı değerlendirmek gerekir. Fehmi Koru ismi ihl ve ilahiyat kökenli bir gazeteci olarak “akşam müslüman olarak yatıp sabah kafir olarak uyaranlardan” olmamak için azami gayret göstererek müslüman kalabilen ender gazetecilerden biri.

      Merdan reflektör ise yerel seçim hazırlıklarına erken başlayan ve bunun için de PKK lideri Abdullah öcalan ile görüşmeleri savunan Erdoğan’a muhalefetten gelen ve “tamam seni anlıyorum da öcalanın kardeşini de TRT’ye çıkarıp da millete nutuk çektirtemezsin” eleştirilerini etkisiz hale getirmek için sahnelenen operasyonda kendini kullandıran bir reflektör:))

      CHP’lilerden bazı isimler de merdanı savunuyorlarmış iyi mi; peki Merdan Yanardağ savunulamaz mı?

      Dördüncü kuvvet olan medyacılıkta “Gazeteci özgürlüğü” için elbette savunulabilir, savunulmalıdır da. Nasıl Ahmet Davutoğlu’nun ifadesiyle “devlet her şeyi konuşur” yani devletin her şeyi konuşma ve konuştuğu her şeyi de uygulama özgürlüğü varsa (ki bana göre hiç bir devletin böyle bir özgürlüğü olamaz çünkü BM üyesi dünyanın 193 ülkesinden hiç birinin uluslararası hukuk kurallarının dışına çıkma özgürlüğü diye bir şey yoktur.) Merdan’ın başı kel mi ya da devlet denilen şey Merdan’dan üstün mü de devletin özgürlüğü olsun da Merdan’ın olmasın. Kaldı ki Merdan’ın yaptırım gücü yok ki, o ancak çene çalar, dediklerini asla yapamaz, onun elinde değil çünkü.

      Bundan dolayı devletin Merdan yanardağ’dan korkması gibi bir şey söz konusu olamaz!

      Tabi Ahmet Davutoğlu da o lafı kendini savunmak için söylüyor ve kendini savunabilmek için de devlete gereğinden fazla “her şeyi konuşma ve konuştuğu her şeyi de yapma hakkı” tayin ediyor. Kendi kendine, evet, tek başına yapıyor bunu😅

      Bana diyorlarki, “sen hiç utanmıyor musun ilkokul seviyesinle hiç bir zaman içinde bulunamayacağın ve asla tam anlayamayacağın siyasi meselelerde ileri geri konuşuyorsun”

      Ben de diyorumki, ben zaten cahil olduğumu itiraf ediyorum ve çok defa bilmediğimi itiraf ederek söze başlıyorum. Yani ben neyi ne için savunduğumu bilemeyebildiğimi zaten söylüyorum.

      Peki Ahmet Davutoğlu neyi ne için savunduğunu biliyor mu? Mesela Merdan Yanardağ’ı savunan CHP’liler onu ne için savunduklarını biliyorlarmı?😇

      İşte buyüzden “alem buysa” ben niye utanayımki!

      • Baran kardeşim aynı anda hem merdanın, hem yozdilin hem taşgetirenin,hem çölaşanın hemde akyolun ugur dündarın destekledigi bir adaya ne gözle bakarız..biri islam düşmanı digeri güya geçmiste islami ihl li veya ilahiyat kökenli..ama ikiside aynı kişiden kurtulmak istiyor😂üstelik adam AYASOFYAYI açmış…bu yazarlar ayni anda ayni kişiyi desteklemeleri zaten mantıken olmaz ve olmadı da…by by kemal niye kazanamadı.en önemli sebeplerinden biri de bu bence…

  6. Meral akşener tarih yazmak veya tarih olmaktan bahsetti.
    tarih olma yolunda koşar adım ilerliyor.
    bu saatten sonra kim ona güvenir de yola çıkar.

  7. Mevcut durumda iyi partinin bu haliyle ve bu kadroyla sadece kendini korumaya çalışabileceği görülüyor.
    Sanki bir tufan kasırga sel gelirse !.. misali.
    Oysaki ülkenin Özal minvalinde yeni yüzler yeni bakış açılarına ihtiyacı var.
    Ecevit (politikasını asla tasvip etmedim) bile bildiği birşey! vardı ve doğru olduğuna inandığı şeylere halkı inandırdı; birilerinin vitaminiyle de olsa😡.
    Ama fakat, Kıbrıs politikası ve ileriyi görme bilgisiyle bugünlere geldik.
    Yarın aynı durumda, EGEDE bizim menfaatlerimizi koruyup geleceği dizayn edebilecek bir siyasetçi çıkarmı?
    Ayağını yorganına göre uzatabilecek ama, halkına güven vererek gelecek planları yatırım ve projeleri olan bulunurmu?
    Varsa yoksa Tayyip devrilsin de!…
    Hayır HAYIRRR!!!
    Ülkenin konusu derdi bu değil!
    Adam/Kadın YOKLUĞU☹️!
    -Derin devletten korkmayan ama, başıda yanarsa onun yansın diyenlerin değil!
    -Batılı uşakların yöneteceği bir ülke isteyenlerin değil!
    -Bana bir tomar kağıt parçası getirecek kendisi kağıttan olanlar değil!
    BU ÜLKE VE İNSANININ REFAHINI SAĞLAYACAK GELECEĞİNİ DİZAYN EDECEK GEÇMİŞİ MUHAFAZA EDEREK GELECEĞE SAĞLAM ADIMLARLA YÜRÜYECEK!!!!
    Sonrada ona inananlarla birlikte gelecek günlere güvenle bakabilecek!
    Siyasetçiler yöneticiler lazım bize🤗.

  8. Karşınızda teşkilatlı bir rakibiniz varsa sizin de teşkilatlı olmanız gerekir yoksa kaybedersiniz.

    Önümüzdeki yerel seçimlerde muhalefet azıcık başarı şansına sahip olmak istiyorsa birliğini bozmamalı yoksa toptan kaybeder. Bunu Akşener bilmiyor olamaz. Ona rağmen böyle hareket ediyorsa işin içinde başka bir konu var demektir.

    Son seçimden birkaç ay önce Ümit Özdağ bazı iddialarda bulunmuştu. O iddialar hala cevaplanmadı.

    Zafer Partisi lideri 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Meral Akşener’in kendisi de aday olduğu halde kampanyasını bilerek düşük tempoda sürdürerek Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanması için çalıştığını söylemişti. Özdağ’a göre Akşener basın danışmanına kapalı kapılar arkasında “bir dönem daha Erdoğan kazanmalı” demiş ve kampanyasını son bir ayda neredeyse bırakmış. Ondan dolayı da partisinden daha düşük bir oy almış. Böylelikle seçim ikinci tura kalmadan bitmiş.

    Aynı şekilde Levent Gültekin Medyascope’da Ruşen Çakır ile yaptığı en son sohbet sırasında Erdoğan’ın bir dönem daha kazanması için derinlerin bir karar aldığını ve İYİ Parti’nin Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkar gözükmesinin de tamamen bir senaryo gereği olduğunu söylemişti. Hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını ilk ortaya koyanın ve devamlı altılı masada destek verenin de Meral Akşener olduğunu belirtmişti.

    Temel amaç muhafazakar kesimden oy alamayacak bir adayı Erdoğan’ın karşısına çıkararak seçimi ona hediye etmekti demek istiyordu.

    Tüm bunlar ortada iken Meral Akşener’in böyle hareket etmesinin nedeni bu kez de Yerel Seçimleri mi iktidara hediye etmek acaba?

    Tek taşla duvar olmaz da.

  9. Tam tersine parti içinde iktidarla ittifak arayışı içinde olan ve bu sebeple partinin zarar görmesine hatta yıkılmasına kadar varacak tehlikeli bir durum sezmiş olabilir. Sanıyorum tek tek onları ayıklamak yerine böyle davranarak onların ayrılması için büyük bir risk aldı diyebilirim. Eğer tahminim doğruysa parti bu anlamda tehlike altında demektir ve partiyi kurtarma çabası adına böyle davranıyor demektir. Bunu başarırsa yoluna devam eder ama ne kadar zayiat verir bilemiyorum.

  10. Geçenlerde de söylemiştim; bizim siyasette , ne saçı kısa aklı uzun !! olanlardan bir halt çıkmıştır ne de saçı uzun aklı kısa olanlardan… !
    Bir zamanlar ” sarışın hoş ve boş ” , UDIDEM’ci , iki anahtarcı bir başbakanımız bilem ! vardı!
    Zannedersem şimdiki hatun kişi de galiba onun çırağı idi !

  11. Mübarek Kurban Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutlar, Bayram’ın size ailenize ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ederim.

  12. bir kez daha isyan bayrağını çekti.
    “CHP’den 15 milletvekili istedik. Hayatımın en büyük pişmanlığıdır” dedi…
    “14 gün içinde masa daha milliyetçi görünsün” diye en son eklemlenen Ümit Özdağ devreye girdi.
    Özdağ’ın dediğine göre Bye Kemal 15 vekilini kiraya vermeye o kadar istekli değilmiş. Akşener’in; ‘Basına bu talebimi anlatır ve sizin reddettiğinizi açıklarım’ demesi üzerine Bye Kemal kabul etmek zorunda hissetmiş.
    Bildiğin şantaj bu yahu!..
    Akşener’in “CHP’den 15 vekil istedik. Hayatımın en büyük pişmanlığıdır” lafı da martaval.
    CHP’li 15 kiralık vekille ilgili olarak (seçimden önce), “Kendisine herhalde ölünceye kadar “şükran” duyacağım. Ben sülaleme ‘Sayın Kılıçdaroğlu’nu çocuklarıyla beraber’ vasiyet ettim. Başlarına bir şey gelirse bizdedir” diyordu.
    Şükranlık pişmanlığa dönüşmüş öyle mi?..
    Bir de dağılan masayı dağıtıyormuş gibi; “Bundan sonra size hayatta başarılar” diyor Akşener.
    Yemezler. Kalktığı kumar masasına, noter masasına nasıl geri döndüğünü gördük!..
    HDP/PKK ise rahatsız. Onlar da “Hay sizin yapacağınız işe!?..” diyor…
    Biri de kafayı yemek üzere. ‘Değişim, değişin, değiştirileyim..,” deyip duruyor. Yapraklar alkışlamıyor ve o “Pepee” gibi çok üzülüyor.
    Bu gidişle kafasında bir huni, elinde bir direksiyon simidi; “düüt düüt…” diyerek sokak sokak gezen “değişik” biri olur mu acaba?..
    Önümüzdeki bölümler daha da heyecanlı olacak gibi…
    Takipteyiz!..

Yoruma kapalı.