You are currently viewing ‘Sazan sarmalı’ bir film adı, ama olay gerçek.. Seçimlere gidilen ülkede siyasiler ve medya hedef…

‘Sazan sarmalı’ bir film adı, ama olay gerçek.. Seçimlere gidilen ülkede siyasiler ve medya hedef…

Yılmaz Erdoğan’ın ‘Organize İşler’ filminin Kıvanç Tatlıtuğ‘lu çekilmiş ikincisi ‘Sazan Sarmalı’nda anlatılan türden telefonla aldatılma yöntemine muhatap olanlarınız var mı?

Telefonla arıyor, günün anlam ve önemine uygun bir tehditle sizi korkutup bankadaki hesabınıza el koyuyorlar.

Bankadaki hesabınızı boşaltma amaçlı girişimler konusunda sizlerden de yoklananlar var mı?

Şahsen iki kez o yoldaki denemelere maruz kaldım.

İlkinde, iyi ve etkileyici konuşan bir kadın, vaktiyle maaşım oraya yattığı için hesabımın bulunduğu ancak paramın olmadığı bir bankadan aradığını, bana kredi kartı gönderecekleri için adresimin teyidi amacıyla aradıklarını söyledi. Daha ikinci sorusunda niyetinin kötü olduğu hissine kapılıp “Bankalar sizin benden istediğiniz türden bilgileri kimselere vermememiz gerektiğini mesajlarla duyuruyorlar” deyip görüşmeyi sonlandırdım.

Özür dileyip kapattı.

Aldatma amaçlı bir arama olduğuna eminim. Zaten kredi kartı da gelmedi.

İkincisi polis olduğunu söyleyen birinin telaşlı arayışıydı. Uzun konuşmasının bir yerinde araya girip “Neden bunları telefonda anlatıyorsunuz, eve gelin görüşelim” dediğimde görüşme kendiliğinden kesildi.

Gazetelerde bu türden aldatma olaylarını okumamın yararı işte.

Yine de kimse “Beni aldatamazlar” demesin, işi-gücü başkalarını aldatmak olan insanlar yeni teknik ve taktikler bulup sonuç almayı deneyecekler ve en akıllılarımızı bile tuzağa düşüreceklerdir.

Siyasilerimiz de kendilerini zor duruma düşürecek aldatma girişimleri konusunda uyanık olmalı.

Hatta gazeteciler de.

ABD’de Washington Post gazetesi böyle bir uzağa düşürüldü de onun için bu uyarıyı yapma ihtiyacı hissediyorum.

Koyu elbiseli Jacob Wohl artistleri ayarladı, Jack Burkman’ın evine FBI ajanları gibi gönderdi. Fotoğraf Washington Post’tan..

Washington Post’u aldattılar

Washington Post ABD’nin en etkili gazetelerinden; etkide birinci olmasa da ikinci sırada onun ismi mutlaka anılır. Post da hak ettiği o şöhreti koruyabilmek için haberlerinde ince eleyip sık dokur ve gazeteye ya da gazetenin internet sitesine girecek haberleri birkaç elemeden geçirir.

Muhalefet yaptıkları, Trump’ın sürekli saldırılarına maruz kaldıkları için özellikle dikkatli olma ihtiyacı duyar Post’ta çalışanlar… 

Buna rağmen hafta başında Washington Post’u tuzağa düşürdüler.

ABD’de başkanlık seçimi 3 Kasım’da, yani seçime beş hafta kadar bir süre kaldı. Kıran kırana mücadele devam ediyor. Donald Trump yeniden seçilebilmek için her yola başvuruyor. Taraftarları da onu yeniden başkan seçtirmek için kolları sıvamış durumdalar; onlar da ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.

Gazeteye yönelik aldatma tezgahı Trump’a muhalefet ettiği için Trump yanlısı bir ikili tarafından sahneye konulmuş. Adamlardan biri daha önce filmlerde küçük roller almış bazı aktörleri bir televizyon dizisi çekileceğini söyleyerek heveslendirmiş. Senaryo gereği FBI ajanı gibi giyinecek ve sabahın erken saatlerinde bir eve baskın düzenleyecekler. Rolleri bu. Öyle de yapmışlar. Kararlaştırılan gün, FBI ajanı gibi giyinmiş aktörler tezgahı kuranlardan ikincisinin evini basmış ve bu olay hem kameraya alınmış, hem de fotoğrafları çekilmiş…

Sonra da çekilen fotoğraflar ile video bir e-posta ile Washington Post’un bir muhabirine gönderilmiş…

“FBI, Trump yanlısı bir kanaat önderinin evini bastı, adamın bilgisayarlarına el konuldu” diye sunulan haber, fotoğraflar ve video ile teyitli olduğu için, gazetede kendisine yer bulabilmiş.

İnternet sitesine konulan haberin doğru olmayabileceği editörlerden birinin aklına gelince FBI’dan da teyit aranmış ve gerçek sanılan olayın düzmece olduğu öylece fark edilmiş. FBI, “Böyle bir olay olmadı” tepkisini verince tabii. Gazete, haberin konulmasından iki saat sonra, internet sitesindeki haberin ‘çakma’ olduğunu yine sitede okurlarına duyurup özür dilemiş.

Olayı ben konu sıcağı sıcağına iki muhabirinin imzasıyla çıkan Washington Post gazetesindeki haberden öğrendim. Gazete “Bizi aldattılar” diye verdi haberi. 

Çakma haber Pazartesi günü çıktı, aynı gün sitede özür dilendi, ertesi gün de (Salı) olay bütün ayrıntılarıyla basılı gazetede okurlarla paylaşıldı. 

Tezgahı kuranlar, bunu, belli ki, Trump’ın Washington Post için sıkça kullandığı “Bunların haberleri çakma” iddiasını seçim öncesinde ete kemiğe büründürme amaçlı yapmışlar. 

Washington Post da bunu yutmuş işte.

Bu arada Trump’ın kazanmasını istemeyenler de boş durmuyor. Bir önceki (2016) seçim öncesinde “Trump beni taciz etmişti” diye ortaya atılan bazı kadınlar vardı; iddialar o zaman güme gitmişti. Şimdilerde yeni kadınlar yine benzer iddialarla gazeteler ve TV ekranlarında kendilerine yer bulabiliyorlar.

Doğru da olabilir, olmayabilir de…

Türkiye de sanki yarın seçime gidilecekmiş havası içerisinde tutuluyor. Siyaset hep taze. Bu sebeple bizde de aslı astarı olmayan, düzmece iddialar ortaya atılabilir ve o iddialar Amerika’daki gazetelerden hayli gevşek bizim basında da kendisine yer bulabilir endişesindeyim.

Oyuna gelmeyelim. Kendimizi sazan durumuna düşürmeyelim.

ΩΩΩΩ