Siyasi suikast mı? Toplumsal hareketlenme mi? Birileri “Bizde olmaz, olur diyenler hain” diyor.. Peh..

42
Reklam

Türkiye’de siyasi suikastlar dönemi yeniden başlayabilir mi?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun böyle bir beklentisi var. İhtimal dahilinde görüyor böyle bir gelişmeyi. Buna karşılık, iktidar cephesi, onun bu yoldaki açıklamalarını tehlikeli buluyor. Günlerden beri iki tarafın birbirini suçlayıcı açıklamalarını okuyoruz. Tartışma programlarına da taşındı konu, orada da güçlü eğilim konuyu açan CHP liderini ayıplama yönünde.

Ne kadar garip.

Yazının başındaki soruda ‘yeniden’ sözcüğü var. Konu tartışılırken o sözcük unutuluyor. Oysa hayati önemde olan konunun bu yönü. Türkiye bir değil sayısız sayıda siyasi cinayetler ve ölümlü toplumsal olaylarla defalarca sarsılmış bir ülke.

O sayısız siyasi cinayetler ve kitlesel travmalara yol açan kanlı olaylar yüzünden darbeler oldu bu ülkede, darbe olmadan da yol değişimleri yaşandı. 

İktidarları terbiye etme yöntemlerinden biridir bu tür gelişmeler ve yalnız ülkemizde değil demokrasisi yeterince oturmuş bilinen ülkelerde de örneklerine rastlanır.

En son örneği ABD’de 6 Ocak tarihinde yaşanmadı mı?

Kışkırtılmış kıtalar ABD’nin başkentinde toplandı, bir talimat üzerine parlamentoya doğru harekete geçti, bina basıldı, bu yolla seçim sonucu değiştirilmek istendi.

Reklam

Olayda beş kişi hayatını kaybetti.

Bizde 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan uğursuz darbe girişimi de böyle bir olaydı. Gözü dönmüş bir üniformalı grubun siyasi hayata müdahaleye kalkışması 250 cana mal oldu.

İlki 27 Mayıs (1960) olan darbeler tarihimizde, her darbenin öncesinde sokakların hareketlendirildiğini, nokta atışlarla ülkenin değerli insanlarının ortadan kaldırıldığını, kitle hareketleriyle toplumun önüne getirilecek her türlü olağanüstülüğü kabule hazır hale getirildiğini biliyoruz.  

Herhalde siyasetle ilgilenen herkesin bildiği bu gerçekleri siyasilerimiz de biliyordur.

O halde “Siyasi suikastlar bile olabilir” denildiğinde yüzüne far tutulmuş tavşan görüntüsü neden?

Neden siyasetin bir cephesi böyle bir konuyu açma cesareti gösterdiği için siyasetin öteki cephesini kınıyor, açanların ağzına konuyu tıkamak neden?

Türkiye’nin darbeler tarihinin bütününü yaşadım, 12 Mart (1971) askeri müdahalesinden itibaren yaşananları yakından gözleme fırsatım oldu. Son 40 yıl içerisinde kalemimle ve dilim döndüğünce, uğursuz gelişmeler konusunda siyasileri uyarıcı çıkışlarım oldu.

AK Parti’nin kendisi, daha iktidar olur olmaz, varlığını ‘tehlike’ olarak görenler tarafından yerinden edilmeyi hedefleyen kumpaslara hedef edildi. Son 20 yıl içerisinde siyasi hayatı etkileme amaçlı kişisel veya kitlesel manüplasyon olayları sırasında yüzlerce insanımızı kaybettik. 

Reklam

“Bundan böyle bu ülkede olağanüstülüğü zorlayıcı gelişmeler yaşanmaz” kanaatine sahip hale gelmiştik ki, birileri bu kanaati yerle bir edecek 15 Temmuz oldu-bittisi ile ülkenin vücut kimyasını değiştirmek için hareketlendi.

Gelişmeyi öngörenlerin varlığını sonradan fark edebildik.

Öngörü sahip/leri şimdilerde de benzer olaylar beklentilerini dillendiriyorlar.

Sözün kısası, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun konuya ilişkin açıklamasını bir ‘uyarı’ olarak görmek lazım.

‘Uyarı’ rahatsız etmemeli, tam tersine teyakkuz meydana getirmeli.

Geçmişte bu tür uyarılar iktidarlara yakın kişilerden, kalemlerden gelir, muhalefet konuya ilişkin uyarı yazılarını kınar, lüzumsuz sayardı.

Şimdi nasıl oldu da işler tersine döndü?

Hayret.

İktidarın hesaplarını doğru yapması şart.

Olağanüstülüklere hazırlıksız yakalanmak tehlikelidir.

ABD’de 6 Ocak’ta Kongre’ye karşı yapılan girişime ABD siyaseti hazırlıksız yakalandı.

Travma hala atlatılamadı orada.

Siyasi sonuç alma amaçlı girişimlere bütün ülkeler açıktır; tarihi o tür gerçekleşmiş veya niyet halinde kalmış sayısız girişimlerle dolu Türkiye bundan nasıl muaf olabilir?

Üzerinde düşünülmesi gereken bir durum bu garabet.

ΩΩΩΩ

Reklam

42 YORUMLAR

  1. DÜNDEN KALMA KAPAK!
    “H. Gayret
    11 Ekim 2021 At 23:04
    Didem hanımdan ali beyin bugünkü yorumuna NE GÜZEL KAPAK!
    “kendi insanlarına bunu reva görüyorlar, bir hayaller alemi bir kurgular dünyası yaratmaya çalışıyorlar, insanları, partileri, grupları terörize ediyorlar.
    eli kanlı masum insan katili bir terörist üzerinden argüman üretmekten bile rahatsız olmuyorlar,
    nasıl bir akıl?
    nasıl bir ahlak?
    nasıl bir vicdan?”
    Nekrofil/ölüsevicilik sapıklıktır:))))”

  2. Musa bey ile ddm hanımın yorumları objektif tespitler sunuyor; doyurucu yorumlar okumuş oldum. Tabi ki, Baran beyin yorumu da bir cevabı hak ediyor; içeriği az çok ne olacağı belli olduğundan Baran beyi pek yormak istemiyorum.

    Teşekkürler.

    • Hocam bizim buradaki konuşmalarımıza göre siyaset belirlemiyorlar, bizi umursayan yok, yani biz bir gerilime beden olmuyoruz rahat olun lütfen.Siyasetçiler çok önceden belli gündemleri konuşuyorlar. Siyasetçilerin önünde sadece netameli konular var, onların derdi zaten başlarından aşkın. ABD-Türkiye ilişkileri zaten gergin bir havada ilerliyor, 40 tane F-16 yı vermezse Amerika Rusya ile köklü bir stratejik iş birliğine gitmek zorunda kalınacak. Zaten mevcut askeri uçakların güncel donanımları yenilenmesi gerekiyor deniliyor. Yedek parça stokuyla nereye kadar.

      O zaman da yurt dışı mevcudiyetlerine alın paralarınızı Rusya’dan ne istiyorsanız alın mı diyecekler. Başka bir çok konu var da dediğiniz gibi bizim yorulmamıza değmez, elimizden bir şey gelmez çünkü.

  3. cehape gn. başkanı en son “siyasi cinayetler olmasından endişe ediyorum” ve ip gn. başkanı “ben başbakan olacağım” dediğinden yaklaşık 1 ay sonra 15 temmuz terör saldırısını yaşadı bu ülke. şimdi her ikisi de söylemlerini tekrarlıyorlar!!! maval okumayın burada. zilletin okyanus ötesi ve kıta avrupasındaki dostları ne söyletiyor cehape gn. başkanına ve “ip cambazına” ona bakın. kısa veya orta vadede ülkede gündeme gelecek bir kaotik gelişmeden direkt bu iki figür sorumludur.

    • Kayıp silahlar konusu ne oldu kimler kimlerde saklıyor bu silahları, kapandı mı bu konu?

      İktidar yanlısı iş insanları ağırlıklı olarak silah sanayinde faaliyet yürütüyor, yüzlerce firmadan oluşan silah lobisi kime çalışıyor, Muhalefete mi? İnşaat lobisi de mi muhalefete çalışıyor? Silah kimin elindeyse katil o’dur.

  4. Duyum aldım….Katarlı öğrenciler sınavsız tıp okuyacaklar.
    Duyum aldım..Biden ve Erdoğan anlaşmış Afganistan konusunda
    Duyum aldım.Afganlı 1milyon sığınmacıyı Türkiye alacak
    Duyum aldım….Yurt yok, öğrenciler sefil.
    Duyum aldım….Türkiye Azerbeycana cihatçıları göndermiş.
    Duyum aldım….Külliyede altın kaplama klozet var
    Duyum aldım….Muharrem İnce saraya görüşmeye gitmiş.
    Duyum aldım….Erdoğan servetini man adasına göndermiş
    Duyum aldım…Erdoğan Suriyede 1 milyon cihatçıyı eğitmiş.
    Duyum aldım….Baykalın kaseti izlemiş.maskeli kişiler getirdi bana
    Duyum aldım….128 milyarı kendş elemanlarına dağıtmış
    Duyum aldım….Erdoğanın İsviçrede 8 ayrı bankada hesabı var.
    Duyum aldım…Tsunami sonrası paralar Açe ye gitmedi.
    Duyum aldım….Akpartide 180 milletvekilinin bylocku var
    Duyum aldım….darbe bir tiyatroymuş
    Duyum aldım…Erdoğan üniversiteden mezun olmamış
    Duyum aldım…..Erdoğan kendi dolarlarını tl ye çevirmemiş
    Duyum aldım…Adil Öksöz mit çalışanı
    Duyum aldım….Darbe olursa tankın önüne ilk ben yatarım.
    Duyum aldım…nerde aşılar. Yaşlılara aşı yapılmıyor
    Duyum aldım. ..pandemi de ödenekler ödenmiyor.
    Duyum aldım…sel de Hes patladı.300-500 kişi kayıp
    Duyum aldım…yangınlarda helikopter yok.
    Duyum aldım….kızılay çadırının içinde konuşuyor. Devlet çadır dağıtmıyor
    Duyum aldım…Yangınlara bilinçli bir şekikde mücadele etmiyorlar, yanan yerler ranta dönecek
    Duyum aldım…Erdoğan Kaşıkçı suikastını biliyordu, sessiz kaldı.
    Duyum aldım….Erdoğan hasta

    • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Amerika’nın halini görüyorsunuz değil mi, İngiltere’nin halini görüyorsunuz değil mi. Benzin yok benzin. Aynı şekilde Almanya’da kuyruklar, Fransa’da kuyruklar. Yiyeceklerini bulamıyorlar. Elhamdülillah Türkiye’de böyle bir sorun yok” dedi.

  5. “Rüşvetçi politikacıları, düzenbazları, hırsızları ve hainleri seçen halk kurban değildir, suç ortağıdır.”

    George Orwell

  6. Anketler, yorumlar ve sokağın nabzı, genel algının bu yönde şekillendiğine işaret ediyor.

    İktidarın bütün devlet gücü ve imkânlarını sonuna kadar kullanmasına ve yandaş medyanın canhıraş çabalarına rağmen durum bu.

    İktidar blokundaki çözülmelerin hızlanarak artması da bunun göstergelerinden biri.

    Artık iktidara “gidici” gözüyle bakılıyor.

    Elbette ki bu süreç kolay olmayacak. İktidar 19 yıldır alıştığı ve iyice yerleştiği konumu bırakmamak için elindeki bütün koz ve imkânları sonuna kadar kullanmak isteyecek.

    Gitmemek için olabildiğince direnecek.

    Ama artık halkın bıktığı ve istemediği bir iktidarın, ne yaparsa yapsın, hele Türkiye gibi bir ülkede ilânihaye devamı mümkün değil.

    Çünkü bütün arıza, kusur ve eksiklerine rağmen demokrasiyi benimsemiş bir toplumuz. Bu toplum AKP döneminde olduğu gibi bir süre için yanıltılsa ve adeta “hipnotize” edilse de, bir yerden sonra uyanıyor, gidişatın farkına varıyor, çıkış yolu arayışına giriyor ve bulduğu ilk fırsatı da iyi değerlendiriyor.

    15-20 Temmuz süreci ve tek adam rejimi, AKP’yi hem kendi içinde çatlattı, hem tabanından ve toplumdan uzaklaştırıp kopardı.

    Durum bu noktaya geldikten sonra, Bekir Ağırdır’ın ifade ettiği gibi, AKP’nin eski gücünü yeniden yakalayabilmesi artık imkânsız.

  7. bazı çevrelerde kimi konuşmalar bir araya getirilip üst üste toplanıp ortaya şöyle bir tablo çıkarılıyor,

    iktidar yönetimi bırakmayacak,
    bırakmamak için herseyi yapacak,
    karışıklık çıkarmak hatta sınır ötesi operasyonlar yapmak dahil.
    yani halkı mevcut erkin etrafında toparlayacak her şey masada, hatta seçim bile yapmaya engel olacak her sey.

    ben şahsen bu tür kurguların yersiz olduğunu düşünüyorum. halkımızın büyük kısmı basiretli ve sağduyuludur. buna kimse izin vermez ve hiç kimseye de böyle bir pahaya iktidarda kalmayı yakıştırmam. kontrol edilebilir bir durum olmayı bir tarafa bırakalım mevcut koşullarda dünyanın görmediği ölçüde kanlı bir iç savaşın resmidir bu, böyle bir şeyi kim göze alabilir. hiçkimse. elbette kimse erki bırakmak istemez, elindeki tüm argümanları kullanır ama karışıklık çıkarmak bunlardan biri olmaz, olamaz. hele iktidar için, sadece seçimi değil herseyini kaybeder.

    lakin bu platformda bile bazı yorumcular kurgular üzerinden ne kendilerine ne topluma yakışan gerçeklikten uzak olmanın dışında akıl ve mantıktan uzak acaip garaip şuursuz yorumlar yapıyorlar, bunun son derece tehlikeli sonuçları olacağının farkında değil iseler çok acı, farkında iseler daha da acı. kişileri, partileri elestirmek, yerli ve milli olmayan yaklaşımları olduğunu düşünmek anlaşılabilir ama sehrin ortasında bomba patlatan, binlerce insanın ölümünden sorumlu olan kanlı terör örgüleri ile bir kurgu ayarlayıp bir araya getirmek kimseye yakışmaz. insanın her seyden önce kendine hakarettir bu.

    seçimler yaklaşıyor.
    gerilimin artması normal. her ne kadar iktidar cephesi seçimler 2023 te diyerek oyalıyorsa, muhalefet adayımız kilicdaroglu diyerek oyalıyor _aday belirlendi diye düşünüyorum_lakin herkes seçime son hızla hazırlanıyor il ve ilçe teşkilatlarına talimatlar yağıyor. çok büyük bir sürpriz olmazsa seneye seçim var. iktidar işlerin yani ekonominin nefes alacağı bir zaman kolluyor. gelmeyecek. ne yazık ki işleri toplamak için hiç bir şansları yok. bu kadar prestij ve kredi kaybetmiş, içeride ve dışarıda hiç bir itibarı kalmamış bir iktidarın kaldığı her gün ülkeye zarar yazıyor, ekonomiye hiç bir katkı sunma imkan ve ihtimalleri kalmadı maalesef.
    üzerinde düşünülmesi gereken bir durum da bu…

    • Çıkmadık candan ümit kesilmezmiş . hadi iktidar gidici de yerine gelecek kim ve hangi projeyle. Bence herkes işini yapmalı ve günü geldiğinde hesabı kesmeli.
      Yoksa herkes eleştiriyor. Muhalefeti , fondaşı , hakim i savcısı , gazetecisi öğretmeni vs. vs
      peki siz görevinizi yaptınız mı ? Ülke için memleket için asli göreviniz : adalet dağıttı mı ?
      iyi adam yetiştirdi mi ? zamanını efektif ve faydalı kullandı mı ? bi sorgulayalım ??

      • mevcut iktidarın yerine kim gelirse gelsin çok daha iyi bir yönetim olacağı kesin çünkü daha kötüsü olamaz. dolar bütün zamanların rekorunu kırıyor, issizlik, faiz, yolsuzluk ve israfta öyle. bütün zamanların rekorunu kırıyor demek en kötü hali demek değil mi?
        dolayısıyla vesveseyi bırak.
        yok, bırakamam diyorsan,
        keyfin bilir tabi ki.
        kim gelirse gelsin amerikayı keşfetmesi gerekmiyor, şeffaflık sözü versin yeter. adaleti düzeltirse herşey düzelir.

        vergisini zamanında ödeyen, devlet malına zarar vermeyen, kurallara ise her zaman uyan bir vatandaşım, bir kez kırmızı ışıkta geçti diye ceza geldi, avukata verip itiraz ettim, çünkü geçmem. cezayı geri aldılar.
        kimsenin hakkına girmem, inanmadığım bir şeyi savunmam. yakında katılmaya niyet ettiğim bir siyasi parti var, kayıt olup önemli olduğunu düşündüğüm bu seçimde aktif çalışacağım.
        evet, ben görevimi yapıyorum.

        • Didem hn bugün gerilim arttı cümlenizle iç-dış kümüle kefere emellerine ulaştığı hissine kapılmış olabilir.
          Ahmet bey de 14:56 itibariyle canların henüz çıkmadığı müjdesini vermiş.
          O birileri Can alacak kasap bulamadılar demekki. birara kurban Bayramı’nda hissettim kendimi.
          Gerilim üst sınırda devam eder mi seçime kadar eder derim. Üst sıralardan bir aday sürülür piyasaya al sana heyecan dorukta ? hemde aranmayan kanatta.
          Siyasi hayatınıza başlangıç yapacağınız tarafı çok ta büyütmeyn derim, sonra uğramayın hayali hüsrana. Şaşırmayın hazır olun enkaz devraldık edebiyatına☺️
          Kimsede beklemesin, dalmasın 5 döviz, 10 enflasyon işsizlik, 15 maaş falan rüyalarına. Bir halt olmaz geçsede bir yirmi yıl daha.
          Yeni bir bakış yeni zihinler kaçmamış beyinler (malum kaçan kaçana) belki de sizin gibi yeni yüzler☺️?? olmadıkça.
          Başarılar dilerim yeni siyasi hayatınızda.

          • ” iç-dış kümüle kefere emellerine ulaştığı hissine kapılmış olabilir.”
            cümlenizden ne anlamak gerekiyor, izah etseniz iyi olurdu?
            ama ben kendi cümlemi çok açık yazdım secim yaklaşıyor dolayısıyla partiler arası gerilim artıyor.
            Siyasi hayatınıza başlangıç yapacağınız tarafı çok ta büyütmeyn derim,
            büyütmeye gerek yok, mevcut duruma bakınca eksinin yanında her sey zaten artı.
            Şaşırmayın hazır olun enkaz devraldık edebiyatına☺️
            bütün zamanların en büyük enkazı devralınacağına şüphe yok, bir edebi yön verebilir miyiz bilemiyorum,
            dramdan çok trajedi gibi olur di mi?
            Kimsede beklemesin, dalmasın 5 döviz, 10 enflasyon işsizlik, 15 maaş falan rüyalarına
            gerçekten bu kadar büyük bir enkazı kaldırmak kısa sürede çok zor, ama imkansız değil. öncelikle piyasalar olumlu sinyal verecektir, itibar her seydir doğru yerde olursa tabi?
            Bir halt olmaz geçsede bir yirmi yıl daha.
            kesinlikle katılmıyorum, her şeyden önce şunu anlamamız çok önemli “bir halt olmaz gecsede bir yirmi yılımız” yok. kaybedecek herseyimizi geçtiğimiz yirmi yılda kaybettik. bunu anlamak gerekiyor, o nedenle herseyin daha iyi gidecek olması bir dilek değil bir öngörü değil bir zorunluluk. tam da bu nedenle daha kötüsü olmaz diyorum çünkü olamaz, olma şansı yok ?
            Yeni bir bakış yeni zihinler kaçmamış beyinler (malum kaçan kaçana) belki de sizin gibi yeni yüzler☺️?? olmadıkça.
            Başarılar dilerim yeni siyasi hayatınızda.
            teşekkür ederim,
            siyasi bir hayat niyetim yok, hiç olmadı yine olmaz, eserekli biriyimdir ben, hiç kimsenin sözüne gidemem, nazını çekemem. hiç bir makamda ya da getirisinde talebim yok, ihtiyacım da. yazdığım gibi sadece önemli bulduğum bu seçim için.
            bir şeylerin değişmesi gerektiğine inandığım icin. ?

        • Dolar rekor kırıyor ama ülkemizin ödediği yıllık faiz yarı yarıya düştü. Tek bir veri üzerinden yapılan sığ değerlendirmeler ile bir yere varılamaz.

  8. Yabancıların pompaladığı dolarlarla onların borazanlığını yapan kimi gazeteci taslaklarının herkesten daha dikkatli olması gerekir böyle zamanlarda, çünkü;
    bıldır yediğin hurmalar, bir gün gelir adamı tırmalar:))))
    Benden söylemesi…

  9. Geçen oturmuşlar CHP yandaşı Halk TV’de tartışıyorlar.
    Konu ‘Ak Parti’de iletişim’ sorunu.Dert edinmişler! Zira fitne çıkarmaya çalışırken ‘Ak Parti’nin bunca hizmeti sokağa anlatamadığını’ da söylemiş oluyorlar.

  10. Kılıçtaroğlundan sonra Koray Aydın da :

    “Duyum aldım, siyasi suikastler olabilir” demiş

    Duyum aldıklarını söyleyenler, “duyum”u nasıl alıyorlar acaba?
    Seslerini ve kimliklerini değiştirmiş birilerinden, “Üç vakte kadar siyasi suikast olabilir” diye telefon mu alıyoyorla?

    Kılıçtaroğlu,  MİT TIR’ları görüntüleri için bakın Hürriyet gazetesine verdiği özel söyleşide ne diyor:
    “Suriye sınırı eski haline dönecek. MİT TIR’ları da gidip gelmeyecek. Silah taşımayacaklar.
    Kamyonlardaki kasaların nasıl açıldığının, bombaların görüntüleri var.
    Ben de seyrettim.”
    Yani Kılıçdaroğlu önce o kaseti izliyor sonra o kaset Cumhuriyet gazetesine gönderiliyor. Her şey bilgisi dahilinde.
    Şimdi gelin aynı Kılıçdaroğlu’nun bir başka kaset olayı, Baykal’ın komplo kasetiyle ilgili söylediklerine bakalım. O kaseti dönemin Başbakan Erdoğan’ın izlediğine dair bir iddiayı seslendirirken şöyle diyordu:
    “Ben gözlerimle gördüm. Bir değil birden fazla kaseti izlediğini gördüm. (…) Bana böyle bir kaset olduğunu söylediler, getirdiler önüme koydular ben de izledim.
    Başka şeyler de var orada.”
    CHP Genel Başkanı ortaya önemli bir iddia atıyor ama arkası gelmiyor. Ne iddiasını kanıtlıyor, ne de kendisine yöneltilen sorulara doğru cevap veriyor.

    Önce şöyle diyor: “Görüntüleri getiren kişiler maskeliydi yüzlerini, kim olduklarını göremedim.” Sonra, kamuoyundan tepki yükselince şunu söylüyor: “Hatırlamıyorum…

    Sayın Kılıçtaroğlu!  Acaba size duyumu getirenler maskeli miydi maskesizmi?

  11. Rize’de , bazı kışkırtmalı saldırı girişimlerine maruz kalan bir kadın siyasetçi için söylenen sözler ; ne nezaketle , ne ciddiyetle ve ne de hak/hukukla asla bağdaşmaz ; çirkindir , ayıptır, yakışıksızdır !
    Ama bu sözlerin ne anlama geldiğini sorgulamak yerine bunlardan muhtemel siyasi cinayet tahminleri yapmak da bir o kadar abestir, boştur, fırsatçılıktır , kışkırtmadır !
    Ezcümle siyasetimizin hangi seviyede olduğu ayanbeyan ortadadır,; fazla söze gerek olduğunu sanmıyorum .
    Dün akşamki maça gelince ; oyuncaların bütün hırslarına, azim ve gayretlerine rağmen oyunda herhangi bir strateji veya taktik olmaması nedeniyle adeta deve güreşinden farksızdı . Bu nedenle galip gelmemize göreceli olarak sevinmekle beraber çok fazla bir anlam ve önemi olduğunu da düşünmüyorum !
    Herkese selamlar , saygılar

  12. fetö kulağına birşeyler fısıldadı oda konuştu herhalde .. ne malum kılıçdaroğluna suikast planlayıp ortalığı karıştırmak istedikleri .. fetö hep yaptı böyle kumpasları ..

  13. FETÖ’nün suikast planı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasıyla resmen başlamış oldu.

    Fehmi Koru  geçen senelerdeki  bir yazısında Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğurdan bahsetmiş, Fuat Uğur un yazısını niye es geçtiğini, daha önce niye gündemine almadığına hayıflanmıştı.

    Fehmi Bey!
    Fuat Uğur un bugünkü yazısını mutlaka okuyun. Sonra hayıflanırsınız.

    https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/616413.aspx

    Neredeyse bir yıldır yazıp duruyoruz. FETÖ hesaplarıyla açık mecralarında,
    Pensilvanya ve Avrupa’daki örgütlenmeler içinde artık açık açık Türkiye’yi kaosa sürükleyecek “suikast” ve “kaos” planları konuşuluyor. FETÖ elebaşının bu işe hazırlandığını ve start vermek için yularını elinde tutan odaklardan talimat beklediğini uzun süredir gözlemliyoruz.
    Ve biz bu talimatın geldiğini önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun yukarıdaki sözlerinden anlıyoruz.

  14. 7 Haziran—1 Kasım 2015
    Bu tarihler arasında;
    – Her bir olay/patlama siyasi partiler arasındaki oy dağımınını %1 ,
    – Her bir şehit bir(1) milletvekili dağılımını
    “Değiştirdi”
    Millet provakasyona/manipülasyona “açık çek” verdi.
    Doldur doldurabidiğin kadar.
    En iyi bildikleri husus ta maşallah bu.
    Bu saatten sonra “kan-gözyaşı olmayan” birşey düşünme imkan ve ihtimalleri sıfır.

  15. Uyarı mı,tehdit mi,bir yerlere talimat mı? Öncelikle bunun vuzuha kavuşturlması gerek sayın Koru.Bu söz kaos oluşturur.Haddinden fazla önlemlere neden olur.

  16. Ebeleyip gebelemeden neden sormuyorsunuz? Kimden aldın bu duyumları, kim verdi bu bilgiyi. İşinize mi gelmiyor.

  17. Tabi ki, siyasi cinayetler konusunda Sn. Kılıçtatoğlu’nun verdiği demeç emekli emniyet mensuplarını ziyaretinden sonrasına rastlaması manidar. Suç örgütü lideri diye nitelenen Sedat Peker’in ifşaatları; nasıl ki ona devletin bazı kademelerinden bilgi akışının olduğu kanaatini uyandırıyorsa, devletin bazı kademelerinden muhalefete de bilgi akışı olduğu kanaatimizi depreştiriyor. Ana muhalefet partisi genel başkanı böyle bir iddiayı öyle boş yere dillendirmiş olamaz; olması halinde, aklını peynir ekmekle yemiş olması lazım gelir.

    Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçen yıl Karadeniz bölgesini ziyaretleri sırasında çıkan taşkınlıkları olumlarcasına Akşener’e hitaben “Gelin hanıma çok ileriye gitmeden bir ders verdiler. Çayeli’nde de gerekeni yaptılar. Trabzon’a geçmeye kalktın, uçağa binip döndün. Daha neler olacak, neler. Bunlar iyi günler. Bu ülkede ahde vefa diye bir şey var. Ahde vefa olmazsa bu millet affetmez”…

    Ve daha geçenlerde Partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda muhalefete seslenerek “Ülkenin yönetimine talip olduklarını söylemekten vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını da hatırlatmak istiyoruz” demesi, ülkeyi bir kargaşa ortamına sürüklemek, siyasi cinayetleri işlemek isteyen ulusal/uluslararası hangi şer odaklarının iştahını kabartmaz ki? Bunları söyleyen bir demokrat ülkenin Cumhurbaşkanı; sonuçlarını bilerek söylemiş olması bir garabet, bilmeyerek -belki tabanını coşturmak için- söylemiş olması ise başka bir garabet. Coşkunun da bir sınırı var, onu sağlayacak söylemlerin de…Aksi, farklı düşünülmesine yol açmış olur.

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS) için erkene alınmazsa eğer -ki, iktidar her fırsatta zamanında yapılacağını söylüyor- 2023 yılında ikincisinin yapılacağı seçime aslında az bir zaman kaldı. (siyasette 24 saatte uzun bir zamandır S.D.) Muhalefet kanadında hareketlenme var. Kamuoyu yoklamaları da iktidar cenahının oylarının eridiğini gösteriyor. Cumhur İttifakı seçimi kazanmanın yollarını yeni yasalar çıkarmak/geliştirmek(!) yoluyla zorluyor, lakin bir çıkış yolu da bulmuş değil henüz…

    Bu hengamda kural dışılıklar ve gerginlikler baş göstermeye başlıyor. “Siyasi cinayetler işlenebilir” çıkışı bu sert ortamın bir habercisi/göstergesi. Ana muhalefet liderinin bu çıkışını rakip cenah hainlikle suçlayacağına onun bu iddiasını çürütecek demeçler vermesi, teskin edici söylemler kullanması siyasi avantaj elde edebilmek için daha mantıklıca değil mi? Hem bu, iktidar için bir görevdir.

    Toplumumuzda “Bundan böyle bu ülkede olağanüstülüğü zorlayıcı gelişmeler yaşanmaz” kanaati AK Parti iktidarlarının hem de en güçlü olduğu zaman diliminde oluştu. Bu dönemlerinde AK Partinin, ülkemiz daha bir demokrasi ülkesi görünümü veriyordu. AK Partinin hem içi hem de çevresi boşalıp, başkalarınca doldurulduğunda bu demokratik görüntü daha flu bir hal aldı. Sonrası malum.

    Ama ben bu yazıda Sn. Yazarımızın düşünce dünyasından iki değişik şey yakaladığımı düşünüyor/umuyorum: İki cümlede; ilkinde “Bizde 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan uğursuz darbe girişimi de böyle bir olaydı. Gözü dönmüş bir üniformalı grubun siyasi hayata müdahaleye kalkışması 250 cana mal oldu.” cümlesinde “Gözü dönmüş bir üniformalı grubun..”…

    İkincisindeyse; “Bundan böyle bu ülkede olağanüstülüğü zorlayıcı gelişmeler yaşanmaz” kanaatine sahip hale gelmiştik ki, birileri bu kanaati yerle bir edecek 15 Temmuz oldu-bittisi ile ülkenin vücut kimyasını değiştirmek için hareketlendi.” cümlesinden “15 Temmuz oldu-bittisi” ifadeleri, yeniden üzerinde açıklama yapılmasını; yazılmasını hak ediyor veya biz okurların ihtiyacı için ya da ülkemizin gerçekleri için.

    Ne dersiniz?…

    Siz de benim gibi mi düşünüyorsunuz?

    • “Ana muhalefet partisi genel başkanı böyle bir iddiayı öyle boş yere dillendirmiş olamaz; olması halinde, aklını peynir ekmekle yemiş olması lazım gelir.”

      dediğiniz gibi de olabilir elbette ama illa da bir bilgi almasına gerek yok, zira aylardır bu ihtimal siyaset yorumcuları tarafından tarihi örnekleriyle beraber konuşuluyor zaten. esasen vaziyet de herkese ayan bir gerçeklik ki, aşağı tükürse Putin yukarı tükürse Biden, bu durumda umarım rüzgara karşı tükürmez demek de pek anlamlı değil çünkü rüzgar her yönden esiyor.

      “Ana muhalefet liderinin bu çıkışını rakip cenah hainlikle suçlayacağına onun bu iddiasını çürütecek demeçler vermesi, teskin edici söylemler kullanması siyasi avantaj elde edebilmek için daha mantıklı değil mi”

      işte burası bir mantık aramak için uygun bir zemin değil maamafih olası bir siyasi suikast bizzat iktidarın beklediği bir ihtimal ise başka ne diyebilir. bence diyebilecek başka hiç bir lafı yok, haza “bütün kuklaları aradan çıkartıp kuklacılarla bizzat muhatap olduğunu” bizzat ilan etti ulu bilge reyizimiz. burada dikkatinizi çekerim tartışmaya konu olan mekanizmayı en iyi bilen kişi olduğunu gene reyizimizin kendi açıklamalarından biliiyoruz.

      “15 temmuz oldu bitti”si hakkında elbette toplumu ikna edecek açıklamalar yapılmış değil, herkesi ikna eden açıklamayı beklemek de hepimizin hakkı. ben bu konuyu tekrar gündeme getirip yeniden tartışılmasını sağlayacak olanın da gene iktidar mensuplarının olacağını tahmin etmekteyim. çünkü en azından Suriye meselesi reyizimizin gözü karartıp balıklama dalmak zorunda kalacağı bir mesele gibi görünüyor. buna karar verecek olan iki seçenekten birini tercih etmek zorunda kalacak olandır: ya para, ya doğalgaz. parayı seçerse gazdan olabilir gazı seçerse paradan…her halükarda önümüz kış.

      benim kişisel görüşüm Türkiye NATO’da kaldığı sürece 15 temmuz aydınlatılamayacaktır.

      • 15 ,28, 32,… Rakamlara ne takılıp duruyorsun sayın Baran. Hepsi çarkın birer dişli si. 10 adım geri çekil tekrar bak göreceksin su değirmeninin koca çarkının duruyor kendisi.
        F.. yada P.. hatta y.. ne ile başlarsa başlasın TC devletinde terörist diye işaretlenmiş artık, bittı.
        (Yani gerisi hikaye yazık ona buna inananlara).
        Herkes doğrusu neyse arayıp onu bulacak bundan sonra.

  18. Eskiden olsaydı sağcı solcu şucu bucu,
    Hepsine olabilir derdim. Lakin, gün itibariyle halkın elini kaldırmak ağzını açmaya hatta kılını kıpırdatmaya niyetide mecalide yok, kalmamış zannımca.
    Ne bazılarının dert ettiği adamlar yazarlar onlar şunlar bunlar şunlar içerdeymiş, ne bazarda kıvırcık 10 liraya çıkmış tınmıyor kimse.
    Sadece bekliyor..
    Ne hikmetse?
    Anlayamıyor hiç kimse.??
    (Şimdi herkes zannedecek halk sadece iktidardakilere kızmışta…???).

    • Bugünkü Fuat Uğur’un yazısı da okunmalı. Korkmak için yada korkunun dozunu anlamak için değil. Olayları geçmişten bugüne güzel sıralamış. Kimin ne yapacağı yada ne yapabileceğinede inanmak zorunda değilsiniz.
      Fikir fırtınası hayal dağarcığı korkunun ecele faydası yok vesaire desenizde herşeyi bir bilelim görelim kendimiz değerlendirelim.
      Oyunları mercek gibide görebilirsiniz gözlüğün üzerine renkli bir kat daha filmde daha çektirebilirsiniz. Okur=özgür

  19. bizde adettir olmaz denilien seyler olunca herkes ben soylemistim moduna gecer. insaallah iyi seyler olur…

  20. Türkiye’de devletin içinden birilerinin haberi olmadan ne bir cinayet işlenebilir, ne bir süikast, ne de darbe olabilir. Herşeyi duyan bilen bir devletimiz var. Kılıçdaroğlu bunu söylüyorsa, aslında devleti uyarıyor, halka da haber veriyor. Herkes de bunu böyle anladı bence. İktidarın tepki göstermesinin sebebi de bu. İktidar devletin kendisine ait olduğu zannı içinde olduğu için üstlerine alındılar. Halbuki düne kadar şikayet ettikleri derin devlet orada duruyor. Şimdi ipler daha fazla derinlerin ellerinde. İktidarın nesi var ki? Nereye sahip olabildi ki? Hep ortaklar tuttu orada kalabilmek için, önce fetö oldu, yetmez ama evetçiler oldu vs. Şimdi tam derin devletin eline düştü. İktidarı tam teslim etti. Demokrasiyi toptan rafa kaldırdı. Ne sivillik, ne özgürlük, ne en ufak adalet kalmadı. Herşey derin devlete tam teslim edildi. Bu durumda iktidarı indirmek derin devlet için çocuk oyuncağı. Ama şu anda her isteneni yapıyor iktidar, o yüzden ipini çekme ihtiyacı duymuyorlar. Al gülüm ver gülüm gidiyorlar. Bu düzeni devam ettirmek için cinayet işlemeleri gerekiyorsa onu da hiç acımasızca yaparlar. Daha yakınlarda gazetecileri öldürdüklerini, oraya buraya bomba koyduklarını açıkça ifade eden “devlet” adamları sorgusuz ortada geziyorlar değil mi? Devlet adına racon kesenler için af bile çıkarıldı özene bezene daha yakında ve bu katiller aile fotoğrafı da verdiler. Derin devletin yaptığı hiç bir cürüm bugüne kadar ne ortaya çıkarılabildi ne hesap sorulabildi. Derin devlet aynı işleri yapmaya devam ediyor, bundan hiç kuşkunuz olmasın.

    • cooook haklisin ender bey. ama bazilari anlamak istemiyor. ne yapalim. yeni iktidar donemi basladiginda anlarlar…

  21. Böyle bir bilgi var ise alırsın bilgileri eline gidersin en yetkiliye ve istihbarat yetkilisini de cagirtirsin bir bir anlatırsın .Toplum önünde bu tartışmaları yapmazsın.
    İnsanların zaten bozuk olan moralini biraz daha bozmazsin.
    Siyaset böyle yapılmaz.

    • İktidar bütün muhalefeti ötekileştirerek ve düşmanlaştırarak, kutuplaşmayı son haddine vardırdı. Muhalefeti terörist ve hain ilan etti. Muhalefet kime gitsin de anlatsın. Adam mahkemelere götürüyor her söyleneni. Uzlaşmacı değil. Mahkemeleri tek elden yönetiyor. İstediğini yargısız yıllarca içerde tutuyor. Geçende Kavala son mahkemesinden önce beyanat vermiş. Daha bir kere savcı görmedim demiş. Adamı beraat ettirdi tüm üst mahkemeler, savcılar yeni suçlar uydurarak içerde esir tutuyor. En son ABD nota verdi çıkarın bu adamı diye. Bu kadar adaletin, hukukun ortadan kalktığı dönem az yaşandı Türkiye. Kaldı ki bu iktidar döneminde suikastlar, cinayetler, bombamalar defalarca yaşandı. Hiçbirini açıklığa kavuşturamadı. Ne terörü bitirebildi, ne barışı sağlayabildi. Türkiye’yi garabet bir başkanlık tek adamlık sisteme getirdi. Şimdi kendisi de bilmiyor nereye gideceğini. Londra mahkemelerine gitsin artık. Öyle diyordu.

      • Nerede savcılar hakimler ? herşey tek adamın elinde ise onlar neiş yapar .
        Ailevi istikballeri çok mu daha önemli ? Suç varsa üzerine gidilir ? Avusturya ne yaptı ? Demek ki tüm hata sistemde veya tek kişi de değil Hayatımız yaşantımız istikbalimiz sınırda şehit olandan daha mı değerli .
        Şikayet etmiyeceğiz görev yapacağız. eğer görevi yapmaz isek oturup şikayet hakkımız da yoktur.
        Suç varsa cezasını görür ama şimdi ama sonra .
        Vatandaş olarak bize düşen elimizdeki en buyuk kozu seçim sandığında kullanmaktır. Boş yere halkı galayane getirmenin anlamı yok halk ferasetlidir ne yapacağını zamanı gelince yapar.

        • Örnek: Ruhsar pekcen olayı belgelerde var.

          Ticaret Bakanlığı, Bakan Ruhsar Pekcan’ın eşinin Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Nanoksia Biyoteknoloji firmasından dezenfektan alımı yaptığını ancak alımların “piyasa fiyatlarından oldukça aşağıda” gerçekleştirildiğini açıkladı.,

          çok çok üzerinde fiyatlarla satmış
          pekela erdoğan istifa yerine neden affetti terimi kullandı.

          17/25 aralıkta 4 bakan valiz valiz para taşıdı.
          polisler ve savcı görevini yaptı, vatan haini ilan edildiler.

          savcılar görevini yapsa silivriyi adres gösteriyorlar.
          savcılarda benim çoluk coçuğum var diye görevini yapmıyor.

          Ancak korku dağları karşı tarafa geçmeye başlayınca görevlerini yapmaya başlıyacaklar.

          Savcı diyor ki Ahmet hanımıyla fındık kıracak, bende silivride yatacağım olmaz böyle şey diyor.

Yoruma kapalı.