Dün bizim gazetelerde de karşıma çıkan Voice of America menşeli bir haber müthiş ilgimi çekti. Habere göre, Münih’te yapılacak güvenlik konferansına katılmak üzere yola çıkan ABD dışişleri bakanı Antony Blinken, hazır Avrupa’ya gelmişken, Türkiye ve Yunanistan’ı da ziyaret edecekmiş…
Haberde ‘müthiş ilginç’ denilmeyi hak edecek ne var?
Benim için var.
Anlatayım.
Yakın dönemde ekranlardan hükümete dış politika alanında akıllar veren emekli bir amiral, depremin ilk gününden başlayarak, birkaç yıl önce dile getirdiği bir iddiasını yeniden canlandıran konuşmalar yapmakta.
‘Doç. Dr.’ akademik unvanı da bulunan ve o unvanıyla emekliliği sonrası bir üniversitede dersler veren emekli amiral, “Göreceksiniz, Amerika ülkemizi işgal edecek” iddiasını dillendirmekte.
Fi tarihinde -2002 yılında- ABD’nin Nevada eyaletinde yapılan bir askeri tatbikatta, her tatbikatta olduğu gibi ‘dost’ bilinen ‘mavi güçler’ ile ‘düşman’ gözüyle bakılan ‘kırmızı güçler’ arasında bir savaş senaryosu üzerinde çalışılmış…
‘Mavi güçler’ kafalarına ‘kırmızı güçler’ belledikleri ülkeyi işgali koymuş, bunun için o ülkede büyük bir deprem olmasını beklemekteymiş.
Hadi ben aradan çıkayım da, ‘Doç. Dr.’ akademik unvanlı emekli amiral konuyu kendisi anlatsın:
“Benzer bir senaryo, 2002 yılında ABD tarafından ‘Bin Yılın Meydan Okuması’ ismiyle tatbikat maksatlı senaryolaştırılmıştır. Bu senaryo, 24 Temmuz 2002’de de 22 gün süren bir tatbikatta oynanmıştır. Senaryoya göre; ‘Hedef ülke, bazı denizyollarını kontrol etmektedir. Bir ada ülkesiyle şiddetli sorunları vardır. Bu ülkede çok büyük bir deprem olur. Sivil hükümet depremle mücadele edemez ve kaos durumunda ordu duruma el koyar. Uluslararası yardım çağrısı yapılır. ABD yardımlarının kendi askerleri tarafından yapılmasını şart koyar. Böylece ülkeye girmekte olan ABD askerlerinin miktar ve faaliyetlerinden kuşkulanan hedef ülke ordusuyla ABD ordusu arasında savaş çıkar ve ülke 96 saat içinde işgal edilir.”
Onun aktardığı bu senaryodan haberi olan bazıları, sizler farkında olmasanız bile, Kahramanmaraş merkezli depremden sonra da tekrarlanan iddiayı ciddiye alıp Amerika’nın 2002 yılındaki tatbikatının günümüzde hayata geçirilmesini beklediler.
Hala bekliyorlar.
ABD’nin gönderdiği arama-kurtarma ekibine öncü işgal güçleri olarak bakanlar oldu.
Hele bir de, yardıma katılsın diye İskenderun açığına bir Amerikan uçak gemisinin gelmekte olduğunu işittiklerinde…
Resmen işgale gün saymaya başladılar.
Daha önceleri, derin bilgi ve deneyiminden süzülüp gelen ‘Mavi Vatan’ adını taşıyan tezini hükümete ‘dış politika zaferi’ olarak hediye etmiş amiral, “Kurtlar puslu havayı sever” tespiti eşliğinde birkaç yıl önceki iddiasını son deprem vesilesiyle güncellemiş de.
‘Analiz’ olarak sunulan iddiayı okuyalım:
“6 Şubat 2022 tarihinde Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Gaziantep, Kilis, Diyarbakır gibi illerini kapsayan bu depremin yaratabileceği askeri ve sosyal riskleri iyi değerlendirmeli ve analiz etmeliyiz. Özellikle Gaziantep, Hatay, Kilis gibi illerimizde sığınmacı kampları bulunduğu gibi sığınmacı mahalleleri de bulunmaktadır. Bu durumun hem toplumsal psikolojik yapısı hem de güvenlik boyutları dikkatli değerlendirilmek durumundadır. / Diğer yandan bölgede bir ABD üssü de bulunmaktadır. / Böyle ortamların bu senaryoları uygulamak için Türkiye düşmanlarına fırsatlar sunabileceğini unutmamak lazımdır.”
“Bölgede bir ABD üssü de bulunmaktadır” diyor ya, kast ettiği İncirlik olmalı.
İncirlik üssü deprem sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından yardım koordinasyon merkezi olarak kullanıldı.
En iyisi İncirlik ve deprem konulu bir haberi aktarayım:
“Çadır, battaniye, jeneratör ve ısıtıcılar ile gıda malzemelerinin olduğu paketler, İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığında oluşturulan ‘hava yardım koridoru’ ile depremzedelere ulaştırılması için askeri uçak ve helikopterlere yükleniyor. / Mehmetçiğin olağanüstü çabalarıyla kısa sürede gerçekleştirilen yüklemelerle yardım malzemeleri, afet bölgelerine gönderilmek üzere havalanıyor. / İlk günden bu yana hava üssünden 900’ü aşkın sorti yapan helikopter ve uçaklar, yardım malzemeleri ile arama kurtarma ekiplerini bölgeye taşıdı.”
Amiral’in öngörüleri teker teker gerçekleşiyor, baksanıza…
Nasıl mı? Şöyle:
Uzun yıllar önce -2002 yılında- Nevada çölünde provası yapılan Türkiye’yi işgal planında bunun ilk adımı olarak ülkemizde bir büyük deprem çıkması bekleniyordu.
Büyük deprem gerçekleşti.
ABD’nin bunu fırsat bilip göz diktiği ülkemize hamlede bulunması da bekleniyordu.
Yardım heyeti gönderdi ABD, istenirse bir askeri uçak gemisi yollama teklifinde bulunduğu yetmezmiş gibi -TSK orayı depreme yardım amaçlı kullansa da- İncirlik’teki üssünü de kullanıma açtı, uçaklar kısa sürede 900 sorti de yaptı.
Öngörünün çok daha zayıf bir tarafı da var ama.
Nevada’da ‘Bin Yılın Meydan Okuması-2002’ (İngilizcesi: Millenium Challenge 2002) adını taşıyan bir askeri tatbikat yapıldığı, ‘mavi güçler’ ile ‘kırmızı güçler’ arasında deprem sonrası işgal senaryosu provası sahneye konulduğu gerçek. Ancak o tatbikatta ‘kırmızı güçler’ diye anılan düşman ülkenin Türkiye olduğu tamamen uydurma.
Tatbikatın sekiz ana başlık ve 14 ekten oluşan tam 752 sayfa tutan bir sonuç raporu var. İsteyen o metne kolayca ulaşabiliyor. [Linke tıklarsanız siz de pdf dosyası olarak o değerlendirmeye sahip olabilirsiniz.]
Değerlendirme metninde bir kez bile ‘Türkiye’ ismi geçmiyor.
‘Kırmızı güç’ tanımı yapılırken ülkenin dünya için çok kritik doğal kaynaklara sahip olduğu ayrıntısı veriliyor.
Ayrıca ‘kırmızı’ bir ada devleti senaryoya göre…
Nereden “Amerika Türkiye’yi işgal edecek” sonucunu çıkartmış Doç. Dr. akademik unvanı da bulunan emekli amiral, anlamak mümkün değil.
Belki de mümkün.
Amiral’in tezine geniş yer veren bir gazetenin ‘Hedef Türkiye’ydi’ başlığıyla sunduğu şu bilgi notu açıklayıcı:
“Tatbikat için Lozan Barış Antlaşması’nın yıldönümü seçildi. 24 Temmuz 2002’de başlayan tatbikat Sakarya Savaşı gibi 22 gün sürdü. Tatbikat kapsamında hedef ülke, 96 saatte işgal ediliyordu. Tatbikatın yapıldığı dönemde, dünyada seferberlik emrini 96 saatte gerçekleştirebilen tek ordu ise TSK idi. / Yani hedef ülkenin Türkiye olduğuna dair hiçbir şüphe yoktu.”
Gördünüz mü, hiç şüpheleri yokmuş…
Blinken iki gün sonra Ankara’da olacak. Deprem sonrası arama-kurtarma ekiplerini Türkiye’ye yollayan Ermenistan ve Yunanistan’a hararetle teşekkür eden, bakanlarını gösterdikleri dostluktan dolayı Ankara’da ağırlayıp kutlayan dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Amerikalı konuğuna bakalım nasıl bir muamelede bulunacak, ona ne diyecek?
ΩΩΩΩ