Bazılarının hiç işi yok, deprem günlerinde abesle iştigal edebiliyorlar…

44
Reklam

Eskiler “Koyun can derdinde, kasap et derdinde” derlerdi; şu sıralarda gündeme taşınan bazı konular bana bu deyişi hatırlatıyor…

Depremin üzerinden bunca gün geçtikten sonra, enkazların altında hala canlı insan kalmış mıdır, bilmiyoruz; yaralı olarak kurtarılanlardan kaçının aldıkları yaraların ölümcül olduğunu da… Deprem bölgesi halkından ne kadarı soğuktan etkilenmeyen bir çatı altında, ne kadarının boğazından sıcak çorba, temiz su geçiyor, kaçı 24 saatin ne kadarını mobil tuvalet önünde bekleşerek geçiriyor, bilen var mı?

Bunları bilmiyoruz ama bir şeyin farkındayız: Haziran ayının üçüncü haftasının başında -18 Haziran 2023 tarihinde- yapılması gereken, iktidarın kendine özel sebeplerle Mayıs ayına çekmeyi düşündüğü milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ertelenmesi arzusu daha şimdiden gündemde.

“Türkiye’nin yüzyılı” kalıbına alışmakta zorlanırken depremle birlikte “Yüzyılın felaketi” yakıştırmasıyla karşılaştık; şimdi bu yakıştırma seçim tarihinin bir yıl kadar ertelenmesine gerekçe olarak kullanılacakmış…

Etrafa kulak veriyorum; henüz bu arzuyu güçlü biçimde ifade eden etkin ve yetkin biri yok iktidar cephesinden, ancak muhalefet ve muhalif medya, sanki böyle bir talep varmış gibi konuyu şimdiden gündeme taşıyıverdi.

Bunun neden mümkün olamayacağını anlatan anlatana.

Amerikalılar ‘trial balloon’ (Türkçesi deneme balonu) dedikleri yöntemin ustasıdırlar. Ortada henüz fol yok yumurta yokken, istedikleri sonucu elde etmek için bir konuyu el altından medyaya sızdırır, olumlu-olumsuz haber veya yoruma dönüştürürler; konu medyadan evlere kadar geniş bir alanda tartışılmaya başlandığında istenilene ulaşılması kolaylaşır.

Mucidi Amerikalı politikacılar olsa da, yöntem, dünyanın pek çok başka ülkesinde de ilgi görmüştür.

Reklam

Türkiye’de de…

Şi̇mdi olan da bence bu.

‘Trial balloon’ olarak ortaya atılmış bir konu bu ve tartıştırılarak olması imkansızı mümkün hale getirmek hedefleniyor.

Oysa Türkiye Cumhuriyeti anayasası seçimlerin hiçbir biçimde ertelenemeyeceği kararlılığıyla konuyu düzenlemiştir. Seçimler her beş yılda bir yapılır. Tarihinin erkene alınmasını kolaylaştıracak bir yol vardır -Cumhurbaşkanı tek başına Meclis’i fesh eder ve o zaman seçime gidilebilir-, ancak ertelenmesi yalnızca tek bir gerekçeyle mümkündür: Savaş durumu…

Savaş halindeyken de seçimi erteleme kararının TBMM tarafından alınmasını şart koşuyor anayasa (m. 78).

Bunun dışında seçimi ertelemek için hiçbir gerekçe kabul edilmiyor.

“Hiçbir” içerisine deprem veya daha genel adıyla ‘afetler’ de giriyor.

Anayasayı kaleme alanlar, bunu, milletin iradesinin bu yolda olduğu bilgisiyle metne geçirmiş durumdalar. Türkiye’nin, aralarda teklemeler yaşansa bile, 1876’dan beri varlığını sürdüren parlamentoyu ön planda tutan bir yapısı var.

Reklam

Ülkenin pek çok olağanüstülükle karşı karşıya kaldığı durumlarda bile, seçim önceden belirlenmiş tarihinde mutlaka yapılmıştır.

Seçimde istedikleri sonucu alamayacağı endişesiyle tarihinin ileriye ertelenmesini arzu eden iktidarlar çıksa da, bu arzusunu fiile dönüştürmeye kalkışan, kalkışsa da başarabilen iktidar çıkmamıştır.

İktidarla muhalefet elele vererek TBMM kararına dönüştürüp bunu gerçekleştirebilir elbette.

Günümüze gelelim.

Böyle bir arzunun dile gelmesinin sebebi, ülkenin başına şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş bir afetin gelmesi. Enkaz altında çıkarılmayı bekleyenleri bir tarafa bırakacak olsak bile, resmen açıklanan kayıp sayısı 30 binin üzerinde. Binlerce ev yıkıldı, 13 milyondan fazla insanın hayatı doğrudan, ülkenin bütününün hayatı da dolaylı olarak bu durumdan etkilendi.

Acaba böylesine bir büyük felaket siyaseten nasıl bir tavır gerektirir?

Bazılarının ilk aklına geldiği gibi seçimi bir yıl ertelemeyi mi, yoksa ortadaki tabloya bakıp seçim tarihini mümkün olduğu kadar erkene almayı mı?

Tabloya bakarak benim doğru bulduğum tavır, seçimin bir an önce yapılmasıdır.

Deprem yarattığı derin mağduriyetler yanında o mağduriyetlerin topluma yansıyan yüzünde uzun süredir tam tersinden -ayrıştırmacı dilden- muzdarip olduğumuz dayanışmacı ruhu uyandırmış oldu. Parti, ideoloji, köken farkının fazla bir anlam taşımadığı, herkesin depremzedelerin mağduriyetlerinin giderilmesi için elinden geleni yaptığı bir hava var bugün ülkemizde.

Alıştırıldığımızın dışında bir durum bu. Ayrıştırmacı dilin yerini “Hepimiz aynı gemideyiz” anlayışının hakim olduğu yeni bir dil aldı.

Eski havayı deprem ortamında dahi yeniden hakim kılmak amaçlı girişimler yok değil, ancak zorlamalar pek işe yaramıyor. Deprem insanlar arasında fark gözetmediği gibi, insanlar da depreme birbirleri arasında ayrım yapmaksızın yaklaşıyor.

“Birlik-beraberlik günü” deniliyor ya, deprem sonrası zihniyet dünyamıza o kalıp tam oturuyor.

Her demokratik ülkede böyle ortamlar seçimin erkene alınmasını çağırır.

Gördüğüm, deprem sonrasına hakim olan hava, bizde de seçim tarihinin erkene alınmasına uygun. 

Seçimi ertelemek değil, fazla gecikmeden yapmakta yarar var.

Kısa sürede depremin yerinden ettiği insanların geçici veya kalıcı yeni ikamet yerleri belli olur, seçmen listeleri yeni yerleşimler göz önünde tutularak elden geçirilir. 

Yüksek Seçim Kurulu günümüz teknolojisiyle bu görevi kolayca yerine getirebilir.  

Seçimin ertelenmesi için anayasanın kabul ettiği tek gerekçe savaş; deprem o ihtimali de aradan çıkardı. Deprem sonrasında yardım için ilk hareketlenen yabacı ekipler, zaman zaman ‘savaş’ ihtimalini akla getirebilen ‘düşman’ diye etiketlenen ülkelerdi.

Kiminle savaşılacak?

‘Erteleme’ konusunu tartışmak, ne yönden bakılırsa bakılsın, Süleyman Demirel’in sıkça kullandığı deyimle, ‘abesle iştigal’ olur.

ΩΩΩΩ

Reklam

44 YORUMLAR

  1. Ortada ekonomik bir enkaz vardı. Şimdi bir de deprem enkazı var. Muhalefetin ülkeyi yönetmeye talip olacağını zannetmiyorum. Erdoğan da düşünmüştür bunu, teslim edebilir iktidarı. Kenarda beklemeye geçebilir. Sonra tekrar kurtarıcı olarak gelmek isteyecektir. Hangi iktidar gelirse gelsin uzun yıllar çekilecek çileler var. Ülkenin yolsuz yönetiminin faturası çok ağır. Deprem kesinlikle suçlu değil burada.

  2. Çok yazık. Yazı mı kendi istekleri mi? Desteklediğin 6+1 li masa başlığa çok uyuyor…

  3. bence iktidar seçimi yapmak isteyecek ki istemeli ve yapmalıdır muhalefet ise içten içe ertelenmesini daha sonra ertelenmesini istemiyordum diyerek diktatöryal rejim var bağırtılarını duyacağız gibi

  4. anayasayı da insanlar hazırlıyor beğenmezse değiş tiriyor.1982 anayasası hangi şartlarda kabul edildi, biliyorsunuz.

  5. HERKES KENDİSİ GİBİ GELİR VE GİDER
    Herkes söz ve davranışlarına, kendi mizacının, kişiliğinin ve karakterinin damgasını vurur ve imzasını atar.
    Yani herkes karakterinin gereğini yapar.
    Gelişiyle de, gidişiyle de.
    Beyefendi;
    –Selâm ve izin ile gelir,
    –Müsaade ve Allah’a ısmarladık diyerek gider.
    Sarhoş-ayyaş;
    –Kapıyı tekmeleyerek gelir,
    –Sülaleye saydırarak gider.
    Psikopat;
    –Ayrıştırarak gelir,
    –Çatıştırarak gider.
    Diplomasız;
    –Sahtecilikle gelir,
    –Yakıp-yıkarak gider.

    • Bırakın bugünler de nefret kusmayı zaten canımız yanıyor, acı cekiyoruzmhic mi ders almıyorsun su yasanandan bugun varsın yarın yoksun,bu ne kin bune nefret,bugün zamanı mi diplomalı mi diplomasiz mi.

    • Herkes söz ve davranışlarına, kendi mizacının, kişiliğinin ve karakterinin damgasını vurur ve imzasını atar.
      Aynen sende yk karakterini kişiliğini ve mizacını yorumunda göstermişsin.

      • Depremin birinci günü seçim konuştunuz.
        İmar affı cinayetine ses edemiyorsanız, bari susunuz.

  6. Tabloya bakarak benim doğru bulduğum tavır, seçimin bir an önce yapılmasıdır.
    Diyor yazar..hata yarın…der gibi sanki.ya sizin gibi bu ortamda dahi iktidara olan kininizi gördükce ülke yıkılsa yine Erdoğan..ćunki sizde ülke yıkık halde hala derdiniz Erdoganı göndermek.

    • Erdoğan kininden yazar iyice ayarlarını kaybetti. Nedir bu mantığı öteleyecek kinin sebebi bunu çok merak ediyorum.

    • Venezuellada Chavez ölmeden önce chavez giderse herşey düzelir herseyi o berbat ediyor daha kötüsü olamaz diyordu muhalefet partisindeki arkadaşlarım, bende onlara chavez gidince Diosdadonun zalimligiyle ve maduronun bilgisizligiyle ülkenin harap olacağını ve muhalefet liderlerinin kapasitesinin yetersiz olduğunu söylüyordum. Chávez ölünce Disodado (Sonra Meclis başkanı oldu) konuşmasında Sizler Chavezin gitmesini istiyorsunuz ve artık chavez gitti. Artık bizim size yapacaklarımızı engelleyecek Chávez olamayacak o bizim intikam duygumuzu engelliyor ve bizleri sakinlestiriyirdu demiş sonrasındada askeriyeyi eline alıp maduroya bile karşı durup muhaleftin anasını ağlatmisti. Ne demek istiyorum??? Erdoğan zayıf yönetim sergilesede en azından hukugu polisi kullanıyor bazı cezalandrimalarinda. Erdogan sonrası askeriyeyi kullanabilecek kişilere görev devredilmesi engellenmelidir muhalefet depremden sonra herşeyi hesaplamalı ve demokrasi isteğinden geri adım atmalıdır. Beyler korkacak olan var ise şimdiden çekilsin yoksa bu millete hesap veremezsiniz.

      • muhalefat partileri iktidarın askeri 15 temmuzda nasıl kullandığını gördü, yaşayarak öğrendi. Bu gün kendini muhalefete karşı kullandıran asker muhalefetin iktidarında hiç kendini aynı muhalefete kullandırır mı?

        Gereksiz endişe sizinki. Türkiye Venezüela değil, Türkiye her ne kadar değerleri alt üst edilse de Türk milleti bir değerler manzumesine sahip. Tarih belli periyotlarla tekrarlansa da hiç bir olay aynısıyla yaşanmaz. Tarihin tekrarı başka bir şey, Venezüela örneği başka bir şey, bunları karıştırmamak lazım.

        Tarihin tekrarı dedikleri şey insanlığın topyekün dalgınlığına bir önleme mekanizması. Toplumsal dalgınlığın aynı şeylerin yaşanmasını mümkün hale getirdiği ama aynıyla değil farklı türlerde yaşandığını anlatır. Yani bundan sonra hiç bir iktidar askeri 15 temmuz gibi vahim bir operasyonda kullanamaz.

  7. 48 saat içinde deprem bölgesinin her yerinde vardık organisazyonu kurduk şimdide çarklar tıkır tıkır işliyor.

    Bunları yapan bir Hükümet 4 ay sonraki şeçimleri tıkır tıkır yapar.

  8. Deprem, insanlar için oldukça travmatik bir olaydır. Her ne kadar depremlerin ne zaman ve nerede olacağını tam olarak tahmin etmek mümkün olmasa da, onların insan hayatı ve ekonomik kayıpları üzerindeki etkileri büyüktür.

    Deprem sırasında insanların evleri yıkılabilir, sevdikleri kaybedebilir veya yaralanabilir. Aynı zamanda deprem sonrası hayatın normalleşmesi de uzun sürebilir ve insanlar için stresli bir süreç olarak kalabilir.

    Deprem sonrası, insanlar arasında yardımlaşma ve dayanışma hissi ortaya çıkar. Fakat aynı zamanda kayıpların ve hasarların boyutları nedeniyle insanlar için oldukça zor bir dönem olabilir.

    Depremlerin insan hayatı üzerindeki etkileri, insanların duygusal yükünü de arttırabilir. Bu yüzden, deprem sonrası insanların destek alması ve terapi gibi faydalı yollar bulması önemlidir.

    Genel olarak, depremler insanlar için travmatik ve duygusal yüklü olaylardır. Bu nedenle, insanlar arasındaki dayanışma ve insanların destek alması gerekmektedir.

  9. Deprem bölgelerinde ısınma problem çoğu yerde Elektrik yok Elektrikli sobalarda çok enerji Çektiği için Santrallerde patlayabiliyor.

    Bazı yerlerde Depremzedelere odun soba dağıtılıyor palet soba dağılsa çok iyi bu palet sobaların küçüğüde var.

    https://www.youtube.com/watch?v=So6TGu-SbFI

  10. Erdoğan en büyük oyun kurucusudur bunun için zamana ihtiyaç vardır.
    Erdoğan Depremde sinirli olması, öfkeli bakışı bu oyunu böyle afet durumda oynarsa ters tepebilir.

    Her zamanki taktik Özalın bir konuyu tartışmak için önceden o durumu açıklar sonradan tartışırdı. (özal iyi niyetli “Konuşan Türkiye” istiyordu)

    Erdoğanda önceden Arınç veya başka kişiler tarafından önceden bahseder sonra vuracağını vurur.

    Arınç hala korkacakmısın!
    .https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/bulent-arinctan-secimlerin-ertelenmesi-icin-cagri-2051533

  11. Türklerle ilgili fıkraları duymuşsunuzdur. Bunları da genelde biz Türkler uyduruyoruz zaten. Ama elbette doğruluk payı çok yüksek. Genelde bu fıkralarda Türkler pek kıvrak zekalı kurnaz bitirim tipler olarak geçer, ama pek akıllı olmadığımız da ayan beyan ortadadır. Şu deprem dahil her her durumdaki halimize baktığımızda fıkralara hak vermemek de mümkün değil.

    Bir örnek. Halkımızın önemli bir kısmı yemedi içmedi EYT de EYT diye milletin başını yediler, iktidarıma malolsa da yapmayacağım diyen hükümet bile pes etti. Federasyonlar kurdular yıllarca davul tef çaldılar, sonunda EYT’li oldular. Ne oldu? Çoğu maaşını dahi alamadan enkaz altında kaldı.

    Önümüzde bir tablo var. İstanbul’da adı yeri belli 100 binden fazla bina varmış oturulmayacak ve ilk depremde yıkılacak. Ama bu beyler hanımlar oturmuşlar kuzu kuzu EYT maaşı hayaliyle bekliyorlar. Bir depremde altında kalacaklar oturdukları tabut binanın. Ama yok kıllarını kıpırdatmıyorlar. Sadece bekliyorlar. Buna kurnazlık desek yazık olur. Akıllı olmadıkları çok net ama.

    • Enkaz altında kalanlar eyt’liler diyorsun. sen nelisin zalim. güçendirme yaradani. bu konuda siyaset olmaz. yaranmaya çalıştığın akp liler bile seni kınar.

  12. AKLIMA MUKAYYET OL YARABBİ

    Seçimler öne alınsın diyor yazar. Ortada seçmen listesinin asılacağı duvar yok, 13 bin kişi yerinden yurdundan olmuş, ölen kalan bile belli değil seçim yapmak, öne almak ne demek. Şair çığlıklardan yelken yapmak şanı bizdedir diyor. İnsanların acısını istismar ederek kendilerine bir iktidar çıkarma merakında olanları görünce üzülüyorum. Hükümet izin vermiyor ama biz havaalanı yapacağız, hükümet söndüremiyor ama ibb alana girip yangını söndürdü Tayyip bizi tutukla diyen zihniyetten beklenir.
    Seçimlerle ilgili hiç kimse konuşmuyorken bu seçimler kesin ertelenir diye düşünmüştüm. Yasal açıdan sayın yazar sadece muhalif hukukçuları dinlediği için Anayasa Mahkemesinin kapı gibi kararını gözden uzak tutmaya çalışıyor. Nasıl bir memleket doğal afete uğramışken seçim yapılabilir, mutlaka seçim yapılır ne demek. Bu felaket 13 mayısta olsaydı nasıl yapılacaktı, yapılsa bile o seçim olur mu. El insaf.

  13. Seçim ertelense kime ne faydası olacak?
    Tramp Putin catar catar dahapara yardım gönderse neye ilaç olacak?
    Kime yarayacak??
    Hiç kimseye!
    Zaman kaybı olur sadece.
    Kimse ne para çıkarır bu dönemde,
    ne de elini kızgın kora dönmüş koltuğun sokar altına! heleki;
    üstüne oturmak!!!
    Bulunmaz böyle bir deli hiçbiryerde.
    Masa etrafındaki liyakatli insanlar lazım böylesi dönemlerde.
    Borç hanesi artmadan gidilsin seçime:
    Haziran 2023 te.

    • Böylesi bir zamanda ve dönemde;
      Sayın cb RTErdoğan gibi birinin gelmiş olduğu noktayı silip yerin 4 kat dibine batırmak ancak kimin yapacağı şeydir?
      (cevabı fay hattında😡).
      Demem şu ve örnekleride aşağıda:
      -menderesi asmadılar mı?
      -Özalı öldürüldü! demiyorlar mı?
      -erdal inönü yü bezdirmediler mi?
      -erbakan hocayı nerdeyse dinden soğutmayı başarabilir ler miydi??
      -eceviti o yaşta ayakta (iyi ki tek ayak değil) tutmadılar mı?
      Daha örnek vardır belki,
      amma ve lakin, hele kiii..
      40 yıllık paralel hocalarını zembile koyup kör kuyuya atmak var yaaa!… (tek geçerim).
      aeropa TR’yi köprü olarak kullanmak isterken!!!
      TR’nin CB üzerinden mi kurtuldular:
      aç soğukta kalmaktan!
      mı dediniz??????

  14. Hayatları’ nin en ağır travmalarını yaşayan insanların bu travmayı daha atlatamadan ülkenin geleceği açısından önemli bir karar’a katkıda bulunmasını istemek haksızlık olmaz mı

  15. Dün Halk Tv’de Ayşegül Arslan’ın programında Murat Karayalçın’ı dinlerken resmen sinir oldum. CHP hiziplerin partisi diyorlar ya o sebepten mi, düşüncesizlikten mi, yoksa Derinlerin iğfali etkisiyle midir bilemedim kendisinden yumuşak yumuşak tuhaf tuhaf açıklamalar. Derin Devlet’in kodları her dönemde kendisini benzer şekilde gösteriyor gören gözlere…Anayasa açık; savaş dışında seçimler ertelenemez diyor; Karayalçın ne diyordu; 2012 öncesinde Anayasa Mahkemesi’nin farklı bir yorumu varmış da,sayın Emine Ülker Tarhan gibi isimleri referans vererek akil adam havasında “günü gelince bunlar konuşulur,en doğru kararlar verilir” gibi laflar ederek şimdiden yol stabilizesi yapıyor… “Kılıçdaroğlu parti içi rakiplerine her zamankinden daha fazla dikkat etmeli” demeden geçemiyor insan.

  16. seçimden kaçmak için depremzedelei bahane etmek ayıptır. belli ki gidecekler. iyi olur. deprem bölgesi yeni iktidarın önceliği olur. Fehmi bey yanlış yoldasınız.

  17. sn.yazar iyi ajitasyon yapmışsınız. siz akp adına görevinizi hep yapıyorsunuz. hep çaktırmadan muhalefete muhhalefet ediyorsunuz. borazan takımı ile dünde paraleldiniz, bugünde. seçimleri 2 yıl ertelemek gibi bir gaye var. bu varlık sebebiniz olan demokrasiye ihanet projesidir. depremin yaralarını akp mi saracak, yoksa yeni yap isletlermi yapılacak. milli varliklarimizmi satılacak. merak etmeyin (zaten etmezsiniz) seçim demek hukumetsiz kalmak demek değildir. sadece görev değişikliğine. deprem gibi milli bir konu her iktidar için birinci konudur.

  18. Türkiye, evet talihsiz bir ülke ama asla sahipsiz değil. Bu ülkenin başında Recep Tayyip Erdoğan gibi dünyanın en tecrübeli lideri bulunuyor. 25 yıl boyunca birçok zorlukların üstesinden geldi. Erdoğan’ın siyasi hayatı boyunca hiç rahat bir dönemi olmadı. Hep sorunları çözerek ilerledi. Krizleri yönetmeyi iyi biliyor. Zaten gücünü de zorluklardan alıyor. Yeminli Erdoğan düşmanları bile itiraf etmeseler de böyle zor zamanlarda içten içe ona güveniyor.
    Biz de Erdoğan’a güveniyoruz. Birlikte her güçlüğün üstesinden gelecek güçlü bir millet olduğumuzu da biliyoruz. Bir yıl sonra bambaşka bir Türkiye’yi konuşacağımıza eminiz. Sosyal medyadaki bilgi kirliliğinin rüzgârına kapılarak bu gücümüzü ziyan etmeyelim.

    • cümlesinin yanına;
      “Demokratik laik adaletli hür bir Cumhuriyet ve onun kaliteli yöneticileri!”
      cümlesi ve gerçekliği ne kadar yakışırdı değil mi sayın Sever?

    • Türkiyenin hiçbir sorunu bu 20 yılda çözülmemiştir, borç biriktirmek gibi sorunlar da daha devasa hale gelmiştir, denizi bile bitirecekler neredeyse.

  19. Ne yalan söyleyeyim , ben Fehmi Beyin bu açıklamasına gerçekten hayret ettim !
    Evet seçime uzunca bir zaman var gibi gözüküyor ama yaşanan felaketin de boyutu , bütün çıplaklığıyla
    ortada duruyor !
    Yasal olarak ertelemenin mümkün olmamasına herhalde bir çare bulunabilir !

  20. ABD askerî gemisi, uluslararası kuralları ihlal edecek şekilde çok büyük ebatta Amerikan bayrağı çekerek Dolmabahçe’ye geldi.
    Yıllar önce solcu gençler, Dolmabahçe’ye gelen 6. Filo gemisindeki ABD askerlerini denize atmışlardı.
    Bir de bugünün solcularına bakın! ABD’nin postalını yalama yarışına girdiler.
    Geçen hafta gelen ABD gemisi de özellikle Dolmabahçe’yi seçmediyse biz bir şey bilmiyoruz!
    Eski Amiral Cihat Yaycı, Nevada çölünde yapılan Milenyum Çelınç tatbikatına dikkat çekmişti.
    Tatbikatın senaryosu ilginç. Hedef ülkenin özelliklerine bakalım.
    Üç tarafı denizlerle çevrili… İki kıtada toprakları bulunan…Boğazı olan… Bir ada ülkesiyle sorunlar yaşayan…
    Bu özelliklere sahip yeryüzünde Türkiye’den başka bir ülke biliyor musunuz?
    Tatbikat planına göre olaylar şöyle gelişiyor: Önce deprem oluyor. Sonra kaos çıkıyor. Ardından ülke işgal ediliyor. Nasıl?
    ABD açısından bakılırsa, tadından yenmez!
    Kahramanmaraş depremi sonrası “Dı Ekonomist” de manşet atıyor… Açlık ve fakirlik sebebiyle iç savaş beklentisinden bahsediyor.
    Atalarımızın sözünü tekrar edelim: Aç köpek, rüyasında kemik görürmüş. Ne çok istiyorlar iç savaş çıkmasını!
    Depremi HAARP’a dayandıranlar bütünüyle haksız mı?
    “Yapay deprem, fay hattını tetikleme ile başlar” iddiasına komplo teorisi deyip geçelim mi?
    “HAARP olmasın, BAARIŞ olsun” diyerek kekeleyelim mi?
    Bütün bunlar varsayımdan mı ibaret gerçekten? Uyduruyor muyuz? Öyle olsun da, ya gerçeğe tam uymaktaysa?

  21. Yurek burkan, yikici deprem bile yazarımızi görselleri kaynak göstermeden kullanma huyundan vazgecirememis. Bu duruma yakisan bir atasözümuz muhakkak vardır; ama yazarimizin Türkçeye hakimiyeti benden iyi oldugundan onu da yazarımıza birakiyorum.

    • Hocam sizin bu kaynak takıntınızın nedeni nedir acaba, piyasaya görsel sunan siteler her görsele kaynak belirtmezler. Telifi görsel sunan siteye abonelik veya görsel arşiv yüklü ürününü satın alarak ödemiş olursunuz. Bu yolla kullandığınız görseller için kaynak belirtmeniz gerekmediği gibi kaynağını bilemezsiniz de. Kaynağı bilinen görsellerde kaynak belirtiyor zaten Yazar.

  22. Zamana ihtiyacımız varken, bir seçim gerçeği ile karşı karşıyayız.
    İki büyük deprem sonrası cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin daha önce dile getirilen 14 Mayıs’ta yapılıp yapılamayacağı gündem oldu. Her şeyi bir yana bırakarak, seçimleri daha sonraya ertelemek mümkün olabilir mi? Henüz bu tartışma başlamadan İP Genel Başkanı Meral Akşener’in gittiği Hatay’da, “Seçimler 18 Haziran’a kalabilir ama o tarihte mutlaka yapılmalı” dedi. Türkiye tarihinin en büyük felaketiyle karşı karşıya ama maalesef zihniyet bu. CHP’nin önde gelenleri arka bahçelerinde, utanmadan, arlanmadan, “Seçim ertelenirse Erdoğan için olur” diye yazan, konuşan VİCDANSIZLAR var. Önümüzdeki haftalarda YENİ VİCDANSIZLAR çıkacak.
    Seçimlerin üç ay içinde yapılmalı mı? Yoksa Eylül ayına veya 2024 yılı mart ayında yapılacak yerel seçimlerle birlikte mi olmalı? Türkiye’miz, yıkılmış 10 ilimizi ayağa kaldırmak için zamana olan ihtiyacımız için daha iyi mi olacağı düşünülmeli.
    Depremden 13 milyon insanımız etkilendi. 10 milyona yakın seçmen yer değiştirdi. Seçmen kütükleri yok oldu, kısa zamanda yenilemek mümkün olabilir mi? Çok zor. Yaz aylarında insanlarımızı rahatlatmak mecburiyetindeyiz. Yaralıların bir bölümü sağlığına kavuşur. Depremden etkilenmeyen illerde yaşayanların psikolojisi için de zaman önemli.
    Deniyor ki, Anayasa’ya göre savaş hali dışında seçim ertelenmiyor. Tamam. Şu anda büyük deprem felaketi bir bölgesel savaş gibi değil mi ? Aziz Milletimiz’in geleceği için TBMM’nin ‘Bir yıl süre vermesi’ ve muhalefetin MİLLETİMİZİN YARINLARI İÇİN yapıcı olmasını bekleyen milyonlar olduğu unutulmamalı. İstiklal Savaşı’nı kazanmış TBMM’nin İSTİKBAL SAVAŞINI DA kazanma kararı vermesini diliyoruz.

  23. Daha önce Erdoğan savaş cıkaracak ve secimi erteletecek diyen Muhalefet şimdi Afet i bahane gösterip seçim ertelenebilir diyorsa .Bizim orda buna”’Oynamayı bilmeyen gelin yerim dar” dermiş .
    Allah aşkına seçimin konuşulacağı zaman mı bu zaman .Pes ki ne pes .

  24. H. Gayret
    6 Şubat 2023 At 13:38
    DEPREM NEDENİYLE SEÇİMLER EN AZ 1 YIL ERTELENSİN.

    H Gayret emir ettikten sonra hükümet, Deprem gibi şehir yıkmaz dünyayı yıkar gene seçimleri erteler.

      • Kesinlikle. Erdoğan Türkiyeye mesleğinin ehli. Hıç vazifelerinı aksatmayan. Yalan iftırad doktora yapmış Troller ordusu gibi 7/24 vazife başında olan elamanar lyetıştırdı. Deprem bile durduramadı.

  25. Seçim zamanında yapılmalı. Abuk sabuk defter tutanların, ama dikiş ve hesap tutturamayanların da defteri dürülmeli artık. Zamanı çoktan geçmişti. Ülke çok çekti, hala inim inim çekiyor. Yönetimden gerçekten anlayan, ama yürütmekten de uzak birileri gelmeli. Yürütmeden yönetmeliler, hesap da vermeliler.

  26. Türkiye’de siyaset ve siyasetçiler olan veya olası sorunları çözmekten çok sorun çıkarmaya odaklanmıştır. Başlıca nedeni iyi niyetli olmayışları, siyaseti geçim kaynağı olarak görmeleri ve kullanmalarıdır. Yasalar niçin çıkar; toplumda kargaşa çıkmadan işlerin yürümesi, herkesin buna uyarak sorunsuz veya az sorunlu bir hayat sürmesi için. Yasaları çıkaranların kendi çıkardıkları yasalara bile uymamak için taklalar atmaları sanırım yalnızca bizim siyasilere özgü bir şey. Yasada veya anayasada seçimlerin ne zaman ve nasıl yapılacağı açık açık yazılıyken seçimi öne alma veya erteleme üzerine yapılan tüm konuşmalar ve girişimler zevzekliktir, sorun çıkarmaktır. Yasalarımızın çok sık değişmesi, sürekli yeni tebliğler ve kararnameler çıkmasının nedeni de aynıdır. Çapsız siyasiler. Bir konu ya da sorun üzerinde iyice düşünülmeden, başkalarının önerileri dikkate alınmadan adeta yarışma mantığı ile benim dediğim olacak ısrarı hem zaman hem maddi kayıplara neden olmakta bedelini hepimiz ödemekteyiz. Oysa maç oynanırken kural değişmez diye basit ve yararlı uygulama vardır.

    • Ortada savaş yok ama savaştan beter bir durum var.
      Savaş hali dışında ertelenemeyeceği için ancak anayasada değişiklik yapılması halinde ertelenebilir.
      Meclise teklif götürmek gerekir!
      Muhalefetin samimiyeti asıl şimdi ortaya çıkacaktır.
      ‘Seçimden kaçıyor!’ deneceği için iktidar partisi bunu yapamaz yapmamalıdır da!
      Ama muhalefet eğer hakikaten ülke çıkarını düşünüyorsa böyle bir adım atabilir!
      Muhalefet böyle bir adım atar mı?
      Zannetmiyorum.
      Bir an önce iktidardan kurtulma hülyasına dalmış bir muhalefetten bunu beklemek aşırı iyimserlik olur!
      Önümüzdeki günlerde siyaset kazanı fena kaynayacağa benziyor!
      Hakkımızda hayırlısını diliyoruz.

Yoruma kapalı.