Terörü bitirmenin yolu başka ülkelerin deneyimlerini dikkate almaktan geçiyor…

34
Reklam

Gençlerin önünde meçhullerle dolu gelecek, yaşlıların arkasında unutulmaya yüz tutan uzun bir geçmiş oluyor.

Bazen yakınım olan gençlere geçmişten hatıralar aktarırken şaşkınlıkla karşıladıklarını görüyorum.

Avrupa’da bir zamanlar TC pasaportuyla biz Türklerin vizesiz dolaştığımız gerçeğinde olduğu gibi…

1970’li yılların ilk yarısında, henüz öğrenciyken, birkaç yaz ‘otostop’ ile Avrupa’yı dolaşmıştım; Avrupa Birliği (AB) öncesine denk gelen o seyahatlerimde, bazen başka Avrupa ülkesi vatandaşlarından biraz farklı muameleye tabi tutulsak bile, sonunda geçiş izni alırdık.

[Avrupa Türklere vizeyi 12 Eylül 1980 askeri darbesini yapan generallerin talebi üzerine koydu. Avrupa ülkelerine vizesiz seyahat aslında Türkiye’nin Ankara Antlaşması ile kazanılmış bir hakkı; onu yeniden kazanmamıza ramak kalmışken yaşananları o sırada dışişleri bakanlığı müsteşar yardımcısı olan Büyükelçi Naci Koru -kendisi kardeşimdir- emekliliği sonrasında başlattığı kendi blogunda anlattı. Okumanızı tavsiye ederim.]  

Aynı dönemde her zamankinden fazla ve hesaba çekilerek bekletildiğim uçakla gittiğim bir İngiltere seyahatim olmuştu. 

Zorluk çıkartılmasının sebebi, ne amaçla geldiğimi soran görevliye, “Ülkenizin kuzeyine, İrlanda’ya gideceğim” dememdi…

Terör nasıl bitti, neden yeniden başlayabilir?

Reklam

İkiye ayrılmış, 26 yerleşim yerinden oluşan bir bölümü bağımsız İrlanda Cumhuriyeti halini almışken, altı yerleşim yeri Kuzey İrlanda adıyla İngiltere sınırları içerisinde kalmış olan bölge, İngiliz hükümetlerinin baş ağrısıydı o zamanlar ve İrlanda Cumhuriyet Ordusu (İRA) adını taşıyan silahlı örgüt İngiltere’den kopma mücadelesi vermekteydi…

Silahlı çatışmalarda, 50 yılı aşan süre içerisinde, 3600 kişi hayatını kaybetti, 36 bin kişi de yaralandı.

Tony Blair’in başbakanlığı döneminde önce gizli başlayan çözüm arayışı belli bir mutabakata erişildikten sonra aleniyete döküldü ve etkisini günümüze kadar sürdüren ‘Güzel Cuma’ (Good Friday) anlaşmasıyla sonuca ulaştı (1998). [Bazıları onu ‘Belfast Anlaşması’ diye de anıyor.]

İRA’nın politik kolu Sinn Fein müzakerelerde merkezi rol oynadı. Sinn Fein Kuzey İrlanda siyasi hayatında halen çok etkili bir siyasi parti.

Oysa, benim Londra’da yaşadığım yıllarda (1977-1978), Sinn Fein mensubu olmak cezaevine girmek için yeterli görülüyor, Sinn Fein ile irtibatı olanlara medya sansür uyguluyordu.

Margaret Thatcher başbakanken Sinn Fein lideri Gerry Adams’ı BBC ekranlarında konuşturmuştu, ama kendi sesinden değil. Adams’ın söylediklerini, görüntü ona aitken, bir tiyatro sanatçısı ekrandan izleyicilere iletiyordu.

Güzel Cuma anlaşmasıyla her şey değişti.

Konuyu bugün hatırlayıp yazma ihtiyacı duymamın bir sebebi var elbet: İngiliz gazeteleri şu sıralar “Aman ha, sakın” diye özetlenebilecek İrlanda merkezli yazılarla dolu.

Reklam

Şu satırları birlikte okuyalım

“İrlanda tarihi boyunca, sarkaç, kurşun ile sandık arasında gitti geldi. Bunun kalıcı biçimde bir sonuca ulaştığını ummak istiyorum. En azından silahlı mücadelenin anlamsızlığının ve hiçbir zaman sonuca ulaşamayacağının idrak edildiği bir noktaya geldik sanıyorum.”

Yazı şu cümleyle sona eriyor:

“Barışı yapmak cesur insanların işidir, korkaklar barış bozarlar.”

Kuzey İrlanda’da olan

Ne oluyor?

Olan şu: İngiltere AB üyesi iken İrlanda Cumhuriyeti de AB’nin bir parçasıydı. İngiltere AB’den ayrıldı ve İrlanda Cumhuriyeti AB’de kalır iken İngiliz hakimiyeti altında kuzeyde yaşayan İrlandalılar İngiltere’nin AB’den ayrılmasından ekonomik açıdan zarar görmeye başladı.

Brüksel, ayrılmasını bir türlü hazmedemediği İngiltere’yi zora düşürmek için bu durumu kullanıyor.

İngiltere’nin bir parçası olan İskoçya bağımsızlık arayışında. Kuzey İrlanda’da ‘Güzel Cuma’ sonrası geri plana itilmiş silahlı mücadele taraftarları da, henüz örgütlü bir tedhiş hareketine dönüşmemiş bile olsa, kılıçlarını kınlarından çıkarma hazırlığındalar.

Lider düzeyinde birinin, Cumhuriyetçi Sinn Fein adıyla faaliyet gösteren örgütün eski lideri Des Dalton’un, silahlı militanları uyaran bir açıklamasını önemsedim.

Şunu diyor Dalton:

“Ahlaki açıdan bakıldığında önümüzde iki yön bulunuyor. Genç insanları birinin canını almaya veya kendi canını fedaya göndermek ahlaksızlıktır. Ya da 10, 15, 20 yılı cezaevinde geçirecekleri eylemlere zorlamanın da şu sıralarda bir anlamı yok.”

Dalton İrlandalıların hakkını savunma amaçlı teröre sapanları silahlarını bırakmaya davet ediyor.

İngiltere’de bu konular medyada enine boyuna tartışılabiliyor.

Vaktiyle kendileri de silahlı mücadeleyi savunmuş bile olsalar, aklı başından insanlar, terörle sonuç alınamayacağını o yola sapmaya hazırlanan gençlere hatırlatma ihtiyacı duyuyorlar.

Biri, iki nesil önce, Kuzey İrlanda’da yaşayanların işten-eve evden-işe giderken sürekli önlerini-arkalarını kontrol etme ihtiyacı duyduklarını, evlerde kendilerini bekleyenlerin de sevdiklerinin başlarına yollarda bir şey gelebileceği endişesine kapıldıklarını hatırlatmakta. “Bugünün gençleri o günleri bilmiyor tabii” diye hayıflanarak…

Kıssadan hisse çıkarırsak

Peki ben bu konuyu bugün neden yazma ihtiyacı duydum? İngiltere’nin Kuzey İrlanda sorunundan bize ne?  

Maalesef bizde terör son 40 yıl boyunca sürdü, bugün de her an her şey olabilir ortamında yaşanıyor. 

Demokratik ülkelerde insanlar sandığın sonuç aldığı ortamlarda özgürlüklerini yaşayabiliyor. Silah bu şansı insanlardan alma sonucunu doğuruyor.

Sandık, siyaset ve özgürce tartışabilmek sorun çözücü yöntemleri mümkün kılıyor.

Hani sıkça ‘dış parmaklar’ suçlanır ya, işte Brexit sonrası İngiltere’nin içine de öyle bir ‘dış parmak’ (AB) karışmaya kalkışıyor; buna karşılık aklı başında insanlar yanlışa sapılmasını engellemek için kendilerini ortaya koyabiliyorlar.

İrlanda’da olan bize de ışık tutuyor.

Fezlekeler, Meclis’ten ihraçlar, sıfatlar takıp kötülemelerle siyasetin kanallarını daraltmaya çalışmak yerine, aklın gösterdiği istikamette davranıp siyasilerin varlığından yararlanmanın yollarını aramak lazım. 

Doğru olan, Ekrem İmamoğlu‘nun ‘Dünya Kadınlar Günü’nde iki kadın parti başkanı arasında ayrım yapmayan tavrıdır.

Bu yazının sebebi şu son görüşlerimi paylaşabilme isteğimdi.

ΩΩΩΩ

Reklam

34 YORUMLAR

  1. Öncelikle problemi tespit edemiyoruz. Bir Kürt meselesi olduğunu herkes kabul ediyor. Ama asıl mesele nedir onu etraflıca tespit edemiyoruz. Bu yüzden bir kör döğüşüdür gidiyor. Sen teröristsin, yok sensin, yok terörle arana mesafe koymadın, vs. Bu kadar anlı şanlı anket şirketlerimiz var. Eğer terörist olarak listelenmekten korkmuyorlarsa Kürtlere ve Türklere, federasyon, ayrı bir devlet gibi her konunun açık açık sorulmasını isterdim. Böylece ne istendiğini bilirdik ve ona göre yapılacakları tespit ederdik. Bu iktidar örneğin bir çözüm süreci yürüttü. Ama sonuçta hiç bir yere varmadı. Çünkü ne problemi ne de çözümü konuştu ve konuşturdu. Sonuçta boşa oyaladı herkesi. Sorun nedir, çözümü nasıl istiyoruz, bunun açık bir şekilde konuşulması en doğrusu. Yoksa teröre teslim olarak kaynaklarımızı, enerjimizi, barışı ve ülkeyi boşa feda ediyoruz. İktidarlar bu durumdan memnunlar. Halkın terör gibi bir derdi olmazsa iktidardan daha fazla hesap sorulacağını biliyorlar. O yüzden terörü bitirmiyorlar. Varsa yoksa terör. Çerçeveyi de geniş tutuyorlar. İktidarı desteklemeyen herkes terörist kısaca.

    IRA terörü 50 değil 100 yıllık bir mesele bu arada. Dil, din ayrı iki millet söz konusu. Dışarda bağımsız bir İrlanda var. Dolayısıyla problem aynen bizdeki gibi. Benzerlikler çok fazla. Benzemez diyen yorumcular yanılıyor.

    • İrlanda’da konuşulan dil dominant olarak İngilzce. Nüfusun sadece %11 kadarı eski dillerini konuşuyor. Niye iki dinmiş? İnsanları ayırmağa çalışmanın sana bir faydası var mı? İrlanda’daki din de hristiyanlık (2*2 = 4 ); sadece mezhep farkı var. İrlanda katolik, İngiltere ise protestan.

      Onlar “şirk”in çeşitli kollarıyken, biz onlara benzemeyiz, çünkü müslümanız. DiN’imizde ırkçılık yok. Din birliği ve birlikte yaşam, Allah’ın rızasından çıkmamanın, birarada yaşamın garantilerinden en önemlisi. Allah’ın huzuruna çıkıldığında dil konusu solda sıfır bir konu. Nihai analizde, dil konusu-etnisite işi kan dökmeğe götürecek kadar asla abartılmamalı.

  2. Daha önce yazılan bu konuyu tekrardan ilave bazı güncellemelerle el almış Fehmi bey. İngiltere bölgesindeki durum ile Anadoludaki durum temel açılardan kendi özellikleri itibariyle mukayese edilemez. Onların durumu mandalina ile portakal arası bir mukayese. Anadoludaki durum ise portakal ile ayva arası bir mukayese olur,

    Neden böyledir? Onlar maddi ihtiyaçlarını Bilim-Teknik araçları kullanarak gelişmelerini önemli ölçüde tamamlamış dil birliğini ve din birliğini başarabilmiş durumdadırlar. Onlarınki varlık içersinde tatminsizlik dalgalarına kapılmak gibi birşey.

    Pazu kuvvetiyle geçer akçe güçlü olunan tarihi dönemlerde keşke biz de İlgiltere kadar faal olmuş olsaydık, dilimizi ve hatta dinimiz dünyada etkin hale getirebilmiş olsaydık. Bizim derdimiz ülkenin topyekün gelişmesinden taviz vermeden birlikte ilerlemek. Biz ülke olarak hala yokuş yukarı tırmanma modunda mücadele ederken önümüze sağdan soldan takoz koyuyorlar. Bütün Anadolu olarak birlik halinde bu takozları bertaraf edip topyekün gelişmemize devam etmek zorundayız. Müslüman toplumun bir bütün olarak gelişmesi sürecinde Kuran’ın rehberliği bize yeter, selametle düzlüğe çıkmamız için bu doğrultuda birlikte çalışmak en birincil vazifedir. Gelişmemizi tamamlayıp platoya hele bir çıkalım düzlükte iç düzenlemelere daha kolay bir şekilde gidilebilir. Ortadoğu yabancıların parmak atmasıyla destabilize edilmişken bazı fırsatlar vardı, ancak terör güdümlü kalun kafalı hareket yabancıların maşası olmaktan vazgeçemedi. Bu zamana kadar hayatı gürültüye giden 40 bin insanın ve 100 milyar doları aşan ekonomik ziyanın hesabını kim verecek? pkk ve HDP kendi kendini feshedebilirse bu büyük hesabı birlikte ödemenin yollarına bakılabilir.

    Terör-şiddet insanı Allah’tan uzaklaştıran cehenneme sürükleyen en bariz eylem/amellerdendir. Ne yaparsak yapalım eknik nefsleri doyurma konusunda “Allah rızası”nı gözardı edemeyiz. Ne Türkistan, ne de Kürdistan, hiçbirşey Allah rızasını kazanmaktan daha önemli değildir. Allah’a “Şirk” koşmayan ne güzel DiNimiz var. Kıymetini bilelim. Dini duyguların şuura erdiği toplumlarda Allah’a yakınlaşma vardır, iblis etkin değildir; kötülük, şiddet, kan, insanları bölemez. Birlikte gelişme sürecinde bu ruh ile herkes birbirine destek olmalı ve anlayış göstermeli. Aksi takdirde sonuç hem bu dünyada ve hem öbür tarafta sefalettir. Her sorunun çözüm DiNi olgunluktadır, gerisi iyi niyetle çalışmaktır.. Selametin yolu budur!

    • -”İngiltere bölgesindeki durum ile Anadoludaki durum temel açılardan kendi özellikleri itibariyle mukayese edilemez.”
      (umarım bu mukayese hikayesi bir gün son bulur).
      -”Bu zamana kadar hayatı gürültüye giden 40 bin insanın ve 100 milyar doları aşan ekonomik ziyanın hesabını kim verecek? pkk ve HDP kendi kendini feshedebilirse bu büyük hesabı birlikte ödemenin yollarına bakılabilir.”
      (hayatı nereye gitmiş bu insanların ben bilemem ama sadece çocuğunu arayan Diyarbakırdaki annelerin feryadı bile şehit ailelerinin acılarını bindebirini de olsa nasırlaşmış vicdanları biraz sızlatsa..)
      (zarar ziyanı geçtim, hesapta devletten olsun varsın. yeterki şu insanlar bir uyansın).

  3. Mısır’dan sonra İsrail enerji bakanı Steinitz den
    Doğu Akdeniz de anlaşmaya hazırız mesajı geldi. Mavi vatanda dik duruş olmasaydı bunlar istediğine ulaşacaktı.
    İşimiz; hiç komşumuz kalmadı, tek kaldık, ne işimiz var yaygarası yapanlara kalsaydı elimizdekileri kaptıracaktık. Şimdi elimiz güçlü.Anlaşma istiyorlarsa hay hay.Eşit ve adaletli bir anlaşma neden olmasın.

    • Türkiye’nin Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika’daki gelişmelerin ‘anahtarlarını elinde tuttuğunu’ belirten Badie, “Macron Türkiye ile çatışmaya devam edemeyeceğini anladı” dedi.

      “MÜZAKERE KARTI ÇATIŞMADAN DAHA İYİ”

      Türkiye’nin önemli bir NATO müttefiki olduğunu ifade eden Badie, “Macron müzakere kartını oynamanın çatışmadan daha iyi olduğunu anladı. Sonuncu neden ise, gaz rezervlerinin tehdit altında olduğunu gören Kıbrıs ve Yunanistan dışında Avrupalı ortaklarımız Macron’un izinden gitmeye hazır değiller” dedi.

  4. HDP yönetimine tavsiyem şudur: Partinizi siz kapatın. Ümit Özdağ’ı örnek alın. “Siz bizi kapatmıyorsunuz biz siyasetten istifa ediyoruz” deyin. Kapatılmayı beklemeden partinizi feshederseniz İktidarın oyunu bozulur… Memleket normalleşince partinizi tekrar kurarsınız… Bu “kapatma” muhabbeti İyi Parti ve CHP’ye nifak tohumları sokmak için. İktidarın oyununa alet olmayın.

    • “bırakın HDP’nin siyasetten çekilmesini meclisten 9-10 vekilin istifa etmesiyle meclis aritmetiği AKP lehine geçiyor, o zaman MHP’ye ihtiyaç kalmıyor, bu durum (anayasa için referanduma götürme imkanı sağlar mı bilmiyorum ama) anayasa değişikliği hariç AKPye her kanunu tek başına yapma imkanı veriyor. zaten AKP de millet ittifakından vekil kopararak ya da fezlekelerin kaldırılmasıyla yeter sayıda vekili tutuklayarak bunu yapmaya çalışıyor” diyor avrasya araştırmanın sahibi. bu durumda HDP neden kendini kapatsın ki.

    • Nifak olacak bir durum yok. İsterlerse kapatsınlar. Ne farkeder. Sonuçta Başkan çoğunluk oyuyla geliyor. Kim yüzde 50 alırsa Başkan olur. Partiler meclisle alakalı. Kapatırlarsa bir parti daha kurarlar sonra gelirler meclise. Kürtler yine kandırılmamalı, dönüp Erdoğan’a oy vermesinler. Bunun için İYİ parti dikkatli olmalı. Kürtleri küstürmemeli. İktidar için terör sadece bir bahane. Yarın döner barış süreci başlattım der yine kandırır. Öcalanla can ciğer kuzu sarması olur. Yapmadı mı? Hem de kaç defa.

  5. 18 yıldır kadınların öldürülmesine bön bön bakan iktidar sonunda mecliste komisyon kurmaya karar vermiş, bu kadınlar niye öldürülüyor anlamak için. Bu komisyonlardan da ne iş çıkar ya. Toplumun eğitimsiz, cahil, şiddet eğilimli olduğunu, kadına değer vermediğini, hukuk sisteminin yeterli ceza ve yaptırımı olmadığını görmüyorlar mı? Kör değiller elbette. Maksat iş yapıyor görünsünler. İnsan hakları projeleri yaptıkları gibi. Hak bırakmazlar ortada, ama proje de bitmez. Döndür dolaştır. Rezalet ötesi.

  6. “Suriyeliler dahil tüm düzensiz göçmenlerin Yunan adalarından geri alınması”
    Boylesine uzun yazinin ozeti ve isin sirri, yukariya aldigim bu cumle.
    Bu gocmenleri neden biz geri aliyoruz? Neden baskalari almiyor?
    O kadar gorusmeler olmus, bu soruyu soracak bir kisi neden cikmamis.
    Sonuc: Bize bir havuc uzatmislar(vize), sazanlar uzerine atlamis…
    Son soz: olmaz olsun boyle bir vize muafiyeti…

  7. Neden böyle bir mesaj yayınladı İmamoğlu?

    Böyle bir mesajın İYİ Parti ve genel başkanını zor durumda bırakacağını, acemi bir siyasal iletişimci bile bilir.
    Bu mesaj, muhalefet kesiminin kendi içinde bütüncül ve uzun vadeli bir stratejisinin olmadığını göstermesi açısından önemli bir örnek.Meclis’te dokunulmazlıklar geldiğinde İYİ Parti ve CHP içinde karışıklığın çıkacağını şimdiden tahmin etmek, kehanet olmaz.
    Yeni Anayasa ve dokunulmazlıklar konusunda bütüncül bir politikaları yok. Bırakın ittifak içi söylem birliğini, partilerin kendi içlerinde bir insicam ve ortak siyasi dil de kurulmuş değil.

  8. Ben bu konuda , daha önce de uzunca bir yorum yazmıştım ;konu tekrar gündeme gelince haliyle yine görüş ve düşüncelerimizi kısaca da olsa açıklamak icabetti .
    Kürt isyanları ve terör konusu 1860 lardan beri devletin başına bela olmuştur. Yaklaşık olarak 40 yıldan beri devam eden son terör sürecinde şehit olan resmi ve sivil vatandaşlarımızla yaralananların ve örgütten hayatını kaybedenlerin sayısını geçenki yorumda vermiştim .Ayrıca devlete ve millete 100 milyar dolarlık bir ekonomik zarar verdiğini de belirtmiştim . Bütün bu olup bitenlerden sonra bu gün geldiğimiz noktada hemen hemen hiç bir değişiklik olmadığını hepimiz görüyoruz . Devlet sürekli olarak ve sadece silahlı mücadeleyi benimseyerek bu belanın üstesinden gelmeye çalışmaktadır . Gayet tabii ki devletine , milletine , halkına silah çekene , onların canına kast edene devlet de misliyle cevap verecektir , bu en doğal hakkıdır .Ancak bu güne kadar bu yöntemle bir sonuç alınamadığını devletin artık görmesi gerekmiyor mu ! Devletin yaptığı açıklamalara göre dağlarda 300-500 teröristin kaldığını hatta önümüzdeki dönemlerde onların da ortadan kaldırıldığını varsayalım ; o zaman bu terör belası bitmiş mi olacak ! Hayır yine bitmeyecek , uygun bir zamanda ve fırsatını bulunca yine hortlayacaktır !
    Çünkü bu PKK terörünün sadece emniyet ve asayiş boyutu yoktur ; bölgesel şartlar vardır , sosyoekonomik , sosyokültürel , sosyal , siyasal , feodal , iç/dış destekler , finansal destekler vs. gibi farklı ve değişik sebepleri de vardır . İşte devletin bu güne kadar silahlı mücadele ile üstesinden gelemediği bu belanın çözümü için yukarıda belirtilen bütün sebepleri içerecek şekilde konuyu enine boyuna ele alması ,gerekli görüşmeler yapması , gerekli inceleme ve araştırmalarda bulunması mecburiyeti vardır ! Devletimiz güçlüdür , kuvvetlidir , kudretlidir ; bu güç ve birlik /beraberliğimiz tam olduğu sürece hiç bir şeyden çekinmesine gerek yoktur ; herkesle her şeyi konuşabilir, görüşebilir , kendine olan özgüvenin , büyük devlet olmanın alicenaplığıyla bu sorunun cesaretle üstüne üstüne gidebilir ve artık gitmesi de şarttır !
    Ancak bu arada şunu da belirtmem gerekir ; ‘2000 ve galiba 2007 yılında PKK nın tek taraflı ateşkes girişiminde ve 2013 teki takriben ikibuçuk senelik meşhur ‘çözüm süreci’nde olduğu gibi konunun çeşitli şekillerde suistimal edilmesi , çerçevenin içinin boş bırakılması veya fırsata çevrilmesi gibi düşünceler asla çözüm getirmez ve sonuç yine hüsran olur !
    Son olarak şunu da ilave ederek konuyu kapatmak istiyorum; ülkemizde var olan etnik farklılıklar , gelenek/görenek farklılıkları, kültürel ve hatta mezhep ve dini farklılıklar, coğrafi farklılıklar vs. insan olmanın , çağdaşlığın çok güzel birer zenginliği olmasına rağmen biz maalesef bunları bir kin , husumet ve intikam aracı olarak kullanıyoruz ; gerçekten kendimize yazık ediyoruz !
    Herkese selamlar ,saygılar ve her türlü güzellikler dileğiyle .

  9. Terörle işbirliği yapan, terör örgütlerine yardım eden, terör ve teröristlere övgüler düzen HDP’li vekillerin fezlekeleri Meclis’te.Yakında milletvekillerinin önüne gelecek.
    Göreceğiz hep birlikte. Artık, ayak oyunları ile geçiştirme, illüzyonlarla karartma dönemi bitti.Lafın ve nutkun hükmü kalmadı artık, icraat zamanı. Ak Parti ve MHP’nin nasıl davranacağını biliyoruz. CHP’nin de HDP’nin önünde kalkan görevi yapacağını görüyoruz. Asıl merek konusu, onca süslü lafın ardından yumuşama görüntüleri veren Meral Akşener ve partisinin ne yapacağı!

    HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, İyi Partili Ağırailoğlu’na yönelik “İYİ Parti, size söylüyorum: Size rağmen, içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK’ya içinde gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP’nin oylarıyla oturuyorsunuz. Bu ittifakta, CHP ile yaptığınız ittifakta HDP’nin oylarının etkisi vardır. Ne yapacaksınız şimdi? Ne diyeceksiniz şimdi buna?” demişti.
    Bakalım ayakoyunları nasıl şekillenecek.

  10. irlandalıların eline hem f35 hemde s 400 verseler bile bugünkü gençlik eline almayı boşver vitrinine süsü diye bile koymazlar.
    illa ki bir benzerlik dersen,
    (”İngiltere AB’den ayrıldı ve İrlanda Cumhuriyeti AB’de kalır iken İngiliz hakimiyeti altında kuzeyde yaşayan İrlandalılar İngiltere’nin AB’den ayrılmasından ekonomik açıdan zarar görmeye başladı.
    Brüksel, ayrılmasını bir türlü hazmedemediği İngiltere’yi zora düşürmek için bu durumu kullanıyor.”)
    bir benzerini ülkemizin güney sınırları dışına uyarlayalım,
    (papa bile bu kadar uğraştan sonra kendisi geldiyse eğer..)
    iki tvitlik iş değil bu geç, belkide ciltler dolusu kitaplar yazmaya değer.
    hep bazı şeyleri hafife almaktan bunlar başımıza gelmedimi sanki?

  11. ahmet beyin yorumlarina bayiliyorum acaba bütün milletleri Allah in yaratığı na inanıyor mu hani kahvede oturan adam bu uşaklara çay birde bana sor ben ne içayrum ahmet bey bir rivayete göre bulgarlar türk müş bir jivkof çıktı biz türküz diyenlere neler yaptiğini dünya bilir yuzbinlerce surgün göç kimse vazgeçtimi türk olduğundan kısa bir not doğuda yaşayanlarin çoğu batiya gelmeden önce kendini türk bilir batiya gelince kendisine türk değil kürt olduğu söylenir

  12. Ihtidarını terör sayesinde sürdürenler’mi terörü bitirecek? İhtidar aşkı ile Filistinliler için İsraile meydan okurken! Ülkeye sığınmış Uygurlari Teröristlikle suçlayan Çin’e iade etme kararını mecliste onaylatmak için fırsat bekleyenlermi teröri bitirecek? Terör bitse o zaman parti kongerelerinde canli yayin reklamlar’ını kimin anası ile yapacaklar.
    Türkiye şehitlerine ağlarken Parti kongerelerindeki eğlencelerı Gergerlioğlu ve Huda Kayamı yapti. Ha! Tabii,Tabii,
    canli yayįnda onlar şehit anasına senin oğlunu biz öldürdük demek için Mezarlığa telefon etmiştiler. Zaten akabınde dünya ve ümmet liderimiz’ın emri Devle bahçemizin kavli ile ikisinede teröristlik ünvani verilerk Hapis cezasına çarpıldılar.
    Bir gece ansızın Uygurların iadesi ve onların hapis cezaları 400 parmakla onaylanır.
    Ahmat beyde garantiye almak için resmi gazetede isimleri ile birlikte yayınlar.

    Diğer taraftan Çinliler’de haçli olmadıklari için Uygurların NAMUSLARINA RAHTLIKLA DOKUNABİLİRLER, Zaten Uygur kızlarına tecevuz etme icazetini Serdar Turhan onlara vermiş..

    https://www.karar.com/nursiman-abdurrasidden-meclise-iade-anlasmasi-cagrisi-1608348

    • Namusunuza dokunmaz demek ancak haşhaşilerin işidir.

      Biz her türlü zülem karşıyız

      Çin in yaptığı zülüm sizin vatannızıa ABD satmanızın üsütünü mü kapatacak.

      Siz Çin’e gitmeden önce ABD tarafından “müttefiklerimiz içeri alınıyor” ile ağladıklaırı vatan satıcıları ile mücadele ediniz

      sonra yalandan Çin için ağıt yakarsınız

  13. İmamoğlu’nun attığı tvitt ve bu çıkışı HDP’yi de Kandil’i de ziyadesiyle memnun etti. İyice köşeye sıkışan Kandil, siyasi sözcüsü HDP’nin Millet İttifakı eliyle meşrulaştırılmasından son derece mutlu. Zira Millet İttifakı’na çok güveniyor.
    Tamam! Kandil memnun, HDP memnun!
    Peki ya millet?
    Demek ki neymiş? Belediye seçimlerinin beka meselesiyle çok alakası varmış!
    En ağır tepki İYİ Parti kurucularından Cevat Saraç’tan geldi; Ekrem İmamoğlu’na ‘Siyaset Kaşarı’ dedi.
    Siyaset Kaşarı!
    Böylece İmamoğlu’nu Türk siyasetinde Siyaset Kaşarı yakıştırmasıyla kavramsallaştırmış oldu.
    Yavuz Ağıralioğlu ise Saraç’ın İmamoğlu’na ‘Siyaset Kaşarı’ dediği tweetini beğendi. Bir başka ifadeyle altına imza attı.
    Kendi attığı twveette ise “Anneleri yıllardır evlatsız bırakan bir cinayet şebekesine mesafesizliğini milli hassasiyet ve haysiyet itirazımız olarak ifade ettiğimiz HDP ve siyasilerinin isimlerinin, şehit annelerine borcunu vatan borcu bilen Meral Akşener ismi ile birlikte zikredilmesini doğru bulmuyorum.” dedi.
    Pervin Buldan ile Meral Akşener ismini yan yana aynı cümlede kurdu. Hem de taammüden. Yani bile isteye ve dahi önceden düşünüp tasarlayarak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü bahane ederek. Oysa kutlanmayı en çok hak eden kadınlar şehit analarıydı, Diyarbakır anneleriydi.

    • “İmamoğlu’nun attığı tvitt ve bu çıkışı HDP’yi de Kandil’i de ziyadesiyle memnun etti.”
      BELEDIYE SEÇIMLERINDE APONUN MEKTUBUNU TRT’de OKUTULMASI VE KARDEŞININ TRT”de KONUŞTURULMASI’ DE PKK’YI MEMNUN ETTMIŞTİ..!!!
      BUNUDA HATIRLAMANIZDA YARAR VAR! HDP TC’nın yasal bir partisi. Peki pkk TC nin nesi oliyor? yasal bir terör örgütümü…!!!! Oliyor?
      Sizce hangisi daha iyi?
      İmamoğluna tepki gösterdiğinize göre demekki en son 16 şehidin katili pkk cumuh itifakinin ortağı olmuş oliyor.

  14. Fehmi bey bu tür yazıları yazmakta geç kaldın ama olsun en azindan farkına varmışsın lütfen cesaretini topla daha çok yaz h.cemal,c candar ve m.erdoğan bunlarida sitende yer ver böyle yaparsan doğruyu yapmış olursun günü ve etrafı kollayıcı yazi yazma lütfen saygılar

  15. İktidarın döviz bozdurma kampanyası başlattığı bir günde, iktidarın yoğun desteğinin olduğu bir ililmizde, vatandaşların aşırı döviz alımı nedeniyle döviz büroları saat 15 te işlemlerini durdurmuştu.
    Yani iktidara kendi yandaşları bile güvenmiyor.

  16. TERÖR

    imamoğlunun kadınlar tebrik mesajı ile iki kadın parti başkanını birlikte anması millet ittifakında kıyamet kopardı. “Keser atarız” dedi bir yetkili. Ne ilginçi değilmi, kadınlar gününde isimleri aynı metinde geçiyor diye birbirlerinin boğazına sarılan bu ittifak üyeleri daha bir yıl önce “güneydoğuyu pkk destekçilerine vermek, batıyı da akp iktidarından çıkarmak için” seçim ittifakı yaptılar. Bir metinde isimleri yanyana gelemeyecek kişileri bu ittifaka zorlayan KİMDİR?
    İşte Türkiye yi terörden ve her türlü geri kalmışlıktan kurtaracak olan bu sorunun cevabı. Suçu ortadan kaldırmak için suçluyu tanımamız lazım.

    • RTE-DB ikilisi… başka kim olacak.
      millet ittifakının oluşumuna yaptığı katkılardan dolayı her ikisine de teşekkür ederiz:)))

    • Bu ülkede hiç yaşamayıp, devletin AKP döneminde bu işi bitirmek adına verdiği tavizleri bilmesek size belki inanabilirdik.irlanda kurtuluş ordusu ve PKK yi aynı kefeye koymanız cahillik değilse art niyetten her halde.

  17. Meral Akşener’in liderlik sınavı verdiği anlardan biriydi Ekrem İmamoğlu’nun tiviti hakkında sorulan soru. ama Meral hanım bu tivit sorulduğunda “irfan”, “soruna hakimiyet” ve “milletin ali menfaati” adına net bir cevap verebilecek iken o ‘çoğulcu demokrasinin çıkmaz sokağı’nda kaybolmayı tercih etti. halbuki böyle anlar liderliğin ortaya çıktığı zamanlar ama Meral hanım bu fırsatı da kullanamadı.

    • Evet çoook çok doğru ! Meral Akşener , verdiği bu cevapla bana göre de maalesef karizmasını fena halde çizdirmiştir ; kim ne derse desin bu böyledir ! Ne şiş yansın ne kebap cevabı bir anda onun liderliğini sıfırlamıştır .Halkın gözü her zaman ve her yerde liderin üzerindedir. Gerçek liderler işte böyle anlarda ortaya çıkar, gerisi fasafiso !
      Selamlar saygılar

  18. Diğer ülkelerin deneyiminden elbette faydanabilmeli fakat bizdeki durum biraz farklı.Suan İngiltere’yi AB karıştırabilir, bizde ise 40 kusur yıldan beri Batı’nın desteği ile terör yaşanıyor.gecmiste ASALA vardı onu bitirip PKK yi peydahladilar.Teror nasıl biter peki.Teroru kurt vatandaslarimiz bitirecek.Ellerini başlarının arasına alıp düşünecek benim Karadeniz’de yaşayan laz vatandaşlardan ne eksiğim var diyecek.Bir tane eksik söylesinler başkan mi olamıyorlar,şirket mi kuramiyorlar ? benden daha mi fazla vergi veriyorlar.hayir hayır tek bir eksik söylesinler.Sunu mu diyecekler ben Kürtçe eğitim istiyorum.O zaman cerkeste laz da kendi diliyle eğitim yapıp birbirini anlamayan insanlar topluluğuna donuselim .Peki millet olgusu nerede kaldı o zaman.
    Çözüm önce HDP denen güruh PKK yi lanetliyecek kendini lagvedip Türkiye’nin partisini kuracaklar.Bakin o zaman terör nasıl bitecek .Yoksa kahpece adam öldürmekle
    Hiçbir şey elde edilemez.
    Kurt kardeşlerimizin bunu iyi düşünmesi gerekiyor.

    • Ahmet kardeş , sorularınıza müsadenizle ben cevap vereyim : Evet, dediklerinizin hepsi doğru , her şey oluyorlar , ne olamıyorlar !
      Bir tek Kürt olamıyorlar ! Bütün mesele bu işte !
      NOT: Olsam da fark etmez ama başka türlü anlaşılmaması için Kürt olmadığımı belirtmek isterim .
      Selamlar saygılar

  19. İktidar sorunu çözmek istemiyor artık. Bilakis sorunun devamını ve şehitlerin gelmeye devam etmesini istiyor. Düne kadar çözüm süreci yürütürken bir anda döndü, masayı devirdi ve ırkçı politikalara dönüş yaptı. Milliyetçiliği ayaklar altına almıştı. Şimdi artık herşey milli ve yerli olmak zorunda. 180 derece döndü. Bir açıklaması da yok.

    İktidarın tek bir düşüncesi var. İktidarda ölene kadar kalmak. Bu yolda halk da feda edilir, darbeler lütuf olur, herşey yıkılıp geçilir, düzen baştan sona talan edilir. 20 yılın sonunda ülkeyi dönüştürüp bir diktaya evirdiler. Demokrasi de, insan hakları da, özgürlükler de tamamen ortadan kaldırıldı. Artık özgür olmayan ülkeler kategorisindeyiz, halk daha fakir, ülke daha borçlu, millet işsiz, huzursuz, karamsar.

    Dolayısıyla bu iktidardan çözüm beklemek beyhude. İktidardan düşerse, aslında çoktan düştü, efendice gitmeyi bilirse, Türkiye tekrar çözüm sürecine dönmek ve bu problemi bitirmek zorunda. Yoksa on yıllarca bitmeyen bir terörle kemiğimiz iliğimiz sömürülmeye devam edecek.

    • Hem özgürlükler kaldırıldı hemde herkes canının istediğini (hakaret,yalan dahil)yazıp cizebiliyor.diktatorluklerin hüküm sürdüğü yerler hep böyledir zaten.bkz.k Kore,Suriye,Suudi Arabistan Mısır, Çin, İran filan.yalaninda namusu vardır.masayi kimin neden devirdigini bilmek için çokça zeki olmaya gerek yok,art niyet olmasın yeter.

Yoruma kapalı.