İsmi lazım olmayan bir kişiyi tahlil etmeye çalışırken aklıma gelenler…

26
Reklam

Bu yazıda sözünü edeceğim kişiyi aslında artık siyaseti yakından izleyen herkes tanıyor. Günlerdir onun isminin geçtiği haberler ve yazılar okunuyor, televizyon tartışmalarında sürekli o kişinin odağı olduğu olay hakkında konuşuluyor.

İsmi biliniyor, ama ben bu yazıda kendisinden ‘ismi lazım değil’ diye söz edeceğim.

Sebebi çok basit: İsmi lazım olmayan kişi bir ‘prototip’; aslında ortalıkta onun gibilerden hayli fazla kişi bulunduğunu sanıyorum.

Ülke seçime doğru giderken, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın biri, vaktiyle AK Parti içersinde bulunmuş bir genç kadının CHP’de görev almak istediğini duyurmuş. Ondan hem genelde hem de bir il özelinde yararlanılabileceğini de söyleyerek… İki seçim turu arasında Zafer Partisi lideri ile destek karşılığı bakanlıklar pazarlığı yaptığı sonradan ortaya çıkan Kılıçdaroğlu, tavsiye edilen kadını kendisine ‘danışman’ olarak atamış…

Benim ‘ismi lazım değil’ dediğim kişi işte o genç kadın.

Atanma sürecinin bir üstteki paragrafta olduğu gibi gerçekleştiğini olay ortaya çıktığında Kılıçdaroğlu’nun kendisi açıkladı. Açıklama doğruları yansıtmıyorsa ben CHP genel başkanının yalancısıyım.

CHP’de genel başkana danışman olarak atanan kişi, yakın geçmişte, CHP’nin kurucu genel başkanı da olan ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e saygısızca sözler sarf ettiği gibi, danışmanlığını kabul ettiği Kılıçdaroğlu için de en hafif tabirle ‘hakaret’ denilebilecek sıfatlar kullanmış…

Günlerdir bu olay medyada Kılıçdaroğlu ekseninde tartışılıyor.

Reklam

Herhalde “Bu kadarı da olmaz” hayreti içerisinde tartışmacılar… 

Oysa, bazılarına şimdiye kadar bilinenlerin en ağırı gibi gelse de, bu olay, bugünlerdeki CHP açısından pek şaşırtıcı sayılmaz. Benim baktığım pencereden bu olay ancak bardağı taşıran damla mesabesinde. 

Zafer Partisi ile yapılan pazarlık ve varılan mutabakat yanında önemsiz bir olay bu.

Birisi çıksın da konuya bir de ‘ismi lazım olmayan’ kişi açısından yaklaşsın beklentisi içerisinde bulunduğum için, şimdiye kadar konu üzerinde kalem oynatmadım, bekledim. Nedense olayı yazı konusu yapma veya yorumlama değerinde bulan hemen herkes, olaya CHP açısından yaklaşmayı yeğledi.

Anlaşılan, CHP’deki iç kavgada yeni bir malzeme olarak işe yarayacağı düşünülerek…

Peki de, ‘CHP’ denildiğinde akla gelebilecek ne kadar değer varsa hepsine karşı olduğunu vaktiyle en yakışıksız ifadelerle kamuoyuyla paylaşmış, anlaşıldığı kadarıyla iktidar partisi içerisinde bulunmuş veya o çevrelerde tanınmış biri, nasıl olmuş da, tam da seçime gidilirken, CHP liderine yakın olma ihtiyacını hissetmiş? Neden sahiden?

“Gel, seni danışman yapayım” teklifini duyunca CHP genel başkanına resmen danışman olmakta hiçbir yanlışlık görmemiş mi?

Bana tuhaf gelen bu durum neden kimseyi rahatsız etmiyor?

Reklam

Yaptığını savunurken, ismi lazım olmayan bu kişi, kendisine yönelik eleştirilerin ailesi fertlerini huzursuz ettiğini söylemiş; bu arada çocuklarının da aynı sebeple tedirginlik yaşadığını öğreniyoruz.

Peki de, ailesi fertleri, yakınları, çevresindeki insanlar bu kişinin birden bire saf değiştirmesinden, geçmişte hakkında ileri geri sözler sarfettiği bir siyasi lidere en yakın mesafede durmak için çaba göstermesinden ve sonunda CHP genel başkanına danışman olarak atanmasından hiç mi rahatsızlık hissetmemişler?

İçlerinden biri olsun, “Hayrola, bu ne kişiliksiz bir davranış” da dememiş mi?

Tartışma ismi lazım olmayan bir kişi hakkında yürütülüyor ama aslında o kişiyi aşan bir yönü var bu olayın; “O kişi bir prototip” deyişimin altında yukarıdaki sorular yatıyor.

Neden acaba? Para için mi? CHP içine sızma amaçlı bir hareket mi? Yoksa baştan itibaren yeri ve zamanı geldiğinde ortaya çıkması sağlanacak bir malzeme olsun diye planlanmış bir kumpas mı?

Soruları sormasına soruyorum ama bu üç ihtimali de çok fazla muhtemel görmüyorum.

Yakınlar, aile, çevre bu olay ortaya çıktığında o kişiye nasıl bir tepki vermiş olabilir?

En çok merak ettiğim de işte bu sorunun cevabı.

Rakip partiler birbirlerinden taraftar devşirmeye önem verirler; vaktiyle farklı partide olup da çeşitli sebeplerle ondan kopmuş olanları aralarında görmekten haz alırlar.

Uzun yıllardır siyaseti yakından gözleyen biri olarak, bu olay, bana, öyle bir devşirme girişimi gibi gelmiyor.

Kişi ama kişiliksiz bir kişi, bir oraya bir buraya savrularak siyasette yer kapma çabasına girmiş de olabilir. 

Sizler yine de hiçbir ihtimali gözardı etmeyin derim.

Bu konuda benden bu kadar.

ΩΩΩΩ

Reklam

26 YORUMLAR

  1. Peki de, ‘CHP’ denildiğinde akla gelebilecek ne kadar değer varsa hepsine karşı olduğunu vaktiyle en yakışıksız ifadelerle kamuoyuyla paylaşmış, anlaşıldığı kadarıyla iktidar partisi içerisinde bulunmuş veya o çevrelerde tanınmış biri, nasıl olmuş da, tam da seçime gidilirken, CHP liderine yakın olma ihtiyacını hissetmiş? Neden sahiden?
    Sayın yazar yine körleri sağırları oynuyor…bu ismi lazım olmayan kişiye bu sorulari sorarken kendisininde umut bağladığı saadet vefa gelecek demokrat parti liderlerine bu soruyu sormadı.seçim öncesi niye davutoğluna babacana temel reise
    “” Peki de, ailesi fertleri, yakınları, çevresindeki insanlar bu kişinin birden bire saf değiştirmesinden, geçmişte hakkında ileri geri sözler sarfettiği bir siyasi lidere en yakın mesafede durmak için çaba göstermesinden ve sonunda CHP genel başkanına yardımcı olmaktan hiç mi rahatsızlık hissetmemişler?
    İçlerinden biri olsun, “Hayrola, bu ne kişiliksiz bir davranış” da dememiş mi?””
    Diye sorabilse idi…😂trotatip bence çok…..

  2. “İsmi lâzım olmayan kişi” diye başlıyorsun, ama neredeyse kadıncağızın diş röntgenini göstereceksin! Bu nedir? Güya edebiyat mı yapıyorsun?

  3. yıllarca chp ve temsil ettiği şeylere muhalif olan bugün sabah akşam chp güzellemesi yapan fehmi bey ne olacak

    • Sayın yazara haksızlık yapmayalım:
      fehmi bey “chp ve temsil ettiği şeylere muhalif değildir ama sabah akşam chp güzellemesi de yapmıyor.”
      Görünüşlerin başka başka oluşu aslın birliğine engel değildir, nitekim aynı daldan diken ve gül, kırmızı ve beyaz aynı anda biter!

  4. önceki yoruma devamla yazmam gerekirse, zaten yazar “ismi lazım olmayan kişi” tanımlamasıyla şahsa “iyi sıhhatte olsunlar” dileğinde bulunmuş. tabi burda cehapede işlerin ne kadar çala kalem, kör göze parmak işlediği ve dahi KKnın bu minvalde liderlik yeteneklerinden yoksun ve sadık bir partisi/ekibi olmadığı çok bariz bir şekilde ortaya çıkıyor. Yine kılavuzu karga (kuş!) oğlanın burnu pislikten kurtulmaz. Dedem ne çektin be. Adam haklı, cehapeyi yönetmek ülkeyi yönetmekten zor. bırak yapabilecek biri gelsin.

  5. Fehmi beyin kalemini bu kadar keskin kullandığı nadirdir. Bu kişiyi daha da merak ettim şimdi.

  6. TR’de siyasetin (siyasetsizliğin) geldiği nokta! sebebiyle olabilir mi?
    Bir aşiret tarikat cemaat oluşturuyorsun,
    “HER PARTİYE BİR VEKİL YERLEŞTİRİYORSUN!!!”
    “X ŞAHSININ DEDESİ SENATÖR İMİŞ OLDUĞUNDAN! tüm nesli soyu maaile tapulu sanki meclise!!!
    NEYDİ TBMM:
    -x bölgeden ilden kesimden (çifçi esnaf..) birer kişi seçimle!….
    -y kişisi mühendis hukukçu z kişisi dr olduğu, inşaatçının oğlu olup (kızı ne iş yapar bilinmez o niye aday değilde oğlu?) öbürü kadın kotası uydurulduğu!!! İçin girmeli midir meclise?????????😡😡😡😡
    AMA, ÖYLE! Yapmışlar işte!

  7. Yazıyı okuduktan sonra biraz düşündüm , gayet tabii ki o kişiyi biliyorum ancak tam olarak ne diyeceğimi kestiremedim , yine de yazmaya başladım, istim arkadan gelsin !
    Belki de Mevlâna’nın güzel deyişi yeter de artar bile :
    ” Bir söylenene bakarım laf mı diye , bir de söyleyene bakarım adam mı diye “!
    Tabii olaya bir de toplumun ahlaki çöküntüsü , toplumsal değerlerin ayaklar altına alınması , değerlerin aşınması ve nihayet siyasetteki seviyesizlik açısından bakılabilir.
    Benim aklıma bir de şu geldi ; bu toplumun bir kesiminde , vatanın ve milletin kurtarıcısı, bu devletin kurucusu olan Atatürk’e karşı anlaşılmaz bir düşmanlık , bir kin , bir intikam alma gayreti var .
    Ben bunun sebebini şöyle düşünüyorum; toplumun diğer kesimi de Atatürk’ü öylesine çılgınca övüyor, övüyor ki , yere göğe koyamıyor ve adeta insanüstü ilahi bir varlık haline getiriyor .Işte bu durum bence karşı tarafta otomatik olarak bir antipatinin , bir tepkinin , bir husumetin doğmasına sebep oluyor .
    Bana göre ikisi de doğru değildir, yanlıştır ; Atatürk de bir faniydi , bu vatana , bu millete olan ve her türlü takdirin üstünde olan olağanüstü hizmetlerinin yanında , eleştirilecek yanlışları , hataları tek adam olarak bazı çevrelere karşı yaptığı vefasızlıkları hatta çok ağır kötülükleri de vardı.
    Bütün bunların aslında tarafsız ve gerçekçi bir şekilde ve tarihe ışık tutacak tarzda açık açık , düzgün olarak ortaya konması gerekir , bu durum Atatürk’ün değerinden hiç bir şey eksiltmez , korkmaya gerek yoktur ,aksine her kesim tarafından sevilmesini ve takdir edilmesini sağlar .
    Allah’ın kontrolü altında olan
    Peygamberin bile hata yaptığı bir dünyada her fani gibi Atatürk’ ün de hata yapması gayet normaldir .
    Yorum haliyle uzun oldu , özür dilerim.

    • Hanım kimdir, neyin nesidir, nasıl bir insandır?
      Bay Kemal’e sığınmak için bir referans gerekmez. Erdoğan nefreti yeterlidir. Yollayın hemen gelsin. Yani? Tercihe şayan…
      Yani, Perinaz Hanım’la Ali Babacan arasında hiçbir fark yoktur.
      Tam da seçim arifesindeymiş.
      O günler Bay Kemal çok meşgul olduğundan, Perinaz Hanım’ın kimliği hakkında bir bilgi edinmeye vakit bulamamış.
      Doğrudur.
      O günler yorgunluktan Kemal Bey ne yaptığını biliyor muydu ki?
      Herkese bol keseden bir şeyler veriyordu.
      40 milletvekilliğini bahşiş gibi dağıttığına göre, Perinaz Hanım’a da bir danışmanlık bahşetmiş çok mu?
      Şeker gibi adam bu Bay Kemal.
      Hatırlar mısınız?
      Tevekkeli Ümit Özdağ, onun verdiği sözle yetinmedi, imzalı senet istedi. Hocam vallaha ayıp ettin.
      Bay Kemal’in sözü senettir.
      İnanmıyorsanız, işten atılan binlerce belediye işçilerine sorun.

  8. CHP nın liderleri Erdoğan için çalışiyorlar. Deniz baykal erdoğanın siyasi yasağını kaldırttı. Kılıçtaroğluda mecliste baş örtüsünu serbest.bıraktırdı.
    Bahçelde, abilik yapiyor.
    Dünyanın en şanslı siyasetcısı. Deniz Baykal, Abdullah Gül, Devlet Bahçeli, Kıliçtaroğlu. Bunlar olmasaydi cuntacılar onu bir kaşık suda boğardılar.
    AKP nın #1 destekcisi. CHP.den başkası değil.

    • Altı üstü bir danışmanlık vermiş çok mu?.. Hem kanunla başörtüsü serbestisini getirecekti ya, vitrin lazımdı!..

      Şimdi dönün bakalım fırıldak gibi…

      Bi’şey daha var.

      Perinaz 26 Mayıs’ta yani seçimin ikinci turundan 2 gün önce atanmış.

      O niye peki?.. Perinaz 2 gün içinde CHP’de neyi değiştirecekti?..

  9. Herkesin umudunu bagladigi son secimde, bence birileri tarafindan her seyin kontrol altinda oldugunun cok onemli bir delili. Nasil bir organizasyonsa bir eli hdp de digeri hp de Mansur Yavasi aday gostertmiyorlar milliyetci diye ama Umit ozdag gibi ne oldugu belirsiz kisilerle madaya oturuluyor. Bence her seyin bu derece kontrol altinda oldugu bir baska konu da 15 temmuz. Boyle zekaya sapka cikaracaksin. Bizim gibi otobusun duraktan kalkis saatini bile tutturamayanlar icin Romanlarda sahit olabicegimiz bir vaka.

  10. Galiba TC kuruldu kurulali bağrından tek bir akkılı çikmış oda Ahmet Nesin.
    Ateist olmasaydi, onun kalp gözü açık evliya zannederdım. 2003 Zamanın başbakanı Abdullah Gül istifa edip Erdoğan Başbakanliği altın tepside sununca. Ahmet nesin pilini pırtısını toplayıp Fıransaya gidiyor ve iltica ediyor. İlticasının nedenini söyleyince
    Hemende kabul ediliyor.

  11. Geçmişte AK Parti’de siyaset yapmış bir başörtülü hanımın seçimlere iki gün kala CHP’ye katılması/danışman atanması, ne eski partisine kaybettirir ne de yenisine kazandırır. Kaybeden yine kendisi olur!

    Bu tür katılımlarda kabul eden partinin ilkeli davranması ve ilkelerine aykırı eylemlerde bulunmuş ve farklı düşünen kimseleri kabul etmemesi gerekir.

    Bununla birlikte kabul eden taraf kabul edilenden daha masumdur.

    Asıl sorun katılandadır. Geçmişte aleyhinde konuştuğu yazdığı bir partiye katılmayı içine sindirebilendedir!

    Geçmişte AK Parti aleyhine onca laf etmiş birinin AK Partiye katılması ya da CHP’ye söylenmedik söz bırakmayanın CHP’ye katılması bir kişilik sorunudur!

  12. “BU KADAR YANLIŞ, YANLIŞLIKLA YAPILAMAZ”
    “Bu kadar yanlış, yanlışlıkla yapılamaz” hüküm cümlesini iktidar için kullanıyordum.
    Bu hüküm cümlesini hiç tereddüt etmeden muhalefet ve özellikle ana muhalefet için de rahatlıkla kullanabilirim.
    Bu kadar yanlış, ancak ve ancak bilerek ve isteyerek yani kasten, hatta ceza hukukunda kastın en yoğun halinin ifadesi olan “taammüden” gerçekleştirilebilir.
    Bu sitenin takipçileri, seçimden önce de ülkemizin ikitidar ve muhalefetini ayrı-gayrı görmediğimi iyi bilirler.
    Seçimden önce de derken, muhalefete eleştiri okları haklı olarak seçim sonucuna göre daha fazla olmaya başladı.
    Daha doğrusu yeni yeni başladı.
    Toplumsal muhalefet şeklen seçim yenilgisinin şokunu hâlâ atlatamadı.
    “Şeklen seçim” tabiri kullanıyorum. Zira bu seçim iktidar ve muhalefet bileşenlerince “masa başında kurgulanmış” bir seçim.
    İktidar ve muhalefet için “Siyam ikizi” tabiri yanlış olur.
    Zira siyam ikizlerinin bedenleri aynı, başları farklıdır.
    Bizim iktidar ve muhalefetin ise başları aynı, bedenleri farklı.
    Buradan muhalefet için hangi tasnifi yapmıştım?
    Candaş, yandaş, yancı, kontrollü, irtibatlı, iltisaklı.
    İrtibatlı ve iltisaklı muhalefetin iktidara zaten göbekten bağlı olduğunu, muhalif seçmenle irtibatlı ve iltisaklı olduklarını izah etmeye çalışmıştım
    Sayın KORU çok önemli bir konuya projektör tutuyor.
    Bir de neredeyse fotokopisi “erkek” sürümü var.
    Erkek prototip ise H.C.
    Menim merak ettiğim husus ise şu:
    Bu kadar kısa devreyi bu kadar göstere-göstere nasıl yapabiliyorlar.
    Haydi iktidar “güç sarhoşu.”
    Muhalefet nasıl bu kadar fütursuzca, naklen yayın yaparak işbirliği sergileyebilir?
    Sahi onlar da iktidardalardı.
    Bedenleri olmasa da başları.

  13. Baykalın gözdesi neyse bu da odur, nerde bir kıçıkırık çarşaflı dul var, soluğu ya iyipte ya da chpde alıyorlar:)
    E.çakır bir anda tesettürünü çıkardı ve gerçek yüzünü gösterdi, bu da öyle bir vakadır!
    Bunlardan daha çok var çoook!!!!

    • Bunlardan sanki sizde hiç yok , maşallah, siz ak sütten çıkmış ak kaşıksınız, öyle ya isminiz de zaten ak !

    • bu turler en cok iktidar cevrelerinde olur. kilcdaroglu kazansaydi belkide bakan olacakti. boyle bir firsat kacirilmaz. yani kisaca bu turler kazanma ihtimaline oynarlar.

  14. Peki 15 Temmuz ihanet operasyonunun askeri istihbaratçı şahitlerini 15 Temmuz devlet sırrı olarak kalmalı diyerek susturmak için tehdit eden CHP’liler kimi şaşırtıyor?

Yoruma kapalı.